28 Kasım 2022

COFFEE BRIGHT CO. Alsancak Kahve Tutkunlarını Ağırlamaya Başladı


İzmir’in gözde konum noktalarından biri olan Alsancak’ta Ali Çetinkaya Bulvarı’nda da hizmet verecek COFFEE BRIGHT CO.’nun açılışı 27 Kasım Pazar günü gerçekleşti.

İlk şubesini Gaziemir Atatürk Caddesi üzerinde açan COFFEE BRIGHT CO. Alsancak Mimar Sinan Mahallesi’nde ikinci şubesini açtı.


TEMAD Gaziemir Şubesi ve Gaziemir Kent Konseyi’nin önceki başkanlarından Coşkun Özen’in oğlu Yiğit Özen ve arkadaşı Mustafa Başar’ın ortaklaşa girişimi olarak doğan COFFEE BRIGHT CO.’nin İzmir’deki şube sayısını yaz aylarında da arttırması bekleniyor. Çeşme Alaçatı’da da bir mekan açmayı hedefleyen COFFEE BRIGHT CO. genç girişimciler mekanlarında istihdam ettikleri tecrübeli baristalar ile müşterilerinin kahve keyfini doyasıya yaşamalarını sağlıyor. 


Markalarını tescillendirerek özel olarak kendi fırınlarında işleyen COFFEE BRIGHT CO.’nun genç sahipleri üretimlerini mekanlarında kullanmanın yanı sıra müşterilerine de satış hizmeti verdiklerini söylediler. Genç işletmeciler, COFFEE BRIGHT CO. metropol yaşamının yoğun temposuna bir müddet ara vermek ve biraz soluklanmak isteyenlerin bir araya gelerek sohbet edebilecekleri bir mekan hayaliyle ortaya çıktığını ifade ettiler.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

26 Kasım 2022

EGİAD’ın adayı yeniden Yelkenbiçer


EGİAD 17. Dönem Başkan Adayı Alp Avni Yelkenbiçer, Karaca Otel'de basın toplantısı düzenledi.

Ocak ayında yapılacak genel kurula yeniden adaylığını koyan Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, önümüzdeki dönemde tüm çalışmalarına yön gösterecek iki yeni temanın bütünleştirme ve büyütme olduğunu vurguladı.

Yelkenbiçer yaptığı açıklamada; 32 Yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Ege Genç İş İnsanları Derneği’mizde bir dönemin daha sonuna yaklaşıyoruz. Ocak ayında yapacağımız genel kurul ile 16. Dönemi tamamlayacağız. Değerli Yönetim Kurulu arkadaşlarımla birlikte bu dönem başlarken ne hedefler koyduğumuzu ve neleri başardığımızı sizlerin hakemliğinde değerlendirip, yeni dönem için de göreve tekrar talip olduğumuzu sizlerle paylaşmak isterim.


Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), 1990 yılında kurulmuş, 32. yılını kutlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Demokrasi ve insan hakları evrensel ilkelerine bağlı, Atatürkçü ve çağdaş bir anlayışla Türkiye’de öncelikle Ege bölgesindeki genç iş insanlarını bir çatı altında toplayarak güç birliği yapmalarını sağlamak, mesleki konularda bilgi alışverişini gerçekleştirmek, üyelerin ilgili olduğu özel ve resmi kuruluşlarla ilişkilerini geliştirmek, derneğin faaliyet alanına giren konularda kamuoyunu aydınlatıcı çalışmalar yapmak, ayrıca Ege Bölgesi’ni ve Türkiye’yi ilgilendiren ekonomik, kültürel ve sosyal konularda fikirler ve projeler üretmek, mevcut yasalar çerçevesinde yurt içi ve yurt dışındaki benzer kuruluşlarla iş birliklerini geliştirmek suretiyle sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı amaçlar.

Derneğimizin misyonu, sosyal sorumluluk bilinci ve paydaşların katkılarıyla, ülkemizin toplumsal rekabet gücünü arttırmaktır.  Bu misyon doğrultusunda, seçildiğimiz 16. Döneme başlarken iki temel unsur belirlemiştik: Dinamizm ve sürdürülebilirlik. Bunlardan dinamizm bizim itici gücümüz, sürdürülebilirlik de dengemiz ve güvencemizdir.

Belirlediğimiz bu iki ana tema doğrultusunda deyim yerindeyse hiç durmadan ürettik. Genç iş insanlarına yakışır şekilde, dinamik olarak elimizi attığımız her alandan başarıyla çıktık. Kimi zaman farkındalık yarattık, kimi zaman kamuoyu oluşturduk, kimi zaman da üyelerimiz ve paydaşlarımızla yepyeni etkinlikler gerçekleştirdik.

“Gelecek” adını verdiğimiz çalışma grubumuzda yeni nesil teknolojilere eğildik. Arttırılmış gerçeklikten yapay zekaya, blok zincirden akıllı kontratlara kadar dünyadaki en yeni uygulamaları inceleme fırsatı bulduk. Yeni teknolojiler konusunda uzmanlığı olan genç üyelerimizin liderliğinde hem üyelerimizin hem de bölgemizdeki geniş bir iş insanı kitlesinin yeni çalışma alanları bulmalarını sağladık.

Sürdürülebilirlik alanında hem üyelerimize dokunan projeler gerçekleştirdik hem de bölgemizde ses getiren etkinliklere imza attık. Dünyadaki en iyi uygulamaları yapan global firmalardan, kendi alanlarında öncülük eden EGİAD üyesi yerel şirketlerimize kadar geniş bir yelpazede ziyaretler yaptık, bilgi edindik. Sürdürülebilirlik temasını yalnız çevre koruma değil, sosyokültürel ve yönetsel anlamda da gündeme sokarak, tüm paydaşlarımıza EGİAD’ın iş dünyasından neler beklediğini ve bizim nasıl bir ekosistemde çalışmak istediğimizi göstermiş olduk. İş yaşantısına yeni katılan genç kuşağın sesi olmaya özen gösterdik.

Girişimcilik alanında yine bölgemizde öncü bir projeye imza attık. Girişimcilik ekosistemine iki yeni çalışma hazırladık. Birincisi ülkemizin lider olduğu sektörlerden “oyun girişimciliği” konusunda sözlük hazırlamak oldu. Bu alandaki çalışmalarımızı EGİAD içinde kurduğumuz “Oyun Girişimciliği Fonu” ile taçlandırarak, şehrimizde yine bir ilke imza attık. Global ve ulusal ölçekteki programlarda bölge temsilciği yaparak, girişimcilik kültürünün öğrencilerde yaygınlaşmasına uğraştık. Tüm bunlara ilaveten özel olarak hazırlattığımız ve yine alanında ilk olan bir çalışmayla, İzmir Girişimcilik Monitoru raporumuz çok yakın tarihte yayınlandı. Dünyada kabul görmüş bir metodoloji kullanarak, şehrimizin girişimcilik açısından hem dünya hem Türkiye ölçeğinde yerini belirlemiş ve bundan sonra girişimcilik alanında yapılacak çalışmalara bilimsel bir temel hazırlamış olduk. İZQ ile birlikte oluşturulan “İzmir’i Girişimcilik Şehri Yapma” vizyonunu sahiplenerek, bundan sonrası için şehrimizin tüm bileşenleriyle neler yapılması gerektiği konusunda bir yol haritası oluşturduk.

Bir diğer konu olarak, Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedeflerinin 17. Maddesinde ele alınan “Amaçlar İçin Ortaklık” başlığı en önemli çalışma alanımız oldu. Ülkemizde genç iş insanları dernekleriyle hiç olmadığı kadar iş birliğine açık ve ortak çalışma alanları yaratılan bir dönemi geride bıraktık. Şehrimizdeki her paydaşımızla açık iletişim ile küçük olsun benim olsun değil, “Büyük Olsun Hepimizin Olsun” sloganıyla çalışarak katma değerli projeler üretmeye çalıştık.

Yaptığımız tüm bu çalışmaların olumlu etkilerini kendi derneğimiz içinde yaşadık çünkü pandemi döneminde yara alan sosyal iletişim ve birliktelik hissini geri kazandık. Birlikte üretmek hepimizi daha güçlü kıldı ve bu sayede geleceğe olan inancımız pekişti, umutlarımız yükseldi… Dernek içi liderlik mekanizmalarının önünü açarak derneğimizin gelecek yıllarında liderlik edebilecek üyelerimizin potansiyellerini geliştirmeye çalıştık. Çalışmak, üretmek isteyen herkes ile kol kola girerek iyilik hareketimizi yaygınlaştırmaya çalıştık. 60 yeni üye arkadaşımızın katılımını da bu hareketin sonucu olarak gördük.

2 Yıllık dönem için belirlediğimiz öncelikler ve hayata geçirdiğimiz projeler, elde ettiğimiz sonuçlar böyleydi. Peki bugünden itibaren bizi neler bekliyor, hedeflerimiz neler?

Her şeyden önce EGİAD’ın güçlü ve dinamik bir STK olarak misyonunu yerine getirebilmesinin kendi içinde iyi bir takım çalışmasıyla mümkün olduğunu biliyoruz. Bu nedenle aramıza katılan yeni arkadaşlarımızı da öncelik verecek şekilde, derneğimiz içindeki aidiyet, en üst seviyede tutmak ve geliştirmek için her gün çalışmaya devam edeceğiz. EGİAD’ı 32 yıl boyunca başarılı ve öncü kılan en önemli faktörlerden biri, nitelikli insan kaynağını bünyesine katabilmek oldu. Geçtiğimiz dönemde birbirinden yeni girişimciler, profesyonelleri ve aile şirketi mensupları bünyemize katıldı. Ne mutlu bize ki bu kişiler arasında ikinci kuşak EGİAD’lılar da vardı; dernek üyeliğinin aile içinde anne ve babadan kıza ve oğula aktarılan bir değere dönüştüğünü görmekten hepimiz büyük gurur duyduk.  Yeni dönemde de aramıza katılacak arkadaşlarımızın dernek kültürüyle yetişerek bizlerle sahada çalışacaklarını biliyoruz; bizim vazifemiz de onların önünü açmak olacak. Gençlerimize liderlik fırsatları yaratmak, onlara bilgi ve beceri kazandıracak çalışma alanları oluşturmamız gerekiyor. Ama aynı zamanda onlardan çok şey öğreneceğimizi de biliyoruz.

Geçen dönemde başladığımız acil eylem bekleyen ve bizim de sürdürmeye kararlı olduğumuz konu başlıklarımız mevcut.  Bu alanlarda hızlı aksiyon almaya devam edeceğiz. Özellikle iklim konusu tüm dünyanın olduğu gibi bizim de acil bir meselemiz çünkü önümüzdeki 6 yılda atılacak ve atılmayacak adımlar gelecek için belirleyici olacak. EGİAD olarak iklim konusunu gündemde tutacak, bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarımızı sürdürmekle kalmayıp, bölgemizde uygulanabilir ve gerçekçi çözümler için politikalar üretecek, özel sektör ve kamu kuruluşlarına öneriler getireceğiz. “Ekonomimizle ekolojimizi uyumlu hâle getirmek” sloganıyla çalışacağız.

Bir diğer yoğun çalışma alanımız bütünleştirme ve büyütme konusunda olacak. Bölgemiz ve ülkemizdeki hem üretimi hem de hizmetleri dünya ölçeğinde daha rekabetçi hâle getirmek, bu sayede de daha fazla değer üreterek geleceğe güvenle bakabilmek konusunda EGİAD’ın yapacak işleri olduğuna inanıyoruz. Dijitalleşme konusunda tıpkı 2018 yılında yaptığımız “Sanayi 4.0” zirvesiyle olduğu gibi, yeni dönemimizde yalnız büyük sanayi kuruluşlarını değil KOBİ’leri de kapsayacak fırsatlar yaratmak, kaynaklarımızın daha etkin kullanılması ve verimlilik artışı yönünde adımlar atacağız. Teknolojinin sanıldığı kadar uzak, zor ve maliyetli değil, tam tersine ulaşılabilir ve kısa sürede amorti edilecek yatırımlar olduğu konusunda iş dünyamızı bilgilendireceğiz. Dijitalleşmeye daha fazla kaynak ayrılması sayesinde bu ivmeden İzmir’deki girişimcilik ekosisteminin de beslenip daha da büyüyeceğini öngörüyoruz. Dijitalleşmeyi bölgemize yapılan yatırımları tetikleyecek stratejik bir unsur olarak değerlendiriyoruz. Dijitalleşmeyle sanayinin, teknolojiyle hizmetlerin bütünleşmesi sayesinde fark yaratılabileceğini biliyoruz.

Büyümenin ise ancak insanla mümkün olduğu kabulünden hareket ediyor, çalışan hakları, iş yeri barışı, sağlık, güvenlik gibi alanlarda toplumda ses getirecek yaklaşımlar sergilemeyi hedefliyoruz. Çıkar çatışmaları değil birlikte yürünen ortak hedeflerle büyümeyi sağlamak mümkün. Paylaşma, açıklık, hesap verebilirlik kavramlarının iş hayatına çok daha fazla dahil olmasını, güvene dayalı iş birliklerinin artmasını istiyoruz.

EGİAD ismiyle adeta özdeşleşmiş olan “Girişimcilik” konusunda da yoğun çalışmalarımız devam edecek. Evet kendimize girişimcilik alanında bir öncü rolü biçiyoruz, ama tüm gayretlerimizi bu alanda kentimizi birleştiren İZQ çatısı altında ve diğer tüm kuruluşlarımızla eşgüdüm içerisinde sürdürüyoruz. Gerçekleşen faaliyetlerimiz arasında saydığımız “İzmir Girişimcilik Raporu” nun amacına ulaşarak stratejik planlamaları yönlendirmesi konusunda da sürekli olarak çalışmaya devam edecek, atılacak adımların hem takipçisi hem de yönlendiricisi olacağız. Sonuçları uzun vadede alınacak ve meyveleri asıl gelecek kuşaklar tarafından toplanacak bu girişimcilik çalışmalarına EGİAD’ın dikili ağaçları gözüyle bakıyor ve üzerine titriyoruz. Kısa vadedeyse daha fazla girişimcinin İzmir’i seçmesi için bu dönemde bir “Girişim Sermayesi Fonu” oluşturulması için uğraşacağız. Böylece finansmana erişemeyen iyi fikirlerin filizlenmesi için İzmir verimli bir toprağa dönüşecek.

Önümüzdeki dönemde tüm çalışmalarımıza yön gösterecek iki yeni temamızı paylaşmıştık: “Bütünleştirme ve Büyütme”. Derneğimiz çatısı altında yeni ve eski kuşağın birleşmesi, köklü EGİAD projeleriyle yeni çalışma alanlarının bütünleşmesi ve paydaşlarla olan güven ilişkilerinin derinleşmesi…  Bu hedefler doğrultusunda derneğimizin tüm çarklarını döndürmek, kurumsal tüm bilgi birikiminden yararlanmak. İnsan kaynağımızı da hem sayısal olarak hem de her bir kişinin yüksek başarma arzusu ve takım oyunculuğu yönünde büyütmek.

EGİAD’ın yeni dönemi için arkadaşlarımla birlikte talip olduğumuz zorlu görevin bilinciyle ve ilk günkü heyecanla sizleri selamlıyor, derneğimizi bugünlere başarıyla getiren tüm ilke ve değerler ile EGİAD işleyişindeki harfiyen uymaya devam edeceğimizin altını çizerek sözlerime son verirken, hepinize katılımlarınız için teşekkürlerimi sunuyorum. Müsadenizle yenilenen aday yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımı kürsüye davet etmek istiyorum, diye konuştu.

Alp Avni Yelkenbiçer'in aday yönetim kurulu listesi, şu isimlerden oluşuyor:

Alp Avni Yelkenbiçer

M. Kaan Özhelvacı

Başak Çayır Canatan

Açelya Baç

Ali Kolcu

Arda Ürper

Arda Yılmaz

Cem Elmasoğlu

Ceren Yavuz

Efe Saygılı

Elif Kâya

Erkan Karacar

Eyüpcan Nadas

Hakan Barbak

İlker Erdiliballı

Mert Hacıraifoğlu

Müge Şahin

Sevim Doğanoğlu

Yaman Duman

Yağmur Yarol


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Kasım 2022

V4 Ülkelerinden Keyifli Filmler, Düşündüren Afişler


Macar Kültür Merkezi öncülüğünde, Hezarfen Film Galeri işbirliği ile “6. V4 Orta Avrupa Film Festivali” ve Vişegrad Dörtlüsü ülkelerinin usta ve genç tasarımcılarının afişlerinden oluşan “PosTerra” sergisi 21-23 Kasım 2022 tarihinde İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşiyor.

Liszt Enstitüsü – İstanbul Macar Kültür Merkezi, Vişegrad Ülkeleri Birliği desteğiyle, Hezarfen Film Galeri tarafından her yıl düzenlediği film festivali ve sergiyi, bu yıl da İzmirli sanatseverlere sunuyor. “6. V4 Orta Avrupa Film Festivali” son dönemde dikkat çeken yapımları gösterirken “PosTerra” başlıklı sergi, Macaristan Sanatlar Akademisi’nin öncülüğünde dört ülkeden üç usta grafik tasarımcının ve onların öğrencilerinin dikkat çeken işlerine yer veriyor. İzmir Mimarlık Merkezi'nde 21-23 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek etkinlik dizisinde Macar yönetmen Ildikó Enyedi’nin dünya çapında ses getiren “Bir Evlilik Hikâyesi” filmi gösterilecek.


“PosTerra” Sergisi

Macaristan’ın 2021-22 yılları için, Polonya, Çekya, Slovakya ve kendisinin de dahil olduğu Vişegrad Grubu’nun (V4) başkanlığını üstlenmesi vesilesiyle bir dizi sergi ve etkinliğe ev sahipliği yaptı. “PosTerra” başlıklı sergi Macaristan Sanatlar Akademisi’nin öncülüğünde dört ülkeden üç usta grafik tasarımcının ve onların öğrencilerinin dikkat çeken işlerine yer veriyor. Sergi, dört farklı ülkenin tasarımcılarının aslında afiş vasıtasıyla aynı iletişim dilini nasıl yakaladıklarını gözler önüne seriyor. Serginin küratörlüğünü ise aynı zamanda Macaristan Afiş Birliği Başkanı da olan Krzysztof Ducki üstleniyor.

6. V4 Orta Avrupa Film Festivali

Gösterim tarihleri ve saatleri:

21 Kasım Pazartesi

19:00  Açılış töreni + Sergi Açılışı

20:00  Film gösterimi  " Bir Daha Asla Kar Yağmayacak" 113dk

22 Kasım Salı

19:00 Film gösterimi " Benim Güneşli Maadım"  81 dk-

20:30 Film Gösterimi "İz"   128 dk

23 Kasım Çarşamba

19:00 Film Gösterimi Bir Evlilik Hikayesi film 169 dk

BİR EVLİLİK HİKÂYESİ / A FELESÉGEM TÖRTÉNETE / THE STORY OF MY WIFE

Yönetmen: Ildikó Enyedi

MACARİSTAN, FRANSA, İTALYA, ALMANYA  2021 ,169’

İngilizce, Fransızca; Türkçe, İngilizce altyazılı

Oyuncular: Léa Seydoux, Gijs Naber, Louis Garrel, Sergio Rubini, Jasmine Trinca, Luna Welder, Josef Hader

Yapımcı: Ernő Mesterházy


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

24 Kasım 2022

22. Mandalina Şenliği, binlerce kişiyi ağırladı


Bu yıl 22.kez düzenlenen Seferihisar Mandalina Şenliği bir kez daha Seferihisar’ın zenginliklerini ortaya koydu. 1953 yılında 600 adet satsuma ile başlayan mandalina tarımı şimdi Seferihisar’ın en kıymetli gelir kaynaklarından biri haline geldi.

Seferihisar’da yetişen mandalinanın hem İzmir, hem Türkiye, hem de yurt dışından kitlelere ulaşıp yeni pazarlar bulmasını hedefleyen şenlik, kortej yürüyüşü ile başlayarak kapalı pazar yerinde devam etti.

Atatürk Halk Eğitim Merkezi önünden başlayan korteje Başkan Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer ile Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ile Fatma Yetişkin, Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş ile eşi Selma Eriş, eski CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Şükran Nurlu ile Ertuğrul Tugay, CHP Seferihisar İlçe Başkanı Senem Gürer Solak, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.


Seferihisar tarımsal üretimde dünyaya örnek

Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin şenlikte verimli topraklara sahip çıkmanın önemini vurgulayarak “Ülkemizin geleceği için tarımdan vazgeçmeyeceğiz. Mandalina 70 yıldır Seferihisar’ın geçim kaynağı. Eminim bugün burada olan birçok kişi mandalina sayesinde büyüdü, okudu hatta çocuklarını okutuyor. Bir ürünün koca bir ilçeyi kalkındırabilmesi gerçek bir başarıdır” dedi.

Yetişkin “Betona değil, tarıma ve toprağa değer vermeliyiz”

Başkan Yetişkin, Seferihisar’ın artık tarımsal üretimde dünyaya örnek gösterilen bir ilçe olduğunu da sözlerine ekleyerek “Tohum merkezinden, üretici kooperatiflerine kadar her noktada çok ilerideyiz. Tunç başkanımız başka bir tarım mümkün vizyonu ile Seferihisar tarımını marka haline getirdi. Kendisi de burada iken tüm Seferihisar halkı adına bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu.

Türkiye tarihindeki en büyük ekonomik krizden çıkmak için tüm fırsatları değerlendirmemiz gerekiyor diyen Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin “Seferihisar mandalinası 2013 yılında coğrafi işaret alarak tescillendi. Coğrafi işaret mandalinayı turizm faaliyetlerinde daha etkili kullanmamız için bir fırsat.

Seferihisar Belediyesi olarak mandalinanın ve Seferihisar’ın diğer tarımsal ürünlerinin gastronomi turizminde daha fazla yer almasını sağlayacağımız çalışmalara başladık. Seferihisar halkının, esnafının ve çiftçilerin de fikirlerini ve desteğini alarak yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

 “Seferihisarlı kardeşlerim hepinizi özlemle, sevgiyle kucaklıyorum” diyerek sözlerine başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, mandalina bahçelerini hep hayranlıkla izlediğini söyledi. “Mandalina gerçekten aslında bir mucizedir.. Küçücük mandalina sadece yiyenlere sağlık, gıda olmuyor. Aynı zamanda üretenlere ekmek, barınma, gıda, sağlık hizmetleri için gelir yaratıyor. Bizler bu mucizeye ev sahipliği yapıyoruz. Biz bu mandalinanın değerini fark ettik ve turuncu mucize dedik” dedi.

Mandalinalar yarıştı 

Mandalina Şenliği kapsamında; Mandalina Kraliçesi Nefise Topsakal, Mandalina Kralı ise Cenk Antep seçilirken, en iyi mandalinayı üreten çiftçi, en iyi mandalinalı yemek ve tatlı ve en iyi mandalinalı hediyelik eşya kategorilerinde de ödüller sahiplerini buldu.

Dünya çocuk hakları gününde sahne çocuklarındı

Mandalina Şenliği’nin 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne denk gelmesi vesilesi ile sahne çocuklara bırakıldı. Dans ve jimnastik gösterileri yapan çocukların yanı sıra şenlikte yarışanlara ödüllerini de Seferihisar Çocuk Belediyesi’nden çocuklar takdim etti.

Turuncu bayramda Mehmet Erdem’den müthiş konser

Eşsiz sesiyle Seferihisarlıların coşkusuna coşku katan Mehmet Erdem 22. Seferihisar Mandalina Şenliği’nde unutulmaz bir konser verdi.


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

23 Kasım 2022

16. Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, Fuar İzmir'de kapılarını açtı


Avrupa'nın en büyük moda fuarlarından biri olan IF Wedding Fashion İzmir, 16. kez dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçisiyle kapılarını açtı. İzmir'in Türkiye gelinlik üretiminin yüzde 70'ini tek başına yaptığını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yaklaşık yüz yıl önce İktisat Kongresi ile temelleri atılan 'İzmir bir fuarlar şehridir' vizyonuna görev icabı değil, gövdemiz ve yüreğimizle inanıyoruz. Bu yüzden İzmir’in her bir tüccarı, sanayicisi, iş insanı ve esnafı bizim yol arkadaşımızdır” dedi.

Geçen yıla oranla katılımcı sayısı artan ve yüzölçümü yüzde 30 büyüyen IF Wedding Fashion İzmir'in açılışına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer eşi Neptün Soyer ile Kemalpaşa Kaymakamı Musa Sarı, İzmir İtalya Konsolosu Valerio Giorgio, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener eşi Ayşe Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk, Ege Giyim Sanayicileri Sanayicileri Derneği (EGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul, sivil toplum kuruluşları, moda dernekleri, odaların başkanları ve temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ile modacılar katıldı.


Soyer: “ İzmir, ülkemizdeki gelinlik üretiminin yüzde 70'ini tek başına yapan bir şehir”

IF Wedding Fashion İzmir'in, kentin gelinlik sektörüne büyük katkı sağladığını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bütün bu renkli katılım tablosu bize gösteriyor ki farklı kurumlar da İzmir'de bir araya gelip sinerji yaratabiliyor. Bu sinerji sadece sektöre değil, bağlı olduğu sektörlere de iş, aş, ekmek oluyor. Türkiye'nin,  dünyanın bu kasvetli, bu puslu ortamında İzmir'den umut çiçekleri açtırıyor. O yüzden enerjimiz ve heyecanımız yüksek. Bu fuarları büyütmeye el birliğiyle devam edeceğiz. Moda, geleceğin Türkiye’sinin sektörlerinin başında geliyor. Moda sektörü gerçek bir katma değer ekonomisi. Türkiye genç, dinamik ve yaratıcı nüfusuyla bu sektörün dünya devi olmaya muktedir. Yeter ki biz bu benzersiz potansiyeli işlemeye devam edelim. IF Wedding, Türkiye’nin moda sektörünü büyütmek amacıyla atılan en önemli adımlardan biri. Bu fuarla, İzmir ve ülkemizin üretim ve tasarım potansiyelini büyütmek için kararlılıkla çalışıyoruz. Bu girişimi Türkiye ekonomisi adına İzmir’den başlatmış olmanın ve sürdürmenin gururunu paylaşıyoruz. İzmir, ülkemizdeki gelinlik üretiminin yüzde 70'ini tek başına yapan bir şehir. Başta Avrupa ve Ortadoğu olmak üzere dünya geneline İzmir’den düğün giysileri ihraç ediyoruz. Fuarımız sayesinde üretici firmalar perakendeci, toptancı ve zincir mağazalar ile doğrudan bir araya geliyor ve Türkiye’de güçlü bir moda ekonomisi oluşuyor” dedi.

“Görev icabı değil gövdemiz ve yüreğimizle inanıyoruz”

Ekonominin inşa sürecinin yerelden başladığını ifade eden Başkan Tunç Soyer, “Ekonomi kendi kendine veya masa başında büyüyen bir şey değildir. Ekonomi, inşa edilir. Bu inşa sürecinin ilk aşaması yerelden başlıyor. Fuar İzmir, bu amaca ulaşmak için sahip olduğumuz en büyük güçlerden biri. Yaklaşık yüz yıl önce İktisat Kongresi ile temelleri atılan 'İzmir bir fuarlar şehridir' vizyonuna görev icabı değil, gövdemiz ve yüreğimizle inanıyoruz. Bu yüzden İzmir’in her bir tüccarı, sanayicisi, iş insanı ve esnafı bizim yol arkadaşımızdır” dedi.


Özgener: “Fuarları bir kentin en önemli büyüme motivasyonu olarak görüyoruz”

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “IF Wedding Fashion  her sene büyüyen, yoğun talebe yetişemeyen, kentimize değer kazandıran bir marka. Fuarın bu büyük başarısında, elbette kentimizin gelinlik, abiye ve damatlık sektöründe dünyanın en önemli merkezlerinden biri olmasının büyük etkisi var ancak öte yandan sektörün gelişiminde fuarımızın etkisi de çok önemli. Oda olarak sektörün hep bir adım daha ileriye gitmesi için uzun yıllardır yürüttüğümüz farklı projelerle firmalarımıza destek oluyoruz. Fuarları bir kentin en önemli büyüme motivasyonu olarak görüyoruz” dedi. Özgener, fuar katılımcılarına verecekleri destekleri artırarak sürdüreceklerini söyledi. 


Eskinazi: “Avrupa’daki milyonlarca kişi Türk gelinlikleriyle evleniyor”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Pandemi süresince gerçekleştiremediğimiz ve sektöre zarar veren bu süreç sonrasında; yeniden başladığımız bu fuar sayesinde İzmir, Avrupa’dan Orta Doğu’ya Kuzey Afrika’ya kadar dünyanın birçok noktasına ihracat gerçekleştiriyor. Moda denince ilk akla gelen ülke İtalya’daki birçok üretici Türkiye’den alıyor, Avrupa’daki milyonlarca kişi Türk gelinlikleriyle evleniyor” diye konuştu.

Öztürk: “İzmir'in aydınlık yüzü sektöre yansıyor”

Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk, “Enerjisi yüksek olan bir kentte, enerjisi yüksek bir sektörde yerel sivil toplum örgütleri yerel yönetimle bütünleşen bir fuardayız. Her geldiğimde sanki dün başlamış gibi bir heyecan. Büyük bir tecrübe görüyorum, bu bizi heyecanlandırıyor. Dünyada ne olursa olsun İzmir aydınlık yüzünü yaşadığı coğrafyaya ve sektörlere birebir yansıtıyor. Bu bize umut veriyor. İzmir'i, bu fuarı çok önemsiyoruz” dedi. Ege Giyim Sanayicileri Sanayicileri Derneği (EGSD) Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hayati Ertuğrul ise Başkan Tunç Soyer ile fuara destek verenlere teşekkür etti. 

Açılış sonrasında Başkan Tunç Soyer ile beraberindeki heyet, stantları gezerek fuar katılımcılarına başarılı bir fuar diledi.


Türkiye ve 10 ülkeden 222 katılımcı

Bu yıl Türkiye’nin dört yanından farklı şehirlerden, Amerika, Almanya, Kanada, Hong Kong gibi ülkelerinde arasında bulunduğu 10 ülkeden abiye giyim, gelinlik, damatlık, aksesuar ve çocuk giyim ürün gruplarında faaliyet gösteren toplam 222 katılımcı fuarda yer alıyor. Fuarın, binlerce yerli profesyonel ziyaretçinin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki yüzü aşkın ülkeden 3 bine yakın yabancı ziyaretçiye de ev sahipliği yapması bekleniyor. Firmaların mevcut pazarlardaki payının ve potansiyel pazar niteliğindeki ülkelere yönelik ihracatın arttırılması ile ihraç ürünlerinin çeşitlendirilmesi amacıyla Ticaret Bakanlığı koordinatörlüğünde, Ege İhracatçı Birlikleri ve İzmir Ticaret Odası organizatörlüğünde IF Wedding Fashion İzmir ile paralel olarak üç gün sürecek iki ayrı alım heyeti programı da düzenlenecek. Alım heyeti programlarında Avrupa’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanındaki ülkelerden heyetler İzmir’e gelerek katılımcılarla iş görüşmeleri yapacak. Fuar kapsamında 18 defile yapılacak. Gelinlik Tasarım Yarışması'nda geçen yıl ödül kazanan Hasancan Meşelik'in “Performans Defilesi” ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Bu yıl “modaverse” temasıyla yapılan Gelinlik Tasarım Yarışması'nın kazananları da düzenlenecek tören ile belli olacak.


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

22 Kasım 2022

Türkiye İş Bankası, ikinci Girişimcilik Şubesi’ni İzQ iş birliğiyle İzmir’de açtı


İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye İş Bankası ve İzQ İş Birliğinde İzmir Girişimcilik Şubesi Açılış Töreni” gerçekleştirildi.

Geleneksel bankacılık faaliyetlerinden ayrışan Şube, girişimcilere ve ekosistem paydaşlarına hizmet verecek.

Şubenin açılışı, İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, İzmir Ticaret Odası ve İzQ Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ile girişimcilik ekosisteminden paydaşların katıldığı bir törenle gerçekleştirildi.

İçerisinde ofisler, toplantı ve etkinlik salonları ile muhtelif ortak kullanım alanları yer alan, şehrin en büyük ortak çalışma alanlarından biri olan ve bir girişimcilik platformu olarak aktif biçimde faaliyet gösteren İzQ Girişimcilik Merkezi içerisinde konumlanan İş Bankası İzmir Girişimcilik Şubesi, farklı şube tasarımı ve özelleştirilmiş hizmet modeliyle geleneksel banka şubesinden ayrışıyor.


İzmir Girişimcilik Şubesi, girişimcilik ekosistemine hakim, teknolojik girişimlerle aynı dili konuşan şube çalışanlarıyla İzmir girişimcilik ekosistemine hizmet verecek. Teknoloji tabanlı yeni nesil girişimleri, yatırım fonlarını, ekosistemin diğer paydaşlarını hedefleyen şube, girişimcilerin ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunacak. Şubede ayrıca finans yönetimi, yatırım süreçleri, insan kaynakları ve dijital pazarlama gibi konularda iş birliği imkanlarının yanı sıra girişimcilik ekosistemine yönelik network desteği de sağlanacak.

Ekosistemin tüm kesimlerine dokunuyoruz

Açılışta yaptığı konuşmada, yeni ekonominin yapı taşları olarak gördükleri girişimciliğin odaklandıkları stratejik alanlardan biri olduğunu vurgulayan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, yeni nesil teknolojik girişimlerin ülke büyümesi ve ekonomik gelişimdeki önemine vurgu yaparak, girişimcilik ekosistemine verilen her desteğin ve başarılı her bir girişimin aynı zamanda girişimciliğin kariyer yolu olarak görülmesine, dolayısıyla istihdama da katkı sağladığını söyledi.

Aran, “Biz de ülkemizin iktisadi kalkınmasında finansman ayağında katkı vermenin yanında, girişim hızlandırma programlarından fon sağlamaya, kadın girişimcilerden tarımda girişimciliğe kadar ‘girişimcinin kazandığı yerde toplum daha çok kazanır’ anlayışıyla, ekosistemin tüm kesimlerine dokunuyoruz” dedi.

“Hayal varsa başarı gelir”

Girişimciliğin emek isteyen, risk almayı ve bir hayale sahip olmayı gerektiren çok özel bir alan olduğunu, girişimcinin hayal edip fikrini hayata geçirdiğinde ekonomik başarının zaten kendiliğinden geldiğini ifade eden Aran, şöyle konuştu:

“Bugün genç girişimcilere tavsiyem; yaptıkları girişimden faydalanmayı, para kazanmayı hedeflemeleri değil, asıl o girişimle neyi değiştirmek istediklerini belirlemeleri ve neyi başarmak istediklerini hayal etmeleridir. Hayal varsa ekonomik başarı gelir. Sadece para kazanmak için başlayan bir girişim, uzun soluklu olmaz. Girişimcilerin en büyük kıymeti bir hayale, ülkemiz için bir hayale sahip olmaktan gelir. Biz girişimcilik şubelerimizi girişimcilerimizin finansal ihtiyaçlarını karşılamak, bankacılık ürün ve hizmetlerini sunmak için değil; girişimcilerimizin büyümesine, hayallerine ulaşmalarına yardımcı olacak şekilde İş Bankası’nın gücünü girişimcilerimize vakfetmek için açıyoruz.” İlk Girişimcilik Şubesini geçtiğimiz yılın sonunda İstanbul’da açtıklarını hatırlatan Aran, bu şubelerin girişimcilik dünyası için bir finans merkezi olmasının yanı sıra onların birbirleriyle olan ilişkilerini güçlendirebilecekleri bir yer olduğunu ifade etti. “İstanbul Girişimcilik Şubesi bir yılda 500’ü aşkın müşteriye ulaştı” Hakan Aran, girişimcilik ekosistemini yakından tanıyan ve teknolojik girişimlerin dilinden anlayan şube çalışanları ile fiziki koşulları paylaşımlı ofis konseptinde startup çalışma ortamına uygun olarak hizmete geçirdikleri İstanbul Girişimcilik Şubesi’nin bir yılda teknolojik girişimci, melek yatırımcı, yatırım fonu ve yatırım-kitle fonlama ağları gibi farklı ekosistem temsilcilerinden toplamda 500’ü aşkın müşteriye ulaştığını söyledi. Aran, İstanbul Girişimcilik Şubesi bünyesindeki çok sayıda müşterinin de geçen süre zarfında İş Bankası ya da iştirakleri ile iş birliği/kampanya geliştirmelerinin sağlandığını belirtti.

“Girişimcilik ekosistemi ve kültürünün İzmir’de olgunlaşmasına katkı sunmayı amaçlıyoruz”

İstanbul’daki girişimcilik şubesinin faaliyet gösterdiği bir yıllık süre içerisinde hem hızla artan müşteri sayısı, iş birliği ve iş ortaklıkları hem de ekosistemden gelen olumlu geri bildirimlerle girişimcilere özel şube açma kararının ne kadar doğru olduğunu gördüklerini vurgulayan Aran, şöyle devam etti:

“Tüm olumlu gelişmeler ve girişimcilik ekosisteminden aldığımız teşvik edici geri bildirimler sonrasında ikinci Girişimcilik Şubemizi İzmir’de İzQ Girişimcilik Merkezinde açmaya karar verdik. Bu sayede, İzmir girişimcilik ekosistemiyle İş Bankası’nın girişimcilik gücünü birleştirmek suretiyle girişimcilik ekosistemine ve ülke ekonomimize katkılarımızı artırarak sürdürmeyi; girişimcilik ekosisteminin ve kültürünün İzmir ve çevresinde daha da olgunlaşmasına, İzmir’in sanayi, tarım ve turizmden sonra girişimcilik alanında da cazibe merkezi olmasına katkı sunmayı amaçlıyoruz. Girişimcilerimizin burada kendilerini evlerinde, ofislerinde gibi hissetmeleri, onları anlayan onlarla aynı dili konuşan, yanlarında olan, teşvik eden bir bankanın olduğunu bilmeleri, toplantılarını bu mekanda yapabilmeleri ve tüm bankacılık ihtiyaçlarını şubeden karşılayabilmeleri önemli.” “Bizimle aynı motivasyonu taşıyanlarla yeni hikayeler oluşturmak istiyoruz” Girişimcilik ekosisteminin gelişeceği bir ortamın oluşturulabilmesi için sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün de önemli sorumluluklar üstlenmesi gerektiğinin altını çizen Aran, “İzmir’de bu alanda kurumların sağladıkları katkıları ve bunu yaparken kurdukları iş birliği ortamını görmek, çok paydaşlı yapılarla her kesimin elini taşın altına koyması ve her kesimi kucaklamaları kıymetli. Girişimcilik dünyasında büyüyerek ve benzer düşüncede olan iş ortaklarımızla güçlerimizi birleştirerek ilerlemek istiyoruz. Kapımızı tüm girişimcilere ve ekosistemin paydaşlarına açıyor, bizimle aynı motivasyonu taşıyanlarla birlikte başarı hikayeleri oluşturmak istiyoruz” dedi.

“İzmir girişimcilik açısından elverişli”

İzQ Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de konuşmasında, İzmir’in yeni teknolojilere adaptasyon yeteneğinin genç nüfusuyla bir araya geldiğinde, girişimcilik açısından son derece elverişli bir iklime sahip olduğunu söyledi.

Özgener, “Günümüzde teknolojinin birçok alanda hızla gelişmesi ile birlikte girişimcilik; öncelikli çalışma alanlarımız arasında yer alıyor. Hizmet sektörünün internet ortamına kayması, hız ve kişiselleştirme gibi özelliklerin gittikçe önem kazanması, katma değerin fiyatın önüne geçmesi gibi gelişmeler doğrultusunda girişimcilik ekosistemi büyük bir dönüşüm yaşadı” diye konuştu.

Start-up olarak tanımlanan girişimlerin ekosistemin başrolünde yer aldığını, teknoloji odaklı, dinamik, hızlı büyüme potansiyeli vadeden, global ölçekte ses getirebilecek niteliğe sahip startupların, geleceği şekillendirdiğini vurgulayan Özgener, kısıtlı imkanlarla işini kurmuş, büyütmüş ve daha da önemlisi tüm ekonomik dalgalanmalara rağmen işini geliştirerek ayakta tutmayı başarmış girişimci bir neslin yetiştiğine dikkat çekti. Özgener, “Güçlü bir girişimcilik ekosistemi yaratmanın önkoşulu; gençlere, fikirlerini hayata geçirebilecekleri alanların yaratılmasından geçiyor ve bu noktada da gençlere iş dünyasının desteği büyük önem taşıyor. İşte bugün burada da iş dünyasının girişimcilere sunduğu desteklerin en güzel örneklerinden olabilecek bir iş birliğini gerçekleştirmek üzere buluştuk” dedi.

“İzQ projesi Türkiye İş Bankası paydaşlığında daha da güçlenecek”

Türkiye İş Bankası’nın, girişimcilere özel olarak açtığı İstanbul Girişimcilik Şubesi’nin ikincisini, İzQ Girişimcilik Merkezi’nin içinde hayata geçmesinden dolayı memnuniyet duyduklarını ifade eden Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Güçlü ortaklarımız ile yola çıktığımız projemizin, bugün Türkiye İş Bankası gibi önemli bir paydaş ile başlattığımız iş birliği sayesinde daha da güçleneceğine inanıyoruz. Bizler; başından beri İzmir’in yerel büyümesinin ve ekonomik kalkınmasının en önemli yollarından birisinin girişimcilik ve inovasyondan geçtiğine inanıyoruz. Potansiyeli zaten var olan bir ekosistemi güçlendirmek, açığa çıkmamış yönlerini ortaya çıkarmak, eksik yönlerini tamamlayarak İzmir’i önce Akdeniz’in, daha sonra da dünyanın girişimcilik merkezlerinden biri haline getirmek istiyoruz.”

“İzmir’den başarı hikayeleri çıkmasını bekliyoruz”

Farklı şube tasarımı ve özelleştirilmiş hizmet modeliyle geleneksel banka şubesinden ayrışan Girişimcilik Şubesi’nin hedef müşteri kitlesini; teknoloji tabanlı yeni nesil girişimler, yatırım fonları, melek yatırımcılar ve ekosistemin diğer paydaşlarının oluşturduğunu belirten Özgener, “Şube, teknoloji tabanlı girişimlerle birebir ilgilenecek ve geleneksel bankacılıktan farklı olarak onların ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ürün ve hizmetler sunacak. Girişimcilik bir kültürdür. Biz güzel İzmir’de bu kültürün gelişmesi, büyümesi için paydaşlarımız İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği ve Ege Genç İş İnsanları Derneği ile birlikte tohumlarımızı attık. Kendilerine bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyoruz. Ekosistemin ihtiyacı olan boşlukları doldurmak bizim görevimiz, İzmir’den başarı hikayeleri ve hatta unicorn’lar çıkarmak da gençlerimize düşüyor. Önümüzdeki süreç; başarılı ve dünyada ses getiren girişimleri çıkarma dönemi olacak” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

21 Kasım 2022

Ürkmez Kadın Tiyatrosu Mandalina Şenliği’nde


Kadınların kişisel gelişimine destek için 2014 yılında kurulan Ürkmez Kadın Tiyatrosu Seferihisar Mandalina Şenliği’nde stant açtı.

Seferihisar’ın turuncu festivalinde dernekler, sivil toplum kuruluşları, ev yapımı yiyecekler, el emeği ürünler, üretilen meyve ve sebzelerin bulunduğu stantlara ilgi yoğundu.


Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun standını ziyaret ederek tiyatro ekibinden Seyyide Öz ile bir araya gelerek kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Seyyide Öz Ürkmez Kadın Tiyatrosu’na 65 yaşından sonra başladığını anlatarak sözlerine başladı. Öz sözlerini şöyle sürdürdü;

İki kızım üç torunum var. Ben iki kızımı da okuttum. Tüm kadınlara önerim okuyup meslek sahibi olsunlar. Evde kapanıp kalmasınlar. Atamız biz kadınlara ne demiş;

Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Mustafa Kemal Atatürk kadınların dünya üzerindeki önemini dile getirdi ve haklarını teslim etti.

Tiyatro hayatımı değiştirdi

Sorunlarım vardı ve psikolojik destek alıyordum. Ürkmez Kadın Tiyatrosu’na başladıktan sonra bendeki değişimi doktorum fark etti. Bana hayatımdaki değişikliğe neden olan nedir? diye sordu. Ben de amatör bir tiyatro grubuna başladığımı ve çok mutlu olduğumu söyledim. Sen tiyatroya devam et ve artık bana gelmene gerek yok dedi.


Seferihisar Belediye Tiyatrosu bünyesindeki tamamı kadınlardan oluşuyor. Oyuncu ve Yönetmen Vedat Murat Güzel yönetmenimiz ile Ege bölgesinin birçok il ve ilçesinde oyunlarımızı sergiledik.

2019 Bedia Muvahhit Ödülleri'nde 'En Başarılı Anadolu Tiyatrosu' seçildik. Ürkmezli kadınlar olarak güzel çalışmalar yapmaya devam ediyoruz, dedi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

20 Kasım 2022

Mirabal: Yapacak çok işimiz var


Dünya çapında Dominikli Mirabal Kız Kardeşlerin anısına adanan “25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele ve Dayanışma” haftası etkinlikleri kapsamında Türkiye’ye gelen siyasetçi, dilbilimci ve aktivist Minerva Josefina Tavárez Mirabal’i (Minou Mirabal) “Demokrasi, İnsan Hakları ve Kapsayıcılık” konulu söyleşiye katıldı.

Konak Belediyesi, Yaşar Üniversitesi, Ege Kadın Buluşması Platformu, Uçan Süpürge Vakfı ve Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin organizasyonuyla,  İzmir Ticaret Odasında gerçekleşen Siyasetçi ve yazar Elfin Tataroğlu’nun da katıldığı söyleşide Mirabal, “yapacak çok işimiz var” dedi.

25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen Demokrasi, İnsan Hakları ve Kapsayıcılık konulu söyleşi İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Konak Belediyesi, Yaşar Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Ege Kadın Buluşması Platformu, Uçan Süpürge Vakfı ve Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği ortak organizasyonu ile gerçekleştirilen söyleşinin konukları Dominikli Mirabal Kardeşlerden Minerva Mirabal’in kızı  Minou Tavarez Mirabal ile Siyasetçi Yazar Elfin Tataroğlu oldu. Moderatörlüğünü Yaşar Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Huriye Toker’in yaptığı söyleşiye Konak Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Anıl Feroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer, Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği Temsilcisi Laila Gonzalez ile çok sayıda kadın sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile gençler yoğun katılım gösterdi. Söyleşinin açış konuşmasını yapan Ege Kadın Buluşmaları Platformu Koordinatörü Şengül Baysak, hayatını demokrasiye, insan ve kadın haklarına, eşitliğe ve ayrımcılığa karşı mücadeleye adamış bu nedenle ülkesinde olduğu kadar uluslararası alanda da tanınmış politikacı, devrimci, insan hakları savunucusu Minou Mirabal ile siyasetçi yazar Elfin Tataroğlu’nu konuk etmekten büyük mutluluk ve onur duyduklarını söyledi. Baysak, “Haklarımızdan ve yaşamlarımızdan asla vazgeçmiyoruz, İran ve Afgan kız kardeşlerimizin mücadelesini de saygılarımızla selamlıyoruz” dedi.

Feroğlu: İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecek

Söyleşi öncesinde yer alan açılış konuşmaları bölümünde Konak Belediye Başkanı Mimar Abdül Batur’u temsilen programa katılan Konak Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Anıl Feroğlu Türkiye Cumhuriyeti’nin, kadınlarla birlikte kurulduğuna dikkat çekerek sonrasında da birçok Avrupa ülkesinden çok önce Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın tanındığını hatırlattı. Öte yandan büyük tartışmalara neden olan İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesine de değinen Feroğlu, “2011 yılında 45 ülke ile Avrupa Birliği tarafından imzalanan ve 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi feshedildi. Kadın cinayetlerinde, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde İstanbul Sözleşmesi’nin hukuki bağlayıcılığına çok inanıyoruz. Umuyoruz ki yakın zamanda önümüzdeki güzel günlerde İstanbul Sözleşmesi’ni bu güzel ülkemizde yeniden yürürlüğe alacağız” dedi.


Mirabal: Asla var olanla yetinmeyeceğiz

1960 yılında Dominik’te ülkeyi yöneten diktatöre karşı mücadele eden Mirabal kız kardeşlerin öldürüldükleri gün olan 25 Kasım gününü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti. Ülkeyi yöneten diktatöre karşı verdikleri mücadele uğruna hayatlarını veren Mirabal kız kardeşlerden Minerva Mirabal’ın kızı olan ve kendisi de bir devrimci, siyasetçi, insan hakları savunucusu ve akademisyen olan Minou Mirabal, “Demokrasi, İnsan Hakları ve Kapsayıcılık” söyleşinde onur konuğu olarak yer aldı. Söyleşi öncesinde gösterilen ve Mirabal Kız kardeşlerin mücadelesini konu alan belgesel gösteriminin ardından konuşmasına duygu dolu sözlerle başlayan Mirabal, kendisini dinleyenleri de duygulandırdı. Mirabal, “Benim için burada sizlerle birlikte bulunmak büyük bir onur, gerçekten hepinize en içten dileklerimi sunmak istiyorum. Benim ülkemin tarihini öğrenmek için geldiniz, ailemin mücadelesini benden dinlemek için geldiniz, bu benim için gerçekten büyük bir onur. Gerçekten çok duygulandım, çok duygusalım şu anda. Çok uygun bir başlık seçmişsiniz çünkü bizler hem demokrasiden bahsediyoruz hem insan haklarından bahsediyoruz bu ikisinin var olması için birbirine bağlı olması gerekiyor.  İnsan hakları, demokrasi var olduğu sürece vardır, erkekler ve tüm bireylerin demokrasiye dahil olduğu sürece vardır. Ben öyle bir aileden geliyorum ki bu ailenin pek çok üyesi demokrasi eksikliğinden hayatını kaybetti” diye konuştu. İnsan hakları, demokrasi ve kadın mücadelesi üzerine konuşan Mirabal, sözlerini “Biz asla var olanla yetinmeyeceğiz önümüzde yapacağımız çok iş var” diyerek bitirdi.

Tataroğlu: Bizim şansımız büyük devrimci Atatürk

Özgürlük savunucusu Minou Mirabal ile bu etkinlikte birlikte olmanın kendisine onur verdiğini ifade ederek sözlerine başlayan siyasetçi ve yazar Elfin Tataroğlu, Mirabal’ın anlattıklarından yola çıkarak insan haklarının ne kadar temel bir ihtiyaç olduğunu ve Mirabal ailesinin bunun için bedel ödemiş bir aile olduğunu söyledi. Mirabal’ın konuşmasının kendisini çok duygulandırdığını belirten Tataroğlu, Mirabal Kızkardeşlerin hikayesi ile aydınlandıklarını ve yollarına ışık tuttuğunu da söyledi. Eski medeniyetlerde kadının karanlık tarafının ön plana çıkarıldığını ancak Anadolu coğrafyasında bizim bir avantajımız olduğunun altını çizen Tataroğlu, “Türk Mitolojisinde kadın Ulu Ana, Umay Ana, Toprak Ana, Bereket Ana yani çoğaltan, yaşatan, yaşamı merkezine alan bir anlama sahip kadın. Sonra imparatorluk döneminde kadınlar haklarını kaybedecek düzeye gelmişler. Bizim bir şansımız, bizim coğrafyamıza büyük bir devrimci gelmiş olması. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında gerçekleştirdiği aydınlanma devrimi ile kadınlarımıza tüm haklarını verdi” diyerek Cumhuriyetin kadınlara ilişkin kazanımlarından övgü dolu sözlerle bahsetti.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

19 Kasım 2022

Filiz Pelit’in “Denge” isimli sergisi açıldı


Sanatçı Filiz Pelit’in ‘Denge’ isimli kişisel sergisi 17 Kasım Perşembe günü İzmir GT Art Sanat Galerisinde sanatseverlerle buluştu.

Filiz Pelit dört yıl aradan sonra açtığı 22. Kişisel sergi hakkında şu açıklamalarda bulundu;


“2018 yılında açtığım “Bilge Kadınlar” sergisinde kendine yeten, sevgisini, bilgisini etrafa verebilen, kendiyle kavgası bitmiş, dingin, adaletli kadınları konu almıştım, şimdi açtığım  “Denge” isimli sergimde bu konseptin devamı olan taşlar yer alıyor. Her bir taş bu değerleri sembolize ediyor. Üst üste incelikle, bir noktada birleşip, dengeyi kuran, bütünü oluşturan bir olmuşluk haline dönüşüyor.” şeklinde konuştu.


82 eserin yer aldığı sergide kağıt üzeri, mdf üzeri karışık teknikten tuval üzeri yağlı boyaya kadar geniş bir yelpazede eserler yer alıyor.

Sergi 26 Kasım 2022 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.


 Filiz Pelit Kimdir

1964 yılında doğdu.1985 yılında Buca Eğitim Fakültesi Resim bölümünden mezun oldu. Rusya, İngiltere, Dubai,, İsviçre, Almanya, Kıbrıs, Tunus, Amerika ve Türkiye’deki çeşitli kurum ve özel kolleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.


Ankara Tisva, İzmir BEF Görsel sanatlar buluşması, Tunus Monastır Uluslararası Sanat Festivali, 3.İzmir Uluslararası Sanat Bianeli gibi uluslararası etkinliklere katıldı.

Katıldığı sergilerden Özel Ödül, Onur Belgesi, Teşekkür Belgesi, Başarı Plaketi ve Paris SNBA (Societe National Des Beaux-Arts) dan Gümüş Madalyası (2011) ve Altın Madalyası (2016) bulunmaktadır. SNBA Türkiye Delegasyonu sanatçılarındandır.

ABD, Romanya, Paris, Luxembourg, İspanya, Japonya, Almanya, İtalya ve Tunus'ta Uluslararası sergilere katılmıştır.

100 ü geçen ulusal ve uluslararası karma sergiye eser vermiştir.


Çeşitli televizyon kanallarında Resim Eğitim Programı hazırlayıp sunmuştur, Çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazıları bulunmaktadır.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

18 Kasım 2022

Ayvada Hasat Coşkusu


Dünyada üretimi ve ihracatında birinci olduğumuz ayvada hasat coşkusu yaşanıyor.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Türkiye'nin önemli ayva üretim merkezlerinden İzmir'in Selçuk İlçesinde “Ayva Hasat Töreni” düzenledi.

Törene Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Demircan, Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci, Selçuk İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Acargil, Selçuk İl Tarım Ve Orman Müdür Yardımcısı Fatih Kılıç, AK Parti İlçe Başkanı Hakan Bayraklı, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyeleri, üreticiler katıldı.

Törende konuşan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Ülkemizde üretilen 55 milyon ton meyve sebzenin yüzde 10’luk bölümü ihracata gidiyor. Dünyada kiraz, incir, kayısı ve ayva üretiminde birinci konumdayız. Vişne, salatalık, kavun ve karpuz üretiminde ikinci sırada, elma, biber, mandalina ve domates üretiminde üçüncü sırada bulunuyoruz. Meyve sebze üretiminde ilk 5’te olduğumuz toplam 15 ürün var. Ayva üretiminde yıllık 200 bin ton üretim ile Türkiye birinci sırada yer alıyor.” dedi.


Selçuk bölgesinde şu anda 2 proje yürütüyoruz

Dünya ayva üretiminin yüzde 24’ünün Türkiye’de gerçekleştiğini anlatan Uçak, “Nar üretiminde 500 bin tonun üzerinde üretim ile Türkiye 4.sırada yer alıyor. Ayva ihracatında dünyada birinci sıradayız. Türkiye’nin ayva ihracatı dünya ayva ihracatının 43’ünü oluşturuyor. Türkiye 2021 yılında 17.7 milyon dolar ayva ihracatı gerçekleştirdi. Ayva ihracatımızda Rusya, Almanya ve Hollanda ilk üç sırada. 2021 yılında da 132 milyon dolar nar ihracatımız var. 2022 yılında şu ana kadar 76 milyon dolarlık nar, 10 milyon dolarlık ayva ihracatı gerçekleştirdik. Nar ihracatımızda ilk 3 sırayı Rusya, Irak ve Almanya alıyor.” diye konuştu.

Hayrettin Uçak, “Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak Selçuk bölgesinde şu anda 2 proje yürütüyoruz. Ege Üniversitesi ile yürüttüğümüz Meyve Kayıplarının Belirlenmesi projesi ile narın hasat ve depolama sürecinde yaşanan kayıpları tespit edip en aza indirmeyi planlıyoruz. Yine İzmir İl Tarım Müdürlüğü ile yürüttüğümüz İyi Tarım Projesi ile belirlediğimiz 100 üreticiye eğitimler vererek sertifika almalarını sağlayacağız.” diyerek sözlerini tamamladı.

Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci de Selçuk’ta kurulan laboratuvarda bugün itibariyle resmi analizlerin yapılacağının müjdesini verdi.

 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

17 Kasım 2022

Bölgenin Tek ‘Hipertansiyon Mükemmeliyet Merkezi’ Medical Point’te Açıldı


İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi, Avrupa Hipertansiyon Derneği (European Society of Hypertension) tarafından verilen Hipertansiyon Mükemmeliyet Merkezi akreditasyonunu alan bölgedeki tek hastane oldu.

Ege Bölgesi’ndeki tek Hipertansiyon Mükemmeliyet Merkezi, İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nde düzenlenen seremoni ile açıldı. Akreditasyon belgesi Avrupa Hipertansiyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Guido Grassi tarafından Medical Point Hastanesi Hipertansiyon Mükemmeliyet Merkezi Direktörü Prof. Dr. İstemihan Tengiz’e teslim edildi.

Dr. Zeki Hozer moderatörlüğünde gerçekleşen seremonide, Prof. Dr. Guido Grassi’nin yanı sıra Avrupa Hipertansiyon Derneği Üyesi Prof. Dr. Francesco Fici, Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Zafer Beken, Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Ercan ve sektör temsilcileri de katılımcılar arasındaydı. 


Hipertansiyon Mükemmeliyet Merkezi’nin son zamanlarda önem kazanan bir terminoloji olduğu belirten Prof. Dr. İstemihan Tengiz, “Dünyadaki ölümlerin en sık nedeni hipertansiyon kaynaklı. Tüm ölümlerin yüzde 25’inden doğrudan hipertansiyon sorumlu. Dolayısıyla hipertansiyonun tanınmaması, düzgün bir şekilde tedavi edilmesi ve etkili bir şekilde kontrol altına alınması, kardiyovasküler mortalite ve morbidite için oldukça önemli. Bu yüzden hipertansiyon hastasının takibinde, tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekiyor. Bu merkezde de hipertansiyon hastalarını bütüncül şekilde değerlendireceğiz.” dedi.

Yeni cihaz ile detaylı inceleme

Merkez hakkında bilgiler paylaşan Tengiz, “Hastanın kan basıncının yanı sıra ‘nasıl kardiyovasküler seyrini iyileştirebiliriz, hangi risk faktörleri var ve hedef organları ne kadar etkilemiş?’ sorularına yanıt arıyoruz. Bu etkileri ne kadar erken tespit edersek, o kadar yol kat etmiş oluyoruz. Bu merkezi açmamızdaki amaç da bu. Örneğin; yeni aldığımız bir cihaz ile bir hastanın akım hızını, nabız dalga hızı, aortik sertliği, periferik direnci gibi tüm detayları ölçebileceğiz. Bununla birlikte, daha gerçekçi bir veri alabileceğiz. Çünkü genç hastalara baktığımızda koldan ölçtüğümüz basınç aortik basıncı yansıtmayabiliyor. Bu cihaz ile daha net bir bilgiye sahip olacağız. Aynı zamanda seçeceğimiz antihipertansif ilaçları da bu yöntemle daha iyi belirleyebileceğiz.” şeklinde konuştu.

Gururluyuz

Hipertansiyona ait tüm verilerin toplandığı, takip edildiği aynı zamanda tedavisinin de programlandığı bir merkez olacağını ifade eden Tengiz, “Bu veriler akademik yönden de bize katkı sağlayacak. Bu merkezler, Avrupa’da yaygınlaşmaya başladı. Ülkemizde de yaygınlaşacağına inanıyorum. Bunun öncüsü olmaktan gururluyuz.” dedi.

Hipertansiyon tedavisindeki güncel tedaviler hakkında da bilgiler veren Tengiz, “Hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar konusunda çok fazla bir gelişme yok ancak hipertansiyonun girişimsel olan tedavisinde, renal denervasyon dediğimiz böbrek arterlerinin etrafındaki sempatik sinirlerin yakılmasından oluşan bir yöntem var. Dirençli hipertansiyonu olan veya çok fazla ilaç kullanan hastalarda tercih ettiğimiz bir yöntem bu. Yeni yapılan çalışmalarda, bu işlemin uygulanması dirençli hipertansiyonu kırma konusunda ve mevcut hipertansiyonu azaltma konusunda oldukça avantajlı gözüküyor.” şeklinde konuştu.  

Avrupa Hipertansiyon Derneği Başkanı ve Dünya’daki en iyi ilk 10 hipertansiyon uzmanından birisi olan Prof. Dr. Guido Grassi ise, İzmir'de olmaktan ve Türkiye'de bir Hipertansiyon Mükemmeliyet Merkezi açmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Pandemi nedeni ile fazla söz edilmese de tüm dünyada her 3 kişiden birisinin yüksek tansiyon hastası olduğunu belirten Grassi, hipertansiyona bütüncül yaklaşan mükemmeliyet merkezlerinin, bu hastalıkla mücadelede referans olduklarına dikkat çekti.


Konuşmasını gerçekleştiren Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Zafer Beken ise şunları söyledi, “Hipertansiyon, tansiyon aletini kolumuza taktığınız zaman gördüğümüz kan basıncı yüksekliği demek değildir. Bu hastalığın tanı ve tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekiyor. Hipertansiyon olduğumuz zaman vücudumuzdaki tüm damarlar bundan etkilenir. Örneğin; ben bir göz hekimiyim. Gözün retinasından hipertansiyonun hangi düzeyde olduğunu anlayabiliyoruz. Bundan sonraki süreçte, hastanemiz Hipertansiyon Mükemmeliyet Merkezi olarak multidisipliner bir yaklaşım ile hastanın çok detaylı değerlendirilmesini ve tedavisini sağlayacak bir alt yapıya sahip olacak. Sözlerimi sonlandırırken; Avrupa Hipertansiyon Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Guido Grassi’ye  ve yöneticilerine çok teşekkür ediyor ve bu merkezin açılışına öncülük eden Prof. Dr. İstemihan Tengiz’e ve ekip arkadaşlarına başarılar diliyorum.” dedi.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

14 Kasım 2022

Karaburun’da CHP’nin Rozet Takma Töreni Yapıldı


CHP Karaburun İlçe Örgütünün Mordoğan Merkezde yaptığı Üye Katılım ve Rozet takma törenine geniş katılım sağlandı.

Törene CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, CHP İzmir İl Başkan yardımcısı Ahmet Yıldız, CHP Karaburun İlçe Başkanı Erdal Subaşı, çok sayıda partili ve vatandaşlar katıldı.


İl Başkan yardımcısı Ahmet Yıldız şu anda Karaburun’da ikamet eden 10 bin 150 seçmen bulunmakta ve geçen seçimde 7 bin 800 seçmenden 3 bin 700 oy alan CHP’nin yapılacak olan önümüzdeki yerel seçimde oy sayısının 8 bine kadar çıkacaklarını beklediğini söyledi.


Törende konuşan CHP İzmir milletvekili Kani Beko ise 45 yıldan bu yana CHP içerisinde demokrasi mücadelesi veren insanlardan birisi olduğunu söyledi.

 CHP’nin Cumhuriyeti kuran büyük bir parti olduğunu dile getiren Beko 1975 yılında Cumhuriyetin fabrikası olan Nazilli basma fabrikasında 6 ay kurs gördüğünü ama günümüzde ise Atatürk ve silah arkadaşlarının bugüne kadar kurmuş olduğu bütün eserlerin tek tek arsa fiyatına satıldığını ifade etti.

Atatürk’e şaşı bakanlara bu memleketi bırakamayız

CHP milletvekili Kani Beko “Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği parti bağımsız, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devletidir. Bugün baktığımızda ise bu ülkenin bağımsız, sosyal ve hukuk devleti olduğunu söyleyemeyiz. O yüzden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına şaşı bakanlara bu memleketi bırakamayız” dedi.


Karadağ, Arnavutluk ve Makedonya ziyaretlerinden bahseden Beko oranın Devlet Bakanları ve Başbakanları ile görüştüğünü ve Türkiye’de demokratik, sosyal, eşitlikçi bir anayasa olmadıktan sonra Avrupalıların bakış açısının Türkiye’ye karşı değişmeyeceğini ifade ettiklerini dile getirdi.

Beko, yapılacak olan ilk seçimde demokratik, sosyal ve eşitlikçi bir anayasayı başarmaları gerektiğini aksi takdirde AB üyesi hiçbir zaman olamayacaklarını, AB kriterlerine uygun bir anayasanın mutlaka olması gerektiğini söyledi.

İktidara gelir gelmez İstanbul sözleşmesini imzalayacağız

Geçen ay İran’da saçının telini gösteren kadının işkencede katlettiğini dile getiren Kani Beko “Atatürk kadınlara muhtar, Belediye Başkanı ve milletvekili olma imkanı verdi. Ama bugüne baktığımızda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hiç korkmadan İstanbul sözleşmesini bir gecede fes etti. Biz iktidara gelir gelmez İstanbul sözleşmesini yeniden imzalayacağız” dedi.

Kani Beko-Nurten Öğüt

Bölüşürsek tok, bölünürsek yok, birleşirsek 2023’te iktidar oluruz

Milletvekili Beko CHP’ye yeni üye olan vatandaşlara başarılar dileyerek özellikle genç kişilerin Mahalle Muhtarlığına, Belediye Meclis Üyeliğine ve Belediye Başkanlığına aday olması çağrısında bulunarak bölüşürsek tok, bölünürsek yok, birleşirsek 2023 yılında iktidar olacaklarını ifade etti.

CHP Milletvekili Beko partiye yeni üye olan vatandaşlara rozet takarak1995 yılında emekli olanlar için kurduklarını disk emekli sendikasına üye olma çağrısında bulundu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT