31 Ağustos 2023

BEKA Festivali 1 Eylül'de Başlıyor


Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar (B.E.K.A.) illerini kapsayan oluşum, İzmir Bornova'da ilk kez düzenleyeceği bir festival ile bölgenin tarihini, kültürel dokusunu ve yöresel lezzetlerini hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tanıtma hedefi taşıyor. Bu etkinlik aynı zamanda bölgenin ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunmayı amaçlıyor.

B.E.K.A.’nın Ege Bölgesi Kültür ve Turizm Festivali 92.İEF ile aynı güne geldiği için Sinerjisini birlikte paylaşıyor.

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde başlayacak Dünyaca ünlü müzisyen, sanatçılar ile yöresel etkinliklerin, gösterilerin yer alacağı festivali, 4 Eylül’de Bornova Aşık Veysel Reakrasyon Alanı’nda sürpriz etkinliklerle sona erecek.

Festivale ev sahipliği yapacak B.E.K.A Oluşum Platformu’nun Başkanı Oral Büyüksarı ile Ege bölgesi Sivil toplum kuruluşlarının bölge temsilcilerinden oluşan yönetim kurulu ikinci toplantısını Konak Alsancak Varuna Gezgin’de düzenledi.


1 Eylül Dünya Barış Günü’nde dünyaca ünlü Ahmed Ahmedov ve Leonida Timuş  ile Mithat Körler ücretsiz konserleri ile başlayıp, 4 gün yöresel lezzet tadımlarıyla sürecek aynı zamanda da ekonomik anlamda bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmak, 92.İEF ile Sinerjisini paylaşma amacıyla ilk defa İzmir’de düzenleniyor.

Basın toplantısında konuşan B.E.K.A. Oluşum Platformu Başkanı Oral Büyüksarı, “B.E.K.A. Bilecik Eskişehir, Kütahya, Afyon illerini kapsayan bölgenin tarihi, kültürel dokusunun ve yöresel lezzetlerinin ulusal ve uluslararası çapta tanıtımının yapılması aynı zamanda ekonomik anlamda bölgenin kalkınmasına da katkıda bulunmak amacıyla İzmir'de yaşayan sivil toplum örgütlerinin katıldığı oluşumdur. ‘İlçemize Geri Dönelim’ sloganıyla yola çıktık. İlçelerimizin yerel problemlerinden, genel bölgesel problemlere kadar her konuya ışık tutacak bir festivale karşınıza çıkıyoruz. Gönüllülerimizle düzenlediğimiz festivale bölgeden devlet protokolünü de davet ettik. Festivalden sonra da bölgesel gezilerimiz düzenlenecek. Ücretsiz etkinlik konser ve etkinliklerimize 7’den 70’e tüm Egelileri bekliyoruz” dedi.

BEKA Başkan Büyüksarı yaptığı konuşmasında şunlara da değindi;

“Yunus Emre söylediği; " Gelin Tanış Olalım" dedik tanışmak için, Hacı Bayram Veli dediği; "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" dediği gibi dayanışma, Kırım Türkü İsmail Gasıpları dediği " Dilde Birlik, Fikirde Birlik, işde Birlik" den esinlenerek iş dünyası ve ekonomik birliği sağlamak için bir aradayız.

Öncelikle 1 Eylül’de Dünya Barış Günü olarak yine Yunus'un(Yunus Emre) penceresinden, "Sevelim Sevilelim, Dünya Kimseye Kalmaz" diyerek günü özel bir şekilde kutlayacağız.” Şeklinde açıklamalarda bulundu.

Platformun yönetim kurulundan Afyon Şuhut Sarıgedik ilçesinde Akif Çayır’da ilçemizde ki düzeltilmesini gereken yollardan, tarıma kadar bölgesel problemlere, kültürlerden turizme, tarihe ışık tutacak,  yöresel lezzetlerin tanıtımına kadar her olaya ışık tutacak aktiviteler konularımızın alt başlıkları olacak.“ diye konuştu.

Basın Toplantısına katılan Başkan Oral Büyüksarı, Zeliha Aydoğmuş, Sultaniye Kızıltunç, Gürsel Hacırecepoğlu, Akif Çayır, Tamer Kiraz, İlyas Çelik, Ali Çakır açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.


Platformun yıl içindeki festival ve projeleri

1- Sonbaharda B.E.K.A olarak KORDON'dan DORLION'a, GORDION İzmir'den bölgemizdeki tarihi turistik yerlere, kafilelerle 2 gece 3 gün geziler planlanacaktır, projeyi İzmir Kent Konseyi ile birlikte yapmayı planlıyoruz.

2-  "İlçemize (yatırım ile )geri dönelim" projesi ile metropollerden davet edeceğimiz yatırımcılar ile ilgili envanter çalışmaları yapılacak ve ilin, ilçenin, köyümüzün bölgenin öne çıkan yönleriyle Yatırımcı  çağrı toplantısı da düzenlenecektir.

3- Ve kendimizi, bölgemizi tanıtmak amaçla Cumhuriyetin 100. yılında il, ilçelerimizin, bölgedeki ürünlerin İzmirlilere tanıtımı ile hemşerilerle kaynaşması amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi,  Bornova Aşık Veysel Reakrasyon Alanı’nda 01 Eylül, 04 Eylül tarihleri arasında B.E.K.A. festivali planlanmıştır.”

Festival sanatçılarla renklenecek

Büyüksarı, sözlerini, ”Festivalde akşamları dünyaca ünlü bölge sanatçılarının katılımıyla Mithat Körler, Ali Rıza Saltuk, Mustafa Gökçe, Leonida Timuş, Akhmed Akmedov gibi sanatçı konserleri yer alacak.


Ege bölgesi Yöresel; İzmir Es Es bando konseri, İzmir Kırım Derneği etkinliği, Avrasya Yörük Bacıları tiyatro grubu, Eskişehir Sarızeybek halkoyunları ile söyleşiler yapılacak, yöresel lezzetlerin ve yeraltı zenginliklerinin, ürünlerin sergilendiği stantlar kurulacaktır. Festival boyunce ve sonrası yapılacak programalara 7’den 70’e bütün vatandaşlar davet edildi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

30 Ağustos 2023

HKP 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle Karşıyaka’da basın açıklaması gerçekleştirdi


HKP’liler, 30 Ağustos Zafer Bayramını Türkiye’nin dört bir tarafında coşkuyla kutladı.

HKP Karşıyaka İlçe Örgütünün önünde oluşturulan kortejle çarşı girişine kadar yürüyüş yapıldı. Yürüyüş sırasında Mustafa Kemal’in “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” ve “Emperyalistler İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler” sözlerinin yer aldığı pankartlar eşliğinde sloganlar atıldı.


Karşıyaka Çarşı girişinde HKP adına HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak 30 Ağustos 101’inci yıldönümü dolayısıyla basın açıklamasını okudu.

Yapılan açıklamada şunlat dile getirildi;

Yaşasın 30 Ağustos Dumlupınar Zaferi’miz!

Şan olsun baş eğmeyi boyunduruktan ağır kabul eden

Mustafa Kemal’e ve Birinci Kuvayimilliyeci Atalarımıza!

Ve behey azgın 30 Ağustos, Kuvayimilliye, Mustafa Kemal ve Laik Cumhuriyet düşmanı Amerikan devşirmeleri!

30 Ağustos’un, Kuvayimilliye’nin ve Mustafa Kemal’in izini tozunu silebileceğinizi zannediyorsunuz, değil mi?


Şunu o iğdiş edilmiş akıllarınıza mıh gibi çakın ki sizin gibi milyarlarca vatan satıcı hain bir araya gelse bunu başaramayacaktır. Hevesleriniz kursaklarınızda kalacaktır…

Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız boyunca İngiliz ve Fransız Emperyalizminin en sadık uşaklığını etmiş, ABD devşirmesi Ortaçağcı yerli hainlerin içyüzünü, bu hainlerin bugünkü tüm devamcılarının hocası, rol modeli olan Fesli Deli Kadir; “Keşke Yunan galip gelseydi…” diye iğrenç salyalarını akıtarak açıkça ortaya koyar.


Fesli Deli Kadir’in düdüğünü öttürmeye; daha geçtiğimiz ay içerisinde hepimizin tanık olduğu gibi; “Hatay Fransızlar’da kalsaydı, Fransız’ın yapmadığı zulmü, Cumhuriyet’i kuranlar; Mustafa Kemal ve arkadaşları yaptı…”, anlamında ağzından lağım akıtan AKP’giller’in imamı Halil Konakçı gibi dördüncü tür yaratıklar devam eder. AKP’giller’in İsmail Kahraman’ının da, Diyanet İşleri Başkanı sıfatını taşıyan Ali Erbaş’ının da, aynı soydan gelme ABD devşirmesi, ABD hizmetkârı tüm bu hainler güruhun tamamının da ruhiyatı ve söylemleri aynıdır. Şuna hiç şüphemiz yok ki; “Yunan galip gelseydi” gerçekten bayram ederlerdi.

Bugün de nefes almaksızın, ABD Emperyalizminin çıkarları için çalışmaktadırlar: “Yeni Sevr” demek olan AB-D emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında, “sığınmacı” kılıflı 15 milyon işgalci Sevr askerini ülkemize doldurmaları bundandır. Vatanımızı günden güne bölünmeye, parçalanmaya, yok oluşa sürüklemek istemektedirler. Laik Cumhuriyet’imizin tüm kazanımlarını bir bir ortadan kaldırarak halkımızı Ortaçağcı din derebeyliklerinin kör karanlıklarına hapsetmek için durmaksızın çabalamaktadırlar.

Oysa davulunu çalıp düdüğünü öttürdükleri o insanlıktan çıkmış canavar emperyalist haydutlar, Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda, “Hasta Adam” dedikleri vatanımızı işgal ettiklerinde; kadın, erkek, bebek, çocuk demeden en acımasız zulümleri ve katliamları yaptı. Bunu Yılmaz Özdil, yıllar süren araştırmaları sonucunda belgelere ulaşıp bir bir öğrenmiş ve şu şekilde ortaya koymuştur:

“İlk toplu katliam Aydın’da yaşandı, insanları camiye topladılar, ateşe verdiler, 106 kişi diri diri yanarak can verdi, pencerelerin demirlerine yapışmış çocuk elleri vardı.


“Son nefesini verene kadar tecavüz edilen kadınlar vardı,

“Kadınları çırılçıplak sokaklarda gezdiriyorlardı.

“Bebelerini emzirmesinler diye, yeni doğum yapan annelerin meme uçlarını kesiyorlardı.

“Süngüyle öldürülenler arasında altı aylık bebekler vardı. Tanık anlatımları var, bebeleri damlardan atıp, aşağıda süngüyle tutuyorlardı, gözleri oyulmuş dört aylık bebek vardı, kuyuya atılmış yedi aylık bebek vardı.

“Ezan okumasın diye dili kesilen müezzin vardı, kulakları kesilen, burunları kesilen, ağaçlara asılan insanlarımız vardı.

“Menderes Nehri günlerce ceset aktı.

“Köy meydanında dışkılıyor, kendilerini Kur’an’ı Kerim sayfalarıyla siliyorlardı.

“Camileri sadece yakmıyor, zevk için dinamitle havaya uçuruyorlardı, özellikle camiye götürülüp tecavüz edilen kadınlar vardı. Eskişehir’i yaktılar. Kütahya’yı yaktılar. Uşak’ı yaktılar.

“Bilecik’i adeta haritadan sildiler.

“Uluslararası soruşturma raporundan bir cümle vereyim: “Ağızlarına mavzer sıkarak öldürmüşler, alınlarına bıçakla haç çizmişler.”

“Kuvayı Milliye memleketi köy köy geri alırken, ağaç kovuklarında günlerce aç kalmış, titreyerek sayıklayan minicik çocuklar buluyordu…”


İşte bu okurken dahi yürek dayanmayan onca zulüm ve katliama karşı; Türk ve Kürt Halkı kader birliği yaparak, Mustafa Kemal önderliğinde tüm ezilen dünya halklarına umut ve örnek olan Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızı veriyor, yılmaksızın mücadeleye devam ediyordu.

Birinci ve İkinci İnönü Muharebelerini kazandık. Bu zafer, Mustafa Kemal’in son derece doğru söylemiyle, yalnızca düşmanı yenmek demek değil, daha önemlisi milletin makûs talihini yenmek demekti. Bu moral gücü, milletin ruhiyatında yarattığı ortak duygu çok değerliydi. Ancak Birinci ve İkinci İnönü Muharebelerini kazanmak azgın emperyalist haydutları durdurmaya ne yazık ki yetmedi. Bizi mahvetmek isteyen emperyalizm ve bizi yutmak isteyen kapitalizm; tüm son teknik donanımıyla; topu, tüfeği, uçağı, gemisi, kamyonuyla donatarak öne sürdüğü işgalci Yunan Ordusu’yla, vatanın bağrına gerçekten dayadı hançerini. Yunan Ordusu’nun donandığı son teknik silahlarına ve cephanelerine karşın, Ordumuzun ne yeterli silahı ne yeterli cephanesi vardı. Yunan’ın kamyonuna karşı bizim kağnılarımız vardı. Askerlerimizin ne giyecek doğru dürüst üniforması, ne karnını doyuracak ekmeği, ne de içecek suyu vardı. Ayağında yırtık çarığı, sırtında süngüsü dahi düşmüş harap silahıyla; savaştan, yokluktan, hastalıktan, açlıktan bitap düşmüştü. Ve bu ağır koşullar altında Kütahya-Eskişehir Savaşı’nda, İngiliz Emperyalizminin maşası Yunan Ordusu üstün geldi. 13 Temmuz 1921’de Afyon ve Bilecik, 17 Temmuz 1921’de Kütahya düştü. Eskişehir’in düşmesi an meselesiydi.

Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa endişeliydi, zor durumdaydı. Bu en kritik ve zor zamanda, İsmet Paşa’nın Eskişehir’in güneybatısında Karacahisar’daki karargâhına, 18 Temmuz 1921’de, Mustafa Kemal, Hızır gibi yetişti. Cephede durum çok kötüydü. Mustafa Kemal karargâha gelir gelmez, soğukkanlılıkla durum değerlendirmesi yaptı. İsmet Paşa’ya moral verdi. Kurmay subaylarını cesaretlendirdi, umutsuzluğu dağıttı.


Elindeki raporlara ve haritaya defalarca baktı. Düşmanı Sakarya’nın doğusunda durdurmayı düşündü. Umutların tükendiği, ordunun kurmayları tarafından dahi “Her şey bitti” diye düşünüldüğü bu kritik anda, kendisini bir kez daha en öne attı. Daha önce başka cephelerde defalarca yaptığı gibi; düşmana geçit vermediği Çanakkale’de destanlaştırdığı askeri dehasıyla ve cesaretiyle, gözünü kırpmadan, giymesi gereken ateşten gömleği bir kez daha giydi. Hiç çekinmeden bütün sorumluluğu üzerine alıp belli bir plan dahilinde Sakarya’nın doğusuna çekilme emri verdi. Böylelikle düşmanı iyice Anadolu içlerine çekerek İzmir’deki ana karargâhından uzaklaştıracak, bu sayede hem düşman ordusunun ikmalini zorlaştıracak, hem düşman kuvvetlerinin geniş bir alana dağılmasını sağlayacak, hem de Türk Ordusu’nun toparlanması için zaman kazanacaktı. Savaşın yerine ve zamanına düşman değil, kendisi karar verecekti. Zamanı geldiğinde, vatanının bağrına hançer dayayan düşmanı, yine kendi deyimiyle “Anadolu’nun harimi ismetinde (temiz bağrında) boğacaktı.”

Mustafa Kemal’in Başkomutanlığında Sakarya Meydan Muharebesi’nden, Büyük Taarruz’a ve 30 Ağustos 1922 Dumlupınar Zaferi’mize ve düşmanın İzmir’de denize dökülmesine giden mücadele yolu, bir kez daha onun askeri stratejik dehasıyla böylece açılmış oldu.

Başkomutan olduktan sonra Mustafa Kemal’in hazırladığı Tekâlif-i Milliye emirleri ile Anadolu Halkı, vatanını daha da sahiplenerek ordusuyla bir vücut oldu. Bunun ne denli önemli olduğunu Nutuk’ta şu şekilde açıklıyordu Mustafa Kemal:

“Bildiğiniz gibi, savaş ve çarpışma demek, iki ulusun, yalnız iki ordunun değil, iki ulusun bütün varlık ve olanaklarıyla, bütün maddi ve manevi güçleriyle birbiriyle karşı karşıya gelmesi ve birbiriyle vuruşması demektir. Dolayısıyla, bütün Türk ulusunu, cephede bulunan ordu kadar, düşünce, duygu ve hareket olarak savaşla ilgilendirmeliydim. Bütün ulus bireyleri, sadece düşman karşısında bulunanlar değil, köyde, evinde, tarlasında bulunan herkes silahla buluşan savaşçı gibi kendini görevli sayarak bütün varlığını yalnız savaşa adayacaktı. Bütün maddi ve manevi varlığını yalnız vatan savunmasına adamakta ağır davranan ve titizlik göstermeyen uluslar, savaş ve çarpışmayı gerçekten göze almış ve başarabileceklerine inanmış sayılmazlar.”

İşte bu inanç sayesinde; Anadolu Halkı ordusuyla tek yürek oldu. Bu sayede yiğit Anadolu kadınlarımız tarihin bu en haklı ve meşru savaşında, varını yoğunu vatanına adadı. Kimi daha çocuk yaşta, kimi kundaktaki bebesiyle birlikte vatanın kurtuluşu için mücadele etmekte bir an tereddüt etmedi. Cephede savaşan ordusu için erzak, içlik, çarık hazırladı. Kar, kış, yağmur çamur demeden, kağnılarla gece gündüz mühimmat taşıdı. Cephe gerisinde yaralı askerlerine hemşirelik, bakıcılık, aşçılık yaptı. Orta Asya bozkırlarında yaşayan önder, cesur, eşitlikçi Barbar kadın ataları gibi silahlanıp cephede erkeklerle birlikte vatanı için gözünü kırpmadan vuruştu. 30 Ağustos 1922 Dumlupınar Zaferi’miz ve Birinci Kurtuluş Savaşı’mız işte böyle kazanıldı.


Bu nedenle 30 Ağustos 1922; Emperyalist Yedi Düvelin vatanımızın bağrına sapladığı hançerin sökülüp atıldığı o büyük zaferin adıdır.

30 Ağustos; Mazlum Halkların Ulusal Kurtuluşlarına örnektir, onlara moraldir, umuttur.

30 Ağustos; Halklar birlik olursa önünde hiçbir gücün duramayacağının kanıtıdır.

30 Ağustos; Bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze doğru attığımız en şanlı adımdır.

Bugün 30 Ağustos 2023. Bu Zaferimizin 101’inci yılı.

Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız öncesinde ve süresince Vahdettin’e ve emperyalistlere hizmet eden vatan millet düşmanlarını anlattıktan sonra: “Efendiler, bu fırsatla saygıdeğer ulusuma şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asıl özü çok iyi analiz etmek dikkatinden geri kalmasın!” diyerek uyarıyordu sonra çok sevdiği halkını, Nutuk’ta Mustafa Kemal.

Ne yazık ki emperyalistlerin gemilerine binip kaçanların torunlarından oluşan satılmışlar güruhu; AB-D Emperyalistleri tarafından Mecliste hem iktidara hem muhalefete yerleştirildiler. Bu kez dost görünümlü, dost gülücüklü oynayan yerli işbirlikçi hainler sürüsü eliyle, Meclisi içeriden işgal ettiler! En cumhuriyetçi geçineninden, en milliyetçisine, en dincisinden, en solcusuna, en sosyalist geçinenine kadar görevleri, 101 yıl önceki atalarınınki gibi aynı: Ülkeyi Yeni Sevr’e götürmek. AB-D Emperyalistleri ve Yerli Satılmışlar adım adım bu alçak emellerine de ulaşıyorlar göz göre göre ne acı ki. Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un feryat edercesine üzerine bastığı gibi:

“Mondros günlerini-Mütareke günlerini, Sevr günlerini yaşayacağız bir kez daha. Ancak ondan sonra uyanıp dünyada ve ülkemizde neler olup bittiğini görmeye, anlamaya başlayacağız. Ancak ondan sonra kurtuluşa giden yolların nereden geçtiğini bulmaya çalışacağız…”

Ve “Artık şurası kesinleşmiş bir gerçek ki; Tarih Türkiye’ye ve Türkiye Halkına İkinci bir Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı daha vermek mecburiyetini getirip dayatmıştır…”

Bu İkinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızı da İkinci bir 30 Ağustos’la taçlandıracağız. Ama bu defa AB-D Emperyalist haydutlarını ve onlarla kader birliği etmiş yerli satılmışları Tarihin karanlık sayfalarına bir daha geri gelmemecesine göndereceğiz.

Bu defa, Halkın İktidarı öncesi son vuruş olacak, AB-D Emperyalistlerine ve yerli satılmışlara.

Bu defa “Vatan aşkını söylemekten ve gereğini yapmaktan korkar hale gelmektense ölmeyi yeğleyen” İkinci Kurtuluş Savaşçısı Kurtuluş Partililer önderliğinde olacak.

Zafer yine bizim olacak! Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

29 Ağustos 2023

Çeşme’de Huzurun Adresi “AltınYuva”


Herkesin kendini evinde hissedebileceği ve içsel parıltısını yeniden keşfetmeye davet edildiği bir yer AltınYuva.

Hani evindeki konforu arayan insanlar var ya, ben de onlardan birisiyim, işte burası tam anlamıyla gerçekten beklentimi karşılayan, her bir köşesi çok özenle yapılmış, tam instagramlık fotoğraflar çekebileceğiniz, çok güzel bir yer.

Medya rehberi, enerji şifacı, yaşam koçu, müzisyen ve sanatçı Dr. Ali Onur ve dövme sanatçısı, yaşam koçu, içsel gerçeği net ve cesur bir şekilde tanımak için eşlik eden Melanie Wurm Ege'nin batısındaki doğanın içinde, yeşilin ve mavinin farklı tonları ile parlayan denizin yakınında gerçek bir dinlenme alanı yaratmışlar.


Hafta sonu gittiğim AltınYuva’nın, kapısından içeri girer girmez beni en az yaratıcıları kadar heyecanlandırdı. Yeşillikler ortasındaki bahçesi ve açık havuzu keyifli bir gün geçireceğimi hissettirdi.

Dr. Ali Onur ve Melanie Wurm misafirlerinin kendilerini evlerinde gibi hissetmelerini istediklerini söyleyerek sözlerine şöyle devam ettiler;

Adımız (AltınYuva), özel bir buluşma yeri yaratma arzumuzdan kaynaklanıyor. Herkesin kendini evinde hissedebileceği ve içsel parıltısını yeniden keşfetmeye davet edildiği bir yer. Bu topraklara ve insanlara olan sevgi dolu bağımız, bu ortak projemiz için Türkçe bir kelime kombinasyonu seçme gerekliliğimizi hiçbir zaman sorgulamadık.


Biz ne bir otel ne de bir pansiyonuz - sizin için kendinizi yeniden bulabilir, rahatlayabilir ve nefes alabileceğiniz bir yer yarattık. Lütfen özgür hissedin, sadece kendiniz olun ve tüm isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde karşılayan anlayışlı bir topluluğun tadını çıkarın.

İlk bakışta ve yaşam yolları bakımından daha farklı olamayacak kadar iki kişiyiz. Bu farklılığı avantaja çevirdik ve herkesin burada benzersiz bir deneyim yaşamasını sağlayabilmek için tüm yeteneklerimizi bir araya getirdik. Burası yerel küçük çiftçilerin geleneksel tarım alanları ile çevrili, sizi dinlemek ve akdeniz meyve ağaçlarıyla çevrili bahçemizde veya havuzda güneşlenmek için davet ediyor.


Geniş doğal taş evimiz 5 yatak odası, 3 banyo, bir ortak oturma alanı ve tam donanımlı bir mutfak ile tek bir kat’da yer alıyor. Büyük pencereler, hoş tavan yüksekliği ve Akdeniz mimarisi ile meditasyon atmosferi sunan bir aydınlık ve ferah bir ortam yaratıyor” diye konuştular.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT











26 Ağustos 2023

Doğum Gününü Pasta Keserek Kutladı


Efor Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Doğan İşleyen yeni yaşını işyerinde pasta keserek kutladı.

Eşi Efor Fuarcılık Genel Müdürü ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Eyigele İşleyen tarafından organize edilen doğum günü kutlamasında yakın arkadaşı Avukat Uğur Kaynar, kardeşi Nurten Öğüt ve Efor Fuarcılık personeli yanında oldular.


EFOR Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Doğan İşleyen işyerinde yapılan doğum günü pastasını bizler burada çalışanlarımızla bir aile gibiyiz, diyerek pastasının mumlarını üfledi.


Nuray Eyigele İşleyen eşinin doğum gününden kareleri paylaştığı sosyal medya hesabı kısa sürede beğeni topladı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Ağustos 2023

İzmir Fuarı Başlıyor... “1-10 Eylül arasında İzmir'e gelin”


Bu yıl “Gençlik: Bugünün Öncüsü” temasıyla 1-10 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı öncesinde basın toplantısı düzenlendi. Türkiye'nin her noktasından gençleri İEF'ye davet eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bu fuarın teması gençlik ama hedefi umuttur. Umuda çok ihtiyacımız var” dedi.

İzmir, 92 yıllık tarihiyle kentin simgelerinden İzmir Enternasyonal Fuarı’na hazırlanıyor.  İzmir’in “2026 Avrupa Gençlik Başkenti Finalisti” olmasına özel “gençlik” teması ile 1 - 10 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek fuar, Cumhuriyetin 100. yıl dönümünde, “Gençlik: Bugünün öncüsü” sloganıyla gençlerin vizyonunu ve enerjisini merkezine oturtacak. Fuarın açılmasına sayılı günler kala, İsmet İnönü Kültür Merkezi önündeki çim alanda basın toplantısı düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in ev sahipliğinde yapılan basın toplantısına; Ana Sponsor Folkart'ın Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Etkinlik Sponsoru Migros'un Kuzey Ege Direktörü Güneş Fırıldak, İzmir Gençlik Belediyesi Başkanı Kaan Levent Bozdağ, Avrupa Gençlik Başkenti Koordinasyon Kurul Üyesi Fulya Yoldaş, İzmir Kent Konseyi Gençlik Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Sedef Ünver, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerin bürokratları ile basın mensupları katıldı. 

Soyer: “Heyecanlıyız”

Heyecanlıyız diyerek sözlerine başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Enternasyonal Fuarı'nın kronolojisini anlattı. Başkan Tunç Soyer, “92. yılında gençlik temasıyla başlamamızın çok temel bir gerekçesi var. Cumhuriyet ikinci yüzyıla girerken elbette gençlerle birlikte girsin istiyoruz. Bunu taçlandırmak istiyoruz. Gençler heyecanlarını, yeteneklerini, meziyetlerini, umutlarını tekrar burada büyütsünler, birbirlerinden ilham alsınlar, aktarım yapabilsinler, buluşsunlar, kucaklaşsınlar, tanışsınlar istiyoruz. Aynı zamanda 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adaylığımız var. Kasım ayında 2026'ya ev sahipliği yapacak, gençlik başkenti olacak şehir belirlenecek. Bir yerde de buna hazırlık olsun istedik. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken İEF'nin 92.yılında gençliği çok daha fazla öne çıkarmak istedik. Gençliğin, eğlencenin, sanatın, kültürün yer alacağı çok keyifli bir buluşma olacak. Bu sefer ilk kez bir karnaval tadında kortej planladık. İzmir'de ses getirsin istiyoruz. Başlangıcından son gününe kadar hepimizi keyifli günler bekliyor” dedi.

Soyer gençlere seslendi

Konuşmasında gençlere seslenen Başkan Soyer, şunları söyledi:

“Türkiye'nin bu karamsar ikliminde, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, zamlar,  gerçekten büyük hayal kırıklıklarının, öfkelerin yaşandığı günler. İnsanların geleceğe dair umutlarını kaybetmekte olduğu günler. 92'ncisi en çok ihtiyaç duyduğumuz buluşma olacak. Birbirimizle kucaklaşmaya, vakit geçirmeye, buluşmaya ihtiyacımız var. birbirimizden moral almaya, moral bulmaya ihtiyacımız var. Türkiye'nin her yerindeki gençlere seslenmek istiyorum. 1-10 Eylül arasında İzmir'e gelin. İzmirli akranlarınızla yaşıtlarınızla buluşun. İzmir'in eğlenceli, eğitsel, keyifli 10 gününe eşlik edin. Heyecanlıyız. Fuarımız 92. kez kapılarını açtığında Türkiye'ye umut olsun istiyoruz. Türkiye'nin her yerindeki vatandaşlarımıza, özellikle gençlerimize umut verelim istiyoruz. Bu fuarın teması gençlik ama hedefi umuttur. Umuda çok ihtiyacımız var. Diliyorum ki bu fuar umutların yeniden yeşermesi için, toprakların bereketi ve aydınlık geleceği için ışık tutar. Umutsuzluk karamsarlık rüzgarlarını geride bıraktırır. Geleceğe umutla bakmaya bir fırsat yaratır.”

Sancak: “Bu sene fuarın çok iyi geçeceğini düşünüyorum”

Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, oğulları Kerem ve Fırat Sancak'ı sahneye davet ederek fuar hakkında görüşlerini aldı. Mesut Sancak, “Gelecek gençlerde. Beş yıl sonra belki bu konuşmaları onlar yapacak. Bu sene fuarın çok iyi geçeceğini düşünüyorum, milyonun üzerinde katılımcının geleceğine inanıyorum çünkü çok iyi hazırlık yapılmış. 2016'dan bu yana fuarın ana sponsorluğunu üstleniyoruz. Bu bizim için onur” dedi.

Fırıldak: “Gençlerimiz enerji, yenilik ve öncülük getiriyor”

Etkinlik Sponsoru Migros Kuzey Ege Direktörü Güneş Fırıldak, “Fuarımızın bu yılki teması gençlik, sadece bir kuşak değil, aynı zamanda umutların, hayallerin ve geleceğin temsili olarak önemli bir anlam taşıyor. Gençlerimiz cumhuriyetin yüzüncü yılında enerji, yenilik ve öncülük getiriyorlar” diye konuştu.

Alıcı: “Gençlerin gücünü İzmir'e taşıyacak”

İzmir Enternasyonal Fuarı hakkında bilgi veren İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, “92. İzmir Enternasyonal Fuarı da gençlerimizin gücünü, enerjisini ve öncülüğünü İzmir'imize taşıyacak. Fuarın bu yılki teması olan 'gençlik' aynı zamanda İzmirimizin 2026 Avrupa Gençlik Başkenti finalistliğine yansıyan bir kararlılık ve vizyonun da simgesi! Temamıza özel, gençlere yönelik spordan sanata birçok etkinlik Gençlik alanında yer alacak” dedi.

“Elimizden geleni yapacağız”

Avrupa Gençlik Başkenti adaylığı için yaptıkları çalışmaları anlatan İzmir Kent Konseyi Gençlik Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Sedef Ünver, “İzmir Kent Konseyi gençlik meclisi adına gençlik politikaları söz hakkı anlamında alan açtığı için teşekkür ediyoruz. Fuarın gençlik temasıyla olmasının Avrupa Geçlik Başkenti sürecini de güçlendireceğine inanıyoruz” dedi. Avrupa Gençlik Başkenti Koordinasyon Kurul Üyesi Fulya Yoldaş, “İzmir'in gençlik başkenti olması konusunda umudumuzu çok yüksek, inancımız tamamen var. Sürecin başından beri yanımızdaydı, Tunç Soyer'e teşekkür etmek istiyorum. Bunun da en büyük kanıtı fuarın bu temayla yapılıyor olması” dedi. İzmir Gençlik Belediyesi Başkanı Kaan Levent Bozdağ, “Biz gençler, bu fuarın belki geçmişinde yoktuk ama; bugününde, yarınında ve fuarın daha iyi yerlere gelmesi için elimizden geleni en iyi şekilde yapacağımıza kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.

İzmir’in 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adaylığına katkı sağlayacak

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın bu yılki teması olan “Gençlik”, kentin 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adayı olmasının da bir yansıması olarak öne çıkıyor. İzmir, Avrupa Gençlik Forumu tarafından her yıl düzenlenen bir etkinlik olan “Avrupa Gençlik Başkenti” programı için 2026 yılında adaylığını koymuş ve finale kalan 5 Avrupa kentinden biri olmuştu. Bu önemli unvan, gençlerin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatın farklı alanlarında daha etkin bir rol üstlenmelerini teşvik etmeyi amaçlayan çeşitli etkinlikler ve projelerle zenginleştirilmiş bir yıl boyunca, kente veriliyor. Fuar’ın bu yılki teması olan “Gençlik” İzmir'in 2026 Avrupa Gençlik Başkenti adaylığı ile paralellik göstererek, gençlerin vizyonunu ve enerjisini ön plana çıkarmayı hedefliyor. Diğer finalist kentlerle birlikte yarışan İzmir, gençlere odaklanan bu özel yılın bir parçası olarak, Fuar’da da geleceğe yönelik benzersiz projeler ve etkinliklerle dolu bir program sunmayı amaçlıyor.

Onur konuğu il Şanlıurfa

Bu yıl İzmir Enternasyonal Fuarı’nın onur konuğu il ise Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa, bütün yönleriyle, ekonomik, sosyal, kültürel, tarihsel değeriyle Kültürpark’ın Dokuz Eylül Kapısı girişindeki 2 bin metrekarelik alanda yer alacak.

Açılış korteji renkli görüntülere sahne olacak

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışı töreni öncesinde kortej yürüyüşü de düzenlenecek. Fuarın coşkusunun İzmirlilerle buluşacağı, birbirinden renkli gösterilere sahne olacak kortej, 1 Eylül günü saat 18:30’da Cumhuriyet Meydanı’nda başlayacak. Kortejde bir araya gelecek çok sayıda İzmirli, Kültürpark Lozan Kapısı’na kadar yürüyerek açılış coşkusuna ortaklık edecek.

Uluslararası Tekstil Bienali’ne ev sahipliği yapacak

Açıldığı günden bu yana ilklere imza atan İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl da Türkiye’de ilk kez düzenlenecek Uluslararası Tekstil Bienali’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Fuarla eş zamanlı olarak 4 Eylül tarihinde kapılarını açacak Tekstil Bienali’ndeki eserler, Fuar boyunca Atlas Pavyonu’nda sanatseverlerle buluşacak. Yazar, sanatçı Nihat Özdal’ın küratörlüğünde, 17 farklı ülkeden 57 sanatçının yer alacağı Tekstil Bienali; 4 Eylül – 24 Kasım tarihleri arasında Atlas Pavyonu, Pakistan Pavyonu, Agora, Namazgâh Hamamı, Etz Hayim Sinagogu, Alga Çikolata Fabrikası, Ahmet Ağa Konağı ve Vakıflar Konağı’nda da ziyarete açık olacak.

Gençlere özel alan

Bu yıl özel olarak hazırlanan gençlik alanında ise gençlik sivil toplum kuruluşları, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gençlik çalışmalarıyla ilgili birimleri, spor kulüplerinin stantları yer alırken macera parkuru, zipline, müzik ve dans gösterileri, ünlü sporcuların söyleşileri, sokak basketbolu gibi birçok etkinlik düzenlenecek.

Çim Konserleri Sahnesi birbirinden ünlü isimleri ağırlayacak

Uzun yıllardır Fuar’ın vazgeçilmezi olan Çim Konserleri, Rock&More Sahnesi ve Mogambo Geceleri’nde, ziyaretçiler günün yorgunluğunu atıp doyasıya eğlenecek. Çim Konserleri Sahnesi’nde; 1 Eylül’de Simge Sağın, 2 Eylül’de Teoman, 3 Eylül’de Serdar Ortaç, 4 Eylül’de Volkan Konak, 5 Eylül’de Sibel Can, Migros sponsorluğunda gerçekleştirilecek 6 ve 7 Eylül günü konserlerinde Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Funda Arar, 8 Eylül’de Athena, 9 Eylül’de Tan Taşçı, 10 Eylül’de ise Haluk Levent sahne alacak. Konserler saat 21.00’de başlayacak.


Rock&More ve Mogambo eğlencenin adresi olacak

Kültürpark 3 No’lu Hol önünde 2 Eylül’de başlayacak Rock&More Sahnesi de sırasıyla Gaye Su Akyol, Onur Özdemir, Mary Jane, Eypio, Mavi Gri, Ufuk Beydemir ve Mengene’yi müzikseverlerle buluşturacak. Konserlerin başlama saati 20.00 olacak. Mogambo Geceleri’nde de Fuar boyunca müzik durmayacak. Rubato 1 Eylül, Mirkelam 2 Eylül, Cem Adrian 3 Eylül, Ayta Sözeri 4 Eylül, Emre Altuğ 5 Eylül, Fatih Erkoç 6 Eylül, Yaşar 7 Eylül, Birsen Tezer 8 Eylül ve Hüsnü Arkan 9 Eylül günü Mogambo’da sahne alacak. 

Atatürk Açıkhava Tiyatrosu etkinlikleri ve Şehir Tiyatroları oyunları

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları oyunları da 4 – 6 - 9 Eylül tarihlerinde İsmet İnönü Sahnesi’nde seyircilerle buluşacak. 4 Eylül günü Mor Şalvar, 6 Eylül günü 3 Nalla 1 At ve 9 Eylül günü Benim Naçiz Vücudum oyunları sahnelenecek ve oyunlar saat 19:30’da başlayacak. Atatürk Açık Hava Tiyatrosu etkinliklerinde ise 2 Eylül’de İzmir Aşkına Müzikali, 3 Eylül’de Uğur Aslan – Afara, 4 Eylül’de Sunay Akın & Nihat Sırdar – Sivrisinek Dedin De Aklıma Geldi, 5 Eylül’de Kaan Sekban - İlerler Temiz gösterileri gerçekleşecek. Gösteriler saat 21:00’de başlayacak. Etkinliklerin bilet satışları https://kultursanat.izmir.bel.tr adresinden yapılacak.

Gençlik temalı filmler izleyici ile buluşacak

Sinema Burada Film Günleri’nde de 8 -10 Eylül tarihleri arasında İzmir Sanat Merkezi’nde gençlik temalı filmler izleyicileri bekleyecek. 16:30 ve 19:30 seanslarında Kahvaltı Kulübü, Juno, Çekmeköy Underground, Örümcek Adam: Örümcek Evrenine Giriş, Ben, Earl ve Ölen Kız ile Whiplash filmleri, ücretsiz olarak gösterimde olacak.

Cumhuriyet’in 100. yılı ve İzmir’in Kurtuluşu’nun 101. yılına özel etkinlikler

Cumhuriyetin 100. ve İzmir’in Kurtuluşu’nun 101. yıl dönümleri de İzmir Enternasyonal Fuarı’nda düzenlenen özel etkinliklerle coşkuyla kutlanacak. Fuar’da teknoloji, kültür, sanat ve eğlenceye kadar her kesimden her yaş grubuna hitap eden etkinlikler ziyaretçilerle buluşacak. Çocuklar için İzelman Fuar Çocuk Kulübü, çocuk tiyatrosu, canlı heykel, pantomim, palyaço gösterileri, masal anlatımı gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Hazine Avı, Bilgi Yarışması, gerçek dünya ile sanal dünyayı birleştiren spor olarak bilinen e-spor Hado, fuarın dört bir yanındaki farklı programlar ve gezici etkinlikler de ziyaretçilere keyifli, eğlenceli günler geçirtecek.

Başka Bir Tarım Mümkün Sahnesi

Başka Bir Tarım Mümkün Etkinlik Sahnesi’nde, akademisyenlerden uzmanlara birbirinden değerli isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı söyleşilerde gençler, beslenme alışkanlıklarımızdan sağlığa kadar farklı bakış açılarıyla tarım konuşacak. Köy Tiyatrosu’ndan konsere kadar farklı etkinlikler de bu sahnede yer alacak.

Fuar’a özel mobil uygulama

İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl yeniliklerle kapısını açmaya hazırlanıyor. Hazırlanan telefon ve akıllı cihazlarda kullanılabilen mobil uygulama, Fuar öncesinde yayına alınacak. Uygulama aracılığıyla İzmir Fuarı’na dair tüm bilgilere ulaşılabilecek. Hem Apple Store hem de Google Play’den cep telefonu ve tabletlere indirilebilen, Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanacak uygulama, katılımcı ve ziyaretçilere kolaylık sağlayacak.

92. İEF’de sponsorlar Folkart ve Migros

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından, Folkart ana sponsorluğu Migros etkinlik sponsorluğunda düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı, 10 Eylül tarihine kadar teknoloji, ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin her yaş grubuna hitap eden etkinlikleriyle İzmirlileri karşılayacak. Fuarın giriş ücretleri; tam 13 TL, öğrenci 5 TL olarak belirlendi. Kültürpark’ın tüm kapılarından giriş-çıkış yapılabilecek ve Fuar etkinlikleri 16.00 - 23.00 saatleri arasında düzenlenecek.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

24 Ağustos 2023

Medical Point, Göztepe Olimpik Branşlar’a Sağlık Sponsoru Oldu


Medical Point Hastaneler Grubu, Göztepe Kadın Voleybol, Erkek Hentbol takımları ile Göztepe’nin olimpik ve milli sporcularının sağlık sponsoru oldu. 2023-2024 sezonunu kapsayan sponsorluk anlaşması, Göztepe Spor Kulübü Olimpik Branşlar Başkanı Mehmet Sepil ve Medical Point Hastaneler Grubu CEO’su Veysi Kubba tarafından imza altına alındı.

Sponsorluk töreni İEÜ Medical Point Hastanesi Ata Salonu’nda gerçekleştirildi. Sağlık Sponsorluğu, geçtiğimiz yıl ligi birincilikle tamamlayan Göztepe Kadın Voleybol A Takımı’nın yanı sıra Kadın Voleybol B Takımı, Erkek Hentbol A Takımı’nı da kapsıyor. Cimnastikte Türkiye’ye ilk olimpiyat madalyasını kazandıran milli Cimnastikçi Ferhat Arıcan ile Milli Cimnastikçi Mehmet Ayberk Koşak, milli okçularımız Zeynep Köse, Yasemin Ecem Anagöz ve Samet Ak da sponsorluk kapsamında İEÜ Medical Point Hastanesi ile işbirliği içinde olacak.

Spor ve kültür sanata destek vermenin her zaman önemli misyonlarından biri olduğunu ifade eden Medical Point Hastaneler Grubu Ceo’su Veysi Kubba törende yaptığı konuşmada “Medical Point Hastaneler Grubu olarak, kentimizin sporda da Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün imza altına aldığımız protokol, bizler için bir gurur vesilesidir. Göztepe Olimpik Branşlar’ın sporcu sağlığı, bugünden itibaren Medical Point Hastaneler Grubu’na emanet olacaktır. Her biri alanında ayrı ayrı başarılara imza atmış ve atacak sporcularımızın rutin kontrolleri dışında hiçbir sakatlık yaşamadan başarılarla dolu bir sezon geçirmeleri en büyük arzumuzdur” dedi.

Türkiye’nin Kadın Voleybolu açısından lider ülke olduğunu da vurgulayan Veysi Kubba “Geçtiğimiz ay Milletler Ligi finalinde Çin'i mağlup ederek milletimize tarihi bir şampiyonluk hediye eden A Milli Kadın Voleybol Takımı’mız, hepimizin yüzünü güldürdü. Göğüs kabartan bu gibi örneklerle de tecrübe ediyoruz ki; spor müsabakalarında gösterdiğimiz başarı, milli birlik ve beraberliğimizin güçlenmesinde çok önemli bir rol oynuyor. Sporun, sağlıklı bir toplum için hayatımızın önceliklerinden biri olması gerektiğinin bilincindeyiz. Bu vesileyle kentimizin güzide spor kulüplerine imkanlar ölçüsünde destek vermeyi sürdüreceğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Göztepe ile başlattığımız bu güzel işbirliğimizin artarak devam etmesini ve kentimiz adına başarılı işlere birlikte imza atmanın mutluluğunu hep birlikte yaşamayı arzu ediyoruz. Bu vesile ile Göztepe’nin değerli sporcularının başarılı bir sezon geçirmelerini diliyorum” dedi.


Bu tarz yol arkadaşlıklarının önemine dikkat çeken Göztepe Spor Kulübü Olimpik Branşlar Başkanı Mehmet Sepil ise "Olimpik branşlarda Türk gençlerine hizmet eden ve bunu sürdürülebilir kılmayı amaçlayan oldukça anlamlı bir yolda ilerliyoruz. Tam olarak da bu yüzden bu tarz yol arkadaşlıklarını çok önemsiyoruz. Ağustos ayının başında Insider ile Olimpik Branşlar Destek Projesi'nin lansmanını gerçekleştirerek bunun ilk adımlarını atmıştık. Veysi Bey de o gün bizlerleydi. Bugün ise yine çok önemli bir iş birlikteliğinin lansmanında sizlerle birlikteyiz. Şehrimizdeki bu tarz birlikteliklere çok önem veriyoruz. Bugün burada çok değerli sporcularımız da aramızda yer alıyor. 16 farklı branşta İzmir'i temsil ediyoruz. Binlerce sporcumuz ile İzmir'in spor kültürünü daha da ileri taşımayı amaçlıyoruz. Bu yolda olimpik branşlarımızın sağlık sponsoru olarak bize desteğini hissettiren Medical Point Hastaneler Grubu'na değerli desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Sponsorluk Anlaşması Veysi Kubba ve Mehmet Sepil tarafından imzalandı. Törenin sonunda tüm sporcuların katılımıyla hatıra fotoğrafı çekildi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

19 Ağustos 2023

Neşe Alay; Birlik, Beraberlik ve Dayanışmanın En Güzel Örnekleri Bozalan’da


Son dönemde pek çoğumuzun hayali şehirden köye ya da bir sahil kasabasına göç etmek ve ömrümüzün kalanını orada geçirmek.

Uzun yıllar İzmir Bornova’da yaşadıktan sonra hayal ettiği hayata kavuşan Neşe Alay’ı Menemen Bozalan Mahallesi’ndeki evinde ziyaret ettim. Salon büyüklüğünde bir balkonu ve çok güzel bir manzarası var. Gerçekten Leb-i Derya.


2021 yılında satın aldığı evi tadilat yaptıktan sonra yerleşen Neşe hanım yeni hayatından çok mutlu. Şehrin kalabalığından çok yorulduğunu söyleyen Neşe Alay sözlerini şöyle sürdürdü;

Uzun yıllar İzmir’in Bornova ilçesi’nde yaşadıktan sonra daha sakin bir yerde yaşamaya karar verdim. 10 yıl Yeni Foça’da deniz kenarında da yaşadım. Fakat benim istediğim insanların da doğal olduğu daha yeşil, havası güzel, tarla ve bahçelerin yakın olduğu bir yerdi. Çok yer gezdim, aradım. Ve Bozalan köyünün tam istediğim gibi bir yer olduğuna karar verdim.

2021 yılının Mayıs ayında geldim. Çok eski bir ev aldım. Alt katı damdı. Tadilat yaptım. Bahçe çok önemliydi benim için. Bahçe çıkardım ve çiçekler ektim.


Düğünlerimiz çok güzel olur

Bozalan’da yaşayanlar tarımla uğraşıyorlar ve komşuluk ilişkileri çok iyi. Bir düğün olsa, bir cenaze olsa kimse tarlasına gitmez. Birlik ve beraberlik içinde her şeyi paylaşıyorlar. Beni en çok bu etkiledi. Tarladan toplanan ilk ürünler olmayanlara dağıtılır. Yardımseverler. Düğünlerde kadınlar yöresel kıyafetlerini giyerler. Pullu örtüler, renkli şalvarlar giyen kadınlar görsel bir şölen sunuyorlar. Davullu, zurnalı, yemekli düğünleri çok keyifli geçer.

Ben erken kalkarım. Bazen bahçeye giden köylülerle giderim Tarlada birlikte çalışırız. İşim varsa bahçemle ilgilenirim. Kışlık hazırlıklarımız başladı. Biber, patlıcan kurutuyorum. Domates salçası yapıyorum. İzmir’den ailem ve arkadaşları sık sık ziyaretime gelir. Burada vakit nasıl geçiyor anlamıyorum.


Bozalanı mutlaka görün

Menemen aktarma merkezine ESHOT otobüsleri ulaşım sağlıyor. Sabah 06.35’te ilke sefer başlıyor. Akşam 19.00’dan sonra otobüs yok. Ziyaret etmek isteyenler internetten otobüs saatlerine bakarak gelebilir. 

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

18 Ağustos 2023

Dünyaca ünlü çekirdeksiz Sultani üzümde hasat başladı


Ege’nin önde gelen tarımsal ihraç ürünlerinden Sultani cinsi sofralık çekirdeksiz üzümde Manisa'nın Alaşehir ilçesindeki bağlardan toplanan ilk ürünler ihracat yolculuğuna çıktı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği organizasyonunda, Türkiye'nin üzüm ambarı Manisa Alaşehir’de "Sultaniye Üzüm Hasat Töreni " gerçekleştirildi.   


Ege Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği tarafından Alaşehir'de hasadı yapılan çekirdeksiz Sultaniye üzüm için üretici İsmail Özer'e ait bağda kesim töreni düzenledi. 

Törene Alaşehir Kaymakamı Sayın Alper Faruk Güngör, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Sayın Metin Öztürk, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Alaşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürü Sayın Musa Akkaynak, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Meyve Sebze Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Türkmen Türkmenoğlu, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Hüseyin Vural Güleç, Sadık Demircan, Vildan Akgedik, Kenan Unat, Tolga Selim Kağan ve üreticiler katıldı. 


Aynı zamanda Uçak Kardeşler işletmesinde Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği üyesi Sayın Ali Uçak iş yerinde ziyaret edilerek, üzüm yüklü TIR'ları hep birlikte ihracata uğurladık.

Alaşehir Kaymakamı Alper Faruk Güngör, “Manisa ve Alaşehir üzüm üretiminde marka sembol olmuştur. 900 bin dönüm alanda üretim yapılmaktadır. Bu sene de ürünlerimizi ihracata göndererek üreticimizin yüzünü güldüreceğiz. Güzel bir sezon olmasını diliyorum.” dedi.


Üretimde dünyada altıncı sıradayız

Ege Yaş Sebze ve Meyve İhracatçılar Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Sadece Manisa'nın değil Türkiye'nin en önemli tarım ihraç ürünlerinden olan, tadı ile dünyaya nam salmış Sultaniye çeşidi sofralık üzümün sezonuna büyük bir heyecanla başlıyoruz. Yıllık 2 milyon tona yakın sofralık üzüm üretimi yapıyoruz ve üretimde dünyada 6'ncı sırada yer alıyoruz. Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Sarıgöl ilçelerimizi, Dadallı Köyünü kapsayan bu geniş üretim bölgesinde başta üzüm olmak üzere birçok meyve sebze yetiştiriliyor. Birçok ihracatçımız da burada yoğun bir şekilde ihracat gerçekleştirerek ülkemize önemli bir döviz katkısı sağlıyorlar. 2022 yılında 224 bin ton ihracat ile dünyada 10'uncu sırada yer aldığımız sofralık üzümün yüzde 60'ını Sultaniye cinsi üzüm oluşturuyor. 2022 yılında 176 milyon dolar sofralık üzüm ihracatı gerçekleştirdik. 2023 yılında, 2021 yılında yakaladığımız 200 milyon dolar barajını aşacağımızı inanıyorum. Taze sofralık üzüm ve kurutulmuş üzümde de toplam 600 milyon dolar ihracat gerçekleştireceğimize inanıyorum.” dedi.


 

Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, “Üzüm on iki ay uğraşılan meşakkatli bir ürün. Üzümün iki ayağı var birisi taze, birisi kuru olarak hasat ediliyor. Kuru üzümün bir özelliği yüzde 85-90'ı dünya pazarlarına gidiyor. Dolayısıyla önemli bir döviz katkısı sağlıyoruz, birçok ürün üretiyoruz ama bu kadar zor pazarlarda üzümden elde ettiğimiz gelir daha farklı. Çünkü dünyada bu iklim şartlarıyla beraber üretim iyice zorlaştı. Ürünümüz dünya piyasalarında kıymet bulacaktır.” diye konuştu.


9 Ağustos 2023

Kursiyerlere Sertifikaları Törenle Teslim Edildi


Seydiköylüler Derneği ve Gaziemir Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü ile birlikte Yunanca kursu eğitimi gören kursiyerler sertifikalarını aldılar.

Seydiköylüler Dernek binasında düzenlenen sertifika törenine Gaziemir Kaymakamı Dr. Ahmet Süheyl Üçer'in yanı sıra İlçe Milli Eğitim Müdürü Ogün Derse, Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Murat İpek, usta öğreticiler ve dernek üyeleri katıldı.


Sertifika töreni öncesinde, dernek bünyesinde müzik yapan ozanlar grubu seslendirdiği türküler beğeni ile izlendi.

Sertifika törenine katılan Gaziemir Kaymakamı Dr. Ahmet Süheyl Üçer eğitim alan kursiyerleri kutladı. İlçe millî eğitimi ve halk eğitimi müdürlüğü olarak Seydiköylüler Derneği'nin gerçekleştirdikleri etkinliklere destek olmaya devam ettiklerinin altını çizen Kaymakam Üçer "Derneğimizin ilçe halk eğitimi merkezi ile birlikte önemli bir etkinliğe daha birlikte imza attılar. Dil öğrenimi yeni bir dil öğrenimi görmek çok önemli. Sizlerde aldığınız eğitimle karşı kıyıdaki dostlarınızla rahatlıkla anlaşabileceksiniz. Bir birimizin dilini bilmek, öğrenmek çok önemli. Bir diğerimizin ne dediğini anlamakta çok daha önemli. Tüm kursiyerlerimizi tebrik ediyorum" dedi.


Mübadelenin iki tarafı birbirinin dilini öğrendiğini söyleyen Seydiköylüler Derneği Başkanı Hakan Süvari yaptığı konuşmada bugüne kadar her konuda yardımını esirgemeyen Gaziemir Kaymakamı Ahmet Süheyl Üçer'e teşekkür etti.


Seydiköylüler Derneği Başkanı Süvari "Mübadelenin 100'üncü yılında, halk eğitimi merkezimiz ile çok önemli bir etkinliğe daha imza attık. Desteğinden dolayı sayın kaymakamımıza, müdürlerimize ve öğretmenlerimize çok teşekkür ediyoruz. Biz nasıl burada Yunanca kursu açtı isek, Yunanistan'daki dernek yöneticileri de oradakiler için Türkçe kursu açtı. Şimdi karşılıklı olarak bir araya geldiğimizde bir birimizin ne dediğini anlayabileceğiz" dedi.


Kursu başarı ile bitiren kursiyerlere dernek binasında belgeleri teslim edildi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT