31 Ağustos 2024

İmzalar Tugay ve İmamoğlu’ndan

 


Bu yıl “teknoloji” teması ile düzenlenen 93. İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılışı ile birlikte fuarın onur konuğu kenti İstanbul ile İzmir arasında teknoloji ortaklığı da başladı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Teknoloji, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İSBAK şirketleri arasında ortak teknoloji projeleri yürütmek amacıyla hazırlanan iş birliği protokolünü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu imzaladı. Başkan Tugay, bilim ve teknoloji alanında atılacak adımların sadece İzmir ve İstanbul için değil Türkiye için de çok önemli olduğunu söyledi. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, onur konuğu ilin İstanbul, temanın “Teknoloji” olarak belirlendiği İzmir Enternasyonal Fuarı’nın (İEF) 93’üncü açılışına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ağırladı. Buluşma kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ (İzmir Teknoloji) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İstanbul Bilişim ve Akıllı Kent Teknolojileri AŞ (İSBAK) arasında iş birliği protokolü imzalandı. Büyükşehir Belediye Başkanları Tugay ve İmamoğlu, karşılıklı know-how (teknik bilgi birikimi) aktarımıyla tarafların elindeki mevcut teknolojik ürünlerin yaygınlaşmasına olanak sağlayacak protokol için Kültürpark’taki İzmir Teknoloji standında düzenlenen imza töreninde önemli mesajlar verdi. 

“İzmir Teknoloji'nin yapılandırılması yolunda yürümeye devam ediyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, “Ekrem Başkan’ımız Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndan itibaren hepimizin dikkatini çekti. Özellikle geçen dönem İstanbul’da yaptığı çalışmalarla sadece Türkiye’de değil dünyada takip eden herkesin çok büyük takdirini kazanmış çok başarılı bir belediye başkanı. Bilgisini paylaşmakta cömert olduğunu geçen dönemde ben Karşıyaka Belediye Başkanı iken bizzat yaşayarak gördüm. Başka şehirlerin de kendi deneyiminden her zaman faydalandığını biliyorum. Bu dönem Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak adeta tüm Türkiye’deki belediyelerin yardımına koşmaya hazır olduğunu defalarca dile getirdi. Biz kendimizi şanslı sayıyoruz. Çünkü İzmir’i sevdiğini ve özel bir önem verdiğini biliyoruz. İzmir İnovasyon ve Teknoloji şirketimizin bu dönem akıllı şehirler, yapay zeka, veri mühendisliği konusunda yapılandıracağımızı ben söylemiştim ve bu yolda yürümeye devam ediyoruz” dedi.


“Söylemekten çok yapmaya ihtiyacımız var”

Bu iş birliğinin sadece İstanbul ve İzmir için değil Türkiye için önemli olduğunu aktaran Başkan Tugay, “Temsil ettiğim insanlar, İzmir halkı adına ne kadar müteşekkir olduğumu söylemek isterim. Çok daha fazla şey söylenebilir ama galiba söylemekten çok yapmaya ve yaparak göstermeye ihtiyacımız var. Yaptığımız her şey halkımızın sorunlarına sahip çıkmak, ülkemizi daha iyi bir ortama kavuşturmak, insanlarımızın sorunlarını çözmek için yapılan şeyler. Bu protokolün sonuçlarını da paylaşırken o gün öyle bir anlaşma yapmıştık ya ondan dolayı bunlar oluyor diye hatırlatacağım. Hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

“İstanbul ile İzmir arasında çok etkili bir dönemi var edeceğiz”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ise “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında çok yoğun bir bilgi ve deneyim paylaşımı yaşıyoruz. Umuyorum bu dönemde hem İstanbul’umuza hem İzmir’imize çok daha güçlü hizmetleri sunduğumuz bir dönem olur. Bugün burada, sadece iki şehrimiz için değil, aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon iklimi açısından da önemli bir adım atıyoruz. İzmir Teknoloji ve İSBAK arasında imzalayacağımız bu iş birliği protokolü, kentlerimiz arasında sadece bugünü için değil, geleceği için de büyük anlam taşımaktadır. Bu protokol ile teknolojinin gücünü, bilgi birikimimizi ve inovatif çözümlerimizi bir araya getirerek, İstanbul ve İzmir’i geleceğin akıllı şehirleri arasında öne çıkarmak ve Türkiye’miz adına uluslararası düzlemde de çok önemli bir konuma taşımak arzusundayız. İstanbul ve İzmir gibi iki önemli şehrin bu alanda el ele vermesi, Türkiye'nin teknoloji üretme kapasitesini ve dijital dönüşüm sürecini de hızlandıracaktır. 93’üncü kez düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı’nda, İstanbul’un onur konuğu şehir olarak yer alması da bu işbirliğine özel bir anlam katıyor. Bizi bu güzel fuarda bizi misafir eden değerli Cemil Tugay’a ve ekibine teşekkür ediyorum. Fuarın teknoloji teması ile örtüşen bu protokol, iki şehir arasındaki bağları güçlendirirken, hem İzmir hem de İstanbul için büyük bir vizyonun kapılarını aralıyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye için İzmir ve İstanbul el ele

Kurulan İzmir-İstanbul birlikteliğinde şirketler arasında ortak etkinlikler, çalışmalar, araştırmalar, projeler gerçekleştirilmesi amaçlanıyor. Her türlü bilimsel, teknolojik, sosyal ve kültürel iş birliğinin geliştirilmesi, çalışmaların somut ve sürdürülebilir bir temel oturtulması hedefleniyor. Karşılıklı know-how (teknik bilgi birikimi) aktarımıyla tarafların elindeki mevcut teknoloji ürünleri de yaygınlaştırılacak. İstanbul ve İzmir gibi iki önemli şehrin bu alanda el ele vermesi, Türkiye’nin teknoloji üretme kapasitesini ve dijital dönüşüm sürecini hızlandıracak. Bilim ve teknoloji alanında atılacak her adım, Türkiye’nin dünya sahnesinde daha güçlü bir konuma ulaşmasına katkı sağlayacak. Akıllı şehir teknolojilerinden, dijital altyapılara kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir ve yenilikçi projeler geliştirilmesinin hedeflendiği iş birliği protokolü halkın hayatına dokunacak çözümler sunacak. Sadece teknoloji alanında değil, şehirlerin her alanda daha iyi bir geleceğe ulaşması için yeni yollar açacak.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

30 Ağustos 2024

``DİGİTAL ECHOS`` Sergisi Açıldı


93. İzmiR Enternasyonal Fuarı Dijital Deneyim ve Sergi Alanı ``DİGİTAL ECHOS`` Sergisi Dijital Deneyim ve Sergi Alanı 30 Ağustos Cuma günü açıldı.

Küratör Nihat Özdal sergi hakkında şu bilgileri verdi;

"Digital Echos", teknolojinin Heideggerci anlamda bir 'açığa çıkarma' aracı olarak işlev görmesiyle, varoluşun, hem ifşa eden hem de gizleyen ikili doğasına odaklanıyor. Heidegger'in "teknik" kavramında teknoloji, dünyayı bize açarken, aynı zamanda bu açığa çıkarma sürecinde varlığın özünü örtmeye başlar.

Dijital çağda, bu süreç daha da karmaşık hale gelir; dijital teknolojiler, gerçeği hem ortaya koyar hem de simülakrların iç içe geçtiği bir alan yaratarak onu belirsizleştirir. Dijital teknolojiler, Stiegler'in kavramlarıyla değerlendirildiğinde, sadece insanın dünyayla olan ilişkisini yeniden şekillendirmekle kalmaz, aynı zamanda bu ilişkiyi köklü bir dönüşüme zorlar. Bu sergi, dijitalin varlık ve yokluk arasındaki ince çizgide nasıl bir estetik deneyim sunduğunu incelerken, dijital teknolojilerin sanatın varlık-yokluk diyalektiğini nasıl şekillendirdiğini göstermeye çabalıyor.


Sergide sizleri neler bekliyor

Interaktif ebru sanat deneyimi

Çağdaş bakış açısıyla geleneksel Ebru sanatını uluslararası platforma taşıyan ünlü sanatçı Garip Ay ile

gerçekleştirilecek işbirliği sayesinde; Teknolojinin temel taşı olan led ekranda, sanatçının tasarladığı ebru motiflerinin dijital ortamdaki görüntüsünü göreceğiz. Konumlandırılan hareket sensörü sayesinde, motifleri katılımcıların vücut hareketleri ile kontrol edeceği bir modele dönüştürerek eşsiz bir deneyim sunulmaktadır.

Augmented realıty duvarı

Konumlandırılacak led ekranın çevresine yerleştirilecek dedektörlü kameralar sayesinde; Kamera önünden geçen herkes, kendilerini led ekranda görecek ama tek bir farkla: farklı kıyafet/kostümler onlara eşlik ediyor olacak.

Uzay kampı Türkiye vr gözlüklü simülasyon

7-18 yaş arası gençlere uzay bilimleri ve teknolojileri ile ilgili kamp programları sunan; dünyanın ikinci, Türkiye’nin ilk ve tek uzay kampı, Uzay Kampı Türkiye 93. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında sanal gerçeklik gözlüğüyle Ay’da yürüyüş deneyimi sunacak. Aynı zamanda fuar süresince uzayla ilgili bilgi yarışmaları yaparak kazananlara sürpriz ödüller dağıtılacak.

Redbull clıff dıvıng

Tarih: 5 – 9 Eylül 2024

Katılımcıların VR gözlükle kayalıklardan denize doğru düşüyormuş gibi hissetmesini deneyimleyecekleri sanal gerçeklik oyunudur.

Bilim kahramanları ile dünya robot olimpiyatı deneyimi

Tarih: 30 Ağustos – 1 Eylül 2024 ve 6-8 Eylül 2024 Saat: 16.00 – 20.00

Bilim kahramanları İzmir'de!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ işbirliğinde, 90 farklı ülkeden gelen 3000'e yakın ziyaretçiyi misafir edeceğimiz World Robot Olympiad Türkiye 2024 etkinliği hakkında bilgilendirme ve programı çeşitli kategorileri deneyimleme ve gözlemleme fırsatı, 7-15 yaş arası çocuklara yönelik "Hava Gücüyle Dönen Makine" atölyesi ile temel havacılık prensiplerini keşfetme ve bir mühendislik tasarımı etkinliği.

 


Sergi Ziyaret Saatleri: Hafta içi ve Hafta Sonu 16.00-23.00 arasında Kültürpark Atlas Pavyonunda gezilebilir.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

22 Ağustos 2024

Lale Temelkuran Resim Sergisi İzmir Sanat’ta Açıldı


Lale Temelkuran resim sergisi 22 Ağustos Perşembe günü saat 18.00’de İzmir Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen sergi, sanatseverlere eşsiz bir deneyim yaşatma amacını taşıyor.

Temelkuran'ın eserleri, soyutlama ve figüratif çalışmaları bir araya getirerek izleyicilere insan ilişkileri ve zaman kavramı üzerine yeni perspektifler sunuyor.


Lale Temelkuran açtığı 25 kişisel sergi ile eserlerinde insan ilişkileri, zaman, mekansızlık, nesne zaman ilişkisi ve zamanın içinden an'lar gibi konulara yer verdi. . İzmir’de 23 yıl çeşitli okullarda öğretmenlik yapan sanatçı, İstanbul, Ankara, İzmir'de uluslararası sanat fuarlarına, yarışmalı ve pek çok karma sergiye katıldı.

Sergi 22 Eylül 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilir.

Ziyaret Saatleri: Hafta içi 10.00-17.00, Hafta sonu 11.00-18.00


Lale Temelkuran kimdir?

1952 Akhisar'da doğan sanatçı, 1972'de Buca Eğitim Enstitüsü Resim İş Grafik Bölümü'nü bitirdi. 23 yıl İzmir'de çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. 25 kişisel sergi açtı. İstanbul-Ankara-İzmir'de uluslararası sanat fuarlarına, yarışmalı ve pek çok karma sergiye katıldı. Devlet Resim heykel, sergileri DYO ve Şefik Bursalı gibi kurum ve kuruluşların yarışmalarında eserleri sergilendi. Öğrenciliğinden bu yana soyutlamalı figüratif çalışan sanatçı akrilik tekniğini kullanmaktadır. Sanatçı daha çok insan ilişkileri, zaman, mekansızlık, nesne zaman ilişkisi ve zamanın içinden an'lar gibi konularda kişisel sergiler açtı.


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

19 Ağustos 2024

İzmir Saat Kulesi 123 yaşında


İzmir'in simgesi tarihi Saat Kulesi, 123 yaşına bastı.

İzmir Saat Kulesi’nin 123. Yaş gününü bir avuç İzmir sevdalısı ile kutladı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Duayen Gazeteci Esat Erçetingöz sosyal medya hesaplarından yaptığı duyuru ile şehrin göbeğindeki İzmir'in simgesi “tarihi saat kulesi”ne İzmirlileri davet etti.

Başta Duayen Gazeteci Esat Erçetingöz, Milli Kütüphane Vakfı Başkanı Ulvi Puğ, Konak Mahalle Muhtarı Tamer Yıldırım, Ayşe Karadan, Gazeteci Nurten İşleyen Öğüt, Kültür Bakanlığı Ses Sanatçısı Derya Öyünç , Huriye Selvi, Ahmet Hoşafçı İzmir Saat Kulesi'nin 123. Yaşını kutlayanlar arasındaydı. 


Erçetingöz yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;

Aslında 2021yılında sonsuzluğa uğurladığımız "İzmir Baba" Sancar Maruflu'nun vasiyetini yerine getirdik. Sancar baba aramızdan ayrılana kadar neredeyse 30 yıl İzmirliler’i “ saat kulesi anması”na çağırırdı hazırladığı davetiyeyle. Buna rağmen vefasız izmirliler yüzünden ilk buluşmada sadece kendi ve sevgili ağabeyim Okan yüksel vardı. Seneler geçtikçe üç-beş kişi daha eklendi kutlamalara. Bugün biraz daha kalabalıktık her zamankinden.

 “İzmir Baba”yı bir kez daha sevgiyle, saygıyla ve rahmetle andık. Saat kulesinin merdivenlerine oturup Kültür bakanlığı Ses Sanatçısı Derya Öyünç'ün söylediği İzmir şarkıları ve türküleriyle coştuk.

Hemen tüm İzmirlilerin buluşma noktası olan İzmir Saat Kulesi ile ilgili anılarımızı anlattık. Etrafındaki kuşlara yem attık çocuklar gibi eğlendik. Çok değil bugün sadece 15 dakikamızı 123 yıllık vefalı dosta ayırdık.


Saat Kulesi 1901’de İzmir’e kazandırıldı. Bizleri hiç üzmedi, işgaller gördü, suikastler yaşadı. Ahmet Piriştina'nın cenaze törenine mekan oldu, ağladı. Önce biricik dostu Sarı Kışla’sını yok ettiler. Kahroldu. Daha neler neler yaşadı...

Bugün Tarihi Saat Kulemize vefa günümüzdü...

Ona tatlı bir gülücük, bir tek çiçek, bir de dokunuş armağan ettik ve "Merhaba" dedik hep birlikte eminim çok sevindi!


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

10 Ağustos 2024

‘Toprak Reformu Yapacağız”


Güzelbahçe Belediyesi 10. Payamlı Bardacık Festivali düzenledi, Başkan Mustafa Günay köylüye toprak reformu müjdesi verdi.

10. kez düzenlenen Payamlı Bardacık Festivali büyük bir coşku ve kalabalığa sahne oldu. Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, belediyeye ait tarım arazilerini toprak reformu için Payamlı ve Küçükkaya Köyü’nün kullanımına açacaklarını söyledi. Başkan Günay,” Payamlı'da 29 tane tapumuz var. 85 dönüm bize geçen yer var. Biz bunu bir kısmını kullanıyoruz, bir kısmını kullanamıyoruz. Payamlı'da oturan işi olmayan, bağı bahçesi olmayan herkese bu malları geri iade edeceğiz. Kullanımları için vereceğiz. Onlar kendiler kullansınlar, kendiler eksin biçsinler. Payamlı’lara şimdiden hayırlı uğurlu olsun” dedi.


Festivalin açılış törenine ev sahipli Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay’ın yanı sıra; CHP önceki dönem İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Altan İnanç, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Beydağı Belediye Başkanı Şakir Başaran, Malatya Kadın Koları İl Başkanı Nezahat Aydın, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Özlem Ünsal, Narlıdere Belediye Başkan Yardımcısı Celal Yıldız, CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı Devrim Seyrek, İlçe Yönetimi, Kadın ve Gençlik Kolları başkanları, Meclis üyeleri, Payamlı Muhtarı Ali Kubilay, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

‘Köylünün malını köylüye geri vereceğiz’

Payamlı ve Küçükkaya Köyü’nde bulunan belediyeye ait tarım arazilerini toprak reformu için Payamlı ve Küçükkaya Köyü’nün kullanımına açacaklarını söyleyen Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, “İstemeyerek de olsa köylünün malını bize, belediyeye verdiler. Payamlı'da 29 tane tapumuz var. 85 dönüm bize geçen yer var. Biz bunu bir kısmını kullanıyoruz, bir kısmını kullanamıyoruz. Ama sonuçta burada köylülerimiz var. Köylü olup da burada malı olmayıp günlük çalışmaya gidenler var. Gelip benden iş isteyenler var. Ben de bu sene şuna karar verdik; Biz beraber oturduk. Meclis üyelerimizle beraber bu 85 dönüm 29 tapuyu tekrar Payamlı'da oturan işi olmayan, bağı bahçesi olmayan herkese bu malları geri vereceğiz. Kullanımları için vereceğiz. Onlar kendiler kullansınlar, kendiler eksin biçsinler. O mal çünkü onlarındı. Biz istemesek de kanunla bize geçti. Payamlılara bu malı bu sene vereceğiz” dedi.


‘Üretirsek büyürüz, üretemezsek dışa bağımlı oluruz’

Sözlerine şöyle devam eden Başkan Günay, “Bizler eğer bu köylümüzü üretemez hale getirirsek bizler tükeniriz, yok oluruz. Köylü üretmeli, köylü üretmezse göç eder. Göç eden üretici olmazsa biz ülke olarak dışa bağımlı hale geliriz. O yüzden malı olmayan, mülkü olmayan, gelip benden artık iş istemeyecek. Çünkü artık malı var ekip biçecekler emeğini alınterini dökecekler. Buradan mallarını kaldıracaklar, satacaklar, geçimlerini sağlayacaklar. Bunu yaparsak Küçükkaya Köyü’ne de yapacağız. Muhtarı burada. Küçükkaya’da da arsamız var. 9 adet 45 dönüm de Küçükkaya Köyü’nde var. İnanın çok kullanamıyoruz. Çünkü biz buralara kadar gelip tarım yapamıyoruz. Onun için bunu aldığımız gibi geri bu köylüye vereceğiz. Kullanım hakkını kooperatif üstünden yapacağız. Köylümüz tekrar bu malları, işi burada mal olmayan, burada oturan, çünkü onlar gidiyorlar, başkalarının yanında çalışıyorlar. Yani toprak reformu yapacağız. Bu malı geri köylülere vereceğiz. Toprak işleyenin, su kullananın sözünü kendimize şiar edineceğiz” dedi.

" Köylüye nutuk çekilmez, köylü dinlenir”

Köylülere nutuk çekmeden sohbet edilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Günay, “Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi gerçek üreticisi olan, bu ülkenin gerçekten ana damarı ve temeli olan köylülere, nutuk çekilmemeli. Köylülerle oturup sohbet edilmeli. Köylüler ile oturup sohbet ettiğinizde onların bir evladı oluyorsunuz, bir kardeşi, ağabeyi oluyorsunuz. Gerçekten onlar bir kütüphane. Hayatlarını, emeklerini, bilgilerini, becerilerini, gelenek ve göreneklerini anlatıyorlar ve sıcak bir bağ oluyor. Payamlı Köyü’ne geldik, gittik, sohbet ettik ve Payamlılarla ne yapacağımıza karar verdik. Bu festivali farklı bir şekilde getirmemiz gerekiyordu. Onu da bu yıl çok farklı bir şekilde gerçekleştirdik. Burada çiftçilik yok. Tamamen tarım var. Burada bin dönüm arazi veya ova yok tamamen dağ bu nedenle bu dağda bardacık, üzüm, badem ve zeytin yetiştiriliyor. Bizde bu ürünler kalpazan ve toptancının elinde düşmeden 1’inci elden satıyoruz. Köylülerimiz kendi ürünlerini götürüp kaldırımlarda satıyorlar ve geri dönüyorlar. Başkanlarımız bu yıl köylülerimizin ürünlerini satmalarına izin verdi. Çünkü köylü 1 aylık olan ürününü satıyor bir daha da kimseyi rahatsız etmiyorlar. Bu noktada Başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Kamulaştırılmış toprakları gerçek sahiplerine verilecek”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Güzelbahçe İlçe Başkanı Devrim Seyrek, “Köylülerin gerçek anlamda ihtiyacı olan toprağın kamulaştırma meselesinde başkanın böyle bir eğilimde bulunması tekrar köylülere vermesi çok güzel. Burada çok eğleniyoruz bir festival havası var. Ancak bir yandan da memlekette her şey yasaklanıyor. Hayvanların yaşaması ve sosyal medya mecraları her şey yasaklanıyor. Burada vicdanıyla birlikte bulunan herkesi tanıyoruz. Birbirimizin iyi biliyoruz partisi, inandığı ideoloji ve dini hiç önemli değil. Burada birbirimizi desteklemeye davet ediyorum herkesi. Belediyelerin bu kadar çok çalışmasını isteyen bir hükümet varken, kamulaştırılmış toprakları yeniden köylülere gerçek sahiplerine devreden belediye başkanlarını tebrik ediyoruz. Bu kadar karanlık memleket devam ederken burada birkaç saat ne de olsa birbirimizi aydınlattığımız birkaç saat diliyorum. Güzel festivaller diliyorum” dedi.


“Gitmediğimiz, dokunmadığınız yer bizim değil”

CHP önceki dönem İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise, “Olay tamamen CHP’nin Bilim Yürütme Kurulu’nun 2012 yılında attığı bir adımla başlamıştı. O zaman milletvekili arkadaşlarımla beraber şöyle bir karar almıştık; Köyden kente göçü nasıl durdurabiliriz? 2 köyde emek ve alın terinin karşılığını köylüye nasıl veririz? Böyle başladı bu festivallerin tartışması. Urla’daki Enginar Festivali ve Kavacık’taki Üzüm Festivali’de böyle oldu. Bu tamamen sosyal demokrat belediyeciliğin bir ürünü olan festival arkadaşlar. 1999 yılında seçimler için bu köye oy istemeye geldiğimizde kesinlikle oy alamıyorduk. 1-2 oy ancak çıkıyordu. Kavacık'tan bir oy çıkıyordu hiç unutmuyorum. Eski başkanla köye geldik. Birlikte bardacık topladık, bahçelere girdik ve eşimle beraber çalıştık. Şu an 1’inci partiyiz. Bu bizim için çok önemli bir şey. Demek ki gitmediğimiz, dokunmadığınız yer bizim değil. Biz sosyal demokrat belediyelerden biri olarak buraya, Payamlı'ya, Kavacık'a dokunduk arkadaşlar. Dokunduğumuzu da hissediyorum. Her geldiğim sene bir yenilik görülüyor burada. Az önce eski muhtarım yukarıdan bakıyordu, gördük. Bir kere köy çok güzel olmuş. Kadınlarımızın eline sağlık. Çok güzel boyamışlar. Harika olmuş gerçekten. Yani az önce konuştular ama bu konuşmalarla yetinmeyin. Lütfen gelen misafirler şöyle yukarıya doğru bir çıksın geçsinler arkadaşlar. Yukarıda inanılmaz büyük köy var. Cennet bahçesi olmuş. Yapanların eline sağlık. Yani bu bardacık diyarına değen bir hizmet anlayışı. Biz aynı hizmet anlayışıyla devam edeceğiz” diye konuştu.

“Köylü milletin efendisidir”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Altan İnanç ise şöyle konuştu, “Köylü üretmeden, köylü ürettiğini halkla buluşturmadan ilerleme kaydedemeyiz. Çünkü köylü üretecek ki bizler

kalkınabilelim. Büyükşehir Belediyesi olarak İzmir’in tüm ilçelerinde köylere olan desteğimiz artarak devam ediyor. Sür kuzu bu şehrin değil ülkenin en önemli projesidir. Bunun gibi üreticiyi destekleyen onlarca projeyle üreticimizi, köylümüzü destekliyoruz” diye konuştu.

“En iyi bardacık ödülleri sahiplerini buldu”

İvana Sert, Suavi, Dilek Köktaş Gündoğdu, Filiz Taçbaş, Mehmet Eren, Esat Erçetingöz, Erhan Gölbey’den oluşan jüri yarışmaya katılan üreticinin ürününü değerlendirdi. Dereceye giren üreticilere altın verildi. Yaş kütüğüne plaketin çakıldığı festival kapsamında, Belediye Çocuk Tiyatrosu, Belediye Spor okulları Zumba gösterisi ve TEMAD zeybek ekibi sahne aldı. Ayrıca çocuklar için balon, yüz boyama, tahta ayaklar gösterileri yapıldı.

Festival bugün 11 Ağustos Pazar günü sona erecek.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

8 Ağustos 2024

Göztepe futbol A takımı forma sağ kol sponsoru “Nesine” oldu


Türk sporuna yaptığı yatırımlara devam eden Nesine, yeniden Süper Lig’e yükselen Göztepe Spor Kulübü ile önemli bir sponsorluk anlaşması imzaladı.

Yeni iş birliğiyle birlikte Nesine, Göztepe Futbol A Takımı'nın Forma Sağ Kol sponsoru oldu.


Türkiye’nin şans oyunları sektöründeki öncü ve lider markası Nesine, Süper Lig’e yükselen Göztepe Spor Kulübü ile iş birliğine gidiyor. Nesine 2024/2025 futbol sezonunda ‘Göztepe Futbol A Takımı Forma Sağ Kol Sponsoru’ oldu.


Göztepe gibi köklü bir kulüp ile iş birliğine gitmelerinden dolayı oldukça mutlu olduklarını ve Nesine olarak Türk sporuna katkı sağlamak, sporun gelişimine destek olmanın her zaman öncelikli bir hedef olduğuna dikkat çeken Nesine Pazarlama, CRM ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Arda Uysal, “İzmir’in en değerli kulüplerinden Göztepe Spor Kulübü gibi köklü ve başarılı bir kulüple iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yeniden Süper Lig’e yükselen ve bu sezon 100’üncü yılını kutlayacak Göztepe ile gerçekleştirdiğimiz bu sponsorluk anlaşması hem Nesine'nin marka değerini artıracak hem de Göztepe'nin Süper Lig'deki başarılarına katkı sağlayacak. Göztepe'nin yeniden Süper Lig'e yükselmesi, Ege'nin incisi İzmir'in spor camiası için de büyük bir heyecan kaynağı oldu. Biz de bu güzel şehrin coşkusuna ortak olmaktan ve Göztepe'nin hedeflerine ulaşmasında destek sağlamaktan gurur duyuyoruz. 'Göztepe Futbol A Takımı Forma Sağ Kol Sponsoru' ve 'Göztepe Futbol A Takımı Resmi Bahis Sponsoru' olarak, Göztepe’ye katkıda bulunacak ve başarılarına destek sağlayacak projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Nesine olarak, Göztepe Spor Kulübü ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliğinin uzun soluklu ve başarılı olacağına inanıyoruz. Tüm taraftarlarımızı ve sporseverleri 2024-2025 sezonunda destek vermeye ve heyecanı paylaşmaya davet ediyoruz” dedi.


Nesine olarak Türk sporunun saygınlığına katkıda bulunmak, spora olan ilginin artmasını sağlamak, kulüplerin daha fazla gelirlerinin olması ve sürdürülebilir kaynakları olması için projeler üretmeye devam edeceklerini söyleyen Uysal, “Nesine olarak 2006 yılından bu yana Spor Toto Teşkilatı’nın yasal elektronik bayisi olarak hizmet veriyoruz6 kişilik bir ekiple çıktığımız yolda bugün, 8,5 milyonu aşkın üyemizle Türkiye’nin şans oyunları sektörünün öncü ve açık ara pazar lideri konumundayız. 400’ü aşkın çalışanımızla hem kamu geliri yaratmak hem de sektöre hizmet amacıyla var gücümüzle çalışıyoruz. Elbette biz büyürken kazandıklarımızı da Türk sporuna aktarmaya devam ediyoruz. Nesine olarak 15 yılı aşkın süredir Türk sporuna ve sporseverlerine kaynak yaratan projelere yatırım yapıyor ve bunu başarımızın önemli bir payı olarak görüyoruz.  Spora yapılan yatırımın, toplumsal kalkınmanın itici güçlerinden biri olduğuna inanıyor, farklı branşlarda spor faaliyetlerini, kulüplerimizi ve sporcularımızı destekliyoruz ve tüm iş birliklerimizi uzun soluklu sürdürmeye de özen gösteriyoruz. Önümüzdeki yıllarda da spora olan desteğimize hız kesmeden devam edeceğiz” dedi. 


Göztepe Spor Kulübü CEO’su Kerem Ertan, “Türkiye’de spora desteğiyle ön planda olan markası Nesine ile iş birliği anlaşmasına imza atıyoruz. Bu iş birliğinin her iki tarafın da marka değerine katkılar sunacağından eminiz. Atılan imzanın her iki taraf içinde hayırlı olmasını diliyor, Nesine ailesine teşekkür ediyoruz” dedi.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

4 Ağustos 2024

Art-Z Gallery'den Yeni Sergi: "Zihin Çatıları"


Art-Z Gallery, küratörlüğünü Cem Onat’ın üstlendiği, sergiye ev sahipliği yapıyor.

"Zihin Çatıları" başlıklı sergide, çağdaş sanatın önemli temsilcilerinden olan 8 sanatçı, Alaçatı’nın otantik ve zarif dokusunda geçmişle geleceği harmanlayarak, her yaştan koleksiyoneri ve izleyiciyi etkileyici bir sanatsal yolculuğa çıkarıyor.

Art-Z Gallery Yöneticisi Zeyni Cem, Art-Z Gallery ve "Zihin Çatıları" sergisi, sizi düşsel bir sanat yolculuğuna davet ediyor diyerek şu ifadelere yer verdi.


"Zihin Çatıları", ziyaretçilerine sanatı değerli kılan eserler arasında kendi algı ve hayal gücü dünyalarıyla bir keşif yapma fırsatı sunuyor. Her bireyin kendi deneyim ve duygularını özgürce yaşamasına olanak tanıyan bu sergi, izleyicilerin düş gücü ve imgeleme özgürlüğünü teşvik ediyor.

Serginin küratörlüğünü üstlenen Ş. Cem Onat, serginin amacını şu sözlerle özetliyor:

Zihin Çatıları sergisi, sanatçıların hayal gücüyle şekillenen eserlerini izleyiciyle buluşturarak, estetik ve felsefi bir deneyim sunuyor. Sanatçılar, imgelemlerinin ürünü olan figürler, mekânlar ve görüntülerle, fenomenler dünyasından ilham alarak, gerçeği yeniden yorumluyor. Sergide yer alan eserler, izleyicilerin bilgi, deneyim ve hayal gücüyle yeniden anlam kazanıyor ve estetik değerlerini ortaya koyuyor.

Sanatçının oluşturduğu mekânlar, figürler, görüntüler ve benzerleri bir uydurmaca gibi algılanabilse de hayal gücünün üretimi olduklarından içlerinde ister istemez bir miktar gerçeklik taşırlar. Ancak sanatçının zihnindeki oluşlarıyla varlıklarını kanıtlayabilirler. Fenomenler dünyasının içinde o fenomenlere odaklandığı düşünülse bile sanatçı, aslında hayal gücündeki süzgeci ve yetkinliğini kullanarak olguları imgeye çevirmeyi, gerçeklik iddiası olmaksızın felsefe desteğiyle yapar.


Zihin Çatıları, Emre Becer’in Afiş ve tabelalardan etkilenerek oluşturduğu kaligrafik yapılar, renk çeşitliliği ve soyut form ve dokularla başlıyor. Işıl Eraslan Doğan doğal ve endüstriyel malzemeler kullanarak hayatın iniş çıkışlarını, çaresizliği ve iç içe geçmişliği anlatan eserler sunuyor. Filiz Piyale Onat, Doğa-insan ilişkisini lirik bir soyutlamayla ele alarak, kopukluk ve aykırılık temalarını işliyor. Kemal Köse’nin gündelik yaşamın içinde bulunduğu mekânlarla dijital görüntüleri birleştirerek soyutlamaya varan resimleri ile devam ediyor. Canan Ustaoğlu Savaş, eserlerinde ana materyal olarak ahşap kullanıyor ve doğal ile doğal olmayan arasında bir diyalog kurarken Ayşegül Şibiroğlu kimlik teması üzerinde yoğunlaşarak, özgün özellikleri imge ve formlarla farklı biçimlerde işaretliyor. Zafer Ali Akşit, sanatçı-eser-izleyici arasındaki dinamik karşılaşmayı ön plana çıkararak, geleneksel formları yeniden ele alıyor. Seydi murat Koç ise insanlığın izlerini sürdüğü resimlerinde, varoluş ve yok oluş diyalektiğini işliyor.

Zihin Çatıları sergisinde yer alan sanatçıların eserleri, sınırları aşarak kendi ivmesini kazanmakta ve izleyicilerin öz varlıklarını sorgulamalarını sağlamaya yönelmektedir.


Sergide eserleri yer alan sanatçılar;

Emre Becer, Seydi Murat Koç, Filiz Piyale Onat, Zafer Ali Akşit, Canan Ustaoğlu Savaş, Işıl Eraslan Doğan, Ayşegül Şibiroğlu ve Kemal Köse’nin eserleri yer alıyor. Eserler, sınırları aşarak kendi ivmesini kazanıyor ve izleyicilerin öz varlıklarını sorgulamalarını sağlıyor. Bu sergi, sanatçıların hayal gücüyle şekillenen dünyalarında derin bir yolculuk vaat ediyor.

"Zihin Çatıları, izleyicilere sanatçının hayal gücülerinin yansıması olan eserlerini, kendi zihinlerinde oluşturdukları ile yorumlayarak sunuyor.” Bu sergi, sanatçıların zihinlerine farklı bir açıdan bakmamızı sağlayacak."

Sergi her gün 18:00 - 00:00 saatleri arasında 20 Eylül 2024 tarihine kadar Art-Z Gallery, Alaçatı, Çeşme, İzmir’de gezilebilir.

Emre Becer kimdir?

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü'nden 1980 yılında mezun oldu. Avusturya’da bir reklam firmasında sanat yönetmeni olarak iki yıl çalıştıktan sonra 1983 yılında Araştırma Görevlisi olarak atandığı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde lisansüstü çalışmalarını tamamlayarak grafik tasarım alanında Sanatta Yeterlik derecesi aldı. 1987-2005 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde, 2005-2010 yılları arasında da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Becer halen Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü'nde görev yapmaktadır.

Dokuz kişisel sergi gerçekleştiren, yurtiçi ve dışında çeşitli karma sergilere katılan sanatçı, yapıtlarıyla ulusal ve uluslararası düzeyde birçok ödül kazanmıştır. Birçok makale ve bildirisinin yanı sıra, sanat ve tasarım alanlarında Dost Kitabevi Yayınları tarafından yayımlanmış "İletişim ve Grafik Tasarım"(1997), "Modern Sanat ve Yeni Tipografi" (2007) ve "Ambalaj Tasarımı" (2014) adlı üç kitabı bulunmaktadır.

Işıl Eraslan Doğan kimdir?

Işıl Eraslan Doğan, 1984 yılında İstanbul’da doğdu. 2010’da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Sanatları Bölümü Dokuma Ana Sanat dalından mezun oldu. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Tekstil Sanatları Bölümünde Yüksek Lisansa başladı, 2014’de “Katma Değerli Ürün Yaratma Sürecinde Tokat Dokuma Örneğinin Değerlendirilmesi” adlı tezi ile mezun oldu. 2009-2022 yılları arasında çeşitli çalıştaylara, fuarlara, sempozyuma, dokuma ve resim alanında sergilere katıldı. 2013’te Araştırma görevlisi olarak başladığı Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümünde 2020’den beri öğretim görevlisi olarak çalışmakta.

Işıl Eraslan Doğan, başta dokuma olmak üzere birçok tekniği bir arada kullanarak tekstil malzemeleri ile üç boyutlu ve yüzey tasarımları yapmaktadır. Eserlerinde geçmişte ve günümüzde var olan toplumsal olayları,  Anadolu medeniyetlerindeki hikâyeleri, destanları ele almaktadır.

Filiz Piyale Onat kimdir?

1982’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji, Lasalle Academy’de grafik tasarım eğitimi aldı. 2010’da İtalya, Floransa Polimoda Enstitüsü’nde tasarım eğitimi aldı. 2015’te Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nü bitirdi ve Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü Yüksek Lisans programına başladı. 2016, 2017 ve 2018 yıllarında Altonale Festivali kapsamında Frise Galeri tarafından workshop ve sergi etkinliğine katılmak üzere Almanya-Hamburg’a davet edilen sanatçı, 2021 yılında Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Anabilim Dalı’nda Doktora (Sanatta Yeterlik) programını tamamladı. Onat, aynı üniversitede Plastik Sanatlar ve Resim Bölüm Başkan Yardımcısı ve Doktor Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır.

Kemal Köse kimdir?

1995 yılında Aydın’da doğan sanatçı, 2022 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim bölümünü bitirdi. 2022 ylında aynı bölümde yüksek lisans eğitimine başladı. 2023 ylından beri Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar ve Resim bölümünde Araştırma Görevlisi olarak akademik kariyerine devam etmektedir.

Canan Ustaoğlu Savaş kimdir?

2001 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünü Hüsamettin Koçan ve Ergin İnan atölyelerinde tamamladı. 2002 yılından bu yana üç kişisel serginin yanı sıra birçok karma sergiye katılan sanatçı, İstanbul’da yaşıyor ve üretimlerini sürdürüyor.

Ayşegül Şibiroğlu kimdir?

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Anasanat Dalı mezunudur. 2000 yılında kurduğu Seramik Atölyesi’nde birçok projede yer almıştır. 2008’te Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Plastik Sanatlar Bölümün’de Yüksek Lisans eğitimine başlamıştır. Yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli karma sergilere katılmıştır. GIA (Gemological Institute of America) uzaktan eğitim (2011), Yarı değerli taşlar eğitim sertifikasına sahiptir.

Seydi Murat Koç kimdir?

Seydi Murat Koç 1981 yılında Akşehir’de doğdu. 1998 yılında girdiği Marmara Üniversitesi Resim Ana Sanat Dalı’ndan, 2002 yılında mezun oldu. 2006 yılında aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamladı. Bugüne kadar 15 kişisel sergi gerçekleştirdi ve 150’nin üzerinde ulusal ve uluslararası sergide yer aldı. RH+sanat Dergisi “2005 Yılı Genç Ressamı”, 2010 yılı 70. Devlet Resim ve Heykel Yarışması Başarı Ödülü gibi ödülleri içeren 18 ödüle layık görüldü. Halen Doğuş Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Seydi Murat Koç, çalışmalarını İstanbul-Moda’da bulunan özel atölyesinde sürdürmektedir.

Zafer Ali Akşit kimdir?

1988 yılında Ankara’da doğan sanatçı, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar bölümünü fakülte birincisi olarak bitirdi. Aynı üniversitede Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünde çift anadal yapan sanatçı 2012 yılında California Collage of the Arts’da yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2020 ylında Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar doktora programını bitiren sanatçı, kavramsal sanat, katılımcı sanat üzerine yoğunlaştığı kişisel sergiler açtı. Akşit, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat ve Kültür Yönetimi bölümünde Dr. Öğr. Üyesi olarak akademik çalışmalarını devam ettirmektedir.


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

3 Ağustos 2024

Narlıdere'de bulunan Yukarıköy, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor


300 yıl önce kurulan köydeki evler restore edildikten sonra İzmir'deki yeni turistik rotalardan biri oldu.

Yukarıköy’e girip biraz yürüdükten sonra begonviller içinde daracık sokaklarda gözleme yapan, ev limonatası, börek çeşitleri, reçeller, yaprak sarması, kabak çiçeği dolması, aşure, kurabiyeler ve daha çok çeşitli stantlardan oluşan üretici kadınlarımızla karşılaşıyoruz.


Üreten kadınlarımızda Gülcan Duran’ın gözleme tezgahının önünden geçiyoruz. Gülcan hanım ve eşi Cengiz bey ile sohbet etmeye başlıyoruz.

Gülcan Duran eşinin kendisine çok destek olduğunu söyleyerek sözlerine başlıyor ve şu sözlerle devam ediyor.

Eşim benim en büyük yardımcım. Burada ne ihtiyacım olursa ona söylerim hemen alır getirir. Ben ayaklarımdan rahatsızım. Eşim de benim hep yanımda bulunuyor ve bana yardım ediyor.  48 senelik evliyiz. 20 yaşında evlenip Milas’tan Yukarı köye gelin geldim. 2 çocuğum 5 torunum var. Birbirimizi hala çok seviyoruz.


Kış mevsimi daha hareketli

35 senedir gözleme yapıyorum. Yukarıköy turizme açıldığından beri evimin sokağında gözleme yapmaya devam ediyorum. Kışın daha hareketli. Yazın sıcaklarda çok ziyaretçi gelmese de biz yine de tezgahlarımızı açıyoruz. Otlu peynirli, ıspanaklı peynirli, patlıcanlı, patatesli ve kıymalı gözlemelerim çok beğenilir. Hamuru kendim yoğurup yufkaları kendim açıyorum. İç harcını kendim hazırlayarak kendim pişiriyorum. Beni bilen Yukarıköy ziyaretlerinde mutlaka bana uğrar. Fiyatlarımızı kooperatif belirler. Tüm gözlemeciler o ücretten satarız.


İzmirliler bizim mahallemizi gezmedilerse mutlaka gezsinler. Gelen mutlaka tekrar geliyor. Yukarıköy’de her bütçeye uygun lezzetler var. Hepsi ev yapımı. Herkesi bekliyoruz, dedi.


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

2 Ağustos 2024

Yatağan Bıçakçılık Festivali Ve Kefe Yaylası Şenlikleri


Denizli Serinhisar ilçesinde bu sene 27. kez düzenlenen Yatağan Bıçakçılık ve Kefe Yaylası Şenlikleri 2-4 Ağustos tarihlerinde gerçekleşti.

27. Yatağan Bıçakçılık Festivali ve Kefe Yaylası Şenlikleri'nin açılışına Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, Acıpayam Belediye Başkanı Levent Yıldırım, Güney Belediye Başkanı Mehmet Ali Eraydın ve davetliler katıldı.

Serinhisar ilçesinin Yatağan Mahallesi'ndeki 1100 metre rakımlı Kefe Yaylası'nda düzenlenen ve üç gün süren şenliğe katılan misafirler dünyaya nam salmış Yatağan bıçak ve kılıçları ile Kefe Yaylası'nın muhteşem güzelliğinin keyfini yaşadı. Bıçak ustalarının boy gösterdiği şenlikte, sanatçılar da sevenleriyle buluştu.


Sunuculuğunu Doğukan Alsay'ın yaptığı festivalin ilk günü akşam saat 21.00'de Zara sahne aldı. Kefe Yaylasında düzenlenen festivalin ikinci günü akşam Ceylan Ertem, son gün 4 Ağustos'ta ise Eypio sahne aldı.

Uzun yıllardır Yatağan Bıçakçılık Festivali’ne katılan İzmir Kemeraltı Esnaflarından Bıçakçı Hasan Ergenay ile Yatağan Bıçakçılık ve Kefe Yaylası şenliklerini konuştuk;

Denizli Yatağan doğumluyum. Evin tek oğlu olduğum için babam bıçakçılık mesleğini benim devam ettirmemi istedi. Çocukluğumdan beri babamın yanında mesleği öğrendim ve yıllardır bu işi yapıyorum. 1990 yılından beri İzmir Kemeraltı’nda bıçakçılık yapıyorum. Yatağan bıçakçılık festivalini de hiç kaçırmam. Bu sene katılımcı olarak değil ziyaretçi olarak geldim. İzmir çok sıcak. Kefe yaylasında serinlemek hem de bu işi üreten arkadaşlarımla bir araya gelmek için buradayım.


Festival renkli geçiyor. Türkiye’den daha çok katılımcı olmasını isterim. Bu festivale sahip çıkmalıyız. Yatağan bıçakları çok tercih ediliyor. Festivaller Yatağan bıçaklarının tanıtılmasında önemli bir etken. Her yıl daha çok ilgi görüyor. Önümüzdeki senelerde daha çok katılımcı olmasını isterim.

Ayrıca Kefe yaylası da serin güzel bir kamp alanına sahip. Kampçıların ilgisi çok. Karavancılar ve çadır kurmak isteyenler yaylamızı da ziyarete davet ediyorum.


 

 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT