31 Ağustos 2019

“Urla Sizi Çağırıyor”


Geleneksel Urla Bağ Bozumu Şenliği Urla Belediyesi’nin ev sahipliğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle açıldı. Urla’nın ev sahipliği yaptığı şenliklerde 2 gün boyunca birbirinden renkli etkinlikler, söyleşiler ve konserler düzenleniyor.

Her sene 14 Ağustos’ta başlayan şenlikler bu sene 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde gerçekleşiyor.
Urla Bağ Bozumu Şenliği’nde kendi yetiştirdiği üzümleri açtığı stant’ta tanıtan Hüseyin Sarı;
“Urla’da yaşıyorum. Ailemle Kavacık’ta üzüm yetiştiriyoruz. Anne ve babama destek için Urla Bağ Bozumu Şenliklerine katılarak üzüm standımızı açtık. Şenlikler çok renkli geçiyor, burada olmaktan çok memnunuz” diye konuştu.

Kendi sıktığı üzüm ve koruk suyu çok ilgi gören Fazilet Aksoy ise şöyle konuştu; Kendi yetiştirdiğim el yapımı ürünlerimi sergilemek ve satmak için stant açtım. Sabah üzüm suyunu sıktım, koruk suyu biraz daha zahmetli olduğu için dün hazırladım. Ben her Cumartesi günü Urla kadın üretici pazarına katılıyorum. Yaptığım ev yapımı reçellerimi ve diğer ürünlerimi orada satıyorum. Şekerli, az şekerli ve şekersiz olarak üzüm ve koruk sularım, güneşte yaptığım reçellerim çok beğeniliyor. Cumartesi günleri kurulan Urla Üretici Pazarına da tüm İzmirlileri bekliyoruz.

Şenlikler kapsamında 9 ayrı kategoride düzenlenen ürün yarışmasında dereceye giren üreticilere ödülleri takdim edildi.

Bağlardaki üzümün son olgunlaşma dönemine girmesi ve tüm mahsulün toplanması nedeniyle düzenlenen etkinliğe İzmirliler büyük ilgi gösterdi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

30 Ağustos 2019

Özdere’de Kültür Çarşısı

İzmir’in Özdere İlçesi sokaklarına yaz akşamlarında hareketlilik getirmek için her yıl kurulan “Özdere Kültür Çarşısı” ilçe halkı kadar tatilcilerin de ilgisini çekiyor.

Gündüzleri sahillerde denize girerek serinleyen tatilciler, akşamları Kültür Çarşısını gezerek alışveriş yapıyor.

Özdere Kültür Çarşısı’nda çantadan takıya, oyuncaktan kıyafete kadar farklı ürünler satışa sunuluyor. Sadece bu ürünlerin yer almadığı Özdere Kültür Çarşısı’nda geniş yelpazade ürünler var.
Özdere Kültür Çarşısı’nda Türk Hava Kuvvetlerinden emekli Rasim Şengün yazdığı kitapları imzalıyor.



Meyveli Ağaç, Izdırap Günleri Mübadeleden Günümüze, Mutlu olabilmek adlı kitaplarını Özdere Kültür Çarşısı’nda imzalamaktan onur duyduğunu söyleyen Şengün sözlerine şöyle devam etti. Özdere’ye havacılar kampına geldiğimiz de Özdere’yi çok sevdik. Ailemle buradan ev almaya karar verdik. Havacılar kampının karşısından bir ev aldık. 19 senedir her yaz burada oluyoruz.

Özdere bana çok iyi geldi. Burada tüm kitaplarımı ürettim. Yakında beşinci kitabım da çıkıyor.







İnsanlar kitap okumuyor.
Özdere Kültür Çarşısı’na bu yıl katıldım. Önümüzdeki yıl da Allah nasip ederse yine katılacağım. Bu sene yurt dışından çok ziyaretçi geldi. Onlara kitaplarımı imzaladım. İnsanlar kitap okumuyor.


Daha çok kitap okumaları için burada onlarla sohbet ediyorum. Türkçeyi unutmamaları için bol bol Türkçe kitap okumalarını öneriyorum.

Kitaplarım çok satılmasa da ben burada Türkçemiz düzgün konuşulsun diyerek ziyaretçilerle konuşuyorum.

Bu yüzden iyi şeyler yaptığımı düşünüp, burada olduğum için mutlu oluyorum. 




Mehmet Usta’nın meşhur Maraş dondurması

Mehmet Usta’nın meşhur Maraş dondurması, Özdere Kültür Çarşısı’nda ilgi gören stantlardan biri. Kahramanmaraş dondurmacısı Mehmet Karakuzu şu ifadelere yer verdi; 3 yıldır “Özdere Kültür Çarşısı”nda yaz akşamları dondurma standın da ben Kahramanmaraş dondurmaları satıyorum.  Eylül ayının 15’inde burada görevimiz bitiyor. Dondurma sıcak yaz günlerinde ilgi görüyor. Havalar serinleyince talep azalıyor, sezon bitiyor. Önümüzdeki sene tekrar gelmeyi düşünüyorum.


Önümüzdeki yıl daha farklı şovlarla burada olacağız. Ziyaretçilerin ilgi göstermesi için yeniliklerle biz yine buradayız. Sade, kakaolu,vanilyalı, çilekli, limonlu çeşitlerimizi tatmaları için herkesi bekliyoruz.

Lösemili çocuklar için üretiyorum.
Ürettiği el emeği ürünlerini Özdere Kültür Çarşısı’nda satışa sunarak lösemili çocuklara destek olmak için satış yaptığını söyleyen Emine Yılmaz, kendi yaptığı ürünlerden elde edilen gelirlerin lösemili çocukların ihtiyaçlarına aktarıldığını söylüyor.


Emine Yılmaz;  Özdere’de yaşıyorum. Üç senedir yaptığım kendi el emeğim takılar, gözlük ipleri, şallar, bebekler, bebek yelekleri, tepsi örtüleri gibi ürünleri satarak lösemili çocuklarımıza kendi gücümle yardım etmeye çalışıyorum.

Ankara’da yaşayan iki kızım ve damadım yardımlarımı ulaştırmak konusunda bana yardımcı oldu. 2017 yılında biriktirmiş olduğum 1400TL. ve bir valiz el emeği ürünlerimi Ankara Gölbaşı hastanesine bağış olarak gönderdim. Burada isteyen herkese makbuzlarımı gösteriyorum. Daha sonraki yıllar da Özdere postanesinden bağış olarak göndermeye devam ediyorum. Kendim de Ankara’ya gittiğim de lösemili çocuklarımızı ziyaret ediyorum. Onlarla tanıştım. Gönderdiğim bağışlar için bana teşekkür mesajları geliyor. Çok mutlu oluyorum, diye konuştu. 

Özdere Kültür Çarşısı, yaz sezonu boyunca her gün saat 17.00 ile 24.00 arası hizmet veriyor.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

28 Ağustos 2019

“Düşler Deryası El Sanatları Sergisi” Açıldı


Düşler Deryası Kültür Sanat ve Eğitim Derneği tarafından Bostanlı Sanat Galerisi’nde “Düşler Deryası El Sanatları Sergisi” 26 Ağustos Pazartesi günü açıldı.

Kaybolmaya yüz tutmuş “Deri El Sanatı”nı tekrar gündeme taşıyan Düşler Deryası Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Başkanı Tangöze Selma Dursun İzmirdehaber.com’a şu açıklamalarda bulundu;
 “Düşler Deryası El Sanatları Sergisi” çalışmalarımız Ocak ayından beri devam ediyor. Birkaç arkadaşla başladığımız çalışmalarımız geçtiğimiz yıl Karşıyaka Belediyesi Sanat Galerisinde küçük bir demo sergi ile sanatseverlerle buluşmuştu. Daha sonraki süreçte aramıza yeni arkadaşlarımız katıldı. Deri işleme sanatına gönül veren yeni arkadaşlarımızla birlikte “Düşler Deryası El Sanatları Sergisi”ni açtık. Sergi açılışımız çocuk grubumuzun dans performansları, ritim gösterileri ile çok keyifli başladı. 150 kişilik kalabalık bir davetli katılımcılarımız oldu. 

Herkesi Sergimizi Gezmeye Davet Ediyorum
Yaz dönemi olmasına rağmen sergimiz ilgi görüyor. Sergimizi ziyaret eden sanatseverler çalışmaları çok beğendiklerini ifade ediyorlar. Bu da bizi çok mutlu ediyor.

Deri işleme erkek egemen bir sektör olarak bilinse de biz kadınlar yüreğimizle dokunarak deriyi sanata dönüştürdük. Cüzdan, çanta, kemer ekseninden çıkartıp deri daha çok hayatımızın için de olsun istedik. Doğal figürler kullanarak hayal gücümüze dayalı yeni eserler ortaya çıkarıyoruz. Ziyaretçiler sergide beğendiği ürün olursa satın alabilirler. Sergimiz saat 11.00 ile akşam 22.30 arası ziyaret edilebilir. Karşıyaka Belediye Başkanlığımıza bizlere bu güzel sergi salonunu tahsis ettikleri için çok teşekkür ediyoruz. 

Deri üzerine resim çalışmaları, deri hatıra defterleri, içecek şişeler, deri objeler, deri masklar, sehpa ve abajur tasarımları, geri dönüşüm çalışmaları eserlerimiz 31 Ağustos Cumartesi akşamına kadar açık kalacak. Tüm İzmirlileri sergimizi ziyaret etmeleri için bekliyoruz. 

Bu Sergide Bulunmaktan Çok Mutluyum
Düşler Deryası Kültür Sanat ve Eğitim Derneği  Başkan Yardımcısı Gülçin Yıldız Türkaslan; “Deri yaşayan bir varlık. İnsanın giysisi de deridir. Biz de derinin hayatımızın içinde daha çok olması için sanatsal eserler üretiyoruz. Doğal deri ürünleri kullanılarak, el yapımı deri kaplı hatıra defterleri, deri üzerine çalıştığım fil, kartal, ejderha ve at bir arada olan deri tablo eserlerim, şişeler, abajur çalışmalarım sergileniyor. Deri işleme sanatıyla tanıştığım için çok mutluyum. Çok keyif alarak eserler üretiyoruz. Benim eserlerimin sergilendiği ilk sergi. Bu sergide olmaktan çok mutluyum” diye konuştu.

Derinin ters tarafını boyuyorum
Şair Cahit Aşıkoğlu derinin ters tarafını kullanarak çalıştığını ifade ederek şöyle konuştu;  Akrilik boyayı derinin ters tarafında kullanarak şekil veriyorum, resim çiziyorum. Derinin tersini kullanarak çalıştığım hatıra defter kapakları ve ayrıca geri dönüşüm sehpa çalışmamın üzerindeki geyik figürü de aynı türde. Sehpanın hikayesi şöyle gelişti; Çok eski çöpün kenarına bırakılmış bir eşyaydı. Onu alarak mobilyacıda bakımını yaptırdım. Üzerine geyik deseni çizerek çok güzel bir geri dönüşüm oldu. Eşim de çok beğendi ve evimiz de kullanacağız. Ben şiir de yazıyorum. Son aylarda deri boyama çok vaktimi almaya başlasa da önümüzdeki günlerde tekrar şiir çalışmalarıma devam edeceğim. Şiir ve el sanatları deri boyama bir arada çok farklı eserler çıkaracağımı düşünüyorum.


Sergide eserleri bulunan sanatçılar şunlar;

Tangöze Selma Dursun Gülçin Yıldız Türkaslan, Cahit Aşıkoğlu, Ahmet Hamdi Baykara, Nermin Kavuşan Şen, Nermin Kaya.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


26 Ağustos 2019

Geleneksel Zafer Yürüyüşü Gerçekleştirildi..


Zafer Haftası ve Büyük Taarruz kutlamaları kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından gelen vatandaşların katılımıyla Kocatepe’ye zafer yürüyüşü gerçekleştirildi.

Büyük Taarruz bundan tam 97 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar’da başladı. Büyük Taarruz ülkenin bağımsızlık mücadelesinin dönüm noktalarındandı.

Büyük Taarruz etkinlikleri kapsamında Şuhut ilçesi Çakırgözü mahallesinde binlerce kişi Şuhut ilçesinde buluştu ve zafer yürüyüşü için start verildi. Genci yaşlısı herkes, şehitleri ve ataları için Kocatepe’ye yürüdü.

Törene Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, TBMM Divan Katibi Üyesi ve CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu ve İbrahim Yurdunuseven, DP Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Afyonkarahisar Belediye Başkanı AK Parti’li Mehmet Zeybek, Türk bayrakları ile binlerce vatandaş katıldı.

97 yıl önceki heyecanı yaşamak için buradayız
Eski Orman ve Su işleri Bakanı ve AK Parti Milletvekili Veysel Eroğlu yaptığı açılış konuşması’nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, kahraman ordunun Çakırgözü köyünden, Kocatepe’ye kutsal bir yürüyüş gerçekleştirdiğini hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti;
“Ağustos ayı bizim için çok önemli bir aydır. Türk tarihinde Malazgirt Meydan Muharebesi’nin kazanıldığı tarih 26 Ağustos 1071 Cuma günüdür. Yine 26 Ağustos 1922 tarihi ilk top atışlarıyla beraber Aziz Atatürk’ün kahraman ordumuzla beraber Büyük Zafer’e yürüdüğü ve Büyük Taarruz emrinin verildiği gündür. Bizler bugün 97 yıl önceki heyecanı yaşamak için buradayız” dedi.

Zafer yürüyüşü Kocatepe’de son buldu.
Büyük Taaruz’un 97. Yıldönümü “Zafer Yürüyüşü” öncesi diğer bir etkinlikte Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesine bağlı Çakırgözü mahallesindeki okul bahçesinde düzenlendi. Katılımcılar yürüyüş alanına polis ve Jandarma tarafından üstleri arandıktan sonra alındı.
Havai fişek gösterileri ve lazer gösterileri törene renk kattı. Zafer yürüyüşü Kocatepe’de son buldu.
İzmir Trekking Kulübü olarak manevi duygular içindeyiz
İzmir’den yürüyüşe katılan İzmir Trekking Kulübü Başkanı, Cem Koray Taşkın duygu ve düşüncelerini şu ifadelerle anlattı. 

“İzmir Trekking Kulübü olarak, her türlü fedakarlığa katlanarak vatanımızı düşman işgalinden kurtaran atalarımıza, gazi ve şehitlerimize olan minnet borcumuzu bir nebze de olsa ödemek, onların yaşadıklarını biraz olsun hissedebilmek amacıyla yapılan, yıllar önce onların yürüdüğü yolda o günün askeri kıyafetlerini giymiş askerlerle birlikte yürüyüp, bazen bir ateşin başında ısınmak, bazen de zirvenin hemen altında daha hücum başlamadan askerlerin dağıttığı tayın ve çorba eşliğinde istirahat etmek ve o günün manevi duygularını yaşamak için üyelerimiz, gençlerimiz ve çocuklarımız ile birlikte Kocatepe Zafer Yürüyüşü için önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da buradayız.
Yeni Zellanda ve Avustralya’dan Çanakkale’ye işgalci olarak gelen kişilerin torunlarının akın akın her yıl “Anzak Günü” kapsamında Gelibolu’ya geldiklerini düşünürsek, “Kocatepe Zafer Yürüyüşü” daha anlamlı ve önemli olmakta ve herkesin bu yürüyüşe katılarak bu manevi duyguyu yaşaması gerektiğini düşünüyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Afyonkarahisar Kocatepe’de büyük taarruza başlamasıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluş mücadelesi zaferle sonuçlanmıştır. Atatürk ve silah arkadaşları 25 Ağustos’u, 26 Ağustos’a bağlayan gece Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesi, Çakırgözü köyünden yola çıkarak Kocatepe’de olmuşlar ve 26 Ağustos sabahı günün ilk ışıklarıyla top atışları başlamış ve süvari birliklerinin hücumu ile büyük taarruz başlamıştır. Büyük taarruz ile başlayıp büyük zafer ile noktalanan ulusal bağımsızlık savaşımızın önemini tüm nedenleri, sonuçları ve kazanımlarıyla genç kuşaklara aktarabilmek, bu heyecanı yaşlı genç demeden hep birlikte tekrar yaşanmak için bizlerde gece 00.00’da binlerce kişi ile birlikte Çakırgözü köyünden yaklaşık 4 saat sürecek yürüyüşe başlayıp ay ışığı altında, kahraman ordumuzun at ve kağnılarla yürüdüğü güzergahı takip ederek yürüyüşü bitireceğiz”.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT





24 Ağustos 2019

Kuru üzüm hasadı başladı..


  
Manisa Turgutlu ilçesinin Sarıbey Mahallesinde çekirdeksiz sultani kuru üzüm hasadı başladı.

Hasat sonrası üzümler kurutulmak üzere serilmeye başlandı.

Hasat edilen üzümler kuruması için önce su, zeytinyağı ve potasyum karbonat karışımıyla yıkandıktan sonra sergilere alınıyor. 
Üzümler serildikten sonra yaklaşık 1 hafta içinde kuruması bekleniyor.

Yer sergilerinde kurutulan sultani üzümler Ağustos ve Eylül aylarında fotoğrafçıların akınına uğruyor. 
İzmirli fotoğraf sanatçısı Aynur Ekiz Turgutlu İlçesi Sarıbey Mahallesindeki kuru üzüm sergisi’nin fotoğraf açısından çok dikkat çekici bir yer olduğunu ifade ederek; İzmir’den bu güzellikleri görmek ve fotoğraf çekmek için geldiğini önümüzdeki yıl tekrar gelmek istediğini söyledi.


Bağcıların işi hiç bitmez
Kurutmalık üzüm hasadı hakkında bilgi aldığımız bağcı Osman Kaya, Sarıbey mahallesi’nde bağcılık işi yapıyorum.

Biz bağcıların işi hiç bitmez. Ocak ayında budama yaparız.
Kışın toprak altı gübresini veriyoruz. Mayıs ayında üzümler doğuyor.

Daha sonra gübreleme ve sulama devam ediyor.

Budadığımız üzümleri sepetlere yerleştirip, bandırma çözeltisinden geçiriyoruz.

Arazilere koyduğumuz naylon örtülere serilen yer sergisinde kurutuyoruz.

Şimdi hasat zamanı, mevsimsel sıcaklıklara göre 1 hafta içinde kuruyan sultani üzümleri savurma makinesinde çöplerinden ayırıp, fabrikalara gönderiyoruz.


Sabah altıda işe başlıyoruz...

“İşçiler sabah altıda hasata başlıyor. Saat 14.00’te işi bırakıyor.

Bağcılık işi çok kolay değil. Giderlerimiz üçe katladı. Mazot fiyatları çok yükseldi. 

Gübre fiyatları arttı. Bu kadar zorluğa rağmen para kazanamıyoruz. Başka iş bilmediğimiz için mecbur bu işi yapıyorum. Tek amacım oğlum okusun. 

Eşimle birlikte onun iyi bir mesleğe sahip olması için biz bu işi mecburen sürdürüyoruz” diye konuştu.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT




       




18 Ağustos 2019

Hayalle hatıraların arası, bir hakikatin hikayesi


Önünden geçerken birçok kişinin meraklı bakışlarına hapsolan sıra dışı bir mekana misafir oldum. İşletmeci Gökhan Tufan rahmetli dedesi Kamuran Bey ve anneannesi Asuman Hanımın aşkını yaşatmak için bu mekanı açmış. Alsancak kordon’da 2 yıl önce açılan “Giritli Kamuran” yaşanmışlık ve aşk kokuyor.  Aslında burası bir kafe değil Asuman Hanım ve Kamuran bey’in evi. Çünkü Asuman hanımın çeyizleri ile dekore edilmiş.

Girişte sol duvarda yer alan Kamuran bey’in fotoğrafı ve en çok dinlediği şarkı’nın sözleri “derdimi ummana döktüm, asumana inledim” sizleri karşılıyor. Karşı duvarda Kamuran bey’in Asuman Hanım’a yazdığı mektuplarını okurken en büyük değerlerden birinin aşk olduğunun farkına varıyorsunuz.

Masaların hepsinde danteller mevcut. Nakışlı yastık kılıfları, fotoğraflar, fincan takımları, kahve değirmeni, çeşitli objeler, dikiş makinesi gibi eşyalarla buram buram bir yaşanmışlık kokuyor. 
Ziyarete gittiğim gün duvarlarda asılı duran mektupların sahibi Alzheimer hastası Asuman hanımı da görme imkanım oldu. 54 yaşında hayatını kaybeden Kamuran Bey’in büyük aşkı Asuman Hanım “Giritli Kamuran”ın en özel müşterisi.

Giritli Kamuran Gazozu mutlaka içilmeli

Ev yapımı limonata, fesleğenli tost, salçalı tost, çay, damla sakızlı kahve, Giritli Kamuran gazozu, şerbetler gibi lezzetlerin keyfini sıcak bir ortamda çıkarabilirsiniz.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

10 Ağustos 2019

Gizli Bir Cennet -Yeşil Vadi Doğa Parkı


Yeşil Vadi bilenlerin her zaman uğradığı, bilmeyenler için gezi notlarımı paylaştığım doğa harikası bir yer. Yaz aylarında kendinizi buz gibi sulara atıp serinlemek isteyeceğiniz yeşil vadi doğa parkı’nda, çok keyifli 3 gün 2 gece geçirdim. Muğla’nın Fethiye ilçesinde bulunan doğal güzelliğini koruyarak işletilen  kamp alanında ben kendi çadırımda kaldım fakat ağaç dalları ve su üstünde hazır kurulu çadırların bulunduğu alanda çadırlar oldukça muhteşemdi. Su sesi ile uykuya dalıp yine su sesi ve kuş sesleri ile uyanmak sıra dışı bir tatil yapmak isteyenler için harika bir yer. Suyun üzerine kurulu salıncaklardan isterseniz kendinizi buz gibi sulara bırakabilir, günü birlik ziyaretçiler piknik masalarında piknik yapabilir, çay üzerine kurulan ahşap platformlarda dinlenebilirsiniz.

İşletmeci Mustafa Ergünce, yaptığı açıklamada; İşletmemizi 2003 yılında satın alarak, 2004 yılında turizm işletmesi olarak hayata geçirdik. Yeşil Vadi’yi ilk aldığımızda balta girmemiş ormandı. Yol yoktu, paçalarımı sıvayıp çayın içinden geçerek şimdi oturduğumuz tesise gelirdim. İlk işletmemizi açtığımızda balık çiftliği ve büyükbaş hayvan yetiştirmek için düşünmüştüm. Daha sonra bu doğal güzellik ve serin sularında yüzme keyfini herkesin yaşaması için turizm işletmesi olmasına karar verdik. Yetmiş bin metrekarelik bir alanın şimdilik 20.000 m2’lik alanını kullanıyoruz. Önümüzdeki yıllarda farklı projelerimizi gerçekleştirerek daha geniş alanlarda hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Çünkü insanlar her yıl geldiğinde farklı projeleri görmek istiyorlar. 

insanlar alternatif tatil seçenekleri istiyor..

Ağaçların tepelerine çelik halatlarda duran sallanan çadırlarımızı yapma fikrimiz araştırmalarımız sonucu aldığımız bir karardı. Son yıllarda insanlar alternatif tatil seçeneklerine ilgi duyuyorlardı. Biz de 15 m. suyun üzerinde köşk çadırlarımızı kurduk. Çadır kampları ülkemizde çok fazla. Biz farklı seçenekler oluşan çadırlarımızda keyifli zaman geçireceklerini düşünüyorum. Ben diğer kamplardaki gibi kampçılığa ticari yönden bakmıyorum. Benim için önemli olan bu güzelliği birlikte yaşamak. Ben paylaşımcı bir insanım. Bu güzelliği doğayı seven herkesle paylaşmak için onlara farklı seçenekler sunmayı hedefledim. Her yıl yeniliklerle kamp alanımızı büyütmeye devam edeceğiz.

Burası benim küçük Fatsam
Ben Ordu Fatsa’lıyım. 16 yıldır güreş sporu ile uğraştım. Güreş antrenörlüğü yaptım. 30 yıldır Fethiye’de yaşıyorum. Yeşil vadiyi ilk gördüğümde burası benim küçük Fatsam dedim. Yol, yok elektrik yok uzun yıllar satılması için beklemişler. İşletmemizde bütün her şey kendi tasarımımdır. Buradaki her şeyi köşk çardak, köprüler, salıncaklar kendi ellerimle yaptım. Bir usta çağırıp iş yaptırmadım. Elektrik için müracaat ettiğim de en az 7 hane olması gerekiyor dediler. Ve çok yüksek bir fiyat söylediler. Ben Karadenizliyim. Ben kendi elektriğimi üretirim dedim ve başardım. Yeşil vadi’de internet yok, telefonlar çekmiyor. Bizim istediğimiz de bu. İnsanlar şehir hayatından bunalıp buraya geliyorlar ve doğayı keşfedip, dinlenmiş olarak dönüyorlar.

Doğal havuzlarımızda yüzüp serinleyebilirler.

Doğa yürüyüşü sevenler için tesisimizin sonundan başlayan 3-4 km. kadar yürüyebilecekleri bir kanyon var. Kışın doğa yürüyüşü yapanlar buraya ilgi gösteriyor. Biz işletme olarak kış dönemi hizmetimiz fazla olmuyor. Çadırlarımızı kaldırıyoruz. Güzel havalarda dağcı arkadaşlarımız kendi çadırlarını kuruyor. Tesisimizde görevli birkaç kişi kalıyor. Çay, kahve gibi hizmet sunabiliyoruz.




İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

9 Ağustos 2019

Mürüvvet Ertenü, kitabını hasta çocuklar için imzaladı.


KİTVAK’ın Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’nde gerçekleştirdiği bayram kutlaması etkinlikleri kapsamında Yazar Mürüvvet Ertenü “Advi ile Advina İsviçre Macerası” adlı kitabını imzaladı.  

Böyle bir organizasyon’un içinde yer almaktan mutluluk duyduğunu belirten Mürüvvet Ertenü,
“Çocuklarımı büyütürken onlara masal kitapları okuduğumda pinokyo masalında yalan vardı, kırmızı başlıklı kızda kurdun karnı kesiliyordu. Çocuklarıma masal kitaplarını sansürleyerek anlatıyordum. O dönem de karar vermiştim, emekli olunca şiddet içermeyen bir masal kitabı yazmalıydım. Mesleğim dolayısıyla çok fazla seyahat etme imkanım oldu. Çocuklara seyahat ederek başka ülkeleri tanımayı heveslendirmek istiyordum. Klasik bir çocuk kitabı olarak değil, çocuklar için gezi kitabı yazmaya karar verdim. En sevdiğim ülkelerden biri olan İsviçre ile başladım. İkinci kitabım için Hindistan’ı düşünüyorum. 12 tane kitabımız olacak. Hepsi farklı ülkelerde seyahatleri anlatıyor olacak.

KİTVAK sayesinde kitaplarımı imzalama şansım oldu
KİTVAK sayesinde Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’nde kitaplarımı çocuklara imzalama şansım oldu. Küçücük çocukların gözlerinde o acıyı görmek bana çok ağır geldi. Umarım “Advi ile Advina” kitabını okuyarak kısacık bir süre olsa da farklı bir dünyaya geçiş yaparlar” dedi. 

Mürüvvet Ertenü kimdir?
1965 Aydın doğumlu olan yazar, evli ve 2 çocuk annesi. İyi derecede Almanca ve İngilizce konuşuyor. Almanya’da yönetici sekreterliği bölümünden mezun olduktan sonra çeşitli şirketlerde kurucu ortak, müşteri temsilciliği, genel müdür asistanlığı gibi görevlerde bulundu. Mesleği gereği  Almanya, Benelux Ülkeleri, Danimarka, İtalya, Fransa, İsviçre, Avusturya, Amerika, Hindistan, Pakistan, Çin ve Polonya ülkelerinde bulundu. Emekli olduktan sonra hobilerine zaman ayırsa da aktif çalışma hayatını özleyerek tam zamanlı çalışma hayatına geri döndü. Halen dijital pazarlama yöneticiliği görevine devam ediyor. Yemek yapmayı ve kitap okumayı seviyor.




İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT