19 Şubat 2021

Çovak Gençlik Spor ve Sanat Kulübü'nün mutlu günü


Aysun-Hasan Çınar'ın kızları Gülay Çınar ile Ayfer- Burhan Yüksel çiftinin oğulları Korhan Yüksel dünya evine girdi.



Gülay-Korhan Yüksel

 

Gülay ve Korhan çifti 19 Şubat Cuma günü Eşrefpaşa Evlendirme Dairesinde gerçekleştirilen nikah töreninde aileleri ve yakın dostlarının önünde bir ömür boyu birlikteliğe evet dedi. 


Gülay hanım, İzmir'de  gelinlikte "houte couture" tasarımları ile tanınan Emine Elik tarafından özel dikim gelinliği ile göz doldurdu. 


Çovak Gençlik Spor ve Sanat Kulübüne çocuk yaşta üye olan ve dernek çalışmalarına devam eden Gülay Çınar  Pandemi nedeniyle nikah törenlerine 30 davetli katılma zorunluluğu olduğu için çok sayıda arkadaşını davet edemediğini söyledi. 


Çovak Gençlik Spor ve Sanat Kulübü Derneği adına, Başkan Yardımcısı Nurten İşleyen Öğüt dernek olarak Gülay-Korhan çiftine hayırlı olsun dileklerinde bulunarak ömür boyu mutluluklar diledi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

18 Şubat 2021

Balıkçı Eşref için 52. gün hayrı yapıldı


Geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden İzmir'in sevilen esnaflarından  Balıkçı Eşref için vefatının 52. gününde yıllarca balıkçılık yaptığı Alsancak'taki sokakta hayrı yapıldı.

Balıkçı Eşref'in vefatının 52. gün hayrında vatandaşlara tavuklu pilav, ayran ve turşu ikram edildi. 


Eşref Salih Hoşafçı (Balıkçı Eşref) için dağıtılan ikramlardan alan sevenleri ve dostları ruhuna dualar okudu. Aynı zamanda Balıkçı Eşref'in 52. ölüm gününün, Regaip Kandiline denk geldiği için arkadaşları ve sevenleri birbirlerinin kandillerini kutladılar. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

17 Şubat 2021

“SANAT TUTKUSU” (Özel Koleksiyondan Bir Seçki) Resim Sergisi Açıldı


Karaca Kültür Merkezinde ünlü isimlerden oluşan "Sanat Tutkusu Karma Resim Sergisi" açılışı 17 şubat Çarşamba günü gerçekleşti.

Sergide özel koleksiyondan seçki ile bir araya gelen duayen sanatçılar yer alıyor. Görkemli bir açılışla başlayan serginin açılış sunumunu yapan Karaca Kültür Merkezi Sanat Sorumlusu Meryem İpek;

"2017 yılında Kaya Grup Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mustafa Kaya'nın İzmir'e kazandırdığı Karaca Kültür Merkezinde şimdiye kadar bir çok sergi etkinlik ve sosyal sorumluluk projesi olarak organizasyonlar gerçekleştirdik. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz ve siz değerli sanatseverlerin izlenimine sunduğumuz sergide ülkemizde sanat için emek vermiş isimleri bir araya getirmiş bulunmaktayız. Sizinle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İzmir'de ilk defa bir araya gelen isimlerden oluşan sergimiz 9 mart tarihine kadar ziyaret edilebilecek" dedi. 


Serginin açılış konuşmasında Kaya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaya;

"Karaca Kültür Merkezimizi oluştururken düşüncemiz kentimizin kültürümüze gözle görülür bir dokunuş yapmaktı. AVM’lerin bir biri ardına açıldığı ve içlerine  üçer dörder beşer sinema salonlarının açıldığı bir dönemde bizler İzmir gibi büyük bir şehirde semt sineması olarak tek kalmanın hem üzüntüsünü fakat aynı zamanda da gururunu yaşadık. Kültür Merkezi çok iddialı bir isim bunun bilincindeyiz.


Peki bizler ne yapıyoruz. Mimarı bir konsept olarak ufak bir alanda hizmet veriyoruz. Her cm. karesini kültürel faaliyetlerde bulunmak için elimizden geleni yapıyoruz. Birinci katta büyük salonumuzu genelde İzmirli ressam dostlarımızın resimlerine fotoğraflarına tahsis ediyoruz. Amacımız İzmir'li profesyonel veya alaylı tabir ettiğimiz zanaatkarların eserlerini İzmir'li sanatseverlere  tanıtmaktır. Bugün burada düzenlediğimiz sergimiz ise iddialı bir sergi koleksiyoner bir dostumuzun ve kültür merkezimizin kendi koleksiyonundan eserler yer alıyor. Kentimizde son zamanlarda güzel sergiler yer almaya başladı ve ciddi miktarda koleksiyonerler oluştu. Amacımız pandemi sonrası güzel ve markalı ressamlara ağırlık vererek bu güzel kentimize yakışır organizasyonlar yapmaktır" diye konuştu.

Sanat tutkusu sergisi açılışında bulunan eserleri sergide yer alan sanatçı yiğit yazıcı ise şu ifadelere yer verdi;

Koleksiyoncu ve ressam birbirinden ayrılmayan ikili. Koleksiyonerler ressamlarla heykeltraşlarla beraber yaşar. Onların dünyalarına girdikçe eserler daha çok anlam kazanır. Ressamdaki resim yapma tutkusu koleksiyoncudaki resme sahip olma tutkusuna eşittir. Ressam tutkusu ile koleksiyoncu tutkusu aynıdır, dedi.

Sergide eseri bulunan izmir'de çalışmalarına devam eden başarılı ressam ressam Arzu Akgün; 

Konuşmasına, öncelikle hepiniz hoşgeldiniz diye başladı. Sözlerini şöyle sürdürdü.

Arzu Akgün

Bu özel sergide bulunmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum. Serginin düzenlenmesinde emeği olan Karaca Kültür Merkezine ve bu koleksiyonunu izleyiciye sunan  değerli koleksiyoncumuza teşekkür ediyorum. Çok kıymetli sanatçılarla ve eserleriyle bir arada olmak ayrı bir heyecan. Yurtdışında ve yurtiçinde çoğu İstanbul'da olan sergilere katıldım. İzmir'de ahşap kazıma tekniğiyle katıldığım ikinci sergi. Devamının artarak çoğalmasını diliyorum. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımı sunarım, dedi.

43 koleksiyon eserinin yer aldığı  sergi 9 mart tarihine kadar ziyaret edilebilecek


Sergide yer alan sanatçılar;

Ahmet Güneştekin, Arzu Akgün, Barış Sarıbaş, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Burhan Doğançay, Burhan Uygur, Devrim Erbil, Ekrem Kahraman, Ergin İnan, Ferruh Başağa, Fikret Mualla, Fikret Öztürk, Gültekin Çizgen, Haluk Akakçe, İbrahim Balaban, Kemal Önsoy, Mehmet Gün, Nedim Günsur,  Orhan Peker, Oya Kınıklı, Seydi Murat Koç, Ümmet Karaca, Yiğit Yazıcı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

10 Şubat 2021

Gravür Sanatçısı ve Ressam Sultan Gökdemir; Gravür tekniği çalışmaktan zevk alıyorum

Ressam Sultan Gökdemir'in Narlıdere'deki "Atölye 3A" isimli sanat tasarım atölyesine konuk oldum. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümü mezunu olan Sultan Gökdemir ile gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşide çalışmalarını ve projelerini konuştuk.


Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? 

9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümü mezunuyum . 2017 yılında lisans eğitimini bitirdikten sonra Narlıdere de bir arkadaşımla birlikte (Atölye 3 /A  ) isimli atölyemizi açtık. Atölyede resim dersleri veriyoruz, aynı zamanda resim çalışmalarımıza da burada  devam ediyoruz.

Resim yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız?

Resim yapmaya  2007 yılında ,İzmir Resim Heykel Müzesinde Resim atölyelerinde Cemal Varol ve Yasemin Bayık hocalarımdan eğitim alarak başladım. Atölyelerinde desen yağlıboya dersleri aldım.

Daha sonra güzel sanatlar fakültesine hazırlandım ve sınavlara girdim. Eğitimime akademiye girerek devam ettim. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde lisans eğitimini  tamamladım. Çok şanslıydım çok iyi hocalardan eğitim aldım .

İlk serginiz ne zaman gerçekleşti?

Önceden de belirttiğim gibi eğitimimi 2017 yılında tamamladım. Eğitim  sürecinde  öğrencilik yıllarında çeşitli yarışmalara karma sergilere katıldım, buralarda eserlerim sergilendi.

2016 yılında Uluslararası Exlibris yarışması Neptün' nün Rüyası Gdanks Polonya, 2011 yılında "Turgut Pura Resim Yarışması" sergileme aldım. 


74. Devlet Resim Heykel yarışması Özgün baskıda 2018 yılında sergileme aldım. Bu eserim şimdi Erzurum Üniversitesi Resim Heykel Müzesi Sanat galerisi koleksiyonunda bulunuyor.  

Eğitimim bittikten sonra ilk kişisel sergimi 2018 Yılında İzmir Türk Amerikan dostluk derneği sergi salonunda açtım.

Daha burada saymanın çok zaman alacağını düşündüğüm için bu konuyu kısa geçeyim, bir çok karma sergilerde bulundum.

İlk eserinizi ne zaman kime sattınız hatırlıyor musunuz?

Güzel bir soru, ürettiğim eserleri satmak istiyorum ama gerçekleşmesi çok zor. Yine de ilk öğrencilik günlerinde gravürlerimden iki tanesini bir doktora satmıştım bu da beni çok sevindirmişti. Günümüzde  evlerine bir sanat eseri almak isteyen duvarına gerçekten bir tablo asmak isteyen kaç kişi var?

Sanatçının eserlerini satması çok önemli, biz sanatçılar ürettiklerimizin toplumda karşılık buluyor olmasını istiyoruz. Bu satış işlerini sanatçılar kendileri  yapamaz. Bir pazarlama işi, ürettiklerimi pazarlamak benim yapmakta zorlandığım bir şey. Biz sanat eseri yaparız ama pazarlamak ayrı bir durumdur, bu galerilerin işidir.

Daha sonra sergimde birkaç eserim satıldı. Galerilerde İzmir'de çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. Biz sanatçılar da  İstanbul 'da bağlantılar kurmaya çalışıyoruz.

Resimlerinizde Tema ve renkler ne kadar yer alıyor bunun sizdeki değerlendirmesi nasıl oluyor?

Resim yaparken bütün renkler sizindir, hepsini de kullanmak size ayrı keyif verir ayrım yapamazsınız, ama ruhsal durumlar seni ve renkleri yönetir. Sanatçı renklere değil daha çok tema ve istediğine odaklanır. Renkler kendiliğinden ortaya çıkar. Bunu renk ve bütün  medyumlarla aktarmaya çalışırsınız.

Örneğin, mezun olurken tema olarak  Hetorotopik mekan tasvirleri üzerinden çalışmalar  yaparak mezun oldum . Bu çalışmalarımı gravür  yağlıboya, ağaç baskı gibi tekniklerle ürettim. Daha sonra da bellek mekanları  resimleri serisi  geldi. Bu seri çalışmalarım İzmir'in belleğinde yer almış mekanlardı.


Gravür dediniz bize gravürün nasıl gerçekleştiğinden, tekniğinden biraz bahseder misiniz?

Gravüre çukur baskı da denir, metal plakaya kazıma veya asitle indirme yöntemiyle resim plakaya  yapılır. Basılmak üzere, plakaya  hazırlanan resim en son boya verilerek baskı makinasında preslenen resim kağıda geçer. 15. yüzyılda  Almanya, İtalya gibi ülkelerde uygulanmaya başlanmış ve 17. yüzyılda bu tekniğe o dönemin ressamları da katkı koymuşlardır.

Günümüzde linol ,ağaç baskı daha çok uygulanır ama gravürü uygulayan azdır. Gravürü en fazla uygulayan sanatçı da İspanyol sanatçı Francisco Goya'dır. 1790  yıllarında Bakır levhalara asitle yapılan çok sayıda gravürleri vardır. Beni de etkileyen  Goya'nın zamanın tanığı sergisi İstanbul'a geldiğinde  eserleri görme şansım olmuştu. Eserlerinden çok etkilendim. Gravür tekniğini öğrendim. Benim için çok zevk alarak çalıştığım bir tekniktir.

Sizin için İzmir nasıl bir kent burada yaşamaktan memnun musunuz?

Ben İzmir' de doğmadım ama  İzmir'de büyüdüm bu kent benim karakterimi oluşturan beni şekillendiren bir yer. Bunu  çok belirgin yaşamışımdır, İzmir'den başka bir yere gittiğim zaman bana nerelisin diye sorulunca İzmirliyim diyorum. Bana belli haliniz tarzınızdan anlaşılıyor diyorlar. Nasıl oluyor bilemem ama bu  kent insanı şekillendiriyor  kimliğinizi burada ediniyorsunuz. İzmir'in beni üzen yanları da yok değil. İzmirde kentin tarihini kent kimliğini mekanlarını, doğal dokuyu her gün acımasızca yok ediyoruz. Doğaldır ki bu da beni herkes gibi çok üzüyor. 

 Resim çalışmalarım da bunları görünür kılmak üzerine şekilleniyor. Bu kentte en güzel yapıların mimarinin görmezden gelinip, ihmallerle, onların teker teker  yok olmasına maalesef tanık oluyoruz. 

Ben bir sanatçı olarak onları görünür kılmak, sanatsal bir dille anlatmak, kendimi böyle ifade etmek durumundayım .Sanat böyle bir güç barındırır mı? Onu da bilemem.

Kendimize Sanat'ın bir işlevi var mıdır? diye bir soru sorarsak cevap olarak sanat görünmez olanı görünür kılar demeliyiz. Çünkü sanatçı olarak sizi hep rahatsız eden konulardır bunlar.


Yakın bir tarihte serginiz var mı?

Bu günlerde planları gerçekleştirmek güç. Yakın zamanda olur mu? bilemem. Pandemi süreci bitince normalleşmeye geçtiğimiz dönemde kentin doğası ve ağaçlar üzerine, yeni çalışmalarım sürüyor en geç Ekim'de bir sergi planlıyorum. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Her şeyden önce size çok teşekkür ediyorum. Bu kentte yaşayan, sanatçıları zenaat erbablarını  sayfanıza taşıdığınız için. İzmir de eksik olan açığı siz çok önemli bir görevle yerine getiriyorsunuz. Bizim var olduğumuzu  görünür olduğumuzu önemsemek çok kıymetli, bir kentin sanatı kültürü estetiğidir o kenti kent yapan onlar bir tür iletişim elçileridir. İyiki sanat var, iyi ki sanatçılar var. Sanat sever duyarlı insanlar var. Çok teşekkürler.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

9 Şubat 2021

Muhtarlık hayat felsefeme uyuyor


Piri Reis Mahalle Muhtarı Mine Araplar'ı makamında ziyaret ederek bir söyleşi gerçekleştirdik.

Kendinizi bize kısaca tanıtır mısınız?

1964 Malkara doğumluyum. Lise mezunuyum. 1974 yılından beri İzmir Piri Reis mahallesi'nde yaşıyorum. Çocukluğumun geçtiği mahallede iki dönemdir muhtarlık yapıyorum. Uzun yıllar bir vakıfta yönetici asistanlığı yaptım. Bu deneyimim bana muhtarlığım süresince çok faydalı oldu ve olmaya devam ediyor. Kısa bir süre ticaret hayatına atılarak serbest çalıştım. Daha sonraki yıllarda muhtarlık dönemim başladı.

Muhtar olmaya nasıl karar verdiniz?

Babam Ali Araplar 21 sene Piri Reis mahallesi muhtarıydı. Babamdan çok şey öğrendim ve deneyimledim. Muhtar olmaya o dönemlerde karar vermiştim. Muhtarlık hayat felsefeme çok uyuyor. İnsan, hayvan, çevre ve hizmet sevgimi görevim sayesinde yapmaya çalışıyorum. Bu da benim için mutluluk verici. 


Kısaca Piri Reis mahallesini tanıtır mısınız?

Piri Reis mahallesi 5500 nüfuslu küçük bir mahalle olmasına rağmen en fazla park alanına sahip mahallelerden biridir. Bir ilkokulumuz, bir anaokulumuz, bir özel anaokulumuz, dört parkımız ve bir mobil parkımız bulunmaktadır. Eğitim düzeyi yüksek, orta gelirlilerin fazla olduğu, asayiş sorunlarının çok fazla yaşanmadığı sakin ve şirin bir mahalleyiz. 

Mahallemizde Milli Atlet Ergüder Yönt, Dünya Vücut Şampiyonu Kurtaral Eryetiş, Uluslararası Ressam Ayten Mungan Atölyesi ve daha birçok ressam, müzisyen, yazar, şairler ile sanatla iç içe yaşıyoruz.   

Muhtarlığı başkalarına önerir misiniz?

Sadece koltuk ve etiket için muhtar olmak isteyenlere muhtar olmayın derim. Yaşadığınız mahalleye kötülük etmiş olursunuz.

Muhtarlıkta yaptığınız işlerden bahseder misiniz?

Konak Belediye'sinin muhtarlığımıza kazandırdığı bir kütüphanemiz bulunuyor. Pandemi sürecinden önce hava koşullarının uygun olduğu günlerde Piri Reis Mahalle Muhtarlığı olarak parkımızda "Bir minder, bir kitap, bir çocuk" etkinliği düzenleyerek okuma günleri yaptık. El izlerimiz etkinliği düzenleyerek trafomuzun dışını çocuklarımızın el izleri ile renklendirdik. Normalleşmeye geçtiğimiz günlerde yarım kalan projelerimizi tamamlamaya devam edeceğiz. Projelerimiz arasında  engelliler parkı, Konak Belediyesi sunduğumuz projeyi değerlendirirse gençlerin faydalanabileceği açık havada masa tenisi, ilkokulumuzun kapalı spor salonuna tırmanma duvarı için belgelerimizi yetkili yerlere sunduk. Sporun toplumu yararlı yönde geliştireceği bilinciyle projelerimizi hayata geçirmek için mücadelelerimi sürdüreceğim. 


Yaşlılarımız da unutmadık. "Arkası Yarın" radyo günleri tadında etkinliğimizle onların da hayatın içinde olmasını istiyoruz. 

Covid-19 virüsünden sonra önceliğimiz sağlık oldu. Bu süreci atlatıp tekrar normal günlerimize dönerek hayatın içinde olmak ve birbirimizi kucakladığımız günlere dönmeyi bekliyoruz. 

Mahalle Sakinleri ile aranız nasıl?

Muhtar seçimlerinde dört adaydık. Piri Reis mahallesi çok büyük bir farkla muhtarlığa beni layık gördüler. Mahallemle aramızdaki bu sevgi bağını hep hissettim. Hepsine sonsuz sevgi ve saygılarımı yolluyorum.

Tekrar muhtar adayı olmayı düşünür müsünüz?

Sağlığım yerinde olduğu sürece üretmeye ve insanlara yardım etmeye devam etmek istiyorum. Önümüzdeki seçimlerde tekrar aday olmak istiyorum. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

8 Şubat 2021

Türkiye'nin dört bir yanından kitapseverler sel mağduru sahafa kitap gönderiyor


İzmir'de geçtiğimiz günlerde meydana gelen sel felaketinde "Exlibris" Kitabevi sular altında kalmış 35 bin kitap, dergi, kaset ve plaklardan oluşan ürün kullanılamaz hale gelmişti. Kentte selden en fazla etkilenen yerlerden biri İnönü Caddesi oldu. İnönü Caddesi'nde apartman bodrum katında bulunan sahaf Nazım Emre Koca'nın dükkanı ve deposu tavana kadar su doldu. Kitapçı dükkanındaki tüm kitaplar, dergiler kullanılamaz hale geldi. 20 yıllık emeğinin bir gecede çöp olduğunu söyleyen "Exlibris" Kitabevi sahibi Nazım Emre Koca şu açıklamalarda bulundu;

"Kitapseverler bir dayanışma örneği gösterdiler. Türkiye'nin her yerinden sahaflar yardım için kampanyalar düzenlediler. Kısa sürede önemli aşamalar kaydettik. İnternet üzerinden @nadirkitapcom sembolik bir kitap satış kampanyası düzenledi. Sepete eklenen kitap için kargo gönderimi olmadan tutarın tamamı "Ex Libris"e aktarıldı. 12.500 kitap 2 gün içinde satıldı ve yeterli meblağa ulaşınca kampanyayı sonlandırdık. Toplanan miktar yeni bir dükkan tutup sıfırdan başlamak için yeterli. Yeni bir dükkanla kontrat imzaladık. Yeni dükkanımızı Mithatpaşa Caddesi Mehmet Ali Akman Mahallesi No: 1151/B Fahrettin Altay adresine taşıyacağız. Boya, rafların yerleşmesi gibi hazırlıklarımız biterse önümüzdeki hafta bağışları yeni yerimizde karşılayacağız. Bu hafta kitap bağışlarını selde zarar gören dükkanımız da kabul ediyoruz. Bu dayanışma ile kitaba olan umudumuz tazelendi. Türkiye'nin her yerinden kitap bağışları geliyor. Destek veren herkese çok teşekkür ederim.


10 yıılık kedimiz Mirnoş'u kaybettik

10 yıldır hayatımızın neşesi olan, her zaman söylediğim gibi "bir yaşam ustası" Mirnoş dükkanımla birlikte yok oldu. Mirnoş'u kaybettiğim için çok üzgünüm. Onu unutmayacağım. Mirnoş'u tanıyan herkes onu unutmayacak.

Bir çok yazarımızın imzalı kitapları vardı

Kuru olarak 15 ton, ıslak haliyle 18 ton kitap yok oldu. 20 yıl topladığım kitaplar gitti. Kitap çok kolay toplanan bir şey değil. Aralarında tekrar yerine koyamayacağımız çok değerli kitaplar, dergiler, posterler vardı. Aziz Nesin'in çıkardığı "Baştan" dergileri çok kıymetliydi. Yılmaz Güney'in, bir çok yazarımızın imzalı kitapları, 30'lu ve 40'lı yıllara ait çok değerli kitaplar vardı. Çok nadir fotoğraflar, belgeler hepsi yok oldu. Çok çok üzgünüm" dedi.


Türkiye genelinde sosyal medya üzerinden başlatılan kitap bağışı için kampanyası için 0507 614 05 01 Nazım Emre Koca'dan bilgi alınabilir.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

4 Şubat 2021

MODEKO 2021 için geri sayım başladı


Pandemi sürecinde sancılı günler geçiren yerli mobilya üreticileri "MODEKO 32. İzmir Mobilya Fuarı" ile bir kez daha görücüye çıkacak. Sektörün en prestijli 400 markasının yer alacağı MODEKO 2021’e fuar İzmir ev sahipliği yapacak. 

Türkiye Mobilya sektörüne ve İzmir ekonomisine önemli katma değer sağlayan MODEKO 2021 ’32.Uluslararası İzmir Mobilya Fuarı’ 8-11 Nisan 2021 tarihinde Türkiye'nin en yeni ve en modern fuar alanı Fuar İzmir'de kapılarını 32.kez açarak yurtiçi ve yurtdışı mobilya alıcılarıyla katılımcılarını buluşturmaya hazırlanıyor. 

"EFOR FUARCILIK" tarafından organize edilecek olan MODEKO 2021 İzmir 32.Uluslararası Mobilya Fuarı pandemi sonrası mobilya sanayinin can suyu olacak. 

Ev ve ofis mobilyalarından, bahçe ve yazlık mobilyalarına kadar pek çok ürün gurubunun sergileneceği MODEKO 2021 Fuarı Ortadoğu (Fas, Lübnan, Cezayir, Katar, Umman, Irak, Suriye, Dubai, Filistin, Libya) Balkanlar (Sırbistan, Kosova, Bosna Hersek, Arnavutluk) Rusya ve Türk Cumhuriyetleri dahil 35 ülkeden EFOR Fuarcılığın organizasyonlarıyla gelecek binlerce ziyaretçi ve alım heyetini ağırlayacak. Fuar ayrıca Aydın, Manisa, Muğla, Antalya, Adana ve Ankara başta olmak üzere çevre il ve bölgelerin de mobilya ihtiyacını karşılayacak. 

50 bin ziyaretçi hedeflediklerini belirten Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele İşleyen, 8-11 Nisan 2021 tarihlerindeki etkinliğin sektöre can suyu olacağını ifade etti. İşleyen, "mobilya sanayinin önemli temsilcilerini, yurtiçi ve yurtdışı sektör profesyonelleri ile sosyal mesafe düzenlemesi, yoğunluk kontrolü, HES uygulaması, hijyen malzemeleri dağıtımı, maske temini, giriş güvenliği gibi tüm sağlık önlemlerinin alındığı ve başarılı bir şekilde uygulandığı  "MODEKO 2021’de sektör paydaşlarımızı ve mobilya severleri bir araya getireceğiz" dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

3 Şubat 2021

Karaferye'den göç eden mübadiller anısına "Karaferye Kurabiyesi"


Bir topluluğa ait yeme ve içme alışkanlıkları, o topluluğun kültürünün bir parçasıdır. Ülkemizin en büyük zenginliklerinden biri aldığı göçlerle yemek kültürümüzde önemli değişiklerin yaşanmasında etken olmuştur. 

1923 tarihinde Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan antlaşmayla Türkiye'de yaşayan Rum ortodokslar'la, Yunanistan'da yaşayan Türk müslüman'ların karşılıklı göçünü öngören "Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi" ile yaklaşık iki milyon insan yer değiştirdi. Bu ailelerden birinin torunu olan Niyazi Alper Dirim iş hayatını tekstil sektöründe sürdürse de anneannesinden öğrendiği kurabiyelerini kendi üreterek tanıtıyor.

Kareferye'den göç eden mübadiller anısını yaşatmak için Kültürpark Üretici Pazarına gelen vatandaşlara önce kurabiyelerini tanıtarak sonra satışını yapan  Niyazi Alper Dirim konu hakkında şu açıklamalarda bulundu.

"Karaferye, Osmanlı yönetimi döneminde Selanik Sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. Selanik iline 40 km. uzaklıkta bu ilçeden göç eden anneannem mutfak kültürünü anneme öğretmiş. Annem çok güzel yemekler yapar. Özellikle üzümlü, üzümlü tarçınlı, portakallı, dövme damla sakızlı kurabiyelerinin lezzetini herkes çok beğeniyor. Bu lezzetin kalıcı olması ve yeni nesillere aktarılması fikrimi Tire Dağ Kooperatifi Başkanı ve aynı zamanda çocukluk arkadaşım Süleyman Övül'e bahsettiğimde "harika bir fikir" diyerek bana destek vermesiyle fikrimi hayata geçirdik ve Karaferye'den göç eden mübadiller anısına "Karaferye Kurabiyesi" ismini verdik. "Karaferye Kurabiyesi" tamamen doğal, çok farklı bir lezzet.


  

Tanıtımı hobi amaçlı yapıyorum

Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü mezunuyum.  Aileden gelen Tekstil işimizi devam ettiriyorum. Şimdilik "Karaferye Kurabiyesi" tanıtımını hobi amaçlı yapıyorum. Ticari bir beklentim yok. İlerde marka olabilir miyiz, zaman gösterecek. Olursa butik bir marka oluruz. 

Ziyaretçiler kurabiyelerin tadına bakınca çok beğeniyor. Özellikle Rumeli'den ve Yunan Adalarından Türkiye'ye gelenler bu tadı biliyor. Günümüzde çok az kişinin bildiği bu tadı gönüllü olarak tanıtmaya devam edeceğim" dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT











1 Şubat 2021

Ayten Korkmaz; En güzel çiğ böreği ben yaparım.



Hepimiz bir iddiaya girmişizdir. Geçen hafta sosyal medya hesabımdan  çok beğendiğim için Özgül Gedikli'nin yaptığı pişileri video çekerek paylaştım. Ortak arkadaşımız Ayten Korkmaz benim pişilerimi de denemelisin diyerek Özgül'e "hodri meydan" dedi. Bu keyifli iddialaşma da bana jüri üyesi olmak düştü. İki iddialı isim Ayten Korkmaz ve Özgül Gedikli, en güzel pişiyi ben yapıyorum diyerek  ustalıklarını sergilemek için bir araya geldiler. 


Ben Nurten Öğüt ve Sakine Gedikli'nin jüri üyesi olduğumuz en iyi pişiyi ben yaparım iddiası için Göztepe'de "Taraftar On 2" kafe'de buluştuk. Ayten Korkmaz size bir sürprizim var, diyerek çiğ börek yapacağını söyledi. Bu yüzden pişi yarışmasını başka bir güne erteledik. Usta aşçılardan Ayten Korkmaz çiğ börek yapmak için hazırlıklara başlarken, diğer yandan çiğ börek tarifinin püf noktalarını anlattı;

"Hamuru için gerekli malzemeler;

3 buçuk su bardağı un, 2 su bardağı su, 1 tatlı kaşığı sirke, 1 tatlı kaşığı tuz. 

Kıymalı iç için;

300 gr. kıyma, 1 adet rendelenmiş soğan, yarım tatlı kaşığı karabiber, tuz, ve iç harcı için biraz su. Kıymalı harcınızı mutlaka sulandırın. Sulandırmazsanız kıyma böreğin içinde toplanır. 


Kızartmak için sıvı yağ. 

15 dakika beklettiğiniz hamurunuzu bezelere ayırarak, bir merdane yardımıyla orta büyüklükte açarak kıymalı harcımı ekledim. Önceden kızdırılmış yağda, çiğ böreklerini kızartarak yağını alması için kağıt havlu üzerine aldım" dedi. 

Ayten Korkmaz hazırladığı çiğ böreklerin sunumuna da önem vererek değerlendirmelerini bize bıraktı. Sakine Gedikli çiğ börekleri çok beğendiğini hamur işini sağlığı açısından az tüketmesi gerektiğini söyledi. Fakat o kadar çok beğendi ki 1 tane daha istedi. Ayten Korkmaz, benim kıyma sevmediğimi bildiği için peynirli çiğ börek yapmıştı. Çıtır çıtır börekleri afiyetle yedim.


Biz de en güzel çiğ böreği sen yapıyorsun Ayten Korkmaz diyerek, tam puan verdik.  








İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT