Yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda kişisel sergi açan, 2013 yılından beri İzmir Resim ve Heykel Müzesi’nde resim dersleri veren Nuri Aslan ile yeni çalışmalarını, pandemi sürecini, ikinci kitabı “Dılgez’in Dramı”nı konuştuk.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
13 Aralık 1959’da Dersim Hozat’ta doğdum. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Anasanat Dalı’nı bitirdim. Yüksek Lisansımı İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Dalında yaptım. 1994 yılı sonlarında Almanya’ya giderek 20 yıl Hamburg’da yaşadım. Orada resim çalışmalarıma devam ettim ve sanat galericiliği yaptım. 2013 yılından beri İzmir Resim Heykel Müzesinde resim dersleri veriyorum. Kendime ait özel atölyemde sanat çalışmalarıma sürdürüyorum.
Bize biraz günlük hayatınızdan bahseder misiniz?
Günlük hayatta olsa düzenli yaptığım işler var. 15 Mart 2020 tarihine kadar İzmir Resim Heykel Müzesinde ders veriyordum. Covit-19 tedbirleri kapsamında derslere ara verildi. Kalan zamanlarımı atölyemde çalışarak geçiriyordum. Yazıyorum, resim yapıyorum. İzmir Resim Heykel Müzesinde kurslar başladığı zaman ders vermeye devam edeceğim.
Resme olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Öğrencilik hayatımda beni geliştiren ve keşfeden öğretmenlerim olmadı. Ortaokul öğrencisiyken Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildi. Bu olay bizleri o kadar çok etkiledi ki o yaşlarda boykot yaptık. Çocukken büyüyen, büyük düşünen sanatçılardanım. Bu psikolojiyle büyüyen, çiftçi bir ailenin doğayla iç içe yaşayan bir çocuğuyum. Çocukluğumda resim yeteneğimi keşfederek, resim sanatı eğitimi almaya kendim karar verdim.
Çocukluktan yetişkinliğe geçiş döneminde bir an önce para kazandıracak bir mesleğe yönelme zamanım gelmişti. Üniversite eğitimi alayım da hangi bölüm olursa olsun diye hiç düşünmedim. Kendi istediğim olan Güzel Sanatlar okuma kararımı vermiştim. Gaziantep Eğitim Enstitüsüne kayıt yaptırdım. Siyasi olayların karışık olduğu dönemlerdi. Eğitimime ara vermek zorunda kaldım. Resim Sanatını bırakmayı hiç düşünmedim. Daha sonraki yıllar İzmir’e gelerek Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğitimimi tamamladım.
Resim Heykel Müzesi’nde ne gibi eğitimler veriliyor?
Güzel sanatlar Fakültelerine hazırlık kurslarıyla gençleri üniversitelere hazırlıyoruz. Sanat atölyelerinde de kursiyerler için hobi amaçlı resim kursu düzenlenmektedir. Ben 2013 yılından beri bu kurslarda haftanın 5 günü ders veriyorum. Geçtiğimiz mart ayında virüs nedeniyle kurslara ara vermek zorunda kaldık. Sergiler ve derslerimiz devam edecek mi? Önümüzdeki günlerde belli olacak.
Atölyenizde çalışırken kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Resim çalışmalarına başladığım günlerden beri yaptığım çalışmalarım karşımda olsun istiyordum. Ürettiklerimi izlemek benim için keyif verici bir durum. Atölyemde resimlerim her yerde, karşımda. Benim çalışmalarım diğer sanatçılara göre farklıdır. Benim resimde uzun ara vermelerim de olur. Bu ara vermelerim de sanattan kopmam. Yazarlık yönüm de olduğu için yazıyla üretmeye devam ederim. Üretirken mutluyum.
Yaşanmışlıklarınızla tablolarınız arasında bir bağ var mı?
Yaşamımın çocukluk ve gençlik dönemlerini köyde geçirmiş biri olarak doğal mekanlardan, kayalar, ağaçlar, vadiler, dereler, dağlar, ormanlar, tepeler gibi onların dokuları ve renkleri hayatımda önemli etkiler bıraktılar. Çocukluğumdan itibaren edindiğim birikimleri resim diliyle dışa vuruyorum. Doğayı fotoğrafik düzeyde tuvale yansıtarak gerçeği yansıtıyorum diyen sanatçıyla, salt renk kombinasyonlarıyla oluşturduğu kompozisyonlarda bilinç altını ortaya çıkardığını varsaydığımız sanatçı aslında aynı şeyi yapıyor. Farklı olan tek şey anlatım biçimidir. Doğanın bir parçası olan insanın bilinçaltının kaynağı yine doğadır. İster makro, ister mikro düzeyde resim adına aradığım her şeyi pratik içerisinde öğrendim. Beslendiğim kaynak doğa. Doğaya hayranlığımla resim yapıyorum, yazıyorum.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Resim çalışmalarım serilerle devam ediyor. Dört seri ürettiğim çalışmalar benim aynı zamanda özgeçmişimdir. Dört seri çalışmam doğaya çok yakın çalışmalar. İlk seri çalışmam “Mitolojik İzdüşümler” daha sonra “Doğadan Dokular”, “Yer ve Gök” ve en son çalışmalarım da “KoronArt” serisi Covid-19 salgın günlerini evde üreterek değerlendirdiğim çalışmalar. Yaşadığımız bu önemli günlere tanıklık eden bir sanatçı olarak sanatsal katkım olsun istedim. KoronArt serisi ürettim. Aslında bugüne kadar yaptığım resimlerimde kullandığım bazı formlar, Covid-19 virüsünün büyütülmüş hallerine benziyor. Sosyal medyada yayınladığım bu formlar dünyayı tehdit eden bir virüsün izleyiciler tarafından sevimli bulunması. Çok güzel renklerle bir çirkini güzelleştirmek sanatın işi midir, sorusunu kendimize sormamıza neden oluyor.
Salgınla birlikte resim sergileri iptal oldu. Sanal sergiler açılmaya başladı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu virüs zengin yoksul demeden herkesi etkiledi. Beraberinde birçok sorunları da ortaya çıkardı. Covid-19’dan önce 2 sanat galerisinde sergi açmak istiyordum. Pandemi süreci başlayınca sergilenmemiş serilerim var. Resim Heykel Müzesi’nde açmayı düşündüğüm sergi pandemi den dolayı gerçekleşmedi. Sanal sergiler konusunda şu an bir hazırlığım yok. Fiziki iletişimin olduğu mekanlarda sergilemek düşüncem devam ediyor.
Henüz işin başındayız. Normalleşme süreci başlasa da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yine eskisi gibi sergi buluşmalarımız olacak mı? Bunlara şimdi cevap veremiyorum.
Aşkın resmini yaptınız mı?
Resmin kendisi bir aşktır. Doğa bir aşktır. Doğa’yı işleyerek resim yaptığım için bütün resimlerim aşkın resmidir. Hepsinde aşkı anlatıyorum. “Yer Gök” serisinde güneş var, ışık var, renkler hep doğadaki aşkı anlatıyor. Yaşadığım coğrafyayı, hissettiklerimi içtenlikle tuvale aktarıyorum ve romanlarımda yazıyorum. Kısaca hem resimlerimde hem romanlarımda aşk var.
Siz çok yönlü bir insansınız. Resim sanatı dışında yazarlık yönünüzde var. Kitaplarınızı anlatır mısınız?
Benim geçmişten beri yazıyla barışıklığım var, yazmayı çok seviyorum. Avrupa’da yaşadığım yıllarda çeşitli dergi ve gazetelerde sanat kritikleri, sanat yazılarım yayınlandı. İlk romanımı Avrupa’da yaşadığım yıllarda yazdım. ''Zaroj'dan Munzur'a'' 2012 yılında okuyucuyla buluştu. Hayatları parçalanmış insanların özlemlerini, sevinçlerini, acılarını ve özgürlük arayışlarını bir çocuğun gözünden anlattım. Romanın kahramanı Şivan’ın hayatını Zaroj’dan Munzur’a savuran nedenleri inatla sorgular. Sınır boylarındaki saldırılarda önce ağabeyini, ardından babasını en sonunda annesini kaybeder. Şivan, zorlu doğa koşullarına karşı durmayı, bununla barışık yaşamayı çocukken öğrenir. Çocuksu masumiyetiyle, insanın kendisine ve doğaya nasıl yabancılaşıp acımasızlaştığına tanıklık eder. Gerçeğin düşle harmanlandığı, sahici karşılıklar bulabileceğimiz bir kitap.
İkinci kitabım bu yıl çıktı. “Dılgez’in Dramı” isminin anlamı kaderine dönüşen Dılgez (Yürek Yarası) Ermeni olarak doğduğu yaşamını Kürt olarak sürdürmeye olanak bulamadan Çingene olmak zorunda kalıyor. Güneşin, ayın, kurdun kuşun, dağın taşın bile kutsal sayıldığı, dünyanın cennet köşelerinden biri olan Munzur dağlarında başlayan dramı, yine orada, Munzur gözelerinin başında mutluluğa dönüşür. Dılgez’in katliamlar, firarlar, sürgünler ve yokluklarla yüklü dramında kısa yaşamına birçok acı, hasret ve mucizeler sığdırdığını okuyacaksınız.
İki kitabımda da yaşanan acıları yazdım.
Hayata dair temel felsefeniz nedir?
Yaşadığım kuşağın ruhunun gereği sanırım umut hayatımda hep var. Bizim 78’liler kuşağı 68’liler kuşağından sonra en onurlu bir kuşaktır. Başkaldıran bir kuşağız. Ben de o hareketlerin içinde oldum. Geniş kitlelerin özgür ve adilce yaşadığı bir toplum hayalim hala var. İnsanlar iyi şeyler yaşamaya layıktır.
Bu pandemi sürecinde beni atölyenizde ağırladınız, sosyal mesafemizi koruyarak güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Son olarak neler söylemek istersiniz?
Vermek istediğim mesajlarımı resimlerimde anlatıyorum. Resim ruhsal bir sanattır. Ben şiir yazacağım, ben resim yapacağım demekle olmaz. Duygularınızı da resimle anlatırsınız. Vermek istediğim mesajlar çalışmalarımda var.
Yurtiçi sergileri;
1986 Turgut Pura Vakfı Resim Yarışması, Resim Heykel Müzesi Sergi Salonu, İzmir
1987 Galeri Oksijen, İzmir
1988 İzmir Sanatçıları Sergisi, Çetin Emeç Sanat Galerisi, İzmir
1990 Turgut Pura Vakfı Resim Yarışması, Resim Heykel Müzesi Sergi Salonu, İzmir
1990 Dokuz Eylül Resim Yarışması, Belediye Sanat Galerisi, İzmir
1990 Amerikan Kültür Merkezi Sergi Salonu, İzmir
1990 Çeşme-Ilıca, İzmir
1990 Sinan Bey Medresesi, Manisa
1991 Café İkaros-Galeri, İzmir
1992 Akademisyen Sanatçılar Sergisi, Çamkıran Sanat Galerisi, İzmir
1992 İzmir Resim Heykel Müzesi Sanatçıları Sergisi, Resim Heykel Müzesi Salonu, Muğla
1992 Turgut Pura Vakfı Resim Yarışması, Resim Heykel Müzesi Sergi Salonu, İzmir
1993 İzmir Resim Heykel Müzesi, İzmir
2013 Munzur Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi sergi salonu, Dersim
2014 İzmir Resim Heykel Müzesi, İzmir
2019 Galeri A da ‘’Doğadan Dokular’’sergisi, İzmir
Yurtdışı Sergileri
1995 “Haus für Alle”, Internationales Stadtteilzentrum im Hamburg / Deutschland
1995 Ausländerbehörde, Hamburg / Deutschland
1995 Bücherhalle Winterhude, Hamburg / Deutschland
1997 Büroräume “Referat für AusländerInnen”, Kiel/ Deutschland
1998 Interkulturelle Ausstellung, Bücherhalle am Winterhuder Markt, Hamburg/ Deutschland
2000 Ausstellung im Veroz Musik-und Kulturtreff, Mainz / Deutschland
2001 Kaufhof Altona, Hamburg / Deutschland
2001 Forum Kirche, Bremen / Deutschland
2002 Kunstraum in der Bernstorffstrasse, Hamburg / Deutschland
2002 Haus der Jugend, Wuppertal / Deutschland
2002 “ Kultursaal” Arbeitnehmerkammer, Bremerhaven/ Deutschland
2007 “ Internationaler Kunstmarkt” in der My 1st Gallery, Hamburg
2007 “ Munzur e mawo” Galerie Enlil, Hamburg / Deutschland
2007 Gruppenausstellung in der Galerie Enlil, Hamburg / Deutschland
2008 Gruppenausstellung in der Galerie Enlil, Hamburg / Deutschland
2009 Kunstwege 2009, Vision beım DPV (Deutscher Pressvertrieb) Düsterstr. Hamburg/ Deutschland
2012 ''Dökülürken Kabukları Tarihin''Galerie Enlil, Hamburg / Deutschland
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder