30 Mart 2025

İzmir Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu ve Solist Derya Öyünç Konseri


T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu etkinlikleri kapsamında 10 Nisan Perşembe akşamı İzmir Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu ve Solist Derya Öyünç konseri gerçekleştirilecek.

Şef Erhan Parlat’ın yöneteceği konser saat 20.00’de başlayacak.

Bornova Kültür ve Sanat Merkezi Rakım Elkutlu Salonunda “Dilkeşide Klasik Takım” adlı konser seyircilere unutulmaz bir gece yaşatacak.

Eskişehir doğumlu ve İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi Bölümü mezunu olan Derya Öyünç konserde Hüseyni Makamında 8 eser seslendirecek.

T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu ve Ses Sanatçısı Derya Öyünç’ün gerçekleştireceği konser 10 Nisan 2025 Perşembe akşamı müzikseverleri bekliyor.

Topluluk ses sanatçıları

Hilal İNEL

Gökçe ERİŞ

Eda NARLIOĞLU

Esra DEMİROK

Göynüm CAN ÇETİN

Uğur URŞAN

Sürelsan YÜKSEL

Çetin SARIOĞLU

Armağan SEZEN

Göksel PESENPATEN

Saz sanatçıları

Özkan ÖVEK - Keman

Mehmet ÇAVUŞ - Keman

Yavuz AKALIN. - Ney

Bülent DAĞDEVİREN - Ud

Ufuk AŞKIN - Kanun

Kağan ULAŞ - Tanbur

Gökçem GÜL EREK. - Klasik Kemençe

Emre SAZAK - Ritim

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

26 Mart 2025

İzmir Ticaret Odası, Mart Ayı Meclis Toplantısını Gerçekleştirdi


İzmir Ticaret Odası (İZTO) Mart ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Selami Özpoyraz Başkanlığında gerçekleşti.

Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, açılış konuşmasında gündeme ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Özgener, “Son günlerde yaşanan gelişmeler hepimizi düşündürüyor, bazen kaygılandırıyor. Ancak unutmayalım ki bu ülkenin insanı, olayları doğru değerlendirerek, duygularına teslim olmadan hareket etmeyi de biliyor” dedi.

Hepimiz biliyoruz ki Türkiye, tarihi boyunca birçok zorluktan geçmiş, ancak her defasında birlik ve beraberlik içinde, sağduyusunu koruyarak yoluna devam etmiş bir ülke. Bu topraklarda belirli bir yaşa gelmiş, okumuş, çalışmış, farklı nedenlerle bir araya gelmiş insanların deneyimleri genelde aynıdır.


Türkiye’nin en büyük gücü, krizleri yönetme becerisi ve toplumun ortak aklıdır. Şimdiye kadar nice badireleri atlattık, bundan sonra da diyalog ve sağduyu ile her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Hepimizin süreç hakkında birbirinden farklı düşünceleri olabilir.

Türkiye ekonomisi güçlüdür ve yoluna girer

Haberleri, açıklamaları, liderlerin konuşmalarını dinleyerek farklı kanılara varmış olabiliriz. Hukuki ve buna bağlı siyasi süreçler kafamızı karıştırıyor olabilir. Bu çerçevede zaman zaman kendi işlerimiz konusunda doğru kararlar almamız da zorlaşabilir. Ancak her defasında gördüğümüz bir gerçek var: Türkiye ekonomisi güçlüdür ve yoluna girer. Üreten, çalışan ve birlikte hareket eden bir toplum, en büyük güvencemizdir. Bugün yaşanan zorlukları aşmanın yolu da yine birlikte hareket etmekten, ortak aklı ve doğru politikaları devreye sokmaktan geçiyor.

Bugünlerde yaşadıklarımızdan ders almamız gereken çok önemli noktalar da var: İlki ve en önemlisi “gençlerimiz”. Bu süreçte gördük ki; gençlerimizi dinlemiyoruz, onları yakından tanımıyoruz ve maalesef, kuşaklar arası iletişimimizi kaybediyor, birbirimizden her geçen gün daha da uzaklaşıyoruz.

Taleplerine baktığımızda sadece güncel siyaset konuları ile ilgili değil, birçok konuda mutsuzluklarını ve gelecekle ilgili beklentilerini dile getiriyorlar. Hem bireysel hem de kurumsal olarak onları daha çok önemsememiz, daha yakından takip etmemiz ve daha çok dinlememiz gerektiğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.

Toplumsal ve bireysel olarak haklarımızın bir bütünü olan “hukuk”, adaletin tecelli etmesini sağlayan bir araçtır. Hepsinin üzerinde bir kavram olarak “hukukun üstünlüğü”, ülkeler için toplum düzeni ve devlete güveni sağlamlaştıran vazgeçilmez bir norm oluşturmaktadır.


Adalet ve hukukun üstünlüğü olmalıdır

Son günlerde yaşanılan süreçte; adil yargılanma eksiksiz olmalıdır. Kurumları ve kavramları yıpratarak bir yere varamayız. Bunu yaparsak hepimiz bundan büyük zarar görürüz. Önünde sonunda hepimizin sığındığı değerler; adalet ve hukukun üstünlüğü olmalıdır.

Ekonomide oluşan dalgalanmalar özelinde konuyu değerlendirdiğimizde, siyasi akıştaki olayların, “belirsizlik” değil, “ölçülebilir risk” seviyesinde kalması gerekir. Finansal piyasaların seyri ve ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliği söz konusu olduğunda, riskleri yönetebilir ve bir bedel ödesek de sonuçta aşabiliriz. Ancak; belirsizliğin getireceği bilinmezlerin bedeli çoktur. Öngörülebilirlik kavramını bu nedenle sıklıkla konuşmalarımda kullanıyorum. 20 aydır toplumunun her kesiminin büyük çabası ve özverisiyle uygulanan Ekonomik Program kapsamında, dezenflasyonist sürecin hızlanmasını, reel sektörün maliyetinin azalmasını, faiz oranlarının düşmesini ve krediye erişimin kolaylaşmasını bekliyoruz. Enflasyonla mücadelenin çok hassas dengeler üzerinde devam ettiği bu süreçte, hep birlikte çalışarak bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları riske atmamamız gerektiğini vurguluyoruz. Siyaset kaynaklı olayların, ekonomide bugüne kadar ödenen maliyetleri artırmaması ve ekonomik programın devamlılığı ile ilgili soru işaretleri yaratmaması gerekir. 

Bunu sağlarken; tüm tarafların sorumluluk bilinciyle, verilecek kararların özellikle ülke ekonomimiz üzerinde etkilerinin etraflıca istişare edilerek alınmasının, hayati öneme sahip olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Geçtiğimiz hafta içinde; uzun süredir stabil olan döviz kurları ciddi oranlarda değerlendi. Borsa sert bir şekilde geriledi. Ülkemizin 5 yıllık kredi risk primi CDS, 74 puan artarak, son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı. Ülkemizin 10 yıllık tahvil faizi %28 seviyelerinden %33’e yükseldi. Bu oranı, kurlardaki değişim kadar kritik olarak değerlendiriyoruz.

Geçmişte yaşanan büyük dalgalanmalar gibi panik ortamına izin vermek istemeyen Merkez Bankası’nın piyasaya ilk andan itibaren etkin müdahalesini önemli buluyoruz. Merkez Bankası; geçen hafta yaklaşık 25 milyar dolarlık rezerv satış yaparak, Türk Lirası’ndaki değer kaybını %3-4 arasında tutmaya çalıştı.  Gecelik vadede borç verme faiz oranını 200 baz puan artırarak %44’den %46’ya yükseltti. Piyasadaki hem Türk Lirası, hem de döviz likiditesine yönelik müdahaleleri de devam ediyor.  Bu müdahalelerle, hafta başı itibariyle bankaların Türk Lirası mevduat faizlerinin, geçen haftaya göre arttığını gözlemliyoruz.

Bunlardan hareketle; Merkez Bankası’nın Türk Lirası’ndaki değer kaybını belirli bir oranda tutmak amacıyla, rezerv satışlarına devam edeceği ve Türk Lirası likiditesini kısma yolunu tercih edeceği anlaşılıyor.  Yapılan açıklamalar bize, asıl amacın, mevcut yılsonu makroekonomik tahminlerinde kalıcı bir bozulmanın engellenmesini amaçlandığını gösteriyor.

Finansal piyasalarda Türk Lirası varlıklardaki oynaklık belirli bir seviyenin altına geldikten sonra, yurtiçi talep, enflasyon, büyüme, ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Yaşanan son gelişmelerden sonra; yılsonu makroekonomik tahminlerinin nasıl etkileneceği, mevcut siyasi gelişmelerle ilgili risklerin piyasalar tarafından nasıl algılanacağıyla ilişkili. Her halükarda, siyaset kaynaklı olarak oluşabilecek belirsizliğin azaltılmasının, ekonomik programla ilgili olarak maliyetlerin düşürülmesi ve programın başarılı olması için kritik bir önemde olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Tüm bu yaşananlar, bizim ana gündemimizin ekonomi olması ve ekonominin lokomotifi ihracata özel önem verilmesi gerektiğini gösteriyor.  Piyasa yönündeki kararsızlığı gidermek için Merkez Bankası’nın etkili bir para politikası aracı olan likidite senedi ihracına karar vermesini ve ihracatçının kur riskini bir ölçüde gidermek amacıyla açıkladığı ileri tarihli döviz sözleşmesi uygulamasını olumlu değerlendiriyoruz.

Maliye politikası ile para politikasının koordinasyonun sağlanmasının ne derece önem taşıdığını bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu koordinasyonun artırılmasıyla, “Orta Vadeli Ekonomik Programının başarıyla devam etme şansının yükseleceğine inanıyorum.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

24 Mart 2025

Başkan Tugay’dan gençlere: Kendinize inanmak zorundasınız


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, üniversiteden mezun olan 22-28 yaş arasındaki gençleri iş dünyasına hazırlamak amacıyla başlatılan İzmir Seninle Projesi’nin tanıtım toplantısında konuştu.

Atılan adımın sadece bir istihdam hamlesi olmadığını, İzmir’in dönüşümünün hedeflendiğini belirten Tugay, “Bu salondan çok değerli yönetici arkadaşlarımız, başarılı iş insanları çıkacaktır. Kendinize inanmak zorundasınız. Hep beraber çalışırsak üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, gençlerin işsizlik sorununa dikkat çekerek çözümün bir parçası olmak üzere Bilim Virüsü ile birlikte harekete geçti. Ne eğitimde ne istihdamda (NEET) olan gençleri iş dünyasına hazırlamak, 21’inci yüzyıl becerileri kapsamında güçlendirmek, profesyonel kimlik geliştirmelerini desteklemek ve bilinçli kariyer seçimleri yapmalarına rehberlik etmek için geliştirilen İzmir Seninle Programı’nın tanıtımı yapıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’ndeki buluşmaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ev sahipliği yaparken lansmanda Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) temsilcileri, iş dünyası liderleri ve gençler yer aldı.

“Uzun bir hazırlık döneminden sonra bu noktaya geldi”

Program başlamadan önce gençlerin beklenti ve katkılarının yazıldığı anı tahtasını okuyan Başkan Tugay, zor günler geçirdiğimize dikkat çekerek “Bugün bu programı yapacak mısınız diye sordular. Bizler hem siyasetçi hem yerel yönetici olarak gündemin bir parçasıyız ama sonuçta genel anlamda bir çalışma ve mücadele içindeyiz. Bizim bir şeyleri değiştirmek, geliştirmek, iyiye götürmek anlamında sorumluluklarımız var” dedi.

İzmir Seninle Programı’nın uzun bir hazırlık döneminden sonra bu noktaya geldiğini söyleyen Tugay, “Kendisine, ülkesine güveni eksik olan, girişimcilik konusunda kendini yeterince güçlü hissetmeyen, cesaretini kıracak her şeye karşı kırılgan yaklaşanlar var. Çünkü kendini geliştirmeye kalkana her seferinde otur oturduğun yerde diyen bir zihniyet var. Bugünlerde yaşadığımız tabloda en çok gençler, özellikle üniversite öğrencileri isyan içinde. Ben de elimden geldiğince onları dinliyorum, anlamaya çalışıyorum. ‘Her şey kötüye gidiyor’ diyorlar. ‘Baskı kurarak bizi şekle sokmaya çalışıyorlar. Biz baskı istemiyoruz, insanca, güzel bir ülkede yaşamak istiyoruz, geleceğimize umutla, güvenle bakmak istiyoruz’ diyorlar. Bu gençler haksız mı? Birilerinin bunları duyması lazım” diye konuştu.

“İzmir’de çok şeyi değiştireceğiz, iyiye götüreceğiz”

Değişmesi gerekenin gençler değil, devletin ve bu anlayışın olduğunu söyleyen Tugay,  “Herkes aklını başına toplayacak ve bu haklı talebe kulak verecek ve değişecek. Yoksa bu ülke sadece çökmüş insanların ülkesi olur, kalkınamaz. Bu kaderi değiştirmemiz lazım. Bu kaderi bu salondaki arkadaşlarımız, bu sıkıntıları yaşayan insanlar değiştirebilir” ifadelerini kullandı. 

İzmir’in herkesin yanında olmaya kararlı bir şehir olduğunu belirten Tugay, “Herhangi bir sorunda en fazla duyarlılığı İzmir’de görürsünüz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kendine ‘biz bu şehrin her kesiminin yanında olacağız’ diye bir ilke kararı aldık. Onun için çok çalışıyoruz. Elimizdeki olanakları yok etmek için çalışanlara karşı mücadele ediyoruz. Bunu ben yapmıyorum. Hep beraber yapıyoruz. Başaracağız. İzmir’de çok şeyi değiştireceğiz, iyiye götüreceğiz. Emin olun her geçen yıl daha fazla fark edeceksiniz” dedi.

“Her biriniz mutlu olacağı işle buluşacaksınız”

Başkan Tugay, 8 ay sürecek İzmir Seninle Programı’nın sonunda gençlerin mutlu olacakları bir işle buluşacaklarına inandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü çok güçlü destekçileriniz var. Belediye de bütün varlığıyla yanınızda olacak. Herkes bu konuda istekli. Bu programa katılan tüm arkadaşlarımız olumlu bir sonuca erişecekler. Bu programın başarısı bundan sonra buna benzer çalışmaları yapmak adına da önemli. Onun ötesinde İzmir’de bir dönüşüm istiyoruz. İzmir’de insanların hayata bakışının değiştiği, kendine güveninin geliştiği, çevre duyarlılığı, insan duyarlılığının arttığı, şehrine katkı vermek için motivasyonun yükseldiği bir dönüşümden söz ediyoruz. Onun için de bu program çok değerli. Sadece bir grup genci iş sahibi yapmak istediğimiz bir istihdam projesi değil bu. Bu salondan çok değerli yönetici arkadaşlarımız, başarılı iş insanları çıkacaktır. Kendinize inanmak zorundasınız. Her birinizin eşi bulunmaz bir insan olduğuna inanacaksınız. Hep beraber çalışırsak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Başarının çalışarak olduğunu bileceksiniz. Çalışmadan hiçbir şey olmuyor. Ve geleceği görmek zorundasınız.”

“Projenin değerli paydaşlarla hayata geçmesinden dolayı mutluyum”

İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu (İEKKK) Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, “Bugün bu proje Cemil Başkan’ımızla hayata geçiyor. Biz de büyük destekçisi olmak istiyoruz. Lütfen derneklerimize ve federasyonumuza gelmekten çekinmeyin. Bir projeniz varsa topluma değer katmak için derneklerimiz size aracı olabilir. Kapılarımız sizlere sonuna kadar açık. Bizleri her zaman arayın, rahatsız edeceğinizi asla düşünmeyin. Bu projenin değerli paydaşlarla hayata geçmesinden dolayı oldukça mutluyum” diye konuştu.

“Elimizden geleni yapmaya hazırız”

Eğitim sistemi ve iş dünyası arasındaki uyumun önemine dikkat çeken EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muhlis Kaan Özhelvacı da projenin olumlu yanlarına vurgu yaptı ve “Gençlerimiz geleceğin mesleklerine böylelikle hazırlanabilir. Bugün tanıtımını yaptığımız program sorumlulukla hareket ediyor ve biz de paydaşı olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

“Bugün bir ilk yaşanıyor, İzmir gençlerle”

Bilim Virüsü Platformu’nun Kurucusu Şule Yücebıyık, tırnaklarıyla kazıdığı bir kariyer yolculuğu olduğunu belirterek “Kendime ve hayallerime inanmaktan hiç vazgeçmedim” dedi. Yücebıyık çocuğunun 13 yaşında gelecek kaygısını taşımasını örnek göstererek Bilim Virüsü’nün bir seferberlik olarak doğduğunu ifade etti. Yücebıyık, “Hayallerini kaybetmek üzere olan gençler var. Bazı başvuruları okurken gözlerimizden yaşlar aktı. Atatürk’ün dediği gibi gençler varsa umut, gelecek var. Bugün bir ilk yaşanıyor. Bir belediye öncülüğünde seferberlik başlatılıyor. Herkes emeğini katıyor. Biz gençlerin arkasındayız, yanındayız, birlikte yürüyeceğiz. Sevgili gençler arkanızda bir torpiliniz yok ama bugün arkanızda bir şehir var, Başkan’ımız Cemil Tugay var, iş dünyası var. İzmir sizinle” dedi.

Proje kapsamında neler yapılacak?

Programdan İzmir’de ikamet eden, 22-28 yaş arasındaki lisans mezunu ve hâlihazırda eğitimde ve istihdamda yer almayan gençler yararlanabilecek. İzmir Seninle Programı ile özellikle iş arama motivasyonu düşük veya uzun süredir işsiz olan, kariyerinde ilerlemek ve becerilerini geliştirmek isteyen gençlere odaklanılacak.

Program faydalanıcıları, sosyal ve ekonomik hayata katkı sağlamak isteyen, öğrenmeye açık ve öğrendiklerini paylaşmayı seven gençlerden oluşacak. NEET (Not in Education, Employment, or Training), “Öğretimde, İstihdamda veya Eğitimde Değil” grubundaki gençlerin katılımını hedefleyen çalışmada öğrenme programı, mülakat simülasyonu, iş ağı geliştirme buluşması ve mentorluk programı yer alacak. Bu amaç doğrultusunda hazırlanan program NEET gençlerinin; kişisel marka yönetimi, dijital okuryazarlık, stratejik düşünce ve etkili iletişim gibi yetkinliklerini geliştirecek, deneyimsel öğrenme alanlarında bilgi ve becerilerini derinleştirecek. İş dünyası dinamiklerini öğrenmelerini, yapay zeka destekli mülakat simülasyonları ile işe hazırlık süreçlerini deneyimlemelerini ve uzman geri bildirimleri ile güçlü yönlerini keşfetmelerini sağlayacak. Mentor görüşmeleriyle kariyer hedeflerini netleştirip somut adımlar atmalarını ve sektörel dinamikleri anlayıp kariyer fırsatlarını keşfetmelerini sağlayacak.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

22 Mart 2025

DUAYEN GAZETECİ OKAN YÜKSEL ‘MERHABA’LAR EŞLİĞİNDE SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI


Gazeteciler Cemiyeti’nin kıdemli üyelerinden, Duayen Gazeteci, Şair- Yazar Okan Yüksel yaşamını yitirdi. Yüksel, İGC Uluslararası Basın Merkezi’nde gerçekleştirilen törenin ardından son yolculuğuna uğurlandı.

Törene; İGC Başkanı Dilek Gappi, Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, İGC Onursal Başkanı ve CHP 26. 27. Dönem İzmir Milletvekili Atila Sertel, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) İzmir Şube Başkanı Ergin Karataş, TGS İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu, Önceki Dönem Konak Belediye Başkanları Erdal İzgi ve Hakan Tartan, İGC Yönetim Kurulu Üyeleri, İGC Üyeleri, gazeteciler, Yüksel’in ailesi ve sevenleri katıldı.

Başını hiç eğmedi

İGC Başkanı Dilek Gappi, “İnsanlığıyla, duruşuyla, haksızlıklara karşı kavgasıyla, memleket sevdasıyla, bağımsızlık mücadelesiyle her türlü zorluğa, eziyete baş eğmeyen duruşuyla eşsiz bir gazeteciyi, devrimciyi, bir Cumhuriyet sevdalısını yitirdik. Ama bir o kadar da kıvançlıyız. Okan Yüksel iyi ki bu topraklara geldi. İyi ki İzmir basınının köklerinden biri oldu ve büyük bir onur ki İGC’nin yıkılmaz, eğilmez çınarlarındandı. Okan abinin yeri asla dolmayacak” dedi.

Ülkenin çok zor günlerden geçtiğini ve gazetecilerin, aydınların, başkanların gözaltına alındığını dile getiren Başkan Gappi, “Biz bu ülkeyi gericilere, rantçılara, koltuk sevdalılarına, demokrasiyi bahane ederek kendi otoriter emellerine alet etmek isteyenlere yedirmeyeceğiz. Okan abinin dediği gibi ‘Kim hangi zulmü yaparsa yapsın tarihte kazananlar hep baş eğmeyenler olmuştur’ Okan Yüksel bize mirastır. Bizler hiçbir yerde, hiçbir zaman, hiç kimseye baş eğmeyeceğiz. Ve yine sana söz o ‘Son çiçek’i vermeyeceğiz. Huzur içinde uyu” diye konuştu.

İzmir’e değer kattı

Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal ise Okan Yüksel’in gazetecilik, sanat ve düşünce dünyasının en önemli isimlerinden biriydi. Kendisini tanıma fırsatı bulamadım ama onun İzmir’e değer kattığını bilmek bizler için çok kıymetli. Umarım sevdikleriyle beraberdir. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun” dedi.

“Eğilmeden bükülmeden yaşadı”

İGC Onursal Başkanı ve CHP 26. 27. Dönem İzmir Milletvekili Atila Sertel de “Gidenlerin ardından konuşmak çok zor. Gidenlerle bir daha görüşememek, yan yana gelememek insanı çok üzüyor. İnsanlar bir yaşam yaşıyor ve aramızdan ayrıldıktan sonra yaşadıklarıyla, duruşu, dürüstlüğü, ürettikleriyle anılıyor. Okan Yüksel, gazeteciydi, şairdi, spor yazarıydı, tüm bunları ötesinde eğilmeden bükülmeden yaşamayı seçen, devrimci, namuslu bir insandı. Çok acı çekti ama bunu en yakınındakileri bile hissettirmeden aramızdan ayrıldı. Günün birinde buluşacağımızı umuyorum. Anılarımızda onu hep aramızda yaşatacağız. Ruhu şad olsun” dedi.

“Mücadelesini kaldığı yerden devam ettireceğiz”

Gazeteciler için acı bir gün olduğunu söyleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “2013 yılında tanıştık, İzmir’in duayen gazetecilerindendi. Gazetecilik hayatı boyunca meslektaşlarının hep örgütlü olması için mücadele eden, sendikamızın da çeşitli kademelerinde görev almış, İzmir’de Şube Başkanlığı yapmış bir isimdi. Okan abimize söz veriyoruz. Türkiye’de her yerde gazeteciler örgütlü olacaklar. Örgütlü olunca bu mesleği layıkıyla yapacaklar. Okan abi bunu biliyordu, bunun için mücadele etti. Bizlerde onun mücadelesini kaldığı yerden devam ettireceğiz” diye konuştu.

“Hepimizin hayatına dokundu”

Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) İzmir Şube Başkanı Ergin Karataş da Okan Yüksel’in spor basını için de çok önemli bir kalem olduğunu ifade ederek, “Karşıyaka ve Altınordu Spor Kulüpleri için çok önemli bir isimdi. İzmir’de hem spora hem basına hem de sanata dokunan, hepimizin hayatında olan bir isimdi. Ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun” dedi.

Yapılan törenin ardından merhum Okan Yüksel, ikindi namazında Bostanlı Beşikçioğlu Camii'nden kaldırıldıktan sonra Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verildi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

20 Mart 2025

Anadolu Birliği’nin İftar Programı Büyük İlgi Gördü


Anadolu Birliği 20 Mart Perşembe günü İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası’nda iftar yemeği düzenledi.

İftar programına hemşehri dernekleri, federasyonlar, sivil toplum kuruluşları ve davetliler katıldı.

Anadolu Birliği Başkanı Erhan Kahraman yaptığı açılış konuşmasında Birlik ve Beraberlik Mesajı verdi.

Kahraman sözlerini şöyle sürdürdü;

Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, aynı sofrada buluşarak dayanışma ruhunu güçlendirdik. Farklı bölgelerden, farklı kültürlerden gelen temsilcilerin ortak değerler etrafında birleşmesi, Anadolu’nun köklü kardeşlik bağlarını bizlere bir kez daha hatırlattı. Demokrasinin kalesi İzmir’in tüm renkleri burada. Ülkemizin dört bir yanından gelen hemşehrilerimizin temsilcileriyle birlikteyiz. Ramazan ayı, dayanışma ve yardımlaşma ayıdır.


Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ise iftar programının önemine dikkat çekerek,

“Anadolu Birliği’nin düzenlediği bu iftar programı için teşekkür ederim. Daha hızlı, daha mutlu ve daha adil bir bayrama ulaşmayı temenni ediyorum” dedi.

 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

19 Mart 2025

EBİİF Başkanı Alakuş: Artan Girdi Maliyetlerine Önlem Alınmalı


Ege Bölgesi İş İnsanları Federasyonu İzmir Ege Medya Platformu Üyesi gazeteci yazarlar ile bir araya geldi.

150’yi aşkın üyesi bulunan Ege Bölgesi İş İnsanları Federasyonu Başkanı Serhun Alakuş, artan maliyetlere dikkat çekerek devletin girdi maliyetlerine önlem alma çağrısında bulundu.


Üyelerimizin birçok alanda yatırımları mevcut

Üyelerinin çeşitli alanlarda yatırımlar planladıklarını kaydeden Serhun Alakuş, İnşaat Turizm ve Akaryakıt sektörü olmak üzere pek çok alanda faaliyet gösteren üyelerimiz mevcut. Ege Bölgesi İş İnsanları Federasyonu olarak üyelerimiz arasında ortak iş kültürü ve güçbirliği yapmayı hedefliyoruz “ diye konuştu.


Yatırım iklimi iyileştirilmeli

Ekonomide ki gelişmelere değinen Ege Bölgesi İş İnsanları Federasyonu Başkanı Serhun Alakuş, ekonomi de yaşanan yapısal bozulmalara dikkat çekerek, şu görüşleri dile getirdi:

“Ekonomik tabloda yaşadığımız olumsuzluklar için daha radikal değişimlere ihtiyacımız var. Ekonomik göstergeler beklediğimiz noktada değil. Biz Egeli İş İnsanları olarak yatırım ikliminin iyileştirilmesi için yeni adımlar atılmasına ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Yatırımcıları güvensizliğe itecek uygulamalardan kaçınılması gerekiyor. Çünkü yatırımcının bozulan güvenini yeniden inşa etmek ekonomimiz için çok daha maliyetli olacaktır.


Fiyat istikrarı sağlanmalı

Fiyat istikrarını bir an evvel sağlamalıyız. İstikrarsız fiyat artışları ve dengesizlik sadece tüketiciyi değil, yatırımcıyı da olumsuz etkiliyor. Kontrolsüz maliyet artışları ekonomik istikrarı tehdit etmektedir.  Mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesindeki sürekli artışla enflasyonda hak etmediğimiz bir tablo yaşıyoruz. Birinci neden; mal ve hizmetlere olan talebin artması gibi gösterilse de şu anda içinde yaşadığımız durumu tamamıyla buna bağlayamayız. Sadece talep enflasyonu değil, girdi maliyetlerindeki artış ve piyasa dengelerinin bozulması da fiyat istikrarını olumsuz etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Ekonomideki kaynaklarda verimli şekilde bölüştürülmelidir.


Gelecekten umutluyum

Şu anda ekonomik göstergelere bakıldığında olumsuzluklar öne çıkabilir. Ancak ben geçmişte gerek siyasi gerekse ekonomik pek çok krizi atlatmış olan Türkiye’nin, çalkantılara karşı dayanıklılığını her zaman korumayı başardığına inanıyorum. Çünkü Türkiye potansiyeli ve iç dinamikleri güçlü olan bir ülkedir.


Konut açığımız büyüyor

Diğer taraftan ülkemizin ve İzmir’in konut açığına dikkat çeken Ege Bölgesi İş İnsanları Federasyonu Başkanı Serhun Alakuş, Türkiye’de inşaat maliyetlerinde ki artışın dünya ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çekerek, devletin bu konuda daha radikal önlemler almasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.


İzmir’de konutların yaklaşık yüzde 60’a yakınının depreme dayanıksız olduğunu vurgulayan Alakuş, "İzmir’de kentsel dönüşüm konusunda daha hızlı adımlar atmalıyız. Konut stokunu yenimeliyiz. Özellikle Yeşildere, Karabağlar gibi bölgelerin öncelik arz ettiğini görmekteyiz. Eğer İzmir’de kamu, özel sektör olarak bu konuda bir çalışma yapılacaksa bu bölgelere öncelik vermeliyiz” diye konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

12 Mart 2025

“Duruşumla gurur duyuyorum”


Sevmedya Yayın Grubu’nun Merhaba Dergisi’nce düzenlenen ağırlıklı olarak gazeteciler ile okurların katıldığı “Merhaba Buluşmaları”na konuk olan Pınar Aylin söyleşisi ile katılımcılara özel ve keyifli anlar yaşattı.

İzmir Alsancak Sardunya’s da düzenlenen etkinlikte bu yıl 30. sanat yılını kutlayacak olan sanatçı müzik kariyerinden ve yazdığı “Peri Masalı” romanından söz etti, birikim ve deneyimlerini paylaştı, soruları yanıtladı.

Aylin “ Hayatın kime ne getirip kimden ne götüreceğine bir tek kendisi karar verebilir. Ne yalnızca iyi, ne yalnızca kötü, ne yalnızca gerçek ne de yalnızca hayal tek başına var olabilir. Önemli olan hayatımıza neyin girdiğinden çok, bizim zamanla neyi seçerek çoğalttığımız ya da belki yarattığımız… Işığa doğru yürümek mi , karanlık arka sokaklarda kaybolmayı göze alarak varolmayı seçmek mi? Aşkın ve sanatın en kıymetlisi zor da olsa cesaretle büyütendir. Şimdiki aklımla da eski halimle ve duruşumla gurur duyuyorum.” şeklinde konuştu.


Günün anısına Pınar Aylin’e derginin fotoğraf editörü Esat Erçetingöz’ün bir ödül takdimi sonrası etkinlik grup fotoğrafları çekimi ile son buldu.

11 Mart 2025

“ Maskeler ve Kelebekler” sergisi yoğun ilgi gördü


Koleksiyoner Burak Şenol Çelik’in yıllarca biriktirdiği maske ve kelebekleri 8-15 Mart tarihlerinde Konak Pier’de sergilendi.

Maskeler ve Kelebekler Sergi Küratörü İletişim Uzmanı Sibel Önbaş “ Maskeler ve Kelebekler” Sergisi’nin yoğun ilgi gördüğünü söyledi.

Koleksiyoner Burak Şenol Çelik, bankacılık ve perakende yöneticiliğinden koleksiyonerliğe uzanan ilginç yolculuğunu ve yıllardır biriktirdiği maskeler, kelebekler, deniz kabukları, fosiller, değerli taşlar ve etnik eşyalar ile nasıl zengin bir kültürel bağ kurduğunu ziyaretçilerle paylaştı.

Çelik; 8 yıl kadar bankacılık, 10 yıl süresince de perakende sektöründe yöneticilik yaptıktan sonra kelebek, deniz kabukluları, fosiller, mineral / değerli taşlar, maskeler, çeşitli etnik eşyalar geleneksel el sanatları ve resim üzerine biriktirmekte olduğu bazı koleksiyonlarım var.


Koleksiyon refleksinin toplayıcılıktan ziyade bir araya gelen parçaların tarihe, sanata ve yaşama dair bir bütün konuyu oluşturması ya da her bir parçanın kendi başına bir hikayesi olması sebebiyle; objeyi nesnelleştirmekten çok anlamlandırarak koleksiyonerlik güdüsünün katkısıyla hayat ile daha zengin bir kültürel bağ kurmayı amaçlamaktayım.

Güzel sanatların etkisiyle oluşturulmuş bir eserinin, emek yoğun bir zanââtin , bazen de büyük sanatkârın kusursuz bir yaratısını hayranlıkla bir araya getirerek oluşturulan koleksiyonu her bireyin kendi etnografik eseri olarak koleksiyon kültürünün yaygınlaşmasını hedefliyorum, diye konuştu.


Sergi 15 Mart 2025 tarihinde sona erdi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

10 Mart 2025

Demiryolcular iftar yemeğinde bir araya geldi


İzmir’de Devlet Demiryolu personeli 13 Mart Perşembe günü Basmane Gar’ında düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldi.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolu (TCDDY)  İzmir’de bulunan personeli, Ali Kaynak öncülüğünde sponsorların katılımıyla düzenlenen 400 kişilik iftar yemeğinde buluştu.


İftar yemeği Atilla Karaaslan’ın okuduğu ezan ile başladı. İftar Organizatörü Ali Kaynak, yaptığı konuşmada iftar programına katılan davetlilere ve sponsorlara teşekkür ederek şu ifadelere yer verdi;

“Katılanlara ve iftara destek olanlara teşekkür ederim. Para önemli değil önemli olan bir araya gelmek dualar da bir olmak, kaynaşmaktır” dedi.


Atilla Karaaslan’da, “Güzide kurumumuz TCDD’mizin birbirinden kıymetli emektarlarını İzmir Basmane Gar’da bir araya getiren Mübarek ramazan-ı Şerif ayımızın bu özel ve geleneksel iftar davetinde tüm güzel insanların, emektarların bir araya gelmesine vesile olan, emeği geçen, Ali Kaynak beye teşekkür ediyorum Geçmişlerine rahmet olsun inşallah. Rabbim tuttuğumuz oruçlarımızı, ettiğimiz dualarımızı kabul etsin. Hayırlara vesile olan bu birliktelikleri daim ve Kaim etsin inşallah” temennisinde bulundu.


İftar yemeği, Atilla Karasalan’ın yemek duası ile sona erdi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

9 Mart 2025

Kevser Şenli; Mumbatik kadın portreleri sergisi


Aktiffelsefe Alsancak Şubesi tarafından düzenlenen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Anma Günü etkinlikleri kapsamında Sanatçı Kevser Şenli Mumbatik (ışıklı resim) tekniğiyle yapılmış kadın portreleri sergisi açtı.

Şenli, sergi hakkında şu bilgileri verdi;

Öncelikle Mumbatik (ışıklı resim) tekniği bana öğreten kıymetli hocam Atif Atalayer’i özlemle anıyorum.

Akademik eğitimini aldığım sanat ile eğitimini sürdürdüğüm felsefeyi birleştirme kararı aldığımda, hayatlarını bilime adayan ve bizler için birer ilham kaynağına dönüşen kadın kahramanları çalışmak istedim.


Mumbatik (ışıklı resim) tekniğiyle yapılmış kadın portreleri, hayatlarını bilime adayan ve geleceğimizi aydınlatan kahraman kadınlara bir teşekkür niteliğindedir. Sergiye dair geri dönüşler son derece olumluydu. Felsefe ile mumbatik tekniğinin birleşimi, kadın kahramanları yaşatan eserler ortaya çıkardı.

Etkinlik boyunca, kadınların felsefe, şiir, tiyatro, müzik ve resim aracılığıyla ruhumuzu ve hayatımızı nasıl güzelleştirdikleri; bilimle geleceğimizi nasıl aydınlattıkları gözler önüne serildi. Bilimde, sanatta, işte, evde; okuyan, üreten ve dönüştüren her kadın bir kahramandır.


Hypatia’nın da dediği gibi: “Özgürlük, korkmadan düşünebilmektir.”

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

8 Mart 2025

Aktiffelsefe Kültür Derneği 8 Mart’ı İzmir’de “Kadın ve Felsefe” Festivali ile Andı


Aktiffelsefe Kültür Derneği’nin 8 Mart’ta İzmir İl Halk Kütüphanesi’nde düzenlediği “Kadın ve Felsefe” Festivali, dopdolu bir program ve yoğun bir ilgi ve katılım ile gerçekleşti.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde İzmir’de “Bilgelik Aşığı Kadınlar” temasıyla “Kadın Ve Felsefe” festivali düzenleyen Aktiffelsefe Kültür Derneği, etkinlikleri kapsamında, tarih boyunca bilgeliği arayan ve gelecek nesillere aktaran, değerli olanı koruyup, sanatta, felsefede, bilimde kahramanlaşan, geçmiş ile gelecek arasında köprü olan kadınları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlediği etkinlikler ile andı.


Aktiffelsefe Kültür Derneği’nin düzenlediği “Kadın Ve Felsefe Festivali”, Aktiffelsefe Kültür Derneği Alsancak Şube Başkanı Ahmet Dildan’ın açılış konuşması ile başladı. Aktiffelsefe Kültür Derneği’nin 35 yıldır felsefe, kültür, gönüllülük alanlarında çalışmalar gerçekleştirdiğine, daha etkin ve anlamlı bir yaşam için felsefeye olan ihtiyaca vurgu yapan Ahmet Dildan, felsefede kadınların temsili, kadın bakış açısının felsefeye katkısı üzerine bir açılış konuşması gerçekleştirdi.


“Kadın” temalı şiirlerin sunumları yapıldı

Açılış konuşmasının ardından ünlü şairlerin “Kadın” temalı şiirlerinin sunumları yapıldı ve kadın filozof ve bilim insanlarının hayatlarını konu alan tiyatro gösterimleri sunuldu. Yoğun ilgiyle karşılanan şiir ve tiyatro gösterimlerinin ardından Yazar Duygu Alkan Erdoğdu’nun “İzmirli Bir Kadın Filozof Sosipatra” konferansı gerçekleştirildi. Efes’li kadın filozof Sosipatra’nın hayatı, yaşadığı dönem ve felsefesi üzerine gerçekleşen konferansın ardından yazar Duygu Alkan Erdoğdu’nun imza günü gerçekleştirildi. Değerli sanatçılar Hazal İlhan ve Arda Sezen’in müzik dinletisi şöleni ile etkinlik sona erdi.


Etkinlik kapsamında katılımcıların ziyaretine açık olan “Kadın Ve Sanat Resim Sergisi”, El Sanatları Atölye Çalışmaları ve gün boyu süren etkinlikler İzmirli felsefe ve sanatseverler tarafından yoğun bir katılım ve ilgi ile karşılandı. Aktiffelsefe Kültür Derneği yöneticileri, 8 Mart “Kadın Ve Felsefe” etkinliğine ev sahipliği yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Atatürk İl Halk Kütüphanesi yönetimine ve etkinliğe yoğun bir ilgi ile katılım sağlayan tüm vatandaşlara teşekkür ettiler.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

7 Mart 2025

El Emeği Ürünler ile Kadınlar Günü Kermesi


7-8 Mart tarihlerinde Alsancak Dominik Caddesi’nde düzenlenen Kadınlar Günü Kermesi’nde Konaklı kadınların ürettiği el emeği göz nuru ürünlerden sevdiklerinize ve kendinize hediyeler alabilirsiniz.

Kadınlar Günü Kermesinde stant açan Özlem Özkara aile bütçesine katkıda bulunmak için atölyeye çevirdiği evinin bir bölümünün de çalışmalarını ürettiğini söyledi.


Girişimci kadınlardan Özlem Özkara şu ifadelere yer verdi;

“Kendi evimde ürettiğim doğal mumları kermeslere katılarak satmaya çalışıyorum. 100-350TL. arası uygun fiyatlar belirledik. Ziyaretçilerimiz mumları çok beğeniyor fakat alım gücü olmadığı için beğendiklerini söyleyip gidiyorlar.


Mum dışında kendi üretimim olan seramik takılar da var. Sergilenen alan çok kalabalık fakat 100 TL. verip bir mum alamıyorlar. Kimse alamayınca biz de satamıyoruz” dedi.

Kadınlar Günü Kermesi 8 Mart Cumartesi akşamı sona erecek.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

6 Mart 2025

Mobilya sektöründen ahşapla sürdürülebilir gelecek mümkün mesajı


Yıllık 4,5 milyar dolar ihracat ve 3,5 milyar dolar dış ticaret fazlası veren Türk mobilya sektörü ahşapla sürdürülebilir gelecek mümkün mesajı verdi.

Türk mobilya sektörü, yapılarda ve yapıların içinde yer alan mobilya üretiminde ahşap kullanımının sürdürübelirlik yarınların anahtarı olacağına inanıyor.

Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi iş birliğinde, Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen “Ahşap ile Sürdürülebilir Yarınlar” panelinde, mobilya sektöründe sürdürülebilir üretim, döngüsel ekonomi, tasarım ve markalaşmanın rekabet gücünü artırmadaki önemi vurgulandı.

“Ahşap ile Sürdürülebilir Yarınlar” panelinde, Ege İhracatçı Birlikleri Basın Müşaviri Murat Demircan’ın moderatörlüğünde, EMKOÜİB Mobilya Komitesi Başkanı A. Müjdat Kemer, BASİFED Yönetim Kurulu Başaknı Mimar Semiha Güneş, İç Mimarlar Odası İzmir Şubesi YK Başkanı Burcu Yazgan Parlak ve EMKOÜİB Başkanı Ali Fuat Gürle konuşmacı olarak katıldı.

Gürle: “Yonga levha üretiminde dünya ikincisiyiz”

Panelin açılış konuşmasını yapan Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle, mobilya sektörünün Türkiye’deki tarihini aktardı. Türkiye’de ilk mobilya fabrikasının 1882 yılında kendiside bir marangoz olan II. Abdülhamit tarafından İstanbul’da Yıldız Sarayı’nda kurulduğunu paylaşan Gürle, 1935 yılında Kelebek Kontraplak Fabrikasının kurulduğunu, 1970 yılında yonga levha üretiminin başladığını, 1982 yılında Ordu’da MDF fabrikasının kurulmasıyla Türkiye’nin MDF üretiminde Çin ile rekabet ettiğini söyledi. Gürle, “Ülkemiz yonga levha üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada. 12 milyon metreküp üretimiz var. Bugün 45 bin üreticimiz var 600 bin kişi bu işten karnını doyuruyor. 6 yılda yaptığımız çalışmalarda 14’üncü sıradan dünyada 8’inci sıraya yükseldik. Mobilya ustalık isteyen bir iş. Ustalık isteyen sanattır. Bilgisayar kontrollü makinaların devreye girmesi ile mobilya ustalıktan çıkmıştır” dedi.

Marka yaratmak kumbaraya para atmak gibi

Dünyada 500 milyar dolar civarında mobilya pastası olduğunu ve Çin’in yüzde 36 pay aldığını belirten Ali Fuat Gürle, “Çin, Vietnam, Polonya ve Meksika’nın dünya mobilya ihracatının yüzde 52’sine sahip. Türkiye yüzde 1 gibi pay alıyor. Bizi bekleyen en büyük sıkıntı 2 yıldan beri kurların düşük olmasıdır. Türkiye genelinde ihracatta 27 sektör var, hizmetle birlikte 28. 27 sektörde en büyük sorun kurları düşük seyretmesidir. Polonya’da fuar ziyaret yaptık. Endüstriyel anlamda bizden çok ilerideler. Rekabet şansımız çok az. Marka olmak çok önemli. İtalya ülkenin kendisi bir marka, Almanya’da öyle. Tasarım, marka, markalaşma ve inovasyon sektör için çok önemli. Ülkemizin geçen yıl ihracatının toplam kilogram fiyatı 1,5 dolar. Mobilyada bu 2,8 dolar. İtalya’da kilogram fiyatı 8 Euro. Marka yaratmak kumbaraya para atmak gibidir. Sabır gerekir” ifadelerini kullandı.

                             

İşbırakmaz: “İhracatımızı 20-21 milyar dolara çıkarmak için çalışıyoruz”

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz ise; EİB bünyesinde 12 ihracatçı birliği bulunduğunu, 2024 yılında 18,4 milyar dolar ihracat yaptıklarını, bu rakamı 20-21 milyar dolara çıkarmak için Fuarlar, URGE Projeleri, TURQUALITY Projeleri, Sektörel Ticaret Heyetleri ve Alım Heyetleri organize ettiklerini, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin 12 birlik içinde en yoğun etkinlik yapan birliklerden biri olduğunu, üniversitelerle iş birliklerini çok önemsediklerini, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’yle de yoğun ilişkiler içinde olduklarını ifade etti.

Konukçu: “Öğrencilerimiz mezun olmadan işbaşı yapıyor”

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nin 2010 yılında kurulmuş bir devlet üniversitesi olduğu bilgisini veren İKÇÜ Orman Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Arif Çağlar Konukçu, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü’nün 2018 yılında, Orman Mühendisliği Bölümü’nün de, 2020 yılında öğrenci almaya başladığını, yüksek lisans ve doktora programlarıyla eğitim verdiklerini dile getirdi.

Türkiye’de 12 orman fakültesi arasında en çok tercih edilenlerden biri olduklarını vurgulayan Konukçu, “Öğrencilerimiz 8 dönem eğitimlerinin 1 dönemini işletmelerde alıyorlar. Staj yaptıkları yerlerde çoğunlukla işbaşı yapıyorlar ve mezuniyet törenine işleri hazır geliyorlar. Sanayici ve ihracatçı firmalarla iş birliğimizi artırmak istiyoruz” diye konuştu.

Kemer; “En yalın şekilde üretim yapmalıyız"

Sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekerek tasarımların mümkün olduğu kadar az malzeme, demonte ve tamir edilebilir olması gerektiğini ifade eden Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı A. Müjdat Kemer, “Bizde mobilyanın ömrü ortalama 7 yıl. Bu süre çok kısa ve emisyon salınımı konusunda sıkıntılı bir süre. Bu ömrü zamansız hâle getirmek çok uzun süre kullanılacak mobilyalar yapmalıyız. Bu konu tasarım noktasında modüler demonte veminimalist bir bakışla ambalaj dahil bertaraf aşamasının da tasarlanmasını gerektiriyor. Hepimizin sonu en yalın şekilde üretim yapmak. Bu nedenle mobilyalarin uzun ömürlü olması gerekiyor. Ürünlerini geri alarak tamir ediyor veya başka türlü değerlendiriyor. Tüm firmaların bunu yapması gerekiyor. Avrupa için üretim yapmak istiyorsak AB kurallarına uymak zorundayız. AB 2050 yılı için nötr kıta hedefini koymuştur. Bu 2050 de her üretimin döngüsel yöntemle üretimini ve yeni kaynak kullanmamayı gerektiriyor” diye konuştu.

Yapılarda ahşap tercih etmeliyiz

Yapılarda beton veya çelik yerine ahşabın daha fazla tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan BASİFED Başkanı Semiha Güneş, “Çok zarar veren malzemelerle inşaat yapmaya devam ediyoruz. Yenilebilir ve sürdürülebilir malzemelerle bu işi yapmalıyız. Orta Çağ’da kiliselerle, Selçuklular’da camilerde ahşap kullanıldığını görüyoruz. Osmanlı’da çok güzel kasırlar, yalılar, camiler var. Günümüzde genelde cam, beton, çelik binalara dönmeye başladık. Cam İzmirle uyumlu değil. Çelik işlenip getirmesi zor bir malzeme. Japonya ve İskindinav ülkelerinde geleneksel bir mimaride yapılıyor. Norveç’te 18 katlı ahşap bina yapılıyor. Ahşaptan köprü yapılıyor, kilise, müze yapılıyor. İspanya’da dünyanın en büyük ahşap binası var ve turistik özelliği sahip. Japonya’da 100 metre yüksek ahşap yapılar yapılıyor. Günümüzde elzem olan bir malzeme çünkü kendisini yenileyen tek malzeme ahşaptır. Kesilen ağacın yerine diktikçe ormanlar büyüyor. Ahşabın geri dönüşümü olmasıyla birlikte müthiş bir malzeme. Avantajı ve dezavantajı var. Hafif malzeme taşınması kolay, doğal izolasyon sağlıyor. Esnek tasarım olanakları var. Çelik gibi dayanıklı. Aynı zamanda psikolojik etkisi var. İçerde temiz hava sağlıyor. Karbon ayak izinin yok edicisidir. Yangında ilk önce ahşaplar yanar diye bir yanlış algı var. Biz yapay malzemeden kaçmalıyız. Depreme daha dayanıklı, yapılarda ahşap teşvik edilmeli. Beton ve çeliğin yerini almalı” diye belirtti.

Kendi tasarımlarımızı anlatmalıyız

İçmimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Burcu Yazgan Parlak ise, “Ahşabı yapısal ve hareketli malzemeler olarak düşünebiliriz. Ahşap iç mimarlar olarak yapısal anlamda öncelediğimiz bir konu. Mevcut yapıda restorasyon yapacaksak ahşaptan çok büyük destek alıyoruz. Ahşabın sürdürülebilirliğini konusunda New Europan Bauhaus çok önemli. Burada Avrupa'nın öngördüğü ve tasarımcılara önerdiği çalışmalarda ahşap ön planda. Ahşabın kullanımını iç mimarlar olarak öncülüyoruz. Görsel olarak değil ama bu süreçte bize gelecek olan birtakım zorlamalar olacak sürdürülebilirlik için. Zorunlu kalacağımız durumlarda ahşap en önde gelecek. İşlerimizi birlik olarak tanıtmalıyız ve kamu ile daha sık iş birlikleri yapmalıyız. Kendi tasarımlarımızla kendi bölgemizi anlatan etkinlikler yapmalıyız” dedi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

5 Mart 2025

Geleneksel Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı, 22–23 Mart’ta Baharı Karşılıyor


Bu yıl “Otlarımızı Tanıyalım ve Koruyalım; Soframızda Sürdürülebilirlik ve Biyoçeşitlilik” temasıyla düzenlenecek olan Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı, 22-23 Mart 2025 tarihlerinde zengin içeriğiyle baharı karşılayacak.

Tamamen gönüllülük esasına dayanan festivalde, Urla’nın tarihi ve kültürel mirası ile doğal zenginlikleri kutlanacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Belediyesi ve Urla Doğal Sofra Derneği iş birliğiyle düzenlenen Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı, 22-23 Mart tarihlerinde "Otlarımızı Tanıyalım ve Koruyalım: Soframızda Yerel Biyoçeşitlilik ve Sürdürülebilir Tarım” temasıyla gerçekleşecek. Tamamen gönüllülük esasına dayanan festivalde, Urla’nın tarihi ve kültürel mirası ile doğal zenginlikleri kutlanacak. Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı’nın tanıtım toplantısı, Urla İskele’de bulunan Urit Restoran’da düzenlenen basın tanıtım yemeği ile gerçekleştirildi. Urla Doğal Sofra Derneği üyelerinin sunumlarıyla gerçekleşen etkinlik, Ney sanatçısı Emre Bilki’nin huzur veren ney dinletisi eşliğinde keyifli anlara sahne oldu.


GastroFarm Urla Çatısı altında Beş Büyük Festival

Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, festivalin yalnızca bir yemek şenliği olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, Urla’nın eşsiz doğasını ve mutfak kültürünü tanıtmanın yanı sıra, yerel üreticileri destekleyerek ve doğayı koruyarak gastronomi turizmi alanında marka olmayı hedeflediklerini ifade etti. Başkan Balkan, GastroFarm Urla çatısı altında beş büyük gastronomi festivaline ev sahipliği yaptıklarını da belirterek, Mart Dokuzu Ot Bayramı’nın yanı sıra Zeytin ve Sanat Festivali, Bağbozumu Şenlikleri, Hasat Şenliği ve Enginar Festivali’nin de ilçeye değer kattığını vurguladı. Başkan Balkan, Urla’nın gastronomi turizminde dünya çapında bir destinasyon olması için yapılan çalışmalara dikkat çekerek, geçtiğimiz yıl GreenDestinations Top 100 Good Practice Story listesine giren Urla Bağ Yolu’nun, bu yıl ITB Berlin Turizm Fuarı’nda yapılan oylamada “En İyi Destinasyon” seçildiğini belirtti.

“Otlarımızı Tanıyalım, Geleceğe Aktaralım”

Festival kapsamında çocuklar ve gençler için özel etkinlikler de düzenlenecek. Urla Doğal Sofra Derneği Başkanı Birgül Türkel, çocukların yerel otları tanıyıp koruma bilinci kazanmaları için doğayla iç içe olacakları etkinlikler düzenlendiğini açıkladı. Çocuklara yönelik olarak “Otlarımızı Tanıyalım, Geleceğe Aktaralım” temalı etkinlikler gerçekleştirilecek. “Otlarımızı Tanıyalım” yürüyüşü, doğada şifalı bitkilerle el sanatları çalışmaları ve çocuklara özel atölyeler festival programında yer alıyor. Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı, 22 Mart’ta Atatürk Kültür Merkezi’nden Cumhuriyet Meydanı’na yapılacak festival yürüyüşüyle başlayacak. İki gün sürecek olan etkinlik boyunca Urla Cumhuriyet Meydanı, Aryom Kültür Merkezi ve Urla Kent Merkezi’nde çeşitli söyleşiler, paneller, kültürel miras gezileri ve geleneksel halk oyunları gösterileri düzenlenecek. Festival programı ve atölye etkinliklerine katılım için detaylı bilgiye Urla Doğal Sofra Derneği ve Urla Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından ulaşılabilir. Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı’na tüm doğaseverler ve gastronomi meraklıları davetlidir.


Festival Programı

22 Mart 2025, Cumartesi

11:00 Kortej Yürüyüşü (Atatürk Kültür Merkezi’nden Cumhuriyet Meydanı’na, İzmir Büyükşehir Belediye Bandosu eşliğinde)

11:30-12:00 Açılış Konuşmaları

12:00-12:30 Folklor Gösterisi (Urla Folklor ve Turizm Derneği)

12:30-17:00 Urla Kültür Turu (Rehber: İdil Yazıcıoğlu – Ön kayıt gereklidir, son başvuru: 18 Mart 2025)

12:30-13:15 Panel: Yaşanabilir Sürdürülebilir Urla

13:15-13:45 Söyleşi: Yerel Yenilebilir Otlarımızı Tanıyalım

14:30-15:00 Panel: Sürdürülebilir Biyoçeşitli Beslenme

15:30-16:00 Söyleşi: Bir Aidiyet Meselesi ve Kültürel Süreklilik

16:40-17:00 Söyleşi: Yabani Ama Bilge – Otların Dili Olsa

17:00 Konser: Grup Pikap

23 Mart 2025, Pazar

10:30-12:30 Ot Tanıma Gezisi (Yer: Kekliktepe – Kocadağ Mevkii, otobüsler Urla Kent Merkezi’nden hareket edecektir)

12:50-13:30 Panel: Yerel Tohumlara Özgürlük ve Zehirsiz Böcek İlaçları

13:30-14:00 Ot Tombala Yarışması

14:00 Ata Tohumu Dağıtımı

14:15-15:15 Panel: Yarımada’da Sürdürülebilir Bitki Çeşitliliği

15:40-16:10 Gençlik Paneli: Gıda Krizine Karşı Dirençlilik ve Yenilebilir Otların Rolü

16:10-16:40 Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Sabun Atölyesi

17:00 Konser: İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

4 Mart 2025

BUVAK’tan İftar sofralarına destek


İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Ramazan ayının bereketini paylaşmak için İzmir Şehir Hastanesi’nde Ramazan ayı boyunca iftar çadırı kuruldu.

“Sofralarımıza Bereket, Gönüllerimize Merhamet” temasıyla düzenlenen iftar sofralarına Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi Vakfı (BUVAK) destek verdi.


11 Mart Salı günü kurulan iftar sofrasına ihtiyaç sahibi vatandaşlar, hastanede bulunan hasta ve hasta yakınları, hastane çalışanları hastaneden uzaklaşmadan iftarını açtı. 


Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı Yönetimi yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

Ramazan ayı bereket, paylaşma ve birliktelik ayı. Dr. Behçet Uz Çocuk Vakfı ve İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile beraber İzmir Şehir Hastanesi Acil Servis karşısında iftar çadırı kuruldu. 700 kişinin iftarını açtığı soframız çok güzel geçti. Bu akşam bir araya gelerek kardeşlik, paylaşma duygusunu birlikte yaşadığımız için çok mutluyuz” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

3 Mart 2025

İzmirliler kiradan bile düşük bedelle ev sahibi olacak


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın adaylık sürecindeki vaatlerinden 25 bin sosyal konut projesinin ilk ayağı olacak Egeşehir Menemen Konutları’nın tanıtımı yapıldı.

Alt ve orta gelir grubundaki İzmirlilerin konut sahibi olmasının hedeflendiği proje kapsamında ilk etapta Menemen’de 3 bin 100 konut inşa edilecek. Egeşehir Menemen Konutları, uygun fiyatları ve ödeme koşullarıyla hayali gerçeğe dönüştürecek.

Tanıtım töreninde konuşan Başkan Dr. Cemil Tugay, “Konut bir lüks, yatırım aracı veya rant kapısı değildir. Konut temel bir insan hakkıdır. İzmir’de bunu yaptığımız işlerle göstereceğiz. İzmirlileri ev sahibi yapmak istiyoruz” dedi. Tugay, bir ülkenin gelişmişliğinin insanlarının huzur içinde yaşayacağı yuvalarla ölçüldüğünü belirterek “Burada sadece bina yapmayacağız. Aynı zamanda devletle halkın tekrar birbirine kavuştuğu, halkın devlete güveninin tekrar tesis edildiği bir sistem kuracağız. İzmir’den Türkiye’ye örnek olacağız” diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın seçim vaatlerinden olan 25 bin sosyal konut için harekete geçildi. Türkiye’deki ekonomik krizin derinleşmesiyle konut sıkıntısı yaşayan orta ve alt gelir grubundaki vatandaşlara nefes aldıracak projenin ilk etabı olan Egeşehir Menemen Konutları projesinin tanıtımı Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Projenin sunumunu Egeşehir Yapı Planlama Müşavirlik ve Teknoloji Anonim Şirketi (Egeşehir AŞ) Genel Müdür Süleyman Ekinci gerçekleştirdi. Başkan Dr. Cemil Tugay ise İzmir’den Türkiye’ye örnek bir proje başlattıklarını anlattı.

Projeye başvurular, yarından itibaren başlıyor. Egeşehir Menemen Konutları Sosyal Konut Başvuru formuna http://www.egesehir.com.tr/basvuru-form üzerinden ulaşılabiliyor. Başvuru sistemi bir ay açık olacak.

“Konut krizini gidermek için bir adım atmaya karar verdik”

Konut hakkının önemine değinen, ulusal ve uluslararası sözleşmelerden örnekler veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bugün seçim öncesinde verdiğimiz 25 bin sosyal konut vaadinin ilk etabı için bir aradayız. Belediye bu işi niye yapsın, yapabilir mi sorularının aklınızda oluştuğunu biliyorum. Her şeyden önce neden yaptığımızı sizlere söylemek isterim. Biliyorsunuz barınma hakkı en temel insan hakkıdır. Konut hakkı, Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nde Ekonomik Sosyal Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde ifade edilmiş.  Anayasamızda da Konut Hakkı başlıklı 57’nci maddede ‘Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler’ denmiştir. İşte bu sorumlulukla özellikle son zamanlarda çok daha belirgin bir şekilde yaşadığımız konut krizini gidermek için bir adım atmaya karar verdik. İştirakimiz olan Egeşehir AŞ’yi görevlendirdik” dedi.

“İnsanlar aylık gelirleriyle bile kira ödeyemiyor”

Konut kredilerinin yüksek olması ve ödeme zorlukları nedeniyle konut sahibi olmanın zorlaştığına değinen Başkan Tugay, “İnşaat maliyetlerindeki artışlar, konut satış ücretlerinin yüksekliği, üretilen konutların belli bir gelir grubuna yönelik olması konut krizini derinleştirdi. Günümüz küresel ekonomisinde konut bir birikim aracı olarak ön plana çıkarken barınma ikinci plana atılmış durumda. Konut bir finansal araca dönüştü. Uluslararası verilere göre ödenen kira, hane gelirinin yüzde 30’unu geçmemelidir. Ama insanlar aylık gelirleriyle bile kira ödeyemiyor” diye konuştu.

“Türkiye’de güvenli bir çatı altında yaşamak kimsenin lütfuna bağlı olmamalı”

2010-2022 yılları arasında ülke genelinde konut fiyatlarının yüzde 91 oranında arttığını söyleyen Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu oranla Türkiye, dünya ülkeleri arasında konut fiyatının en çok yükseldiği beşinci ülke oldu. 2022’den bugüne fiyatlar daha da arttı. Diğer yandan TÜİK verileri incelendiğinde konut inşaat ruhsatlarında özel sektörün payının yüzde 92,3, kamu sektörünün payının yüzde 6,3, kooperatiflerin payının ise yüzde 1,4 olduğu görülüyor. Bu veriler Türkiye’de konut üretiminin büyük ölçüde özel sektöre bırakıldığını gösteriyor. Biz ise tüm kamunun, yerel yönetimlerin de dahil olmak üzere sorumluluk alması gerektiğini düşünüyoruz.  Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kendi arsalarımız ve kendi bütçemizin gücüyle insanlarımıza sosyal konut yapmayı bir görev edindik. Menemen’de 3 bin 100 konutu vatandaşlarımıza uygun şartlarda ödeme imkanıyla sunma kararını verdik. Türkiye’de güvenli bir çatı altında yaşamak kimsenin lütfuna bağlı olmamalıdır.”

“Kaynaklar barınma hakkı için değil rant için kullanıldı”

 Kamunun kaynaklarının belirli bir azınlığın servetini büyütmek için kullanılmasını eleştiren Başkan Tugay, bunun en somut örneğinin de Kur Korumalı Mevduat (KKM) olduğunu belirtti. Sadece iki yılda bu sistem için Hazine ve Merkez Bankası’ndan tam 48 milyar dolar ödendiğini vurgulayan Tugay, “Bu paranın büyük kısmı, zaten zengin olan küçük bir azınlığın cebine aktarıldı.  Oysa bu 48 milyar dolarla 972 bin sosyal konut inşa edebilirdik. 3 milyondan fazla vatandaşımızı güvenli ve nitelikli konut sahibi yapabilirdik.  Ama bu tercih edilmedi. Konuta bir insan hakkı olarak değil, bir yatırım ve rant aracı olarak bakılıyor” şeklinde konuştu.

“Türkiye’ye örnek olacak bir proje olacaktır”

Konutun bir lüks, yatırım aracı ve rant kapısı olmadığını bir kez daha vurgulayan Başkan Tugay, “Konut temel bir insan hakkıdır. İzmir’de bunu yaptığımız işlerle göstereceğiz. İzmirlileri ev sahibi yapmak istiyoruz. Uygun bir finansman modeli geliştirdiğimize inanıyoruz. Asgari ücrete endeksli bir planlama yapıldı. Olağanüstü enflasyona karşı taksit artış oranında üst limiti yüzde 30 olarak belirledik” dedi.

Amaçlarının sadece konut değil insanlara yaşam alanı oluşturmak olduğunu belirten Tugay,  “İnsanlarımızın nitelikli bir ortamda yaşamalarını sağlamak istiyoruz. Hem çevreci hem sosyal olanaklar açısından yeterli hem de güvenlik açısından sorunu olmayan atmosferler oluşturacağız. Bir ülkenin gelişmişliği gökdelenleriyle değil insanlarının huzur içinde yaşayacağı yuvalarıyla ölçülür. İzmirlilere, bu konutlarda oturacak vatandaşlarımıza şimdiden hayırlı olsun. Burada sadece bir bina yapmayacağız. Aynı zamanda devletle halkın tekrar birbirine kavuştuğu, halkın devlete güveninin tekrar tesis edildiği bir sistem kuracağız. Bir tür dayanışma geliştirdiğimize inanıyorum. Türkiye’ye örnek olacak bir proje olacaktır” ifadelerini kullandı.

“Somut ve tarihi adımlar atacağımıza inanıyorum”

Başkan Tugay, toplantının soru cevap bölümünde de konuştu. Büyükşehir Belediyesi’ne ait arsayı satmak yerine halkın yararına kullanmayı seçtiklerini belirten Tugay, konutta sürdürülebilir finansman modelinin yeni konutların yapımı için kaynak oluşturabileceğini söyledi. Alanda deprem riski açısından her türlü çalışmanın yapıldığını da belirten Tugay, projenin devamı için “30 ilçemizde buna benzer projeler yapacağımızı söylemek isterim. En az 10 ilçemizde benzer rezerv alan üzerinden çalışmalar devam ediyor. Sadece metropol değil. Şehrin her alanında sağlıklı ve dengeli, çevreyle uyumlu yaşam alanları oluşturmayı planlıyoruz. Hiçbir bölgemizi dışarda bırakmayacağız. Altyapı, trafik, ulaşım ve kentsel dönüşümü çok önemsiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu hedeflerle ilgili somut ve tarihi adımlar atacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Büyük heyecan

Menemen’in Koyundere Mahallesi’nde 3 bin 100 konutun inşa edileceği proje büyük heyecan yarattı. Geniş peyzaj bölümleri, güvenli oyun parkları, spor ve kültür alanları, doğa dostu yapılar ve modern altyapı ile tasarlanan yeni yaşam merkezi, 120 ay vade ve 15 binden başlayan taksitlerle hayalleri gerçeğe dönüştürecek.

Sosyal ve yeşil alanlar

Proje kapsamında 90 bin metrekarelik yapılaşma alanı üzerinde 350 bin metrekarelik inşaat alanında 1+1, 2+1 ve 3+1 tipinde 3 bin 100 konut inşa edilecek. 1.Etap’ta 400 konut, 2. Etap’ta bin 100 konut, 3. Etap’ta 700 konut ve 4. Etap’ta ise 900 konut yapılacak. 5. Etap ise rekreasyon alanı olarak planlandı.

Keyifli vakit geçirmeye olanak tanıyan doğayla bütünleşik ortak yaşam alanları ile güvenli parklar ve modern spor sahalarıyla sağlıklı ve aktif yaşamı destekleyen alanlar, projenin temelini oluşturuyor. Yenilenebilir kaynaklardan güç alan yapılar, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir gelecek vadediyor. Bölgede 45 bin metrekarelik sosyal ve yeşil alan, 115 bin metrekarelik rekreasyon alanı, 90 bin metrekareye yakın park alanı, sosyal yaşam merkezi, spor tesisleri, sosyal ve kültürel mekanlar, sağlık birimleri ve kreş hizmetleri gibi donatılar yer alacak.

Önkoşul yok öncelik kriterleri var

Başvuru için herhangi bir önkoşul bulunmuyor. Ancak konut sahibi olup olmama durumu, İzmir’de ikamet süresi ve yeri, hane halkında engelli olup olmaması, şehit yakını veya gazi olması, çocuk bulunması gibi özel durumlar, medeni durum, hane nüfusu ve gelir durumu üzerinden puanlama sistemi var.  Bu öncelik kriterleri ve puanlama sistemi sıralamada öne çıkarılacak grupları belirlemek için kullanılacak.

Birinci etabın temeli Mayıs ayında atılacak

25 bin sosyal konut vaadi kapsamında ilk etapta 3 bin 100 konut yapılacak. Bu rakamın 25 bine çıkartılması hedefleniyor. Kentin farklı bölgelerinde düşük ve orta gelirli vatandaşlara yönelik nitelikli ve erişilebilir konutlar için arsa geliştirme çalışmaları devam ediyor.

3 bin 100 konut için satış ofisi kurulumu ve ilk satışlar ise Nisan ayı itibari ile başlıyor.  Tüm etaplar için yapım ihalesinin ardından 2 yıl içinde inşaatların tamamlanması ve dairelerin teslim edilmesi planlanıyor. 400 dairenin bulunduğu 1. Etap için Mayıs 2025’te temelin atılması, Mayıs 2027’de ise anahtar teslimi hedefleniyor. 2. Etabın yapımı Temmuz 2025’te, 3. Etap Eylül 2025’te, 4. Etap ise Kasım 2025’te başlayacak.

Her bütçeye göre ödeme seçeneği

Projede 75 adet 1+1 daire, kapalı ve açık mutfak seçenekleriyle 191 adet 2+1 daire, kapalı ve açık mutfak seçenekleriyle 134 adet 3+1 daire bulunuyor. Proje, ödeme kolaylığı ile dikkat çekiyor. 1+1 daireler 15 bin TL’den, 2+1 daireler 22 bin TL’den, 3+1 daireler ise 28 bin TL’den başlayan taksitlerle satışa sunulacak. Asgari ücrete endeksli finans modeli projenin temelini oluşturuyor. Vatandaşa birinci olarak “peşin ödemelerde yüzde 10 indirim”, ikinci olarak “yüzde 30 peşinat – 120 ay vade”, üçüncü olarak “yüzde 20 peşinat - 4 ara ödeme - 120 ay vade” şeklinde üç farklı ödeme seçeneği sunuluyor. Taksitli ödemelerde defaten toplu ödeme yapıldığı takdirde kolaylıklar da sağlanacak.

Banka sisteminden bağımsız

Ülkenin ekonomik koşulları ve olası krizler düşünülerek fiyat artışında üst barem olarak yüzde 30 oranı belirlendi. Ödeme planlarındaki rakamlar asgari ücret zammı oranında her yıl güncellenecek. Ara ödemenin olduğu finans modeli tercih edilirse, 4 ara ödeme başvuru tarihinden itibaren her yıl bir defa olacak şekilde alınacak.

Yeni nesil konut vizyonu

Proje, İzmir’in sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda hayata geçirilerek barınma ihtiyacına çözüm sunarken, aynı zamanda kentin sosyal ve ekonomik yapısını da destekleyecek.

Egeşehir Yapı Planlama Müşavirlik ve Teknoloji Anonim Şirketi (Egeşehir AŞ) sosyal donatılarla güçlendirilmiş, nitelikli altyapı sistemleri ile desteklenmiş yapılarla, yeni sosyal konut vizyonuna öncülük edecek.

Proje, afetlere dirençli kent vizyonu için de önemli bir adım olacak. Bölgede imar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüt çalışmaları yapıldı ve parseller yapılaşmaya en uygun zeminlerde konumlandırıldı. Mimari projeye esas detaylı zemin etüt çalışmaları ayrıca yapılacak.

Nefes alan binalar

İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir’i sadece yenilemeyi değil, kenti aynı zamanda yaşanabilir, erişilebilir ve keyifli bir sosyal yaşam merkezi haline getirmeyi amaçlıyor. Sosyal Donatı Alanları kapsamında içinde tırmanma duvarı, park alanları, trambolin, kuru havuz, oyun parkuru bulunan çocuk oyun alanları, fitness salonu, basketbol sahası ve benzeri fonksiyonları bulunan spor alanları, sosyalleşme ve dinlenme alanları, market ve ticari alanlar olacak.

Doğayla barışık yeşil bir hayat sunulacak ortamda klasik peyzaj anlayışının dışına çıkılarak arazi ile uyumlu çözümler sunulacak. Geniş peyzaj alanları, yürüyüş yolları ile desteklenmiş sosyal donatılarla yaşanabilir bir mahalle kültürü oluşturulacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çevre korunacak, sürdürülebilir bir gelecek için doğa dostu yapılar üretilecek. Daha az enerji harcayan, daha fazla nefes alan binalar inşa edilecek.

Ulaşımı kolay

Hem toplu taşımayla hem özel araçla kolay ulaşım imkanına sahip bir bölgede yapılacak proje alanı raylı sistem İZBAN’ın Egekent 2 durağına 1 buçuk kilometre, Konak merkeze 30 kilometre, Karşıyaka merkeze 16 kilometre,  Çiğli’ye 10 kilometre, Menemen’e ise 4 kilometre mesafede yer alıyor.

Çanakkale Yolu, çevre yolu ve yapımı planlanan ikinci çevre yoluyla da konut alanına ulaşılabilecek. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) tarafından yapımı planlanan Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında inşa edilecek istasyon da güçlü ulaşım ağına destek olacak. ESHOT otobüs hattı ve dolmuş hattı, ulaşım ağını tamamlayacak.

İki organize sanayi bölgesi, iki üniversite, Egekent 2 semti ve Menemen ilçe merkezine yakın olan yeni yaşam alanında sağlık, eğitim, ulaşım ve ticaret hizmetlerine hızlı şekilde ulaşılabilecek.

Büyükşehir paydaşları ile alanda olacak

İzmir Büyükşehir Belediyesi, konut alanlarının çevresinde paydaşları ile birlikte sosyal yaşam merkezi oluşturacak. Bu kapsamda vatandaşlar Halk Ekmek ile kaliteli ve uygun fiyatlı ekmeğe kolayca ulaşılabilecek. Yuvamız İzmir ile çocuklara güvenli, sıcak ve kaliteli bir eğitim ortamı sağlanacak. Ayrıca Grand Kafe, Kent Lokantası, İzmar da burada bulunacak.

Daire tesliminin ardından, site yönetimi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin paydaşı olan İZELMAN AŞ tarafından yürütülecek. Ayrıca müteahhit firma teslim sonrasında 18 ay boyunca teknik personel aracılığıyla teknik hizmet vermeye devam edecek.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT