İlk günkü aşk ile hala Ney çaldığını söyleyen Neyzen Metin Birecikligil ‘Soviet Galery’de hem ney dersi veriyor hem de çok sevdiği kolaj sanatını yapıyor.
Metin Birecikligil ile Soviet Galer’de bir araya gelerek ney ve dikkat çeken kolaj çalışmalarını konuştuk.
Kendinizi kısaca
tanıtır mısınız?
1962’de Gaziantep’te doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi
şehrimde tamamladım. 1986’da Metin Reklam adı altında ilk atölyemi açtım. 1990’da
New York’a gittim. LaGuardia Community College’da reklam fotoğrafçılığı okudum.
1995’te yeniden şehrime döndüm. Fuar stantları ve İç mimari hizmeti veren “Metin
Birecikligil Design” adlı ikinci atölyemi açtım.
1998’de evlendim. 2014 yılında eşim ve iki oğlumla birlikte
İzmir’e taşındık.
Yaşamınızı
şekillendiren kilometre taşları nelerdir?
Kendimi bildim bileli bana verilen ile yetinemedim. Daima
görünenin arkasını merak ettim.
Sözel bir öğrenci idim. Matematik, Kimya ve Fizik öğrencilik
hayatımda kabusum olmuştu.
Bu alanlarda başarısız olunca çizgi romanların büyülü
dünyasını keşfettim. Rahmetli babamdan dayak yeme pahasına Texas, Tommiks,
Kaptan Swing, Tom Braks gibi ne bulduysam okudum. Hayal dünyası gerçek dünyadan
daha güzeldi.
14 yaşıma bastığımda çizgi romanların yerine romanlar aldı.
Maksim Gorki’nin ‘’Ana’’ isimli kitabı ile başladım. Çocukluğum, Ekmeğimi
kazanırken, Benim Üniversitelerim gerisi geldi. Zar zor da olsa lise bitti.
Fındıklı İstanbul’daki Güzel Sanatlar Fakültesi’nin sınavına
girdim. Desenim iyi olmasına rağmen ‘’Hayalden Resim’’ den elendim. Büyük bir
hayal kırıklığıyla Gaziantep’e döndüm.
Plastik sanatlara en yakın zanaat olan tabelacılık mesleğini
seçtim. 1979 yılında her şeyin manuel olduğu bir dönemdi dijital reklamın d ‘si
bile dünyada telaffuz edilmemişti.
18 yaşımdan sonra huysuz ilk ustamın yanında el altı olmak
nefsime çok ağır gelse de meslek aşkımdan dolayı direndim. 3 yıl sonra hem
çizip hem yazabilen iyi bir usta oldum. İyi ki de olmuşum.
O el becerisi sayesinde bu yaşıma kadar ekmeğimi kazanabildim.
Ney maceranız nasıl
başladı?
Bir kış akşamı atölyeden çıktım, eve doğru yürümeye
başladım. Bir seyyar satıcının radyosundan gelen ney sesi beni adeta büyüledi.
Olduğum yerde çakılı kaldım. Taksim bitinceye kadar soğukta bekledim. Arayışa
girdim. Bir tesadüf sonucu neyzen, udi, bestekar, ressam, heykeltraş, S. Yılmaz
Kale’yi buldum. Hocam şuan 81 yaşında ve Hammamizade Dede Efendi ekolünün son
temsilcilerinden klasik musıkimizdeki 119 makamı ziyadesiyle bilen Türkiye’de
sayılı değerlerimizden biridir.
İlk günkü aşk ile hala çalışıyorum. Ney çok zor bir saz,
sonu yok. Şu an 97 yaşında olan ney sazının büyük üstadı Niyazi Sayın Beyefendi
dahi hocası gibi ses çıkaramadığından yakınıyor.
Alsancak Kültür Sokak’taki galerimizde yüz yüze ve on line ders
ney dersleri veriyorum. Ders almak isteyen arkadaşlarımız Alsancak “Soviet
Galery” de bana ulaşabilirler.
Kolaj ne demek, siz kolaj
yapmaya nasıl başladınız?
Kolaj Fransızca kökenli olup, yapıştırmak anlamına gelir. Dünyada kurum kimliği ve logo dünyasına yeni bir çehre kazandırmış İvan Chermayeff kolajlarından çok etkilendim. Bir gün eski bir dergi üzerine semazen figürü çizip elimle yırttım. Sonuç hoşuma gitti, sonra devamı geldi. Kağıt, kumaş, karton, düğme, ataş, vida… O an elime ne geçtiyse değerlendirdim. Yeşilçam, Rus Romancılar ve karışık temalı elli ye yakın bir arşiv oluştu, hala yapmaya devam ediyorum. Yakın zamanda bir tesadüf sonucu Yaprak Özdemiroğlu Hanımefendi’ye Şekerpare film afişi kolajını hediye ettim.
Soviyet Gallery
izmir’den de bahseder misiniz?
Biz 3 arkadaş, Bora Erdinç, Daniela Hannemann ve ben 2021
Haziran’ında bu galeriyi açmaya karar verdik.
Harap bir halde olan mekanın 1 ay içinde tadilat işlerini tamamladık. “Soviet Galery”i Engin Güneysu’nun Ladaland adlı fotoğraf sergisiyle açtık. Şu an Ahmet Sel’in ‘’Moskova İnsanları’’ adlı sergisi ile devam ediyoruz. Sıcak, tematik atmosferimize tüm sanatseverleri bekliyoruz.