29 Mart 2018

Şiir Yaşadıklarımın Dışa Vurumu


Ferzan SARPKAYA, bu yıl ikinci şiir kitabı “gün vurgunları” ile okuyucuları selamladı. Kitabı, şiire ve hayata dair düşünceleri ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
“Manisa Turgutlu’da 1960 yılında doğdum. İlkokul, ortaokul, lise öğrenimimi İzmir’de tamamladım. Anadolu Üniversitesi’nde Muhasebe okudum. Kamu kurumundan emekliyim. İzmir’de yayımlanan Gazetem Ege’de köşe yazarlığı yaptım. Yazmaca Gazetesi’nde, “Kazete”de yazmayı sürdürüyorum. Dil Derneği üyesiyim ve İzmir Yürütme Kurulu’nda görevliyim. SAĞKAL gönüllüsüyüm.”
İlk şiirinizi ne zaman yazdınız?
“Okuma yazma ve şiir çocukluğuma yerleşti. Bizim dönemimiz kitap harçlığıyla geçti. Elimizde olan kitap harçlıklarıyla kitap alıyorduk. Evde olan annelerimizin okuduğu hayat mecmuaları vardı. Bir de ansiklopediler vardı. Hayat mecmualarını ve ansiklopedileri okuyorduk. Ansiklopedik bilgileri daha çok öğrenmeye çalışıyorduk. Evimize Hürriyet gazetesi alınırdı. Gazetenin kelebek ekinde çocuk sayfasında ilk şiirim yayınlandı. Çocukluğumla ilgili gökyüzü, bulutlar, uçurtmalar var. Çocukluğumun uçurtmaları var. Uçurtma ben de çok önemli bir yer tutmuş. Şiirlerimde uçurtmalar hala var. Çocukluğumuzda kendi uçurtmamızı yaptık. Kargıları kesip kasnakları yapardık. Demek ki o emek bende uçurtmadan vazgeçmeme sebebi olmuş. Çocukluğumda en mutlu olduğum an uçurtma uçurduğum ansa, uçurtmayı yapıp uçurtmaksa o benim içimde hep var olduğunu düşünüyorum. Ama seyri değişti. Şimdi biz ne için uçurtma uçurmalıyız? Gündemde hep çocukların acılarının tam tersini vurgulamak için uçurtma yer alıyor. Şu anda Türkiye’de kaç çocuk uçurtma biliyor ve uçuruyor dersek sayı çok düşük olabilir. Bugünkü çocukluk belli bir kesimi ele almazsak çok daha acılı, çok daha olumsuz, çok daha körebesiz, çok daha saklambaçsız.”

Şiir sizin için nedir?
“Şiir yaşadıklarımızın dışa vurumu ama bende muhalif bir taraf var. Yaşadıklarımıza muhalifim. Hem insan olarak hem de çevresel olarak. Şiirlerimde benim için çevre de çok önemli, insanda çok önemli. En çok ta çocuklar ve kadınlar. Yeryüzü, doğa, insanlar hep acılı. Ama sonuçta bir umut hep var. Hiçbir şekilde umutsuz değilim. Şiirlerimde öyle. Benim şiirlerimde sevi çok fazla yok. Ben aşk demiyorum. Sevi şiirlerimde pek yok. Şiirlerimde, doğa ve çocuğa daha fazla mesaj veriyorum. Tek bir kişiyi sevmektense, yaşadığımız zamanı, olduğumuz anı her şeyiyle sevebilmek. Ama canımızı acıtanları, gerek siyasi gerek kişisel bu konularda da elimizi taşın altına koymalıyız. Her şeyde biz olmalıyız mesajını vermeye çalışıyorum. Birçok acıyı biz olursak dindirebiliriz.”
Bütün şiirlerinizi ezberler misiniz?
“Ezberim çok kuvvetli değil. İlkokulda ezberleyerek şiir okudum. Onun dışında ezbere bildiğim şiir çok azdır. Kendi şiirlerimi de ezbere okuyamam.”
Neden eskisi kadar şiir kitabı alınmıyor?
“Özellikle bizim ülkemizin eğitiminden kaynaklandığını düşünüyorum. Müfredatlarda şiir çok fazla yer tutmuyor. Bizim dönemizde “ failûn, failatün,mefailün” şiirleriyle bilgilendirildik. Normal güncel şiirler az olsa da vardı. Ama günümüzde şiirin gerçekçiliği ve önemi eğitim sistemimizde yer almıyor. Şiir’de İran bile Türkiye’nin önündedir. Küçücük çocuklar bile sokaklarda şiir okuyor. Batı’yı hiç örneklemeye gerek görmüyorum. Şiir bizde çok önemsenmiyor, belirli şairler’in şiirleriyle hala geçmiş şiirleri yaşıyoruz. Biz toplum olarak inanılmaz geçmişe bağlıyız. Belirli dönemde yaşamış şairlere ve önemsediğimiz, kalıplaştırdığımız şairler var. Onların ötesine geçemiyoruz. İçinde şiir sevgisi olan öğrenci varsa kendi aralarında şiir grupları kuruyorlar. En fazla 25’tir.Başlarında ilgili bir öğretmen varsa grup çalışmaları devam ediyor.”
Gün Vurgunları şiir kitabı nasıl oluştu?
“Gün Vurgunları” ikinci kitabım. İlk kitabım “Ben Gibi Konçerto”dan seçkilerim de var. Kitap çıkarmak hiç fikrimde yoktu. Bir arkadaşım, şiirlerimi okuduğunda ısrarla yazılması gerektiğini, gün ışığına çıkması gerektiğini söyledi. Sonuçta bir kitap yaptık. İlk kitabımdaki acemiliğimi ikinci kitabımla aşmaya çalıştım. Ben belli yerlerde köşe yazısı yazıyorum ama içimizdeki muhalif olduğumuz duyguları ve acıları dile getiremiyorsunuz. Komşunuzla konuşsanız o sizden dertli. Bu yüzden aklınıza kalem kağıt geliyor. Orda kendinizle dertleşiyorsunuz dertlerinizi paylaşıyorsunuz. Ben hep şunu söylerim. Ben kendimi şair olarak düşünmüyorum. Kendim için hiçbir zaman şair diyemem. Sadece şiir yazıyorum. Oluşanları kitaba döküyorum. Bu dönemde şiir yazdıysak bu şiirler yüz yıl sonra hala okunabiliyorsa bu dönemin şairleri o zaman belli olur diye düşünüyorum.”
Gençlerin şiirle olan ilişkisi konusunda ne düşünüyorsunuz?
“Günümüz gençliğinin şiirle olan ilişkileri genelde aşk üzerine. Gündemlerinde ya sınav kazanma derdi var. Veya aşk derdi var. Aşk üzerine yazılan şiirlere daha çok ilgi duyuyorlar. Ben çocukların şiire daha çok ilgili olduklarını gördüm. İzlenimlerimden bunu edindim. Çocuklar şiirleri daha çok seviyor. Bu günümüzde gençlerden çok çocuklar şiirle ilgili. Her genç için söylemeyiz ama genelleme yaparsak benim izlenimlerim bu yönde.”

En sevdiğiniz şairler kimler?
“Sevmek konusunda hiç ayırmıyorum. Hepsini seviyorum. Ama kendime en yakın olan Gülten Akın var. “
Sizde bir anısı olan paylaşmayı düşündüğünüz bir şiiriniz var mı?
“Bu şiiri yazarken, nasıl yazabilirim diye düşündüm. Çocuklar gerçekten çok sahipsizdi. Sokaklar sahipsiz çocuklarla dolu. Yalnız Suriyeli’ler değil. 45 çocuğumuz tecavüze uğradı. Bizim çocuklarımız. Ben bunlara gerçekten çok fazla üzülüyorum. Kozasında şiiri o dönem oluştu.”
Kozasında
kozasını ördü sonunda
yorgundu kadın
son nefesi miydi uyuduğunu bilmeden
düşüne mıhlanan sokak çocukları
arabasına uzanmış cam siliyor
kiminin avuçları açık köşe bucakta
torba içinde burunları
yaşamdan sıyrılma sancısı
renksiz, silgin
yuvada morarmış ağlama sesleri
yersiz, göksüz
deniz yırtıldı ortasından
onlarca çocuğa tecavüz haberlerinin ardından
günlerce süren uykusuydu
uyanıklığı alevlendi
artık bu kapalı daracık yerde duramazdı
sarılmalıydı, koruyup kollamalıydı
savrulan sokaklardı
neredeydiler!!!
yoktular apansız büyümüşlerdi!!!
“Yüreğim şiiri de yüzlerce ağaç kesildiği dönem çok etkilendiğim için yazıldı. Tüm şiirlerim de hep etkilendiğim bir şeylerden yazıldı. Özgür yazmayı seviyorum.Noktayı, virgülü kullanmadan, hececi’dir vs.’dir o katagori ye girmiyorum.”
Yüreğim
zeytin ağacı yüreğim
yeşil ve siyah
dalım küskün
toprağım gözyaşı
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey varmı?
“Ben içimizdeki durumdan çok fazla etkilenen ve bunun için ne yapabiliriz, her şey iyi olsun diye düşünen birisiyim. Hepimiz geçiciyiz. O kadar çok zalimlik var ki geçici olduğumuzu çok kimsenin bilmediği şaşkınlığını yaşıyorum. Her şeyi bu kadar içselleştiriyorum. Şiir de belki çok fazla içsel olduğum için dışarı çıkıyor. Hiç kimse için kötülük düşünmem. Herkesin başarısı ile gurur duyarım. Yardım edebileceğim ne varsa elimden geldiği kadar onların üzerinde koşturuyorum. Yeri geldiğinde kendime zaman ayırıyorum. Kitap okumayı çok seviyorum. Kitap okumadan yapamıyorum. Bu yaz kesinlikle resim yapıp tuvalle ve boyalarla sevişme kararı verdim. “


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder