İstanbul’un metropol hayatından sıkılıp doğayla iç içe daha sakin ve dingin bir hayat yaşamak isteyen Öznur ve Yılmaz Çevik çifti İzmir’in Foça ilçesine yerleşti.
İstanbul’un kalabalığından kaçarak İzmir’e yerleşenler
kervanına katılan Öznur ve Yılmaz Çevik çifti radikal bir kararla evlerini
satarak Foça’ya yerleşme kararı almışlar.
Daha sakin bir hayat sürmek, İstanbul'un dayattığı stresten
uzaklaşmak isteyen Öznur ve Yılmaz Çevik çifti Foçaköy’deki yeni evlerinin
kapılarını bana açtılar ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Öznur Çevik “Büyükçekmece Belediyesi’nden emekli olduktan sonra eşimle birlikte Türkiye’nin birçok güzel yeri var. Başka şehirlerde yaşayarak nerede yaşayacağımıza karar verelim dedik” diyerek sözlerine başladı.
Burası bizim için
cennet
Gençliğimizin tüm güzelliklerini İstanbul’da yaşadık.
İstanbul genç şehri. Emekli olduktan sonra İstanbul’un artık bizi yorduğunu
anladık. Arabanız olsa da olağanüstü trafiği, her köşesine sinmiş stres, insan
kalabalığı bizi boğuyordu.
Biz Büyükçekmece’de oturuyorduk. Yaşadığımız yer çok
güzeldi, çok güzel dostlarımız vardı. Bakırköy Belediyesi’nde Fen İşleri, İmar
Müdürlüğü gibi 6 ayrı Belediye’de çalıştım. 38 sene İstanbul’da yaşadık.
Emekli olduktan sonra önce Köyceğiz de ev kiraladık. Daha
sonra Dalaman’da 5-6 ay yaşadık. İzmir’de yaşayan Mimar arkadaşımız bize Foça’da
bir arsa alındığını ve 15 arkadaş burada ev yapacaklarından bahsetti. Foça
bizim sevdiğimiz bir yerdi. Eşim geldi gördü ve arsanın yerini beğendi. Biz de
projeye dahil olduk. İyi bir karar verdiğimizi düşünüyoruz. Burası bizim için
cennet. Bahçemizin bir bölümünü bostan yaptık. Domates, marul, biber, karpuz,
maydanoz, roka her şey ektik. Bostan çok vaktimizi alıyor. Eşim ve ben kitap
okumayı çok seviyoruz. Bol bol kitap okuyoruz. Yeni bir çevrede olduğumuz için
çok fazla arkadaşımız yok. Zamanla komşularımız olursa daha güzel olacağını
düşünüyoruz.
Heykel ve Seramik kursuna yazıldım. İstanbul’u hiç özlemiyorum. İstanbul’un en güzel dönemini yaşadım. Film festivalleri, tiyatrolar, konserleri hiç kaçırmazdım. Beyoğlu’nda gezmeyi çok severdim. Sokaklarda neşeli insanlar gezerdi. Güzel müzik sesleri duyardım.
İstanbul’dan ayrılmadan önce Beyoğluna gittim. Her taraf
Arap müziği ve Arapların gezdiği bir yer olmuş. Restoranlar, alışveriş
merkezleri her yer Araplarla dolu. Çok gürültülü insanlar. Ben ırkçı biri
değilim. Fakat kendimi Arap ülkesinde gibi hissetmeye başlamıştım. İstanbul çok
hızlı değişiyordu. İstanbul’un eski günlerini çok özlüyorum.
Büyük aşkıyla
tanışıyor
Evlilik hayatından da bahseden Öznur Çevik kendisinin ve
eşinin Sivas doğumlu olduğunu söyleyerek eşiyle tanışmalarını şöyle anlattı;
Eşimle ailelerimiz Sivas’ta komşuydu. Trakya Üniversitesi
Mimarlık Bölümünü kazanarak Edirne’ye geldim. Ailem de İstanbul’a yerleşmişti.
Ben de genç yaşta İstanbul’a yerleşmiş oldum. Eşim de üniversite eğitimini almak
için Kanada’ya gitmiş. Okulunu bitirince orada yaşama kararı almış. 16 yıl yaşadıktan
sonra tekrar ülkesine dönmüş.
Bizim tanışmamız Marmaris tatil dönüşü oldu. Kanada’dan
Türkiye’ye geldiğinde Marmaris’e kardeşi ile tatile gelmiş. Kardeşi benim
arkadaşımdı. Marmaris’te karşılaşınca konuştuk. Abimle tanıştırayım dedi. Orada
tanıştık. Ailesi ve eşim orada beni gelin olarak konuşmuşlar. İstanbul’a
dönünce eşim beni arayarak konsere davet etti. 1988 yılında evlendik. 1 kızımız
oldu.” diye anlattı.
Sessiz ve sakin bir yaşamı tercih ederek Foça’da huzuru
bulan Çevik çifti bir sokak köpeğini de bahçesinde bakıyor. Bahçede özgürce
yaşayan sokak köpeği ve sokak kedileri birlikte yaşamaya başlamış. Doğa ve
hayvanlarla iç içe yaşayan kendi yetiştirdikleri doğal gıdalarla beslenen ev
sahipleri hayallerini gerçekleştirdikleri için çok mutlu.
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder