“Türk Köpek
Irkları Koruma Araştırma Islah ve Tanıtma Federasyonu” kurucu başkanı Doğan
KARTAY ile Afşarka Çoban Köpeğinin tarih ve kökeni hakkında konuştuk.
“Türk
dünyasında “Afşarka” adıyla tanınan batı kaynaklarında Auscharka olarak
tanıtılan çoban köpekleri, güdü ve koruma işlevleri nedeniyle çok mükemmel,
değerli bir çoban köpeğidir. Rusya’nın yaydığı bilgilere göre anayurtları
Kafkasya’dır. Bu görüşe kesinlikle katılmıyorum. Günümüzde Güney Kafkasya’da
sıkça rastlanan Afşarkalar Orta Asya kökenli olup, Nadir Şah’ın kurduğu Büyük
Afşar İmparatorluğu (1702-1804)Güney Kafkasya’ya hükmettiği dönemde bu bölgeye
yerleşen Oğuz kökenli Afşar boyları tarafından, Orta Asya’dan getirilmişlerdir.
Günümüzde Afşarkalar’a Kuzey Afganistan’da yerleşik yaşayan Özbek ve Türkmen
kökenli halklar içinde sıkça rastlanıldığını” söyleyen Doğan KARTAY, tarihi
olayları şu sözler anlattı;
“ İran
coğrafyasında oluştuğu için, dünya tarih kaynaklarında İran tarihi olarak
tanımlanan, 1000 yılı aşkın bir süre, aslında Türk tarihinin en önemli
devletlerinin bu coğrafyada hüküm sürdüğü dönemdir.
1-“Büyük
Selçuklu Devleti”, Selçuk (Selçik) Bey’in 1040 yılında han seçilmesiyle
başlamış, Tuğrul ve Çağrı Bey’ler, Sultan Alparslan, Melikşah ve Sultan Sencer
yönetiminde 1141 yılına kadar sürmüştür.
2-Şah
İsmail’in 1501’de Erdebil’de kurduğu “Safevi Devleti” 1736’ya kadar sürmüştür.
3-Nadir
Şah’ın İsfahan’da kurduğu “Afşar İmparatorluğu” 1736-1804 yılları arasında
hüküm sürmüştür.
4-Oğuzların
Bozok kolundan Muhammed Hasan Han’ın Tebriz’de kurduğu “Kaçar Devleti”nin
hakimiyeti 1794-1925 yılları arasında sürmüştür.
Bu dört
güçlü Türk Devleti Güney Kafkasya’nın tümüne hükmetmiştir.
Karahanlılar,
Gazneliler, Samanoğulları, Harzemşahlar, Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri ile
Zend, Muzafferi, Celayirli Hanedanlarının İran coğrafyasındaki hakimiyetleri de
nazara alındığında, Türklerin İran coğrafyasındaki devlet varlığı bin yılı
aşkındır. Günümüzde İran coğrafyasında yaşayan, yaklaşık 40 milyon Türk kökenli
halk (Kuzey Azerbaycan ve Dağıstan hariç) bu dönemden kalmıştır.
Afşar Türk
boyunun başında Nadir Han’ın (1732) de İsfahan’da şah olarak seçildiği ve hüküm
sürdüğü süre içinde, Avşar İmparatorluğu günümüzdeki Doğu Anadolu, Batı Irak,
Güney Azerbaycan, tüm İran, Güney Türkmenistan, Orta ve Batı Afganistan ve
Pakistan’ın batı bölümüne hükmediyordu. Ayrıca güney Kafkasya’nın tümü
(Gürcistan, Kuzey Azerbaycan, Ermenistan ve Dağıstan) bu imparatorluğun
sınırları içindeydi. Nadir Şah birçok Orta Asya kaynaklarında “Türk soylu son
cihangir olarak anılıyor.” Temel ekonomisi göçebe hayvancılığına bağlı Afşar
boyları, “Afşar Çoban Köpeği”ni bu dönemde Kafkasya’ya taşıdılar. Günümüzde, bu
devletin halklarının önemli bir kısmı Afşar boylarının ardıllarıdır. Bu
coğrafyada Türk soylu boylarının hakimiyeti, “Selçuklularla” başlamış, “Safevi”
Devleti ve “Afşar” imparatorluğu ile genişlemiş, “Kaçar” Devletiyle 1925 yılına
kadar sürmüştür. Aynı coğrafyaya hükmeden bu dört Türk devletinin hakimiyet
sınırları Güney Kafkasya’nın tamamını kapsamıştır.
Günümüzde
Kafkas Köpeği için yaygın kullanılan “Afşarka” tanımlamasına, Ruslarca sona
eklenmiş “ka” hecesi, bu muhteşem çoban köpeklerini sahiplenmek amacıyla
uydurulmuş bir eklenti olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Afşar
İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde, bazı Afşar aşiretlerinin Anadolu’ya
göçtükleri biliniyor. Afşar çoban köpeklerini ülkemize onlar getirmiştir. Bizim
Karayaka olarak adlandırdığımız nadir rastlanır bu çoban köpeği tipi kesinlikle
“Afşar Çoban Köpeği”dir. Afşar Çoban Köpeği’nin orta Asya kökenli olduğunu
kesinlikle söyleyebilirim. Türk Çoban köpeği ırklarının tarih ve coğrafya
kökeni konusunda 60 yılı aşkındır araştırma yapan birisi olarak bu konudaki
görüşlerim dikkate alınmalıdır.”
Ülkemizdeki Afşar Çoban Köpekleri;
“Afşar
boylarından bazı toplumların Anadolu’ya çeşitli zamanlarda göçmüş oldukları ve
Kahramanmaraş ilimizin Nurhak, Elbistan, Afşin kırsalındaki yörelere ve Yozgat
ilimizin Akdağmadeni ilçesi, Aksaray ilimizin Çimeli beldesi civarına yerleşmiş
oldukları bilinmektedir. Bu nedenle hayvancılıkla geçinen bu toplumların
koyunlarının beraberinde çoban köpeklerini de Anadolu’ya getirmiş olmaları
doğaldır. Ben bu yörelerde yaptığım araştırmalarda Afşar çoban köpeklerine
rastladım. Karayaka çoban köpekleri günümüzde Anadolu’da seyrek rastlanan bir
grup Karabaş çoban köpeğinin günümüzdeki bilimsel tanımıdır. İlk defa veteriner
hekim Orhan Öncül Paşa tarafından kullanılan bu tanımın yaygınlaşmasına elimden
geldiğince destek veriyorum. Çünkü bu tanım, Karayakaların renk özelliğini
belirliyor. Bazılarının gri, bazen de boz vücut ana rengi üzeri düşey siyah
bantlarla tiger (kaplan) görünümlü, bazılarının gri ve siyah kırçıllı renklerde
uzun tüylü ve ayrıcalıksız kara maskeli bu grubun fiziksel özellikleri
kangallarla benzeşmektedir. Huy, davranış ve karakter özellikleri bakımından da
aykırılık göstermiyorlar.
Afganistanlı
araştırmacı Aazaq Qadirie, Kuzey Afganistan’daki Özbek toplumunda karayakalara
sıkça rastlandığını fotoğraflarla belgeledi. Benim, Miço adlı karayakadan
üreyerek oluşan ailenin dışında, Kangallı işadamı ve yerel politikacı Hasan
Gökay’ın sahibi olduğu geniş karayaka ailesini belirledim. Günümüzde rastlanabildiği
yöre Kahramanmaraş ilimizde Elbistan ve Nurhak ilçelerinin kırsalıdır.
Yozgat’ın Akdağmadeni ve Aksaray’ın Bağlıkaya kırsalında da karayaka
ailelerinin varlığını saptadım. İstanbul’da Kemal Karakoyunlu’nun olağanüstü
irilikte Çapar isimli karayakası da Aksaray kökenlidir. İzmir’li demirci Nazmi
Usta’nın da olağanüstü irilikteki Miço isimli Karayakası, benim Karayaka
ailemin atasıdır. Karayakalar Kangal mı? Sorusu, bana son günlerde çok sık
soruluyor. Gökçeler çiftliğimde on karayakam vardı. Elimden birçok karayaka
geçti. Birçoğunu da doğal ortamlarında izledim ve gözledim. Görsel yapılarını
ve huy, davranış özelliklerini araştırdım. Karayakalar hakkında oldukça
ayrıntılı bilgilere ulaştım. Morfolojik (görünüm bilimi) olarak
Karayakalarımız, afşarkaların birebir benzeridir. Bilindiği gibi morfoloji,
genetik yapının görünüşe yansımasıdır. Kangallar ile bilimsel baz da
ilgilenenlerin bazıları onları kangal varyasyonu, bazıları ayrı bir ırk,
bazıları da kangal ırkından bir tip olarak tanımlıyorlar. Fiziksel ve yaşam
karakteristikleri kangallarla tamamen benzeşen ve karabaş ırkının tüm
ayrıntılarına sahip olan karayakaların isim babası, Askeri Veteriner Okulu eski
komutanı rahmetli Orhan Öncül paşamızdır. Bu tanımı, boz veya gri tüylü veya
siyah tüylerle kırçıllı, kaplan desenli çoban köpekleri için kullanmıştır.
Anadolu’da bazı yörelerde “Sarma”, bazılarında da “Çapar” olarak anılan ve
doğal safkan (dominant) ırk özelliği taşıyan, bu “Türk Çoban Köpeklerinin”
bilimsel tanımının çok eski ve öz Türkçe olan “Karayaka” adıyla yaygınlaşmasına
katılıyorum. Tüm kitaplarımda, dergi ve gazetelerde, yayınlanan yazılarımda ve
yurtiçinde ve yurtdışında yaptığım söyleşilerde, vurgulayarak kullandığımdan,
yazılı ve görsel basına yaptığım açıklamalarda “Karayaka” tanımının dilimizde
yaygınlaşmasını sağladığımı düşünüyorum. Kangalların genetik bilimcilerle
araştırılmasına başlanılmış olmasına karşın, şu anda elimizde karayakalar
hakkında genetik bilgiler bulunmuyor. Görünüm (morfolojik) özellikleri ve diğer
karakteristikleri göz önüne alındığında, karayakaların da kangallar gibi,
karabaş ırkının farklı tipi olduğu söylenebilir. Türkçe’de kara olarak
tanımlanan rengin, en açık tonu olan griden, en koyu tonu olan siyaha kadar
tonlarda, kaplan desenli veya kırçıl olabilen kara maskeli karayakaların, en
azından kangallar ile yakın akraba olduğunu düşünüyorum. Kangallar ile
Karayakaların aynı ırktan, ayrı ırktan veya aynı ırkın değişik alt gruplarından
olup olmadıkları, genetik araştırmaların sonuçlanması ile kesin olarak belirlenmiş
olacaktır.
Türk kökenli
Afganistan vatandışı A.Razaq Qadirie (Razak Kadiri) ile 2. Kangal Şenliğinde
dört gün birlikteydik. İlk görüşmede yakın bir dostluğun temeli atıldı.
Birbirimizin varlığından haberdar olmadığımız halde, Karabaşların (Kangal)
kökeni konusunda buluşuyorduk. Razaq’ın görsel arşivi çok zengindi. Eski Oğuz
boyları coğrafyasındaki Orta Asya karabaşlarının görsel kanıtlarını ve
bilgileri yanında getirmişti. Dostumuz Razaq, genç yaşına göre, çok iyi bir
gözlemci ve araştırmacıdır. Afganistan Çoban köpeklerini tararken rastladığı
Türkoman tip olarak anılan “Türk Çoban Köpeği” Karabaş’ı konu alan (Der Cochi
Hund) adlı, görselliği öne çıkaran, henüz basılmamış bir araştırmanın
yazarıdır. Ülkesine döndüğünde dostluğumuz telefon ve mektuplaşma ile gelişti.
20 Kasım 2000’de Razaq, benimle çalışmak ve araştırma yapmak amacıyla İzmir’e
geldi. Stanley Clarke’nin de katılımıyla önce İzmir gezildi. Kangallarımın
yaşadığı doğa harikası Gökçeler köyü’nü görünce, burada kalmayı yeğledi. Doğada
ve köpeklere yakın yaşamaktan mutluydu. Biz de onu hiç yalnız bırakmadık.
Kangal’dan sonra en önemli Karabaş varlığını taşıyan Denizli yöresini birlikte
taradık. Gördüklerinden çok etkilendi. Elden geldiğince görüntü ve bilgi
notları aldık. Bu çalışmayı “Kangal” kitabımın bie bölümünde ele aldım.”
Sonuç olarak;
“Günümüzde
Afşar(ka) diye tanımlanan Kafkas Çoban Köpeklerinin tarih ve coğrafya kökeni
Orta Asya’dır. Onlar, Orta Asya’lı Türk halkının içinde oluşmuş ve
yaygınlaşmıştır. Mükemmel sürü gütme ve koruma özelliklerine karşın, koyu
renkleri nedeniyle geceleri ağılda Karayakaların kurt gibi görünmeleri, koyun
ve keçilerin paniklemesi ve yaylımda, çobanların geceleyin onları kurttan ayırt
etmelerinin güç olması nedeniyle köpekleri vurabilmeleri yüzünden, Anadolu
sürücüleri tarafından Karayakalar, çoban köpeği olarak yeğlenmemişlerdir. Buna
karşın ata mirası Karayakaların ülkemizdeki varlıkları halkımız ve
federasyonumuz tarafından korunmaktadır.
Bu konuyu
bilimsel olarak tartışmaya açık tutuyorum. Bilindiği gibi tartışma doğruya
ulaşmanın en etkili yöntemidir. En azından doğruya yaklaşmayı sağlar.”
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder