30 Nisan 2023

Millet İttifakı İzmir Mitingi yapıldı


Millet İttifakı'nın büyük İzmir mitingi için yurttaşlar, Gündoğdu Meydanı'na akın etti.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte Gündoğdu Meydanı'nda İzmirlilerle buluştu.

Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi durumunda Cumhurbaşkanı yardımcısı olacakları açıklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da mitinge eşlik etti.

CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

İzmir’deyiz. Kuruluşun ve kurtuluşun kentindeyiz. Hasan Tahsin’lerin kentindeyiz. Benim umudum sizlersiniz. Beraber, birlikte, Türkiye’nin içine düştüğü bu durumdan Türkiye'yi çekip çıkarmamız birlikte olacak, birlikte yapacağız. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte sandığa gideceğiz ve birlikte Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız.

Söz mü? Ben de size söz veriyorum, söz. Bay Kemal'in sözünü veriyorum. Ne olursa olsun bütün engelleri yıkacağım ve Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağım emin olun. Birlikte olduğumuz sürece, adaleti birlikte gerçekleştireceğiz. Herkes için adalet olacak. Bir özelliğimiz var; hiçbir ayrım yapmayacağız, 85 milyonu kucaklayacağız. Oy versin vermesin, kim haksızlığa uğradıysa herkes emin olsun Bay Kemal onun yanında olacaktır. Hiç kimse endişe etmesin. Çünkü adalet kavramını büyütmemiz lazım. Adalet sadece mahkeme salonlarında değil, adalet her yerde olmalı. Hayatımızın, yaşamımızın her yerinde adalet olmalı ve bunu sağlayacağız. Birlikte sağlayacağız.

Sevgili gençler, iyi misiniz? Dersime çalıştım. Buraya gelmeden önce, İzmir’de ilk kez sadığa gidip oy kullanacak kaç genç arkadaşımız var diye baktım. 215 bin 650 genç ilk kez sandıkta oy kullanacak. Bu seçimler, gençlerin kendilerini göstermeleri gereken bir seçimdir. Bu seçimler, demokrasiyi yeniden inşa etme seçimidir. Bu seçimler, hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği güzel bir Türkiye'yi inşa etme seçimdir. Bu seçimler, kadın erkek eşitliğini sağlama seçimidir. Bu seçim ayrılmak değil kucaklaşmak, kavga değil barışmayı sağlama seçimidir. Bu seçimler, kucaklama seçimidir, ayrışma değil. Ve bu seçimler, Türkiye'ye demokrasi getirme seçimidir.

Gençler… Yaklaşık 5 milyon 300 bin genç ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Ve gençlerimiz tarihe bir not düşecekler. Ve onlar daha ileriki yaşlarında çocuklarına şunları anlatacaklar. ‘Türkiye'de otoriter bir yönetim vardı. Biz bir Tweet atarken bile babalarımız, annelerimiz bizi uyarırdı sakın atma başımız belaya girer diye. Ben sandığa gittim 14 Mayıs'ta ve bu ülkeye demokrasiyi getirmek için demokratik yollarla oyumu kullandım, otoriter bir yönetimi değiştirdim. Ve gerçekten de demokratik bir ülkeyi inşa ettim. Benim bir oyumun demokrasi için değeri çok büyüktür’ diye anlatacaktır. Çocuklarına, evlatlarına anlatacaktır. Çünkü 21. yüzyılın dünyasında Türkiye'nin büyümeye ihtiyacı var, Türkiye’nin kalkınmaya ihtiyacı var, Türkiye’nin gücünü göstermeye ihtiyacı var. Ve her şeyden önemlisi Türkiye'nin dünyayla rekabete ihtiyacı var. Bunu yapacağız ve bunu gerçekleştireceğiz.

Hiç meraklanmayın bir Şampiyonlar Ligi kurduk. Dünyanın her tarafından en yetkin insanlarla birlikte çalışıyoruz. En yetkin insanlarla birlikteyiz. Evet, ‘Bir Kemal kurdu, 1. yüzyıl başladı. Bir Kemal geldi, 2. yüzyıl başlıyor’ diyor Bayraklı’dan kardeşlerim. Hiç endişe etmeyin Cumhuriyetin 2. yüzyılında cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız. Hiç endişe etmeyin.


Sizden tek isteğim sandığa gidin, sizden tek isteğim oyunuzu kullanın, sizden tek isteğim geçen seçimlerde AKP'ye veya MHP'ye oy vermiş veya sandığa hiç gitmemiş bir arkadaşınızı, bir dostunuzu, bir yakınınızı ikna edin ve beraber sandığa gidin. Türkiye'ye anlatın, gerçekleri anlatın. Türkiye’nin bu çıkmazdan çıkması gerektiğini anlatın ve Millet İttifakı'na oy isteyin. Bunu sağlayın.

Gerçekten söz mü?

Bunu sağlamak için söz veriyor musunuz? Söz mü? Ben de size söz veriyorum, bu ülkeye baharları getireceğim, baharları. Bu ülkeye huzuru getireceğim, huzuru. Bu ülkeye kardeşliği getireceğim, kardeşliği. Bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir ülkeyi inşa edeceğim, göreceksiniz. Çiftçiyi toprakla barıştıracağım, göreceksiniz. Üretsin, alın teri döksün, ona kırmızı mazot vereceğiz göreceksiniz. O üretecek, herkes kazanacak. O üretecek hepimiz kazanacağız, hepimizin karnı doyacak. Kırsalda hiçbir kadının, hiçbir gencin aç kalmasını, yoksul kalmasını, asla bir gelecek umudu olmamasını düşünen bir düşünceyi tamamen tersyüz yapacağız. Kırsalda çalışan bütün kadınların ve gençlerin sosyal güvenlik primini devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylece her kadının sosyal güvencesi olacak. Her kadın geleceğe umutla bakacak. Her kadın evladını okula gönderirken huzur içinde gönderecek. Diyecek ki, çocuğum okula gidiyor, akranlarıyla beraber sütünü, suyunu içiyor, yemeğini yiyor ve birlikte, arkadaşlarıyla beraber okuldan ayrılıp evlerine huzur içinde dönüyorlar. Böyle bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Böyle bir Türkiye’de herkes mutlu olacak. Böyle bir Türkiye’de birlikte, hepimiz mutlu olacağız. Ve böyle bir Türkiye’de Türkiye gerçekten de dünyada yeniden şahlanacak.

 

Bir şey daha kısaca. Samandağ’dan başlayarak Mersin’e kadar olan havzayı, Akdeniz’in en büyük üretim bölgesi haline dönüştüreceğiz. Katma değeri yüksek ürünler orada olacak. İstanbul’un nüfusu 5 yıl içinde 2,5 milyon azalacak. O bölgede ciddi bir istihdam alanı yaratacağız. Maden rafinerisinden tutun, denizcilik konusunda en büyük yatırımları gerçekleştireceğiz. Allah nasip eder sizlerin oyuyla iktidar olduğumuzda, 5 yıl içinde 300 milyar dolar para gelecek ve bunlar yatırıma ayrılacak. Tamamı yatırıma ayrılacak, göreceksiniz. Ayrıca bir şey daha söyleyeyim. O dışarıya götürdükleri 418 milyar dolar var. O parayı son kuruşuna kadar alıp Türkiye'ye getireceğim.

Endişe etmeyin

‘Efendim parayı nasıl getireceksin’ diyorlar. Getireceğim, getireceğim. Uluslararası hiçbir mahkeme, bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Hukukçular var; hukuk içinde, adalet içinde çalınan paraların tamamını getireceğiz. Öyle gidecekler Amerika'da çiftlikler alacaklar, gökdelenler yapacaklar, İngiltere’de villalar yapacaklar; Bay Kemal bunları yiyecek… Yemem efendim, yemem! Tamamını alacağım, son kuruşuna kadar getireceğim, hiç endişe etmeyin.

Üretici kardeşlerime de sesleneyim, emekli kardeşlerime de sesleneyim. Ta 2015 yılından bu yana ‘Emeklilere Ramazan ve Kurban bayramında birer maaş ikramiye verin’ diyorum. Önce itiraz ettiler, nereden bulacaksın parayı diye. Sonra ısrar edince 1000’er lira verdiler. Şimdi seçime giriyoruz diye biraz artırdılar. Ama önümüzde Kurban Bayramı var. Bütün emekli kardeşlerime söylüyorum; gideceksiniz Kurban Bayramında, Millet İttifakının iktidarında göreceksiniz, bankaya gideceksiniz, parayı çekmeye başladığınızda 15 bin lira paranızın olduğunu göreceksiniz. O para ananızın ak sütü gibi helaldir. Bunu söylediğimde de yine koro halinde bağırıyorlar, ‘sen parayı nereden bulacaksın...’ Sen beşli çeteye para bulurken kimse sormuyor Bay Kemal dışında. O beşli çeteden alacağım bütün paraları, emekliye, işçiye, çiftçiye, herkese vereceğim. Üretene vereceğim. Tabi beşli çeteler de telaş içinde, ‘ya Kılıçdaroğlu kazanırsa...’ Kazanacağım, kazanacağım. Geleceğim, sizlerin oylarıyla geleceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemem, tüyü bitmemiş yetimin hakkını da asla yedirmem.

Bizim güvenliğimizi sağlayan polis arkadaşlarımız var. Onların da dünya kadar derdi var. O dertlerini de biliyorum. Meydan meydan söyledim, ‘3600 ek gösterge verin’ diye yine itiraz ettiler, yine vermeyiz dediler. Sonra tıpış tıpış gereğini yaptılar. Şimdi polis arkadaşların derdini biliyorum, sorunlarını biliyorum. Değil 12 saat 24 saat çalıştırıyorlar. 24 saat çalıştırıyorlar ya; bu polis aç mı, tok mu kardeşim? Gittiği yerde nedir acaba, dağın başında nöbet tutturuyorsun sırayla, ya bu insan kardeşim makine değil ya, bu insanın yemeğe ihtiyacı var, bu insanın tuvalete ihtiyacı var. Düşünmüyorlar. Çünkü onlar sadece sarayı düşünüyorlar, onlar yandaşları için çalışıyorlar; Bay Kemal vatandaş için çalışır. Bundan emin olmanızı isterim.

 

Gençler büyük bir umutsuzluk içinde biliyorum. Geleceklerini yurtdışında arıyorlar biliyorum. İşsizliğin büyük bir bela olduğunu biliyorum. İşsiz olan bir çocuk evdeyse ne annede, ne babada huzur yoktur. İster ki, çocuğum okudu, işi olsun, gücü olsun, evlendireyim, torunlarım olsun, huzurlu bir hayatı olsun. Ama bugün milyonlarca evde işsiz gençlerimiz var. Ve bunların hepsi sıkıntılı. Evlerde huzur yok. O nedenle bu tablonun değişmesi lazım. Bu tabloyu tersyüz etmemiz lazım.

Bir şey daha ifade edeyim. Köylerdeki bütün okulları açacağız ve 100 bin öğretmen atamasını yapacağız. 100 bin öğretmen. Ferhat ile Şirin'in buluştuğu gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağız. 100 bin öğretmen. Ayrıca kırsalda veteriner hekim olacak, ziraat mühendis olacak, ziraat teknisyeni olacak, öğretmen olacak, toprak analizleri yapılacak, hayvanların aşıları yapılacak. Öğretmen nerden maaş alıyorsa onlar da aynı yerden yani devletten maaş alacaklar. Yani onların tamamı kırsalda köylüye, üreticiye hizmet edecek. Yeni bir anlayışı, yeni bir devri başlatıyoruz. 100. yılda birlikte başaracağız, göreceksiniz. Üretene değer vereceğiz, alın terine değer vereceğiz. Bu olduğu takdirde Türkiye büyümüş olacaktır.

Şunu düşünüyor musunuz? Dışarıdan arpa alıyoruz, dışarıdan yulaf alıyoruz, dışarıdan buğday alıyoruz, dışarıdan et alıyoruz, dışarıdan canlı hayvan alıyoruz. Ne oluyor ya? Bunların tamamını biz Türkiye'de yapamaz mıyız? Bizim çiftçimiz, bizim üreticimiz yapamaz mı? Yapabiliriz. Ama bir siyasi tercih var. Onları yoksulluğa mahkûm etmek, dışarıdan almak. Bu siyasi tercihi değiştireceğiz. Bazen diyorlar ya ‘parayı nereden bulacaksın...’ Dünyanın bütçesi var. Bütçe tercihini kim yapar? Siyasi iktidar yapar. Beşli çeteye verirsen, para oraya gider. Halka verirsen, para oraya gider. Onlar beşli çeteye çalışacak, Bay Kemal de vatandaşa çalışacak. Sizin için çalışacağım, sizin için üreteceğim.

Benim saraylarda gözüm yok. Saraylarda asla ve asla gözüm yok. Mustafa Kemal'in mütevazı Çankaya'sına gideceğiz, orada halka hizmet edeceğiz.

Saraylarda 4 yerden, 5 yerden, 6 yerden aylık alanlar var. Onları da keseceğim, inanın onları da keseceğim. O 5 yerden, 6 yerden aylık alanları kapının önüne koyacağım. Hiç endişe etmeyin siz.

Bir şey daha. İklim değişikliğiyle beraber Akdeniz Havzası giderek ısınıyor ve orman yangınları giderek artıyor ve artacak da. 16 uçağı var Beyefendinin; Allah nasip eder iktidar olduğumda 16 uçağın 16'sını da satacağız, orman yangınları için uçak alacağız ve orman yangınlarını söndüreceğiz.

‘Bu ampul çok yakıyor, 14 Mayıs’ta aboneliği kapatalım’ diyorlar. Kapatacağız, kapatacağız. Beraber kapatacağız.

‘Maden mühendisi oğlum 10 yıldır işsiz’ diyor bir baba. Evet, maalesef bu tür olaylar çok fazla. İşsizliği biliyorum. Unutmayın, işsizlik bütün kötülüklerin anasıdır ve işsizliği bitirmek de bir siyasal iktidarın temel görevlerinden birisidir. Bunun için üretmek, bunun için insanın üretirken harcadığı alın terinin değerini vermek gerekiyor. Zarar ederse üretmez. Kar ederse, geliri olursa üretecektir.

Hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunarken Ekrem Başkan'ın söylediği çok güzel bir şey var. Ne diyordu? Her şey çok güzel olacak. İnanın her şey çok güzel olacak, inanın. İnanın bu ülkeye baharları getireceğiz, inanın. İnanın hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, inanın. İnanın her evde huzur, her evde bereket olacak, inanın. İnanın beşli çetelere çalışmayacağız, inanın. Halk için, halkla beraber çalışacağız ve üreteceğiz ve kazanacağız. Ve bu güzel ülkeye huzuru, bu güzel ülkeye bereketi getireceğiz. Hepinize en içten selamlar, saygılar sunuyorum. Sağ olun, var olun diyorum.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

 

29 Nisan 2023

“KEMERARTI BULUŞMALARI II” Sergisi Açıldı


“Kemerartı Buluşmaları” grup sergisinin ikincisi 29 Nisan Cumartesi günü kapılarını sanatseverlere açtı.

Konak, Kemeraltı 848 sokakta bulunan Eskiiz Sanat Galerisi, yeni mekânında bir yılını geride bıraktığı şu günlerde, 37 sanatçının 63 eserinden oluşan Kemerartı Buluşmaları grup sergisinin ikincisini sanatseverlerle buluşturdu.

İzmir sanat hayatına yeni bir soluk ve ivme getiren Eskiiz Sanat Galerisi, gerçekleştirdiği sergi ve sanat organizasyonlarıyla şehrin kültür ve sanat hayatına önemli bir katkı sağlıyor. Kemerartı Buluşmaları II adıyla resim, heykel ve seramik eserlerin bir arada yer aldığı disiplinler arası karma sergide, izleyiciye birçok disiplinden sanat eserini bir arada izleme imkânı sunuyor.

37 sanatçının 63 eserinden oluşan, alanlarında yetkin usta ve genç kuşak sanatçıların yer aldığı sergiyi 14 Mayıs Pazar gününe kadar, pazar günleri dışında her gün 11.00-18.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Katılımcı Sanatçılar:

ARZU TORTOÇ, ATİLLA CENGİZ KILIÇ, AYLA ACET, BEDRİ KARAYAĞMURLAR, BENGİ AYAZ NURGÜN, CENK MISIRLIOĞLU, DEMET DAYI, EMİNE BIYIKLI, ERKAN KÖSEM, FİLİZ HALLIOĞLU, FURKAN ARMUTÇU, GÜLDEREN DEPAS, HASAN RASTGELDİ, İSMAİL ÜNER, KUDRET ERKENT, LALE TEMELKURAN, MERVE NİL KÜÇÜKERBAŞ, MUSTAFA ALBAYRAK, MUSTAFA DEMİRPENÇE, NEBAHAT ŞAKAR, NİLGÜN PEKİN, NİLÜFER ALPER, OĞUZ DEMİR, ÖZLEM KILIÇ SOMAN, REYHAN ABACIOĞLU, SABİHA SINANMIŞ, SEMA BARLAS, SERDAR YÖRÜK, SİNAN DAĞ, SUAT KARAKOYUN, SULTAN GÖKDEMİR, ŞAHİKA AKTUĞ, TOLGA BOZTOPRAK, TURAN ENGİNOĞLU, UFUK YILMAZ, YASEMİN ÖZKAN, ZEKİ SERBEST.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

27 Nisan 2023

Tarihe Not Düşen 46 Dakika 46 Saniye


Dokuz Eylül Üniversitesi’nin deprem belgeselinin basın gösterimi yapıldı.

Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından; yaşanan süreci ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) bölgede yürüttüğü faaliyetleri konu alan ‘Asrın Felaketinde Asrın Dayanışması’ adlı belgeselin lansmanı gerçekleştirildi. Depremde hayatını kaybeden vatandaşların ve DEÜ fertlerinin anısına ithaf edilen; zihinde kalıcı olması adına da Kahramanmaraş’ın plakası ile uyumlu olacak şekilde 46 dakika 46 saniye uzunlukta hazırlanan belgesel, üniversitenin resmi internet sayfasından ve YouTube’daki ‘DEUwebtv’ üzerinden izlenebilecek.


Basın mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Yaşadığımız acının izlerini yüreklerimizde taşıyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın anısını yaşatmak ve bölgede fedakarca çalışan arkadaşlarımızı onurlandırmak amacıyla hazırladığımız belgeselin tarihe not düşeceğine de inanıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’yi yasa boğan ve on binlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine sebep olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından; yaşanan süreci ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) bölgedeki hizmetlerini konu alan "Asrın Felaketinde Asrın Dayanışması" isimli belgeselin lansmanı, DEÜ Rektörlük Binası’nda düzenlendi. Depremde hayatını kaybeden vatandaşların ve DEÜ fertlerinin anısına ithaf edilen; zihinde kalıcı olması adına da Kahramanmaraş’ın plakası ile uyumlu olacak şekilde 46 dakika 46 saniye uzunlukta hazırlanan belgesel, basın mensuplarının katıldığı toplantıda kamuoyu ile paylaşıldı. Üniversitenin resmi internet sayfasından ve YouTube’daki ‘DEUwebtv’ üzerinden de izlenebilecek belgeselin önümüzdeki süreçte başka platformlarda da yayımlanması hedefleniyor. DEÜ Rektörlüğü Çatı Restoran’da gerçekleştirilen ve basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği programda konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, büyük kayıplara neden olan felaketin ilk gününden itibaren bölgede, başta sağlık hizmeti olmak üzere arama kurtarma çalışmaları ile yer aldıklarını söyledi. Depremden etkilenen şehirlerde yaşayan vatandaşlara; ilk etapta sağlık hizmeti ve arama kurtarma çalışmaları ile ulaştıklarını belirten Rektör Hotar, devamında ise DEÜ ekipleri ile insani yardım, temiz içme suyu, barınma ve gıda desteğinde bulunduklarını kaydetti. Rektör Hotar, deprem bölgesinde aktif olarak hizmet veren 34 üniversite mensubunun duygularına da yer verildiği belgeselin hem zihinde kalıcı olması hem de arama kurtarma çalışmalarına saygı göstergesi adına Kahramanmaraş’ın plakasına uygun şekilde 46 dakika 46 saniye uzunlukta hazırlandığını belirtti.

Üç bölümden oluşuyor

Belgeselin ‘Bir şey yapmamız lazım’, ‘Yaralarımızı birlikte saracağız’ ve ‘Aynı çatı altında…’ başlıklı üç bölümden oluştuğunu açıklayan Rektör Hotar, arşiv görüntülerinin özgün bir metin doğrultusunda derlendiğini ifade etti. İzleyenlere deprem gerçeğini yansıtması adına böyle bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Rektör Hotar, “Hepimizi derinden üzen afette, örnek bir dayanışma sergileyen milletimizin bu yönüne vurgu yapmak için belgeselimize ‘Asrın Felaketinde Asrın Dayanışması’ adını verdik” dedi. Üniversite tarafından yürütülen faaliyetlerle ilgili detaylı bilgilere ve söz konusu faaliyetlerin yürütücüleri tarafından anlatımına dikkat çekildiği belgeselin özenle hazırlandığının altını çizen Rektör Hotar, “Belgeselin ‘Bir şey yapmamız lazım’ başlığını taşıyan ilk bölümde, depremin özellikle ilk günlerinde yürütülen faaliyetlere yer verdik. Uzun vadeli yardım faaliyetleri ve bilimsel çalışmaların anlatıldığı ikinci bölümde ise ‘Yaralarımızı birlikte saracağız’ diyerek yaşananları anlattık. Son bölümde ise üniversitemizin Seferihisar'daki Sosyal Tesislerinde misafir ettiğimiz vatandaşlarımızın duygularını ‘Aynı çatı altında…’ izleyiciye aktardık” ifadesinde bulundu.


 

DEÜ evlatlarını unutmadı

Belgeselin hem vatandaşlara hem de depremden etkilenen illerde hayatını kaybeden 13 DEÜ öğrencisine ithaf edildiğini belirten Rektör Hotar, “Devletimizin imkanlarını sonuna kadar seferber ettiği bu zorlu süreçte bizler, DEÜ ailesi olarak farklı alanlarda elimizden geldiğince depremin yaralarını sarmaya çalıştık. Bölgeye ulaşan üniversite bünyesindeki ilk sağlık ekibi DEÜ oldu ve desteğimiz de halen devam ediyor. Belgeselimizi aramızdan ayrılan vatandaşlarımıza ve DEÜ’lü evlatlarımıza adadık. Şu anda belgeselimizi DEÜ’nün resmi internet sayfasından ve YouTube kanalı olan DEUwebtv üzerinden kamuoyu ile paylaştık. Önümüzdeki süreçte bu çalışmamamızı farklı platformlarda yayınlamayı da hedefliyoruz” dedi.

Sosyal projeleri geliştirmeye devam edeceğiz

DEÜ’nün Türkiye’ye hizmet edecek sosyal projeleri geliştirmeye devam edeceğini aktaran Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu vesileyle deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmalarına katılan; sağlık hizmetlerinin sunulmasını ve yardımların ulaştırılmasını sağlayan büyük ailemizin fertlerine şükranlarımızı sunuyoruz. Depremin ardından bölgede bilimsel çalışmalar yürüten ve raporlar hazırlayan akademisyenlerimize; gönüllü olarak hizmet veren mesai arkadaşlarımıza ve öğrencilerimize de teşekkür etmek istiyoruz. Elbirliği yaptığımız bu süreçte devletimizin ilgili kurum ve kuruluşlarına; bölgeye yardım elini uzatan aziz milletimize minnettarız. DEÜ ailesi olarak depremde yitirdiğimiz vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet; yaralı vatandaşlarımıza da şifa diliyoruz.”

Belgesel, https://youtu.be/Zh2xRjsq3hc internet adresinden izlenebiliyor.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

19 Nisan 2023

Azerbeycan-Türkiye kardeşlik iftar sofrası


Azerbaycan Kültür ve Dayanışma Derneği, ‘Bir Millet İki Devlet Azerbaycan-Türkiye Kardeşlik Sofrası'nda Pandemi’den 4 yıl sonra yeniden geleneksel iftar yemeği düzenledi. İzmir Polisevi’nde düzenlenen iftar yemeğinde İzmir’de yaşayan Azarbeycanlılar tekrar buluştu.

Geceye Azerbaycan’ın Yurtdışı temsilcisi ve Azerbaycan Milletvekili Ganire Pashayeva, İzmir İl Kültür ve Türizm Müdürü Murat Karaçanta, Azerbaycan İzmir Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cavid Aliyev, İzmir Azerbaycan Zafer Şehit Aileleri Derneği başkanı Sevinç Orucova, Azeri gazeteci Elşad Eyvazlı, yazar Ekber Goşalı, sanatçı Elnur Hüseynov, Askeri Komutan İbrahim Memmedov, Siyaset bilimci, Dekan Doç. Dr. Zaur Memmedov ve gazeteci Agil Alesger, İzmir’de bulunan sivil toplum kuruluşları ile siyasi parti temsilcileri de katıldı.

Azerbaycan Milletvekili Ganire Pashayeva, Karabağ’daki zaferden sonra Türkiye’ye bu iftar için geldiğini hâlâ da orada ki heyecanı yaşadığını, Türkiye’nin çok büyük desteğini gördüklerini söyledi.

Milletvekili Ganire Pashayeva, yaptığı konuşmasında; 

”Türkiye, Bütün dünyaya karşı Azerbaycan'ın yanındayız. Ne baskı olursa olsun geri çekilmeyiz. Bu davada hakkın adaletin yanındayız diyerek dik duruşu bu zaferin kazanılmasında Azerbaycan'ın büyük desteği oldu. Ona göre ben Türkiye devletimize, onun yetkililerine Cumhurbaşkanımızın, Savunma Bakanına, Dışişleri Bakanı'na, TBMM meclisine. Azerbaycan'ın yanında olan sivil toplum gruplarından basınına, dualarıyla bizi yalnız bırakmayan bütün insanlarımıza, herkese teşekkür ederim. Biraz önce Şehit Aileleri Derneği'yle görüştük, Biz sizin dualarınızı, hepsini hissettik dedik. Ben teşekkürümüzü bir borç bildiririm. Ve o yüzden ben bunu söylemek istiyorum ki biz Azerbaycan'da da bunu söylüyoruz. Gittiğimiz her yerde de bunu söyledik. Bu zaferi hazmedemeyenler yani nasıl olur da siz bizim söylediklerimize siz bizim baskılarımıza aldırmayıp da böyle bir şey yapabilirsiniz. Bu demekti ki artık bu coğrafyanın kaderi değişti” dedi.


“Artık bu coğrafyada artık başka bir dengeler (yarandı) var. Bu coğrafyada Türkiye ve Azerbaycan'ı onun birliğini dikkate almadan kimse ne oyun kuramaz ne de bizim üzerimizde oyunlar oynayamaz. Bunu hazmedemeyenler her türlü senaryoları oynuyorlar (el atır) . Azerbaycan içinde de birliğimizi bozmak, Türkiye içinde de birliğimizi bozmak. Azerbaycan Türkiye birliğini de bozmak istiyorlar” Şeklinde açıklamalarda bulunan Pashayeva, diğer Türk devletlerinin Türkiye'nin ellerinden ne gelirler? Diye sorularına karşılık, Karabağ zaferiyle birlikte Türk devletlerinin birliğinin yeni bir başlangıcı olduğunu, ‘Türkiye gerçekten böyle ciddi sıkıntı olsa sizin arkanızda duracak mı? Bakın bir tarafınız hangi ülke, bir tarafınız hangi ülke diye böyle bir korkularının da artık yok olduğunu ve düşmanlarının oyunlarını açıkça oynadıklarını da iddia ederek, Hindistan’dan Özbekistan'a Kazakistan'a, Kırgızistan'a başka bir dönem geldiğini, İnsanların içine başka bir güven, düşünce geldiğini de kaydetti.

İstanbul'daki Bakü'deki Türk Devlet Başkanlarının toplanması, Türk Devlet Başkanlarının o birliği, beraberliği bu işbirliğinin çok hızlanması birilerini çok rahatsız ettiğini de iddia eden Pashayeva, “Bu coğrafyada aman da buna imkan vermeyelim. Bunlar demek ki artık burada değişmek istiyorlar. Ama buna ihtiyacımız var. Buna sadece Türkiye ve Azerbaycan'ın ihtiyacı yoktur. Çünkü Türklerin ihtiyacı var. Bu birliğe, bu birliğin güçlenmesine ihtiyacı var. Kırım'daki kardeşlerimizin gözyaşı var” şeklinde açıklamalarda bulundu

Pashayeva,” Ermenistan bugünkü devlet nerede kurulmuştu? Bin dokuz yüz on sekizinci yıla kadar bugünkü Ermenistan'ın başkenti İran'ın kivi toprağıydı. Bizim topraklarımız bir nokta yüz on sekizden zorla halkımıza eziyet işkence verilerek alındı.

Asik Bey nerelidir? Babaları İzmir'den tanıyorsunuz. Batı Azerbaycan'dan. Bugünkü Ermenistan içinde kalan topraklarımızdan. Sağ ol bey oradan...


Bizim doçent doktor nerelidir? dede babaları oradan olan insanlarımız. Burada ters ne kadar insan var kökenli. Göğüçe kökenli. Amasya Gülcanlı... Bu bizim hepsi topraklarımızdır. Niye bunu aldılar? Türkiye'nin karada sınırını kandırdılar. Yüz yıl sonra çünkü o topraklar ne haldedir. O topraklar Türkiye'nin karada Azerbaycan'la sınırıydı. Türkiye'nin karada ve denizde Türk milletiyle sınırlarını kaldırmak için Kırım Türklerini orada gözyaşı vardır. Ahıska Türklerini oradan sürdüler. Gökçe'den bizim insanımızı zorla göçüp Ermenistan orada kurdular. Aramızda karadan denizden sınırları kaldırsın” ifadelerine yer verdi.


İftar yemeğinde Dekan Doç. Dr. Zaur Memmedov’un yaptırdığı duada, birlik ve beraberlik için de dualar edildi. Konuşmaların ardından program bir daha ki buluşma temennileriyle sona erdi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

18 Nisan 2023

Dünya Sanat Günü Çeşitli Etkinliklerle Kutlandı


15 Nisan Dünya Sanat Günü etkinlikleri kapsamında İzmir’de sanatçılar ve sanatseverler İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN A.Ş. Kitap Kafe Ahmet Piriştina Kent Kitaplığı’nda buluştu.

Sanatçıların canlı performans sergiledikleri etkinlikte Ressam Baksen Çeliker’de canlı performans sergiledi. Aynı zamanda Görsel Sanatlar Öğretmeni de olan Çeliker sanatçı dostları ve sanatseverlerle birlikte dünya sanat gününde bir arada olmaktan çok mutlu olduğunu söyledi.

Ressam Baksen Çeliker sözlerini şöyle sürdürdü;


İzmir Suluboya Ressamları Derneği Başkanı Mona Muzo’yu Suluboya Sanat Derneği’nde ziyaret ettim. Çalışma ortamlarını gördüm ve oradaki sinerjiyi bu resmimle yansıtmaya başladım. Derneğin üyesi değilim. Çünkü Suluboya ressamı değilim. Ama Mona Muzo arkadaşımın tüm sanatsal projelerine katkı sağlamak, katılmak bana keyif vermektedir. Her bir sanat eserim benim için yeni bir başlangıç, bugün çalıştığım eserimi de sanatseverlerle paylaşıyorum, dedi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

17 Nisan 2023

Av. Tacettin Çolak "Farklı Olan Yalnız Biziz!"


Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) İzmir Milletvekili adayları Konak Meydanı’nda hedeflerini anlattı.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Av. Tacettin Çolak, İzmir Halkı bize yetki verdiği takdirde; başta ABD ve AB Emperyalizmi olmak üzere ülkemizi Ortaçağın karanlığına götürmek isteyenlere karşı kararlı mücadelemizi Mecliste de sürdüreceği dedi.


1963 yılında Beyşehir’de doğan çocukluğu Seydişehir Muradiye Köyü’nde geçti. İlkokulu ve Ortaokulu Seydişehir’de okuduktan sonra, 1980 yılında Seydişehir Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun oldu.

Aralık 1980’den sonra Gebze’de bir döküm fabrikasında işçi olarak çalışmaya başlayan Çolak, bir yıldan fazla dökümcülük işinde çalıştı. 1982 yılında cezaevi yaşantısı başladı ve Seydişehir ve Beyşehir Cezaevlerinde 15,5 ay kaldı. Beyşehir Cezaevi’nde üniversite sınavlarına hazırlanmaya başladı. Dönemin cezaevi savcısı Sayın Özer BOZ’un destekleri ve teşvikleriyle 1983 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Sabıkası olduğu gerekçesiyle fakülteye kaydını yaptıramadı. Ancak Hukuk Fakültesi’ndeki bu “hukuksuzluğa” karşı yürüttüğü hukuk mücadelesi sonunda Aralık 1983’de fakülteye kaydını yaptırılabildi.


Üniversite yıllarının tamamını çeşitli fabrikalarda işçilik yaparak geçirdi. Öztiryakiler, Otokar ve Otomarsan başta olmak üzere çeşitli işyerlerinde çalıştı. Bu işyerlerinde Otomobil-İş Sendikası’nın örgütlenme faaliyetlerine katıldı. Bir kısmından bu nedenle işten çıkartıldı. 1987 yılında Otokar işyerinde sendika temsilciliği yaptı. Sendika temsilciliği görevlerini ve iş mevzuatının birinci elden uygulandığı fabrikalardaki çalışmaları nedeniyle tüm fakülte yılları İş Hukuku ile iç içe geçti. Bu nedenle İş Hukuku alanında yoğunlaşması oldu. Ancak bu yoğunlaşma fakülteyi 4 yıllık sürede bitirmesine engel oldu.

1993 yılında fakülteden mezun olduktan sonra 1994 yılında İstanbul’da serbest avukatlık yapmaya başladı. 1995 yılından itibaren DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası’nın avukatlığını da yapan Tacettin Çolak bu yıllarda yine İstanbul’da KESK’e bağlı Haber-Sen Avrupa Yakası Şubesi’nin ve Eğitim-Sen 7 Nolu Avcılar Şubesi’nin avukatlığını yaptı.

Müvekkil Nakliyat-İş Sendikası’nın, 1999 yılında başlattığı ve 3 hafta içinde başardığı İZELMAN örgütlenmesi nedeniyle İzmir’de çalışmaya başladı. 2000 yılından 2007 yılına kadar Kristal-İş Sendikası Ege Bölge Temsilciliği avukatlığını yürüttü.

İş Hukuku’ndaki yoğunlaşması mesleğe başladığı günden beri daha da artarak sürmektedir. Sendikalar, toplu iş sözleşmesi ve grev hukuku alanında mahkemelerce verilen önemli kararların ortaya çıkmasında katkıları oldu.

İzmir 1. Bölge’de 1. Sıradan HKP Milletvekili adayı Tacettin Çolak siyasi geçmişi hakkında şu bilgileri verdi;

On beş yaşımızdan beri Hikmet Kıvılcımlı’nın ideolojisini benimseyip, O’nun teorik-pratik hattı doğrultusunda siyasetin içindeyiz. 12 Eylül 1980 Faşist Darbesi’nde ve sonrasında da siyasi faaliyetlerimiz nedeniyle gözaltına alınmalarımız, tutuklanmamız ve hapis cezalarına çarptırılmalarımız oldu.


2005 yılında kurulan Halkın Kurtuluş Partisi’nin kurucuları arasında yer aldım. Partide Merkez Komite Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevim halen devam etmektedir. Aynı zamanda İzmir İl Başkanlığı görevini yürütürken, bu görevimden ayrılıp 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak 28’inci Dönem Milletvekili Seçimlerinde İzmir 1. Bölge’de 1. Sıradan HKP Milletvekili adayı oldum.

Siyasi hayatımız boyunca ülkedeki haksızlıklar, hukuksuzluklar karşısında gerçeğin sesi olmaya, İşçi Sınıfından ve Emekçi Halkımızdan yana politik mücadele yürütmeye çaba gösterdik.

Parolamız; Hür, güçlü, mutlu Türkiye’dir. Yurtseveriz, devletçiyiz, laikiz, halkçıyız, cumhuriyetçiyiz. Partimiz, Antiemperyalist Halk Kurtuluş Cephesinin yegâne temsilcisidir. 14 Mayıs Seçimlerindeki oy pusulasında "Farklı Olan Yalnız Biziz!" Tüm halkımızı bize omuz vermeye, güç katmaya davet ediyoruz. Oylar HKP'ye!

 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

16 Nisan 2023

27 Sanatçıdan Canlı Performans


İzmir Suluboya Ressamları Derneği üyeleri dünya ile eş zamanlı olarak 15 Nisan Dünya Sanat Gününü İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN A.Ş. Kitap Kafe Ahmet Piriştina Kent Kitaplığı Şubesinde 27 katılımcı üyesi ile bir araya gelerek kutladı.

2011 yılında Meksika’da yapılan UPSD toplantısında Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan tarihinin “Dünya Sanat Günü” olarak kabul edilmesi yönünde getirilen bir önerinin kabul edilmesi ile birlikte 15 Nisan tarihi tüm dünya ülkelerinde Dünya sanat günü “World Art Day” olarak kutlanmaya başlandı.

Etkinliğin açılış konuşmasında; “İnsanın kalbinin karanlığına ışık tutmak – işte sanatçının görevi budur.” (Robert Schumann)’ dan alıntı yaparak söze başlayan İzmir Suluboya Ressamları Derneği Başkanı Mona MUZO(Muzaffer BEKTAŞ), günün anlam ve önemini ifade eden bir konuşmasında büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün ”Yüksek bir insan toplumu olan Türk Milletinin tarihi bir özelliği de güzel sanatları sevmek ve onunla yükselmektir, dedi.

İzmir Suluboya Ressamları Derneği Başkanı Mona MUZO(Muzaffer BEKTAŞ), “Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan gelen zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlar sevgisini ve milli birlik duygusunu devamlı olarak ve her türlü vasıta ve önlemlerle bağlayarak geliştirmek milli idelimizdir” sözünden hareket ile ülkenin içinde bulunduğu günlerin zorlu şartları altında bir nebze, umut, sevgi ve sanatın iyileştirici gücünü yaşamanın önemini bir kere daha vurguladı.


Ayrıca böyle anlamlı bir günde Ahmet Piriştina Kent Kitaplığı Şubesi’ni İSRED ‘e açan İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN A.Ş.ye  sanata ve sanatçıya verdiği destekten dolayı alkışlıyor ve teşekkürlerimizi sunuyoruz, güzelliğin, aydınlığın ve yaşamın ifadesi olan Dünya Sanat Günü kutlu olsun dedi.

Pandemi dönemi alışkanlıklarımızı değiştirdi

Pandemi dönemi sayesinde zor günlerde toplumu kaynaştırmanın da en güzel yolu olmuştur. Pandemi dönemi itibariyle değişen alışkanlıklarımız, insanı günlük hayatın sıkışmış kalıplarından kurtaran bir teneffüs anı gibi sanatı yaşantımızın vazgeçilmez bir unsuru haline getirmiştir.

Etkinlikte canlı performanslarını sunan sanatçılar

İnsanın bakış açısını değiştiren, hayatına renklerin büyüsü ile renk katan sanat ve sanatı icra edenlerin gününü canlı performansları ile İSRED Dernek yönetim kurulu üyelerinden Mona MUZO, Nilay DİRLİK, Müzeyyen GÖKMEN ve Gülfer TELLALOĞLU ile Turan ENGİNOĞLU, Ayla ERDOĞ ÇETİN, Aylin KOZAK KARAÇAR, Ayten GÜREŞCİ, Baksen ÇELİKER, Bercis KIZILTAN, Biran ÖZAKSOY, Halil BAYIK, Huriye TAMER, Hülya SAYILGAN, Mualla YORGANCIOĞLU, Mustafa DEMİRCİOĞLU, Nahide KÖSEOĞLU, Nedime BAYAT, Nermin YOLDAŞ, Nimet TOPKAÇ, Osman YILDIRIM, Saime YILDIRIM, Sinan TIMRIÇ, Sevinç SELES, Tevhide ERKULOĞLU, Yasemin DÜZ, Zekiye ERÇİN gerçekleştirdiler.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

15 Nisan 2023

Dibek taşından çıkan lezzet


Hem şehre çok yakın hem de gözlerden uzak sessiz, sakin, sanatsal faaliyetleri içinde barındıran Urla’nın Barbaros mahallesi (köy) turistlerin uğrak noktası.

Kahve molası vermek için uğradığımız Barbaros Mahallesi köy kahvesinin içten, samimi, hoş sohbet işletmecisini dibeğin içinde kahve döverken izlerken ben de deneyimlemek istedim. Tokmağı elime aldığımda ciddi bir ağırlık olduğunu gördüm.


Urla’nın Barbaros köyü meydanında Yörük bir ailenin dördüncü kuşağı tarafından işletilen kahvehane de 100 yılı geçtiği söylenilen dibek taşında öğütülen kahve lezzetini geleneksel bir şekilde sürdürüyor.

Dibek taşında kahve öğüten İşletmeci Aykut 2012 yılında babasından devraldığı kahvehaneyi “Çağdaş Kafe Dededen Toruna Dibek Kahvesi” ismiyle devam ettiriyor.

Dedelerinin dibek taşında bilek gücüyle döverek yaptıkları kahveyi odun ateşinde pişirdiklerini söyleyen İşletmeci Aykut şu açıklamalarda bulundu;


Barbaros köyünde doğdum. Kendi mesleğim aşçılık. 2012 yılında işletmeye başladığımda ilk yıllar kahvehane olarak devam ettirdim. Sonra mutfak ekledim, düzenlemeler yaparak kafe olarak işletmeye başladım. İşimi seviyorum. Urla Barbaros köyü son yıllarda çok gelişti. Her yıl düzenlenen oyuk festival zamanı ziyaretçilerimiz çok fazla oluyor. Bu festivalde köyün her tarafına korkuluklar yapılır. Korkulukların her biri farklı görünümde olur. Geleneksel kıyafetler giydirilmiş olan bu korkulukları festival sonrasında da tüm yıl köyün her bir yanında görebilirsiniz.

Festival ilk başladığı yıllarda Barbaros’un tarımsal, kültürel ve geleneksel değerlerini yaşatmak için yola çıkmıştık. Tarlalardaki ürünleri korumak için kullanılan korkuluklar festivalin simgesi.  Barbaros köyü olarak imece usulü ile neler başarabileceğimizi gösterdik.


Artık Barbaros köyü çok bilinen ve çok gezilen bir yer oldu. Buraya yerleşmek isteyenler çok fazla. İstanbul ve Ankara’dan yerleşenler ve yerleşmeyi düşünenler var.

Dibek taşı dededen kalma

Dibekte dövülen kahvenin lezzeti özeldir. Dibek kahvesinin en önemli özelliği makinelerde değil de taş dibeklerde üretilmesidir. Dibek kahvesi, lezzetini bu geleneksel yöntemle alıyor. 10 kilodan ağır tokmakla dövülerek hazırlıyoruz. Zahmetli bir iş. Taze olarak müşterilerimize sunuyoruz. Barbaros köyümüzü görmeyen varsa mutlaka ziyaret etsin. Çayımızı, dibek kahvemizi içsinler. Bir kez gelen mutlaka tekrar geliyor. Özellikle organik tarım ziyaretçilerimizin çok ilgisini çekiyor. Köyümüze özgü tarım ürünlerimiz ve yöresel lezzetlerimizin tadını mutlaka denemelisiniz, diyerek herkesi davet ediyorum.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

14 Nisan 2023

Ferhan Ademhan Bağımsız Milletvekili Adayı


İzmir Konfederasyonu Genel Başkanı Ferhan Ademhan Volley Otel'de iftar yemeği verdi.

İftar yemeğine İzmir'in önemli isimleri ve basın katıldı. İftar sonrası açıklama yapan Ferhan Ademhan, bağımsız milletvekili adayı olduğunu açıkladı.

11 ili etkileyen 6 Şubatta meydana gelen depremi anarak konuşmasına başlayan Ademhan felakette kaybedilen vatandaşlar için Allah'tan rahmet dilerken, Allah böyle bir acıyı bir daha yaşatmasın, dedi.

Herhangi bir partiye üye değilim

Ademhan, Konfederasyon üyelerinden aday adayı olan kimsenin aday seçilmediğine tepki göstererek şöyle konuştu;


İzmir konfederasyonu olduğu gibi bütün Türkiye'de seçime gidiliyor ben herhangi bir partiye üye değilim, milletvekili adaylığı müracaatım olmadı. İzmir konfederasyonunda yönetim kurulu üyesi 7 kişi müracaat etti, maalesef hiç biri değerlendirilmedi. Bu durum değerlendirilmeyince kaygı duyduk. İzmir'in güzellikleri renklerimizdir, zenginliğimizdir. İzmir'imizin Roman halkı, Özcan Çaylı yanımızda oturuyor, mutlu musunuz? Değil. Konfederasyon Başkanvekili İbrahim Yıldız, Balkan Göçmenlerininin Federasyon Başkanı, sizden kimse değerlendirildi mi? Değerlendirilmedi. Arkadaşlar milliyetçilik yapmıyorum. Ben Mardinliyim. Mardinli biri, seçilecek bir noktadan da değerlendirilmedi. Bir Roman, bir göçmen, bir Mardinli değerlendirilmiş olsaydı bugün burada olmazdım. Biz milletvekili hastası değiliz ama buna dur diyeceğiz. Zorluklarımızı biliyoruz.


Neden dur diyeceğiz?

Biz İzmir'in adayı olacağız.  Ankara'nın adayı olmayacağız. Gücümüz, sesimiz çıkarsa bunu yıkmış olacağız. İstişareye başladık ve oy birliği ile benim bağımsız aday olmama karar verdik. Milletvekili sevdamız olsaydı müracaat ederdik. Renklerimiz değerlendirilmeyince biz de maalesef kararımızı aldık. İzmir birinci bölge bağımsız adayıyım. İzmir'de aday çıktık ama ne yapacağız? Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir. Ülkenin kanayan yaraları ile uğraşacağız. Uyuşturucu, işsizlik ile hayvan haklarını koruma ile kadın şiddetine karşı duracağız, İstanbul Sözleşmesi'nin geri gelmesini isteyeceğiz. Parlamenter Sisteme geçilirse ki bu ihtimal yüksek o zaman bir vekilin çok değeri olacak, diye konuştu.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

10 Nisan 2023

Eğiticinin eğitimi oryantasyon çalışması


Ege Orman Vakfı gönüllü eğitmenleri için eğiticinin eğitimi oryantasyon çalışması gerçekleştirildi.

Sıfır Karbon Noktası Eğitim Merkezinde ‘Ormanlar Yaşasın Diye’ içeriğinde verilen Doğa Temelli Ekoloji Eğitimi’ne katılan gönüllü eğitmenler küresel ısınmanın doğaya ne gibi etkileri olabilir, İklim değişikliği ile mücadele, su kaynaklarının verimli kullanılması, toprağın korunması, erozyon, toprak analizi, farklı ekosistemler ve canlıların izlenmesi gibi konularda bilgilendirildi.

Ege Orman Vakfı Eğitim ve Gönüllü Sorumlusu Ülkü Karataş Ongun eğiticinin eğitimi konusunda şu bilgileri verdi;

Ege Orman Vakfı gönüllüleri ile birlikte 20 yıldır “ Gelecek Kuşaklar Orman yok Demesin” diye; tükenmekte olan doğamızı, ve çevresel geleceğimizi korumak için her sene bir öncesine göre daha çok çalışmaktadır. Vakfımızın amaçları ancak gönüllülerimizin karşılıksız çabaları ile hayat bulmaktadır.

Ege Orman Vakfı İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığı işbirliği sonucu yüzlerce öğrenciye ve istekli diğer kurum ve kuruluşlara ormanlar, iklim değişikliği, enerji verimliliği,  geri dönüşüm konularında eğitim çalışmaları yapılmasını destekliyor. Bugün de Ege Orman Vakfı olarak "Ormanlar Yaşasın Diye!" sloganıyla Milli Eğitime bağlı okullarda gerçekleştirdiğimiz iklim krizi, ormanlar, geri dönüşüm, suyun önemi, enerji verimliliği konularında eğitimlerde aramıza katılan gönüllülerimiz için eğiticinin eğitimi oryantasyon çalışmasını gerçekleştirdik. Bizlerle el ele veren gönüllülerimiz, bilginiz, emeğiniz zamanınız ve yeteneğinizle doğaya destek verdiğiniz için teşekkür ederiz” dedi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

9 Nisan 2023

Genel Kurul’da Sergi


Türkiye Noterler Birliği İzmir Noter Odası fotoğrafçılık grubu, geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında başlattıkları fotoğraf sergisi etkinliğini bu sene de tekrarladı.

8-9 Nisan tarihleri arasında Wyndham Grand İzmir’de gerçekleştirilen Genel Kurul’da noterlerin fotoğrafları beğeniyle izlendi.


Türkiye Noterler Birliği İzmir Noter Odası 52. Genel Kurul’unun yapıldığı salonda 25 eser sergilendi. Odaya bağlı T.C. Söke 2. Noteri Ogün Kayacan da bir fotoğrafı ile sergi katılımcılarındandı.


Kayacan, sergideki eserlerin genel kurula katılan noterler tarafından beğeni ile izlendiğini söyledi.

Sergi 2 gün sürdü.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

8 Nisan 2023

Dil Derneği İzmir Temsilciliği Esat Erçetingöz’ü Konuk etti


Dil Derneği İzmir Temsilciliği’nin düzenlediği “Cumhuriyetimizin 100. Yılı Etkinlikleri”nin ilki Konak Belediyesi Türkân Saylan Kültür Merkezi salonunda yapıldı.

Gazeteci, Fotoğraf Sanatçısı Esat Erçetingöz’ün konuk olduğu toplantının açılış konuşmasını Dil Derneği İzmir Temsilcisi Gürsel Gezen yaptı.


Gezen konuşmasında Dil Derneği’nin 1980 darbesinden sonra kapatılan Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nun ilkelerini, çalışmalarını, Dil Devrimimizi yaşatmak için kurulduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi;

İzmir’de de 2000’li yılların başından beri toplumda, kurumlarda, gençlerde, çocuklarda dil bilinci oluşturma; dilimizi doğru, güzel, Türkçesi varken onu kullanma yolunda çalışmalar yapıldı. Ancak son yıllarda ülkemizin durumu, salgın hastalık dönemi çalışmalarımızı durağanlaştırdı. Bugün eğitim sistemimiz çökmüştür. Dilimizin yanlış kullanımlarla, kuralsızlıkla, yabancı sözcüklerle kirletilmesiyle, daha da önemlisi ayrıştırıcı, kavgacı, kötücül bir kullanım özelliğine büründürülmesiyle konuşuluyor, yazılıyor olması bizleri üzüyor. Şimdi amacımız yeniden canlanmak, seçim dönemini atlatıp aydınlığa çıktıktan sonra neler yapabilirizi planlamak diyerek sözü Esat Erçetingöz’e getirdi:


Dil Bayramlarında, Türkçe Günlerinde kendiliğinden yanımızda olan etkinlik fotoğraflarımızı çekip paylaşan bir destekçimiz Esat Bey, İzmir’in çok yönlü bir kültür belleği… Cumhuriyetimizin 100. Yılı Etkinlikleri’ne onunla başlayalım, dedik, diyerek mikrofonu Duayen Gazeteci Erçetingöz’e bıraktı.

İzmir’in Basmane semtinde doğan Esat Erçetingöz kısaca yaşamöyküsüne değinip özellikle Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nda öğrenciyken Demokrat İzmir Gazetesi’nde foto muhabiri olarak çalışmaya başladığı, 1977 yılında okuldan mezun olduğunda Yeni Asır Gazetesi’ne geçişinden, orada geçen yıllarından, fotoğrafçılıkla, fotoğraf sanatıyla olan ilişkisinden söz etti. Salonda Namık Kemal Lisesi’nden, Demokrat İzmir, Yeni Asır gazetelerinden, üyesi olduğu STK’lerden arkadaşları vardı. Okan Yüksel, Atilla Köprülüoğlu, Erkan Sevinç. Onların söz alıp anlattıklarıyla Esat Erçetingöz daha bir canlı kılındı. Sahneye yansıtılan fotoğrafları söyleşiye ayrı bir güzellik kattı.

Esat Erçetingöz, salondaki izleyicilerin sorularına verdiği yanıtlarda denizle, balıkçılarla, kuşlarla (martılar, flamingolar, pelikanlar, kırlangıçlar), genel olarak doğayla olan yakınlığına, "Gediz Havzası-Temiz Deniz Temiz Körfez" projesine, “Yaşayan Müze Kula”, “Flamingo Adası” fotoğraf sergilerine, Demokrat İzmir gazetesindeki Atilla İlhanlı yıllara, gazetecilikte haber yaparken onu en çok etkileyen durumlara, gazeteci olarak duyduğu toplumsal sorumluluğa değindi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

7 Nisan 2023

Geleceğin sanayicileri tiyatro sahnesinde


Özel İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, akademik ve mesleki alanda olduğu kadar kültür ve sanat etkinliklerinde de çalışmalarını sürdürüyor.

Özel İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin kurduğu tiyatro topluğunu Yılmaz Erdoğan’ın “Bana Bir Şeyhler Oluyor” adlı eserinden uyarlanan “Beni Siz Delirttiniz” adlı oyunu sahneledi.


2022 yılında Tiyatro Festivali’nde İzmir üçüncüsü olan okulun tiyatro grubu öğrencilerinin sahnelediği oyunu, Çiğli Kaymakamı Adnan Çakıroğlu, Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu, İzmir Vergi Dairesi Başkanı Ömer Alanlı, Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu, bölge katılımcıları ve basın mensupları izledi.

Okul öğretmenlerinden Çimen Yalçın’ın senaryosunda revize yaparak sahnelediği oyun ayakta alkışlanırken, İAOSB Tiyatro Kulübü eğitmeni Hakan Susuz, yarışmaya hazırlanan öğrencilere oyuncu koçluğu yapma sözü verdi. 


İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, okulun akademik ve mesleki alanda olduğu kadar kültür, sanat ve spor etkinliklerinde de değerli başarılar elde ettiğini hatırlatarak, 26 Nisan’da Tiyatro Festivali’nde yarışacak olan Tiyatro Kulübü öğrencilerine başarılar diledi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

5 Nisan 2023

Geleneksel iftar yemeğinde bir araya geldiler


İzmir Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği üyeleri, geleneksel iftar sofrasında buluştu.

Her yıl Ramazan ayında iftar programı düzenleyen İzmir Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği bu yıl da geleneği bozmadı. Konak Subay Ordu Evi’nde gerçekleştirilen iftara çok sayıda davetli katıldı.


Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği iftar yemeğine katılanlar birlikte bol bol sohbet etti.

Yemekten sonra Sıpra (Sofra) duasını yapan İzmir Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Nuran Çağatay iftara katılan herkese teşekkür etti.


Sıpra Duası

KUDAY

Aştır, taştır,

camanlardan adaştır,

cakşılarga caraştır,

caşta öltürme kartta öltür,

carlı öltürme barlı öltür.

Konakbay;

Bereket bersin aşına,

devlet konsun basına,

bödenaday corgalap

sagınganın kelsin kasına,

 

buzday bolsun ındırın,

bulutka cetsin şerenin,

cılışıp cılan ötküsüz,

nomay bolsun azıgın.

Tomurganın may bolsun

Balan biken bay bolsun

(Otawın üyken bolsun, )

balan bolsa ul bolsun,

cavga şabar er bolsun.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

4 Nisan 2023

‘Kısa Retrospektif’ resim sergisi sanatseverlerle buluştu


Bazı sanatçılar yaratıcılıklarını birden fazla alanda göstererek diğerleri arasından sıyrılır. Tonguç Gökalp Müzisyen ve aynı zamanda ressam.

Sanat hayatı boyunca bu aşamaya gelirken birçok teknik üzerine çalışma fırsatı bulduğunu, birçok akıma ve tekniğe dair çalışmalar geliştirdiğini, eserler ürettiğini söyleyen sanatçının ‘Kısa Retrospektif’ resim sergisi 4 Nisan Salı günü Yolo Art& Lounge’da açıldı.


Önce Resim sergisi açılışı ve ardından Tonguç Gökalp ve Dostları verdikleri muhteşem bir konserle sanatseverler tarafından büyük bir beğeni aldı.

1975 yılında İzmir’de doğan sanatçı, sanatsal birikimlerini sanat tarihi kuramcısı arkeolog ve estetik bilimler uzmanı olan babasından aldı. E.Ü. Klasik ve Modern Yaylı Sazlar Yapım bölümünden mezun olan Tonguç Gökalp sergi hakkında şu açıklamalarda bulundu;


Uzun çalışmalar ve uğraşlar neticesinde kendi adımı verdiğim TONGRAPY tekniğinin ve stilimin yaratıcısı oldum. İzmir, sanatımın karmaşık yapısına ışık tutmuştur. Çocukluğumda, Kadifekale, Bayraklı, Ballıkuyu gibi semtlere uzaktan bakınca renk dokularını keşfettim. Özellikle ışık vurduğu saatlerde izlemekten keyif alırdım. Çok meraklı bir çocuktum. İç içe girmiş olan farklı insan yapıları, davranış biçimleri ilgimi çekerdi. Resim,  müzik ve diğer sanat disiplerine olan merakım 1999 senesinde Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Çalgı yapımı (yaylı sazlar) bölümüne girmem ile başladı. Hem plastik el becerilerini geleneksel ve modern çalgı yapımı ile geliştirmek, hem de resim sanatına olan ilgi ve araştırmalarımı farklı bir yöne çekmeme neden oldu.


 “Kemeraltı Yolo Art& Lounge’da açılışı gerçekleştirilen  ‘Kısa Retrospektif’ isimli sergimde geçmişteki farklı çalışmalarımı sergiledim. İçerik ve konu olarak tüm yaşamın içinden seçtiğim ilgimi çeken unsurlardan oluşan sergi açılışı çok sıcak bir buluşmayı sağladı. İnsanın bütünleşip kaynaştığı duyguları ısıttığı yerdir sanat ocağı. Sergime gelip katılan gelemeyip katılamayan kalbi ruhu bizimle olan herkese sevgimizi gönderir, bu sıcak buluşmayı sağladığı için Yolo Art& Lounge’a teşekkür ederiz” dedi.  

Tonguç Gökalp Biyografisi ve Sanat Eseri Kuramı ile Teknik Dizayn İçeriği

1975 İzmir doğumlu. Sanat hayatına doğduğu şehirde ilk kez adım atmıştır, 10 yaşında ilk karma sergisine davet edildi, sanatsal teknik, birikim ve edinimlerimi pratik ve teorik olarak sanat tarihi kuramcısı arkeolog ve estetik bilimler uzmanı ve ressam olan babası Mustafa Gökalp’ten aldı. Resim, müzik ve diğer sanat disiplinlerine olan merakı 1999 senesinde Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Çalgı yapımı (yaylı sazlar) bölümüne girmesi ile hem plastik el becerilerini geleneksel ve modern çalgı yapımı ile geliştirmesine, hem de resim sanatına olan ilgi ve araştırmalarını farklı bir yöne çekmesine neden olmuştur.


Sanatçının kendi anlatımı ile sanat kuramı ve teknik uyarlamaları şöyledir:

’’Sanat hayatım boyunca bu aşamaya gelirken birçok teknik üzerine çalışma fırsatı buldum, birçok akıma ve tekniğe dair çalışmalar geliştirdim eserler ürettim, uzun çalışmalar ve uğraşlar neticisinde kendi adımı verdiğim TONGRAPHY tekniğinin ve sitilimin yaratıcısı oldum. Avantgarde sanatlar, artnoveu, fluxus, dada,sufi tasavvufu, geleneksel türk el sanatları, beşeri ilimlere ve akımlara olan ilgim, bu akımların; dinamik, felsefe ve teknik biçimlerinden faydalanmama, ortak manada stilime nasıl bir yön vermem gerektiğiyle ilgili kılavuzlarımdır. Resim sanatına farklı bir biçim ve teknik uyarlama çabamdaki en önemli şey bilgi ve ilim tabanlarıdır. Resimlerim de algıda çok boyutluluk kavramını kaotik (karmaşık) biçimleme, micro dokusal kaligrafik çizgi tekniğini, renklendirmede kübizm, optik art gibi akımların renk anlayışlarından faydalanıyorum. Çizgilerde kırılma, karşıt alan, ters açı, ters perspektif, ön proto Türk ilkel sanatları, soyut biçimleme TONGRAPHY tekniğinin ve sanatının temelini ve hatlarını oluşturmaktadır. Resimlerimde ki görselliği, yine stilime uygun olacak şekilde deneysel sesler, alan sesleri, hazır malzemelerden çıkan sesler ve müzik enstrumanları ile kompoze ediyor, sergileme süresince izleyenleri işitsel ve görsel anlamda canlı analog simülasyonlar ile yarı gerçekçi, yarı sanal bir atmosfere maruz bırakıyorum.’’


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT