1936 yılında
İstiklal Savaşı gazisi olan Hacı Hüseyin GÖNEN, 1938 yılında İzmir’in tarihi
çarşısı Kemeraltı-Hisarönü’nde kuru kahvecilik yapmaya başlar. Kuru kahveciliği
daha sonra oğlu Fahrettin GÖNEN’e devreder. Ustalık, bilgi ve tecrübelerini
babadan oğla, aktarmaya devam eden Fahrettin GÖNEN oğlu BEKİR GÖNEN ile kuru
kahveciliği sürdürmüştür. Ve bugün Kimya Mühendisi olan Mehmet GÖNEN kızı Sinem
GÖNEN ile devam eden, dört kuşaklık bir İşletme “Lider Kahve”nin genç
işletmecilerinden Sinem GÖNEN ile kahve tadında bir sohbet gerçekleştirdik.
Sinem hanım öncelikle sizi ve
firmanızı tanıyabilir miyiz?
“İzmir
doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise tahsilimi İzmir’de yaptım. Üniversite
eğitimim için Kıbrıs’a gittim. Doğu Akdeniz Üniversitesi Kamu yönetimi ve
İşletme bölümü mezunuyum. Okulum bitince tekrar İzmir’e döndüm. Zaten
çocukluğumdan beri kuru kahve işletmemize gidip gelirdim. Bu işi meslek olarak
yapmaya başlayınca çok sevdim. İşimizi geliştirmek için yeni projeler üretmeye
devam edeceğiz.”
Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir
misiniz?
“14 çeşit
aromalı kahve çeşidimiz var. Kafeinsiz Türk kahvemiz çok ilgi görüyor.
Kafeinsiz Türk Kahvesi babam Mehmet GÖNEN’in imzasını taşıyor. İlk biz ürettik
ve hala üretiyoruz. Damla sakızlı kahve çok talep görüyor. Arap ülkeleri
kakuleli kahveye çok ilgi gösteriyor. Diğer kahve çeşitlerimiz; Çikolatalı Türk
kahvesi, Kavunlu Türk kahvesi, Kış kahvesi, Çilekli Türk kahvesi, Vanilyalı
Türk kahvesi, Yaseminli Türk kahvesi. Kış kahvemiz de ilgi gören çeşitler
arasında. Yaz döneminde bile en çok satılan kahve çeşitlerimizden biridir.”
Aromalı kahveler tercih ediliyor mu?
“Bazı
tiryaki dediğimiz kahve içiciler aromatik kahveleri pek hoş karşılamıyor. Fakat
günümüzde doğal aroma kokusu veren kahveler çok ilgi görüyor.”
Kahve makineleri hakkında ne
düşünüyorsunuz?
“Makine
kahvesi çok kısa sürede pişiyor. Kahve kısık ateşte yavaş pişerse lezzeti daha
güzel oluyor. Fakat günümüzde insanlar çok uğraşmak istemiyor sanırım. Makine
kahvesini tercih edenler de çok.”
İzmir denilince akla ilk gelen
yerlerden biri Kemeraltı. Kemeraltı çarşısının eskisi gibi ilgi görmediği
söyleniyor. Sizin düşünceleriniz nelerdir?
“Ben
çocukluğumda alışveriş için hep Kemeraltı’na gelirdik. Aile büyüklerimiz de hep
anlatır. İzmir’de ticaretin doğduğu yerdir. Benim çocukluğumun Kemeraltı
Çarşısı, tüm İzmir’lilerin alışveriş ettiği bayramlık ihtiyaçlarını karşıladığı
bir yerdi. İnsanlar bir nakış ipliği için dahi Kemeraltı’na gelirmiş. Günümüzde
Kemeraltı’na gelmiyorlar. Sanırım AVM’lerin etkisi var. Kemeraltı’nın sorunları
var fakat bunlar çözülemeyecek sorunlar değil. Yetkili kurumların işbirliği
yaparak Kemeraltı’nı canlandırmak için yeni projeler üretmeleri gerektiğini
düşünüyorum. Biz esnaf olarak her türlü yardıma hazırız.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder