Refleksoloji
geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan bir tedavi yöntemi. MEB & Gençlik ve
spor bakanlığı onaylı anatomi, “ fizyoloji ve refleksoloji ” konulu
sertifikasına sahip olan ayrıca St Clements Univercity ( İngiltere ) ve
Univercity of Nortwest’e (ABD) ait “ Klinik Refleksoloji ve Nefes Terapisi ” konulu
Uluslararası resmi geçerliliği olan eğitim sertifikaları da bulunan, eğitimin
ve gelişimin bitmeyen bir süreç olduğunu düşünüp, mesleksel gelişimleri takip
ederek, alanıyla ilgili sempozyum, seminer ve eğitimlere katılıp
araştırmalarına devam eden Uzman Sosyolog-Refleksolog KÜRŞAT ŞAHİN YILDIRIMER
ile Refleksoloji üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle bize kendinizi tanıtır
mısınız?
Sosyoloji
mezunuyum. Sosyal Psikolojide yüksek lisans yaptım. Refleksoloji eğitimini ilk
olarak İngiltere’de Clinical Reflexolog Dr Angel ANNETTE’den aldım. Mesleğimi
2010 yılından itibaren uygulamaktayım. Mevcut bilgilerimi geliştirmek ve daha
ileriye taşımak için; Univercity of Nortwest’e (ABD)ait “Aile Psikolojisi,
Evlilik ve Çift terapisi ile St Clements Univercity’e (İngiltere) ait “ Beden
Dili “ konulu uluslararası geçerliliği olan eğitimlere katıldım ve
sertifikalarım bulunmakta. “Kadın Psikolojisi ve Mutluluk” üzerine yazdığım
makaleler için “Psikologlar ve Psikiyatristler Derneği” tarafından başarı belgesi
ile üniversite, sosyal yardımlaşma ve dayanışma kulüp ve derneklere ait onur ve
teşekkür belgeleri ve plaket’lerle ödüllendirildim.
Ayrıca İzmir
Lions Kulübü başkanlığında yürütülen “ Engelli Çocuk Kalmasın” projesine
gönüllü Refleksoloji çalışmalarıyla katkı sağlamaya devam ediyorum.
Refleksoloji tarihinden bahseder
misiniz?
Bilinen İlk
kayıt olarak Mısırlı bir hekimin mezarındaki duvar resminde iki erkek ayakları
üzerinde çalışan iki uygulayıcı figürü gözükmektedir. Mısırdan Roma
İmparatorluğuna yayıldığı düşünülmektedir. Marc Anthony’nin akşam yemeği
partileri sırasında Kleopatra’nın ayakları üzerinde çalıştığı rivayet edilir.
Ayrıca
Refleksoloji, farklı kültürlerin bilinen herhangi bir etkileşimi ya da
öğretileri olmadan aynı anda, binlerce yıldır Asya ve Hindistan’da
uygulanmaktaydı.
Refleksoloji’nin
yakın tarihine baktığımızda Avrupa ve Rusya’da yapılan araştırmalara rastlamaktayız.
Bir Rus Nörolog ve Psikiyatrist Vladimir Bektery, 1917 yılında ‘Refleksoloji’
terimini icat etti.
İngiltere ve
Amerika da kulak burun boğaz Doktoru olan William Fitzgerald, 1900’lerin
başında ‘Zone Therapy’ isimli kitabıyla kendi teorisini yayınladı. Onun
Meslektaşı Dr. Joe Shelby Riley, bu işi büyüleyici bularak Florida da bir
fizyoterapi hemşiresi olan Eunice Ingham ile çalışmalara başladı. Ingham, Dr.
Fitzgerald’ın çalışmalarını inceledikten sonra, ayak teorisini geliştirdi. 1940
ve 1950 yıllarında çıkardığı iki kitap ve yayınlarla refleksoloji giderek
popülerleşmeye başladı.
REFLEKSOLOJİ NEDİR?
Refleksoloji
sinir noktalarını belirli tekniklerle uyarmakla ortaya elektrokimyasal
mesajları çıkardığı bununda nöronların yardımı ile ilgili organı uyaran bir
çalışmadır. Refleksoloji, bugün tamamlayıcı tıp olarak yer almakta olup; Ekim
2014 tarihinde Resmi Gazete Yayımlanarak Yürürlüğe girdi. (Uzman olmayan,
fizyoloji ve anatomi bilgisi olmayan kişilerce yapıldığında riskli
komplikasyonlara neden olabiliyor.)
Her ayakta
7000 üzerinde sinir ucu 26 kemik 107 bağ ve 19 kas vardır. Refleksologlar ayak
tabanını bir fihrist olarak görürler ya da vücudun tüm noktalarına ulaşmamızı
sağlayan bir uzaktan kumanda…
Yeryüzündeki
bütün canlıların sinir sistemi vardır… Ayrıca her organın bir damar sistemi
vardır. Refleksoloji kılcal damarları konu edinir. Bu damarlar insanlarda ayak
tabanı ve ellere kadar uzanır. Kılcal damarlar kanın boşaltım organı olan
ayakların belli noktalarına kanı taşır ve orada boşaltırlar. Bu işlem sırasında
eller by-pass görevi görür. Ve boşaltımda herhangi bir problem kanın
temizlenmemesine yol açabileceğinden hastalıklara sebep olur.
Refleksoloji,
vücuttaki tüm bezler, organlar ve diğer kısımlar ile bağlantılı olarak ayak ve
el refleks bölgeleri olduğundan yola çıkan bir bilim dalıdır. Refleks bölgeleri
tedavisi, bu refleks bölgelerine başparmak ve parmakların uygulanmasıyla
yapılan manuel metottur.
Uzakdoğu
düşüncesine göre dengesizlik, kişinin evrensel yaşam gücünün meridyenlerde
tıkanması ile olur. Yaşam enerjisinin, meridyenlerde tıkanması da bazı
semptomların ortaya çıkmasına neden olur. Meridyen bilgisi olan bir refleksolog
bu semptonları dikkate alarak sorunlara hızlı bir çözüm getirebilir. Örneğin
mide meridyenindeki tıkanıklık aynı anda larenjit, tiroid bezi dengesizliği,
kabızlık, diz ağrıları gibi birbiriyle görünürde ilişkisi olmayan sorunlar
getirebilir. Geleneksel tıpta bu ilişki görülmeyebilir ama meridyen terapisin
de bu ilişki açıktır. Mide meridyeni bütün bu organlardan geçer ve bu
meridyendeki tıkanıklık, enerjinin mide meridyeninin üzerinde yer alan
organlara dengesiz dağılmasına neden olur.
Meridyenler
hakkında bilgisi olan refleksolog, kişinin şikayet’lerini göz önünde
bulundurarak, enerjinin hangi meridyenlerde tıkandığını bilir. Sadece sorunu
taşıyan organları değil de, tıkanıklık gösteren meridyen yolundaki bütün
organları uyararak enerjinin vücuda daha dengeli yayılmasına yardımcı olabilir.
Refleksoloji’nin en büyük yararlarından biri, kişiye olağanüstü bir rahatlama, gevşeme
getirmesidir. 21. yüzyılda stres, günlük hayatımızın önlenmez bir parçası
haline gelmiştir. Hızlı yaşamın ve modern teknolojinin (trafik, televizyon,
gürültü, iş stresi, aile içi sorunlar, savaşlar, hastalıklar, çevre kirliliği,
elektronik kirlilik, maddi sıkıntılar vs.) vücudumuza ve ruhumuza getirdiği
dengesizliği de göz ardı edemeyiz.
Uzun süre
stresle yaşayan bir vücudun sinir sistemi yorulur, direnci azalır. Uykusuzluk,
hazımsızlık, yüksek tansiyon, sık tekrarlayan baş ve sırt ağrıları, stresli yaşamın
getirebileceği sorunların sadece birkaçıdır. Düzenli aralıklarla yapılan
refleksoloji seansları ile vücut enerjisindeki tıkanıklıklar giderilir, enerji
vücuda dengeli bir biçimde yayılmaya başlar; dolayısıyla kan dolaşımı sorunları
ortadan kalkar ve oksijen, hücrelere daha kolay dağılır. Lenf sistemi görevini
daha iyi yapar ve vücuttaki toksinler hücrelerden daha kolay atılır.
Refleksoloji’nin etkili olduğu bazı
problemler nelerdir?
Bel ve boyun
fıtığı, nörolojik sorunlar, migren, şeker, tansiyon, eklem ağrıları, serebral
palsi, reflü, kabızlık, felç, motor gerilik, regl ağrıları, zayıflama, down
sendromu, hormon sorunları, otizm, epilepsi, rett sendromu, enerji eksikliği,
konuşma bozukluğu, panik atak, meniere, astım, bronşit, kireçlenme, kanser, omurilik
tümörü, Alzheimer, Parkinson, hidrosefali gibi birçok hastalığın tedavisin de
yardımcı oluyoruz.
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT