İzmir Kültür Sanat Fabrikası "İstiklalin Parladığı Gün 9 Eylül" isimli bir söyleşide Araştırmacı Gazeteci Yaşar Aksoy’u konuk etti.
Araştırmacı Gazeteci Yaşar Aksoy sözlerine İzmir Kültür Sanat Fabrikası Müze Mudürü Cengiz Topal, Müze yetkilisi Arkeolog ve Yörük Ali Efe’nin üçüncü kuşak torunu Şahika ve Efe Erginer’in kızı Elif Erginer’e, ve tüm müze çalışanlarına teşekkür ederek başladı.
İzmir Hükümet Konağına ilk bayrağı çeken Teğmen Alirıza
Akıncı'nın torunları Ayşesin Emre ve Cem Emre ile Yörük Ali Efe'nin torunu
Şahika Erginer'in katıldığı söyleşide Araştırmacı Gazeteci Yaşar Aksoy şöyle
konuştu;
Vahdettin’in yurt dışına gönderildikten sonra Amerikan Başkanı Wilson’a yazdığı bir mektup var. Bu mektupta şöyle diyor; “Ülkemden beni kovdular, saltanatın ve hilafetin tek temsilcisi olarak sizin önünüzde eğiliyorum. Amerika benim başımın tacıdır, bu hain ve şer Türkiye’deki devlete el koyan güçler; kavmi, ırkı, dini belli olmayan bir çeteler topluluğudur.”
Yani anti-emperyalist Kurtuluş Savaşı, tabii ki emperyalizme
karşı savaşırken, hilafet ordularına karşı da savaştı. Bu hilafet ordusuna
Anadolu Müslümanları neden katılmadı? Bu çok önemli. Hakiki Müslümanlar
İstiklal Ordusu’na katıldılar, hilafet ordusuna katılmadılar. Ali Rıza Bodur’un
Kurtuluş Savaşı’nda Uşak Müftüsü olan dedesinin göğsünde İstiklal Madalyası
var. Çünkü Milli Mücadele’ye katılmış, hizmet vermiştir.
Cumhuriyet, dine karşı, dindarlara karşı değil, dini istismar eden ağır bir sömürücü zümreye karşı yapılmıştır. Mustafa Kemal, devrimin başında Cumhuriyet’i ilan edip, saltanat ve hilafeti ilga etmekle 1000 yıl öteden Anadolu’yu gören bir kurtarıcı önder olarak ferasetini ve belagatini ispat etmiştir.
Yunanlıların İzmir’de
Türk bayraklarını toplayarak yaktıklarını söyleyen Aksoy koynundan çıkardığı
100 yıllık Türk bayrağını katılımcılara gösterdi
Kurtuluş Savaşı’nı yaşayan anne ve babasının hatıralarını
anlatarak sözlerini sürdüren Aksoy, “Anneme; ‘İstiklal Savaşı’nda seni
etkileyen tek bir anı paylaş benimle ve o benim de hatıralarımda yer etsin’
diye sorduğumda, annem bana ‘bayrak’ diye cevap verdi. Yunanlar İzmir’de
bayraklarımızı yakmış, tüm Türk Bayraklarını toplayarak ateşe vermişler.
Bizlerse intikamımızı almış ve 8 Eylül günü Mustafa Kemal Atatürk’ü İzmir’de
gelincik tarlası gibi kıpkırmızı bayraklarla karşılamışız. Tüm Türk anaları,
evlerinde ne kadar kırmızı örtü, elbise, kumaş varsa, üzerine ay yıldız
işleyerek kendi bayraklarını dikmişler. Rahmetli Namazgahlı Sırrıye Gönenç’in
bana emanet ettiği, 8 Eylül 1922 gecesi diktiği Türk bayrağını, size getirdim.”
diyerek, koynundan çıkardığı 100 yıllık bayrağı katılımcılara gururla gösterdi.
Söyleşinin ardından 100 yıllık elde dikilen Türk Bayrağı ile hatıra fotoğrafları çekildi.
Daha sonra Araştırmacı Gazeteci Yaşar Aksoy Yakın Kitabevinde
bugüne kadar yazdığı tüm kitaplarını okurları için imzaladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder