30 Eylül 2021

'Rutubet' artık İzmir'de


İzmir'in Alsancak semtinde Rum evlerinin bazıları müze ya da kültürel etkinliklerin yürütüldüğü merkezler olarak faaliyet gösterse de büyük bir kısmı cafe-bar olarak hizmet veriyor.  

Alsancak Yüzbaşı Şerafettin Bey sokakta eski bir Rum evini restore ederek şirin bir cafeye dönüştüren Rutubet-Good For You İşletmecisi Burak Yıldırım  özellikle yazın arka bahçesinde oturup bir bardak taze çay veya keyifle yudumlanan kahve içmek için İzmirlileri bekliyor. 

Rutubet-Good For You isimli cafe'de çok minik ayrıntıları incelemeye doyamazken Burak Yıldırım ile 'Rutubet'in hikayesini konuştuk.

Rize'de arkadaşı İlyas Can ile kurdukları "Rutubet" sosyal bir inovasyon projesi olarak başladıklarını anlatan Yıldırım, Rutubet'in hikayesini şu sözlerle anlattı;

"Rize'de doğada var olanların yanı sıra, insanın sosyalleşmek konusunda zorluklar çekmesi ve bir arada olmanın zorluğu hedef aldığımız konular arasındaydı. Eğlenmek ve eğlendirmek, birlikteliklerden insan kaynağı yaratıp çözümler üretmek de amaçlarımızdan bir kaçıydı. Üniversitelerde ve kafelerde insanlara anketler yaparak insanlara kulak kabartıp uygun çözümler yaratmak istedik.

Mottosu, ‘’güzel insanları inlerinden çıkarır’’ olarak belirlediğimiz, her sonrakinin bir öncekinden daha özgün olacağı organizasyonlar yaratan, medya alanın da çalışmalar yürüten, toplum temelli turizm çözümleri üretmek isteyen, şehirdeki eksik olan alanlara projeler üreten samimi ve güvenilir işbirlikleri yaratmaktı amacımız. Rize Engelsiz Yaşam Derneği de işbirliği içerisinde olup çözüm ürettiğimiz bir kurumdu.  

Rutubet-Good For You artık İzmir’de. Üretmeye devam etmek, üreten ve üretmek isteyen insanlar ile işbirliği içerisinde olmaya devam etmek istiyoruz.

Sevgili arkadaşım Levent Öztürk’ün Rutubet’ten feyz alarak kaleme aldığı Dampness’in mottosunda yazdığı üzere; 

Şimdi, lütfen, ruhunuzu kemiren anlamsız kaygıları ve kendinizi sevmenizi engelleyen illüzyonları arka koltuğa postalayın, çocukçu neşenizi de kucağınıza alıp bizimle birlikte direksiyona geçin. Sahici, coşkulu ve spontane bir eğlencenin gazını birlikte kökleyelim" dedi.

Nurten İşleyen Öğüt-Burak Yıldırım

Kendinizi evinizde gibi hissetmek istiyorsanız küçük sıcak bir mola için Rutubet-Good For You  denemelisiniz. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


29 Eylül 2021

Her yeri tarih kokan "Hayat Ağacı Sahaf"


İzmir'in güzel güneşli bir gününde Buca'nın eski evlerinin sokaklarında fotoğraf çekmek için gezmeye çıktık.

İzmir'in kalabalık ilçelerinden biri olan Buca'nın eski evlerinin bulunduğu sokakların arasında kaybolurken karşımıza çiçekler arasında 2 katlı eski bir Rum evi çıktı. Kendimi "Hayat Ağacı Sahaf" tabelası önünde buldum. Tarihi yapının hiç bozulmamış olması, renk renk çiçekler içinde olan sahaf dikkatimizi hemen çekmişti. Çok kişi önünde fotoğraf çektirmiştir diye düşünerek ana cephesinde bahçe olmayan eski bir Rum evlerinden olan açık kapıdan içeri girdik ve merdivenleri çıktık. 

Her zaman eski kitap kokularını severim. Üst katta kitaplar arasına yerleştirilen masalara oturup sıcak bir kahve içerek kitaplarını zevkle okuyan bir kaç masa ve oturanlar var. Kitap kokusuna kahve kokusu da eşlik ediyor. Ne güzel bir yer. Masalarda oturan müşteriler olmasına rağmen ortam çok sessiz ve sakin. Koltuklarda ve masaların üzerinde kediler var. Hayvan dostu olmasıyla kalplerimizi de kazanıyor.

Sahaf işletmecisi  Burçin Kuvvetli bizi karşılıyor. Sahaf Burçin bey 5 yılı aşkın bir süredir Buca'da eski Rum evini sahaf olarak işlettiğini anlatıyor. 

 
Sohbetin detaylarına inmeden önce kısaca Burçin Kuvvetli'den bahsetmek istiyorum;

1984 Adana doğumlu olan Kuvvetli, sinema tutkunu ve kısa filmler çekiyor. 10 yılı aşkın bir süredir kitap işiyle uğraşıyor. İstanbul'da çeşitli yayınevlerinde çalıştıktan sonra İzmir'e yerleşiyor. 

Sahaflık konusuna dönecek olursak;

Yaklaşık 6 yıldır İzmir'in Buca ilçesinde sahaflık yaptığını söyleyen Kuvvetli, 10 yıl önce kitap yayınevlerinde çalışmaya başlayan serüvenini şu sözlerle anlatıyor.

"Yeni kitap satan yerler ve sonra sahaflar toplamda 10 yılı aşkın süredir bu işi yapıyorum. Buca'da eski bir Rum evini görünce Sahaf için çok uygun olduğunu düşündüm. Ve "Hayat Ağacı Sahaf" işletmemi açtım. Sahaflık çok keyifli bir iş. Çok kazanamasam da kendi işimi yapıyorum. Kendime zaman ayırabiliyorum. Bu istasyondan ne zaman inerim bilmiyorum. Kısa filmler çekmeyi seviyorum. Filmlerin hem senarist hem de yönetmenliğini yapıyorum. Kısa filmler çekmeye devam etmek istiyorum.


Pandemi öncesi 'Hayat Ağacı Sahaf'ta Sinema sohbetleri yapıyorduk. Filmler üzerine analiz, senaryolar üzerine sohbetlerimiz oluyordu. Pandemi sürecinde bu sohbetlerimize son verdik. 

Kitapçılar rüzgar esse etkilenir  

Pandemi sürecinde yanında işçi çalıştıranlar ve büyük oynayanlar etkilendi diye düşünüyorum. Kitapçılar rüzgar esse etkilenir. Bir mazerete ihtiyacımız yok. Her dönem etkilenecek bir durum oluyor. Pandemi süreci kendi işimin başında olduğum için büyük şirketler kadar etkilenmedim. 2. el kitap sattığımız için okuyucu kitlemiz belli. Yeni kitap satan kitapçılar pandemiden etkilenmiş olabilir. Pandemi sürecinde internet üzerinden satışlar daha çok olmaya başladığı için etkilendiler diye düşünüyorum.

İzmir'de belirli bir kitle bizi tanıyor

Müşterilerimize sosyal bir alan yaratmak istediğim için kitaplar arasına sıcak bir kahve içerek zevkle okuyabilmeleri için kafe hizmeti vermeye başladım. Sosyal ortamları ben de çok seviyorum. Daha dinamik ve genç müşterilerimiz de gelmeye başladı. Kitapseverler dışında sanatseverler de kafeye geliyor" diye konuştu.  



Hiç yolunuz düştü mü bilmiyorum, ama Buca'daysanız her yeri tarih kokan "Hayat Ağacına" mutlaka uğrayın.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT    

28 Eylül 2021

Karavanda Sanat


Satın aldığı karavanı bir sanat karavanına dönüştüren Halil Sezgin bir gün deniz kenarında bir gün ağaçlar arasında resim çalışmalarını sürdürüyor. Küçük yaşlardan beri resme ilgi duyan Halil Sezgin'in sanat karavanı sanatsal etkinliklere de kucak açıyor.

Çocuk yaşlarda boya alamadığı için renk renk ayakkabı boyalarıyla resim yaptığını söyleyen Sezgin TRT 2'de Bob Ross'un resim sevinci programını takip ederek büyüdüğünü anlatıyor.

12 yıldır İzmir'de yaşayan Halil Sezgin'den sanat karavanının hikayesini dinleyelim;


Bir sanat karavanı sahip olmaya nasıl karar verdin?

Pandemi öncesi bir projem vardı. 2020 yılının mayıs ayında sanat karavanı olarak İzmir/Kordon'da çalıştayı düzenlemeyi düşünüyordum. Ressamlar olarak Kordon'da 2120 yılının resmini yapacaktık. Önce karavanı satın aldım. Karavanı projeme uygun farklı tasarımı ve özellikleriyle ön plana çıkarmak istiyordum. Karavanın kenarları açılıyordu. İç dizaynı ile ufo görüntüsü alan ufo karavanı ortaya çıkıyordu. Hazırlık aşamasında korona virüs nedeniyle alınan önlemler kapsamında tüm etkinlikler iptal edildi. Benim de projem gerçekleşemedi. Karavanı tekrar eski haline çevirerek Bostanlı sahilinde sanat karavanı olarak kullanmaya başladım.
Sanat karavanından biraz bahseder misin?

Sanat karavanı benim atölyem oldu. Bostanlı'da dinlenmek için kahvemi içiyordum. Sonra resim yapmaya başlıyordum. Sahilde dolaşan herkesin dikkatini çekmeye başladı. İlgilenen kişilerle sanatsal sohbetlerimiz oluyordu.

Bayraklı Belediyesi'nin ressamlar sokağı yeni baştan yenilenmeye başlayınca, ressam arkadaşlarımla birlikte karavan da atölye çalışmalarımızı gerçekleştirmeyi düşündük. Sanat karavanını Bornova'ya getirdim.

Sanat karavanında çalışmalarınız nasıl geçiyor?

Ben her zaman şunu söylerim; Resim yapmadan önce kalemi kalbine batıracaksın. Kalbe değmeyeni göz görmez, gözün görmediğini el çizmez. Elin çizmediğini de sergileyemezsin. Ben bir şeylere bakarak resim yapamam. Sanat karavanında çalışırken mutlaka müzik olmalı. Hem güzel bir müzik hem resim yaparken vakit nasıl geçiyor anlamıyorum. Çalışmalarıma nokta ile başlıyorum, resim ile bitiriyorum. Resim beni kendi içine çekiyor ve farklı alemlere götürüyor. Müzik, resim ve şiir iç dünyam beni nereye götürüyorsa onu çiziyorum. Resimlerimde iç dünyamı yansıtıyorum.

Sanat karavanında ne gibi etkinlikler planlıyorsunuz?

2120 yılının resmini pandemiden dolayı yapamadık ama yeni projelerimiz var. Sanat karavanında gerekli yerlerden izin alarak 30 kişilik bir ekiple kordonda bir çalıştay planım var. Resimlerimizi yapalım, müzik dinleyelim, sanat karavanı etrafında sanat konuşalım istiyorum. Bu projemi en kısa zamanda hayata geçirmeyi düşünüyorum.

Ne tür resimler yapıyorsunuz?

Yağlıboya akrilik, soft pastek suluboya ve karakalem çalışıyorum. Resimlerimde genellikle kadın teması kullanıyorum ve kadını dört elemetle özdeştiriyorum. Kimi zaman kadın yalınhaliyle selamlarken kimi zaman bir yılanın sarmalı arasında taşlaşabiliyor. Manzara resimlerinden çok soyut resimleri tercih ediyorum. Zaman zaman her akımın ve her ressamın resimlerinden denemelerde yapıyorum. Bu aralar seramik üzerine yoğunlaştım oda sanatın ayrı bir güzelliği bence her şeyi denemek lazım ki gerçek yolu bulayım. Varolan bir resimi yapmaktansa benim dünyamı anlatan eserler yapmak ve özel tasarımlarla evinde eserimi sergilemek isteyenlere resim yapmayı tercih ederim.

Kişisel sergi açmayı düşünüyor musunuz?

Karma sergilere ve sanat çalışmalarına katıldım. Pandemi döneminde 17 il ve 6 ülkeden 70 sanatçının katılımıyla sanal sergi açtık. Artık kişisel sergimi açmayı düşünüyorum. Kendime ait sergi için projelerim var. Bu projelerimi hayata geçirince sanatseverlerle paylaşacağım.


'Mars'ta Yaza Merhaba' sergisinden biraz bahseder misiniz?

Dijital çağın dünyayı çepeçevre sardığı, pandemi sürecini evlerimizde geçirdiğimiz zamana fantastik hayaller eklemek istedik. Kızıl gezegen Mars'ta ilk resim sergisini resimcenneti.com olarak biz yapalım dedik. "Mars'ta Yaza Merhaba' Uluslararası Karma Sergisini www.resimcenneti.com adresi üzerinden gezebilirsiniz. "Mars'ta Yaza Merhaba” isimli sergimizin gerçek sergisini 1-31.Eylül 2021 de Point Bornova’da “RENKLERİN SENFONİSİ” adlı karma resim sergisi olarak açtık.

Sanat içinde olmak ve sanata gönül vererek yaşamak güzel iyi ki varsın SANAT.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

27 Eylül 2021

İşbir Yatak 197’nci mağazasını İzmir’de açtı


İşbir Yatak, İzmir Alsancak'ta gerçekleştirdiği açılış kokteyli ile 197.inci mağazasını hizmete sundu.

Açılışa İşbir Yatak Genel Müdürü Ahmet Tokeri, Türkiye Satış Müdürü Tufan Boynuyoğun, Kurumsal İrtibat Müdürü İpek Öztürk ile ulusal voleybolcular Efe Mandıracı ve Mirza Lagumdzija katıldı.



İşbir Yatak Genel Müdürü Ahmet Tokeri, “Marka olarak sağlıklı uykuyu ve kullanıcı rahatlığını her zaman merkezimizde tuttuk. Bugün 197.’si olan yeni uyku merkezimizi İzmirliler ile buluşturmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Bu mağaza ile Türkiye’nin her noktasında olduğu gibi İzmir’de de rahatlığın ve sağlıklı uykunun adresi haline gelecek ve tüm İzmirlileri mutlu sabahlarla buluşturacağız.

 

Uyku Koçu olduğumuz değerli millilerimiz de bugün burada bizlerle birlikteydi. Onların nezdinde, Türkiye Voleybol Federasyonu camiasına da buradan teşekkürlerimizi sunarken burada olup içimizdeki heyecanı bizlerle birlikte paylaşan tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.


Katılımcılar uygun yatak seçimini sağlayan discover teknolojisini deneyimledi

Katılımcılar, Türkiye yatak sektöründe ilk kez İşbir Yatak tarafından kullanılan ve vücudun çeşitli basınç noktalarını gözlemleyerek kullanıcılarına en uygun yatağı seçme fırsatı sunan Discover teknolojisini açılışa özel olarak deneyimleme fırsatı buldu.

Marka, geçtiğimiz günlerde 10 yılı aşkın süredir mağazalarında kullandığı Discover cihazını gelişen teknoloji ve yazılım algoritmaları ile destekleyerek online platformu olan www.isbiryatak.com'a taşıdığını duyurmuştu. 



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

26 Eylül 2021

Şair-yazar Rasim Şengün kitaplarını imzaladı


İzmir Büyükşehir Belediye'sinin ev sahipliğini yaptığı 15. Balkanlılar Halk Dansları ve Kültür Festivali kapsamında açılan Balkan Derneklerinin "Mübadele Kültürel Varlıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği" standında şair yazar Rasim Şengün kitaplarını imzaladı.

Kitaplarını imzalamak için Özdere'den geldiğini söyleyen Şengün şu ifadelere yer verdi;

Sayın Feyzullah Oktay bey'in daveti üzerine 15. Balkanlılar Halk Dansları ve Kültür Festivali'nde 2 gün okurlarımla bir araya gelme fırsatım oldu. Şu ana kadar yayınlanan kitaplarımı Balkan Halk Dansları ve Kültür Festivali'nde imzaladım. Her zaman olduğu gibi "Izdırap Günleri Mübadeleden Günümüze" adlı kitabıma ilgi çok fazlaydı. İlk gün getirmiş olduğum kitaplarım tükendi. İkinci gün aynı ilgi devam etti. Koca bir ömür, ızdırap günleri mübadeleden günümüze, mutlu olabilmek, meyveli ağaç, konuşan hikayelerim, konuşan hikayelerim 2, aşk bazen ve mayıs ayında okuyucuyla buluşan Zuhal anneme söz verdim, isimli kitaplarıma okurun ilgisi yoğundu. 8 kitaplık yazmış olduğum kitap serime, yazma çalışmalarımın devam ettiğini ve 2022 yılında 9 ve 10. kitaplarımı çıkarabilmek için çalışmalarımın devam edeceğini bildirmek benim için mutluluk vericidir. Kitaplarımı yazarken sade ve salt okunur bir yazı dili kullanmak benim için çok önemlidir. Her yaştan okurumun olması ve okurlarımdan almış olduğum olumlu mesajlar için okuyucularıma şükranlarımı sunuyorum.

3 Ekim de Bornova Belediye'sinin düzenlemiş olduğu kitap günleri kapsamında okurlarımla buluşmaktan onur duyacağımı belirtmek isterim" diye konuştu. 



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


25 Eylül 2021

Karşıyaka 2. el pazarı'nda ne ararsan var


Karşıyaka Bostanlı Pazar yerinde kurulan 2 el pazarına katılanlar ihtiyaç fazlası eşyalarını sattı.

Pandemi nedeniyle bir süredir ara verilen 2. el pazarı'nda kullanılabilir durumdaki 2. el giysi, kitap, kaset, plak, oyuncak, elektronik aletler, mobilya, mutfak eşyaları satışa sunuldu.

Karşıyaka Belediyesi tarafından ücretsiz stant tahsisi yapılarak 25 Eylül Cumartesi günü gerçekleştirilen pazar pandemi kurallarına uygun olarak yapıldı. 

Karşıyaka'da ikamet eden vatandaşlar önceden kayıt yaptırarak evlerinde kullanmadıkları eşyaları yeniden değerlendirilmesi için uygun fiyatlarla satışa sundu. Alışveriş için İzmir'in her yerinden ziyaretçiler 2. el pazarını ziyaret ederek alışveriş yaptı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

24 Eylül 2021

Tuvallere şarap ve kadın yansıtıldı


Kimya Yüksek Mühendisi ve Şarap tadımcısı/yazarı Zeynep Çolakoğlu ile Ressam Halil Sezgin Organizatörlüğünde Urla Kuşçular mahallesi (köyü) "Uska Bağlarında" Şaraba Düşen İzler isimli şarap ve kadın konulu resim çalıştayı düzenlendi.

24 Eylül Cuma günü düzenlenen resim çalıştayı'nda tuvallere şarap ve kadın yansıtıldı. Türkiye'nin çeşitli illerinden katılan sanatçılar, Halil Sezgin, Aynan Çolakoğlu, Serap Temoçin Uyuğ, Reyhan Fidan, Evrim Gökçelik, Kurtuluş Erdoğdu, Necdet Şen, Arife Düz çok güzel bir doğal ortamda bağlar içinde düzenlenen etkinlikte bulunmaktan mutlu olduklarını dile getirdiler. 

Kimya Yüksek Mühendisi ve Şarap tadımcısı/yazarı Zeynep Çolakoğlu yaptığı açıklamada; 

İzmir'in en güzel mekanlarından biri olan Urla Bağ Yolu'nda bulunan "USCA Şarapçılık" ta kadın ve şarap temalı resim sergisini Ressam Halil Sezgin ile birlikte organize ettik. resimcenneti.com ressamlarından 7 ressam ve cam sanatçısı Kurtuluş Erdoğdu ile birlikte 1 günlük bir çalıştay düzenledik. Etkinliğimiz çok başarılı geçiyor. Ressamlar manzaranın verdiği ilhamla sanatçı duyarlılığını kullanarak kendi düşünce ve bakış açısıyla eserlerini tamamlayacaklar. Daha sonra açık havada sergileme yapılacak. Sergi gün boyu ziyaretçilere açık olacak" dedi. 


Çalıştay'da üretilen eserler çalıştay kapsamında açılan sergide sanatseverlerin beğenisine sunuldu. 

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT



22 Eylül 2021

Karşıya'da 'Bekir Coşkun' heykeli törenle açıldı

Gazeteci Yazar Bekir Coşkun’un 18 Ekim 2020’deki vefatının ardından heykelini yaptırma sözü veren Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, sözünü tuttu. Bekir Coşkun’un Heykeltıraş Ahmet Uzun tarafından çok sevdiği köpeği Pako ile birlikte yapılan heykeli törenle açıldı. Mavişehir’de bulunan Bekir Coşkun Pako Parkı içerisinde bulunan heykelin açılış töreni, duygu dolu anlara sahne oldu.



Bekir Coşkun’un eşi Andree Coşkun açılışta yaptığı konuşmasında, “Buraya gelerek beni çok onurlandırdınız. Eminim Bekir de bir yerlerden bizi izliyor. O tam bir İzmir aşığıydı; Karşıyaka’ya da özel bir ilgisi vardı. İzmir’in bizim hayatımızdaki yeri çok önemlidir, biz burada birbirimize aşık olduk ve burada evlenmeye karar verdik. Sizlerin huzurunda en başta Karşıyaka Belediye Başkanı’mız Cemil Tugay’a bu parkın açılışına vesile olduğu için kendim ve ailem adına candan teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

DÜNDAR: “O HEP ARAMIZDA”
Gazeteci Uğur Dündar da Bekir Coşkun’un çok güçlü bir kalem olduğunu belirterek, “Bizler özellikle son yıllarda ağır baskılar altında, çok zor koşullarda gazetecilik yaptık. Toplumun gerçekleri öğrenme hakkına hizmet için toplumun bu gücü dışında hiçbir gücün önünde eğilip bükülmeyen bir avuç gazeteci olarak birbirimize daha çok kenetlendik. Bekir’e ölümü hiç konduramadım, yakıştıramadım. Kendisi nur içinde yatsın; çok değerli bir kalemdi, kelimelerin efendisiydi. Onu hep sanki her zaman aramızdaymış gibi hatırlayacağız” şeklinde konuştu. Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Halil Hüner ise, “Bekir Coşkun kimsesizlerin kimsesi, doğanın ve hayvanın dostuydu. Sevgiyi içselleştirmiş, yaşadığı ortama bunu fazlasıyla sunmuş biriydi. İyi ki Karşıyaka Belediyesi var, Bekir Coşkun heykeli dikilecek bir insandı bu da Karşıyaka Belediyesi’ne nasip oldu. O ölmedi sadece yorgunluk gideriyor, her zaman aramızda olacak” dedi.

Nurten Öğüt-Andree Coşkun

 

TUGAY: “İYİ Kİ YAŞADIN BEKİR COŞKUN”
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi Bekir Coşkun’un gazeteciler için adeta bir pusula olduğunu belirterek, “İzmir bugün eşsiz bir miras daha kazandı. Biz Hasan Tahsin’e layık olması gereken bir kentin temsilcileriyiz. Bekir Coşkun bizim mesleğimiz için adeta bir pusulaydı. Onun verdiği hazine bizim için çok eşsiz” diye konuştu. CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel de, “Bazı insanlar vardır toprak altına gömdüğünüzü bile bile yürekte yaşatırsınız, Bekir Coşkun da öyle bir insan. Kitaplarla, yazılarıyla yaşıyor ve yaşamaya devam edecek. Bizden sonraki nesiller de onu tanıyacak. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.


Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da Bekir Coşkun’un daima yazılarıyla var olacağını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Karşıyaka büyük bir insana vefasını ve saygısın göstermekten onur duyuyor. Esasında böylesi değerlere saygı, vefa ve minnet bir Karşıyaka duruşudur. Büyük gazeteci bugün fiziksel olarak bizimle değil, onu zamansız yitirmenin kederi hiç bitmeyecek. O yazılarıyla, kitaplarıyla ve büyük hatırasıyla hep bizimle olacaktır. İşte bu heykel bunları bildiğimiz ve yitirmediğimiz sürece anlamlı olacaktır. İyi ki yaşadın, iyi ki bizim Bekir Coşkun’umuz oldu.”
Açılış törenine Bekir Coşkun’un eşi Andree Coşkun, kızı Ebru Coşkun, oğlu Tolga Coşkun, Gazeteci Uğur Dündar ve Gökmen Ulu, Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, CHP Milletvekili Atila Sertel, CHP Karşıyaka İlçe Başkanı M. Serdar Koç, Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Halil Hüner, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Gaziler Derneği Karşıyaka Başkanı Halil Taşçı ve üyeleri, meclis üyeleri ve bürokratlar katıldı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

21 Eylül 2021

"Yeniden Yaşasın Sanat Sergisi" açılıyor


Uluslararası Ressam Dayanışma Derneği (URD), Trakya Ressamlar Derneği (TRED), Marmara Güzel Sanatlar Derneği (MGSD) Sanat Dernekleri Dayanışması bileşenleri olarak "Yeniden Yaşasın Sanat Sergisi" 28 Eylül salı günü sanatseverlerle buluşacak. 

Göcek D-Marin'de çim üstü sergi açacaklarını söyleyen TRED Başkanı Gazeteci-Ressam Nazmi Metin 28 Eylül salı günü saat 16.00'da açılışı gerçekleştirilecek olan sergimiz açık havada çimlerin üzerinde olacak. İlle de sanat diyen tüm dostlarımızı sergimizi gezmeye bekleriz" diye konuştu.

İzmirli ressamların da katıldığı sergi 28-30 Eylül tarihleri arasında gezilebilir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT




20 Eylül 2021

Dedesinden kalan evin müze olmasını istiyor


Mübadil bir aileden gelen Feyzullah Oktay, dedesinin yaşadığı ve kendisinin de doğduğu evin müzeye dönüştürülerek hatıralarının ve eşyalarının sergilenmesini istiyor.

Karşıyaka'daki evlerin de dedesinin göç ederken yanında getirdiği kitaplar, objeler, fotoğraflar, efemeralara gözü gibi baktığını söyleyen Feyzullah Oktay şu ifadelere yer verdi;

"Bir mübadil torunu olarak geleneklerimizi yaşatmaya devam ediyorum. Mübadele sonucu dedem zorunlu göç ederek Karşıyaka Zübeyde Hanım caddesinde bulunan eve yerleşmiş. Babam ve 3. kuşak olarak ben aynı evde doğdum. Dedemizden kalan bu önemli mirası korumak ve gelecek kuşaklara anlatılması için bir müze veya anı evi olmasını istiyoruz. İçinde bulunan değerli eşyaları sergileyerek atalarımızın yeni nesillere anlatılması çok değerli olacaktır. Ayrıca evimizin bahçesinde de mübadil kültürünü anlatan etkinlikler yapmayı düşünüyoruz. Projemizi yetkililere anlatmak için 'Mübadele Kültürel Varlıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği'ni kurduk. Projemizi anlatıyorum STK'lar projemize destek vereceklerini söylüyorlar. 


Müzelerin geleceği evlerimizin içindedir

Orhan Pamuk "Müzelerin geleceği evlerimizin içindedir" demiş. Ben de "her ev bir müzedir" diyorum. Çoğu kişinin evi bir kişisel müze gibidir. Müzeler gezilirken insanlar duygusallaşır. Bir mübadil torunu olarak bizden sonraki kuşaklara elimizdeki hatıraları ve anıları götürmeye çalışmak istiyorum. Ben de evimizdeki yaşanmışlığı kültürümüzü yaşatmak adına yola çıktım. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi, projemize destek verecek tüm kuruluşlarla görüşmelere başladık. En kısa zamanda projemizin hayata geçirilmesini istiyorum" dedi.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


19 Eylül 2021

Emel Çevikcan; Sanatsız hayat susuz çöl gibidir


Milli Eğitim Bakanlığı İzmir Karabağlar ilçesinde Şehit Lütfü Gülşen Özel Eğitim Uygulama Merkezi'nde Görsel Sanatlar  Öğretmeni ve aynı zamanda ressam olan Emel Çevikcan'ı okulunda ziyaret ettim. Çevikcan ile pandemi sürecinde ürettikleri, güncel ve gelecekteki projelerini konuştuk. Çoook keyifli bir röportaj ve fotoğraf çekimleri yaptık. 

Keyifli okumalar.

Bize kendinizden bahseder misiniz?

İzmir doğumluyum. 1980 yılında "İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulun"a girdim. 1982 de YÖK'ün kurulmasıyla okulumuz Marmara Üniversitesine bağlanarak adı değişti ve 1984 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünden mezun oldum. Uzun yıllar resim ile ilgili farklı alanlarda çalıştım. Özellikle vitray cam ayna dekorasyonu konusunda İstanbul'da bir çok mekanda çalışmalarım yer aldı. Resim ile ilgili farklı tarihlerde bir çok mekanda kişisel sergiler açtım.  Bir çok karma sergiye katıldım. Halen Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Şehit Lütfü Gülşen Özel Eğitim Uygulama Merkezi'nde Resim öğretmeni olarak çalışmaktayım. 

Resme ilginiz ne zaman başladı?

Resme ilgim ilkokul yıllarında başladı. Yaptığım bir kuş çiziminin babam tarafından çok beğenilmesi beni teşvik etti ve ilkokul ikinci sınıfta ressam olmaya karar verdim. Defterlerimin kenarlarına yaptığım renkli süslemeler resme olan ilgi ve sevgimi her gün çoğaltarak geliştirmeme neden oldu. 

Resim sizin için ne ifade ediyor?

Resim benim için bir yaşam biçimi. Renklerin büyüsünü hissederek her baktığım görüntüde acaba rengiyle dokusuyla biçimiyle neyi nasıl daha anlamlı yansıtabilirim acaba diye bakmaya çalışıyorum. Resim yapmak duygu ve düşüncelerimi başkalarına ifade etmek için en büyük mutluluk kaynaklarımdan. 


Tercih ettiğiniz bir renk tonu var mı?

Özellikle tercih ettiğim bir renk tonum yok. Tüm renklerin nüansını seviyorum ama özellikle sıcak renkleri daha çok seviyorum. Renklerin büyüleyiciliğine kapılıp çalışmalarımda her renge yer veriyorum. 

Çalışmalarınızda vermek istediğiniz mesaj nedir?

Çalışmalarımda belirgin bir mesaj vermekten ziyade genelde doğayı ve insanın ruhuna iyi gelecek detayları yansıtmaya çalışıyorum. Sevgiyi ve sevgi ile çoğaltılacak öz de küçük ama duyguda büyük izler bırakacak detayları vurgulamayı seviyorum. Gündelik çevrenin ayrıntılarını gözlemleyerek, doğadan sonsuz fikirler buluyorum.  Suluboya ile çalışmak benim için özellikle son iki yıl da her zaman tercih olmuştur çünkü fırçadan akmaktadır ve asla aynı uygulama değildir.

Resimlerimde, zamanın çok hızlı aktığı, her şeye kısa bir mola ile bakabildiğimiz, sanattan ilham alan ve onun verdiği yaşam sevincinden yola çıkarak doğayla olan muhteşem dönüşümümüzü renklerin ve formların diliyle insanlara aktarmaya çalışıyorum.  Sanat ve doğa varlığımızın temelidir.  

Resme duygularınızı katıyor musunuz?

Tabii ki.. Duyguların coşkusu ile yapılan her çalışma en insani olandır. Çünkü varlığınızı sunarsınız. Sanatsız hayat susuz çöl gibidir.  Pandemi'nin insanları birbirinden uzak tuttuğu bu günlerde, hayatı yeniden üretmemizi sağlayan tek unsurun sanat eserlerini hayata geçirerek ilham almamız gerektiğini düşünüyorum. Sanat, kopyalar, dönüştürür. Engelleri aşar ve var olmamızı sağlar.'' 


Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya sergi var mı?

Bireysel olarak sergi açma fikrim son dönem için henüz yok ama en son kişisel sergimi 2014 yılında İzmir Afrodisias Sanat  galerisi'nde açmıştım. Özellikle iki yıldır Pandemi'den dolayı internet üzerinden gerek Türkiye'de gerek yurt dışında bir çok sanat gruplarına üyeliğimi geliştirdim. Farklı yer ve ülkelerden insanlara ulaşmak günümüzde çok daha kolay ve son zamanlarda özellikle yurt dışındaki sergilere ve sunumlara katılmayı daha çok tercih ediyorum. Bu anlamda en son katıldığım 2021 Amerika sanat ödülleri yarışmasında 25 farklı müze ve galerinin katılımı ve değerlendirme süreci sonucunda ve 64 ülkeden katılan 2 bin katılımcının içinde figür, portre sıralamasında (pandemi kahramanları) konulu resmim 6.sirada seçildi. Bu da beni ayrıca onurlandırdı. Çok mutlu oldum. Sanat insani yüceltiyor geliştiriyor.  

Hayatta gerçekleştirmeyi düşündüğünüz en büyük şey nedir?

Resimlerimin dünya çapında mümkün olduğunca çok insan ile buluşabilmesi için büyükçe bir otobüsü sanat galerisine dönüştürüp dünyayı hem gezmek hem de farklı yer ve ülkelerdeki insanlara resimlerimle ulaşabilmeyi isterdim. Her kasaba ve köye giderek gerek çocuklara gerek yetişkinlere resim yolu ile hayatın nefes noktalarını görebilmelerini yaşamlarında sanatın sonsuz vazgeçilmezliğini görebilmelerini dilerdim. Bence hayatin en değerli anlamı sanatla var olmaktır.  

Resim dışında başka sanatlarla ilgileniyor musunuz?

Uygulama anlamında el sanatları ile de ilgiliyim. Vitray, mozaik, cam teknikleri ile kısmen de örgü teknikleri ile. Çünkü üretmeyi ve üreterek kendini gerçekleştirme duygusunu çok seviyorum. İnsan her döneminde her yaşında mutlaka sanatın bir dalı ile ilgilenmeli. Müzik dinlemeyi çok  seviyorum. Müziksiz bir hayatı asla düşünemiyorum. Film ve mümkün olduğunca tiyatro etkinlikleri ve sanatın diğer alanlarını da izleyerek takip etmeye çalışıyorum. İnsan ruhunu geliştirmeyi hiç ihmal etmemeli diye düşünüyorum. 

Kendinizi üç kelime ile nasıl anlatırsınız?

Öğrenmek.. Yapmak.. Gezmek.

İzmir'de yaşamak sizi sanatsal anlamda nasıl besliyor?

İzmir'in özellikle tarihi mekanlarında gezinmeyi, sokaklarındaki yaşanmışlıkları hissedebilmeyi, denize açılan yollarındaki iyot kokusunu, Alsancak semtinin renkli yaşam dokusunu, Basmane'nin arka sokakları'ndaki yoksullukla bezenmiş görüntülerini izlemek beni farklılıkları keşfederek detaylardaki incelikleri özümsememi sağlıyor. İnsan hallerini doğanın bir parçası olduğumuzu ve bunun bize emanet olduğunu özümsüyorum. Çalışmalarımda bunlardan beslenerek kullanmaya calışıyorum. 

Aşkın resmini yaptınız mı?

Aşkın resmini her daim yapıyorum çünkü bence aşk her şey de. Mutluluk belki bir çiçek'te, belki bir fincan kahve de, belki bir çocuk gülüşün de, belki bir kuşun gagasında, gökkuşağının renklerinde, belki  de aşkla bakılan her küçük detayda ama ardından gelen büyük sevinçlerde. İçinde renk ve huzurun bulunduğu her şey de. 

Devam eden pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?

Pandemi süreci onca olumsuzluklara rağmen benim penceremden bakılınca resim adına bende bir fırsata dönüştü. Kendime dönme iç dünyamı keşfedip geliştirme anlamında oldukça bol zamanım oldu. Ben de bunu resim yaparak yoğunlastırmaya ve geliştirmeye çalıştım. Okul ve öğrencilerimin haricinde  çalışarak geçti diyebilirim. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Çalışmak üretmek paylaşmak ve gelişmeye açık olmak en değer verdiğim noktalardan. İnsan Ürettikçe  varlığına daha da çok anlam katıyor. Sanat yaşamın en değerli yolculuğu bu yolculukta yaşamıma girip katkı koyan herkese teşekkür ediyorum. Sanatsız, doğasız bir yaşamı asla düşünemiyorum. Bilim ve Sanat iki anlamlı kanadımız yolculuğumuzun en değerli yol göstericileri. Sanat ve umutla daima geleceğe doğru güçlü adımlarla yürümeliyiz. Geçmişten günümüze insanlığın gelişimine artı değerler koyan her insanı sevgi ve saygı ile anıyorum. Bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. 




İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

14 Eylül 2021

Arkadaşlarından doğum günü sürprizi..


Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Behzat Altıntaş'a arkadaşları tarafından sürpriz doğum günü pastası kesildi.

Behzat Altıntaş'ın 14 Eylül salı günü doğum günü sebebiyle arkadaşları işyerinde sürpriz bir kutlama yaptı. 

Behzat Altıntaş'ın doğum gününü organize eden Behzat Altıntaş'ın ofis elemanı Ecem'in organize ettiği sürpriz doğum gününe arkadaşları Kamuran Gencer, Hülya Türk, Nurten İşleyen Öğüt katıldılar.


Doğum günü pastasının mumlarını üfleyerek pastasını kesen Altıntaş arkadaşlarına bu özel gününde kendisine yapılan sürpriz için teşekkür etti.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

13 Eylül 2021

Bir sanat eseri ve kimya öyküsü olarak şarap


Kimya Yüksek Mühendisi ve şarap tadımcısı/yazarı Zeynep Çolakoğlu'nun yazdığı "Şarap Koyusu" Karakarga etiketiyle yayımlandı. 

'Şarap Koyusu' tarihi antik uygarlıklara kadar uzanan, mitlere, efsanelere konu olan, edebiyatın ve sanatın ilham kaynaklarından biri durumundaki şarabı tüm yönleriyle ele alıyor. 

Tanıtım bülteninden 

"Kadehinizde dans eden, ruhunuzu süsleyen şiirsel bir içkidir şarap. Nice sanat eserlerine ilham kaynağı olmuş, şarkılarınsa tam kalbine yerleşmiştir. Ancak şarap esrimenin olduğu kadar dengenin de sembolüdür. İşte bu nedenle Antik Yunan'da sarhoş olmak hoş karşılanmazdı, Pisagor adaleti ve ölçülülüğü sağlayan özel bir kadeh tasarlamıştı. 

Şarap sizinle aromaları aracılığıyla konuşur; bazı aromalar fısıldarken, bazıları bağırabilir ya da başlarda hoş gelip bir süre sonra tırmalamaya başlayabilir. Yudum yudum bir öykü anlatır size şarap. Dinlemeye ve sabretmeye hazır olanlara kendini açar. Kimi zaman karmaşık çağrışımlar yapar. Onun dilini çözmek iyi bir analizin temel taşlarındandır. 

Her şey dilini çözmekle bitmez tabii ki. Bir de karakteri vardır. Karakterinin kompleks yapısı elinizin kadehe birkaç kez isteyerek gitmesiyle açıklanabilir. Hakkında yeni şeyler öğrendikçe daha fazla ilginizi çeken insanlar gibi, sürprizlerle dolu, çok boyutlu olması ve öyküsüyle içenleri alıp götürmesi karakterinin kompleks yapısından ileri gelir. Peki, tüm dikkatinizle onu dinlemeye hazır olduğunuzda, öykünün tam ortasında çekip gitse ne olur? Bazı şaraplar bir ömürlük haz bırakırken bazıları neden çekip gider? Homeros Ege Denizi'ni 'Şarap Koyusu Deniz' diye tarif eder. Ege'de atan bir yürekle yazılan bu eser de Homeros'un bakışından başlayarak şarabı anlatır." 

Bir kimya mühendisinin merakı, bir şarap tadımcısının tutkusu ve bir edebiyatçının zengin anlatımıyla şarabın öyküsünü dinlemeye hazır mısınız? Şarap Koyusu kitabında Zeynep Çolakoğlu bu üç kimliğini bir araya getirerek şarabın binlerce yıllık öyküsünü tüm boyutlarıyla bizlere anlatıyor. Üstelik bu anlatımına şarap sektöründe önemli yeri olan isimleri de konuk ediyor ve bütün bu serüvenin bitimine eklediği şarap sözlüğüyle bu konuda derinleşmek isteyen okurlarına bir başlangıç yapma fırsatı sunuyor.

Yazar hakkında; 

Korku yazarı, müzik eleştirmeni, kimya yüksek mühendisi, şarap tadımcısı/yazarı olan Zeynep Çolakoğlu, III. Kurşunkalem Edebiyat Dergisi Öykü Ödülü'nü kazanan öykü kitabı Mina'dan sonra (2016 Nezih-Er) Karanlıktaki Kadınlar (2018 Bilgi), Hayalet Müzik (2019 Artemis), İstanbul'un Karanlığında (2020 Karakarga) korku antolojilerinde öyküleriyle yer aldı. WSET 2.Seviye Şarap Yeterlilik Programı, EGESEM Şarap Üretim Teknikleri, Türkiye Sağlık Vakfı Fitoterapi Eğitimi sertifikalarına sahip, Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) üyesi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT



11 Eylül 2021

Büyük Efes Sanat Günleri 7. kez İzmirlilerle Buluştu


Büyük Efes Sanat Günleri 7. kez İzmirli sanatseverlerle 10-12 Eylül tarihleri arasında buluştu. 

Swissotel Büyük Efes ve Büyük Efes Sanat bünyesinde bu yıl yedincisi düzenlenen "Büyük Efes Sanat Günleri" bu yıl da çeşitli sanat galerilerini, sanatçıları ve sanat aktörlerini bir araya getirdi. 

Swissotel Büyük Efes ve Büyük Efes Sanat işbirliğinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi'nin destekleriyşe gerçekleşen 'Büyük Efes Sanat Günleri'nde 60'ı aşkın sanatçıyı temsil eden sanat galerileri, 300'ü aşkın sanat eseri sanatseverlerle buluştu.

Gönül Nuhoğlu'nun çevre ve doğa farkındalığını yaratması için özel olarak hazırladığı overflow, alüminyum, pleksi, ayna, led ışık, 150x150 cm. sanat eseri de kongre girişinde sanatseverler ile buluştu. Nuhoğlu aynı zamanda 11 Eylül Cumartesi günü saat 14.30'da, "Kamusal Alanda Sanat" konulu söyleşi gerçekleştirdi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT









10 Eylül 2021

Gökhan Türkmen’den üçüncü orman


Doğa için yaptığı farkındalık yaratan çalışmalarla dikkat çeken ünlü sanatçı Gökhan Türkmen’i konser programı için geldiği İzmir’de Ege Orman Vakfı Basın ve Halkla İlişkiler
Koordinatörü Sırma Buğdaycı ziyaret etti. Ege Orman Vakfı iş birliği ile ikinci ormanları Melis Özsoysal Ormanı’nı oluşturan Gökhan Türkmen’e “Doğa Dostu Sertifikası” takdim eden Buğdaycı doğaya katkılarından dolayı kendisine teşekkür etti.  

Vay Halimize, İnsanız Ayıbı yok ve Yüzüme Vurma şarkılarının dijital gelirini Ege Orman Vakfı’na bağışlayarak ve özel günlerde fidan bağışında bulunarak Melike Turgut ve Melis Özsoysal Ormanları’nı oluşturan Gökhan Türkmen kısa süre önce hayatını kaybeden tiyatro emekçisi Uğur Şenay adına üçüncü ormanlarını oluşturmak üzere çalışmalara başladıklarını belirtti.

Türkmen; “Çocuklarımız için, geleceğimiz için Ege Orman Vakfı iş birliği ile yeni ormanlar oluşturmaya devam edeceğim.” dedi.  

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

9 Eylül 2021

İzmir depremi yaşayanlara özel hediyeler..


İzmirli depremzedeler için "Deprem Yıkımsa Sanat Umuttur" sergisine destek veren Türkiye'nin çok değerli sanatçılarına ait sanatsal ürünlerin satışından elde edilen gelirler dışında diğer eserler de İzmir'de depremi yaşamış kişilere hediye ediliyor. 08 Temmuz - 08 Ağustos 2021 tarihleri arasında ziyarete açılan sergi sonrası bu değerli eserlerden biri olan İstanbul ekibinden Kadriye Selin Kaçar'a ait tablonun bana hediye edilme inceliği gösterildi. Bugün bana hediye edilen bu güzel tabloda emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. 

Serginin İzmir Temsilcisi Baksen Çeliker, hediye edilecek sanatsal ürünlerle ilgili olarak; 

"Deprem Yıkımsa Sanat Umuttur" adlı sosyal sorumluluk projesi sergisi 296 adet Türkiye'nin her yerinden katılımcısının olduğu dev bir projeydi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin organizasyonu olan, Genel Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Nuran Say öncülüğünde hayata geçirilmiş bir projedir. İzmir temsilcisi olarak ben 08.07.2021 tarihinde Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde açılan ve 1 ay açık kalan serginin bitiminde eser dağılımlarını birebir yapmaya çalıştım. 

Sanatçılarımızdan İzmir depremine destek olmak amacıyla yola çıkılan projede Ankara il temsilcimiz Zeliha Seval Özpek, İstanbul il temsilcimiz Ayşenur Özsankur, Antalya il temsilcimiz Mehmet Sağ, Trabzon il temsilcimiz Nermin Saral, Eskişehir il temsilcimiz Sevgi Dağcı Koç, Adıyaman il temsilcimiz Ümit Parsıl, Samsun il temsilcimiz Selma Kaya Ergün tüm samimiyetleriyle bu projede yer almıştır" diye konuştu.

Bu tabloya her baktığımda İzmir depremini hatırlayacak olsam da Kadriye Selin Kaçar'a ait tablonun evimde bulunması bir sanat sever olarak beni çok onurlandırdı. Proje de emeği geçen ve projeye destek veren tüm sanatçılara bir İzmirli sanatsever olarak teşekkür ederim.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT 

 

8 Eylül 2021

Sanatla Oyun Sergisi Açıldı


Artifex Ludens-Sanatla Oyun; "Sunay Akın Sanatın Oyuncakları Koleksiyonundan Bir Seçki" Sergisi Kültürpark Fuar Atlas Pavyonu'nda açıldı.

8 Eylül Çarşamba günü açılan sergi Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer, sanatçı Sunay Akın ve seçkin konukların katılımıyla gerçekleştirildi. 

Çocukların Van Gong, Mozart, Edgar Allan Poe gibi ünlü sanatçı figürleriyle oynarken aynı zamanda ressam, oyuncu, veya müzisyen olabildiğinin gösterildiği serginin açılışında konuşan Sunay Akın "Burada sanatın tarihini göreceksiniz. Ve şunu göreceksiniz, biz kız çocuklarına bebek, erkek çocuklarına tabanca aldıkça kadın cinayetlerini durduramayacağız" dedi.

Sergide neler var?

Sergide bireyin sosyo-kültürel gelişimi açısından oyunların ve oyuncakların önemi ortaya konulacak. İstanbul Oyuncak Müzesi koleksiyonundan eserler izleyicilere sunuluyor. 


Küratörlüğünü Marcus Graf'ın yaptığı sergi 8 Kasım tarihine kadar hafta içi 11.00-20.30 saatleri arasında gezilebilir.      


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT



7 Eylül 2021

Fuarda E-spor heyecanı başladı

İzmir Enternasyonal Fuarı E-spor alanında da öncü olmak için başarılı genç girişimcileri Kültürpark'ta buluşturuyor. 


İZFAŞ'ın sponsor olduğu 'Intel ESL Gaming Fest' kapsamında, oyun startup oluşturmak isteyen yetenekleri 90. İzmir Enternasyonal Fuarı'nda bir araya getirdi.

'Mağara Jam' tema duyurusu

Intel ESL Gaming Fest tema duyurusu, etkinlik kuralları ve açılış konuşmasıyla başladı. Yarışmacılar 48 saat boyunca en iyi startup için birbirleriyle yarışacak.

'Oyun kültürünü, ülkemizde kendi tarzımızla yaymak istedik'

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan, Wendigo Games adında oyun şirketinin kurucusu, Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarım bölümünün ilk mezunlarından olan Ataberk Palacıoğlu etkinliğin açılış konuşmasını yaparak, 'Gam Jam adında oluşan oyun kültürünü Türkiye'de kendi tarzımızla yaymak istedik. Amacımız, buradan çıkan sonuçları oyun sektörüne kazandırmak' dedi.

İzmir Enternasyonal Fuarı 'belediyeler sokağı' yanında kurulan teknoloji ve oyun alanında yarışmacılar kendi stantları içerisinde, 48 saat boyunca kendi konseptleriyle bir oyun yapmaya başlayacak. Bu süre içerisinde sponsorlar burada çeşitli etkinlikler yapacak. E-sporlarla ilgili söyleşiler, FIFA turnuvaları gibi çeşitli etkinliklere yer verilecek. Etkinliğin ilk gününde ayrıca, İzmir Cup FIFA yarı final ve final karşılaşmasının ardından şampiyon Kaan Tüzün oldu.  



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT



6 Eylül 2021

'1875 Kara Sinan'a Merhaba Karikatür Sergisi' Açıldı


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 90. İEF etkinlikleri kapsamında düzenlenen “1875 Kara Sinan'a Merhaba Karikatür Sergisi"nin açılışını yaptı. İzmir'e özel 34 karikatürü derleyen ve sergi haline getiren Efdal Sevinçli, çalışmaya destek veren Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer'e teşekkürlerini iletti. 


Kapılarını 90. kez açan İzmir Enternasyonal Fuarı kültür etkinlikleri kapsamında "Kara Sinan'a Merhaba Karikatür Sergisi" Kültürpark İzmir Sanat'ta 6 Eylül Pazartesi günü açıldı. Araştırmacı yazar ve akademisyen Efdal Sevinçli'nin ilk sayısı 1875 tarihinde çıkan İzmir’in ilk Türkçe gülmece ve karikatür dergisi Kara Sinan’da yer alan karikatürlerden derlediği serginin açılışını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı. Efdal Sevinçli, çalışmaya destek veren Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer'e teşekkürlerini iletti. Sevinçli, "İzmir'e özel 34 karikatür ilk defa bu sergide bir araya geldi. Sayın Başkan'ımızın olumlu görüşüyle bu sergi hepimizin ortak görüntüsüne açıldı. 'İzmirli Karikatürler' adıyla bir sergi daha açmayı hedefliyorum. Bu projedeki hedefim 1875-1928 arası İzmir'de bulunan bütün mizah dergilerinde yer alan karikatürleri toplamak, sergi açmak ve kitap oluşturmak" diye konuştu.

Sergi 31 Ekim'e kadar açık

Kara Sinan Dergisi, Grigorios Karydis/Karidi Efendi tarafından ilk kez 3 Haziran 1875 yılında yayımlandı. İzmir'in ilk gülmece ve karikatür dergisi 'Kara Sinan' kent basın ve karikatür tarihi açısından önemli bir unsur olarak gösteriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı öncülüğünde düzenlenen sergide, Efdal Sevinçli'nin derlediği ve sergi haline getirdiği İzmir'e özel 34 karikatür yer alıyor. 


31 Ekim tarihine kadar açık kalacak sergi 10.00 ile 18.00 saatleri arasında gezilebilecek.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

5 Eylül 2021

Süper lige yükselen Altay standı İzmir Fuarında ilgi görüyor


18 yıl aradan sonra süper lige yükselen Altay standı İzmir fuarında ziyaretçi akınına uğradı.

Altay lisanslı ürünlerin satıldığı Altay standı İzmir Enternasyonal Fuarı süresi boyunca taraftarlarını ağırlamaya devam ediyor.

Stant sorumlusu Mert Mahanoğlu; "İzmir Enternasyonal Fuarında resmi ürünleri taraftarlarımıza sunuyoruz. Özellikle akşam saatleri fuar kalabalık oluyor. Standımıza ilgi çoğalıyor. Takıma destek vermek için veya hediye almak için bizi ziyaret ediyorlar. 7'den 70'e her kesime hitap eden stantta Altay ürünlerinden tişört, forma, ajanda ve pandemi süresinde olduğumuz için maske satışlarımız devam ediyor. Ayrıca Mustafa Denizli baskılı "Büyük Mustafa" tişörtlerimiz, Altay şampiyonluk tişörtlerimiz, yeni sezon ürünlerimizi sergiliyoruz.

Altay 18 yıl aradan sonra süper lige yükseldiği için takımımızda, taraftarlarımızda güzel bir heyecan yaşıyor. Taraftarlar standımızın önünde marşlar söyleyerek 'Büyük Altay' sloganları atıyor. Altay Alsancak Stadı'nda çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. Altay olarak süper ligde olmanın heyecanını şimdiden yaşıyoruz. Standımıza ilgi gösteren ziyaret edenlere teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Yakın zaman önce kadın futbol takımı kuran Altay kadrosuna dahil ettiği Beyzanur Altınışık İzmir Enternasyonal Fuarı Standında ziyaretçilere kadın futbol takımı hakkında bilgi veriyor.


Kadınlarımızın futboldaki başarısı çok konuşulacak

Altınışık, "Kuşadası'ndan transfer oldum. 6 senedir futbol oynuyorum. Liseyi Aydın İncirliova Spor Lisesinde okudum. Öğretmenlerim futbolda başarılı olabileceğimi söylediler. Ben de futbolu çok seviyordum. Küçük yaşlarda futbol oynamaya başladım. İzmir'de Ege Üniversitesi'nde Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünde öğrenciyim. 

Pandemiden dolayı iki seneye yakındır maç oynayamadık. Antrenmanlar yaptık. Son 2 aydır yoğun bir şekilde antrenmanlarımız sürüyor. Bir an önce ligin başlamasını bekliyoruz. Biz de Altay gibi süper ligde oynamak için çok çalışıyoruz. 

Altay Kadın Futbol Takımı çok iyi. Dışardan gelen arkadaşlarımız olsa da sanki uzun yıllardır birlikte oynamışız gibi uyumluyuz. Antrenmanlarımız çok keyifli geçiyor. Çok iyi hazırlandık. Futbol deyince akla ilk erkek sporu gelse de, son yıllarda kadın futbolu gelişiyor.  Altay Kadın futbol takımı olarak kadınlarımızın futboldaki başarısı çok konuşulacak. Altay olarak kadın futbolunun daha çok insana duyurulmasında etkili olacağımıza inanıyorum" dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


4 Eylül 2021

"Tıbbiyeli Hikmet" heykeli açıldı


İzmir Büyükşehir Belediyesi tarihte önemli isimlerin anısını yaşatmak için hayata geçirdiği çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Tıbbiyeli Hikmet olarak bilinen Tabip Yarbay Hikmet Boran'ın anısına Heykeltıraş Pınar Öktem tarafından yapılan "Tıbbiyeli Hikmet" heykelinin açılış töreni 4 Eylül Cumartesi günü saat 11.00'de gerçekleştirildi.

Sivas Kongresinin yıldönümü olan 4 Eylül İzmir Ticaret Odası Binasının yanında konulan heykelin açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Prof. Dr. Suat Çağlayan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe, İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, Hikmet Boran'ın torunu Doç. Dr. Burak Boran ile eşi Perran Boran, Heykeltıraş Pınar Öktem'in yanı sıra hekimler ve yurttaşlar katıldı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Prof. Dr. Suat Çağlayan'ın açılış konuşmasıyla başlayan törende;

Prof. Dr. Suat Çağlayan Hikmet Boran'ın tıp ve ulusal kurtuluş tarihi açısından önemli bir isim olduğunu belirtti. "Tifüs aşısı imal edilirken hem imalatında bulunuyor hem de kendi üzerinde denenmesini istiyor. Denendikten sonra etkin olduğu belirlenen aşının dağıtımında görev alıyor. Daha tıp fakültesi öğrencisi. Kurtuluş Savaşı'nda birliklere aşı dağıtıyor. Savaşta yaralanan askerlerimizin canını kurtarıyor" diye konuştu.

Hikmet Boran'ın torunu Doç Dr. Burak Boran'da "kendisi için duygusal bir gün olduğunu, Dedemin heykeli ama aynı zamanda bir simge. Bu sembol bugün Cumhuriyet'in kalesi olan İzmir'in kalbine dikildi" ifadelerine yer verdi.

İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı ise "Sivas Kongresi'ne tıbbiyelilerin delegesi olarak katılan Tıbbiyeli Hikmet'in "hiç bir şekilde manda ve himaye kabul edilemez" çıkışıyla Kurtuluş Savaşı parolasını "Ya İstiklal Ya Ölüm"e dönüşmesinde büyük rol oynamıştır. Bizler için Tıbbiyeli Hikmet her zaman için onur duyduğumuz, gurur duyduğumuz, her türlü olumsuz şartlara rağmen mücadeleden vazgeçmeyen, bağımsızlık ve özgürlük için hayatını feda etmeye hazır tıbbiyeli ruhunu temsil ediyor. Vazgeçmeyen, direnen, biat etmeyenler sonunda kazanacaklardır" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Tıbbiyeli Hikmet'in bir sembol olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü.

"Tıbbiyeli Hikmet hem de öyle bir sembol ki 19 yaşında memleketi kurtarmaya soyunmuş ve bunun için canını vermeye razı olmuş bir halk kahranı. Tıbbiyeli Hikmet'in bugün bize bıraktığı miras, bir ilham kaynağı. Torunlarımızın, çocuklarımızın geleceğine dair umutlarımızı büyüten bir sembol. Onların uğruna ölmeyi göze aldığı bu güzel memleketi çok daha iyi yere hep birlikte getireceğiz" dedi.
Eski Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner ve Askeri Tıbbiyeliler Dernek Başkanı Faruk Atilla ise Başkan Tunç Soyer'e Tıbbiyeli Hikmet heykelinden dolayı birer teşekkür plaketi verdi.


Konuşmaların ardından heykelin açılışı yapıldı ve hatıra fotoğrafları çekildi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT