28 Şubat 2022

İmza günü düzenlenecek


Yazar-Ressam Aysu Kumbaracı Günay Albümdeki Mucizeler kitabı için imza günü düzenleyecek.

9 Nisan 2022 tarihinde saat 15.00-17.00 arası düzenlenecek imza günü Alsancak Z Kitabevinde gerçekleştirilecek.

Kitapseverleri bir araya getirecek olan imza gününde satılan kitaplarını gelirinin bir bölümü yazarın üyesi olduğu Uluslararası Kadın Dayanışma Derneği’ne bağışlanacak.

“Albümdeki Mucize” yazarın babasının vasiyeti üzerine 17 yılda yazılmış bir kitap.


Yazar-Ressam Aysu Kumbaracı Günay, Z Kitabevi işletmecisi Zeki Narin, Moderatör Nurten İşleyen Öğüt, Uluslararası Kadın Dayanışma Derneği üyesi Resa Irmak imza günü organizasyonu için bir araya geldiler. Ayrıca 28 Şubat Yazar-Ressam Aysu Kumbaracı Günay’ın doğum günü olduğu için bir gün önceden Z Kitabevi’nde sanatçının doğum gününü de kutladılar.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

27 Şubat 2022

Siz isteyin biz yapalım


Sevdiklerinize veya kendinize özel bir hediye vermek için dublemetreli ikili rakı kadehleri özel konsept tasarımlar Bostanlı ikinci el pazarında ziyaretçilerden ilgi gördü.

Bostanlı Pazar yerinde 27 Şubat Pazar günü açılan stantlardan biri olan ‘Dublemetre’yi ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldım. 

‘Dublemetre’ olarak farklı ve iddialı özel tasarım hediyelik objeleri tasarladıklarını söyleyen Yasin Metingil şu ifadelere yer verdi.

“2007’den beri bu işin içindeyim. Benim kendime ait grafik tasarım üzerine işyerim vardı. Pandemi süreci çok işletmeyi olduğu gibi beni de kötü etkiledi. İşyerimi kapatma noktasına geldim. Geçtiğimiz yıl iş ortağımla tekrar işlerimizi toparladık. Şimdi başarı odaklı iki ortağız. Kişiye özel baskı ve tasarımlarımız olan kupa, bardak, anahtarlık gibi ürünlerimizi İnstagram ve facebook sayfalarında görebilirsiniz. Sosyal medya hesaplarımızda telefon numaralarımız var. Bizimle iletişime geçmek isteyenler mesaj yazarak da bize ulaşabilirler.


Kendi tasarımlarımıza odaklı çalışıyoruz

Türkiye’de bu işi yapan çok kişi var. Yılların verdiği tecrübe ile kendi tasarımlarımıza odaklı çalışıyoruz. Müşterilerimiz onay verinceye kadar tasarımlarımız üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İşin sonucunda hem biz hem müşterimiz memnun ayrılıyor.

İşimiz garantili. Sosyal medya hesaplarımız incelenirse Türkiye’deki iyi markalarla çalıştığımız görülür.  Özellikle arabalar ve yağ markaları firmalarına tasarım yapan tek firmayız. Yeni tasarımlarımızla kendimizi sürekli geliştiriyoruz.

‘Dublemetre’ olarak sloganımız ‘siz isteyin biz yapalım’ diyoruz.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Şubat 2022

Dilek Üstündağ; Aydınlık yarınlar için sanat hep olmalı


Babasının mesleğinden dolayı sık sık taşınarak okul değiştiren ve gittiği okullarda öğretmenlerinin dikkatini çeken seramik sanatçısı Dilek Üstündağ’ı Güzelbahçe’deki atölyesinde ziyaret ettim.

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Çini Ana Sanat Dalı bölümünden mezun olan sanatçı zengin kültürümüzün Türk tezyini sanatının üsluplaştırıp motiflerin anlamlarını kullanarak seramik ve resimle birleştirerek sanatsal bakış açısı ile duygularını ifade edebilmeyi hedefliyor.  


Seramik sanatçısı ve ressam Dilek Üstündağ ile projelerini, sanatını konuştuk.      

Seramik sanatına ilginiz ne zaman başladı?

Çocuk yaşlardan itibaren çamur ile oynamak resim yapmak hep vardı hayatımda. Çok güzel oyuncaklarım olmasına rağmen benim için oyuncak çamur ve boyaydı. Çocukluğumdan güzel bir anıyı sizinle paylaşmak isterim. 7 ya da 8 yaşlarındaydım. Babam işe gidecekti. Kullandığı deri eldivenini arıyordu. Birkaç gün öncesinde balkonda yaptığım el heykelciğini annem ve babamda çok beğenmişti. Bana bir sürü övgüler yağdırmış gelen komşulara heykelciğimi göstermişlerdi. Tabii eldivenin o olduğu akıllarına bile gelmiyordu. İçini çamur ile doldurmuş üzerini bir güzel boyamıştım. Yıllarca güzel bir anı olarak ailemizde anlatılmıştı.

Bir şeyler üretmek bana çok keyif veriyordu. Arkadaşlarım bilinen çocuk oyunlarını oynarken ben çamur olabilecek toprağı kendim keşfedip suyla yoğurup irili ufaklı heykelcikler yapıyordum. Benim yaptıklarımı gören birkaç arkadaşımı da yanıma çekmeyi başarmıştım. 3 arkadaş çok güzel küçük işler yapıyorduk. Pişirilince sağlam olacağını hatta ıslanınca daha güzel olacağını bilemeden o halde kurumaya bırakırdık. Tabi kısa sürede kırılır yok olurdu.


Seramik sanatına ilgim her geçen gün daha çok olmaya başladı. Her gördüğüm seramik fotoğrafı bile ilgimi çekiyordu. Fotoğraflardan beğendiğim üretimleri Eskişehir lüle taşı, kendi rendelediğim büyük kalıplar haline getirdiğim sabunlardan yontarak bazen de çamurdan yapardım.

Kütüphanelere giderek merak ettiğim her şeyi araştırarak öğrenmeyi seviyordum.

Seramik yaşamınıza nasıl girdi?

Ümran Baradan ile bire bir görüşerek ondan çini üzerine eğitim aldım. Bana çok yardımcı oldu. İçimdeki sanat aşkı eğitim aldıktan sonra daha da arttı. O zamanlar İzmir Çiğli de evimize Ümran Baradan misafirim olarak geldiğinde bana bu tırnaklarla nasıl seramik yapacaksın? Çini fırçasını bile tutamazsın demişti. Tırnaklarımın takma olduğunu bilmiyordu tabi ki.


Profesyonel olarak sanatsal kitapları okuyordum. Ümran Baradan'ın 'Sanat ilan-ı Aşktır' ve Cumhuriyet Türkiyesi'nin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral'ın hayat hikâyesini okuduktan sonra güzel sanatlar okumaya karar verdim. 2004 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Çini Ana Sanat Dalı bölümünü kazandım. Büyük oğlumla aynı sene üniversite sınavına girmiştik. Oğlum Kıbrıs’ta iç mimarlık bölümünü kazanmıştı.

Fakülteyi kazanana kadar ki dönemde çamurdan ve boyalardan hiç kopmadım.

Atölye açmaya ne zaman karar verdiniz?

Üniversiteye başladığım yıl evimizin salonunun yan bahçesinde 25 metre kare kadar bir bahçe vardı. Eşim sağ olsun üstünü kapattı. Salonun penceresinden girip çıkıyordum. Küçük atölyemde gece pijamalarımla aklıma gelen tasarımlarımı yapıp geç vakit uyuyordum.


Seneler sonra Narlıdere’de çok büyük çok güzel bir atölye kiraladım. Büyük bir atölyeye ihtiyacım vardı. Hem resim hem seramik çalışabilmek istiyordum.

Güzel Sanatlar Fakültesi 3. Sınıftan itibaren Narldere’deki atölyemde3 yıl çalıştım. Üniversiteden mezun olduktan sonra tekrar Güzelbahçe’deki atölyeme döndüm. Eşim bana desteğini hep sürdürdü. Salonu balkon ile birleştirip bir tadilat yaptı. Şimdi harika bir atölyem var. Hem de evimle bitişik. Çünkü ben istediğim her an atölyeme gidebiliyorum. Bazen atölyemde uyuyorum.

Ne tür seramik eserleri yapıyorsunuz?

Güzel Sanatlar Fakültesinde Geleneksel Türk Sanatları Çini Ana Sanat Dalı okumak, bizim değerlerimizden olan çini ile ve Türk tezyini sanatlarının üsluplaştırılmış motiflerini, onların anlamlarını kullanarak seramik ve resimle birleştirerek sanatsal bakış açısı ile duygularımı ifade edebilmeyi hedefliyorum.

Ayrıca porselen biblolar yapıyorum. Seramik ve resim dersi verdiğim öğrencilerim var.       

Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı?

İnstagram hesabımdan paylaşımlar yapıyorum.

Atölyenizde çalışma yaparken kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Atölyemde çok huzurlu ve mutluyum. Kronik hastalığım olmasına rağmen atölyemde çalışırken hiç yorgunluk hissetmiyorum. 


İlk açtığınız kişisel serginizi anlatır mısınız?

Diyarbakır’da açtığım ilk kişisel sergime değerli hocam Ali Rıza Kırkan gelmişti. Bir gün sonra TRT 2’de güneş üstümüzde programına beraber katıldık.

Seramik dışında başka sanatla ilgileniyor musunuz?

Seramik dışında resim sanatı ile ilgileniyorum. Atölyem de hem seramik hem de resim çalışmalarımı sürdürüyorum. Seramik çalışmaktan yorulunca resim çalışarak dinleniyorum. Resim yapmaktan yorulursam seramik çalışmaya başlıyorum. Seramikle dinleniyorum.

Kendinizi 3 kelime ile nasıl anlatırsınız?

Empatik, estetik, araştırmacı. 

Kendinizi huzurlu hissettiğiniz bir yer söyler misiniz?

Doğa ile iç içe olunca çok huzurluyum.

Şu an üzerinde çalıştığınız projeleriniz nelerdir?

Seramik bir sehpa üzerinde çalışıyorum. Yine Türk motiflerimiz olan laleli rölyefleri olan bir sehpa. Ayrıca porselen kupa ve tepsi üretiyorum. Resimden de kedi ve süslü kadınlar serisi ile devam ediyorum. Tek kişilik porselen fincanlar çalışıyorum.

Kendi anlatımıyla Dilek Üstündağ kimdir?

1964 İstanbul doğumluyum. Babamın görevi dolayısıyla Türkiye’nin birçok şehrinde köylerinde değişik okullarda okudum. Bütün okullarda sanata olan ilgim ve ürettiklerimle dikkat çektim. Sabundan heykelcikler yapardım. Lise’den mezun olana dek 15 okul değiştirmek zorunda kaldım. Gittiğim her okulda sanat açısından öğretmenlerimin dikkatini hep çektim.

Konya Meram Ortaokulunda öğretmenlerim resimlerimi ve sabundan heykelciklerimi sergilerlerdi. Hatta resim öğretmenimle ilk tanışmamızda suluboya yaptığım bir resmin bir köşesini birde kendi gözünün önünde yapmamı istemişti. Yapınca inanmıştı. Liseyi İzmir Karşıyaka’da bitirdim. Liseyi bitirdiğim yıl evlendim. 5 yıl Bursa'da resim ve seramik çalışmalarımı sürdürdüm. Bu arada oğlum Cem doğdu. Bursa'dan İzmir’e geldik. Diğer oğlum Sertaç doğdu. 2004 yılında fakülteye girene kadar önce Celal Yetkin atölyesinde soyut resim çalışmaları daha sonra 3 yıl Şeref Bigalı atölyesinde sanat tarihi desen yağlıboya suluboya çalışmaları ve eş dönemli 7 yıl Ali Rıza Kırkan atölyesinde suluboya eğitimi 3 yıl Seba Uğurtan atölyesinde desen eğitimi aldım.

Hocam Şerif Bigalı’nın engin bilgisi ve harika anlatımı ile edindiğim bilgiler bana fakültede çok fayda sağladı. Fakülteye girdiğimde oldukça donanımlı idim.  Şerif Bigali hocam eşimi de çok severdi. Bir gün eşime üzerinde çalıştığı bir tablonun paletini imzalayarak hediye etti. Bu kıymetli hediyeyi gözümüz gibi bakıyor ve koruyoruz. Vefat eden üç hocamda Celal Yetkin, Ali Rıza Kırkan, Şeref Bigalı nurlar içinde uyusunlar.

Yasayan bana her anlamda destek bütün hocalarım olan fakültedeki hocalarım hepsine minnet borçluyum hepsini saygıyla selamlıyorum.


Bu zaman içinde 5 kişisel sergim oldu. Birçok karma sergiye ve sanatsal etkinliklere katıldım. Atölye açmamdaki en büyük etken Seba hocam olmuştur.  Seba hocam atölye ortamının terapi merkezi olduğunu söyler. Halen Seba sanat galerisi ile birçok etkinlikte bulunmak çok sık Seba Sanat Galerisine gidip orada da resim yapmak arkadaşlarımla sanat içinde paylaşımlarda bulunmak büyük keyif benim için. Seba hocamın kurmuş olduğu su grubu üyesiyim. Ayrıca İzmir'i sanat şehri olarak görmek başta Seba hocamın ve tüm su grubu arkadaşlarımın ortak amacımız ve dileğimiz, bunun için birçok zorluğa göğüs gererek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sanat her yerde olmalı aydınlık yarınlar için sanat hep olmalı. Sorgulamak muhakeme yapmak düşünmek bilgilenmek doğru ve yanlışı ayırabilmek. Tüm güzellikler için sanat olmazsa olmaz.

Sosyal projelerde yer almak beni çok mutlu ediyor. Sosyal sorumluluk projelerini her zaman desteklemeye devam etmek istiyorum.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

24 Şubat 2022

Alkan Irmak; Seçkin misafirleri ağırlamak istiyoruz

Değişen turist profiline bağlı olarak konaklama tercihleri de değişiyor. Ucuz konaklama sağlayan hostel sayısı ülkemiz de artıyor.


İzmir’de Alkan Irmak işletmeciliğinde Hostel hizmeti vermeye başlayan Urla Zeytinalanı’nda bulunan şık bir hostel’e konuk oldum. Ön tarafta muhteşem deniz manzarasını görünce tamam doğru adresi buldum diyebileceğiniz huzurlu bir ortamda misafirlere sunduklarını yerinde gördüm, konuştum ve yazdım.

İşletmeci Alkan Irmak, 4.5 yaşında klavye çalarak müziğe başlamış. 12 yaşında gitar çalarak müzik hayatına devam etmiş. 1999 senesinde Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Trompet Sanat Dalı bölümünü bitirdikten sonra Kanada’ya gittiğini anlatıyor ve genç işletmeci sözlerini şöyle sürdürüyor;


“5 ay Kanada’da yaşayarak, sokaklarda müzik yaptım. Daha sonra 39 kişilik bir orkestraya dahil olup müzik yapmayı sürdürdüm. Aynı zamanda Blues orkestrasına da dahil olarak iki orkestrada çaldım. Oradan Amerika’ya geçtim. 8 ay Amerika’da yaşadım. Ülkeme dönerek askerliğimi tamamladım. Kendi orkestramızı kurduk. Orkestramızın geniş bir repertuarı vardı.

Ayrıca öğrencilik dönemimde Kent orkestrasında çaldım. Fatih Erkoç, Sedat Yüce, Deniz Seki, Ezginin Günlüğü, Neco, Berkay gibi değerli sanatçılara eşlik ettim. Müzik hayatımın bir parçası. Çalışmalarımı hala sürdürüyorum.

Doğru insanlarla sosyallik iyidir

Bilgi alışverişi insanı geliştiren değerli bir hazinedir. Saygın ve özgüveni olan insanlar size değer katarlar.


İşte ben de ilk başta bu sebepten dolayı evimi değerli misafirlere açtım. Onları ağırlamak, pozitif enerji sağlamak ve güler yüzlerini görmek beni mutlu eder. Ben aslında sanatçıyım, hayatımın bazı dönemlerinde ticaret de yapmak zorunda kaldım. Sanata pek fazla değer verilmediği için ve düşündüm ki hem hizmet sektörüne devam edip hem de evimi doğru insanlara açarak ticaret yapabilirim.

Alkan Irmak misafirlerine sunduğu olanakları ise şu sözlerle anlatıyor;

İsim olarak ‘Your Room My Room Family’ olarak düşündük. Genel alanlarda ve odalarda ücretsiz kablosuz internet bağlantısı vardır. Her odada banyo ve wc bulunuyor. Doğalgaz ısınmalı, yazın oldukça serin oluyor. Rüzgar alan bir bölge. Çok sıcaklarda tavan vantilatörlerimiz var. Tavan vantilatörleri tüm odalarda da mevcut. Kendi yemeğinizi pişireceğiniz ortak mutfak bulunuyor.

Hedeflediğimiz misafir profilimiz seçkin misafirleri ağırlamak

Hostel konaklaması daha çok sırt çantalı gençlere hitap eden bir ortam olsa da biz ‘Your Room My Room Family’ olarak şehri keşfetmek isteyen öğrenci, genç, iş insanı, yaşlı seçkin misafirleri ağırlamak istiyoruz. Hostelimiz oldukça güvenli bir yerde.


Urla tarihi yerleri ve doğası ile İzmir’in çok sevilen bir ilçesi. Urla’nın güzelliklerini keşfetmek isteyenler bizi tercih edebilir. Urla ayrıca zeytinyağı ve şarap üretimiyle önemli bir ticaret merkezi. Gastronomi konusunda çok önemli lezzet durakları rotası sunuyor. Bağ yolu rotası ile butik şaraphaneleri gezerek bağ evlerini ziyaret edebilirsiniz. Mis gibi havası ile Ege Kültürünü yansıtıyor. Geçmişten günümüze Malgaca Pazarı ve Arasta çarşısında gezerken geçmişe giderek nostaljik dükkanlarda el işçiliklerini görebilirsiniz. Urla’nı koylarında denize girebilirsiniz.

İzmir’in tarihi yerlerini ziyaret etmek isteyenler için de toplu taşımalara yürüme mesafesinde.

‘Your Room My Room Family’  kahvaltı salonlarına, spor salonu, marketler, eczanelere, sağlık ocağına yürüme mesafesinde. Acil durumlarda Urla Devlet Hastanesi’ne 8 km. uzaklıkta.

Yaz mevsiminde, ülkemizin en önemli turizm yerlerinden Çeşme’ye ulaşım kolay. Çeşme’de birbirinden güzel koylarda ve plajlarında yüzebilirsiniz.


Gelinkaya’da kahvaltı salonları önünden denize giriliyor. Hem kahvaltı yapıp hem denize girerek ördeklerle de yemeğinizi paylaşabilirsiniz.

İletişim için;

tel whatsapp; 0533 562 30 52

İntagram; alkan.irmak


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


23 Şubat 2022

Karşıyaka Öğretmenler Lokali’nde kaybolan eserlerle ilgili basın açıklaması


Restore edilen Karşıyaka Öğretmenler Lokali’nde kaybolan kristal aynalar ve Atatürk tablolarıyla ilgili 23 Şubat 2022 Çarşamba günü saat 14:00’te, ADD Eşgüdüm İzmir Şubeleri olarak, Karşıyaka Öğretmenler Lokali’nde basın açıklaması düzenlendi.

Basın açıklamasına CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, Araştırmacı-Yazar Ahmet Gürel, ADD İzmir Şubeleri Yöneticileri ve üyeleri, birçok vatandaş katıldı.

İzmir Eşgüdüm Şubeleri Sözcüsü ADD Gaziemir Şubesi başkanı Gülen Özcan tarafından okunan basın açıklaması;

Vatanımızın kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu, değişmez Önderimi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesinin kabrinin bulunduğu Karşıyaka’da ‘Karşıyaka Öğretmenler Lokali’nde yaşanan sanat eserleri ve zarar gören demirbaşlar için buradayız.

İzmir’de 1892 yılında yapılan bu mekan, 1900’lü yıllarda Levanten lokantası olarak kullanılmış, daha sonra Halkevi binası, Türk Kültür Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı Kültür Sanat Merkezi ve son yıllarda ise Karşıyaka Öğretmenler Lokali olarak hizmet vermiştir.

2019 yılında yapılan Restorasyon sonrası yaşanan bir talan ve garabet ile karşı karşıyayız. Dört adet kristal ayna, Kurtuluş Savaşı döneminde çekilmiş 11 orijinal fotoğraf ve ressam Ayla Erdur tarafından çizilen iki adet Atatürk tablosu restorasyon sonrası bir türlü bulunamıyor. Atatürk’ü defalarca ağırlayan balo ve kutlamaların yapıldığı tarihi binadaki eserlerin kaybolması tek kelimeyle tarihi değerlere saygısızlıktır.


Karşıyaka Öğretmen Lokali’ndeki tarihi değerlerimizin kimler tarafından ne şekilde yok edildiğinin ortaya çıkarılması biz İzmir’liler ve Karşıyaka’lıların takibindedir. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü eserlerin ve aynaların demirbaş kayıtlarının olmadığı gibi yasak savan bir rapor ile konuyu savuşturmaya çalışmaktadır.

Cumhuriyetimizin yüz yaşına bir kala, tarihin en büyük saldırısı altındayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyete dair ne var ise yok etmeye çalışan bir iktidar anlayışı, kuruluş ve kurtuluş savaşının simgesi haline gelen tüm değerler, eserler ve Anıtlar saldırı altındadır.

331 şubemiz, 60 bine ulaşan üyelerimiz ile günümüzün Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti işleviyle dün Samsun Onur Anıtı’nı nasıl sahiplendik ise bugün de Karşıyaka Öğretmenler Lokali’nin sanatsal eserlerinin ve binanın yerleşkesinin de amacı dışında kullanılmasına yönelik atılacak adımların da takipçisi olacağız.


Kemalizmin namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuzun semalarına yeniden asacağız.

Hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmez. Mutlaka ama mutlaka başaracağız.

Yaşasın Atatürkçü Düşünce, Yaşasın Kemalist Türkiye…. 

 

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

22 Şubat 2022

Şair Sina Akyol son yolculuğuna uğurlandı


İzmirli gazeteci, yazar ve şair Sina Akyol, Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir Temsilciliği tarafından Kültürpark İzmir Sanat’ta düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı.

Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) İzmir Temsilciliği, Şair Sina Akyol için İzmir Sanat Nazım Hikmet Anıtı önünde veda töreni düzenledi.

72 yaşında yaşamını yitiren Şair Sina Akyol’un cenaze törenini Yazar-Şair Namık Kuyumcu sundu. Törene Orhan Alkaya, Tuğrul Keskin, Hidayet Karakuş, Oğuz Tümbaş, Asuman Susam, Deniz Durukan, Veysel Çolak, Altay Öktem, Selami Karabulut, Semih Çelenk, Ünal Ersözlü, Selami Şimşek, Cem Seyhun Ünbay,  Ümit Yaşar Işıkhan, Dilek Gappi, Esat Erçetingöz, şair, yazar ve gazeteci dostları, sevenleri katıldı.

Törende ilk söz alan TYS İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, “Şiir ağacımızdan bir yaprak daha düştü. Sina Akyol’da bir şiirinde keşke cemre günlerinde olsaydık demişti. Maalesef onu cemre günlerinde kaybettik. İsmail Mert Başat, Güngör Tekçe, Salih Bolat’ın acısı dinmeden şimdi de Sina Akyol. Biliyoruz ki şairler ölmez, çünkü yapıtlarıyla sonsuza doğarlar öldükleri gün…” dedi.

Törende konuşma yapan dostları ve okurları Akyol’a, şairin kendi dizeleriyle veda etti. Törenin sunumunu yapan yazar Namık Kuyumcu, “Böyle bir günde buluşmak varmış.1967’de başlayan şiir serüveni 19 Şubat 2022’de sona erdi. Kısa öz cümlelerle katmanlı şiir yazmanın ustasıydı. Sina kendi hayatinin şiirini yazdı” dedi.

Törende konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de, “İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin kıdemli üyelerinden biriydi. Farklılığını yaratan mütevazılığıydı. Onu sakinliği, efendiliğiyle hatırlayacağız, özleyeceğiz” dedi.

Şair Tuğrul Keskin ise, “Kalanlara söylenecek söz var, giden gitmiştir artık. Kalanlar birbirlerinin hiç değilse kıymetini bilsinler. Artık biraz neşelerde buluşsak ne güzel olacak ya da Sina’nın kendi sözlerinde” diyerek şair Akyol’un şiirini okudu.


İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de Şair Sina Akyol ile anılarından bahsederek, “Kaybettiğimizi öğrendiğimde en çok zarafeti kaybettiğimizi düşündüm. En çok da onu, o sakinliği, duruşuyla özleyeceğimizi biliyorum.  Aynı zamanda cemiyetimiz üyesiydi. İnsanlar evrende bedenleriyle değil yürekleri kadar yer kaplar. Sina büyük bir yer kaplayacak” diye konuştu.

Orhan Alkaya da konuşmasında, arkadaşlığından bahsederek, “Çok yakın bir arkadaşımın gidişi karşısında ne söylenir bilmiyorum. Şiirinden bahsetmeyeceğim, tartışmasız kabul edilmiş bir şairdi. Onun eşsiz işçiliği ki tanığımdır kelimenin değil nerdeyse hecenin peşinde titizlenen bir şairdir” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

21 Şubat 2022

Yüz Yıldır Sönmeyen Ateş


İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde 16-19 Şubat tarihleri arasında düzenlenen HORECA Fair-3. Uluslararası Otel Ekipmanları, Ağırlama Konaklama Teknolojileri ve Ev Dışı Tüketim Fuarı’nda ‘1924 Gönen’  standına ziyaretçilerden ilgi yoğundu.

Kahve profesyonelleri ve kahve tutkunlarının ziyaretçi akınına uğrayan ‘1924 Gönen’ standını ziyaret ederek odun ateşinde kavrulmuş Türk kahvesinin lezzetli tadı eşliğinde Pazarlama Yöneticisi Tolga Özbalcı ile 1924 Gönen kahvelerini konuştuk.

Kahve kavurmada odun ateşi, doğalgaz ile karşılaştırıldığında hiç pratik bir yöntem olmadığını söyleyen Tolga Özbalcı 1924 Gönen’in hikayesini, kahve kavurmada odun ateşinin önemini, fuar sürecini şu sözlerle anlattı.


Öykümüz nasıl başladı?

1924 yılında esir takasında İzmir’e bırakılanlar arasında Konya Gönen’den bir genç vardı; Hüseyin Gönen. Çarşının gayrimüslim esnaflarından birinin işe almasıyla Gönen ailesi kahve ile tanıştı. Teneke kaplarda odun közünde kavrulan kahveler taze taze kahvehanelere satılıyordu. Zamanla usta yaşlandı, genç ustaya işi teslim etti. Öykümüz böyle başladı, kahve kokusunu alan, kahveye bulanan aile ferdi kahveyi bir daha bırakmadı.

Bizi farklı kılan ne?

Türk Kahvesinin geleneksel ürün kategorisine girişine aile şahit oldu. Sonraki kuşaklardan, dünya kahvesi diye adlandırılan Espresso bazlı kahveler ve filtre kahve çeşitlerine çok ilgili olan çıkmadı. Oysa dünyada tüketilen kahve düşünüldüğünde Türk Kahvesi çok küçük bir bindelik dilimde yer alıyor. Dünya kahveleri ile birlikte benzersiz kalitede bitki çayları ve baharat, fiyat performans şampiyonu ekipmanlar ve sadece mutfak kullanımına yönelik kuruyemiş gamı oluşturduk. Hem dünya kahvelerini, hem de Türk Kahvesini odun ateşinde kavurduk, yüzyıla yakın süredir bu iş kolunda yaşayan bir aile olmamıza karşın kahve, çay ve baharat için “know how” danışmanlığı aldık.


Neden odun ateşi?

Kahve kavurmada odun ateşi, doğalgaz ile karşılaştırıldığında hiç pratik bir yöntem değil. Neden bu zahmetli yol ile kavuruyoruz? Odun ateşinin ekmek fırınlarındaki gibi tada doğrudan bir etkisi yok. Odun ateşi kahve için en ideal ısıyı sağladığı için tercih ediliyor. Odunda bulunan doğal nem yavaş kavurma için daha uygundur, odun ateşinin kavurma daha kalitelidir. Ağır kavurum da çekirdekte korunan yağ daha düşük asit, doygun gövde ile mükemmel kahveyi oluşturuyor. Ayrıca odun ateşi ile kavurmada usta olsanız bile tüm odağınız kavurma üzerinde olmalıdır.

İş Modeli kavramı ile yola çıktık

1924 Gönen sadece ürünleri ve mağazacılık kavramı ile değil, iş modeli kavramı ile de farklılık yaratıyor. “Birlikte Kazanalım” mottosu ile bilinen Franchising kalıplarının dışında, birlikte yürünen bir yol haritası hazırladık. Müşteri deneyimini hazır paketlenmiş ürün yerine, talep üzerine (on demand) sekmesine taşıdık. Yani bilmediğiniz ürünün paketini alıp kasaya gitmek yerine, tattığınız, bilgilendirildiğiniz ürünü, istediğiniz kadar ve taze olarak paketletiyorsunuz.

Ürünlerimize http://1924gonen.com.tr/ adresinden ve dijital pazar yerlerinden de ulaşabilirsiniz.

Korner iş modelimizde

Dükkan içi (korner) diye adlandırılan iş modelimizde halen var olan, başka iş kolundaki işyerinize entegre olan sistemimizdir. İki tip korner modelimiz var. Korner maXi ve Korner miDi. Korner MaXi alanı uygun olan işletmelere entegre içecek servisi, kahve, çay, baharat ve ekipman satışı yapılan iş modelimiz. Kitapçılar, kuruyemiş, şarküteri ve kafe gibi mağaza sahiplerinin tercih ettiği bir uygulama.

Korner miDi daha çok gel al tarzı müşterilere yönelik, ayak müşterisi tabir edilen kitlenin yoğunlukta olduğu semtteki işletme sahiplerinin tercih ettiği iş modelimiz.

Bilgilendirmeyi çok önemsiyoruz. Filtre kahve makinası için öğütülmüş bir kahve Chemex’de kötü sonuç verir, bu kahvenin kötü olduğu anlamına gelmez. Gerekenden daha fazla ya da daha az kahve ile demleme ile iyi bir kahve elde edemezsiniz. Bilgilendirmeler hem sitemizde ve sosyal medya kanallarımızda hem de satış noktalarında yapılıyor.


Fuar süreci bizim için çok verimli geçti

1924 Gönen, küçük gözüken, göz ardı edilen, zahmetli gelen detayları önemseyerek oluştu. Fuara stant kurup fotoğraflarla yaptığımız işi anlatmak yerine iş yerimizi fuara kurduk. Franchising ve Korner kurulduğunda ne verdiğimizi, nasıl işlettiğimizi anlatmak yerine yaşattık. Pandemi ve ekonomik statüko nedeni ile fuar katılımından şikayetçi olanlara biz de tanık olduk ama biz kararlı, hedefleri olan geniş bir kitle ile iletişim kurduk. Almanya, İsveç, İsrail, İran, Gürcistan gibi ülkelerden ziyaretçiler ağırladık.

İzmir merkez dışında Selçuk, Kuşadası, Urla, Tire, Çeşme’den profesyonel ziyaretçilerimiz oldu. İstanbul, Ankara, Kayseri, Marmaris, Trabzon, Bodrum başta olmak üzere tüm Türkiye’den otel, restoran, kafe sahiplerinin yanı sıra market, şarküteri, hastane, poliklinik, kitap satış noktaları gibi işletme sahipleri ve girişimciler ile iletişime geçtik.


HORECA Fuar süreci bizim için çok verimli geçti. Binlerce karton bardak kahve ikram ettik, iş modellerimizi, mağaza kavramımızı ve ürün farklılığımızı doğru kitleye, doğru yansıttık.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

20 Şubat 2022

Başkan Soyer; İki yıl içinde hedefimiz 5 milyon turist




İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, HORECA Fuarı kapsamında yapılan “Cittaslow ve Slow Food ile Nereden Nereye” söyleşisine katıldı.

Yazar Nedim Atilla moderatörlüğünde yapılan oturumu İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, GL Platform Fuarcılık Genel Müdürü Gül Ceylan, İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, İzmir Aşçılar Derneği Başkanı Turgay Bucak, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, aşçılar, turizmciler, üreticiler ve birçok katılımcı takip etti.

Kente gelen turist sayısının yetersizliğinden bahseden Başkan Tunç Soyer, “Bu gerçekten bizim için büyük bir üzüntü. Böyle bir şehir, kadim bir şehir, bu kadar çok değer barındıran bir şehrin bu kadar az turist alması çok büyük kayıp. Kabul edilemez bir durum. Bu bir kader değil, değiştirilebilir bir şey. Biz bunu değiştireceğiz. Çok sayıda çalışmamız var. Önümüzdeki iki yıl içinde hedefimiz kente 5 milyon turist getirmek ve bunu yapacağız. Turizmi güneş, deniz ve kum üçgeninden çıkartacağız. Çok kararlıyız. 16 Mart’ta ilk cruise gemisi gelecek. Dünyanın her yerinde kendimizi anlatmamız lazım” diye konuştu.

Oturumun moderatörlüğünü yapan yazar Nedim Atilla ise “2050'deki nüfus düşünüldüğünde dünyayı doğru, temiz ve iyi şekilde doyurmak ne kadar mümkün olabilecek? Burada sadece devlet değil kentlerin de yapması gerekenler var. Tunç Soyer başkanımız göreve geldiği andan itibaren “Başka Bir Tarım Mümkün” diye tanımladığı olgu ve İzmir'in bir Cittaslow Metropol olmasına kadar uzanacak olan bir hikaye var. İzmir, gerçek bir gastronomi kenti olmaya doğru gidiyor” dedi.

Başkan Soyer, söyleşi sonrasında katılımcıları ziyaret ederek sohbet etti.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

19 Şubat 2022

Şükrü Özçevik, kültürel mirası sergiye dönüştürdü

 


İzmir Alsancak Soviet Gallery, farklı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Fotoğraf ve filmde kullanılan kimonoların yer aldığı sergi 19 Şubat Cumartesi günü saat 19.00'da sanatseverlerin yoğun ilgisiyle açıldı.

Başarılı yönetmen ve fotoğraf sanatçısı Şükrü Özçevik'e ait eserlerin yer aldığı etkinlikte ayrıca “Synthesis” filmi gösterildi.


Sanatçıya ait, Synthesis temasıyla Aziz Vukolos Kilisesi'nde dansçılar ile yaptığı fotoğraf çekimleri de sergileniyor.

Yönetmen ve fotoğraf sanatçısı Şükrü Özçevik çektiği filmi, kimono tasarımı yapan Tunç Canoğlu adlı Moda Tasarımcısı ile ortaklaşa çalışma sonuncunda ortaya çıkardı. Özçevik, "Bir sinemacı olarak moda filmini deneysel türe dönüştürerek doğu ve batı kültürlerini harmanladığım bir hikaye anlattım" dedi.

Özçevik, "Filmin çekimlerini İzmir'de Ets Hayim Sinagogu'nda, Aziz Vukolos Kilisesi'nde, Çeşme Ayios Haralambos Kilisesi'nde, Ney Atölyesi'nde ve Dövme Stüdyosu'nda yaptım. Kilisede, şaman kültüründen gelen ve günümüzde Anadolu geleneği haline gelmiş olan kurşun dökme mizansenini çektim" diye konuştu.

Sinema, fotoğraf, moda ve dans disiplinlerinin bir arada olduğu sergi, 4 hafta kalacak bu kişisel sergide, her hafta film içinde yer alan bir kültürel değer performans olarak sergilenecek. 

Sergi, 19 Mart Cumartesi gününe kadar sürecek.


Yapılacak gösteriler şunlar: 

23 Şubat Çarşamba Saat: 20.00 Niyaz Bildik Dans Topluluğu ile Def Eşliğinde Dans Performansı

4 Mart Cuma Saat: 20.00 Didem Tarlalı ve Müzisyenler ile Synthesis Temasıyla Konser & Anlatı

11 Mart Cuma Saat: 20.00 Özlem Sülüden ile Kurşun Dökme Performansı ve Kültürü Üzerine Sohbet

18 Mart Cuma Saat: 20.00 Metin Birecikligil ile Ney Dinletisi ve Kültürü Hakkında Sohbet


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

18 Şubat 2022

İzmir İktisat Kongresi’nin 99. Yıldönümü dolayısıyla anma etkinlikleri düzenlendi

 


İzmir İktisat Kongresi’nin 99. yıldönümü nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi anma etkinlikleri düzenledi.

Konak’ta İzmir İktisat Kongresi Anıtına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in çelenk koymasıyla başlayan etkinlikler saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bando eşliğinde Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ne yürüyüş gerçekleştirildi.


Yürüyüşün ardından Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesin’nde panel düzenlendi. APİKAM’da düzenlenen ‘Türkiye (İzmir) İktisat Kongresi 99 yaşında’ başlıklı panele İzmir Büyükşehir Belediyesi Milli Bayramları Kutlama Komitesi Başkanı Ulvi Puğ moderatörlüğünde Dr. Serdar Şahinkaya ve Dr. Ahmet Mehmetefendioğlu konuşmacı olarak katıldı.

APİKAM Toplantı Salonu'ndaki panelin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken kurtuluş ve kuruluş stratejisi tasarladığını ve uyguladığını, Atatürk'ün her iki stratejiyi de ortak akla güvenerek tasarladığını vurguladı.


Soyer, onun ortak akla gösterdiği teveccühün bugüne gelen en önemli miras olduğunu söyledi.

Daha sonra APİKAM bahçesindeki sergi salonunda "Ekonomik Bağımsızlık Yolunda Türkiye (İzmir) İktisat Kongresi" sergisi açıldı.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

16 Şubat 2022

M. Raif Dilaver; Çantalarımız halı ve kilim motiflerinin tasarımlarından oluşuyor


Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın kalbi Kızlarağası Hanı İzmir için önemli bir yere sahip. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapan hanın içindeki mağazalardan Anadolu Mer-Nim Türk el sanatları galerisini ziyaret ettim.

Geleneksel el sanatlarımızın Anadolu kültürünü yansıtan motiflerinin kullanıldığı çeşitli ürünlerin bulunduğu mağaza yüzlerce yıllık kültürümüzü geleceğe taşıyor.

40 yıldır birlikte çalışan iki kardeş Mehmet Raif Dilaver ve Mustafa Dilaver 1981 yılında Van’da Gıda üzerine market işleterek başladıkları ticaret hayatına, adres belli olsun, dostlarımız ziyaretimize gelince sohbet edelim diyerek Kızlarağası Hanı içinde bulunan işyerlerine severek devam ettiklerini söylüyorlar.

Mer-Nim ortaklarından Van 1957 doğumlu olan Mehmet Raif Tamer böyle bir mekanda çalışmaktan çok mutluyum diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü;

“Balçova’da oturuyorum. 1992 yılında İzmir’e geldim. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili Edebiyatı bölümü 1978 mezunuyum. Kısa bir süre öğretmenlik mesleğimi yaptım. Bir süre de Turizm Bakanlığı’nda çalıştıktan sonra devlet memurluğundan istifa ettim. Ticaret hayatına atıldığım için hiç pişmanlık duymadım. Çünkü Türkiye’de öğretmen olmanın zorluklarını yaşadım. Bürokrasi de görev almanın da zorluklarını yaşadım. İyi ki ticarete atılmışım.

1992 yılında İzmir’e yerleştik

Kardeşimle Van’da market işimiz devam ederken ayrıca kırtasiye dükkanı açtık. Bir süre bu işyerlerimizi çalıştırdıktan sonra Turizm’e yönelmeye karar verdik. Yabancı turiste yönelik halı ve kilim satışına başladık. Halı işine 1986 yılında başladık. 1992 yılında Van’dan ayrılarak İzmir’in Selçuk ilçesi’nde halı işimize devam ettik. 10 yıl kadar Selçuk’ta çalıştıktan sonra İzmir Kemeraltı’nda Kızlarağası Hanında halı, kilim, hediyelik eşya üzerine 2 mağaza açtık.


Kültürel sembolleri içeren ürünler satıyoruz

Turizm işi İzmir’de azalınca halı işini yavaş yavaş bıraktık. İşi küçülterek tek mağazaya döndük. Hediyelik eşya üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Çanta, örtü grubu dediğimiz yastık, çarşaf ve şal ağırlıklı otantik grup kültürel sembolleri içeren ürünler satıyoruz. Çantalarımız da halı ve kilim motiflerinin tasarımlarından oluşuyor.  

Kayseri Yahyalı halısının kendine has motiflerini çantalarımız da kullandık. Bu motiflerden çok özel tasarımlar ortaya çıkıyor ve turistlerin çok ilgisini çekiyor.

Ülkemizin sorunlarına karşı son derece duyarlıyız

Pandemi süreci daha sonra her geçen gün artan ekonomik koşullar esnafı tabi ki çok etkiledi. Sattığım malın yerine alacağım yeni ürünlerin hepsi çok zamlandı. Özellikle bankadan kredi çeken ve borcu olan esnaf çok zorluk içinde. Zaten pandemi’den ağır bir darbe alan esnaf son aylarda yaşanan kriz karşısında işyerlerini kapatma noktasına geldi.

Biz uygun fiyatlarla ve iyi ürün sattığımız için çok fazla etkilenmedik. Adresimiz belli olsun dostlarımızla sohbet edelim diye işlerimize devam ediyoruz.

Turistler çanta ve örtü grubuna ilgi gösteriyor

Turistlerin ilgi gösterdiği Kızlarağası’nda esnaf olmak bana haz veriyor. Tüm esnaf arkadaşlarımızla birlik ve beraberlik içinde satış yapıyoruz. Yerli ve yabancı turistler ister alışveriş için, ister bir kültür gezisi niyetine Kızlarağası hanını mutlaka ziyaret ediyorlar. Ziyaretçilerden olumlu tepkiler alıyoruz. Turistler beğeni ile söz ediyorlar. Ben İngilizce öğretmeni olduğum için turistlerle diyalog içindeyim. Han içindeki esnaf arkadaşlarıma turistlerle iletişim konusunda da yardımcı oluyorum.

Bir konuda rahatsızım. Kızlarağasının arka sokağı kahveciler sokağı. Kafeler, buradan geçen insanları adeta zorlayarak kahve içmeye çağırıyorlar. Turistler bundan rahatsız oluyor.

Yerli halkımız ise fal baktırmak için çok erken saatte gelerek sıra bekliyorlar. Çok üzücü bir durum. Buna bir dur diyen yok.

İzmir de yaşamaktan çok mutluyum

İzmir yaşamak için harika bir kent. İzmir kendine geleni içine alıyor, yoğuruyor, kendinden yapıyor. Bir bebek, çocuk gibi geliyorsunuz. Yoğruluyorsunuz. İzmirli oluyorsunuz. İzmir’de yaşamak benim için keyif”.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

15 Şubat 2022

Foça’da samimi bir balık restaurant


Şahane bir tatil beldesi olan Foça’ya gidilirse deniz kenarında birkaç kadeh içerek balık yemeden dönülmez.

Özellikle deniz ürünlerini tüketmekten hoşlananlar için Foça’da çok cazip seçenekler olduğunu belirtmek isterim.

Balık çeşitliliği ile taze deniz ürünleriyle gecenin tadını çıkardığımız güzel bir mekan olan ‘Sahil Balık Restaurant’ın iki beyefendi sahibi İnan Kılıç ve Mahmut Yaman, özveri ile çalışan personeli ile yaz-kış hizmet veriyor.  

İşletmenin ortaklarından Mahmut Yaman ‘Sahil Balık Restaurant’ın, Eski Foça’nın huzur verici muhteşem bir manzarası olan 12 yıllık bir işletme olduğunu anlatıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor.

İnan bey ile iki ortak olarak müşterilerimize en iyi hizmeti vermek için çalışıyoruz. Uzun yıllar boyunca edindiğimiz tecrübelerimizi birleştirdik. Geniş menümüzde, deniz ürünleri, mezeler, tatlı çeşitleri, ara sıcak, ege otları her şey var. Yerimiz sahil kenarında. Elit bir müşteri kitlemiz var. Foça çok güzel. Ekip olarak iyiyiz.


Kışın da çok keyifli

Eski Foça’da her zaman bir yoğunluk var. Manisa’dan, İzmir’den sürekli gelen müdavimlerimiz var. Kalamar, karides, ahtapot çeşitleri, taze mezelerimiz için gelen müşterilerimiz, balık – rakı için gelen müşterilerimiz kaliteli yemeklerimizi tatmak keyifli vakit geçirmek için düzenli bizi ziyaret ediyorlar.

Biz eski Foça’nın küçük deniz bölgesindeyiz. Büyük deniz arkamızda kalıyor. Küçük deniz tarafında restaurantlar, kafeler, butik otellerimiz ve alışveriş dükkanları bulunuyor. Küçük deniz özel bir yerdir.  6 tane pelikanımız var. Bizimle birlikte yaşıyor. Balık halimizden aldığımız balıklarla onları düzenli besliyoruz. Özellikle pelikanlarımızı görmeye gelen insanlar var. Fotoğraflarını çekiyor, onları besliyorlar. Kedilerimiz de meşhur. Onlar da bizimle birlikte mutlu. Kedilerimizin barınma ve beslenmeleri de bize ait. Balıkçılar, esnaflar tüm Foçalılar hayvanlarımızla ilgileniyor. Hiç biri aç ve bakımsız değil. Küçük deniz çok özel bir yerdir ve biz bu güzel sahil kasabasında yaşamaktan çok mutluyuz.

Sevgimizi pastamızla paylaştık

14 şubat herkes için çok özel. Bizim için de öyle. Bu yıl da 14 Şubat Pazartesi gecesi elemanlarımız ile birlikte bu özel günde pasta keserek müşterilerimizle paylaştık. Hep bir arada olalım dedik ve müşterilerimiz de çok keyif aldı. Müşterilerimize ekibimiz olarak onları çok sevdiğimizi anlatmak istedik. Sevgimizi pastamızla paylaştık. Çok keyifli bir gecenin sonunda mutlu ayrıldık.

Yolunuz Foça’ya düşerse denize nazır bir restoran olan “Sahil Balık Restaurant”ta Foça’nın taze deniz ürünlerini tatmadan dönmeyin derim.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

14 Şubat 2022

Doğum günü sürprizi

 


Makine Mühendisi Nuran Türkmen’e arkadaşları tarafından sürpriz doğum günü partisi düzenlendi.

Nuran Türkmen’in 14 Şubat olan doğum günü aynı zamanda sevgililer gününe rastladığı için arkadaşları Eski Foça’da “Letafet Meyhane” de doğum günü yemeği organize etti.


Sürpriz doğum günü yemeğine Fatma Süslü, Emine Özden, Aysun Çakar, Nurten Öğüt, Öznur – Yılmaz Çevik çifti katıldı.

Gecenin sonunda doğum günü pastasının mumlarını üfleyerek pastasını kesen Nuran Türkmen arkadaşlarına bu özel gününde kendisine yapılan sürpriz için teşekkür etti.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

13 Şubat 2022

‘Deri’ sergisi Ayzeradant Galeri’de Açıldı


Koordinatörlüğünü Oya Akın, Küratörlüğünü Nihat Özdal ve Oya Silbery’nin yaptığı ‘Deri’ sergisi Ayzeradant Galeri’de 12 Şubat Cumartesi günü sanatseverlerle buluştu.

Kemeraltı Antikacılar Çarşısı’nda bulunan Ayzeradant Galeri’de açılışı gerçekleştirilen serginin ana fikri Nihat Özdal’ın “Deri” isimli kitabına dayanıyor.

Sergi hakkında Küratör Nihat Özdal şu bilgileri verdi;

Düğmeler, Deri, Koordinatlar üçlemesinin hem performans, hem politik yönleri ile kavramsal tarafı en yoğun kitabıydı, Deri.

İlk başlarda dermatographia hastalığının deriye etkisi üzerine başladığım araştırmalar, deri modacıları, dermatologlar, tabakhaneler, deri renkleri yüzünden insan ticaretine kurban giden insanların hikâyeleri gibi farklı alanlarda sürdü.

Deri kitabı yayınlandıktan sonra pek çok performans sanatçısına ilham oldu, 2020 Mart ayında Girne’deki Art Rooms Galeri’de farklı disiplinlerden sanatçılar: Oya Akın Vasiliki Andreou, Ali Azhari, Giray Karahasan, Pervin Yiğit “Deri Projesi”nde buluştu. Bu buluşmadaki eserlere ek olarak, Melike Çetin, Nadide Acar, Dyena Huynh, Abdullah R. Elçi, Selen Kalaycı, Ali Kabaş, Gülden Ataman, Nur Aydın Evrensel, Öznur Şahinkaya çalışmalarından “deri”ye kafa yorulduğunu düşündüğüm eserlerle “Leather and More” Fuarı sponsorluğunda Ayzerdant Galerileri’nin İzmir Kemeraltı’ndaki salonunda 12 Şubat tarihinde kapılarımızı açtık.


Başladığımız ve öldüğümüz yer “deri”, bizi diğer insanlardan ve dünyadan ayırdığı kadar diğer insanlar ve dünyayla bağlayan da, bir deriniz olduğunu ilk ne vakit hissettiniz?

Kanada’dan Kıbrıs’a, Ukrayna’dan İran’a ‘Deri’nin farklı boyutlarına bakan sanatçıların eserlerinden oluşan sergi 12 Nisan 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilir.


 

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

12 Şubat 2022

“Bana yalan söyle-diler” sergisi sanatseverlerle buluştu

 


''Bana yalan söyle-diler!'' sergisi Atlas Pavyonu 2 ve 3 No'lu Galeri'de 11 Şubat Cuma günü sanatseverlerle buluştu.

17 sanatçının güncel işlerini biraraya getiren çağdaş sanat sergisinin Küratörü Gözde Filinta sergi hakkında şu bilgileri verdi;

“Bana yalan söyle-dile”r sergisi, süreçsel oluşumlara değer veren ve interdisipliner yapılardan beslenen bir çağdaş sanat sergisi. Yaşadığımız karmaşık ve çarpıtılmış enformasyon çağının bilgi bulanıklığında değerli bir şeyler üretebilmenin zorluğu ile karşılaşıyoruz. Muğlak yaşam koşullarımızın ötesinde, dışarıda da ne olduğunu net bir şekilde kavrayamadığımız ve bizden çok daha hızlı ilerleyen teknolojiler ve düşünce yapılarının içinde, dikkatimizi muğlaklığın sebeplerini araştırmaya ve içinde bulunduğumuz Post-truth (gerçek ötesi) çağa çevirmek istedik. Sergi, bize sunulan önyargılardan şüphe etmemiz gerektiğini, gerçekliğin kurgulandığı yapılar içerisinde uyanık kalmamızı ve kişinin, yani bireyin seçim gücünü hatırlatmayı amaçlar. Sergi, sanatsal üretimler aracılığıyla, şeylerin göründüğü gibi olmadığını, izleyicinin seçimlerinin gerçekliği yaratmada ve kaçınılmaz olarak yaymada ne kadar etkili olduğunu gösterir. Sergi ile yaratılan değer, insanları yaşadıkları dünyadan ve onun siyasi, ekonomik ve sosyal yapılarından aslında kopuk olmadığını hatırlatmak ve içinde bulunduğumuz çağı adlandırarak, bu tanışıklıktan ortaya çıkabilecek yeni tepkileri ve ilişkileri keşfetmektir”.

Sergi 28 Mart 2022 tarihine kadar hafta içi 10.00 – 17.00 - hafta sonu 11.00-18.00 arası ziyaret edilebilir.


Sanatçılar;

Ali Şentürk, Berna Dolmacı, Betül Sertkaya, Capon, Cansu Topaloğlu, Emel Ünlü, Erdal İnci, Erdem Varol, Eymen Aktel, Hilal Can, Mehmet Berk Bostancı, Mehmet Çevik, Melike Koçak, Özge Kul, Özgür Kavurmacıoğlu, Umut Kambak, Yağmur Çalış.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

11 Şubat 2022

“Dağcılık Temalı” fotoğraf sergisi açıldı


Türkiye Dağcılık Federasyonunun düzenlediği “Dağcılık Temalı” fotoğraf sergisi İzmir Sanat Galerisinde açıldı.

10 Şubat Perşembe günü açılışı gerçekleştirilen sergiye doğaseverler büyük ilgi gösterdi.

TDF tarafından ilki 2020 yılında yapılan “Uluslararası Dağcılık Temalı Fotoğraf Yarışması” dereceye giren fotoğraflardan oluşuyor. Fotoğraf sergisi açılışında konuşan TDF üyesi Mustafa Özay Çeber, 28 Şubata kadar açık kalacak fotoğraf sergisinin mutlaka gezilmesi gerektiğini söyledi.


Çeber,” T.D.F. İzmir İl Temsilciliği olarak Federasyon Başkanı Prof. Dr. Ersan Başar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve TDF As Başkanı Ertuğrul Tugay, emeği geçen herkese ve eser sahiplerine teşekkür ederiz” dedi.   

Etkinlikte dereceye giren üç eserle beraber toplam 33 eser sergileniyor. Sergi daha önce Bursa, Eskişehir ve Balıkesir’de ziyarete açılmıştı.

Yarışmada yurt içi ve yurt dışından 159 katılımcının çektiği 608 fotoğraf değerlendirilmiş, birincilik ödülünü Kocaeli’nden Bahtiyar Koç, ikicliği Bursa’dan Şevki Karaca, üçüncülüğü ise Balıkesir’den Ender Gürel almıştı.


“Dağcılık Temalı” fotoğraf sergisi 28 Şubat 2022 tarihine kadar hafta içi 09.00-17.30 hafta sonu 10.00-16.00 saatleri arasında Kültürpark İzmir Sanat Galerisinde gezilebilir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT