30 Ocak 2022

Serap Timoçin Uyuğ: Her Resmimde Baykuş Figürü Var

Bu güne kadar hem Türkiye’de hem Hollanda’da pek çok sergiye katılan ve son 10 yıldır resimlerinde mutlaka baykuş figürü olduğunu söyleyen ressam Serap Timoçin Uyuğ, “Şu an resimlerimin çoğunda farklı cinslerde baykuşlarım var. Böyle de devam edecek. Baykuşlar bilge ve koruyucudurlar. Yunan mitolojisinde tanrıça Athena’nın kutsal hayvanı ve koruyucusudur” diyor. Serap Timoçin Uyuğ ile sanatını ve hedeflerini konuştuk…


Resme olan ilginiz ne zaman başladı?
Birçok çocuk gibi okul çağında resim yapmayı seviyordum. Okulun yılsonu sergilerine katılırdım. Resimlerim beğeni alırdı. Düzenli ve ciddi resim çalışmalarıma 20 Yıl öncesinde suluboya tekniği ile başladım ve farklı teknikleri deneyerek hırsla ve azimle öğrenmeye ve uygulamaya devam ediyorum.
Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
Her gün belli bir saat çalışmalarım olmuyor. Yeni bir resme başladığımda yeni oyuncağıyla oynayan heyecanlı bir çocuk gibi fırçayı elimden bırakmak istemiyorum.
Günlerce süren çalışmalarım oluyor. Bazı geceler uyanıp kendimi şövalenin başında buluyorum. Çalışırken zaman nasıl geçiyor anlamıyorum.

Çalışmalarınızda vermek istediğiniz mesaj nedir?
Yaptığım çalışmalarda, öncelikle her konuda kendimi tatmin etmesi gerektiğine inanıyorum. Bazı eserlerimde doğa ile ilgili güncel olaylara değiniyorum. Mesela Ağustos ayında Wiacamp sanat grubu ile yaptığımız çalıştay’da yaptığım 2 tabloda da deniz kirliliği konusunu resmettim.
HAYALİM SANAT KÖYÜ KURMAK
Hayatta gerçekleştirmeyi istediğiniz en büyük şey nedir?
Bu hayatta en fazla mağdur olan okul öncesi çocuklar ve sokak hayvanlarının bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunarak ihtiyaçlarını giderecek yaşama alanları inşa ettirerek sürekliliğini sağlamak.
Kendim ve sanat adına hayalimde küçük bir adada çok doğal şartlar altında sanat köyü kurmak. Sanatın her dalında eserler üretilmesini sağlamak. Sanatçılarla mutluluğu paylaşmak.
Resim dışında başka sanatla ilgileniyor musunuz?
2 Yıl öncesine kadar KARSAVsanat vakfı Türk Sanat müziği korosunda korist olarak şarkı söyledim. Şimdi iyi bir dinleyici olarak müzikle ilgileniyorum.

Hayalinizdeki meslek ressamlık mıydı?
İlk iş hayatıma inşaat sektöründe, muhasebe ve satın alma departmanında başladım. İşyerinde mimari ve teknik çizimlere, inşaat ve dekorasyona ilgim gün geçtikçe arttı. O günün şartlarında mimarlık mesleği hayallerimde kaldı. Resim çalışmalarıma ilk başladığım yıllar hayalimdeki mesleğin etkisiyle suluboya tekniği ile genelde evler ve keskin duvarlar çizip boyuyordum.
İZMİR KADINLAR İÇİN ÖZGÜR BİR ŞEHİR
İzmir’de yaşamaktan mutlu musunuz?
Evet. Çok mutluyum. İzmir doğumluyum ve 3 kuşak İzmir’de yaşıyoruz. Türkiye’de başka şehirde yaşamak zor olurdu benim için. Çünkü İzmir, kadınlar için özgürce yaşanılabilir bir şehir.
Rahatlıkla günün her saati alışverişimizi yapıp, tek başımıza ya da birkaç kadın arkadaş kahve ve yemek keyfi yapabiliyoruz. Yürüyüşümüzü yapıp sahillerimizde ya da bir parkın bankında Rahatlıkla oturup çalışabiliyoruz. Akşam geç saatlerde işimizden, toplantılarımızdan, yemeğimizden sonra korkusuzca evimize dönüyoruz.
Yakın gelecek ile ilgili sergi projeleriniz var mı?
Evet. Bu ay ve önümüzdeki aylarda 5 ayrı karma sergiye katılacağım. Ekim 2022’de kişisel sergi için çalışmalara başlayacağım. Yılsonunda yurt dışı karma sergisi projelerimiz var.
10 YILDIR BAYKUŞ FİGÜRLERİ ÇALIŞIYORUM
Çalışmalarınızda sizi neler teşvik ediyor ve besliyor?
Genelde doğadan beslenirim. En küçük taşa, yaprağa, karıncaya bile dokunup sever incelerim. Sakin ortamlarda kendimle baş başa iken, sevgiyle onlara baktığımda karşılığını alırım. Resimlerimde çalışacağım objeler ve hikayeler günler önce karşıma çıkar. Onları çizmeyi ve boyamayı çok seviyorum.

Son 10 yıldır resimlerimde çoğunlukla baykuş figürü çalışıyorum. Baykuşun bendeki hikayesi ilginçtir. Yazlık evimizin yanındaki 2 evin bacasına her akşam baykuşlar gelirdi. Önce büyüleyici sesleri ile konser verirler sonra yüksek sesle horlayarak uyurlardı. Beni çok etkilediler. Geceleri onları dinler ve izlerdim. Baykuşların hayatını, eski çağlarda, mitolojideki yerlerini ve çeşitli fotoğraflarını incelemeye başladım. Şu an resimlerimin çoğunda farklı cinslerde baykuşlarım var. Böyle de devam edecek. Baykuşlar özel canlardır. Bilge ve koruyucudurlar. Yunan mitolojisinde tanrıça Athena’nın kutsal hayvanı ve koruyucusudur.
Resim alanında kendini geliştirmek isteyen kişilere ne tür önerilerde bulunursunuz?
Renkleri ve doğayı gerçekten sevmelerini, dikkatle izlemelerini öneririm. Kendilerine özel çalışma alanı yaratmalılar. Her zaman yanlarında kalem ve kağıt bulundurmaları ve eskiz çizmelerini, birlikte çalışacak eğitmen ve arkadaşlarını araştırarak seçmelerini öneririm.
Sanat deyince aklınıza ne geliyor?
Sanat dışa vurumdur. Bence konuşarak açıkça kendimizi, fikirlerimizi anlatamadığımız konuları sanatla ifade ederiz. Hayallerimizi, arzularımızı sanat yoluyla anlatıp aktarırız.
Bir resimde fırçaların kalınlığı ve inceliği önemli midir?
Mutlaka önemlidir. Fırçaların sesleri vardır. Resimlerimizde farklı incelikten ve biçimde ki fırçalarımızla, çalışmalarımızda farklı sesler bir araya gelerek resimlerimizde bütünlük yaratır.
Benim En büyük eserim dediğiniz eseriniz var mı?
Tüm resimlerimi severek çalışırım. Hepsi benden bir parçadır. Tabi ki biri çok etkili bende. Şu an yatak odamda başucumda asılı peyzaj çalışmam benim için çok özel bir eserimdir. O resimdeki renkleri, ağaçları, suyu sık sık rüyalarımda ve düşlerimde görüyordum. Resme başlayıp tamamlanmasına kadar böyle devam etti. Bu çalışmamı satmayı ve sergilemeyi hiçbir zaman düşünmüyorum.
Serap Timoçin Uyuğ kimdir?
İzmir’de doğdu. İlk, orta ve lise öğretimini İzmir’de tamamladı. Uzun zamandır resim eğitimi ve sanat çalışmalarına devam ediyor.
Suluboya teknikli çalışmalarına son dönemlerde farklı teknikler de katarak Sanatçı Oğuz Demir ile “Olpesido Sanat ve Yaşam Atölyesinde çalışmalarına devam ediyor.

2016 yılında Uluslararası Suluboya Derneği Seferihisar festivalinde İran özel ödülü alan sanatçı, 2017 de Hollanda’da kişisel sergi açtı. Şimdilerde yeni kişisel ve karma sergi çalışmalarına devam ediyor.
Sanat dernekleri ve Sanat grupları üyelikleri:
Uluslararası Suluboya Derneği yönetim kurulu üyesi, İzmir Suluboya derneği üyesi, Saküder Sanat Derneği üyesi, Wiacamp sanat grubu, Göçebe Tuvaller Sanat grubu, Resim cenneti Sanat grubu, İzmir Sanat grubu.
Sergiler ve Etkinlikler
Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde birçok karma sergiye katıldı.
2017 Hollanda’da kişisel sergi.
2018 Malezya bienali (IWS)
2018 Pakistan bienali (IWS)
2018 Prag Suluboya festivali ve sergisi (IWS)
2019 Kapadokya çalıştayı (Olpesido)
2019 İstanbul festivali ve sergisi (IWS)
2021 Kıbrıs sanat buluşması ve sergisi
2021 Wiacamp orman kampı çalıştayı ve sergisi

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

29 Ocak 2022

Fonda İstanbul başrolde kadınlar ‘İstanbulun Karanlığında’

 


İki kadın yazar… Başrolünde kadınların, fonunda İstanbul’un yer aldığı altı karanlık öykü…

İstanbul, güzelliğiyle olduğu kadar bilinmezliğiyle hatta tekinsizliğiyle de insanları kendine çeken ve bağlayan bir şehir... Edebiyattan sinemaya, müzikten resme kadar pek çok sanat dalına ilham veren bu büyüleyici mekân, aynı zamanda karanlık hikâyelere, tuhaf sırlara ve gizemlere de ev sahipliği yapmakta.

Karakarga Yayınları'ndan çıkan İstanbul'un Karanlığında,  kitapseverleri Türk korku edebiyatının yetenekli yazarlarından Orkide Ünsür  & Zeynep Çolakoğlu’nun kaleme aldığı, İstanbul’da geçen,  kendine özgü renge, müziğe ve ruha sahip kadın hikâyeleriyle buluşturuyor.  Farklı üslupları, sofistike ve yaratıcı kalemleriyle bu iki kadın yazar, dişiliğin derinliğinden gotiğin dehlizlerine, mitolojinin estetiğinden psikolojinin girdaplarına sürükleyip sarsacakları kitapseverleri ilginç, keyif verici bir edebiyat deneyimi yaşamaya davet ediyor.


Arka kapak:

Zeynep Çolakoğlu ve Orkide Ünsür’den İstanbul’un karanlığında geçen, şehrin akıl almaz sırlarına doğru yol alan gotik öyküler sizi İstanbul’un hiç bilmediğiniz gizemlerine uzanan bir yolculuğa çıkaracak.

İstanbul’un Karanlığında psikolojik gerilim, gotik, fantastik ve gizem türlerinin iç içe geçtiği altı öyküyü bir araya getiriyor. Lamia - Kan Bağı kitabıyla büyük bir okur kitlesine ulaşan Orkide Ünsür ve Mina, Büyülü Sözlük kitaplarıyla gotik ve heavy metal’in derin sularına dalan Zeynep Çolakoğlu bu kez İstanbul’un karanlık sularına, zaman ve mekânı aşan öykülerle dalıyor. Huzursuz hayaletler, gizemli heykeller, garip komşular, çözülmesi gereken sırlar hepsi bu altı öyküde bir araya gelerek okuru varlığından haberdar bile olmadığı dünyalara bir gezintiye çıkarıyor. Korku ve gerilim türlerini sevenler için kaçırılmaması gereken bir kitap!

Yazarlar hakkında

Orkide Ünsür

İstanbul’da yaşayan yazar Orkide Ünsür, aynı zamanda kısa film ve belgesel dalında ödüllü bir yönetmen ve senaristtir. Giovanni Scognamillo’nun arka kapak yazısıyla çıkan Lâmia-Kan Bağı (2015, Altınpost) adlı gotik roman, yazarın ilk kitabıdır. Her biri farklı konseptteki Aşkın Karanlık Yüzü (2017, İthaki), Karanlık Yılbaşı Öyküleri (2017, Bilgi) ve Karanlıktaki Kadınlar (2018, Bilgi) antolojilerinin yaratıcısı, proje yönetmeni ve öykü yazarlarından biri olan Ünsür, Anadolu Korku Öyküleri III (2017, Bilgi) kitabında ise “Hasat” adlı öyküsüyle yer almıştır. Orkide Ünsür, yeni kitabı Aktris adlı novellanın ilk yazım aşamasını bitirmiş olup, uzun metraj bir film senaryosunun ön hazırlıkları içindedir.

Zeynep Çolakoğlu

İzmir’de yaşayan korku yazarı, müzik eleştirmeni, kimya yüksek mühendisi olan Zeynep Çolakoğlu, Heavy Metal müziğinin şarkı sözlerinde yer alan konuların incelediği Büyülü Sözlük (2013, Marjinal) adlı ilk kitabının ardından 99 şairin yer aldığı Kara Şiir Antolojisi’nde yer aldı. Niklas Kvarforth’un Prozac Artık Yetmediğinde (2014, Marjinal) adlı şiir kitabını Altay Öktem’le birlikte Türkçeye çevirdi. Dokuz korku öyküsünden oluşan kitabı Mina’dan sonra (2016, Nezih-Er), Karanlıktaki Kadınlar (2018, Bilgi), Hayalet Müzik (2019, Artemis) korku antolojilerinde öyküleriyle yer aldı. Halen heavy metal dergisi Headbang Bookazine’de müzik yazarlığı yapıyor ve İngilizce olarak yayımlanan Black Metal Chronicles’ta underground müzik piyasasının nabzını tutuyor.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

28 Ocak 2022

Turizm ve Gastronomi Bu Fuarda Buluşacak

 


İzmir’de 16-19 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek olan HORECA FAİR Uluslararası 3’üncü Otel Ekipmanları, Ağırlama Konaklama Teknolojileri ve Ev Dışı Tüketim Gıda Fuarı’nın tanıtım toplantısı İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleşti. Toplantıya GL Platform Genel Müdürü Gül Ceylan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Türkiye Aşçılar Federasyonu İcra Kurulu Başkanı Rahmi Yılmaz ve çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

Dinamik bir fuar olacak

Toplantıda konuşan GL Platform Genel Müdürü Gül Ceylan hedeflerinin yaşayan bir fuar oluşturmak olduğunu belirterek, “Pandeminin yoğun seyrettiği 2021 yılında tüm organizasyonlar gibi bizler de etkinliklerimizi gerçekleştiremedik. 2020 yılında 308 katılımcı firma fuarda yer aldı. Şehrimizde fuar döneminde toplamda 5 bin 178 konaklama olarak geçmiştir.  İZTO'nun sağladığı teşvikler fuarımızın gelişimi açısından çok kıymetli ve önemli. Fuarımız 325 markaya ev sahipliği yapacak. Turizm sektörü dinamik bir sektör bu nedenle fuarımız da çok dinamik bir fuar olacak. Yaşayan bir fuar olması için çok çalıştık. Fuarımızın her gün her köşesinde ayrı etkinlikler olacak" diye konuştu.

‘Yerliyse yeriz’ sloganı

Aşçılar Federasyonu İcra Kurulu Başkanı Rahmi Yılmaz ise yerliliğe vurgu yaptı. Yılmaz, "Bu serüven çok uzun bir serüven. İzmir uzun bir yolun sonunda. Kuşadası'nda başladığımızda küçük soluklu olacak dediğimiz ancak uzun soluklu olacağını bildiğimiz bir fuardı. Umarız buradaki yoğunlukta uluslararası yoğunluk her geçen fuar artarak devam eder. Bizim en çok yapmak istediğimiz konu yerli içeriklerden menüler oluşturmak ve bunları gelen ziyaretçiler ile buluşturmak. Yurtdışında gelen kişilere Türkiye’nin ürünlerini, Türk damak zevki ürünleri tattırırsak onlar da gittiklerinde bunları çok iyi anlatacaktır. ‘Yerliyse yeriz’ sloganıyla yerli tohumlarla üretilen ürünleri takdim edeceğiz. Fuarlar gastronomisiz, gastronomiler fuarsız olmaz” ifadelerini kullandı.


Türkiye'nin en önemli fuar kenti olduk

Fuarların önemine dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu ise şunları söyledi.

"Fuarlar bir kentin dünya ile entegrasyonunda çok önemli fırsat bağlarından biri. İzmir İktisat Kongresi’nde bundan 99 yıl önce büyük Atatürk İzmir için ‘fuarlar şehri’ misyonunu ortaya koyarken bu gerçekliğin altını koyu çizgilerle çizmiş oldu. O günden sonra İzmir Enternasyonal Fuarı ve onun sağladığı olanaklar çok büyük işlev gördü ve Türkiye'nin en önemli fuar kenti olduk. Fuar dediğinizde fiziki altyapıya da ihtiyaç var. Yiyecek içecek, ulaşım, şehri tanıması… Şehirde kaç gün kalınacaksa hayatı kolaylaştıracak fiziki imkanlar gerekiyor. Bizim bunun için Türkiye'nin en büyük fuarlarından biri olan Fuar İzmir'imiz iyi ki var. Elimizde böyle bir eser olmasaydı bunları yapma imkanımız olmayacaktı. Herkes bu pastayı büyütmek için uğraşıyor. Ne kadar çok fuar yaparsanız kent o kadar gelişecek, ekmek o kadar büyüyecek ve onu adil paylaştırdığınızda herkesin gıpta ile baktığı bir düzen oluşacak. Bu nedenle Başkanımız Sayın Tunç Soyer İzmir'in fuarcılığın büyümesi, hem Türkiye hem de dünyada en önemli fuar merkezlerinden biri olması için çaba sarf ediyor. Fuarlar ülkemiz için çok önemli ekonomik büyüklük yaratacak organizasyonlardır. Bunlara katkı koyan bütün kurum ve kuruluşlara İzmir adına teşekkür ediyorum.”


HORECA’da neler var? 

HORECA Fuarı’nda bu yıl önceki yıllardan farklı olarak bu yıl otel ve mutfak ekipmanlarının yanı sıra restoran, pastane, kafe ve catering şirketlerinin kurulumundan nihai müşteriye ulaşan sürece kadar tüm ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlere de yer verilecek. Kurumsal satın almacılar, yeni işletme sahibi olacaklar ve işletmesini yenileyecek tüm katılımcılar; tekstilden televizyona, klimadan fincana, dekorasyon ürünlerinden peyzaj ve bahçe mobilyalarına, SPA malzemeleri ve havuz ekipmanlarına kadar tüm ihtiyaçlarını bu fuardan tedarik edebilecek. Sektöre hakim güçlü sivil toplum kuruluşlarınca desteklenen fuar, sektörde faaliyet gösteren dev firmaların yanı sıra Avrupa, Balkanlar, Türki Cumhuriyetler ve Orta doğu ülkelerinin aralarında bulunduğu 20’den fazla ülkeden profesyonel ziyaretçi ve satın alma yetkilisini ağırlayacak. Turizm sezonu öncesi nihai satın alma kararlarınının verileceği HORECA Fuarı, alım heyetleri ve ikili görüşmelere zemin oluşturarak katılımcı firmaların ihracata yönelik satış ve bağlantılarının artmasına da olanak sağlayacak. Türkiye Aşçılar Federasyonu, İzmir Aşçılar Derneği ve ünlü isimlerin gerçekleştireceği etkinliklerle İzmir’de adeta gastronomi rüzgarı estirecek. Dünyanın dört bir yanından gelecek ünlü şefler dört gün boyunca fuarda gövde gösterisi yapacak. Sunumlar, şovlar, yarışma ve seminerlerin yer alacağı fuarın her köşesinde ayrı bir etkinlik olacak.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Ocak 2022

Farklı bir konsepti olan kahve dükkanı için özel tablo

 


Ressam Müniran Aynan Çolakoğlu, “mugs” kahve dükkanı için özel tasarladığı “kahve aşk demek” isimli tablosunu hediye etti.

Çolakoğlu 1 gece de çalışarak ortaya çıkardığı eseri için şöyle konuştu;

Tabloda anlatmak istediğim kahvenin verdiği mutluluk, kahvenin verdiği aşk, kahvenin verdiği iç huzur, ferahlık, dostluk ve içimizdeki coşku. Tablonun özü kahve. Çünkü kahve özünde insana dair güzellikler barındır.

Kırk yıllık hatıralara simge olan kahve dostluk demek. Kokusuyla, tadıyla kahve aşk demek.

Mugs yeni bir işletme. Damadım Mugs’ın işletmecisi Can’ı tanıyordu. Hayırlı olsun demek için geldik. Can’ı çok sevdim. Kahve dükkanı için bir tablo yapmayı düşündüm. Farklı bir konsepti var. Konsepte uygun bir tablo tasarladım. 1 gecede bu tablo ortaya çıktı.

Resim yapmayı çok seviyorum. Yaptığım resimlerin beğenilmesini daha çok seviyorum. Resimlerimin beğenilmesi beni çok duygulandırıyor.

Sunumları çok güzel

Mugs çok sıcak ve samimi bir ortam. İşletmecisi Can çok samimi. Kendimi evimde gibi hissediyorum. Hem kahvemi içiyorum, hem güzel sohbetler ediyoruz. Sunumları çok güzel. Nefis kahve çeşitleri var. Keyifle içilen kahve bizleri canlandırıyor. Daha çok güzellikler paylaşmayı diliyorum.

Tabloyu çok beğendiğini söyleyen ‘Mugs’ sahibi Can Bedel ise şu ifadelere yer verdi;


“Bu güzel eserin kahve dükkanımızda sergilenmesinden çok mutluyum. Ressam Müniran Aynan Çolakoğlu’na çok teşekkür ediyorum” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

24 Ocak 2022

Foto Resne’nin İzinde İzmir Hikayeleri

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destek verdiği “Foto Resne’nin izinde İzmir Hikayeleri” sergisi Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde açıldı.


 Açılış töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sergide emeği geçenlere teşekkür ederken, “Öyle bir hız çağında yaşıyoruz ki sanki hayat bizimle başlayıp bitiyor. Oysa öyle değil. Arkada çok köklü bir miras var. Aslında o miras geleceğimizi aydınlatıyor. O nedenle ilk Türk Müslüman fotoğraf sanatçısı Foto Resne’nin izini sürmek çok kıymetli bir çalışma, aynı zamanda bir hafıza tazeleme. Bu çok sıra dışı bir sergi. Bunu akıl edenlerin her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dilerim sergi daha çok İzmirliyle buluşur. İzmirliler köklerini biraz daha fazla keşfetme imkanı bulurlar” ifadelerini kullandı.

İnsanlık hikâyelerini anlatmak istiyoruz

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) açılan serginin çalışmalarına katkı sunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkürlerini sunan serginin mimarlarından Prof. Dr. Adil Alpkoçak ise “Biz insanlık hikâyelerini anlatmak istiyoruz. Bu sergide İFOD ile birlikte 27 fotoğrafçı arkadaşımız çalıştı. Yaşar Ürük hocam fotoğrafların tarihçelerini yazdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu çalışmada bize çok destek oldu. Tunç Başkanımız kırmadı, her zaman arkamızda durdu” dedi. Projenin detaylarına ilişkin bilgiler veren İFOD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Şengök de “Yarınlara miras bırakan bir proje. Herkese teşekkürler” diye konuştu.

İzmir albümü kitabından seçildi


İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği (İFOD) üyelerinin çabalarıyla açılan sergi, İzmir’in sahip olduğu tarihi mekanlarda bugün yaşayan insanların foto-öyküler yoluyla belgelenmesini içeriyor. Projeye dahil edilen mekanlar, 1927-28 yılında o zamanın İzmir Belediyesi’nin 9 Eylül Sergilerine gelen yabancı konuklara İzmir’i tanıtmak üzere Foto Resne olarak bilinen Bahattin Bediz’e hazırlattığı “Albüm de Symrne” (İzmir Albümü) kitabından seçildi. Sergi ile aradan geçen 90 yılı aşkın sürede o mekanlardaki yaşanmışlıklar, bugün o mekanlarda yaşayanların foto-öykülerinde canlanarak tarihe kaydediliyor.

27 fotoğraf sanatçısının eserlerinin bulunduğu sergi 28 Şubat’a kadar ziyaret edilebilecek.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

23 Ocak 2022

Dünya Suluboya Günü Etkinliği - Suyun Büyüsü

 


Uluslararası Suluboya Derneği  (International Watercolor Society - IWS Turkey)’nin  10.Kuruluş Yıldönümü ve Dünya Suluboya Günü dünyada ve Türkiye'de suluboya etkinlikleri ile kutlanıyor.


Kuruculuğunu Atanur Doğan’ın, Türkiye Başkanlığını Ayşın Keskiner’in yaptığı Uluslararası Suluboya Derneği (International Watercolor Society-IWS)’nin İzmir’deki etkinliği 23 Ocak 2022 12.00 ile 17.30 saatleri arasında Bıçakçı Han`da gerçekleşti.

Suyun Büyüsü` başlıklı sergiyi 2016 yılından beri birçok kentte sergileyen dernek 50 sanatçının çalışmasını İzmir'de paylaşıyor.

Programda; canlı performanslar, 10.Kuruluş yılını kutlayan diğer ülkeler ile canlı bağlantılar,  7. Uluslararası ''Sanat Yoluyla Sevgi, Barış ve Hoşgörü'' Suluboya Online Yarışma Sonuçları video show ile tüm dünya ülkelerinde açıklanması, 21-24 Mayıs 2022 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile İzmir’de gerçekleşecek suluboya festivalinin tanıtımı yer aldı.


Canlı Sunumlarıyla Hicran Alioğlu, Cemal Selimgil, Ghazal Ghasemi İrani workshop çalışmaları renk kattı.

Etkinliğin sergisi ise 28 Ocak Cuma günü son bulacak. 

Sergide eserleri bulunan sanatçılar;


Atanur Doğan, Ayşın Keskiner, Anastasia Beytüzün, Asuman Doğan, Atalay Doğan, Atanur Meriç,Atiye Kurudere,Aycan Karadağlı,Aygül Selvitopu, Ayşe Harika Uyaroğlu, Ayşe Karatay, Ayten Karasu Güreşçi, Ayten Taşpınar, Bercis Kızıltan, Cemal Selimgil, Cüneyt Şenyavaş,Çetin Çiğdem, Ekrem Gün, Emel Çevikcan, Emel Şarlak, Erem Şarlak, Fazilet Topçuoğlu, Filiz Özdemir, Firdevs Posacı, Ghazal Ghasemi İrani, Güler Göker    Gülfem Arslanoğlu, Hatice Turhan, Hicran Alioğlu, Hümeyra Erdem, Meryem Babaoğlu    Mesude Mülazım Kiriş, Müjgan Köse, Mürüvet Doğan, Nahide Köseoğlu, Necmiye İşgüder, Nusret Topuzoğlu, Orhan Gürel, Özden Ülken, Özlem Pazarlıoğlu,Pelin Kuşoğlu    Serap Timoçin Uyuğ, Sevgi Kılınç, Sevinç Seles, Şehrazat Yastıman, Şule Çağıl, Şükran Öncüer, Tatiana Koparan, Yasemin Temiz.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

 

22 Ocak 2022

M. Tüzüm Kızılcan Retrospektif Seramik Sergisi AKM’de açıldı

 


Mehmet Tüzüm Kızılcan 19612021 Retrospektif Seramik sergisi Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde açıldı.

22 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 17.00’de açılışı gerçekleştirilen sergi açılış kokteyline sanatçı rahatsızlığından dolayı katılamadı.


60 yıllık eserlerinin bir bölümünün sergilendiği Retrospektif Seramik sergisi açılışında Mehmet Tüzüm Kızılcan’ın kızı Zeynep Kızılcan Dolgun kısa bir açılış konuşması yaptı.

İzmir’in sanat merkezlerinden biri olan Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) İzmir Emniyet Müdürlüğüne kiralanması iddialarına karşı açılışa katılan sanatçı ve sanatseverler yakalarına “AKM Sanat içindir” rozeti taktılar.

Sergi 5 Mart 2022 tarihine kadar gezilebilecek.


 

Mehmet Tüzüm Kızılcan kimdir?

 

1941 doğumlu sanatçı 1959 yılında Füreyya Koral atölyesinde hobi amaçlı çalışmalarıyla seramiğe başladı. Zaman içinde seramikle olan ilişkisini daha ciddiye alması gerektiğini fark edip İ.T.Ü Elektrik fakültesindeki öğrenciliğine son verip, sanat seramiği eğitimi almak için olanakları sorguladı. Eczacıbaşı seramik fabrikası – Taylan seramik deneyimlerinden sonra Almanya da Werkkunst schule offenbach amain (seramik ana sanat dalında) eğitimine başladı. 1965 yılında mezun oldu. Gorbon-Işıl seramik fabrikasında çalıştı. 1968 yılında kendi atölyesini kurdu. 1970 yılından itibaren Sersa Seramik adıyla üretim yapan firmasının yönetimi ile birlikte, 1987 Ege Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu, 1989 – 2004 yılına kadar, Dokuz Eylül Üniversitesi güzel sanatlar fakültesi Seramik ve geleneksel el sanatları çini bölümünde eğitmenlik yaptı. Sanatçının yurt içinde ve yurt dışında 23 solo sergisi, 45 karma sergisi ve sayısız workshop etkinliği vardır. Sanatçı, U.P.S.(uluslararası plastik sanatlar derneği) - Türk Seramik Derneği - WAG ‘World Art Games’ dünya sanat olimpiyatları as başkanlığı, İnternational Ceramic Artist Association - ‘Yönetim Kurulu Üyeliği görevini sürdürmektedir. Kendi seramik atölyesinde çalışmalarına devam etmektedir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

21 Ocak 2022

İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkan Adayı Kemal Sümer: “Bakkal ve Bayilere Destek İçin Projeler Hazır”

 


6 Şubat’ta yapılacak İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası başkanlık seçimleri için çalışmalarına devam eden Başkan Adayı Kemal Sümer, Gondol Cafe’de düzenlediği toplantıda basına projelerini anlattı.

İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkan Adayı Kemal Sümer, yüksek enflasyon nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan bakkal ve bayilere nefes aldıracak projelerle yönetime talip olduklarını söyledi.

Bakkallara destek için harekete geçtiklerini belirten Kemal Sümer, İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası üyelerinden oluşturulacak bir kooperatifle uygun fiyatlarla mal alımları yapacaklarını dile getirdi.


Sümer şu bilgileri verdi: “Bakkal ve marketlerimiz için yiyecek, içecek, temizlik malzemesi ve tekel gibi ürün kalemlerinde üretici fabrikalarla görüşüp yüksek miktarlarda alım yaparak uygun fiyatlı ve kaliteli ürünleri vatandaşlara sunmak için çalışıyoruz. İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası bünyesinde kuracağımız kooperatifte hem servis araçlarımız hem de istihdam edeceğimiz plasiyerler ile birlikte bakkalların siparişlerini alarak adrese teslim edecek bir sistem getireceğiz. Oda esnafımızın çıkarları doğrultusunda özellikle nüfusu yoğun olan bölgelerde dağıtım noktaları oluşturarak bakkallarımızın beklentilerine hızlı yanıt vereceğiz. Şu anda 5 yerde bulunan satış noktalarını da 10'a yükseltmek istiyoruz. Yönetime geldiğimizde tüzük değişikliğine giderek en fazla iki dönem üst üste başkanlık yapılacak bir sistem getireceğiz. Seçimden seçime değil her zaman bakkalların yanında olacağız”

7 gün 24 saat bakkal ve bayilerimizin yanındayız

Başkan Adayı Kemal Sümer, amaçlarının İzmir genelinde hizmet veren 6 bin civarındaki bakkal ve bayilerin sorunlarına kalıcı çözümler getirmek olduğunu vurguladı.

Artık bir değişim zamanının geldiğine dikkat çeken Kemal Sümer, hem bakkalcılık sektöründe, hem de sivil toplum kuruluşlarındaki görevleri sayesinde elde ettiği deneyimleri İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası'nın güçlenmesi için kullanmak istediğini de dile getirdi.


Sümer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakkal ve bayi esnafı, sorunlarının çözümü için muhatap bulmakta zorlanıyordu. Onların yanında olduğumuzu hissettireceğiz. Bakkallarımızın şikayet ve isteklerini takip edecek ve çözüm için ne gerekiyorsa yapacağız. Oda üyelerimize yönelik etkinlikler gerçekleştireceğiz. Onların zor günlerinde yanlarında olabilmek için bir fon kuracağız ve ihtiyaç halinde bu fondan ekonomik destek sağlayacağız.

Ayrıca bakkallara özel sağlık sigortası ve işyeri sigortası imkanları sunacağız. Güvenliği artırmak için kamera sistemi kurulması için projelerimiz hazır. Ayrıca işlemlerin hızlanması için barkod okuyucu sistemi de getireceğiz. Ücretsiz muhasebe ve avukatlık imkanlarını sunacağız. Projelerimizin arkasındayız, seçildiğimizde her zaman bayi ve bakkallarımızın yanında olacağız. Lütfen 06 Şubat'ta yapılacak genel kurulda sandığa gelin; yasal hakkınız olan oyunuzu kullanın ve değişimin önünü açın”.


AB hibe ve desteklerine de başvuracağız

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Bütçe ve Mali Planlama Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sakal, İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası'nın seçim sürecinde AB hibe progğramları için destek vereceğini söyleyerek, “Önümüzde yalnızca bir oda seçimi değil aynı zamanda bir sivil toplum kuruluşu seçimi var. Artık dünya değişiyor. İletişim araçlarının gelişmesiyle dünya daha küçük bir halde. İletişimin geliştiği bir dönemde her şey internet üzerinden yapılıyor. Yani artık insanlar bakkalla ya da bayiye gitmiyor. Her şey ayağımıza geliyor. Telefonun başında duran bakkal ve bayiler kuryelerle müşterinin ayağına gidiyor. Bunun yanında yeni çeşitli işletmeler ortaya çıkıyor. Örneğin zincir marketlerin mağaza sayısı 10 binlerle ifade ediliyor. Bu zincir marketlerle mücadele etmek zor olsa da insanların hayatında hala bakkal amcalar var. Küçük işletmeler ekonomide istihdam yaratan işletmelerdir. Dolayısıyla bu çerçevede meseleyi düşünüp birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Hiçbir beklentim olmadan Kemal beye destek vermek için buradayım. İnsanlara yardım etmek için yaptığı mücadelesini görüyorum. Bu anlamda Avrupa Birliği hibe ve destek projelerimiz için projeler hazırlayarak bakkalların ekonomik anlamda da yanlarında olmanın önünü açacağız” diye konuştu.


Aday yönetim kurulu listesi

Başkan Kemal Sümer, Başkan Vekili Mustafa Güney Özdemir, Hasan Akar, Hatice Uçar, Mehmet Emin Akbalık, Hayrettin Bingöl, Çetin Adıbelli, Serhan Aksoy, Süleyman Kuş, Mehmet Karabulut, Hülya Karakaya, Veli Güven


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

20 Ocak 2022

Çağlar Karabil; Sahaflar kitapçıların mutfağıdır

 


Dört yanı kitap olan bir kitabevi ve aynı zamanda bir kahve içeyim, kitapları gezeyim, uzman çalışanlardan yardım isteyeyim diyorsanız size Kenar Kitabevi’ni öneriyorum.

Kenar kitabevi ve sahaf’ta kitapları inceleyebilir, kahve veya çayınızı yudumlayarak bir kitabın sayfalarında farklı dünyalara yolculuk yapabilirsiniz.

Kitapların büyülü dünyası, kitap kokusu ve satırları arasında kaybolmak isteyenler için kitap sevdalısı olan iki kardeş Çağlar Karabil ve Akar Karabil her kesime hitap eden kitapların mevcut olduğunun altını çiziyor.


Kenar kitabevi ve sahaf işletmecisi Çağlar Karabil ile Kenar Kitap ve Sahaf’ın nasıl doğduğunu konuştuk.

Sahaflığa ne zaman başladınız?

Kenar kitap ve Sahaf’ı kardeşim Akar ile birlikte işletiyoruz. Sahaflığa rahmetli ağabeyim Zeynel ile ilkokula giderken Doğan kitabevinde amcanın yanında başladım. Küçük yaşta bu için işinde olmanın bana en büyük faydası güzel insanları tanımak oldu. İş yerimize gelen sanat tüketicileri belli bir format almış insanlar, onlarla bir arada olmak beni manen çok zenginleştirdi.

Hangi müşteri ne ister, ne tür kitapları beğenir, ona nasıl hitap edersen mutlu olur. Bunlar yazılmamış, eğitimi olmayan derslerdir. Ancak sahada öğrenilir. Erken yaşta hayatın içinde olmak bana bu meziyetleri öğretti. Hem helalinden ekmek paramızı kazanmak, hem güzel insanlarla haşır neşir olmak, hem kitap, CD, kaset, plak dünyasının elimizin altında olması beni ve rahmetli ağabeyimi çok mutlu ederdi. Uzunca bir süre Doğan kitabevinde piştikten sonra ağabeyimle artık ayrılma vaktinin geldiğini hissettik. Kuzenlerimizin büyüyüp Doğan kitabevine dahil olmaları ve başka nedenlerden dolayı buraya kadarmış deyip helalleştik.

Kenar Kitabevinin oluşum sürecinden bahseder misiniz?

Alsancak’ta tarihi bir bina içinde kısıtlı imkanlarımızla 2009 yılında Kenar Kitap ve Sahaf’ı açtık. Kıyıda köşede kalmış yüzlerce değerli insanımıza ithafen ismimizi Kenar kitapevi koyduk. 3 kardeş işimize sıkı sıkı sarıldık. Ben Zeynel ağabeyim ve küçük kardeşimiz Akar. Her gün büyük bir şevkle dükkanımızı açtık ve hala aynı şevk içinde çalışmaya devam ediyoruz.

Sahaflığı neden bu kadar seviyorsunuz?

Daha öncede arz ettiğim gibi sermayemiz kitap. Kitap, insanoğlunun yüzyıllardır vaz geçemediği en büyük dostu. Her gün yazar, çizer, öğretim görevlisi, ressam, mimar, binlerce güzel insanla konuşma, tanışma şerefine nail oluyorsun. Normal şartlarda bir araya gelemeyeceğim bu değerlerle dost olmak insana tarifi imkansız hazlar veriyor. Bir insan daha ne ister.

Sizi zincir kitapçılardan ayıran özellikler nelerdir?

Zincir kitap evleri büyük bir ihtiyaca cevap veriyor. Olmalarından da son derece memnunuz. Fakat kuruluşları ve felsefeleri gereği daha resmi, daha mesafeli ve daha para odaklılar. Oysa sahaf dükkanları salaş ve sıcaktır. Birileri size misafire geldiğinde veya siz onlara gittiğinizde misafir odasında oturmak istemezsiniz. Odanın tanzimi, ağırlığı üzerinize bir resmiyet yükler. Az sonra herkes mutfağa doluşur. Mutfaklar insan ilişkilerini daha da sıcaklaştırır. Sahaflar kitapçıların mutfağıdır.

Eski kitapları nerelerden buluyorsunuz?

Tüm eskiciler bizi tanır, bize günlük kitap getirir. Onlara hak ettiği değeri verirseniz ve bir günlük düşünmezseniz, size devamlı gelirler. Bu arada vefat edenlerin yakınları bizi arar onların da evlerinden kitapları alırız. Orada da eğer adil olursanız, onlarda diğer dostlarına sizi tavsiye eder. Böylece ikinci bir kaynağınız olmuş olur. Ayrıca dostlarımız da okumadıkları kitapları bize bağışlarlar. Biz de elimizden geldiği kadar okullara, ihtiyaç sahiplerine kitaplar bağışlarız. Bu sonu gelmez bir güzel döngüdür.

Yeni yeriniz hakkında da bilgi verir misiniz?

Alsancak Kültür Mahallesi 1437 sokakta hizmet veriyoruz. İş yerimiz 3 katlı ve küçük bir bahçemiz var. Bu bahçemizde gelen misafirlerimize, çay, kahve, bitki çayları ve ev yapımı kurabiyeler ikram ediyoruz. Bahçemizde oturup kitap okumak ve dinlenmekten müşterilerimiz son derece memnunlar. İkinci katımız daha çok yabancı dil ağırlıklı kitaplarla dolu. Ayrıca kaset, CD ve geniş bir plak koleksiyonumuz var. Üçüncü katımız yapım aşamasında, bu katta büyükçe bir kafe açmayı planlıyoruz. Kafemizde eski plaklar, eski pikap ve müzik çalarlar koymayı düşünüyoruz. Hali hazırda 70.000 kitabımız var. Bunun 50.000’i bilgisayarımızda kayıtlıdır. Tüm kitapsever ve sanatseverleri iş yerimize bekliyoruz.


 

 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

19 Ocak 2022

“Hilal-İ Ahmer’de 154 Yıl” sergisi açıldı

 


Türk Kızılay İzmir Şubesi ve Karaca Kültür Merkezi İşbirliğiyle düzenlenen Hilal-i Ahmer’de 154 yıl özel koleksiyon ve fotoğraf sergisi açıldı.

Açılışa İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Öztürk, Türk Kızılayı İzmir Şube Başkanı Kerem Baykalmış, siyasi partilerin temsilcileri, kaymakamlar, il müdürleri, Türk Kızılayı şube başkanları ve sanatseverler katıldı.


Koleksiyoner Haluk Perk’e ait 1.Dünya Savaşı ve Milli Mücadele döneminden günümüze kadar gelen ilk yardım çantalarından, seyyar doktor setlerine, takvim yapraklarından, belgelere, esir mektuplarından, orjinal Hilal-i Ahmer bayrağına 1.Dünya savaşında yaralı askerlerin taşındığı sedyeye kadar bir çok objenin bulunduğu ve Türk Kızılay arşivinden ilk defa gün yüzüne çıkan Türk Kızılay’ının 154 yılını anlatan afetlerdeki yardım karelerinden sel felaketi, deprem ve salgın hastalıklar döneminde göstermiş olduğu yardımlara resmî bayramlarda yaptığı etkinliklere kadar Türkiye’nin her ilinden ve farklı ülkelerden kareler görülebilecek.

Serginin açılışında konuşan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger “Hafızamızı tazelediniz, Kızılay’ın bize ne kadar büyük bir kurum olduğunun bize bir kez daha hatırlattığınız için Türk Kızılay İzmir Şubesi Başkanı Kerem Fahri Baykalmış ve bu sergiyi düzenleyen Kızılay gönüllüsü Meryem İpek’e, Karaca Kültür Merkezi’ne teşekkür ederiz” dedi.

İyi ki Kızılay var

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan vekili Mustafa Özuslu yaptığı konuşmada, “İyi ki Kızılay var hep var olsun. İzmir Kızılay Şubesi’nin yapmış olduğu bu özel sergi için kendilerini tebrik ediyorum” dedi.

154 yılı anlatmaya çalıştık

Türk Kızılay İzmir Şube Başkanı Kerem Baykalmış, “Bundan tam 154 yıl önce Osmanlının yaralarını sarmak için yola çıkan hem yurt içinde hem yurt dışında birçok operasyonel yardım faaliyeti yapabilen bu büyük ulu çınarın altında 154 yılı sizlere anlatmaya ve göstermeye çalıştık. Sergimize destek veren Koleksiyoner Haluk Perk bize bu olanağı sağlayan Kaya Grup Yönetimine ve serginin küratörlüğünü gecesini gündüzüne katarak gerçekleşmesini sağlayan Kızılay gönüllümüz ve Karaca Kültür Merkezi Sanat Yönetmeni Meryem ipek’e çok teşekkür ediyorum” dedi.

Çok özel bir koleksiyon

Serginin küratörü Karaca Kültür Merkezi Sanat Yönetmeni Meryem İpek sergimizde şimdiye kadar gün yüzüne çıkmamış fotoğraflar ve özel bir koleksiyon yer almakta. İzmir’de ilk defa düzenlenen serginin küratörlüğünü yapmak benim için büyük onurdu bana inanan Kaya Grup yönetimine ve gönüllüsü olduğum İzmir Kızılay şubesine çok teşekkür ederim dedi.


9 Şubat tarihine kadar ziyaret edilebilecek sergide yaklaşık 450 fotoğraf ve obje yer alıyor.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

17 Ocak 2022

Uzanacak Yardım Elini Bekliyor


Suriye’de yaşadıkları şehirde bombardıman nedeniyle Türkiye’ye sığınan Elesyud ailesi imkansızlıklar içinde yaşama mücadelesi veriyor.

İzmir’in Basmane ilçesinde 6 çocuğu ile yaşayan anne Nura Elesyud hasta çocuklarını tedavi ettiremediği için yardım elinin uzanmasını bekliyor.

Anne Nura, “6 çocuğum var. 20 yaşında en büyük çocuğum sara hastası. 5 yaşındaki en küçük oğlum 2 harfli kelimeleri konuşuyor. Ba-ma-su gibi iki harfi geçemiyor. Anne bile diyemiyor. Psikolojik olduğunu söylediler. Tedavi ettiremiyoruz.


16 yaşındaki diğer oğlum tek böbrekli. Tek kalan böbreği de az çalışıyor. Bu yüzden iş bulamıyor. Ben hasta olan 3 çocuğuma bakmak zorunda olduğum için çalışamıyorum.

Bu sene kömür yardımı yapılmadı. Havalar çok soğuk ve biz çocuklarımla battaniye altında ısınmaya çalışıyoruz. 20 yaşındaki oğlum iş bulursa çalışıyor. 500 Lira kira ödüyoruz. Gıda yardımı alamıyoruz. Elektrik faturalarımızı ödeyemiyoruz. 2 kızım okuyor. Liseye giden kızımın okulu Tepecik’te. Kent kartını dolduramadığımız için okula gidemiyor. Çünkü sabah çok erken saatte evden çıkması lazım. Hava çok karanlık. Gittiği yol çok tehlikeli. Otobüse binmek zorunda. Para bulursak kartını dolum yapıyoruz. Ama genelde para bulamıyoruz. O da mecburen evde oturuyor. Devamsızlıktan kalacak. Diğer kızım 6. Sınıfa gidiyor. İki kızımın okuması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.


Hiçbir gelirimiz yok. Özellikle hasta çocuklarım için devletten ve hayırseverlerden yardım bekliyorum” diye konuştu.   


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Doğal ve kültürel yaşam girişimi Gönüllüleri 2022 sanat eserleri sergisi

 


Doğal ve kültürel Yaşam Girişimi Gönülleri 2022 Sanat Eserleri Sergisi'nin ikincisi Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi ve Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği Derneği Birlikteliğiyle gerçekleştirildi.

30 Ocak 2022 tarihine kadar sürecek olan ortak sergi İzmir Alsancak 'Vakana Sergi Ve Konaklama Merkezi'nde "Datça'dan, Ankara'dan, İstanbul'dan, Bursa'dan Bodrum'dan ve İzmir'den" 30 gönüllünün eserlerinden oluşuyor.


Bu yıl dördüncüsünün gerçekleştirileceği sergi İzmirli yurttaşların ve doğal ve kültürel yaşam girişimi gönüllerinin doğaya, mekana ve topluma ilişkin konulu eserlerinden oluşuyor.

Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi Başkanı Osman Gazi Oktay, Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği Başkanı Ümit Yaşar Işıkhan yaptıkları ortak açıklamada şu ifadelere yer verdiler;

“Sergi bir taraftan sanat uğraşının yalnızca seçkin bir uğraş olmadığını, toplumun her alanından insanların da uğraşının olması gerektiğini vurgularken bir yandan da doğaya, topluma ve emeğe yönelik farkındalık çalışmalarının da duyarlı örgütlenmeler tarafından ortaklaştırılması gerektiğini vurguluyor.


17 Ocak Pazartesi günü resmi olarak açılışı gerçekleştirilen sergimize ülkemiz ve İzmir yurttaşların bilgisine taşınması konusunda gereklinin yapılacağına İnancımızla çalışmalarınızda başarılar dileriz”.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

16 Ocak 2022

Gaziemir Gençlik Dolu Dizgin 3-0

 


Ligin 10. Haftasında Gaziemir Gençlik Spor Güzelbahçe Belediye Sporu kendi evinde 3-0 mağlup etti.

Gaziemir Gençlik Sporu 16 Ocak Pazar günü Gaziemir İlçe Stadında oynadığı maçta soğuk havaya rağmen taraftarları yalnız bırakmadı.

Karşılaşmanın ilk yarısını Gaziemir Gençlik Spor 1-0 galip bitirdi. İkinci yarıda skoru 3-0 yapan yeşil Beyazlılar 3’te 3 yaptı.


Yeşil Beyazlar kendi seyircisi önünde oynadığı Güzelbahçe Belediye Sporu 3-0 mağlup ederek üç puan aldı.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

15 Ocak 2022

Nazım Hikmet 120 yaşında

 


Dünyaca ünlü Türk Şairi Nazım Hikmet 15 Ocak Cumartesi günü 120. Doğum yıldönümünde anıldı.

 

Kültürpark İzmir Sanat’ın bahçesinde bulunan Nazım Hikmet heykelinde anma etkinliğine soğuk havaya rağmen Nazım Hikmet dostları yoğun ilgi gösterdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesinin katkılarıyla, İzmir 68’liler Platformu ve Sosyal Demokrasi Derneği İzmir Şubesi işbirliğinde gerçekleştirilen etkinlik saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.

Ünlü şairin şiirlerinin okunmasıyla devam eden programda Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, İzmir 68’liler Platformu Yürütme Kurulu üyesi Nail Dağdelen, Sosyal Demokrasi Derneği İzmir Şubesi Başkanı Cengiz Onur, İzmir 68’lier Platformu Temsilcisi Ertuğrul Gezenoğlu, Nazım Hikmet’i anlattılar ve bugünlere ait görüşlerini belirttiler.


 

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

14 Ocak 2022

'Şizofreni Tanılı Bireyle Yaşamak' söyleşisi gerçekleştirildi

İzmir Şizofreni Dayanışma Derneği “Şizofreni Tanılı Bireyle Yaşamak: Anne Deneyimleri” konulu sunum ve söyleşi 14 Ocak Cuma günü gerçekleştirildi.


Prof. Dr. Köksal Alptekin’in moderatörlüğünü yaptığı Prof. Dr. Zekiye Çetinkaya ve deneyimli anne Aynur Ekiz’in konuşmacı olarak katıldığı sunum ve söyleşi (sizofrenidayanismadernegi) İnstagram üzerinden canlı yayın olarak veridi.
Söyleşinin açılış konuşması moderatör Prof. Dr. Köksal Alptekin tarafından yapıldı. Prof. Dr. Köksal Alptekin konuşmasına İzmir Şizofreni Dayanışma Derneğinin pandemi sonrası tekrar açıldığının müjdesini vererek başlayarak şu ifadelere yer verdi. Derneğimiz haftanın 6 günü açık olacak. Derneğimizi ziyaret etmek isteyenler web sayfamız ve instagram hesaplarımızdan adresi ve yol tariflerini alarak bize ulaşabilirler.

Şizofreni uzun süren zorlu bir hastalık. Hastaların yakınları da bu süreçte yoğun olarak etkileniyor. Bugün bu konuyu ele alacağız, dedi.
İlk konuşmacı deneyimli anne Emekli Öğretmen Aynur Ekiz, “şizofreni hastalığı yaşayanın anlayabileceği bir hastalık. Şizofreni tanısı konduktan sonra tedavi süresinde çok çabaladık. O günler aklıma geldikçe ne kadar zor günler yaşadığımızı hatırlıyorum. Kızıma faydalı olabilmek için çok araştırdım. Hastalıkla ilgili çok şey öğrendim. Her zaman onun yanında oldum. Bu uzun bir süreyi tek başıma geçirdim. Hastayı anlayabilecek bir doktor çok önemli. İyi bir tedavi ve düzenli ilaç kullanımı, aile desteğiyle toplum içinde çok rahat günlük yaşamlarını sürdürebilmekteler” diye konuştu.
Şizofreni hastalığı çok uzun süre yaşanan bir hastalıktır

Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Psikiyatri Hemşireliği Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Zekiye Çetinkaya Psikiyatri Hemşiresi olarak birilerine iyi gelmek ve birilerine dokunmanın kendilerine de iyi geldiğini söyleyerek sözlerine başladı. Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü;
Ailelerden çok şey öğrendim. Şizofreni tanısı konmuş hastaların aileleri çok uzun ve zorlu bir süreç yaşıyorlar. Kimse çocuğu için böyle bir hastalığı hayal etmez. Bu süreç beklenmedik bir ömür devam edecek bir süreçtir. Bir hasta yakını bir toplantıda “evinize bomba düşer gibi hissedersiniz” ifadelerini kullanmıştı. Aileler bilinmeyen bir döneme giriyor. Hastalığı kabul etmeleri, ne yapacaklarını bilmemeleri, hastalığı çevresiyle paylaşmak isteyip istememeleri, tedavi için araştırmalara başlamak duygusal anlamda zor bir döneme giriyorlar. Ailelerin tüm hayatı hasta ile ilgili düzenlemeler ve planlarla geçmeye başlıyor. Hasta yakını bu sürçte kendine zaman ayırmazsa, tükenebiliyor. Hastaya gereksiz kızabiliyor, çabuk öfkelenebiliyor” dedi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT