30 Kasım 2021

Metin Birecikligil; Kendimi Bildim Bileli Meraklı Biriydim

 


İlk günkü aşk ile hala Ney çaldığını söyleyen Neyzen Metin Birecikligil ‘Soviet Galery’de hem ney dersi veriyor hem de çok sevdiği kolaj sanatını yapıyor. 

Metin Birecikligil ile Soviet Galer’de bir araya gelerek ney ve dikkat çeken kolaj çalışmalarını konuştuk.


Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1962’de Gaziantep’te doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi şehrimde tamamladım. 1986’da Metin Reklam adı altında ilk atölyemi açtım. 1990’da New York’a gittim. LaGuardia Community College’da reklam fotoğrafçılığı okudum. 1995’te yeniden şehrime döndüm. Fuar stantları ve İç mimari hizmeti veren “Metin Birecikligil Design” adlı ikinci atölyemi açtım.

1998’de evlendim. 2014 yılında eşim ve iki oğlumla birlikte İzmir’e taşındık.

Yaşamınızı şekillendiren kilometre taşları nelerdir?

Kendimi bildim bileli bana verilen ile yetinemedim. Daima görünenin arkasını merak ettim.

Sözel bir öğrenci idim. Matematik, Kimya ve Fizik öğrencilik hayatımda kabusum olmuştu.

Bu alanlarda başarısız olunca çizgi romanların büyülü dünyasını keşfettim. Rahmetli babamdan dayak yeme pahasına Texas, Tommiks, Kaptan Swing, Tom Braks gibi ne bulduysam okudum. Hayal dünyası gerçek dünyadan daha güzeldi.

14 yaşıma bastığımda çizgi romanların yerine romanlar aldı. Maksim Gorki’nin ‘’Ana’’ isimli kitabı ile başladım. Çocukluğum, Ekmeğimi kazanırken, Benim Üniversitelerim gerisi geldi. Zar zor da olsa lise bitti.

Fındıklı İstanbul’daki Güzel Sanatlar Fakültesi’nin sınavına girdim. Desenim iyi olmasına rağmen ‘’Hayalden Resim’’ den elendim. Büyük bir hayal kırıklığıyla Gaziantep’e döndüm.

Plastik sanatlara en yakın zanaat olan tabelacılık mesleğini seçtim. 1979 yılında her şeyin manuel olduğu bir dönemdi dijital reklamın d ‘si bile dünyada telaffuz edilmemişti.

18 yaşımdan sonra huysuz ilk ustamın yanında el altı olmak nefsime çok ağır gelse de meslek aşkımdan dolayı direndim. 3 yıl sonra hem çizip hem yazabilen iyi bir usta oldum. İyi ki de olmuşum.

O el becerisi sayesinde bu yaşıma kadar ekmeğimi kazanabildim.


Ney maceranız nasıl başladı?

Bir kış akşamı atölyeden çıktım, eve doğru yürümeye başladım. Bir seyyar satıcının radyosundan gelen ney sesi beni adeta büyüledi. Olduğum yerde çakılı kaldım. Taksim bitinceye kadar soğukta bekledim. Arayışa girdim. Bir tesadüf sonucu neyzen, udi, bestekar, ressam, heykeltraş, S. Yılmaz Kale’yi buldum. Hocam şuan 81 yaşında ve Hammamizade Dede Efendi ekolünün son temsilcilerinden klasik musıkimizdeki 119 makamı ziyadesiyle bilen Türkiye’de sayılı değerlerimizden biridir.

İlk günkü aşk ile hala çalışıyorum. Ney çok zor bir saz, sonu yok. Şu an 97 yaşında olan ney sazının büyük üstadı Niyazi Sayın Beyefendi dahi hocası gibi ses çıkaramadığından yakınıyor.

Alsancak Kültür Sokak’taki galerimizde yüz yüze ve on line ders ney dersleri veriyorum. Ders almak isteyen arkadaşlarımız Alsancak “Soviet Galery” de bana ulaşabilirler.

Kolaj ne demek, siz kolaj yapmaya nasıl başladınız?

Kolaj Fransızca kökenli olup, yapıştırmak anlamına gelir.  Dünyada kurum kimliği ve logo dünyasına yeni bir çehre kazandırmış İvan Chermayeff  kolajlarından çok etkilendim. Bir gün eski bir dergi üzerine semazen figürü çizip elimle yırttım. Sonuç hoşuma gitti,  sonra devamı geldi. Kağıt, kumaş, karton, düğme, ataş, vida… O an elime ne geçtiyse değerlendirdim. Yeşilçam, Rus Romancılar ve karışık temalı elli ye yakın bir arşiv oluştu, hala yapmaya devam ediyorum. Yakın zamanda bir tesadüf sonucu Yaprak Özdemiroğlu Hanımefendi’ye Şekerpare film afişi kolajını hediye ettim.


Soviyet Gallery izmir’den de bahseder misiniz?

Biz 3 arkadaş, Bora Erdinç, Daniela Hannemann ve ben 2021 Haziran’ında bu galeriyi açmaya karar verdik.

Harap bir halde olan mekanın 1 ay içinde tadilat işlerini tamamladık. “Soviet Galery”i  Engin Güneysu’nun Ladaland adlı fotoğraf sergisiyle açtık. Şu an Ahmet Sel’in ‘’Moskova İnsanları’’ adlı sergisi ile devam ediyoruz. Sıcak, tematik atmosferimize tüm sanatseverleri bekliyoruz.


 

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

29 Kasım 2021

Tüketim kültürüne alternatif olarak üretmeyi seviyor

 


Hülya Mercan ile Marmaris seyahatim sırasında arkadaşım Süheyla Evren sayesinde tanıştım.

12 yıldır Marmaris’te yaşayan Hülya hanımın Marmaris’teki evine konuk oldum. Sıcacık yüreği ve misafirperverliği için kendisine teşekkür ediyorum. Hülya hanımla keyifli sohbetimize kendisi için ördüğü örgü tasarımları eşlik etti.

Bu hünerli ellerden çıkan örgüleri görünce hayran olmamak mümkün değil. Hülya Mercan rengarenk iplerle harikalar yaratarak, kendine özel örgü tasarımlarını hobi olarak başladığını ve örgünün hayatının bir parçası olduğunu söyledi. Boş zamanlarını kendine özel ördüğü tasarımlarıyla değerlendirdiğini anlatan Hülya hanım sözlerini şöyle sürdürdü.


Bolu Mengen doğumluyum. 3 kız kardeştik. Hepimiz üretmeye çok meraklıydık. Annem de örgü örmeye çok meraklıydı. Biz aile olarak el sanatlarına meraklıyız. Evlenip eşimin tayinleri sebebiyle güzel yurdumda çok yer gezdim. En son Marmaris’e geldik ve emekli olunca buraya yerleştik.

Kendi tasarladığım elbise, çanta, etek, yelek, ceket modellerim çok beğeniliyor. Örgü örmeye çocuklarıma yelek, bere gibi örgü kıyafetleriyle başladım. Daha sonra şal örerek devam ettim. Çok fazla şal ördüm hediye ettim. Beden olarak biraz kilolu da olduğum için kendime elbise ve etek modelleri örmeye başladım. Dikiş bilgimi de örgü modellerimle birleştirince ortaya kendi tasarımlarım çıkmaya başladı.

Yaptığım ürünler çok emek isteyen örgüler

Elbiselerimi 1 ay gibi bir sürede bitirdiğim de oluyor bu süre daha da uzayabiliyor. Ayırdığım zamana göre değişiyor.


Alize aura ipiyle örgülerimi seviyorum. Şık ve dökümlü kıyafetler ortaya çıkıyor. Yüncü deki bütün ipleri ben satın alıyordum. Sanırım pahalı olduğu için satışı zor oluyor. Son zamanlarda alize ipini bulamıyorum. Ben iplere dokunuyorum ve o iple ne güzel örgü modeli olur karar veriyorum. Örgü ören arkadaşlarım yün alırken benim fikrimi mutlaka alırlar. Yün alışverişlerinde benim de yanlarında bulunmamı istiyorlar.

Eski model motiflerini beğeniyorum

Televizyonda veya internette örgü ile ilgili programları izliyorum. Yazıları okuyorum. Kendi tasarımlarımı da ekleyince ortaya değişik modeller çıkıyor. Özellikle anneannelerimizden veya annelerimizden kalan eski model motiflerini çok beğeniyorum. Bu motiflere kendim de tasarımlar yaparak yeni tasarımlar oluşturuyorum. 


Birçok ünlü markanın koleksiyonlarında yer alan kağıt ip ve makrome ile çantalar örüyorum. Günümüzde makrome çantalarda çok farklı ipler kullanılıyor. Hazır ürün almaktansa istediğim renkte, istediğim ebatlarda sadece kendime özel çantalarım var.  Örgü örmeyi kendim için yapıyorum. Şu ana kadar ücret karşılığı hiç örgü örmedim. Kendi vücudumu tanıdığım için kendime örmek keyif veriyor. Sipariş olursa farklı kilolu kadınlara örmek daha çok zaman ayırmamı gerektirecek. Şimdilik bu işi kendim için devam ettirmek istiyorum.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

28 Kasım 2021

Lebedos

Lebedos, İzmir'in Menderes İlçesinde Ürkmez Köyünün yanı başında küçük bir tepenin üzerine kurulmuş bir İyonia kentidir. On iki Yunan şehir devletlerinden biridir. Kuruluşunun MÖ. 7.yüzyıl olduğu düşünülmektedir.

Çevresinde bulunan Kolophon ve Teos gibi İyon kentlerinin çok gelişmesi onun geride kalmasına sebep olmuş, deniz ticareti bakımından gelişememiştir.

Lebedos’un eteklerinde çok sayıda çanak çömlek parçaları ve duvar izlerine rastlanmıştır.


27 Kasım 2021

Larissa

Larissa, Menemen’in kuzeyinde bulunan kent MÖ. 3.bin yılda kurulmuş, Cilalı Taş, Helenistik, Lydia ve Pers yönetiminde yaşamış bir kenttir. Kalıntılar arasında tapınak ve Akropolis sur parçaları bulunmaktadır.

Larissa kazıları, Batı Anadolu’da yapılan en önemli kazılardır.


26 Kasım 2021

Kolophon

İzmir Kolophon, Menderes’in Değirmendere yerleşim alanında bulunmaktadır. İonnia’nın en eski, en önemli kentlerinden biridir. Kolophonlular, topraklarının verimliliği ve denizcilikteki ustalıkları sayesinde çok varlıklı bir topluluk olarak yaşadılar. Bu zenginlik aşırı lüksü de beraberinde getirince yok olmasına da sebep olmuş, güçlerini yitirse de savaşçı bir topluluk olarak bilinmektedir.

Kent Lydia’nın ve Perslerin egemenliği altına girmiştir. Büyük İskender Anadolu’yu Pers egemenliğinden kurtardığı zaman bağımsızlığını yeniden kazanmıştır. 6. Ve 7. yüzyıllarda parlak bir geçmişi olan Kolophon, önemini Klaros’taki ünlü tapınakla sürdürmüştür.




23 Kasım 2021

Metropolis

Torbalı Ovasının batısında Yeniköy ve Özbey Köyünün arasındaki bir tepe üzerinde kurulmuş antik bir kenttir.

Metropolis, Ana Tanrıça kenti demektir. Şehre adını veren tanrıçaya ait heykel Uyuzdere mevkisinde bulunmuş, Helenistik Dönem’in sanat açısından önemli bir merkezi olduğu için özgün heykel eserleri yaratmış bir kenttir.

Şehir surlarla çevrilmiş ve savaş tanrısı Ares adına bir tapınak da yapılmıştır. Tiyatroya sahip olan kent kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapmıştır.


 

22 Kasım 2021

Klazomenia

İzmir Klazomenia’nın bir kısmı Urla Kemik Hastanesi’nin bulunduğu Karantina Adası üzerindedir. Diğer kısımları adanın karşısında bulunan Limantepe, Ayyıldız ve Cankurtaran tepeleri eteklerine kadar yayılmıştır. Yapılan kazılar sonucunda koridorlu ev olarak tanımlanan, otorite için yapılan sarayın bir bölümü ve surlar açığa çıkartılmıştır.

Kentin önemli olmasının nedeni zeytinyağı çıkarma işleminin burada yapıldığı içindir. Anadolu’daki tarihi bilinmemekle birlikte, MÖ. 6.yüzyılda burada olduğunu gösteren toprak kaplar ve aletler bulunmuştur.


21 Kasım 2021

Nuriye Özşahin kitaplarını imzaladı

 

İzmir Çerkes Derneği 21 Kasım Pazar günü Alsancak Hamurcu Restaurant’ta Edebiyat, Öykü, Türk Edebiyatı kategorilerinde eserler yazan Nuriye Özşahin’in katıldığı imza günü ve yazarla söyleşi düzenledi.


İzmir Çerkes Derneği Yönetim Kurulu üyesi Özcan Atıcıer’in moderatörlüğünü yaptığı imza günü açılış konuşmasında, "Kültür" Derneği olmasına vurgu yapılarak sanat ve edebiyat alanında da görünür olmak,  çalışmalar yaparak Çerkes kültürüne ışık tutmak düşüncesinde olduklarını belirtti. Atıcıer sözlerini şöyle sürdürdü;

İzmir Çerkes Kültür Derneği olarak bu yıl Çerkes Kültürü ile ilgili yazan yazarlarımızla bir dizi buluşma, sohbet ve kitap imza günü etkinliği yapma kararı aldık. Derneğimizin Kadınlar Komisyonunun öncülük ettiği bu etkinliklerde şimdiye kadar Nermin Akkan, Güner Dinçarslan, Pınar Ersoy, Lider Erşan’a imza günleri düzenledik. Son olarak ta Kasım ayında Nuriye Özşahin ile devam ettik. 

Kültürel çalışmaları destekleyeceğiz

“Buna paralel olarak bu ay içinde uzun süredir uğraştığımız yayıncılık sertifikasını alabildik. Böylece bir yayınevi olarak kültürel çalışmalarımızı destekleyebileceğiz. İlk kitabı da bir iki hafta içinde yayınlıyoruz. Bu da bizi çok heyecanlandırıyor. Yani bazı kütüphanelerde, derneğimizin adının bulunduğu kitapların olması düşüncesi çok hoş bir duygu bize göre. Bu süreçte bizim yayınlayacağımız kitapların sayısının artması için de çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Kitapseverlerin kendisine yönelttiği soruları cevaplayan Nuriye Özşahin,  daha sonra Azade, Sıcak Salep Kokusu, Elbruz’un Gözü kitaplarını da imzaladı.

Kitapları hakkında bilgi veren Nuriye Özşahin, “hepimizin içinde ve hepimizin yakınında olup da göremediğimiz, duyamadığımız öyle çok hayatlar var ki, farkında değiliz. Onlar elimizi uzatmamızı, kulaklarımızı açmamızı, gözlerimizi onlara çevirmemizi bekliyorlar. Tabi ki kendilerini korumak için ince bir tül ile örtünmüşlerdir. İşte ben, bu tül örtüye elini uzatıp bakmayı hayal ettim. Sadece bir ucunu aralayabildim. Gördüklerimi duyduklarımı hayal teknemde yoğurup, yaprakların üzerine yaydım. İlk kitabım “Sıcak Salep Kokusu” bu duygularla yazıldı. Herkes tarafından görünür ve bilinir olması için de yardımıma Cinius Yayınları el uzattı” diye konuştu.

Kitaplarını imzalayan Nuriye Özşahin kendisini yalnız bırakmayan okurlarına teşekkür etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.


 

Yazar Hakkında;

1956 İzmir doğumlu. İzmir Namık Kemal Lisesi Edebiyat Bölümü mezunu. “Hayatımın ve aşkımın şehri” dediği İzmir’de ailesiyle birlikte yaşıyor. İzmir Kent Kültürü ve Sanat dergisinde ilk öyküleri, Aliağa Ekspres Gazetesinde ilk yazıları, halen yazmakta devam ettiği (sonbaski.com) dergisinde haftalık yazıları yayınlanmakta. İlk öykü kitabı Sıcak Salep Kokusu, ikinci kitabı Elbruz’un Gözü, üçüncü kitabı Azade romanıdır.

Okumanın bir var olma biçimi olduğunu düşünen Nuriye Özşahin için yazmaksa var olduğunu gösterme biçimidir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

20 Kasım 2021

ERYTHRAİ

Toprağının kırmızı renginden dolayı Yunanca kırmızı anlamına gelen Erythrai adını aldığı düşünülen kentin bugünkü adı Ildırı’dır. Çeşme’nin 20 km kuzeydoğusunda bulunan kentteki ele geçen bulgular İlk Tunç Çağı’ndan bu yana yerleşimin olduğunu göstermektedir.


Lidya’lıların ve Persler’in eline geçen kent İskender’le birlikte bağımsızlığını kazanır. İskender’in ölümünden sonra Pergamon Krallığının (Bergama) eline geçer. M.Ö. 133’te Roma İmparatorluğu içinde özgür kent statüsü kazanır. Bu dönemde şarabı, keçileri, değirmen taşları, kadın kâhinleri Siby ile Herophile ile ün kazanır.

1366’da Türk egemenliğine girdikten sonra 16.yüzyıldan sonra İlderen ve Ildırı adını alır.


Yapılan kazılarda bir Tiyatro toprak altından çıkarıldı ve Athena Tapınağı’na ait kalıntılar bulundu.





19 Kasım 2021

EFES

İZMİR EFES, Anadolu’nun Batı kıyısında Selçuk İlçesinin üç kilometre yakınına kurulmuş bir Roma kentidir. İlk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına dayanır. Son yıllarda yapılan kazılarda Tunç Çağı ve Hititlere ait yerleşim yeri saptanmıştır. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan’dan gelen göçmenlerin yaşamaya başladığı bir liman kentidir. Helenistik ve Roma dönemlerinde en görkemli zamanlarını yaşayan Efes kentinin bugün gezilen yerleri Büyük İskender’in generallerinden biri olan Lysimaklos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur.

Efes, Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Artemis Tapınağı ve Celsus Kütüphanesi, 25.000 kişilik tiyatrosuyla ünlüdür.

2015 yılında Dünya Mirası listesine girdi.



18 Kasım 2021

‘Balaban Sanatçıları İzmir Buluşması” sergisi sanatseverlerle buluştu


Karaca Kültür Merkezi’nde açılışı gerçekleştirilen ‘Balaban Sanatçıları İzmir Buluşması’nda yağlı boya tablo, akrilik, karışık teknik, metal, heykel ve mermer çalışmaları yer alıyor.

Sergi açılış kokteyline Konak Belediye Başkanı adına Meclis Üyesi Ulvi Puğ, Kızılay İzmir Şube Başkanı Kerem Baykalmış, Konak Kültür Müdürü Abdullah Tunalı, Ege Koop. Başkanı Hüseyin Aslan, sanatçılar ve sanatseverler katıldı.


Serginin açılış konuşmasını Kaya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaya yaptı. Kaya, “Grup olarak kentimizde her ay yeni bir sanatsal organizasyon düzenlemenin mutluluğu içindeyiz. Amacımız İzmirlileri sanatçılarla ve eserleriyle tanıştırmaktır. Bu bağlamda ülkemizdeki sanat aktivite programlarında yer almayı hedefliyoruz” dedi.

Sergi 11 Aralık 2021 tarihine kadar ziyaret edilebilir.


Sergide eserleri yer alan sanatçılar;

Adviye Bal, Alev Özas, İlayda Kepez, Betül Dura, Ömer Mirdemir, Walid Farouk, Zehra Başaran, Orhan Umut, Ufuk Güneş Taşkın, Tolga Boztoprak, Robin Çoban, Erkan Güler, Simge Kalfaoğlu, Bülent Aytaç, Metin Özgör, Murat Özdoğru, Soner Göksay, Ömer Eken, Neslihan Demircioğlu, Hatice Aras, Sinan Hussein, Obin Çoban, İbrahim Mısırlıoğlu, Sami Kurt, Mustafa Delioğlu, Alao Alhossoun, Meltem Akkaya, Dinçer Güngörür, İsmail Tetikçi, Raşit Altun, Vedat Örs.


İzmir Modern/ Nurten ÖĞÜT

16 Kasım 2021

İzmir’in İlk, Türkiye’nin tek “Yazarlar Kooperatifi” açıldı


 İzmir’de ilk örnek olan, İzmir Yazarlar Kooperatifi, 2 yıldan bu yana kültür hayatının içerisinde.

Pandemi nedeniyle kuruluşundan bu yana açılışı ertelenen İZYAKO/İzmir Yazarlar Kooperatifi merkez ofisi 17 Kasım 2021 tarihinde Mimar Kemalettin Caddesi 1335 sokak Serbölük Vakıf İşhanı ofislerinde açılışı gerçekleştirdi. Açılışa çok sayıda yazar, şair, STK temsilcileri katıldı.


İzmir kültür hayatının önemli bir boşluğu doldurmak, yazarları bir araya getirmek ve nitelikli eserleri, uygun ekonomik koşullarda okurla buluşturmak için yola çıkan İzmir Yazarlar Kooperatifi; İzmir’in ilk, Türkiye’nin tek “Yazarlar Kooperatifi” olarak, kısa sürede yayın hayatına kazandırdığı sekiz kitap ile dikkatleri üzerine çekiyor.


Yazar Erdoğan Baysal, şair-yazar- gazeteci-kamu iletişim uzmanı Ercan Doğu, şair-yazar Ayşe Manav, araştırmacı yazar Mustafa Üzel, yazar Aysun Nacarfırat, araştırmacı yazar Şaban Turgut Üzüm, şair-yazar Hıdır Aslan ile yazar Dr. Burhanettin Şenli’nin bir araya gelerek kurduğu kooperatifin kuruluşunun üzerinden henüz 2 yıl geçti ve bu sürenin tamamı pandemi koşullarına karşılık geldi. Ancak kooperatif üyeleri çalışmalarını evlerinden sürdürerek, kuruluş amaçlarına uygun içerik üretmeye başladılar.        

                                                                             

“Kooperatifin amacı, kooperatifin konusuna giren ve ortakların ürettiği yazın ürünlerini; Yayınevleri yapı ve işlevinde basmak, onları en iyi şartlarda satıp pazarlayarak, dayanışma duygusu ve eylemlerini en üst düzeyde tutarak, ortaklarının ekonomik çıkarlarını korumaktır. Kooperatifin, faaliyet gösterdiği şehrin geçmişi ve geleceği ile ilgili tanıtımını öne çıkarmak için İzmir misyonunu; tarihi, turistik, kültürel, ekonomik, politik, sosyal vb. içerikli araştırma konularını ön planda tutarak; başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere; üyelerince üretilen her türlü yazın ürününü paylaşım ve aydınlatma yönünde basılmış kitap ve dergi halinde veya elektronik ortamda toplumun bilgi ve paylaşımına sunar” diye aktarılan Sınırlı Sorumlu İzmir Yazarlar İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Doğu, kuruluşlarına giden sürece yazar Erdoğan Baysal’ın, 2011 yılında yayımlanan, “Yüzbaşı Gavur Mümin” adlı romanının, Vatanım Sensin adlı TV dizisine ilham kaynağı olmasının ivme kattığını söylüyor.


                                                                                                          

Doğu konuyla ilgili şunları aktarıyor:                                                                        

“Erdoğan Baysal, telif sözleşmesi imzalarken romanın yayın haklarını da devrediyor. Vatanım Sensin dizisi iki yıl kadar gösterimde kaldı. Senaryosuna ilham kaynağı olan romanın yazarının hiçbir yerde adı geçmedi. Ve haklı olarak bu durum yazar arkadaşımızı üzdü. Ben de yayımlanmış dört şiir kitabımın ardından bir çocuk ve dede temasını işlediğim öykü kitabı kaleme aldım. Yayına hazır hale geldi. Dosya olarak, İstanbul’daki yayınevlerine yolladım. ‘Ticari kaygılar gerekçesiyle olsa gerek, hepsinden olumsuz yanıt aldım. Erdoğan Baysal ile benim yaşadığım ve benzeri örnekler bizi bir yazarlar kooperatif kurmaya yöneltti”.

Ercan Doğu, kooperatifi oluşturmak için İzmir’de yaşamlarını sürdüren sekiz yazar, şair arkadaşla bir araya geldiklerini aktararak, “Kuruluş çalışmalarımız 8 ay sürdü ve 2019 yılı Kasım ayında faaliyete geçtik” dedi. 

Heyecan ile yola çıktık

Doğu, kooperatiflerinin amacının, içeriği zengin eserleri uygun fiyatlara okuyucuya ulaştırmanın ve yanı sıra edebiyata, şiire meraklı, kitap ile yaşayan kesimin birlikteliğini artırmak olduğunu belirterek, “Bu konularda büyük heyecan taşıyoruz. Kuruluş aşamamızı tamamlamamızla birlikte ne yazık ki küresel salgınla karşılaştık ve henüz istediklerimizin bütününü hayata katamadık. Pandeminin yarattığı sıkıntıları aştığımızda; özellikle amatörlere yönelik yarışmalar düzenlemek, buraya katılan eserleri antoloji tadında yayına hazırlamak, Akdeniz çanağındaki ülkeler ile Türkiye Cumhuriyetleri’ne yazar arkadaşlarımızın kitaplarını, o ülkelerin dillerine çevrili olarak ulaştırmak gibi isteklerimiz var. Mimar Kemalettin Caddesi’nde hazırladığımız kooperatif merkezimizin, yazarların uğrak yeri,  buluşma noktası olması gibi ideallerimiz var” yönünde görüş belirtiyor.      

                                                                        

Ercan Doğu, kooperatiflerinin çalışma esaslarına ilişkin de şu bilgileri paylaştı:  “Kooperatifimize üye olmak isteyen yazar ya da şair arkadaşlarımızın yayınlanmış ya da yayına hazır hale gelmiş eseri olması veya basın mensubu olmaları şartını arıyoruz. Yayına hazır tüm eserlerin ilgili Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilmesi söz konusu. Kooperatife üye olacak kişilerin 5’er bin lira Kooperatif Ortaklık Payı ödüyorlar. Üyelik Başvuru Formları’nın Seçiciler Kurulu’nun görüşü ve Yönetim Kurulu’nun onaylamaları halinde üyemiz oluyorlar. Amacımız, kaliteli kitapları uygun bedel ile okuyucuya ulaştırmak. Yaşadığımız şehrimizin, ülkemizin kültür hayatına değerler katmak istiyoruz ve bunun için yola çıktık.

İzmir Yazarlar Kooperatifi içinde bulunduğumuz yıl içerisinde sekiz eseri okurla buluştururken, yeni kitapların da kısa süre içerisinde kitap raflarındaki yerini alacağının altı çiziliyor.


Okurların, Türkiye’nin sayılı saygın kitap satış platformları ile kitabevlerinde,  Kooperatif üyelerinin tüm eserlerine ulaşabileceklerine de vurgu yapan Ercan Doğu, İzmir Yazarlar Kooperatifi’nin web sitesinden kendilerine ulaşabilecekleri gibi ve ortaklarının imzalı eserlerine sahip olabileceklerini kaydetti. 

İZYAKO Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Doğu, kooperatifin uzun ömürlü olması için desteklenmesi gerektiği; bunun için de okurların kooperatif yayınlarını edinmelerini isterken, okurların kooperatif yayınlarına www.izyako.com.tr ya da sanal ortamda satışı yapan kitapevlerinden ulaşabileceklerini de sözlerine ekledi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


Klaros

İZMİR KLAROS, MÖ. 6. veya 7. Yüzyılda Apollon için inşa edildiği sanılmaktadır. Helenistik ve Roma çağında çok ünlü bir yerdi. Tapınak kutsal bir kaynağın yanına kurulmuştur.

MS. 2. Yüzyılda yapıldığı düşünülen iki tarafı sütunlar ve heykellerle dolu bir yol ve

7,5 m yüksekliğinde bir Apollon heykeli bulunan Klaros kutsal alanı Değirmendere 13 km

güneydoğusunda ve Ahmetbeyli’nin 2 km kuzeyinde bulunmaktadır. Kazıda çıkan eserler

İzmir Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. 



15 Kasım 2021

AGORA

Grekçe bir kelime olan agora, toplanma yeri, pazar yeri anlamına gelmektedir. Hellenistik Dönem’de kurulmuştur ve günümüze kadar gelebilmiş kalıntıların çoğu, M.S. 178 depreminden sonra İmparator Marcus Aurelius’un destekleriyle yeniden inşa edilen Roma Dönemine aittir.

Geniş bir avlunun etrafında sütunlu galerilerle çevrili bir yapıdır. Günümüze ulaşan bodrum katının doğu ve batı uçlarında görülen çapraz tonozlar (bir kemerin aralıksız olarak devam etmesiyle oluşan örtü) Roma Dönemi mimarlığının en güzel örnekleri arasındadır. Avludan üç sıra basamakla çıkılan zemin kat ve ahşap tabanlı ikinci kat, Antik Çağ’da insanların yağmur ve güneşten korunarak gezinti yaptığı yerlerdi.

Dünya Antik Çağ araştırmalarında bugüne kadar ele geçen yazılı kaynaklar genelde resmi ve dini nitelik taşımaktayken Grekçe yazılmış olan Smyrna Agorası graffitileri (duvar ya da bir yüzeyde bulunan yazı ve çizimler) halkın günlük yaşamına ilişkin izleri yansıtmaktadır. Hıristiyanlığın ilk zamanlarıyla ilgili önemli ipuçları veren graffilerin önemli özelliği tasvir açısından dünyanın en kapsamlı graffitileri olmalarıdır ve dünya arkeoloji literatüründe ünik(eşi-benzeri olmayan) bir yere sahiptir.


14 Kasım 2021

PERGAMON

Bergama İlçesinin merkezinde kurulmuş antik bir kenttir. Adını bir halk kahramanı olan Pergamos’tan almıştır. Yazılı belgelerde ilk kez M.Ö. 4.yüzyılda anlatılmaktadır.

Kule ve surlarla çevrili kent Pergamon Krallığının başkenti olmuştur ve içinde kent, saray, tapınak, tiyatro bulunmaktadır. Krallığın Roma’ya bağlanmasından sonra Batı Anadolu’nun en gözde kentlerinden biri olur. Kazı çalışmaları 1878’de başlamış, günümüzde de devam etmektedir. 2014 yılında “Dünya Mirası” listesine dâhil olmuştur.



13 Kasım 2021

Suluboya Gözüyle İzmir Fotoğraf Yarışması

 


23 Ocak 2012’de kurulan Uluslararası Suluboya Derneği (IWS Türkiye)’nin 10. Kuruluş yıldönümünü “Dünya Suluboya Günü” olarak kutlamak amacıyla Mayıs 2022 tarihlerinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte “7. Uluslararası Sanat Yoluyla Sevgi, Barış, Hoşgörü Suluboya Festivali ve Altın Fırça Yarışması” gerçekleştirilecektir.

“Suluboya Gözüyle İzmir” fotoğraf yarışması, suluboya yarışmasına katılacak Uluslararası ve Ulusal ressamların, suluboya resmini yapabileceği nitelikte en güzel İzmir fotoğraflarından oluşan kaynak dosya hazırlamak, yarışmaya eklenen fotoğrafların değerlendirilmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.

Amatör ve profesyonel herkese açık yarışma fotoğraflarının konuları;

 

İzmir’de İnsan ve Yaşam (İzmir ili ve çevre ilçeleri ile ilişkilendirilmiş kişilerin portreleri, pazar yerleri, geleneksel meslekleri icra edenler, objeler, konular)

İzmir’in Tarihi ve Turistik yerleri, mimari eserleri, sokakları, tarım alanları, park ve bahçeleri, çevre il ve ilçelerinden manzaralar

İzmir’de yemek kültürü.

İzmir’de sanat, folklör

 

Yarışma Takvimi;

 

Son katılım tarihi 15/12/2021 olan yarışmanın sonuçları 25/12/2021 tarihinde açıklanacak. Ödül töreni ise 24/05/2022’de gerçekleştirilecek. 

 

Başvuru Şartları

 

Amatör, profesyonel herkese açık fotoğraf yarışmasına katılım ücretsizdir.

Yarışmaya her fotoğrafçı en fazla 5 (beş) adet Renkli veya Siyah-Beyaz fotoğrafla katılabilir.

Birden fazla fotoğrafın montajıyla oluşturulan fotoğraflar (kolaj) fotoğraflar da yarışmaya katılabilir.

İnsanlı veya drone vb. insanız hava araçlarıyla çekilen fotoğraflar yarışmaya kabul edilir. Fotoğraf çekimi için insanlı veya drone vb. insansız hava araçlarının kullanımına ilişkin tüm izin ve sorumluluklar katılımcıya aittir.

Yarışmaya gönderilecek fotoğrafların herhangi bir yarışmada ödül almamış olması gerekmektedir. Fotoğrafın herhangi bir yarışmada sergileme almış, yarışma organizasyonları dışında sergilenmiş veya yayınlanmış olması ise yarışmaya katılım açısından engel teşkil etmemektedir.

Gönderilen fotoğrafların tamamı yarışmacı tarafından çekilmiş olmalıdır. Başkasına ait görüntülerin olduğu gibi veya kısmen kullanılması kural ihlali sayılır.

Yarışmaya gönderilen fotoğraflarda görülebilecek insanların fotoğrafının çekilmesine ve bir yarışmaya gönderilmesine, fotoğrafın görsel, internet ve basılı yayın organlarında yayınlanmasına izin verdikleri kabul edilir. Söz konusu kullanımlardan dolayı ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların tüm sorumluluğu yarışmacıya aittir.

Yarışma sonuçları Uluslararası Suluboya Derneği (International Watercolor Society -IWS)’e ait sosyal medya hesaplarından ilan edilerek, suluboya yarışmasına kaynak olabilecek fotoğraflar yine aynı sosyal medya hesaplarında, yarışma sonuçlanmadan, dosya halinde kullanıma sunulacaktır.

 

Telif Hakları ve Kullanım Koşulları

 

Yarışma için gönderilen fotoğrafların yayın, telif, kullanım, sergileme haklarına fotoğrafçı ile birlikte Uluslararası Suluboya Derneği (IWS Türkiye) sahip olacaktır. Katılımcı gerek Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, gerekse diğer ilgili mevzuatlar gereğince gönderdiği fotoğrafların, dereceye giren eserinin/eserlerinin çoğaltma, işleme, temsil, web sitesi ve sosyal medya hesaplarında, muhtelif yerlerde iletim haklarının ve yayımlanma haklarının kullanımı için Uluslararası Suluboya Derneği (IWS Türkiye)’ye izin/muvafakatname vermiş sayılır.

Başkasına ait görüntülerin olduğu gibi veya kısmen kullanılması durumunda ortaya çıkabilecek telif hakkı ihlallerinin tüm hukuki sorumluluğu katılımcıya aittir.

Uluslararası Suluboya Derneği, katılımcıların fotoğraflarıyla ilgili izinler ve telif haklarıyla ilgili herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

Plaket Ödülü, 24 Mayıs 2022 tarihinde 7.Uluslararası Sanat Yoluyla Sevgi, Barış ve Hoşgörü Suluboya Festivali sırasında takdim edilecektir.

 

Fotoğrafların İsimlendirilmesi ve Gönderilmesi

 

Fotoğraflar derneğimizin iwsturkey15@gmail.com mail adresine tek bir dosya olarak gönderilecektir. Mail mesajına sanatçı ismini, sırasıyla fotoğrafın ismini (konusunu), mail adresini ayrıca yazmalıdır.

Fotoğraflar, kenarında çerçeve ya da boşluk olmadan gönderilecektir. Fotoğraf üzerinde katılımcıya ait isim, imza, logo, tarih vb. işaretler bulunmayacaktır.

• Ödül ve sergileme alan eserlerin yüksek çözünürlüklü kopyaları daha sonra sanatçısından istenebilecektir.

 

SEÇİCİ KURUL:

 

• Ahmet İmançer Fotoğraf Sanatçısı (Efsa Fotoğraf Derneği Başkanı)

• Erhan Meco Fotoğraf Sanatçısı (Cengiz Özer Sanat Merkezi Öğretim Görevlisi)

• Mert Rüstem Koleksiyoner (Hamza Rüstem Fotoğraf Ltd. Müdürü)

• Nurten İşleyen Öğüt Haber Müdürü (İzmir’de Haber)

• Tayfun Kocaman Fotoğraf Sanatçısı – Eğitmen (İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği -İFOD)


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

12 Kasım 2021

Meral Saka "Renklerin Dansı" sergisi açıldı


Meral Saka "Renklerin Dansı" kişisel suluboya resim sergisi Çetin Emeç Sanat Galerisinde sanatseverlerle buluştu.

12 Kasım Cuma günü açılışı gerçekleştirilen sergiye sanatseverler ilgi gösterdi.

2019 yılında Evrensel Kadın Suluboyacılar Derneğine katılan Meral Saka, suluboya ile tanıştıktan sonra hayran kaldığı bu resim sanatının sağladığı huzur ve tutku ile çalışmalarını sürdürürken bir yandan da özel bir atölyede karakalem çizim dersleri almıştır. Farklı tarihlerde yapılan iki sergide resim çalışmaları yer almıştır. 2021 yılında ilk kişisel sergisini açmıştır.

Çalışmalarını özellikle portre, doğa ve yaşam üzerine yapmaktadır. Yaşamdaki tüm canlıların güzelliklerini, doğallıklarıyla yansıtma biçimine özellikle dikkat etmektedir. Bunun yanında resimlerinde çarpıcı renkleri kullanarak, hayatın renkliliğine de dikkat çekmeyi hedeflemektedir.

Sanat yaşamında ikinci kişisel sergisini açan Meral Saka, "Çok değil birkaç yıl öncesiydi, farklı neler yapabilirimin arayışı içindeyken, önümde beliriverdi sanatın o gönül verdiğim dalı. Suluboyayı çok sevdim. o kadar huzur veriyordu ki yaptığım iş, tutkuyla sarıldım. Resmettiğim renkler ve duygular sanki yaşamımdaki parçalardı. O anları, duyguları resmetmeye çalıştım, coşkuyla, sevgiyle ve huzurla. Artık bu duyguları, dokuları ve renkleri sizlere aktarma ve paylaşma vakti " diye konuştu.   

Sergi 14 Aralık 2021 tarihine kadar gezilebilir.

Meral Saka-Nurten Öğüt

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT




11 Kasım 2021

Ayşe-Kemal Araşlıklar; Sosyete Çiçekçilik Bir Markadır

 


İzmir’in Menemen ilçesinde çiçekçi dükkanı işleten Ayşe-Kemal Araşlıklar çiftini 2 Ağustos’ta açtıkları işletmelerinde ziyaret ettim. Kemal beyin tecrübesi Ayşe hanımın güler yüzü, işlerine olan saygıları ve çiçek tasarımları ile insanların hayatına güzel dokunuşlar katıyor.

Ayşe Araşlıklar’dan “Sosyete Çiçekçiliğin” hikayesini gelin birlikte dinleyelim. 

İzmir, Menemen doğumluyum. 34 yıl Tapu ve Kadastro İzmir Bölge Müdürlüğü’nde çalıştıktan sonra 15 Mart 2021 yılında emekli oldum. Emekli olduktan sonra 4 ay kadar evde oturabildim. Aktif, üretmeyi ve hayatın içinde olmayı seviyorum. Hareketli bir yaşamın ardından emekli olup evde oturmak bana göre değildi. Eşim Kemal Araşlıklar 40 yıldır çiçekçilik işiyle uğraşıyordu. Menemen’de kendimize ait bir dükkanımız vardı. Eşimle konuşup çiçekçilik mesleğine geri dönelim dedik ve işletmemizi açtık.

Ben halkla ilişkiler kısmını eşim de emeğiyle birlikte işimizin başındayız. İkimiz de işimizi severek yapıyoruz. Burada yalnızca çiçek satmıyoruz. Dostlarımız bizi ziyaret ediyor. Yeni insanlar tanıyoruz. Güzel sohbetler ediyoruz. İşimizi severek ve özenerek yaptığımız için, iyi işler çıkarıyoruz.  

Çiçekleri çok seviyorum

Yıllar sonra doğduğum ilçe Menemen ile işimiz sayesinde tekrar buluştuk. Çocukluğum burada geçmişti. Doğduğum yerde esnaf olarak bulunmaktan çok memnunum. Çiçekleri ve özellikle kırmızı gülü çok seviyorum. Kız isteme, doğum günleri, evlenme teklifleri gibi insanların özel günlerinde onların sevinçlerine ortak olmak çok güzel bir duygu.


 Çiçekçilerde pandemi de zor günler geçiriyor

Pandemi süreci çiçekçileri de çok etkiledi. Kira, eleman ücretleri, faturalar esnafı zor durumda bıraktı. Dükkan kendimizin ve eleman çalıştırmıyoruz. Eşim ve ben birlikte çalışıyoruz. İkimiz de emekliyiz. Bu yüzden biz bu zor süreci daha kolay geçiriyoruz. Çevremizdeki esnaf arkadaşlarımızın işleri çok zor. Bu zor süreci en kısa zamanda atlatalım, sıkıntılı günlerimizden kurtulalım.

Biz markayız

Çok kişi işletmemizin isminin neden sosyete çiçekçilik olduğunu soruyor. Siz yalnızca sosyeteye mi hitap ediyorsunuz diyorlar. Biz bir markayız. Yeniliğe açığız. Kaliteli hizmet veriyoruz. Yalnız sosyeteye değil herkese hitap ediyoruz. Kapımız tüm İzmirlilere açık. Menemen’e tüm arkadaşlarımızı bekliyoruz. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

9 Kasım 2021

Sağlıklı yaşıyoruz

 


Gezmek benim için bir tutku. Yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Gidip gördüğüm yerlerin lezzetlerini okuyucularımla paylaşıyorum.

Kendi ineklerinden elde ettiği sütün kaymağı ile yapılan höşmerim tatlısının katkısız ve doğal lezzetini İzmir Bergama ilçesine 12 km. uzaklıktaki Çitköy’de Aynur Yavuz’un konuk olduğum evinde denedim.

Kaymak ve unun kavrulmasıyla yapılan lezzetli bir tatlı höşmerim tatlısını ve günlük yaşantısını Aynur Yavuz ile konuştuk.

Aynur hanımdan öncelikle kaymakla yapılan höşmerimin tarifini anlatmasını istedim;

“İlk olarak kaymağı eritelim ve üzerine unu katarak karıştıralım ve çok az şeker ilave edelim. Hepsini güzelce kavuralım. Önü ve arkası kızarana kadar kavurmaya devam edelim. Servis yaparken isteyene üzerine şekerli servis edebiliriz” dedi.

Bergama Örenli doğumlu ve 1995 yılında Çitköy’e gelin geldiğini söyleyen Aynur Yavuz, geleneksel yöntemlerle tükettikleri gıda ürünlerini sağlıklı olduğu için evinde ürettiğini anlattı.

Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü;


“10 tane ineğimiz var. İneklerimizden elde ettiğimiz süt ile yoğurt, tereyağ, kaymak, peynir, bahçemizde baktığımız tavuklardan yumurtalarımız, salça, zeytin, tarhana, reçel, ekşi maya ekmek, bahçelerimizde mevsimlik yetiştirdiğimiz sebzeleri kendimiz için üretiyoruz. Ceviz, armut, badem ağaçlarımız var. Ailemize ve yakın akrabalarımıza yetecek kadar yetiştiriyoruz. Pazardan alışveriş yapmıyoruz. Kendi ürünlerimiz hem sağlıklı ve pazara göre daha ekonomik.

Ben üretmeyi seviyorum. Sabah çok erken kalkıyorum. Önce inekler ile ilgileniyorum. Bahçe’de ektiğimiz ürünlerimizle ilgileniyoruz. Ev işi yapıyorum. Tavuklarımız var, onlarla uğraşıyorum. Akşam tekrar ineklerimize bakıyorum. Bir günüm nasıl geçiyor anlamıyorum. Bahçemize ürün eker ve yetiştiğinde toplarız. Yaptığım her işi severek yapıyorum” diye konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

8 Kasım 2021

Çevik Bir Meydanının Adı Değişmelidir


Buca Çevik Bir Meydanın adının değişmesi için birçok dernek ve kent konseyi bir araya geldi.

İzmir'in Buca ilçesinde yer alan Çevik Bir Meydanı'nın adının değiştirilmesi talebiyle Çevik Bir Meydanı'nda basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında İnsanlığa karşı suçlar,  darbe, işkence ile anılan kişilerin isimlerinin kamusal alanda yer almasını kabul edilemez olduğu, Çevik Bir'in adının meydandan silinmesi için İzmir Büyük Şehir Belediye meclisinden talep edildiği açıklandı.

Kent Konseyleri, sendikalar, çevre örgütleri, kadın örgütleri, insan hakları örgütleri gibi kurum ve kuruluşların adına basın açıklamasını Konak Kent Konseyi Başkanı ve Ege Kent Konseyleri Birliği Dönem Sözcüsü Hamit Mumcu okudu.

Yayınlanan bildiri şu şekilde;

İnsanlığa karşı suçlar,  darbe, işkence ile anılan kişilerin isimlerinin kamusal alanda yer almasını kabul edilemez olarak görüyoruz. Bunların arasında Çevik Bir de yer almaktadır. Buca'nın önemli meydanlarında birinin adı Çevik Bir Meydanıdır. Çevik Bir adı 12 Mart döneminde işkence ile anılmıştır. Örneğin TMMOB  ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanlarından Yavuz Önen, o dönemde Çevik Bir'in kendisine işkence yapan ekibin içinde olduğunu ifade etmiştir.  

Çevik Bir, 12 Eylül döneminde Genelkurmay Başkanı Kenan Evrenin özel kalem müdürü idi. Evren Cumhurbaşkanı olduğunda  başyaveri oldu. Nisan 1998 yılında Çevik Bir'in başında olduğu birimince   "Andıç" adı verilen belge basına servis edilmişti. Sonradan yalan ifadeler icerdiği ortaya çıkan Andıç'ta bazı gazeteci ve aydınlar  hedef gösterildi. Adı geçen gazetecilerin işlerine son verildi. Hedef gösterilenlerden dönemin İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal Mayıs 1998 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralandı.  

Tüm darbe dönemlerinde  görev üstlenmiş, işkencelere katılmış bir kişinin İzmir'de önemli meydanlardan birinin adını taşımaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu coğrafya artık barış ve demokrasi ile anılmalıdır.

Bu nedenlerle İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Çevik Bir Meydanının adını değiştirmesini talep ediyoruz.

Basın açıklamasının altına imza atan dernekler;

Alevi Dernekleri Federasyonu İzmir Bileşenleri

Bayraklı Kent Konseyi

Buca Kent Konseyi

Çağdaş Hukukçular Derneği

Çiğli Kadın Emeğini Değerlendirme Derneği 

Çiğli Kent Konseyi

Demokrasi Dostluk Dayanışma Derneği

Devrimci 78'liler Federasyonu

Dikili Demokrasi Platformu

Dikili Kadın Platformu

EGEÇEP

Ege 78'liler Derneği

Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şubesi

Foça Kent Konseyi

Gaziemir Kent Konseyi

Hak İnsiyatifi Derneği

Halkların Köprüsü Derneği

HDK İzmir İl Meclisi

İmece Der

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi

İzmir Dayanışma Akademisi

İzmir Halkevleri

İzmir Kadın Dayanışma Derneği

İzmir Kent Konseyi

İzmir Müzisyenler Derneği

İzmir Yaşam Alanları

Karabağlar Kent Konseyi

Karşıyaka Kent Konseyi 

Kesk Şubeler Platformu

Konak Kent Konseyi

Mülkiye Bilimsel Araştırma Geliştirme Kooperatifi

Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi

Narlıdere Kent Konseyi

Tüm Engelliler Federasyonu

Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Şubesi

Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir Temsilciliği

Yaya Derneği

Yeni Foça Forum


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT



7 Kasım 2021

Yeşil Tire’mizdeki Ekokırımı Durdurun!

 


Tire Çevre Koruma ve Yeşillendirme Derneği Başkanı Süleyman Övül, İzmir Tire ilçesi Boğaziçi mevkii Kartaldağı çam ormanı Büyükkale, Küçükkale, Halkapınar, Akyurt, Üzümler dahil bir çok köyleri kapsayan orman ve tarihi kaynaklarının olduğu el değmemiş ormanında, yol açılmak için ağaç kesilmesine tepki gösterdi.

 Övül yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

 Maden ocağı, daha sonra mermer ocağı derken rüzgar enerji sistemleri adı altında katliamlar başlaması için çalışmalar yapılırken, yerel ve ulusal alanda sivil toplum kuruluşları çevre dernekleri yöresel yerleşim halkı, muhtarlıklar, siyasi parti temsilcileri özellikle yerel basınımızın ve Tire Belediyesi meclis üyeleri çabaları ile durdurulma kararı alındı. Ancak bu mücadelemizi bırakmak anlamına gelmemeli.

Bu bölge, “Kesin Korunacak Hassas Alan” olmasına rağmen buraya hafriyat çalışmaları ve bu alanı besleyen su kaynaklarının bulunduğu bu alana inceleme etüt adı altında orman kesimi kısmi de olsa küçük kazılar yapıldığı görülmüştür.

“Ulusal ve uluslararası öneme sahip tür, habibat ve ekosistemleri bünyesinde barındıran ve bitki örtüsü, topografya ve siluetin korunması gelecek nesillere aktarılması gerektiği için flora, fauna ve bunlara ait habitatlar ile topografya ve siluet etkisini bozabilecek hiçbir eylemde bulunulamayacağı” belirtilerek “Kesin Hassas Alan” ilan edilmeli. Sit alanı haline getirilmelidir. 

Bu denli 50 yıla aşkın orman ve bitki örtüsünün küçük menfaatler ve kişisel çıkarlar için yok edilmesine göz yummaya söyleyecek söz bulamıyoruz.

 İlgili kurumdan talebimiz;

 İzmir ili Tire ilçesi, Kartaldağ mevkiinden tarımsal faaliyetlerin suyunu sağlayan kaynakların bulunduğu havzanın yegane ormanının bütünselliğini bozarak yaban hayatı yaşamına geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verip, bozarak yaban hayatı yaşamına geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verip, heyelan, sel, kuraklık, iklimsel değişim ve insan faaliyetlerinden dolayı kaçak avcılık, kirlilik ve orman yangını risklerini arttıracağından ve açılmak istenilen yolun halihazırda alternatifinin bulunmasından dolayı maden ocağı, mermer ocağı, rüzgar enerji sistemleri gibi isimler altında işlevlerin yapımının acilen durdurulmasını, devlet ormanlarında kesinlikle daha fazla ağaç kesimi yapılmayarak bu değerli orman bütünlüğünün muhafaza edilmesini istiyoruz.

Yöremizden elinizi çekiniz. Dokunmayın suyumuza. Kesmeyin ormanımızı. Kirletmeyin havzamızı. Taşırmayın sabrımızı.

Yeşil Tire temiz çevre, sağlıklı insan, gürültüsüz şehir, huzurlu kent için hep birlikte el ele.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT