15 Ekim 2018

Mesaiye Hobi Molası...

İzmir Kemeraltı 1. Beyler İşhanında fatura merkezi işleten Pınar Türkeli çocukluğundan bu yana devam eden doğa ve hayvan sevgisini iş ortamına taşıdı.


İş yerinin bir bölümünü sokak hayvanlarına mama almak isteyenler ve bir bölümünü de hobileri için ayıran Pınar Türkeli ile doğa ve hayvan sevgisini, sanat çalışmalarını konuştuk.


Bize kendinizden söz eder misiniz?
Su altını çok merak ettiğim için su ürünleri bölümünü tercih ettim. Süleyman Demirel Su Ürünleri Fakültesinden mezun oldum. “Su Ürünleri Mühendisi” olduktan sonra balık çiftliklerin de çalışmak durumunda kaldım. Hayvanların ticari anlamda satılıp tüketime yönelik işlendiği bir alanda çalışmayı kendime uygun göremedim. Çalışma koşulları da benim için ağırdı.

Sevdiğim ve kendi yaptığım bir işe yönelme kararı aldım. Ahşap üzerine monopetit, linol baskı gibi çalışmalar gerçekleştiren sanatçılarla tanışma imkanım oldu. Yeni bir sanat dalı olan driftwood sanatına ilgi duymaya başladım. Driftwood çalışmalarımı boş zamanlarımda sürdürüyorum. Ağaç çerçeveler, mumluklar yapıyorum, bu eserlerimi doğal parçalar ile bütünleştiriyorum. Beni ayakta tutacak bir işe ihtiyacım vardı. Daha sonra benim için çok farklı bir alan olan fatura ödeme bayiliğini işletmeye başladım.

Aynı zamanda hobi olarak yaptığım işlerimi de burada sürdürme imkanım var. Kendime bir masa ayırdım. Buradaki köşemde boş zamanlarımı değerlendiriyorum. Fatura ödemek için gelen kişiler sanat merkezi gibi olduğunu söyleyerek çok beğeniyorlar. Fatura ödemek çok keyif veren bir durum değil, insanlar içeri girip çok renkli bir ortam ile karşılaşınca bu durumu azalttığını söylüyorlar. Oturup sohbet ediyoruz, onlara samimi bir ortam sağlıyorum. İnsanlar bana alıştı. Fatura ödemeseler de neler yapıyorsun diyerek merak edenler oluyor. Mama almak isteyenler uğruyorlar.


Can dostlarımız benim için çok önemli!
Sokakta yaşayan hayvanlarımıza elimden geldiği kadar destek olabilmeye çalışıyorum. Evimde iki tane kedim var. Apartmanımızın bahçesinde baktığım kedilerim var. Konak’ta Milli Kütüphanenin yakınında yaşamaya çalıştıkları bir alan var. Oradaki can dostlarımıza destek olmaya çalışıyorum. İş yerim Konak’ta olduğu için iş çıkışlarımda mamalarını ve su ihtiyaçlarını veriyorum. Evimde kedi baktığım için onların sorunlarını daha rahat anlayabiliyorum. Yanımda göz damlası ve ilaçlarım hep oluyor. Ben düzenli olarak kendi bütçemden mama alıyorum. Beni izleyen bazı komşularım veya dostlarım mama almak istediklerini fakat nereden alacaklarını bana sormaya başladılar. Ben de onlar için iş yerimde bir köşe oluşturdum. Ben zaten düzenli bir şekilde mama aldığım için son zamanlarda daha fazla alıp isteyen kişilere ücret karşılığı veriyorum.

Fakat bu bütçe mutlaka yine mama için ayrılmış durumda. Bana destek vermek isteyen kişilere yine mama vermiş oluyorum. Onlar kendileri yardımcı olmaya çalışıyorlar. Buradaki amacım daha çok sokak hayvanına ulaşmak. Benim gidemediğim yerlere onlar buradan mama alıp dağıtıyorlar. Kolektif bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Ameliyat için arkadaşlarımızla aramızda para topluyoruz. Sokaklarda, araç çarpıp bırakılmış ve hasta hayvanlarımız çok fazla. Bunlara destek olmak zorundayız.

Hayvan sever olarak insanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Benim komşularım hayvan sever çoğunlukta olduğu için ben kendimi şanslı buluyorum. Bazı mahallelerde sokak gönüllülerine tepki gösterildiğini basından ve sosyal medyadan izliyorum. Önümüz kış. Onların da korunma ihtiyaçları olduğunu unutmayalım. Ben apartmanımın bahçesine kedi evleri yapıyorum. Geçen seneden kalan kedi evlerine kimse zarar vermedi. Benim seyahat ettiğim günlerde komşularım ve arkadaşlarım onların mama ve su ihtiyaçlarını karşılıyor. Hayvan sevmeyen insanlar benim arkadaşım olamaz. O insanlarla bir arada olmam mümkün değil.


İnsanlara sokak hayvanları konusunda nasıl mesaj vermek istersiniz?
Sokak hayvanlarının hastalıkları, tüylerinden korkan kişilere öncelikle şunu söylemek istiyorum. Araştırsınlar, görecekler ki hayvanlardaki her hastalık insana bulaşmaz. Onlara dokunun ve sevin. Onlara yardımcı olun. Onların yaşam alanlarını biz yok ettik. Her yer binalarla doldu. Çok az da olsa kalan yaşam alanlarını korumaya alalım. Onların sesi olalım. Sevmiyorsanız, yardım etmek istemiyorsanız onlara yardımcı olan kişilere müdahale etmeyin.


Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hayvanlara eziyet eden paylaşımlar çok canımı acıtıyor. Bu tür haberleri yaymak ve izlemek istemiyorum. Bu kadar kindar bir insan topluluğu nasıl oluştu ve duyarsız bir kesim nasıl var bunları sorgulamalıyız. Bu insanların toplumun içinde olması beni ürkütüyor. Hayvanlara eziyet eden kişiler hasta ruhludur ve acilen yasaların daha ağırlaşması gerekiyor. Bu insanların tedaviye ihtiyacı var.  













İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder