26 Nisan 2021

İzmir'in Çernobil'i olarak bilinen nükleer atıklara dikkat çekildi

35 yıl önce 26 Nisan 1986'da Çernobil Nükleer Santrali'nin dördüncü ünitesinde bir patlama meydana gelmişti. Kaza sonucu çevreye yayılan ve etkileri nesiller boyu devam eden radyasyondan milyonlarca insan, doğa ve birçok canlı etkilendi.  


Çernobil felaketinin 35.yılında İzmirliler Gaziemir'deki kaçak olarak gömülmüş radyoaktif atıklar nedeniyle Gaziemir Belediyesi, TMMOB, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası Emrez mahallesi'ndeki İzmir'in Çernobil'i olarak bilinen nükleer atıklara dikkat çekti. Gaziemir'deki eski kurşun fabrikası önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında nükleer atıkların 14 yıldır temizlenmediğine vurgu yapıldı. 

Açıklamaya Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) İzmir Yaşam Alanları Platformu, çevreciler ve bölge sakinleri katıldı. Basın açıklamasını TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay okudu. Açıklamada, merkezi hükümete sorular yönetildi. İşte o sorular;

Gaziemir'de depolandığı anlaşılan radyoaktif ve zehirli maddelerin bölgeden uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır? Alan ne zaman temizlenecektir?

Bölgeden uzaklaştırılacak atık miktarı nedir nerede bertaraf edilecektir?

Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirilmekte midir?

Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır?

Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların bölgeye nasıl geldiği konusunda çalışmalar nelerdir?

Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir?

Firmaya kesilen çevre cezası ile ilgili süreç nedir?

Ülkeye girişi yasak olan atıkları, bahçesine gömen ve başka bir alanda faaliyetine devam eden firma ile ilgili yürütülen süreçler nelerdir?

İlgili kurumların alanda yürütülecek çalışmalara ilişkin programı, takvimi ve süreci nedir? "İdari ve adli süreçler yürütülsün" TMMOB İzmir İl Koordinasyonu Kurulu, İzmir Barosu, ve İzmir Tabip Odası'nın konunun takipçisi olduğunu belirten Kınay, "İlgili kurum ve kuruluşları sorularımızın cevaplanması, kamuoyunu bilgilendirme ve bu süreçte görevini ihmal eden ilgili kurum ve kuruluşlar ile ilgili gerekli idari ve adli süreçlerin yürütülmesi için gereğinin yapılması çağrımızı tekrarlıyoruz" dedi.


35 yıl geçmiş tehlike devam ediyor

Gaziemir Belediye Başkanı Arda'da alanın önce kamulaştırılması ardından temizlenmesi gerektiğini söyledi. Belediye Başkanı Halil Arda konuya dikkat çekmek için "30 Nisan Cuma günü büyük bir kampanya başlatarak her hafta cuma günü saat 11.00'de atıkların bulunduğu yerde 10 dakikalık "duran adam" eylemi gerçekleştirecek. Her hafta bir milletvekili, bir belediye başkanının yanı sıra çevre sorunlarıyla boğuşan kentlerin temsilcileri de dayanışmayı artırmak adına eyleme özel olarak davet edilecek. Eylemde İzmir'deki ve Türkiye'deki çevre örgütleri, odalar ve Gaziemirliler de en ön sırada yer alacak. Dün burasıyla ilgili zoom üzerinden toplantı yaptık. Buradaki atıkların 130 yıl daha tehlike saçacağını öğrenince tüylerim diken diken oldu. Burası kamulaştırılmadan bu sorun çözülemez. Herkez topu birbirine atıyor. Burası hemen koruma altına alınmalı" dedi. 

Konuyla ilgili İzmir Yaşam Alanları Meclisi adına konuşan Yüksel Keleş şu ifadelere yer verdi; 

Nükleer enerjinin üretimi, güvenilir hiç bir yanı olmayan, en tehlikeli enerji üretim yöntemidir. Radyoaktif atıklardan korunmanın olanaksızlığı, tehlikenin boyutunu korkunç seviyelere çıkartırken, tehlikenin boyutu kitlesel ve küresel bir büyüklük taşımakta. Ülkemizde de 1970'li yılların başlarında, nükleer santral sahası için fizibilite ve yer araştırmaları çalışmaları yapılıp, nükleer santral için Mersin-Akkuyu, Sinop-İnceburun ve Kırklareli-İğneada sahaları belirlenmişti. Tam da bu nedenle Çernobil felaketi sonrası nükleeri gözü kapalı savunan yöneticiler, bürokratlarla karşılaşıldı. Onlar ki, sermayenin çıkarı için radyasyonlu çayları içtiler, nükleeri savunan yalanları söylediler. Çernobil'in yarattığı felaket, nükleerle ilgili çalışmaları Türkiye'de 90'lı yılların sonlarına kadar öteledi. Ülkemizde bu güne kadar nükleer enerji santralleri faaliyete geçmemiş olmasına rağmen, kentimizin tam ortasında Gaziemir'de bir nükleer atık mezarlığı var. Bu mezarlık yaklaşık 20 yıldır, 70 dönüm bir alanda, Gaziemir'de zehir saçıyor. Yaşam alanları için bu kadar büyük tehlikelerle dolu bir teknolojinin ülkemizde kullanılacak olması ve santral inşaatlarının yürütülmesi kabul edilemez. Bu santrallerin proje aşamasındayken bile yaşam alanlarına ne kadar çok zarar verdiği açıktır.  


Radyoaktif atıkların öyküsünü kısaca hatırlayalım;

Atıklar Gaziemir'de 1940'lı yıllarda kurulan Aslan Kurşun Fabrikası sahasında ilk kez 2007 yılında tespit edilmişti. Daha sonra kapanan fabrikanın bahçesindeki radyoaktif atıklar için uzun tartışmalardan ve yürütülen yasal mücadelelerden sonra 2013 yılında fabrikanın sahiplerine 50 milyon 79 bin 900 TL. ceza kesilmişti. Bu ceza miktarı o güne kadar ülkemizde bir seferde verilen en büyük çevre para cezasıydı. Yine uzun itiraz süreçleri sonucunda para cezası 2020 yılında onandı. 2021 yılına geldiğimizde ise geçen 14 yıllık zaman diliminde atıkların aynı yerde bırakıldığı ve Gaziemir insanlarının 14 yıldır radyoaktif atıklarla yaşaya devam ediyor.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT




14 Nisan 2021

"Emekçi değil özgür atlar için yaşam hakkı" basın açıklaması gerçekleştirildi


İzmir'de Kültürpark'ın yapımı sırasında ölen 168 atın anısına yapılan "Emekçi Atlar Heykeli" önünde Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi Hayvan Hakları Grubu, İzmir Barosu ve İzmir Kent Hakkı Merkezi adına ortak basın açıklaması gerçekleştirildi. 

Emekçi atlar heykeli önünde yapılan basın açıklamasını Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi Hayvan Hakları Grubu Sözcüsü Asena Gülmez okudu.

"Emekçi değil özgür atlar için yaşam hakkı" basın açıklaması;

1922 yangınından sonra uzun süre moloz yığını olarak duran şimdiki Kültürpark alanı 1934 yılının ikinci yarısından itibaren temizlenmeye başladı. 1 Eylül 1936 yılında da Kültürpark olarak açılışı yapıldı. Bazı kaynaklarda 23 ay gibi kısa sayılabilecek sürede gerçekleşen hafriyat çalışmalarında 168 atın hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Bu atların anısına Heykeltraş Mehmet Şadi Çalık tarafından 1940 yılında "Emekçi Atlar Heykeli" yapılmıştır.


Dönemin koşulları, teknolojik yapının yetersiz oluşu, hayvanların bu işlerde çalıştırılma zorunluluğu gibi gerekçeler öne sürülse bile, onlarca atın zorla çalıştırılmasını kabul edilebilir görmek mümkün değildir. Dönemin belediye başkanı ve yetkililerin üzüntülerini belirtmeleri, atların çalıştırılmasını ve ölümlerine sebebiyet verilmesini haklı kılmamaktadır. Biz, söz konusu heykelin yapılmış olmasını önemli buluyoruz, ama bu heykeli bir minnet değil, bir özür heykeli olarak görüyoruz. İnsan soyu olarak Külütrpark yapımı süresince katledilen atların anıları önünde saygı ve mahcubiyetle eğiliyoruz.

Türümüzün, geçmişte ve bugün, diğer hayvanlar üzerindeki vahşi egemenliklerini onaylamıyoruz. Çoğunun soyunun tükenmesine neden olunmasını soykırım suçu olarak görüyoruz.

Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesinde de belirtildiği üzere, "Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde var olmak bakımından eşit haklara ve saygı gösterilme hakkına sahiptir. Hayvanlara kötü muamele edilemez veya zalimane davranışlarda bulunulamaz." Bu ilkeler bütün ülkeler tarafından kabul edilmiş olmasına karşın, bugün hala ekosisteme müdahale, sınırsız kentsel genişleme ve ekonomik büyüme ile kar elde etme hırsı sebebiyle hayvanların yaşam alanlarına müdahale edilmesine, onların kötü muamele görmesine ve ölümlerine neden olunmasına itiraz ediyoruz. Hayvan Hakları Örgütlerinin talepleri doğrultusunda, Hayvan Hakları Yasasının bir an önce yürürlüğe girmesini, uygulanması ve takibini daha fazla ertelenemez görüyoruz.

Artık şhrin ve kırsal alandaki yaşam alanlarının tek sahibi ve sakininin insanlar olmadığının ayırdına varalım. Hayvanların yaşamlarını özgürce ve kendi türlerinin gereklerine özgü bir biçimde devam ettirmesi, korunması, bakılması, habitatlarına saygı gösterilmesi doğrultusunda onlara karşı tarihsel bir sorumluluğumuz olduğunu kabul edelim. Şehirlerin inşası ya da başkaca ihtiyaç ve arzularımız sebebiyle duyguları olan, acı çekebilen hiçbir canlıyı gözden çıkarmayalım.

Bunu Kültürpark'ın inşasında hayatını kaybeden atların ve insan türünün istekleri için hayatını kaybeden milyarlarca canlının anısına borçluyuz.

Yaşasın türler arası eşitlik ve dayanışma!


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT




12 Nisan 2021

7. Urla Enginar Festivali Bu yıl da online yapılacak


Her yıl Nisan ayının son haftası gerçekleşen "Urla Enginar Festivali" bu yıl 7. kez koronavirüs önlemleri kapsamında online olarak gerçekleşecek. Pandemi dolayısıyla geçtiğimiz yıl digital ortamda gerçekleşen enginar festivali bu yılda 22-25 Nisan 2021 tarihleri arasında dört gün boyunca online olarak devam edeceği bildirildi. Gastronomi alanında önde gelen isimlerin yemek tariflerinin de yer aldığı online festivalde, mutfak kültürü ile ilgili söyleşiler düzenlenecek. 

İzmir'in enginar yetiştiriciliğiyle ünlü Urla ilçesi'nde festival kapsamında Torosan Mahallesi'nde 30 dönümlük Sevtap ve Yücel Şengezer'e ait enginar tarlasında sembolik kesim töreni yapıldı. Törene Urla Kaymakamı ve Başkanvekili Murtaza Dayanç, Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan ve üreticiler katıldı. 

Urla enginarı marka haline gelmiştir

Törende konuşan Urla Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Murtaza Dayanç; "Bu festival online olsa da gerçekten ciddi bir çalışma yapıldı. Urla enginarı ülkemizde bir marka haline gelmiştir ve coğrafi işaret patenti almıştır. Enginarı sadece tarım ürünü olarak değerlendirmiyorum. Enginar, bir ilçenin kaderini şekillendiren önemli bir olgu haline dönüşmüştür. Enginar, Urla'nın agro turizm ve gastronomi değeri haline dönüşmesine vesile olmuştur. 


Bazı üreticiler daha çok kazanmak için hibrite yöneliyorlar bu yanlış

Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan ise, Sakız enginarı coğrafi işaret almıştır. Her şeyi tamamen doğaldır. Ancak bir kökten fazla mahsül edildiği için bazı üreticiler hibrit enginara yöneliyor, bu yanlış bir uygulama. Biz sakız enginarının üretimini destekleyerek arttırılması için çabalıyoruz dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT












9 Nisan 2021

Hıdır Kaya; Libya'dan gelen alım heyeti önemli bağlantılar kurdu

32. İzmir Mobilya Fuarı'na gelen yabancı alım heyetlerinden Libya'lı iş insanları fuar süresince görüşmeler yaparak Mobilya fuarında başarılı iş bağlantıları yaptı.   


Belgin Export Ltd Co Genel Müdürü Hıdır Kaya; 15 senedir Efor Fuarcılık ile birlikte Türkiye'deki mobilya üreticileriyle işbirliği yapmaları için Libya'daki iş insanlarını İzmir'de Efor Fuarcılık tarafından düzenlenen mobilya fuarına davet ettiklerini söyledi. Kaya sözlerini şöyle sürdürdü;

Efor Fuarcılık ile birlikte Libya'dan gelen alım heyetini  İzmir'de en iyi şekilde misafir ederek, fuar alanında mobilya üreticileriyle bir araya getirdik. Libya'dan gelen alım heyeti Mobilya sektörünün kalbinin attığı 32. İzmir Mobilya Fuarına gelen Libyalı alıcılar yeni iş bağlantıları kurdular. Bu sene tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan covid-19 virüsü nedeniyle olağan üstü bir dönemden geçiyoruz. Bu zorlu dönemde Libya'dan 40'a yakın alım heyeti geldi. Daha fazla alıcı davet etmiştik fakat bazıları testten geçemedi. Gelen Libya grubumuz mobilya fuarı'ndan ticari bağlantılar yaparak memnun ayrıldılar" diye konuştu.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT




7 Nisan 2021

Seferihisar Belediyesi her zaman kadınlarımızın yanında


Seferihisar Belediyesi Üç Boyutlu Kaat-ı Sanatı öğrencileri yaptıkları resimlerini 32. Mobilya Fuarında sergiliyor. 

Mobilya Fuarı'na 4. kez katıldıklarını söyleyen Seferihisar Belediyesi resim öğretmeni Rüveyda Ünlütürk şu ifadelere yer verdi;

"Seferihisar Belediyesi'nin kurslarından olan Üç Boyutlu Kaat-ı Sanatı eğitimini yetişkin bayanlara veriyorum. 8 senedir eğitmenlik yapıyorum. Kursiyerlerimize üç boyutlu şekillendirmenin tüm inceliklerini öğretiyorum. Ayrıca çocuklar için geri dönüşüm çalışmaları kursları da veriyoruz. 


Uzaktan eğitim yeterli olmuyor

Fuarlar, kermesler, sergilerde yapılan satışlarda kadınlarımız ürettikleri ürünlerinin karşılığını alıyor. Çalışmayan kadınlarımız hobi olarak başladıkları kurslarda el emeği göz nuru eserlerini satarak aile bütçesine katkı sağladıkları için mutlu oluyorlar. 

Pandemi dönemi sebebiyle kurslarımıza online devam ettik. Uzaktan eğitim yeterli olmuyor. Bazı dönemler birleşme çalışmaları için kursiyerlerimizle yüz yüze eğitime devam ediyoruz. Yüz yüze eğitimlerde 2 veya 3 kişi oluyoruz. Yeni başlayan kursiyerlerimizle online eğitim çok kolay olmuyor. Çünkü bir tablo en az 3 ay sürüyor. Bazı tablolar daha uzun olabiliyor. Eski öğrencilerimizle online ve belli günler yüz yüze eğitim yapabiliyoruz. Salgın bitse de tekrar eski günlerimize döneceğimiz günleri bekliyoruz. 


32. Mobilya fuarını gezen ziyaretçileri 40'a yakın öğrencilerimizin çalışmalarını görmesi için standımızı gezmeye bekliyoruz" diye konuştu. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

6 Nisan 2021

MODEKO İzmir Mobilya Fuarı 32'nci kez açıldı


Bu yıl 32'nci kez düzenlenen İzmir Mobilya fuarı, korona virüs tedbirleri kapsamında ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. 

Fuar İzmir'de düzenlenen açılış töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 300 firmanın ürünlerini sergileyeceği fuara, birçok ülkeden profesyonel ziyaretçi ve alım heyetinin geleceğini kaydetti. 

Covid-19 salgını ile ilgili Fuar İzmir'de her türlü sağlık önlemini aldığımız MODEKO 32. Uluslararası İzmir Mobilya Fuarı'nın tüm yönleriyle, İzmir'e ve ülke ekonomimize önemli katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum" şeklinde konuştu. 


Fuarı düzenleyen Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele İşleyen'de katılımcılara ve destekleyenlere teşekkür etti.

Açılışın ardından protokol üyeleri fuar alanını gezdi.

MODEKO 2021 32. Uluslararası İzmir Mobilya Fuarı'nın Fuar İzmir'deki A ve B hollerinde 9 Nisan'a kadar 10.00 ile 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.



İzmir Modern Nurten ÖĞÜT


2 Nisan 2021

Boğaziçi Köyleri Kooperatifi olarak üretici pazarında olmaktan memnunuz


Tire Boğaziçi Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Genel Başkanı Hüseyin Çelik'i İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle kurulan Kültürpark Üretici Pazarında ziyarete ederek kooperatif hakkında bilgi aldık.

Kooperatif Başkanı Hüseyin Çelik Tire Boğaziçi Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin 2019 yılında kurulduğunu söyleyerek şu ifadelere yer verdi;

"Geleneksel yöntemlerle organik ürünlerimizi aracısız üreticiye ulaştırmak ve kooperatifimizi tanıtmak için her hafta çarşamba günleri üretici pazarına eşim Güzin Çelik ile birlikte katılıyoruz. İzmirlilerin ilgisinden memnunuz. Merak edilenleri soruyorlar. Bilgilerimizi paylaşıyoruz. Ürünlerimizi alan memnun kalıyor. Düzenli müşterilerimiz var. Üretici pazarlarının daha çok olması halkımız için önemli diye düşünüyorum. Hem üretici hem tüketici memnun oluyor. Biz de kooperatif olarak üretici pazarında olmaktan mutluyuz. 


Tire Boğaziçi Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi standımızda, taze domatesleri mevsiminde toplayarak güneşte kuruttuğumuz, içinde hiç bir koruyucu maddesi kullanılmadan sadece kaya tuzu ile tamamen eski yöntemlerle yapılan domates salçası çok beğeniliyor. Köy eriştemizi kadınlarımız bol köy yumurtası kullanarak inek sütüyle birlikte hazırlıyor. Tamamen doğal yöntemlerle üretilen tarhana hiç bir koruyucu madde içermediği için rahatlıkla bebeklerinize en iyi ek besindir. Nohut mayası tatlı maya ekmeği, nar ekşisi, doğranmış domates sosu gibi çeşitli doğal ürünlerimizi üretici pazarında standımızda tanıtımını yapıyor ve satıyoruz.

Boğaziçi Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi isminde karar kıldık

Eskiden Tire'den Boğaziçi köyleri ismiyle minibüs vardı. Bu minibüs Halkapınar Köyü, Mehmetler Köyü, Küçükkale Köyü, Hasançavuşlar Köyü, Üzümler Köyü'nü dolaşırdı. Ben de nostalji olsun diye kooperatifimize "Tire Boğaziçi Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi" olmasını düşündüm. Düşüncem köylülerimiz tarafından da beğenildi. Kooperatifimize bu ismi verdik. 


Memecik zeytinimiz çok beğenilir

Deniz seviyesinden 92 metre yüksekliği olan Tire ilçemizin Küçük Menderesi Ovası'nda yetişen zeytinlerimizin aroması çok özeldir. Özellikle memecik zeytini Ege Üniversitesi raporları ile belgelidir. Kooperatif olarak standımızda Tire ilçemizin yöresel ürünlerinden siyah ve yeşil memecik zeytini, kırma zeytin ve zeytinyağları ürünlerimizi satışa sunuyoruz. Tüm İzmirlileri çarşamba günleri  ziyaretimize bekliyoruz. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT