27 Eylül 2017

Geçmişi Anlamak Geleceği Planlamanın Anahtarıdır.


Tema Vakfı İzmir İl Temsilciliği “Klasik Çarşamba” toplantılarına devam ediyor. 27 Eylül Çarşamba günü Tema Vakfı İzmir İl Temsilciliğinde gerçekleşen toplantının konuğu, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar oldu.
Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar “İzmir körfezi çevresinde holosen doğal çevre değişimleri” başlıklı bir konuşma yaptı. Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar Karşıyaka ve Meles deltaları ile Bornova ovasının gelişimi örnekleriyle İzmir’in çevre tarihini vurgulayarak geleceğe yönelik projeksiyonlar ve sürdürülebilir çabalara dair bir değerlendirme yaptı.


Yrd. Doç. Dr. Serdar Vardar “İzmir körfezi çevresinde holosen doğal çevre değişimleri” konusunda şu ifadelere yer verdi;

Ülkemizin 3. Büyük kenti olan İzmir, Bornova kıyı ovası, Balçova kıyı düzlüğü, Karşıyaka ve kısmen Gediz deltası, Torbalı-Gaziemir eşiği üzerine kuruludur. Bu geniş alana yayılan kent Holosen boyunca önemli çevre değişmelerinin yaşandığı bir alandır. Kentin bulunduğu alanda meydana gelmiş doğal çevre değişmeleri 8500 yıl önce Yeşilova’da başlayan ve günümüze kadar devam eden yerleşimler üzerinde önemli bir etki göstermiştir. Bugün kentsel doku ile kaplı olan alanlarda meydana gelmiş değişmeler geleceğimizin planlanması açısından da önemlidir. Geçmişi anlamak geleceği planlamanın anahtarıdır.


Yaklaşık iki saat süren sunumda Tema Vakfı gönüllüleri, geçmişte birçok kültürün yaptığı gibi, Hisarönü’nden gemiye binmek, Agora kenarında güneşlenmek ve antik ticaret gemilerinden gelen ürünleri limanda satın almak, Menemen iskelesinde gün batımını izlemek, saat kulesi kenarından denize girmek gibi konuları ilgi ile dinledi.


Yrd. Doç Dr. Serdar Vardar kimdir?
1973 yılında İzmir’in Ödemiş ilçesinde dünyaya gelmiştir. Öğrenim hayatının ilk ve ortaokul bölümünü Ödemiş ilçesinde tamamlamıştır. Lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimini Ege Üniversitesi’nde almıştır. Lisans bitirme, yüksek lisans ve doktora tezlerinde fiziki coğrafya disiplini içinde jeomorfoloji, paleocoğrafya ve jeoarkeloji konularında yoğunluk kazanmıştır. 1996-1999 yılları arasında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalışan Vardar, 1999-2000 yılları arasında askerlik görevini yapmıştır. 2001 yılında Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak göreve başlamış ve 2015 yılından itibaren Yardımcı Doçent olarak çalışmıştır.2016 yılı Haziran ayından bu yana İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde Fiziki Coğrafya Anabilim dalında Yrd. Doç. Dr. olarak çalışmaktadır. 1996 yılından günümüze birçok uluslar arası ve ulusal projede görev yapmıştır. Yabancı dili İngilizce olan Vardar evli ve iki çocuk babasıdır.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Eylül 2017

FOMGED Tanışma Toplantısı


İzmir FOMGED gruba yeni katılan üyeleri ile tanışma toplantısı düzenledi. 24 Eylül 2017 Pazar günü saat 14.00’te başlayan tanışma toplantısına eski üyeler de katıldı.

Üyelere 2017-2018 dönemi etkinlikleri ve program hakkında bilgi verildi.

İzmir FOMGED Yönetim Kurulu Başkanı Engin Dünyaoğulları 2017-2018 çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi;

“ Bugün sezon açılışımızı yapmak için bir araya geldik. 1 Ekimde başlayacak çalışmalarımız hakkında bilgi vermek ve eğitmenlerimizi açıklamak için bu toplantıyı düzenledik. Yeni üyelerimize geçmiş yıllarda neler yaptığımızı görsel olarak izlettireceğiz. 7’den 60’a kadar kursiyer portföyümüz var.

Yeni dönem çalışmalarımız, Gençler grubu; Pazar günü Zeybek-Tokat-Roman yöreleri ile Salı günü, Trabzon-Adıyaman yöreleri çalışacak.
Yetişkin grubu; Kadınlar Çarşamba günü, halay karma grubu ise Perşembe günü, zeybek çalışacak.

Ayrıca çocuklar için oluşturulan grup; 7-10 yaş çocukları teke yöresi, 10-14 yaş çocukları Anadolu’dan seçkiler için Cumartesi günü çalışacak.”

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

22 Eylül 2017

İMD ”Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı" Etkinlik Düzenledi.


İzmir Müzisyenler Derneği, cenazesi’nin Ankara’da defnedilmesi sırasında saldırıya maruz kaldığı için naaşı mezardan çıkarılan Hatun Tuğluk için “Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Anadolu, Ortadoğu, Kafkas ve Balkan dillerinden ezgilerle lokma döktürdü.


Karşıyaka İskele önünde düzenlenen etkinlik 21 Eylül Perşembe günü saat 19.30 gerçekleşti. Çevrede toplanan halk şarkılara eşlik etti. İMD Başkanı Oktay Çaparoğlu, İMD adına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Bu topraklar hepimizin, bu dünya hepimizin, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltelim, birbirimize sevgiyle sarılalım.

Ötekileştirdiğinin cenazesine bile tahammül edemeyen zihniyet, bu ülkede ortak yaşama iradesinin baş düşmanıdır.

Türk, Ermeni, Kürt, Rum, Laz, Çerkes, Boşnak, Arnavut, Bulgar, Çingene, Süryani, Keldani, Gürcü, Alevi, Sünni, Şii, Şafi, Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist... Mülteci ya da yerli, sayamadığımız kadar çok... Her biri rengimiz, her biri güzelliğimiz, her biri zenginliğimiz ve ortak yaratılan değerlerimizin mimarlarıdır.

Ayrımsız her insanın insanlık onuru kutsaldır.
Nefret söylemleri ve kin duvarlarına karşı sevgi ve dostluğun sesini yükseltelim.
Cenazeye yapılan saldırıyı “TÜRKİYE HALKARININ BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİNE” yapılmış bir saldırı olarak niteliyoruz.
Her dilden halk ezgileriyle kardeşliğin sesini yükselteceğiz.”

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


20 Eylül 2017

Kahve Tadında Sohbet


1936 yılında İstiklal Savaşı gazisi olan Hacı Hüseyin GÖNEN, 1938 yılında İzmir’in tarihi çarşısı Kemeraltı-Hisarönü’nde kuru kahvecilik yapmaya başlar. Kuru kahveciliği daha sonra oğlu Fahrettin GÖNEN’e devreder. Ustalık, bilgi ve tecrübelerini babadan oğla, aktarmaya devam eden Fahrettin GÖNEN oğlu BEKİR GÖNEN ile kuru kahveciliği sürdürmüştür. Ve bugün Kimya Mühendisi olan Mehmet GÖNEN kızı Sinem GÖNEN ile devam eden, dört kuşaklık bir İşletme “Lider Kahve”nin genç işletmecilerinden Sinem GÖNEN ile kahve tadında bir sohbet gerçekleştirdik.

Sinem hanım öncelikle sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?
“İzmir doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise tahsilimi İzmir’de yaptım. Üniversite eğitimim için Kıbrıs’a gittim. Doğu Akdeniz Üniversitesi Kamu yönetimi ve İşletme bölümü mezunuyum. Okulum bitince tekrar İzmir’e döndüm. Zaten çocukluğumdan beri kuru kahve işletmemize gidip gelirdim. Bu işi meslek olarak yapmaya başlayınca çok sevdim. İşimizi geliştirmek için yeni projeler üretmeye devam edeceğiz.”

Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
“14 çeşit aromalı kahve çeşidimiz var. Kafeinsiz Türk kahvemiz çok ilgi görüyor. Kafeinsiz Türk Kahvesi babam Mehmet GÖNEN’in imzasını taşıyor. İlk biz ürettik ve hala üretiyoruz. Damla sakızlı kahve çok talep görüyor. Arap ülkeleri kakuleli kahveye çok ilgi gösteriyor. Diğer kahve çeşitlerimiz; Çikolatalı Türk kahvesi, Kavunlu Türk kahvesi, Kış kahvesi, Çilekli Türk kahvesi, Vanilyalı Türk kahvesi, Yaseminli Türk kahvesi. Kış kahvemiz de ilgi gören çeşitler arasında. Yaz döneminde bile en çok satılan kahve çeşitlerimizden biridir.”

Aromalı kahveler tercih ediliyor mu?
“Bazı tiryaki dediğimiz kahve içiciler aromatik kahveleri pek hoş karşılamıyor. Fakat günümüzde doğal aroma kokusu veren kahveler çok ilgi görüyor.”

Kahve makineleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Makine kahvesi çok kısa sürede pişiyor. Kahve kısık ateşte yavaş pişerse lezzeti daha güzel oluyor. Fakat günümüzde insanlar çok uğraşmak istemiyor sanırım. Makine kahvesini tercih edenler de çok.”
İzmir denilince akla ilk gelen yerlerden biri Kemeraltı. Kemeraltı çarşısının eskisi gibi ilgi görmediği söyleniyor. Sizin düşünceleriniz nelerdir?
“Ben çocukluğumda alışveriş için hep Kemeraltı’na gelirdik. Aile büyüklerimiz de hep anlatır. İzmir’de ticaretin doğduğu yerdir. Benim çocukluğumun Kemeraltı Çarşısı, tüm İzmir’lilerin alışveriş ettiği bayramlık ihtiyaçlarını karşıladığı bir yerdi. İnsanlar bir nakış ipliği için dahi Kemeraltı’na gelirmiş. Günümüzde Kemeraltı’na gelmiyorlar. Sanırım AVM’lerin etkisi var. Kemeraltı’nın sorunları var fakat bunlar çözülemeyecek sorunlar değil. Yetkili kurumların işbirliği yaparak Kemeraltı’nı canlandırmak için yeni projeler üretmeleri gerektiğini düşünüyorum. Biz esnaf olarak her türlü yardıma hazırız.”

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

18 Eylül 2017

"İstanbul Photo Awards 2017" İzmir'de


Anadolu Ajansı’nın düzenlediği uluslar arası haber fotoğrafı yarışması sergisi İzmir’de açıldı. İstanbul Photo Awards 2017 fotoğraf yarışmasında ödül alan 94 fotoğraf “Folkart Gallery”de sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Resepsiyonuna AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, İzmir Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, TRT İzmir Müdürü Mevlüt Şahbaz, DSİ Bölge Müdürü Ali Fuat Eker, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Osman Metin Saroğlu, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası Esnaf Odası Başkanı Celil Anık, Yaşar Üniversitesi Medya İlişkileri Koordinatörü Hakan Atis katıldı.

İzmir Folkart Galler’de organize edilen sergi resepsiyonunda konuşan AA Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Şaban Kızıldağ “Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen yarışmaya 25 bin fotoğrafın katıldığını, 17 ülkeden 22 fotoğrafçıya ödül verildiğini” söyledi.
Daha önce İstanbul ve Ankara’da açılan sergi 7 Ekim 2017 tarihine kadar gezilebilir.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

15 Eylül 2017

ADD Irak’ta Yapılacak Halk Oylaması için Basın Açıklaması Düzenledi


Atatürkçü Düşünce Derneği Konak Şubesi Irak’ta yapılacak halk oylamasının ülkemizin bölünmez bütünlüğünü tehdit ettiğini belirterek bir basın açıklaması düzenledi. 15 Eylül Cuma günü saat 12.30 gerçekleştirilen basın açıklaması için Eşrefpaşa Caddesi üzerinde bulunan Atatürk Büstü önünde toplanıldı. Basın açıklamasını gerçekleştiren ADD Konak Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve yazman Zübeyde Kalaycıoğlu şu ifadelere yer verdi;

Yurtseverlere Çağrımızdır
“Irak’ta Yapılacak Halk Oylaması Ülkemizin Bölünmez Bütünlüğünü Tehdit Etmektedir
Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın en güzel coğrafyasında ve tarihin en stratejik noktasında kuruludur. Doğal güzellikleri, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri yanında, stratejik önemi, değerini birkaç kat daha arttırmaktadır.
Binlerce yıldır bu topraklarda devlet kuranlar bir ateş çemberi içinde kalmışlardır. Yüz yıl önce gizlice imzalanan Sykes Picot anlaşması bu durumun en kesin kanıtı olduğu gibi, anlaşmayı yapanlar, aradan geçen yüz yıla rağmen amaçlarından asla vazgeçmemişlerdir.
Yaklaşık 20 yıl önce açıklanan BOP ( Büyük Ortadoğu Projesi) yüz yıl önceki anlaşmanın halen geçerli olduğunu bir kez daha göstermiştir. En yetkili ağızlar bölgemizde 22 ülkenin haritasının değişeceğini ilan etmiş, geçen zamanda pek çok ülkede iktidarlar devrilmiş, o ülkelere vahşet, kan ve ölüm egemen olmuş, siyasal yapıları parçalanmış ve yeni oluşumlar türemiştir.
Birinci Körfez Savaşı ile başlayan Irak’ın işgali ve bölünme süreci; ABD’nin ve İsrail’in Kürt yönetimine verdiği destek ile zaman içinde ivme kazanmış ve bugünkü “halk oylaması” açıklaması noktasına gelinmiştir. Bu süreci iyi göremeyen ve partisinin kurultayında onur konuğu eden mevcut siyasi iradenin Barzani’ye verdiği kredi, Barzani ve yandaşlarının “halk oylaması” kararını almalarında etkili olmuştur.

Irak’ın kuzeyinde Barzani milislerinin ülkemiz topraklarını kullanarak Ayn-el Arap’a (Kobani) ulaşması Barzani yönetimini cesaretlendiren ayrı bir gelişme olmuştur. Hava limanlarımıza asılan Barzani yönetiminin sözde bayrakları, Barzani’ye açıkça destek verildiği şeklinde anlaşılmıştır.
Beş yılı aşkın süredir Suriye’de sürdürülen savaş, emperyalizme hizmet eden ve onlardan destek gören Kürt yönetiminin Akdeniz’e açılma projesinin en önemli adımıdır. Kendilerini emperyalizmin hizmetine bağlamış Kürt yönetimi şimdi bölgeyi kana ve ateşe boğan ABD emperyalistlerinin kışkırtması ile 25 Eylül 2017 tarihinde “Bağımsız Kürdistan” için bir halk oylaması yapacaklarını ilan etmişlerdir. Bu girişime karşı ülkemizden yeterli tepki gelmediği gibi bazı ihanet odakları Diyarbakır ilimizde bu oylamaya destek toplantılarını sürdürmektedir. Bu büyük bir kışkırtma ve bölgeyi daha büyük çapta ateşe vermek için geri dönülmez bir yoldur. Bu ateş, Irak ve Suriye’den sonra İran’ı ve ülkemizi de saracaktır. Bu gidişe ulusça karşı çıkmalı ve tüm yurtsever güçler olarak birlikte hareket etmeliyiz.
Mevcut siyasi iradenin, bu halk oylamasına karşı olduğunu açıklaması yetmez; Irak’ın kuzeyine yönelik ekonomik, ticari ve siyasi tedbirleri alma imkânı vardır. Bu kararlılığı ortaya koymalı ve halk oylamasının yapılması halinde de en sert tedbirleri yaşama geçirmelidir.
Önümüzdeki günlerde yurtsever olmanın ölçüsü bu olacaktır. Geçmişte yapılan kavgaların, kendi tarihimizde yaptığımız iyi ve güzel işlerin değeri kalmayabileceği gibi, yakın geçmişte ülkeye yapılan kötülüklerin de unutulabileceği tarihi dönemece geliyoruz. Bu tarihi dönemeçten savrulmadan çıkmamız halinde, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, halkımızın birlikte, özgürce yaşama iradesi ve koşulları sağlanabilecektir.

Bu ülke, kurucularımız, şehitlerimiz bizi göreve çağırıyor!”

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

12 Eylül 2017

Kıssadan Hisseler....


Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çağatay ÜSTÜN “Kıssadan Hisseler” yazısını İzmir Modern okuyucularıyla paylaştı.

“Nice insanlar gördük, insan suretinde idiler, ama içleri boş bir hayal dünyası, istekleri kabarmış, sevgi ve saygı yok olmuş, akıllarında bin bir rüya.
Nice insanlar gördük, seviye bilmez, tanımaz, kendini aşmamış ki, dağları ovaları aşsın.
Nice insanlar gördük, hoş bir sohbet ola, hoşluğunu hoşnutsuzluk almış.

Nice insanlar gördük, kalpleri kararmış, akılları karışmış, rehberleri yok, biçare ve zavallı. Nice insanlar gördük, yol açtık önlerine de, yolu bilmezler, yol yordam içinde kaybolup gitmişler.
Nice insanlar gördük, yalan ve iftira ile dolu heybeleri, türlü zehirler saçarlar, uzak tuttuk kendimizden, derslerini kendileri alsınlar.
Nice insanlar gördük, kıssadan hisse katan, gerçeği bir kuruşa satan, içtenlikten yoksun, sabahlardan uzakta.
Nice insanlar gördük, tüm fikirleri kurnazlıkla bezenmiş, türlü oyunlar ile elde etmek isterler bir şeyleri, ama avuçları boş kalmış. Ders ola, niyet ola, hoşluk ola, güzellik ola. Kötüler bizlerden uzak dura. Yolları sarp ve kayalık ola. Kıssadan hisse çıkacak ise, o da bize sebep ola, sonuç ola.”

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

11 Eylül 2017

“Theta Healing Tekniği ile Ruh Eşi Çalışması”


Kristal Ayna Dönüşüm Merkezi’nde “Thetahealing ile Ruh eşimi yaratıyorum” isimli ücretsiz tanıtım semineri düzenlendi. Theta Healing Bilinçaltı Terapisti H.Hilal Görgülü tarafından katılımcılara “Hayatım boyunca hep aldatan partnerleri bulacağım, dengesiz insanlar hep beni bulur, sevgimi belli edersem kaybederim, bana uygun insan yok, istediğim gibi bir eş bulamam” gibi blokaj yaratan konulardan nasıl kurtulabiliriz anlatıldı.

Yaklaşık iki saat süren seminer’de Bilinçaltı Terapist’i Hilal Görgülü konuşmasına kendini tanıtarak başladı;
“İzmir doğumluyum. 35 yaşında bir çocuk annesiyim. Gıda teknikeriyim. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Konaklama İşletmeciliği dördüncü sınıf öğrencisiyim. Çok yönlü bir kişiliğim var. Uzun yıllar İş-Kur’da çalıştım. Latin dansları ile yakından ilgileniyorum. Bilinçaltı ile on yıldır ilgileniyorum. Üç buçuk yıl önce Theta Healing ile tanıştım. Bilinçaltı terapist’liğini uygulayıcı olarak çok severek yapıyorum. Sürekli okuyorum. Birçok kişi ile çalışıp hayatlarındaki ruhsal ve fiziksel sağlıklarındaki dönüşümlere şahitlik ettim. Reiki, kundalini reiki, bio enerji uzmanlığı eğitimi ve öğrenci koçluğu yapıyorum. Theta Healing konusunda Türkiye’de ve dünyada isim yapmayı vizyon edindim. Amacım kendini yalnız ve umutsuz hisseden hayatın içinde sıkışıp kaldığını düşünen insanlara başka bir pencereden bakabilmeyi göstermek ve şifaya vesile olabilmek.”
H.Hilal Görgülü konuşmasına seminer konusu olan “Theta Healing RuhEşi” konusunu anlatarak devam etti;

“Bu evrende bir yerlerde hayallerinizi, sevginizi koşulsuz paylaşacağınız, o özel kişinin var olduğunu biliyorsunuz. Henüz ona rastlamadınız. Devamında şu anki ilişkinizde yolunda gitmeyen, sizi memnun etmeyen duygu ve durumdan hayalinizdeki sizi yaşamaya adım atmak istiyorsunuz. Theta Healing tekniği ile bilinç altı kalıplarınızı, inançlarınızı inceleyip; blokajlarınızı temizleyerek ruh eşinizi yaratalım. Eşten öte ruh eşiyle beraber olmanın mutluluğunu yaşayın. “Theta Healing Tekniği ile Ruh Eşi Çalışması” ruh eşlerini buluşturmaya yönelik hazırlanmış olan çok etkili ve pratik bir bilinçaltı dönüşümü çalışmasıdır. Bilinçaltımızın yaydığı enerji frekansı “Teta”dır. Bütün büyük değişimler ve dönüşümler “Teta”da olur. Bugün ruh eşi çalışmamızda geçmişteki ilişkilerin enerjisel yüklerinden özgürleşme ve eski ilişkilere veda çalışması, ruh eşi daveti-ideal ilişki frekansına uyulmama tekniklerini birlikte yapacağız” dedi.


Seminerin sonunda meditasyon uygulaması yapıldı.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


10 Eylül 2017

İzmir’in Tarihi Otelleri


İzmir’de otel deyince ilk akla gelen semtlerinden biri Basmane'dir. Bölgede yer alan tarihsel değeri olan tanınmış otelleri “ İzmir Otel-Pansiyon ve İşçileri Odası” Başkanı Mehmet GÖNEN ile konuştuk.

Sayın Mehmet GÖNEN, bize kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
“Kimya mühendisiyim. Yaklaşık 25 yıldır İzmir Otel-Pansiyon ve İşçileri odası başkanıyım. Konak Belediyesi kurucu meclis üyesiyim. 25 sene kadar meclis üyeliği de yaptım. İzmir Otel-Pansiyon ve İşçileri Odası’nda başkanlık görevine halen devam ediyorum.”
Eskiden konut olarak kullanılan yapıların daha sonra otele dönüştürülmesi nasıl oluştu?
“Otelciler odasında en ilginç konulardan biri Basmane’dir. Basmane semti eskiden İzmir’in yakışıklısı genci, günümüzün ihtiyarı ve yorgunu. Basmane eskiden şöyle anlatılmış; Ezan, Çan ve sonuçta Hazan. Basmane semti İzmir’in en önemli semtlerinden biri. Kentin önemli ailelerinin oturduğu önemli bir semtti. Daha sonraki yıllarda Basmane tren garı yapılmış, otogar burada, Enternasyonal fuarımız Basmane semtindeydi. Bu önemli yerler burada olunca yatak kapasitesi sorunu çıkmış. Bu yüzden avantajlı denilen köşklerin, evlerin çoğu otele dönüşmüş. Çok ilginç isimler vardır. Mesela Denizli oteli, Akhisar oteli, Konya oteli gibi birçok oteller vardır. Bu oteller şehirlerin ismini taşıyan otellerdir. Ve hala vardır. İzmir’e gelen kişileri hemşehrilik avantajı ile müşteri toplamak için bu isimleri otellerine vermişlerdir. İzmir Enternasyonal Fuarı döneminde otellerde yer bulmak çok zordu. Oteller sokağı bu yüzden kendiliğinden oluştu.”

Uşakızade ailesine ait Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın doğduğu tarihi konak kaderine terk edilmiş durumda. Uşakızade ailesine ait konak hakkında neler söylemek ister siniz?
“Uşakızade ailesine ait oteller sokağı girişindeki Latife hanım’ın doğduğu ev geçmişte “Yeni Sadık bey oteli” olarak hizmet verdi. Anıtlar kuruluna ait bir yer. Orası şu anda maalesef mezbelelik bir halde duruyor. Basmane semtinde buna benzer birçok yapı var. Bu binalara katkı koyamıyoruz. Herhangi bir tadilat için müracaat edildiği zaman anıtlar kurulunun çok acil cevap vermesi lazım ki kurtaralım. Ayrıca zaman içinde bu binaların sahipleri çok ortaklı olmuş. Babadan çocuklarına, dede’den torunlarına gibi ortaklar çoğalmış. 20-25 ortaklı binalar var. Latife Hanım’ın doğduğu evde bu durumda. Bu tarihi eserler genelde çatıdan bozulmaya başlıyor. Çünkü evler taş bina. Çatı tahta olduğu için bozulunca su almaya başlıyor. O çatılar yapılırsa binalar ayakta durur. Böyle giderse 5 sene sonra Cumbalı evler dahil bunları göremeyeceksiniz. Burada bir İstiklal oteli var. Ağaç işleme çatısına baktığınız zaman gözünüzü ayıramazsınız, hayran kalırsınız. Böyle bir işleme ben daha önce görmedim. O kadar güzel bir çatısı var. İstiklal Oteli Atatürk’ün bir gece konakladığı otel olarak ta biliniyor. Daha fazla yıkılmadan çalışmalar yapılmalı. Biz esnaf olarak çözümler için bir araya gelelim ne gerekiyorsa yapalım istiyoruz. Para yoksa belediyeler, anıtlar kurulu devreye girsin. Kent yöneticileri’ne büyük görev düşüyor. Bu binalar ayakta kalsın. Bu değerli yapılar tufan misali yok olup gidiyor. Sahibi olmayan binalara devlet sahip çıksın. Bu binalar kapılarına kilit vurulmuş halde ne kadar bekleyecek. Bu günkü durumuna bakınca daha önce söylediğim gibi Basmane şimdi Hazan durumunda. “
İzmir için önemli merkezlerden bir yer olan “Oteller Sokağı”nın tarihsel dokusunun korunması için ne gibi çalışmalar yapıldı?
“2000’li yıllarda Büyükşehir ve Konak Belediyesi tarafından tadilat yapıldı, yollar yapıldı, çiçeklikler kuruldu, binaların dış cepheleri tarihi dokuları korunarak yenilendi. İşletme sahiplerine şimdi değişim zamanı dedik. Otel odaları büyüktü. Odaları küçültün banyo ekleyin butik otel tarzına dönüştürün dedik. Bazı insanların da değişim yaşaması lazımdı. O değişim yaşanmadı. Sigara parasına yatak ücreti verip bunu kar olarak düşünürseniz, bu olaylar sizi geriye götürür. Birçok otel o dönem değişebilirdi. Şimdi çok farklı bir oteller sokağı olurdu. Fakat umutlarımız kırılmadı. Yeni projelerle daha güzel otelleri olan bir Basmane için çalışmalarımız devam ediyor”
Günübirlik kiralanan evler için kayıt altına alma zorunluluğu getirildi. Bu düzenlemeyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Günübirlik kiralık evler konusuyla yaklaşık iki senedir uğraşıyoruz. Sonuçta, kanun hükmünde kararname ile kimlik bildirimi zorunlu hale getirildi. Yapılan düzenleme ile bilgisayarda günü gününe kayıt tutma zorunluluğu getirildi. Herkes resmiyete döndü. Emniyete her geleni bildirmek ve anlık bildirmeye de geçmek üzereyiz. Bu güzel bir düzenleme oldu. Biz günübirlik kiralamaya karşı değiliz. Kayıt dışı ev kiralamaya karşıyız. Düzenleme kişilerin özgürlüklerine etki etmek anlamında değil. Konaklama yerleri kimlik bilgilerini giriş ve ayrılış kayıtlarını bulundurmak zorunda. Emniyet açısından çok iyi olduğunu düşünüyorum. Bu günü birlik kiralanan evler İstanbul’da çok daha fazlaydı. Düzenlemeyle artık odalara kayıt olmalar başladı. Artık bu işi yasalara uygun yapmak isteyen çok işletmeci var. Örneğin hastane’nin karşısında evi olan biri bize müracaat edip evlerini kiraya veriyor. Kimlik bilgilerini kayıt altına alırsa sorun yok. Güvenlik açısından da sorun olmuyor. Bunun örneği İspanyada var. Ama hepsi yasaya göre hareket ediyor.
Basmane semti Afrikalı ve Orta Doğu ülkelerinden çok göç aldığı için İzmirli semte pek uğramıyor. Bu algı nasıl yok edilebilir?
“Bir ara Basmane’de Suriyeli çok fazlaydı. Adım atsanız bir Suriyeli ile karşılaşırdınız. Artık onlar daha yukarılara gitti. Emniyet Müdürlüğü onlarla ilgili kaldıkları yerler için çalışmalar yapıyor. Bir dönem Basmane’deki oteller kendini geliştiremedi. Daha çok amele dediğimiz işçiler bu odalarda kalmaya başladı. Bir ara bir düzensizlik oldu. Ama artık bir olay yaşamıyoruz. Basmane için böyle bir algı yaratılmış. Zaten yıllar önce Şifa hastanesi burada olduğundan beri yollar kamera ile izleniyor. Sokaklarda olaylar olmuyor. Fakat böyle bir algı nasıl çıktı anlamıyorum. Sıkıntı olursa emniyet müdürlüğü anında müdahale ediyor. Anafartalar Caddesi çok karışık. Oranın mutlaka düzenlenmesi lazım. Büyükşehir belediyesi Anafartalar Caddesi için çalışmalar başlattı. Düzenleme sonrası daha güzel bir görüntüye kavuşacağına inanıyorum.”



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

8 Eylül 2017

Doğa’ya Saygı Duyanları Bekliyoruz


Henüz keşfedilmemiş, bakir bir koy, deniz ve kamp alanı istiyorsanız Karaburun/Dolungaz'da Şirin Baba Camping sizleri bekliyor. Betonlaşmadan kaçmak isteyen ve doğal güzelliklerin tadını çıkarmak isteyen tatilciler için Şirin Baba Camping’te çadır ve konteynır ev servisi sunulmakta. Şirin Baba kamp işletmecisi Çağlar ÖZKAN üç yıldır Karaburun-Dolungaz’da hizmet verdiğini klasik işletmelere göre farklı olduklarını belirtti.

Çağlar ÖZKAN “Biz Dolungaz Şirin Baba Kamping alanında konaklamaya gelen kişiler için müşteri sözcüğünü kullanmayı sevmiyoruz. Kampımızda müşteri-işletmeci ilişkisi yok. Karşılıklı saygıya çok önem veriyoruz. Burada çok zor şartlarda hizmet vermeye çalışıyoruz. Şartlar teknik olarak çok zor. Günümüzde çok kolay ulaşılabilen elektrik ve su ihtiyaçları’na ulaşmak çok zor. Buna rağmen bu konularda aksaklık yaşanmasına müsaade etmiyoruz. Kendimizce önlemlerimiz var. Bu önlemlerin yetmediği zamanlar olabiliyor. Konaklamaya gelen kişiler genelde bizi tanıyan kişiler. Burada daha önce kamp yapmış veya tavsiye üzerine gelenler çoğunlukta. Bizim için bu önemli. Daha rahat anlaşabiliyoruz. Beş yıldızlı otel konforumuz yok. Böyle bir profil biz de istemiyoruz. Daha önce çadır da kalmış veya çadırda kalmak nasılmış merak eden, paylaşmayı, dayanışmayı bilen insanlar gelmeli. Burada telefon çok az çekiyor. Bence bu çok ta iyi oluyor. Kampımızda kalan kişiler iletişim kuruyor. Akşam yemekleri hazırlanırken birbirlerinden tuz gibi eksik ihtiyaçlarını istiyor. Sohbetler başlıyor. Medeniyet aslında bu. “

“Şirin Baba Kamping’te” çadırlar için kişi başına ücret alınıyor. Kendi çadırınızda kalırsanız çadır başına 20 TL. hazır kurulu çadırlar için kişi başı 25 TL. olan çadırlara da yerleşebilirsiniz. Konteynır ev sayısının önümüzdeki yıl artacağını ifade eden Çağlar ÖZKAN;

“Konaklamak için gelenlerin bizi önceden aramaları iyi olur. Bazen hiç yerimiz kalmıyor. Bunun dışında günü birlik hizmetimiz var. Dolungaz “Şirin Baba Kamping”e gelenler konaklamada burayı günü birlik kullanabilirler. Dolungaz’ı herkes görsün. Özellikle doğaya saygı duyan insanlar gelsin, konaklasın, tertemiz denize girsin. İzmir’de sıcaklarda rahat nefes alamazken burada yazı çok rahat geçirsinler. Çünkü “Dolungaz”ın çok güzel rüzgarı var. Bu yüzden nem yok. Denizi bir koy olmasına rağmen, çok temiz. Kendi doğallığında bir gölgeliği var. Şemsiye ihtiyacı yok. Şirin Baba Kamping facebook sayfamızı ziyaret etsinler. Bizi sayfamızdan takip edebilirler. Önümüzdeki yıl yaz sineması düşünüyoruz. Kampımızda kalan kişiler yaz sineması keyfini yaşayacaklar. Mutlaka “Dolungaz”ı görsünler.”




İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

7 Eylül 2017

6 Adımda İşinizi Büyütmenin Metodları


Konusunda lider firmalardan olan ActionCOACH Türkiye İşletme Koçu Evrim SELVİ “İşletmenizi Hızlı, Kolay ve Karlı Büyütmenin 6 Adımı Semineri” verdi. Seminer 5 Temmuz Çarşamba günü 18.00-21.00 saatleri arasında Double Tree by Hilton İzmir’de gerçekleştirildi.
“İşiniz sizi değil, siz işinizi nasıl yönetirsiniz, işinize ait rakamlara hakim olup, nasıl doğru kararlar alırsınız, işinizi ilk kurduğunuzda hayalini kurduğunuz hedefleri nasıl gerçekleştirirsiniz, pazarlamayı nasıl geri dönüşü garanti bir yatırıma dönüştürürsünüz, sistematik bir şekilde müşteri sayınızı nasıl arttırırsınız, daha az zaman ayırarak daha fazla nasıl kazanırsınız, size en uygun elemanları nasıl seçer ve işinizde özverili bir paydaş haline getirirsiniz?” gibi konularda katılımcılar bilgilendirildi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

6 Eylül 2017

Canip Taşkıran Suluboya Resim Sergisi Açıldı..


Ressam Canip Taşkıran, Suluboya Resim Sergisi 5 Eylül Salı günü İzmir Resim Heykel Müzesi ve Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu.

Canip Taşkıran, serginin açılışında yaptığı konuşmada;“Bu fırça darbelerinde ve bu renklerde ülkemize ve yüreklerimize bir nebze olsun huzur sağlık ve mutlu bir Türkiye diliyorum. Bugün aramızda çok nadide kişiler var. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Sergimi gezdikten sonra eleştirilerinizi bana, övgülerinizi arkadaşlarınıza yapın” ifadelerini kullandı.

Ressam Canip Taşkıran kimdir?
“19 Haziran 1955 yılında Ardahan da öğretmen çocuğu olarak dünyaya geldi.
İlkokulu Muşun Malazgirt kazasında, Öğretmen okulunu Van Alpaslan ve Gümüşhane ilk öğretmen okullarında tamamladı. Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi Yönetim Bilimler Fakültesi’nde dört yıl okuduktan sonra içindeki resim aşkının sesine kulak vererek “Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nü” bitirdi.

1985 yılından beri değişik okullarda resim öğretmenliği yaptı.
Canip Taşkıran, son on yıldır Seferihisar Halk Eğitimi Merkezi’nde yetişkinlere yönelik temel sanat eğitimi ve resim (özelde de suluboya resim) kursu vermekte.
Sanat yaşamı boyunca her yıl karma ve kişisel resim sergileri açtı.
2012 yılında önce uluslar arası suluboya derneğini (IWS) kurarak iki yıl üst üste Seferihisar’da bin ressam, iki bin sanat eserinin katılımıyla Uluslar arası Akdeniz suluboya festivalini düzenledi. Halen Seferihisar Sığacık Teos Marina’da Halkeğitim bünyesinde kurslarına devam etmekte. Seferihisar/Teos’u yurt içinde ve yurt dışında temsil etmektedir.
Eserleri yine yurt içinde ve yurt dışında çeşitli koleksiyonlar da bulunmaktadır.
Uluslar arası suluboya derneği (IWS) kurucu üyeliği, İstanbul suluboya derneği, İzmir suluboya ressamları derneği, Seferihisar sanatçılar derneği üyesidir.

Canip Taşkıran’ın kişisel sergisi 19 Eylül tarihine kadar İzmir Resim Heykel Müzesi ve Sanat Galerisi’nde gezilebilecek.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT