Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Çağatay Üstün’ün konuyla ilgili açıklaması şöyle;
Yasaklarla değil, bilinçli ve duyarlı bir tavır sergilemeyle ancak sorunlar çözülür.
Son günlerde
gelen en fazla şikayetlerden birisi de otomobillerde cam filmine yeniden
getirilen yasaklama olsa gerek.
Aslında
sessiz tepki o kadar büyük ki, bunun fark edilmesi bile bu yasağın kaldırılması
için gerekçe olabilir.
Bir kere
etik açıdan yanlış olan önemli bir durum söz konusu.
Günümüzde UV
ışınlarının gerek otomobil içine gerekse de seyahat edenlere o kadar
kanıtlanmış zararı var ki. Sadece sağlığa etki eden bu zarar dahi yasağın
kaldırılması ile eşdeğerdir.
Yani sağlığı tehdit eden bir duruma karşı bireyin önlem alması zorunlu ve geçerli bir durumdur. Bu nedenle yasağı getirenlerin yeni bir düzenlemeye ve daha bilimsel ve daha doğru dayanaklara dayalı yeni bir taslak metin oluşturacaklarına inanıyorum.
Kabul edilen
gerçek cam film yasaklamasının anlamsızlığıdır. Ancak bunun da bir standardı
olması lazımdır. Bir kere koyu ve siyaha yaklaşan renkli camlar veya buna uygun
cam filmleri yasak olmalıdır.
Neden?
Sürüş emniyetini ve aracın görünümünü aşırı kasvetli bir hale getirdiği için. Bunun kendi kişisel mahremiyetim yaklaşımıyla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bu tür camlar ve filmler tamamen kozmetik amaçlı ve modifiye araç kavramına hizmet etmektedir ki, standartlara uymayan bir araç yapılandırılmasını doğru bulmuyorum.
Neden?
Sürüş emniyetini ve aracın görünümünü aşırı kasvetli bir hale getirdiği için. Bunun kendi kişisel mahremiyetim yaklaşımıyla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bu tür camlar ve filmler tamamen kozmetik amaçlı ve modifiye araç kavramına hizmet etmektedir ki, standartlara uymayan bir araç yapılandırılmasını doğru bulmuyorum.
Yani, aracım çok güzel hale gelsin diye trafiği, diğer sürücüleri tehlikeye atacak uygulamaların etik bir yönü yoktur. Kimi bisiklet veya motosiklet kullanırken fark ettiğim sokaktan çıkan sürücünün yüzünü dahi göstermeyen bir araç görünümü tehlikeli bir durumdur.
Cam filmi uygulamaları belli bir skala dahilinde dereceli olarak, siyah ve çok koyu bir duruma izin vermeyecek şekilde devletin kontrol ve denetimini sağladığı veya bu işle yetkili kıldığı firmalar tarafından yapılmalıdır. Herkesin cam filmi uygulama merkezi gibi hareket etmesi başıbozuk bir durumun göstergesi olacaktır. Yasaklarla değil, bilinçli ve duyarlı bir tavır sergilemeyle ancak sorunlar çözülür. Bu nedenle yetkili kurumları bu konuda düzenleme yapmaya davet etmek gerekmektedir. Yetkili ve sınırları belirlenmiş, abartılmamış cam filmi uygulaması kabul görmelidir.
Yıl 2017 olmuş, biz yasağı kalkmış bir uygulamayı yeniden gözden geçirmeden yeniden yasaklıyoruz. Akıl ve mantıkla anlaşılabilir bir durum değil tabii ki.
Bu arada yeri gelmişken asıl yasaklanması değil ama engellenmesi gereken bir konuyu da hatırlatmak isterim.
Şehir içinde
çok yüksek sesli kornalarla seyir halindeki dolmuş, taksi, kamyonların ve özel
araçların durumu ne olacak?
Düğün konvoyu, asker uğurlama konvoyu gibi gerekçelerle acımasızca kornalarına basan sürücülerin hali nedir?
Buna trafik kanunu izin veriyor mu acaba? Ya da son zamanlarda moda olan drift yapan araçlara ne demeli?
Görüyoruz
ki, yasak ile normalden uzaklaşmış olan şeylerin engellenmesi aynı şeyler
değildir. Yüksek sesli kornaya ve şehir içinde gereksiz ve adım başı korna
çalmaya “Hayır” diyorum. Bununla ilgili bir denetimin yapıldığını sanmıyorum ve
trafikte de görmüyorum.
Bakalım
zaman ne gösterecek? Sağduyu ve akıl doğruyu bulsun istiyorum.
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder