30 Temmuz 2017

Benim besin kaynağım Allah’tır!

Nermin Akkan 1955 yılının 2 Ağustos günü Tokat'ın Almus ilçesinde dünyaya gelmiş. İlkokulu köyünde okumuş, toprakları Almus Barajı nedeniyle istimlak edildiğinden, ortaokulu Turhal'da okumuş, daha sonrasını kendisi anlatıyor:


“Lise tahsilimi Tokat Öğretmen Okulu'nda başlamama rağmen başarılı çocukları yatılı okula sınavsız geçiren bir yönetmelik avantajıyla Amasya Kız İlköğretmen Okulu’nu bitirdim. Sonrasında AÖF Eğitim Ön Lisans programını tamamladım. Alper Tunga, Bilge Kağan, Ceren ve Çise adlarındaki çocuklarımdan Ceren “Down Sendromlu” doğunca yurt içi ve yurt dışı çeşitli eğitim programlarına katılarak özel eğitim formasyonu aldım. Çeşitli birimlerde bu alanda öğretmen, koordinatör ve yönetici konumunda görev yaptım. Emekli olduktan sonra ve halihazırda özel bir kurumda koordinatör ve refleksolog olarak görev yapmaktayım.”

“Down Sendromlu” kızı Ceren Barlas'ı anlatırken gözleri ışıl ışıl oluyor. Sözlerine şöyle devam ediyor:

“Benim en büyük şansım Ceren. Çünkü bu çocuklar Yüce Allah’ın koruması altındalar. Allah özel çocuklarını güvenebildiği kullarına emanet olarak gönderirmiş. Ceren’i de bana emanet etti. Ben kendimi Allah’ın sevdiği bir kul olarak görüyorum. Ceren gerçekten çok özel bir çocuk, her gün benim ne giyeceğime o karar veriyor. Kıyafetlerimi ütüleyip hazırlıyor. Çok zevkli seçimleri var. Kahvaltımı hazırlayıp içeceğim ilaca kadar düşünüp kapıdan beni dua ederek uğurluyor. Ceren 30 yaşında. İstiklal marşını on kıta ezbere okuyor. Hekimoğlu türküsüyle oynarken hayranlıkla izleniyor. Arka arkaya tüm dünya müziklerini çalın figürlerini hemen o müziğe göre oynuyor. Disco-oryantal-roman veya dünyadan herhangi bir ülkenin folklorik müziğini çalın, hiç şaşırmaz hemen ritmine uyar. Öğrenmeyen çocuk yoktur. Öğretemeyen ebeveyn ve öğretmen vardır. Bu tüm çocuklar için geçerlidir. Bu sektörde alın teri döken, helal çalışıp, helal kazanmayı amaçlayan tüm kurumlara, tüm çalışanlara minnettarım. Unutmayalım ki Yüce Allah’ın koruması altında olan bu çocuklar, işbirliği içinde, sevgi ve özveriyle çalışanları vezir ettiği gibi, onları birer kazanç malzemesi olarak görenleri de iki dünyada da rezil ederler. İnançlarımdan beslenirim öncelikle, bilinenin veya sıradan kabullerin ötesinde bir dostluğum vardır, Allah ile benim. Koşulsuz teslimiyetim nedeniyle kişilerden çok olgulara odaklanır, sebep sonuç ilişkisinden yol bulurum. Sevgisinden yaratıldığım Allah’tır benim her türlü besin ve esin kaynağım.” diyor ve konuyu şiire getiriyor. Duygularını şiirle anlattığını söylüyor. Kızı Ceren için yazdığı bir şiiri bizimle paylaşıyor.













SANA İHTİYACIM VAR.
Sana ihtiyacım var anne,
Tutmayan elim,
Söylemeyen dilim,
Görmeyen gözüm,
Duymayan kulağım,
Basmayan ayağım olursun değil mi?
Ama seven yüreğimi,
Sessiz dileğimi bana bırak anne.
Sana ihtiyacım var arkadaşım,
Derdimi paylaşmana,
Benimle oynaşmana,
Seninle kaynaşmama,
Gönlüne karışmama izin verir misin?
Gel desem gelir misin?
Sana elimi uzattım öğretmenim,
Ayağa kalkmama,
Görmesem de bakmama,
Kemerimi takmama,
Yüreğine akmama izin verir misin,

BENİ SEVER MİSİN?
Sana ihtiyacım var amca,
Sana ihtiyacım var abla,
sana ihtiyacım var dede,
Gölgene sığınmama,
Kollarında avunmama,
Tahtına kurulmama,
Köpürüp, durulmama,
Boynuna sarılmama izin verir misin,
Beni dinler misin?
Size ihtiyacım var benim, hepinize.
Elele gelir misin?
Gönlünü verir misin?


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder