Ahmet GÜREL şöyle konuştu;
“Atatürk’ün
deyimi ile “Milletin makûs talihini yenen” kader adamı İsmet (İnönü) Paşa, 1906
yılında, Harp Akademisinden kurmay yüzbaşı olarak birincilikle mezun olur ve
Osmanlı İmparatorluğunun her cephesinde görev yapar. Biz, O’nu daha çok, I. ve
II. İnönü Savaşı, Sakarya Savaşı ve Garp Cephesi kahramanı biliriz. Sivil yönü
olarak da onu, Mudanya Barış Antlaşmasının temsilcisi ve Lozan Türk Delegasyonu
Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı, Köy Enstitülerinin kurucusu ve çok partili
sisteme geçişin mimarı olarak biliriz. Türkiye Cumhuriyeti tarihine asker ve
sivil olarak 66 yıl damga vuran İsmet İnönü’nün bu hizmetleri birilerince yok
sayılarak, tarihi gerçekler saptırılmaktadır. Geçmişini saptıran milletlerin
geleceklerinin olmadığını da yine tarih yazmıştır. Bu nedenle, O’nun
kahramanlığını, ülkesi için yaptıklarını yazmaya bu sütunlar ve kitaplar yetmemiştir.
Işıklar içinde Atatürk ile beraber Anıtkabir’de yatan İsmet Paşa’nın, sadece
Lozan Barış Antlaşması’ndaki direngenliğini ve kazandığı başarılarından birkaç
cümle aktaralım.
İsmet Paşa,
Lozan’da birinci günü, kimseden izin almadan yaptığı açılış konuşmasında:
“Bütün uygar uluslar gibi özgürlük ve bağımsızlık” istediğimizi vurgulamıştır.
Paşa’nın bu çıkışı, diplomatik kurallara aykırı görülmüşse de o bu davranışıyla
Konferansa eşit haklarla katıldığımızı göstermek istemiştir. Çünkü O, “Lord
Curzon konuşursa ben de konuşurum” demiş ve İngiliz diplomatının konuşmaması
halinde kendisinin de konuşmayacağını açıkça dile getirilmiştir.
Lozan
Konferansı’nda Amerikan Müşahit Kurulunun üyesi olan John Grew, Lord Curzon’un
İsmet Paşa’ya söylediklerini şöyle nakleder:
“İsmet, sen
bana tıpkı laternayı hatırlatıyorsun. Bizi bıktırıp usandırana kadar hep aynı
havayı çalıyorsun: Millî egemenlik, millî egemenlik, millî egemenlik. Bu sözü
duymaktan hepimize gına geldi."
Lozan
Antlaşması’nın çıkmaza girme aşamasına geldiğinde İsmet Paşa, Lord Curzon’a:
“Memleketi
esarete mahkûm eden bir belgeye imza koyamam. …Hangi imtiyazlar, hangi
mukaveleler? Hangi koşullar altında verilmiş? Bilmiyorum ki imza edeyim.
Bunları bana gösteriniz, tetkik edeyim. Hayır, şimdiden, görmeden, bilmeden,
anlamadan imza edemem.”
Lord
Curzon’un yerine görevlendirilen Sir Horace Rumbold, Lozan’daki İsmet Paşa’nın
başarısını şöyle anlatır:
“Savaş
meydanlarından gelen İsmet Paşa sadece usta bir diplomat değil, aynı zamanda
bir devlet adamı olduğunu da kanıtladı.”
İngiliz heyetinin ikinci adamı
William Tyrrell, İsmet Paşa’yı şöyle tarif ediyor:
“İki çeşit
Türk biliyorduk. Biri eski Türk ki öldü. Biri de Jön Türk ki artık o da yok.
Şimdi onlardan başka bir tip görüyoruz, İsmet Paşa. O artık bizim için üçüncü
Türk’ü canlandırıyor. Barışı bu Türk’le imzalayacağız.”
Amerikalı Müşahit John Grew şunları
söylemiştir:
“Basın
haberlerinden hepiniz öğrenmiş bulunuyorsunuz ki İsmet Paşa Lozan’da büyük bir
diplomatik zafer kazanmıştır. Bütün Müttefik diplomatların sırtını yere
getirmiştir. Bu olayı inkâr etmenin yararı yoktur.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Lozan
hakkında tespitleri şöyledir:
“Bu
antlaşma, Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla
tamamlandığı sanılmış büyük bir yok etme eyleminin çökertilişini yansıtan bir
belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir utkunun ürünüdür.”
Yukarıda
kısaca anlatıldığı gibi, emperyalist ülkeler karşısında verilen Kurtuluş
Savaşı’ndan sonra eşit koşulları sağlayarak tam bağımsızlığını “kayıtsız
koşulsuz egemenlik” ilkesiyle kazanmak gerçekten akıllara durgunluk veren büyük
bir tarihsel başarıdır. Bu tarihsel bilinçle, küllerin yeniden doğan ülkenin
tapusu olan Lozan Barış Antlaşmasına ve utkuyu kazandıranlara saygılarımızla...
LOZAN KENTİ
UŞİ SARAYI
Araştırmacı-Yazar Ahmet GÜREL törenin
yapıldığı “İsmet İnönü Anı Evi” ile ilgili olarak;
“1999
yılından günümüze "İnönü Müze Evi" ile ilgilenirim. Müze; önceleri
İnönü Vakfının gözetimdeydi. Rahmetli Erdal İNÖNÜ bana yıllar önce “Uşakizade
Köşkü” ile ilgileniyorsun. “İsmet İnönü Anı Evi” ile de ilgilen dedi. Ben de
Erdal İNÖNÜ’ye verdiğim sözle 1999 yılından bugüne İsmet İnönü’yü anma ve Lozan
antlaşması etkinliklerinde bulunuyorum” dedi.
Türkiye
Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ’nün doğduğu Konak Asmalı Mescit
Mahallesi’ndeki ev 1999 yılında İsmet İNÖNÜ Vakfı tarafından Konak
Belediyesi’ne devredildi. Belediye tarafından restore edilerek müze haline
getirilen İsmet İnönü Anı Evi ziyaretçilerini bekliyor.
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder