1 Eylül 2021

Zeki Narin; Boş zamanlarda kitap okunmaz!

Kitap kafe konseptiyle hizmet veren "Z Kitap Cafe'nin" hikayesini öğrenmek için işletmecisi Zeki Narin'le "Z Kitabevini" konuştuk. Benim için keyifli bir sohbetti. Sizin de keyifle okuyacağınıza inanıyorum.


Önce sizi tanıyabilir miyiz?

Diyarbakır doğumluyum. Ege Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazanınca İzmir'e eğitim için geldim. Küçük yaşlarda edindiğim kitap okuma alışkanlığım hayatımın vazgeçilmez bir parçası oldu. 

Z Kitabevi ne zaman açıldı?

"Z Kitabevi" ismiyle 20 yıl kadar önce İzmir'de Kızlarağası Hanında işyerimi açtım. Daha sonra Alsancak'ta Yüzbaşı Şerafettin Bey sokağında 7 yıldır sevdiğim işi yapmaya devam ediyorum.  

Z Kitabevi'ne gelenleri neler bekliyor? İnsanlar buraya neden gelmeli?

Benimle sohbet edebilirler. Okuduğum bir kitap, izlediğim bir film hakkında görüşlerimi anlatabilirim. Keyifle kitap okuyabileceğiniz arka bahçemiz var. Bahçemizde iki yasemin ağacı var. Önümüzdeki yaz mis gibi yasemin kokuları eşliğinde kitap okuyarak çay ve kahve keyfi yapabilirler. 

Geçtiğimiz yıllarda Z Kitabevinden çıktım evime gidiyordum. Kış mevsimi hava çok soğuktu. Alsancak'ta bir galerinin önünden geçiyordum. Galeri de İtalyan bir sanatçı çalışmaya hazırlanıyordu. Yanımdaki arkadaşımla içeri girdik. Sanatçı kendisine öyle güzel bir ortam hazırlamış ki içerisi sıcacık, şarap ve yanına aperatiflerini hazırlamış. Harika bir ortam da resim yapmaya hazırlanıyordu. Bu beni çok etkiledi. Ben de kitap okurken önce rahat bir ortam hazırlanmalı diye düşünüyorum. Güzel bir müzik, temiz bir ortam, güzel kokular. Böyle bir ortam da kitap okumanın keyfi farklı olur. Ben de kitap severlere böyle bir ortam sunmaya çalışıyorum.  

Okuma oranı düşük bir ülkede yaşıyoruz? Bu sizi endişelendirmiyor mu? 

Benim ticari kaygım yok. İşimi sevdiğim için yapıyorum. Beni asıl kaygılandıran kitap okuyan insanların fikirlerinin değişmemesi. Kitap okuyan insanın hayatlarında olumlu değişimler olmalı. Ben bunu göremiyorum. Her bir kitap ayrı bir dünya, farklı bir alemdir. Sürekli kitap okuyan ziyaretçilerimiz var. Yıllardan beri hiç bir değişime uğramadan aynı şekilde gelir giderler. Az bir kesim de olsa okuduğu kitapların etkisiyle değişimleri olan insanlar var. Genel anlamda hayatlar değişmiyor.

Bu konuyla ilgili Jack London'ın Martin Eden kitabını örnek vermek istiyorum. Jack London'ın yarı otobiyografik romanı kendi hayatından izler taşıyor. Martin Eden kitap okumaya başladıktan sonra yazar olmanın mücadelesini veren genç bir işçiyi anlatıyor. Benim okuyucularda görmek istediğim böyle güzel değişimler.  

İzmir'de kitaba ilgi nasıl?

Aslında kitaba ilgi çoktu. Kitabevlerinden kitap satışları son yıllarda düştü. (İnternet üzerinden kitap satışlarında artış var). Yine de belli bir kesim kitabevlerinden kitap okumaya devam ediyor. Korsana karşı olan bir okuyucu kitlesi var. Bu kesim kitabevlerinden kitaplarını temin ediyorlar. 

Ne tür kitaplar tercih ediliyor?

Popüler olan en çok satılan kitaplara ilgi biz de yok. Benim okuyucu kitlem araştırma ve inceleme üzerine her yerde bulunmayan kitaplar istiyor. Örneğin, Michel Foucault'un "Hapishanenin Doğuşu" kitabı, Frantz Fanon'un "Yeryüzünün Lanetlileri, Elias Canetti'nin "Kitle ve İktidar" gibi  kitapları istiyorlar. 

Bu kitabevinin ismi neden Z?

Kitabevi'ni açma sürecinde Yaşar Kemal'in eşi Tilda Kemal'in adını vermeyi düşünmüştüm. Çünkü her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın olduğuna inanıyorum. Yaşar Kemal'in de arkasındaki güçlü kadın Tilda Kemal'dir. 

Daha sonra başka bir isimde karar kıldım. Yunan Mitolojide "Z" ölümsüz demek. Costa Kavras'ın "Ölümsüz Z" filmini izlemiştim. Film Vasili Vasilikos'un "Ölümsüz Z" kitabından uyarlanmış. 1982'de Yılmaz Güney'in "Yol" filmiyle birlikte iki ünlü yönetmen Cannes Film Festivali'nde büyük ödülü paylaşmışlardı. Costa Kavras'a ve Yılmaz Güney'e selam olsun diyerek "Z Kitabevi"  isminde karar kıldım. 


Pandemi sonrası yeni dönemde yazarları ve şairleri okuyucularla buluşturma çalışmaları olacak mı?

Geçtiğimiz yıllarda edebiyat ve sanat camiasından okumalar ve yazar etkinlikleri yaptık. Hemen her hafta bir etkinliğimiz oluyordu. Normalleşme sürecine başladık. Tekrar yasaklar başlamazsa yeni etkinlikler yapmayı düşünüyoruz. 

Z Kitabevinde kitap okurken genelde lezzetli, güzel demli çayınızdan isteniyor. Bunun sırrı nedir?

Evet, "Z Kitabevinde" kitap okurken yanında iyi demlenmiş bir çay isteniyor. Çay demlenin püf noktalarını iyi bilmek lazım. Ben çayın kitabını yazabilirim. Bir çay tiryakisi olarak bilinen George Orwell "Mutluluk bir bardak çay gibidir" der. İngiliz yazar, 1946 yılında Evening Standard gazetesinde yer alan yazısında "En güzel çayın püf noktalarını" okuyucularıyla paylaşır. Usta kalem, o dönem yemek kitaplarında çay demlenmesiyle ilgili bilgilendirici ve detaylı yazılar bulamayınca kendisi 10 maddelik bir çay tarifi kaleme alır. "Çayın altın kuralları" diye adlandırdığı tarifinde hangi çayın kullanılması, nasıl demlenmesi, çayın hangi bardakta içilmesi gibi konuları ele alır. Ben George Orwell'in kurallarına göre çay yaptığımı yazılarını okuduktan sonra öğrendim. Güzel çay demlediğimi herkes söyler. 


Okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Orhan Pamuk "Yeni Hayat" kitabında "Bir kitap okudum bütün hayatım değişti diye başlar. Kitap satın almayın, kitap okuyun. Kitap boş zamanlarda okunmaz. Boş zamanlarınızda ne yaparsınız sorusunun cevabı kitap okurum olmamalı. Kitap okumak için zaman ayırmalı ve severek kitap okumalıyız. Ben boş zamanlarımda arkadaşlarımla sohbet ederim. Kitap okumak için kendime özel zaman ayırırım. Okuduğumu iyi anlamak isterim. 

İyi kitap okuyucularından bir doktor arkadaş "Z Kitabevinde" satılık kitap yok okunacak kitap var demişti. İyi kitap okumak isteyen, güzel demli bir çay içmek isteyen kitabseverleri "Z Kitabevine" bekliyorum.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder