31 Ekim 2022

Gaziemir Spor Forma Hediye Etti


30 Ekim Pazar günü Gaziemir Şehir Stadı’nda karşı karıya gelen Gaziemir Spor ile Eşrefpaşa Spor maçında gülen taraf Yeşil Beyazlar oldu.

Maç öncesi 25 Ekim’de yaşamını yitiren Türk spor basınının duayen ismi usta spiker Halit Kıvanç için 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.


İlk yarısı 2-0 Gaziemir Spor’un galibiyetiyle biten karşılaşmanın ikinci yarısına etkili başlayan taraf Gaziemir Spor oldu. İkinci yarıda durumu 3-0 yaparak maçı galip bitiren Gaziemir Spor oldu.

Maç arasında Gaziemir Spor Başkanı Çağrı Şırlancı 1954 yılında kurulan spor kulübünün kurucularından Mehmet Yorulmaz’ın torunu Sibel Hasibe Yorulmaz Ekmekçi’ye Gaziemir Spor formasını hediye etti.


Kendisine hediye edilen formayı aldıktan sonra çok duygulandığını söyleyen Sibel Hasibe Yorulmaz Ekmekçi İzmirdehaber gazetesine şu açıklamalarda bulundu;

Gaziemirspor, ilk adıyla Seydiköy Gençlik Spor Kulübü 1954 yılında kurulmuş, büyükbabam Mehmet Yorulmaz,  kurucularından olup başkanlık ve müdürlük yapmıştır. Zaman içinde kulübün ismi Gaziemir Gençlik Spor Kulübü olarak değişmiştir. Kısa zaman önce de Gaziemir Spor yeni bir genel kurul yaptı.  Başkanı Çağrı Şırlancı oldu. Çağrı bey görevi devraldıktan sonra, kulübe hizmeti geçenlerin yakınlarını ziyaret etti. Bizleri maça davet etti. Biz de bugün futbolcularla öğle yemeğini birlikte yedikten sonra maçı izledik ve bize hediye edilen Yeşil beyaz formayı aldık. Benim için çok anlamlı bir gün ve çok anlamlı bir hediye oldu. Başkanımız Çağrı Şırlancı’ya ve Gaziemir Spor Yönetimine, Gaziemir Spor ailesine bu değerli hediye için çok teşekkür ederim, dedi.


Gaziemir Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Çağrı Şırlancı, Bugün altyapısından yetiştiğim, formasını terlettiğim, son 5 yıldır yöneticiliğini yaptığım, ama en önemlisi ise doğduğum günden itibaren büyük bir tutkuyla taraftarı olduğum takımımın başkanlığına seçilmiş olmanın büyük gururunu yaşıyorum diyerek şu ifadelere yer verdi;

1954 yılında kurulan “Gaziemir Spor”, 2000li yılların başına kadar bu isimle varlığını sürdürmüş, kulübün tasviyesi ile birlikte farklı isimlerle yoluna devam etmiş ve son olarak “Gaziemir Gençlik ve Spor Kulübü Derneği” adıyla bugünlere gelmiştir. Yapılan tüzük değişikliği ile birlikte, takımımızın adı tekrardan “Gaziemir Spor” olmuştur. Bununla birlikte içerdeki değişimin dışa yansıdığı ilk yer olan ve 68 yıldır büyük bir onurla göğsümüzde taşıdığımız logomuzu çağa uygun olarak yeniliyoruz. Daha evrensel ve çağdaş bir görünümdeki güçlü hatlara sahip yeni logomuz, geleceğe bakışımızdaki güven ve kararlılığı temsil ediyor.


Hep birlikte yepyeni anılar biriktireceğimiz yeni dönemimizin; tüm yönetim kurulu üyelerimize ve taraftarlarımıza güzel günler yaşatmasını temenni ediyorum.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

28 Ekim 2022

"Cumhuriyetin Renkleri” sergisi Cumhuriyet Bayramı kutlaması eşliğinde açıldı


Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği İzmir Merkezi'nin düzenlediği "Cumhuriyetin Renkleri” sergisi 28 Ekim Cuma günü açıldı.

Dernek üyesi kadın sanatçıların katıldığı, yine dernek üyesi Ayşe Resa IRMAK küratörlüğü’nde Seba Sanat Galerisinde açılan sergiye dernek üyeleri ve sanatseverler büyük ilgi gösterdi.


Kurucu Başkanı Ümran Baradan olan ve sonrasında Işılay Saygın'ın Genel Başkanlığını yaptığı derneğin halen Genel Başkanlığını yürüten Gülsüm Ormancı şu ifadelere yer verdi;

Resim sergisi katılımcı ressamların tamamı derneğin İzmir Merkez üyesidir. Çok sayıda sanatseverin ziyaret ettiği sergi beğeni ile izlendi. Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği halen birçok kültür sanat, sosyal ve eğitim projelerinde yer almakta, okuyan kız çocuklarına eğitim bursu vermek için faaliyetlerde bulunmakta, kadınlar arasında dayanışmayı arttırarak çağdaş ve güçlü kadınlar yetiştirmeyi hedeflemektedir. Derneğin İstanbul, Antalya, Denizli, Eskişehir ve Ankara Şubeleri bulunmaktadır.


Sergi 1 hafta süreyle sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

Sergide eserleri yer alan sanatçılar;

Aysu Günay, Ayşe Resa Irmak, Derya Öyünç, Güliz Bilici, Gürsel Yeldan, Handan Turhan, İclal Dağlı, İnci Gada, Nesrin Gökdemir, Neval Kafesçioğlu, Yıldız Arun.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

27 Ekim 2022

İTB'den 'Meme kanseri farkındalık ayı' etkinliği düzenlendi


İzmir Ticaret Borsası ve Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü İzmir Şubesi iş birliğiyle, 27 Ekim Perşembe günü meme kanseri farkındalık etkinliği düzenlendi.

İzmir Ticaret Borsası’nın (İTB)‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ kapsamında düzenlediği etkinlikte konuşan İTB Başkanı Işınsu Kestelli, konunun önem ve hassasiyetine dikkat çekmek üzere bir araya geldiklerini söyledi. ​​​​​​​

Her yıl Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında çalışmalar gerçekleştiren İzmir Ticaret Borsası (İTB), bu yıl da konunun uzmanı sağlık çalışanlarının katılımıyla meme kanserine ilişkin tanı, teşhis, korunma ve tedavi yöntemleri konularında farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen etkinlik programının açılışında konuşan İTB Başkanı Işınsu Kestelli;

Tüm kanser tipleri arasında kadınlarda en sık görülen ve en sık ölüme neden olan meme kanserinden risk faktörlerinden kaçınarak korunulabileceğini, son iki yılda salgın nedeniyle düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin özellikle ileri evre kanser vakalarında artışa neden olduğunu aktardı.

Dünyada her 3 dakikada bir kadına meme kanseri tanısı konulduğu bilgisini paylaşan Kestelli, "11 dakikada bir kadın meme kanseri nedeniyle yaşamını yitiriyor. Hastalık her yıl yüzde 1-2 aralığında seyreden oranda artış gösteriyor ve yine her yıl 1 milyon yeni meme kanseri tanısı konuyor. Özellikle Türkiye'de son 20 yılda vaka sayısının 2 katına, hastalığa yakalanma oranının da 100 binde 25'lerden 50'lere çıktığı belirtiliyor. Erken teşhis ve uygun tedaviyle bu hastalıktan kurtulmak ne kadar mümkünse, ileri evrelerde kanserin tedavisi bir o kadar zorlaşıyor." diye konuştu.

Aile hikayesinde meme kanseri olanların daha büyük risk grubunda olduğu için daha erken kontrole başlanması gerektiğini hatırlatan Kestelli, "20 yaşından itibaren kendi kendimizi muayene etmek, 40 yaşından sonra iki yılda bir mamografi yaptırmak çok hayati. Meme taraması bir saatimizi, kanser ise tüm yaşamımızı alıyor." dedi.

Kestelli, TOBB'un da destekleriyle aldıkları bir seyyar tarama tırını 2012 yılının Ağustos ayında Sağlık Bakanlığı'nın hizmetine verdiklerini, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege İhracatçılar Birliği ve İZTB olarak ikinci mamografi tırını da İl Sağlık Müdürlüğünün hizmetine verdiklerini söyledi.

Kestelli, "Kadınlarımızın ayağına götürecek gezici mamografi araçlarının sayısının oldukça sınırlı olduğu gerçeğinden "Annem Kanseri Yendi Projesi" doğdu. Mobil mamografi aracı şimdiye kadar Ankara, Bingöl, Bolu, Elazığ, Erzincan, Eskişehir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Muğla ve Nevşehir'de kanser taraması gerçekleştirdi. Yapılan taramalar sonucunda hastalığın erken teşhis edilmesiyle hayatları kurtulan kadınlarımız oldu." diye konuştu.


Etkinlikte Uzman Dr. Gökben Yaslı ve Dr. Feray Saraçoğlu hastalığın tanı, teşhis, koruma ve tedavi yöntemleri üzerine bilgilendirme yaptı. ​​​​​​​

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Ekim 2022

‘Atatürk’ün İzinde Çağdaş Türk Kadınları Cumhuriyet Sergisi’ açıldı


Konak Belediyesi’nin Cumhuriyet Bayramı’nın 99’ncu yıldönümü kutlamaları kapsamında İzmir Kadın Müzesi’nde ‘Atatürk’ün İzinde Çağdaş Türk Kadınları Cumhuriyet Sergisi’ isimli karma sergisi açıldı.

25 Ekim Salı günü açılışı gerçekleştirilen sergide Konak Belediye Başkanı Abdül Batur açılış konuşmasında sanatçılara sergiye yaptıkları katkıdan dolayı teşekkür etti.


Batur etkinliğin sonunda eserleriyle sergiye katılan sanatçılara günün anısına plaketlerini sundu.

Konak Belediyesi’nin Basmane Semti’nde bulunan İzmir Kadın Müzesi’nde 33 kadın sanatçının resim, heykel, seramik eserlerinin bulunduğu sergi 3 Kasım’a kadar sürecek.


Sergide eserleri yer alan sanatçılar;

Arzu Acarsoy, Ayla Gedik, Aysu Günay, Bilgi Güngör, Bingül Başarır, Dilek Bayat, Ebru Konaklı, Emine Özdemir, Faden Suzan Kudsioğlu, Figen Şahinoğlu, Filiz Pelit, Hüsniye Ceylan, Lale Temelkuran, Mehlika Korol, Nevin Önen, Nuran Tanrıverdi, Nuray Leblebici, Nuray Tümer, Nurhilal Harsa, Pervin Özdemir, Reyhan Abacıoğlu, Seba Uğurtan, Sema Barlas, Sevil Karaağaçlar, Sezgin Eroğlu, Sezin Haşıcı, Tülay Moral, Tülin Kuyumcu, Ufuk Uzman, Yasemin Özkan, Yıldız Arun, Yıldız Şima, Zümrüt Özmen.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

23 Ekim 2022

İzmir Yerel Tohum Derneği Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı


İzmir Yerel Tohum Derneği Olağan Genel Kurul Toplantısı, Çeşme Esnaf ve Sanatkarlar Odası Toplantı Salonunda gerçekleştirildi.

İzmir Yerel Tohum Derneği Olağan Genel Kurul Toplantısında tek listeyle yapılan seçimlerde Selma Ay güven tazeleyerek yeniden dernek başkanı seçildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan genel kurul toplantısında, divan başkanlığına Bülent Tanrıöğen, divan üyeliklerine de Serap Çetmeli ve Çiğdem Toker seçildi.

Derneğin faaliyet raporunu okuyan Selma Ay, “Biz çok kıymetli bir derneğiz. Yerel tohumların ehil ellerde temiz toprak, temiz hava, temiz su ile buluşturularak doğal tarım yöntemleri ile üretilmesi, çoğaltılması gelecek nesillere aktarılması derneğimizin başlıca amaçları arasındadır" dedi.

Bölgeyi tanıyarak tohum takası yapmak istiyoruz

Türkiye'de yaklaşık 10 bin yıldır tarım yapıldığını belirten Ay, "İlgi gerçekten çok fazla. Pek çok üretici ile etkileşimdeyiz. İnternetten tohum takası veya gönderimine karşıyız. Yüz yüze konuşarak, bir araya gelip sohbet ederek, bölgeyi tanıyarak tohum takası yapmak istiyoruz. Gittiğimiz yöreye göre yetişebileceğini düşündüğümüz tohumları paylaşmaya gayret ediyoruz" diye konuştu.

Faaliyet raporunun genel kurul tarafından kabul edilmesinin ardından, denetim raporu ve tahmini bütçe okunarak kabul edildi.

Olağan Genel Kurul'da seçimlere tek liste ile girilirken, Yönetim Kurulu Üyeliklerine Selma Ay, Sabise Suna Tamer, Gürbüz Horozoğlu, Şengül Yavuz, Necmi Ertenü seçildi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

20 Ekim 2022

Geleneksel Türk El Sanatlarımızı Yaşatmak İstiyor


Tel kırma, on yedinci yüzyıla dayanan ve günümüze kadar gelebilmiş değerli el sanatlarımızdan biridir. Yüzyıllar boyunca göz nuru dökülerek, bin bir emekle gümüş, altın ve bakır tellerle işlenen motifler, genç kızların çeyizlerinin baş tacı olmuştur.

68 yaşında olmasına rağmen el emeği göz nuru geleneksel el sanatlarını unutulmaması gerektiğine inanan ve kadınlarımız Türk el sanatlarına sahip çıkmalı diyen Fehime Özcanşen’in duvarları Türk El Sanatları çalışmalarıyla süslü evine konuk oldum. İnsanın her yaşta güzel şeyler üretebileceğini bir kez daha gördüm.


Fehime hanım örgü ve dantel yaparak başladığım el işlerim kurdela nakışı ile devam etti diyerek konuşmasına başladı ve sözlerine şöyle devam etti;

Nakış bende eksikmiş, bunu İzmir Konak Halk Eğitim Merkezi El Sanatları kurslarına başladığımda anladım. 16 sene önce kursa başladığım kurslara halen devam ediyorum. Son yıllarda elde Türk İşlemeleri ve Tel Kırma ile çalışıyorum. Kursa devam etme nedenlerimden biri arkadaşlık ve dostlukların güzel olması. Paylaşımcıyız. Birbirimizin eksiklerini tamamlıyoruz. Eğitmenlerimiz çok iyi. Bize çok yardımcı oluyorlar. Kurslar da çok şey öğreniyorum. Ayrıca nakış benim moral kaynağım oldu.


Gözlerim yorulmuyor

Bazı insanlar bana bu yaşta neden kendini yoruyorsun diye soruyorlar. Gözlerine yazık diyen oluyor. Yakın gözlüğüm var, diyorum. Bu yaşta üretmek lazım. Televizyonlar bize öğretici yayınlar yapmıyor ki, izleyelim. Nakış işlerken her şeyi unutuyorum. Nakış beni yormuyor. Dinlendiriyor. Unutulmaya yüz tutmuş Türk El sanatlarını tekrar hayat geçirmek gerektiğini düşünüyorum. Yaptığım nakışlar çok beğeniliyor. Beğeni alması beni daha da mutlu ediyor.


Çok değerli hocalarımız var

İşlediğimiz her desenin bir öyküsü vardır. Özellikle Ödemiş yöresine özgü çalışmalar üretiyoruz. Kumaş olarak Ödemiş ipeği ve yöresel dokuma kumaşlar kullanıyorum. Tel sarmalarda ve tel kırmalarda motifleri oluşturmada malzeme olarak bakır tel ve el nakışı simleri kullanılarak çalışıyorum. Desen beğeniyorum. Hocamıza danışıyorum. Bize kumaş seçiminde yardımcı oluyor. Desen hikayelerini bildiğim için çalışırken duygulanarak işliyorum.

Yaptığım işleri satmayı düşünmüyorum. 3 gelinim 1 kız torunum var. Hepsi benim ürettiğim tek çalışma. Başka kimsede eşi yok. Çocuklarımın ve torunlarımın beni hatırlamaları için güzel bir hatıra olacağını düşünüyorum. 

Aile bütçesine katkı da bulunabilirler

Ev kadınları mutlaka kendilerine zaman ayırıp Türk El sanatlarımızı öğrensinler. Yöresel sanatları yaşatarak gelecek kuşaklara aktarsınlar. Kadınlarımız bu tür kurslara devam ederek meslek sahibi olabilirler. Aile bütçesine katkı da bulunabilirler.

Herkese önerim, her alanda kültürel değerlerimize sahip çıkmalarıdır. Ülkelerin kültür zenginliklerine sahip olarak yenilenmeleri ve güncel kalmaları; geçmiş değerlerini korumak ve bu değerleri bugünde yaşatarak geleceğe taşımakla gerçekleşebilir’ dedi.


Fehime Özcanşen’in evinin duvarında kullandığı tel kırma olarak işlenmiş ayna bir sanat eserine dönüşmüş. Aynanın etrafındaki tel kırma işine baktıkça sabrın işlendiğini gördüm. Ben hayranlık ile aynayı incelerken Fehime hanımın ürettiği işin verdiği mutluluk ve huzuru yüzünde görebiliyordum.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


19 Ekim 2022

Altay çifti hayallerini gerçekleştirdi


İzmir’de keşfedilmeyi bekleyen bir hayli fazla çeşit ve bir çok mekan var.

Herkes tarafından bilinen yerlerin haberlerini çok sık görürüz. Bense İzmir’de gizli kalmış mekanları keşfetmeyi seviyorum. İzmir’in Bakırçay Üniversitesi Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi yakınında keşfettiğim “Mavişim Kafe” bu yerlerden biri.


Mavişim Kafe’de rokalı, sucuklu, kaşarlı tostlarını deneyen müşterilerinin tekrar geldiğini söyleyen Hatice-Serkan Altay çifti ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Aslen Ziraat Mühendisi olan Serkan Altay özel bir şirkette pazarlama işinin yanı sıra eşinin hayali olan açtıkları kafede eşi Hatice Altay’a yardım ediyor.

Evimiz kafenin yanında diye sözlerine başlayan Altay mekanlarının hikayesini şu sözlerle anlattı.

Devlet Hastanesi etrafında çok kafeterya var. Bu yerler çok karışık. Döner var, börek var, tost var. Bu kadar karışık yerlerin lezzet kalitesi düşer diye düşündük. Eşimle açtığımız mekanın spesiyalleri olsun istedik. Aydın’ın Çakırbeyli Mahallesi’nde (köy) yıllar önce denediğim çok doyurucu olan bir tost çeşidi bizim spesiyalimiz oldu. Ortadan ikiye böldüğümüz ekmeğin arasına ev yapımı domates salçası, sucuk, kaşar, roka, turşu yerleştirerek hazırlanan bu tostumuzun adını Çakırbeyli tostu olarak isimlendirdim. Bazı Aydın’lı müşterilerimiz gelip deniyorlar. Biz böyle bir tost bilmiyoruz dedikleri zaman ben isimlendirdim diyerek, hikayesini anlatıyorum.


Tostumuzu deneyenler mutlaka tekrar geliyor. Ev yapımı böreklerimiz sabahları çok ilgi görüyor. Öğlene kadar böreklerimiz bitiyor. Eşim Afyon Sandıklı’lı. Çok lezzetli sarma yapıyor. Haftanın belli günleri sarma için bizi sık ziyaret eden müşterilerimiz var. Ev baklavasını da sipariş olarak yapıyoruz.

Fiyatlarımız çok uygundur

Mekanımız aile ortamı, sakin bir yer. Özellikle yaz akşamları mekanımız çok kalabalık olur. 16 yıldır burada oturduğumuz için mahallemiz bizi iyi tanır. Fiyatlarımız çok uygundur. Bizi tanıyanlar sürekli gelir, diye konuştu.


Kahve sunumu önemli bir detay

Türk kahvesi bağımlısı olarak farklı mekanlarda içtiğim kahveleri siz değerli okurlarımla paylaşıyorum. Türk kahvesini diğer kahve türlerinden ayıran en önemli detaylardan birisi de kahve sunumudur, diye düşünüyorum. Mavişim Kafe’de denediğim Türk kahvesinin yanında sundukları gül şerbeti de Hatice hanımın becerikli ellerinden çıkmış. Gül yaprakları Isparta’dan getirilmiş. Kahve kadar lezzetli bir şerbet. Şık bir kahve sunumuyla kahvenin harikulade lezzetini hissettiğimi söyleyebilirim.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

18 Ekim 2022

“Özgün Yaratımlar Ulusal Karma Sergisi” Meme Kanseri Farkındalığı İçin Uğur Mumcu Sergi Salonu’nda


“Özgün Yaratımlar Ulusal Karma Sergisi” 18 Ekim Salı günü Bornova Belediyesi Uğur Mumcu Kültür Merkezi Sergi salonunda sanatseverlerle buluştu.

Özgün Yaratımlar Ulusal Karma Sergisine katılan sanatçılar meme sağlığı konusunda toplumda bilinç ve farkındalığı artırmak amacıyla hayata geçirilen sosyal sorumluluk projesinin sembolü olan pembe kurdeleleriyle dikkat çekti.


Saat 19:00 da açılışı gerçekleştirilen serginin kokteylinde “Önce Sağlık”  sloganıyla Meme kanserine dikkat çekmek için, ‘Özgün Yaratımlar Ulusal Karma Sergi’  Koordinatörü  Baksen Çeliker, erken teşhisin önemi  vurguladı. Çeliker “Önce Sağlık”  diyerek basın açıklaması yaptı.

Baksen Çeliker şöyle konuştu;

Kanser, dünya genelinde giderek artan bir sağlık problemidir. Yeni yayımlanan dünya kanser istatistiklerine göre; ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Dünya’da toplam 14,1 milyon yeni kanser vakası gelişmiş ve 8,2 milyon kansere bağlı ölüm gerçekleşmiştir. Kanserde benzer seyir devam ettiği takdirde 2030 yılına gelindiğinde yıllık 22 milyon yeni vaka ortaya çıkması, yani 2008 verilerine göre yeni vakalarda yüzde 75 artış olması beklenmektedir.


Ülkemizde en son yayınlanan verilere göre yılda her yüz bin erkeğin 278’inde, her yüz bin kadının ise 188’inde kanser gelişmektedir. Türkiye kanser insidansı, dünya ortalamasının hafif üzerinde seyrederken, Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere oranla kanser açısından hem kadınlarda hem de erkeklerde daha düşük bir hızda olduğu görülmektedir. Ülkemizdeki ilk 5 kanser türü gelişmiş ülkelerle benzerlik göstermektedir. Erkeklerde akciğer kanseri, kadınlar da ise meme kanseri en sık görülen kanser türleridir. Verilerimize baktığımızda kanserde geçmiş yıllarda görülen artış hızının durağanlaştığını görmekteyiz. Elbette kanser kayıtlarındaki düzelme bunun en önemli sebebi olsa da, tütüne bağlı kanserlerde erkeklerde azalma trendi de görülmeye başlandı.


Günümüzde dünya genelinde halen pek çok ülkenin kanser kontrol programı mevcut değildir. Ülkemiz, 2008 yılından itibaren kanser kontrol programı yürüten dünyadaki sayılı ülkelerden birisi olarak kanser kontrolünde dünya genelinde en tecrübeli ülkeler arasındadır. 2013-2018 yılları arasında da “Türkiye Kanser Kontrol Programı”nın 2. Fazı hazırlanmış ve uygulamaya geçilmiştir.

Kanser kayıtçılığında kapsayıcılık tüm dünyada yüzde 14 iken ülkemizde yüzde 100’e çıkarılmıştır. İzmir Kanser kayıt merkezi Dünya Sağlık Örgütüne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansının 6 merkezinden birisi olmuştur.


Ülkemizde kanserin önlenmesine yönelik önemli sağlık politikaları yürütülmektedir. Özellikle ulusal tütün ve obezite mücadele programlarımız kanser kontrolünün en önemli yapıtaşlarını oluşturmaktadır. Tütün kontrolü çalışmaları ivme kazanarak devam edecektir. Toplum temelli tarama faaliyetleri 2004 yılında Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) olarak adlandırılan 11 merkez kurularak sistemli tarama programları uygulanmaya başlanmıştır. 2015 yılında toplam 46 adet yeni KETEM açılmış, bunun yanı sıra 10 adet mobil KETEM daha hizmete girmiştir. Toplam KETEM sayısı 23’ü mobil olmak üzere toplam 197 olmuştur. 2016 yılında açılacak 40 yeni merkezle sayı 237’ye çıkacak. Kanser tarama programlarında daha kaliteli hizmet anlayışı ile taramalarda kullanılan yöntemler ve cihazlar en son teknoloji ile yenilenmeye başlandı. Taramalarda yapılan iyileştirmeler sonucunda vatandaş katılımı ülke çapında 5 milyon kişinin üzerine ulaşmıştır.

Küresel düzeyde her yıl 12 milyondan fazla insanın kanser olduğu bir dönemde, sorumluluklarımızın bilincinde olarak kansere karşı hep birlikte mücadele etmekteyiz. Çünkü biz farkındayız, kanseri yeneceğiz, dedi.


Sergi 23 Ekim 2022 tarihine kadar ziyarete açık olacak.

Sergide eserleri yer alan sanatçılar

Ahmet Türkoğlu İzmir

Aslı Saygın İstanbul

Alev Güler İzmir

Aynan Çolakoğlu İzmir

Aysen Arın İstanbul

Ayşe Resa Irmak İzmir

Baksen  Çeliker İzmir

Cem Güzeloğlu İzmir

Emine Kılçık Tiğin İzmir

Evrim Gökçelik İzmir

Gupse Seda Özdemir İzmir

Gülşen Kotan İzmir

Hamide Vural Ankara

Mehmet Sağ Antalya

Merve Acar Ankara

Mustafa Özkalp İzmir

Nalan Gördüren İzmir

Necdet Şen İzmir

Nermin Göktepe İzmir

Nuran Say Ankara

Sabriye Ocak İzmir 

Safiye Akyıldız İzmir

Sedat Aksoy Muğla

Selmani Baki Kocaispir Hatay

Sevim Cingöz Balıkesir

Şükran Oksel Demirel İzmir

Özlem Evcil İzmir

Reyhan Balım İzmir

Tuba Aydar Ankara

Ümit Özkanlı Bitlis

Ünal Kuş Hatay

Yasemin Özkan İzmir

Yıldızhan Gökdemir Gaziantep


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

17 Ekim 2022

İzmir’in ilk “akademik” anaokulu İzmir Ekonomi Üniversitesi bünyesinde açıldı


İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) tarafından kurulan ve İzmir’in ilk “akademik” anaokulu olma özelliği taşıyan ‘Beyaz Köşk Uygulama Anaokulu’nun resmi açılışı yapıldı.

Geçtiğimiz Eylül ayı itibariyle 3-6 yaş arasındaki çocuklara eğitim vermeye başlayan, okul öncesi eğitime ‘akademik’ boyut katmayı hedefleyen anaokulu, İEÜ’nün Balçova’daki kampüsünün karşısında bulunan eski İzmir Konağı’nda konumlandırıldı. Tarihi bina restore edilerek anaokuluna özel olarak hazırlanırken, çocukların en iyi şartlarda eğitim görmesi için de yemek menüsünden ders seçimlerine kadar tüm detaylar İzmir Ekonomi Üniversitesi akademisyenlerinin desteği ile hazırlandı.


İzmir Ekonomi Üniversitesi Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Beyaz Köşk Uygulama Anaokulu Açılış Töreni; Balçova Kaymakamı Ahmet Hamdi Usta, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar ile İzmir Ekonomi Üniversitesi Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Ezgi Oral Bozkurtoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başladı.


Beyaz Köşk Uygulama Anaokulu bahçesinde gerçekleşen törene; İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Mücahit Yentür, Balçova İlçe Milli Eğitim Müdürü Erhan Atilla, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz katıldı.

Usta: İzmir Ekonomi Yaparsa En İyisini Yapar

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Balçova’nın değerini yükselttiğini ifade eden Balçova Kaymakamı Ahmet Hamdi Usta, “Çalıştığım bu 2 yıl içerisinde İzmir Ekonomi Üniversitemiz her zaman çözüm ortağımız oldu. Özelikle pandemi dönemindeki etkinliklerimizde faaliyetlerimizde bize kapılarını açtı. Ben gerek başkanıma gerek rektörümüze teşekkürü borç bilirim. Zaman içinde gördüm ki, İzmir Ekonomi Üniversitesi gerek eğitimleri gerek akademik kadrosuyla sadece İzmir’de değil tüm Türkiye’de çok iyi bir eğitim kurumudur. Yaptığı bütün işlerde hem Türkiye’de hem de İzmir’de fark yaratıyor. Bugün açılışını yapacağımız Beyaz Köşk Uygulama Anaokulu da bunlardan biri. Sadece anaokulu olmanın ötesinde çok önemli bir misyona sahip. İzmir Ticaret Odası, İzmir Ekonomi Üniversitesi yaparsa en iyisini yapar” dedi.


Özgener: Çocuklarımız Erken Yaşta Üniversitenin Havasını Soluyacak

Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde bir anaokulunu faaliyete geçirme hayalini uzun zamandır kurduklarını belirten İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Özgener, e“Üniversitemizde sağladığımız eğitimin, kentimize, ülkemize ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ve gençlerimize sunacağı katkı bizim için her zaman çok önemli.

Özellikle okul öncesinde vereceğimiz eğitimin, bir çocuğun hayatını nasıl şekillendireceğini ve gelecekte belirleyeceği kariyer hedefini ne kadar ileri bir noktaya taşıyacağını, alanında uzman akademik kadromuzdan aldığımız referanslarla değerlendirdik. Erken yaşlarda üniversitenin havasını soluyan, oradaki imkanları görerek ufku açılan ve akademik kadronun tecrübelerinden faydalanan bir çocuğun, büyüdüğünde başarılı bir genç, ülkemizi hedeflerine yaklaştıracak aydınlık bir gelecek yaratmak için çalışacağına inandık” dedi.

90 Bin Üyesiyle İZTO Güvencesi

Özgener sözlerini şöyle sürdürdü: “Proje temelli eğitim uygulamalarıyla çocuğu merkezine alan, oyun odaklı bir eğitim süreci sunan anaokulumuzun, 90 bine yakın üyesiyle büyük bir aile olan İzmir Ticaret Odamız’dan aldığı güvenle okul öncesi eğitime hep birlikte farklı bir bakış açısı kazandıracağız.”

Aşkar: Yavrularımız İzmir Ekonomi Üniversitesi Aailesinin En Küçük Mensupları Oldu

İzmir’de vakıf üniversitelerine ait ilk anaokulunu açmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar, “Bugüne kadar gençlerimizin, ülkemizin, şehrimizin, toplumumuzun gelişimi için pek çok başarılı işe imza attık. Saygınlığı olan, fark yaratan, güven duyulan, Türkiye’nin en çok tercih edilen eğitim kurumları arasına girdik. Artık bu güveni, eğitimdeki bu tecrübemizi, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ayrıcalığını biricik yavrularımıza, çocuklarımıza aktarma zamanının geldiğini düşünerek anaokulu açmaya karar verdik. Eğitim müfredatından çocuklarımızın yemek programına kadar tüm detayları düşünerek, büyük titizlikle hazırladığımız anaokulumuz, yavrularımızla buluştu. Çocuklarımız şimdiden üniversiteli, İzmir Ekonomi Üniversitesi Ailesi’nin de en küçük mensupları oldu. Anaokulunun açılmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyor, ailelerimiz ile birlikte çok başarılı işlere imza atacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.


Bozkurtoğlu: En Büyük Farkımız Akademisyenlerimizden Aldığımız Destek

Beyaz Köşk Uygulama Anaokulu’na ilişkin detayları paylaşan İzmir Ekonomi Üniversitesi Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Ezgi Oral Bozkurtoğlu, “Anaokulumuz 72 çocuk kapasitesi ile 4 sınıfı, mutfağı, yemekhanesi, bahçe alanları, test-görüşme odaları, reviri ve uyku odası ile hizmete girdi. Bu yıl üç sınıfımızı açarak 1 Eylül itibariyle eğitim öğretime başlamış bulunuyoruz. Anaokulumuzun en büyük farklılıklarından biri ise yapmış olduğumuz projelerde, branş derslerinde üniversitemizde görev yapan akademisyenlerimizden aldığımız destektir. Merkezimizin ve Beyaz Köşk Anaokulunun faaliyetleri ve proje fikirleri her geçen gün artarak gelişmeye İzmir’e ve çocuklara katkı sağlamaya devam ederken; tüm çocuklara, ailelere, uzmanlara ve öğrencilere kapılarını açıyor” diye konuştu.

3-6 Yaş Arası Çocuklara Eğitim Verecek

İzmir Ekonomi Üniversitesi Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan Beyaz Köşk Uygulama Anaokulu, Balçova’daki İEÜ kampüsünün karşısında bulunan eski İzmir Konağı’nda, Eylül ayında faaliyete geçti. 3-6 yaş arasındaki çocukların kabul edileceği anaokulunda, 4 sınıf olarak toplam 72 öğrenci eğitim görecek. Her sınıfta en fazla 18 öğrenci yer alacak.

Çocuk Üniversitesi 0-18 Yaş Arası Bireyler İçin Çalışıyor

İEÜ Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi, 0-18 yaş arasındaki bireylerin gelişimini desteklemek için sadece çocuklarla değil çocuğun gelişiminden sorumlu uzmanlar, eğitimciler ve ailelerle çalışmalar, projeler yürütüyor. Merkez, çocukların çok yönlü gelişimlerini, iyi oluşlarını, evrensel farkındalıklarını ve yaşam becerilerini desteklemeyi, içinde bulunduğumuz dijital çağa ilişkin farkındalıklarını artırarak çevreyle uyum sağlamalarını amaçlıyor. İEU Çocuk Üniversitesi ebeveynler, eğitimciler ve üniversite öğrencileri ile birlikte, yaparak – yaşayarak öğrenen bireylerin yetişmesinde etkili olan oyun temelli destekleyici öğrenme ortamlarının oluşturulmasını hedefliyor. İEU Çocuk Üniversitesi’nin vizyonu ise, tüm çocukların kendilerini değerli hissettiği,  haklarına eriştiği ve potansiyellerini geliştirdikleri bir ortam yaratmak.

Kadınların Güç Birliği

İEÜ Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu’nda 5 başarılı kadın görev aldı.  Merkezin müdürlüğünü, okul öncesi eğitim uzmanı Öğr. Gör. Ezgi Oral Bozkurtoğlu üstlendi. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik uzmanı Öğr. Gör. Yasemin Özgün ise müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. İEÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Üstünlüoğlu, İEÜ Moda ve Tekstil Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elvan Özkavruk Adanır ve Uzman Psikolog-Aile Danışmanı Ayşe Özgener merkezin yönetim kurulunda yer alıyor.

18 Kişilik Uzman Danışma Kurulu

Merkezin Danışma Kurulu’nda ise; İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı,  Ege Üniversitesi, Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Çocuk Gelişimi Uzmanı Öğr. Gör. Ebru Kalyoncu, Uzman Psikolog, Dünya Özel Eğitim ve Danışmanlık Merkezleri Kurucusu Şebnem Türkdalı Temizocak, İTK Anaokulları Koordinatörü Burçin Kızak, Okul Öncesi Eğitim Uzmanı-Drama Lideri, YÖM Okulları Güzelbahçe Kampüs Müdürü Özlem Öznur Gökbulut, Uşak Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo-TV Sinema Bölümü Doç. Dr. Meral Özçınar, İzmir Büyükşehir Belediyesi-Çocuk Belediyesi Sorumlusu Döne Kırar Yılmaz,  Çocuk Ergen Psikiyatristi Dr. Önder Küçük, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü Prof. Dr. Kemal Yürümezoğlu, İEU SHMYO Çocuk Gelişimi Programı Öğr. Gör. Betül Özkul, İEU GSTF İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Dr. Öğr. Üyesi Didem Kan Kılıç, İEU İletişim Fakültesi UNICEF Danışmanı Doç. Dr. Altuğ Akın, İEU SHMYO Çocuk Gelişimi Programı Öğr. Gör. Hakan Yıldız, İEU SHMYO Müdürü Prof. Dr. İlgi Şemin, İEU İşletme Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Gürkaynak ve İEU, İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Doç. Dr. Selin Türkel yer alıyor.


Katılımcılar

Beyaz Köşk Uygulama Anaokulu bahçesinde gerçekleşen törene; İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çiğdem Kentmen Çin, İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Salkım, İsmail Kahraman, Jülide Tutan Hergül, Mehmet Şahin Çakan ve Nuray Eyigele İşleyen, İzmir Ticaret Odası Meclis Katip Üyesi Ali Yaramışlı, İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeleri, Disiplin Kurulu Üyeleri, Komite Üyeleri, İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı ile İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeleri, Çocuk Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyeleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi dekanları ile akademisyenler katıldı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

16 Ekim 2022

Erzurum Şenkaya İlçesinin Kuruluş Hikayesini İzmir’de Anlattılar


Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Birliği Federasyonu ve Erzurum Kültür ve Dayanışma Vakfı Yönetimleri tarafından düzenlenen “Kurtuluştan Kuruluşa Erzurum Tanıtım Günleri“nin bu yılki teması ise "Kuruluştan Kurtuluşa Erzurum-İzmir" oldu.

Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Federasyonu 13-14-15-16 Ekim’de İzmir Kültür Park Fuar alanında “Kuruluştan Kurtuluşa Erzurum İzmir buluşması” gerçekleştirildi.

Erzurum’un kuzeydoğusunda, yer alan Allahuekber dağlarının batı eteklerinde bulunan Şenkaya ilçesinin standına konuk oldum. Stantta Erzurum Şenkaya Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ayhan Karabulut’tan Şenkaya ilçesi hakkında bilgi aldım.

Erzurum’a 170 km. uzaklıkta okuma yazma oranı yüksek bir ilçeyiz diyerek sözlerine başlayan Karabulut sözlerini şöyle sürdürdü;

Şenkaya’nın kurucusu gururumuz Hüseyin Köycü’nün (1895-1958) fotoğrafını standımızda görenler merak edip soruyorlar. Biz de kurucumuz medarı iftiharımızı İzmirde haber olarak sizlere de anlatmak istiyorum.


Şenkaya’nın kurucusu gururumuz Hüseyin Köycü(1895-1958) her zaman halkın ve köylünün yanında olmuştur. 20 Şubat 1895'de Örtülü Köyü'nde doğmuş (şu anda Erzurum İli'ne bağlı Şenkaya İlçesi). Babası din alimi ve halk ozanı Hıfzı Efendi, devrin ünlü ozanları olan Sümmani ve Şenliği ile aynı meclislerde bulunmuştur. Küçük Hüseyin 12 yaşına geldiğinde Kuran'ı hafzetmiş, Arapça ve Farsça'yı bilen, babası gibi şiirler yazan bir çocuk. Bu arada tarih, coğrafya, edebi, içtimai ve iktisadi konularda kendini geliştirmesi için kitaplar getiriliyor, adeta özel bir öğrenim görüyordu. 17 yaşında yörenin en büyük köylerinden olan Örtülü Köyü'ne muhtar seçiliyor. Köy odasında halkı eğitmek için öğrendiği bilgileri onlara aktarıyordu. Ülkemizin işgal altında bulunduğu yıllarda halkın milli şuurunu tetikleyen şiirler yazıyordu. 1916 yılında yazdığı İslam destanını, köyün gençleri yardımıyla çoğaltarak etrafa yaymaya çalışıyordu. Oltu ve havailisinde düşmana karşı örgütlenme çalışmalarının tamamında Örtülü Köyü'nden Hüseyin Efendi (Hüseyin Sırrı) başta geliyordu. 1917'de Oltu Gizli İslam Cemiyeti'nin kuruluşunda yer aldı. Kosor (Akşar Nahiyesi) ve Örtülü teşkilatlarını kurdu. 1918'de Oltu'nun kurtuluşunda önemli rol oynadı ve Kosor Nahiye Müdürlüğü görevine tayin edildi. Aynı yıl Kars'ta milli müdafaa teşkilatı olarak kurulan; Milli İslam Şurası kurucu üyesi oldu. 1919'da Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti kurucu üyesi, Oltu Milletvekili ve Meclis İdare Amiri  seçildi. Aynı yıl Allahuekber Cephesi komutanlığı da Hüseyin Sırrı Efendi'ye verildi. Bu hükumetin İngilizler tarafından dağıtılmasından sonra Oltu Serbest Gençler Teşkilatı'nı kurdu ve başkanı oldu. İkinci Oltu şurası üyeliğine seçildi.  1920'de Oltu İslam Terakkiperver Cemiyeti'nin kurucusu ve umumi katibi oldu. Bu yıllarda Kâzım Karabekir Paşa'nın Kars'ta çıkardığı haftalık Varlık Dergisi'nde makaleler yazmaya başladı. 1920'de TBMM'de kurulması ve Atatürk'ün ışığının bütün yurdumuzu aydınlatmasından ve Anadolu'muzun düşman işgalinden kurtulmasından sonra Hüseyin Efendi kendisini ölümsüzleştiren eserlerini vermeye başladı. Önce köylünün eğitiminden başladı ve bu yıllarda köye öğretmen getirip, gençleri eğitmek için hususi mektep kurdu. Savaş bize toplu olarak bilgi dairesinde çalışmamızın gerekliliğini öğretti diyordu. 1925'te Oltu İlçesi İdare Heyeti Üyesi ve 17 sene müddetle Erzurum İl Genel Meclisi üyeliğinde bulundu. Bu dönemde yaptığı çalışmalar ve cesaretinin örnek aneknotları dillerde dolaşmaya başlamıştı. 1928'de köyde halka açık şirket ve kooperatif kuruyordu. Çevre ilçeler halkınında şirketten hisse almalarını sağlıyordu. 1929 yılında Örtülü ve havalisine örnek olursam bu çalışmalar ülkemizin birçok yöresin de emsal teşkil eder diyerek, adına Sarı Karton Projesi dediği Kalkınma Planını kaleme aldı. Yani zihin haritama metodunu geliştiren İngiliz bilim adamı Tony Bousan'dan tam 34 yıl önce. Bu planı bugün inceleyen bilim adamları, öncelikle bu kişinin eğitimini soruyorlar. Kendini geliştirme için devamlı okuyan, okuduğunu iyi anlayan ve o bilgileri çevresinin kalkınması için kullanan kişi diye cevap verince hayretlerini gizleyemiyorlar. Yine 1920'li yıllarda köyüne imece usulüyle ilkokul yaptırarak eğitim seferberliği başlatıyor. Haydi kızlar okula, baba beni okula gönder gibi çalışmaları daha o yıllarda yapan Köycü, kalkınma planında yazdığı aktiviteleri harekete geçirerek köyünü ilçe yapma yolunda hızla mesafe kaydediyordu. 1930'lu yıllarda eğitici ve öğretici tiyatro eserleri yazıp sahneye koyarak çevre ilçelerde turne düzenliyordu. Evini vererek ortaokul açılması yönünde çalışmalara başlıyordu. 1932 yılında Erzurum Halk Evi Köycülük Şubesi Başkanı olan Köycü, kalkınmanın köyden başlamasının yılmaz savunucusu olduğundan, 1934'te soyadı kanunu çıkınca kendisine "Köycü" soyadı veriliyor. Köyün ve yörenin ağaçlandırılmasına çok önem veriyordu. Bu maksatla tiyatro eserleri, makaleler, şiirler yazarak ağaçlandırma bayramları düzenler ve devlet yeşil yapraktır derdi. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere TBMM üyelerine mektuplar yazarak kanunlarımızda yapılmasını istediği değişme ve düzenlemeleri dile getirirdi. Yine bu yıllarda 12 el sanatı dalında usta öğretmenler getirerek köy halkını kabiliyetlerine göre zanaata yönlendirir. Sergiler, pazar ve panayırlar ihdas eder. 1946'da Örtülü Köyü ilçe olur ve "Şenkaya" adını alır. Köycü uzun yıllar bu ilçenin belediye başkanlığını yapar. 1950-55 yılları arasında Şenkaya Gazetesi'ni çıkarır. 1954'te bağımsız milletvekili adayı olur. 12 oyla seçimi kaybeder ama üzülmez "Benim asil görevim milletimi mecanni avukatlığıdır" diyerek çalışmalarını sürdürür. Maddi her imkanını köyü için harcadığından maddi sıkıntıların yanında şeker hastalığı da yakasını bırakmaz. Bacağı kesilir ama yine boş durmaz, 1957 yılında Türkiye Ufak Partisi'ni kurar, genel merkezi il dışında olan ilk partidir ve amblemi kurşun kalemdir. 

Bal ormanı kuruldu

Çiçek çeşitliliğin yoğun olduğu Şenkaya’da tamamen doğal üretilen petek balımız ve çiçek ballarımızı satışını yaptık. Ayrıca Şenkaya ilçemizin bal ormanı projesi gerçekleşti ve bal ormanı kuruldu.

İzmirliler dut pekmezi, marmelat, vişne, kiraz, kızılcık kurusu gibi yöresel ürünlerimizi de tanıtıyoruz.

Şenkaya ilçesinin mahallesi olan (köy) eski adı Kosor şimdiki adı Akşar bıçaklarımızı tanıtıyoruz. Çelikten yapılmış sedef kaplamalı uzun yıllar dayanan yöresel bıçağımızı ustamız imal ediyor. Burada onların satışını yapıyoruz.


Halk eğitim merkezlerimizde Bardız kilimleri kursumuzda dokunan kilimleri standımızda sergiledik. Kilimlerde zemin renkleri, Osmanlı saray kilimlerinde olduğu gibi genellikle siyahtır. Bununla birlikte kırmızı veya bordo, mavi, doğal bej, doğal gri renkler az da olsa kullanılmaktadır’ diye konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

 

15 Ekim 2022

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ve Gaziemir Belediyesi İşbirliğiyle yapılacak Gençlik Merkezi’nin Temeli atıldı.


Konuşmasına Amasra’da yaşanan maden patlamasında hayatını kaybedenleri anarak başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bugün sizlerle beraber olmanın mutluluk ve kıvancı içindeyim. Ancak dün geceden beri yüreğimiz parçalanıyor, büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet diliyorum, 13 canımızın sağ salim kurtarılmasını diliyorum” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, törende yaptığı konuşmada gençlere seslendi. Soyer, “Tek bir gencimizin dahi bu ülkeyi terk etmesine izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin pırıl pırıl gençleri, yüz akları, çalışkan ruhlarını hiç bir yere göndermeyeceğiz. Hiç kimse bir yere gitmesin. Gidenler geri dönsün. Çünkü bu güzelim topraklarda güle oynaya, hep beraber sağlıkla huzurla yaşayacağız” dedi.


İzmir büyükşehir belediyesi ve Gaziemir Belediyesi İşbirliğiyle kente kazandırılacak gençlik merkezi’nin temeli atıldı. Gençlerin kişisel ve entelektüel gelişimlerini desteklemenin yanı sıra beceri kazanmalarına katkı sunacak merkezin temel atma törenine;

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile eşi Neptün Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ile eşi Deniz Arda, Menderes Belediye Başkan Vekili Erkan Özkan, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Belediye Meclis Üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Çokluk içinde birlik olmalıyız

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı döneminde, kent için “geleceğin Türkiye'sinin öncüsü İzmir” tarifinde bulunduğunu anımsatan Başkan Tunç Soyer, “bugün bu ufka doğru 4,5 milyon İzmirli ile birlikte emin adımlarla yürüyoruz. Geçtiğimiz 9 Eylül akşamı tüm farklı renklerimizle birlikte, ülkemiz ve şehrimiz için yüzbinlerle bir arada olduk. Şimdi milyonların bir araya gelerek söylediği o çokluk içerisinde birlik sözünü ölümsüz kılmak zorundayız” dedi.

Gençlerimizi hiç bir yere göndermeyeceğiz

Konuşmasında “görevimiz artık eskisinden de fazla, sorumluluğumuz eskisinden de büyük” ifadelerini kullanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ülkede yaşanan beyin göçüne değindi. Soyer,  “Gaziemir Gençlik Merkezi'nin temelini işte böyle büyük bir heyecan ve inançla atıyoruz. Ancak bu heyecanı gölgeleyen büyük bir kriz yaşıyoruz. Bu kriz en çok çocukları ve gençleri vuruyor. Onun için gençlerimizin büyük bir çoğunluğu bu memleketi terk edip gitmek ve geleceğini yurt dışında kurmak istiyor. Tek bir gencimizin dahi bu ülkeyi terk etmesine izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin pırıl pırıl gençleri, yüz akları, çalışkan ruhlarını hiç bir yere göndermeyeceğiz” dedi.

Sağlıkla, huzurla yaşayacağız

Farklı ülkelere gidenlere çağrıda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şunları söyledi:


“Biliyorum ki bu vatan yeryüzünün en mutlu ve en üretken nesillerini sarıp sarmalayacak bir güce sahip. Fakat bu onun derelerini satarak olmaz. Onun topraklarını kuraklaştırarak olmaz. Tüm renkleri soldurarak, sanatçıları küstürerek, köylüleri yoksullaştırarak, meraları yok ederek, işçileri ezerek, kadınları öldürerek olmaz. Bir millet insanlarını 'bizlerden ve onlardan' diye ayırarak sevilmez. Bu nedenle tekrarlıyorum; hiç kimse bir yere gitmesin. Gidenler geri dönsün. Çünkü bu güzelim topraklarda güle oynaya, hep beraber sağlıkla huzurla yaşayacağız.”

Gençliğe hizmet geleceğe ve bağımsızlığımıza hizmettir

Gençlerin içinden geçtiği bu zor günlerde onların yaşam kalitesini iyileştirmek için birçok çalışma yürüttüklerini ifade eden Başkan Soyer, yapılanların bir kısmına değinerek, şunları anlattı:

“İzmir’de ikamet eden, maddi olanakları kısıtlı 10 bin öğrencimize yıllık 4 bin lira toplamda 40 milyon liralık eğitim desteği sağlıyoruz. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Kâtip Çelebi Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi ve Bakırçay Üniversiteleri’nde, toplam altı noktada 5 bin kişilik yemek dağıtarak gençlerimizin bütçesine katkı sunuyoruz. Çiğli ve Buca’da kurduğumuz çamaşırhaneler, öğrenciler için başlattığımız ev taşıma desteği, tüm sahil boyunca oluşturduğumuz ücretsiz wifi hizmetiyle İzmirli gençlere sahip çıkıyoruz. Biliyoruz ki, bir ülkeyi korumak için yalnızca onun sınır çizgisini korumaktan ibaret değil. Nasıl ki ülkemizin şehitlerimizin kanıyla çizilmiş sınırlarını canımız pahasına koruyorsak, o sınırın içinde olan her bir değeri de korumak zorundayız. Ve hiç şüphesiz, bu değerlerin en başında gençlerimiz, gelecek nesillerimiz geliyor. İşte bu nedenle diyorum ki, gençliğe hizmet, geleceğe ve bağımsızlığımıza hizmettir.”

Başkan Soyer'e teşekkür

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda 25 Eylül’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı törenle Aktepe-Emrez bölgesinde kentsel dönüşümün temelinin atıldığını hatırlatarak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür etti. Gaziemir Gençlik Merkezi’nin Gaziemir’de örneğinin olmadığını belirten Arda, “Gaziemir, İzmir'in dünyaya açılan kapısı durumunda. O nedenle dil bilen gençlere ihtiyacımız var. Burası ilçedeki gençlerin hayallerinde olan projelerini gerçekleştiren bir alan olacak” dedi.

Atatürk devrimlerine sahip çıkan nesiller yetiştirecek

Halil Arda, bölgenin tarihine de değinerek, şunları söyledi: “Eskiden burası bir tütüncü köyüydü ancak şehre yakınlığı, serbest bölgenin buraya yakınlığı ile 150 bin nüfuslu kente dönüştü. Anılarımızı ve hikayelerimizi unutmuyoruz. Ben hatırlıyorum burası 50 yıl önce demircilerin, arabacıların olduğu bir bölgeydi. Tütüne giden at arabalarının tamiri yapılırdı, demirci ustaları vardı burada, ateş ile demire şekil verilirdi. Şimdi ise bu gençlik merkezimiz gençlerimizi şekillendirecek, ülkesine faydalı, Atatürk devrimlerine sahip çıkan nesiller yetiştirecek.”


Gaziemir için eşsiz bir merkez

3 bin metrekare kapalı alana sahip merkez yabancı dil eğitimi, robotik kodlama, e-spor, sanal gerçeklik uygulamaları ile kütüphaneden oluşacak. Zengin basılı kaynaklarıyla kütüphane ve yabancı dil eğitimleri için kullanılacak dersliklerin olduğu ikinci katta bir de revir yer alacak. Gençlik merkezi’nin 24 saat boyunca hizmet vermesi planlanıyor.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

14 Ekim 2022

İyi Parti İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar aday adayı oldu


İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, partinin başlattığı kongre süreci ve genel siyasi tabloya ilişkin değerlendirmelerde bulunmak üzere il başkanlık binasında toplantı gerçekleştirdi. Kırkpınar, 2023 genel seçimlerinde milletvekili aday adayı olacağını da açıkladı.

İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, teşkilatın kongre sürecinde yeniden aday olmayacağını açıkladı; ikinci bölgeden milletvekili aday adayı olarak yoluna devam edeceğini duyurdu.

İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında; 4 yıldır yürüttüğü il başkanlığı sürecini anlattı. Parti genel merkezi ile yaptıkları toplantıda tekrar il başkanı olmayacağını açıkladı. Sonrasında İzmir'deki 29 ilçe başkanından da destek alarak milletvekili aday adayı olma yönünde karar verdiğini belirtti.

Hüsmen Kırkpınar, "21 yıllık iktidar önümüzde yapılacak seçimleri kaybedecektir. Bu çıktığımız yolculuk, demokrasinin mabedi dediğimiz TBMM'nin üyesi olmak büyük bir sorumluluk ister. Partimizin İzmir il teşkilatı olarak temsil olarak 2'nci bölge milletvekili adayı olarak bu şehrin tamamının sorumluluğunu üstümde taşıyarak TBMM'ye gitmek istiyorum” dedi.

Kırkpınar, AKP iktidarını eleştirirken, “18 Haziran 2023 seçimlerine 242 gün kaldı. Umudumuzu o güne kadar daha da yükseltmeliyiz. Madem seçimle geldiler seçimle gidecekler. İnşallah 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak” diye konuştu.

Kırkpınar, İzmir'deki mevcut hastanelerde de çok ciddi fiziki yetersizlikler bulunduğunu, doktor randevusu alınamadığını ileri sürdü. İzmir'de öğrencilerin de barınma sorunu bulunduğunu vurgulayan Kırkpınar, yıkılan Buca Cezaevi arazisine yurt yapılmasını önerdi.

Buca, İzmir’in en büyük ilçesi

İzmir’in son günlerde en çok tartışılan konularından Buca Cezaevi ile ilgili de konuşan Kırkpınar, kentteki problemleri de şu sözlerle anlattı: “Yerel yönetimlerle ilgili mecliste tartışılan bir konu vardı, Buca Cezaevi. Burası kısmi müze olarak kalabilir ama en önemli sorun özellikle üniversiteye yakın olduğu için buraya bir öğrenci yurdu yapılmasıdır. Bunu il başkanı olarak dile getirdim. Konunun iki muhatabı var; biri meclis diğeri iller bankası. Hem hükümet hem de belediye bir araya gelerek uygun olan, yani bir öğrenci yurdu yapılmasını sağlamalıdır. Mümkünse bu alanın bir kısmına otopark da yapılmalıdır.

“Sansür yasası” olarak bilinen yeni düzenlemelerle ilgili de konuşan Kırkpınar, “Mesela Bartın’a bağlı bir ilçemizde Taş Kömürü yönetiminin eksik işleri olduğunu Sayıştay raporluyor, ilgili birimlere tebliğ ediyor. Sayıştay’ın bu eksiklikleri uyardığının gündeme getirilmesi yeni yasayla suç mu olacak” dedi.

Bir şehir hastanesi var, efsaneye döndü

Kent gündemini de yorumlayan İl Başkanı Kırkpınar’ın ilk hedefi Bayraklı’da yapımı henüz tamamlanmayan şehir hastanesi oldu. “Bir şehir hastanesi var, efsaneye döndü” diyerek konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Kırkpınar, “Pek çok yerde sağlık kuruluşları iptal oldu, bu hastane bekleniliyor. Bu haliyle bile geleceğe taşınacak olan olumsuzluklarını ifade etmek istemiyorum. Çocuk yoğun bakım ünitesi sadece devlet hastanelerinde var, kapasitesi 16. Hastalar bugün Türkiye’nin genelinde hastanelerden randevu alamıyor. Bir ayda ancak üç randevu alınabiliyor” dedi.

Çiğli Arıtma Tesisi’ne ilave yapılarak bir an önce bu kokudan kurtulunması lazım. Yağmur suyunun da ayrıştırılması içinde çalışmalar yapılması gerekiyor. Kentsel yenileme ve dönüşüm projeleri hakkında da hükümetle mutlaka bir araya gelinmeli. Söz verilmiş ama hayata geçirilemeyen konularda ilgili bakanlıklarla bir araya gelinerek dönüşümün hayata geçirilmesi şart, diye konuştu.”


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

13 Ekim 2022

Ege Bölgesi 2022-2023 pamuk rekolte tahmin çalışması sonuçları açıklandı

 


Ege Bölgesi 2022-2023 pamuk rekolte tahmin çalışması İzmir Ticaret Borsası (İTB), İzmir Ticaret Odası, (İZTO) Ege İhracatçı Birlikleri, (EİB) Söke Ticaret Borsası ve Aydın Ticaret Borsası işbirliğinde Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü ile yapılan protokol dahilinde gerçekleştirildi.

12 Ekim 2022 tarihinde İzQ Girişimcilik Merkezi’nde yapılan toplantıda İTB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Bülent Uçak Dünya pamuk piyasasının geçtiğimiz sezon oldukça hareketli bir dönem yaşadığını söyledi. Uçak konuşmasını şöyle sürdürdü;

Dünya pamuk piyasası geçtiğimiz sezon oldukça hareketli bir dönem yaşadı. Bir yandan enerji krizi, bir yandan lojistik krizi ve bir yandan finansman krizi birçok sektörü etkilediği gibi pamuk sektörünü de doğrudan olumsuz etkiledi. Krizlerin etkisiyle artan maliyetler tedarik zincirinin doğal yapısını bozdu. Üretici ve tüccarlar fiyat belirlemede zorlandı. Geçtiğimiz sezona ait siparişlerin bir kısmının hala teslim edilmediğini duyuyor ve görüyoruz.


Gerçekten her açıdan hepimiz için zor bir sezon oldu

Sezon başında 19 tl/kg olan pamuk fiyatı, sezonun son aylarında 61-63 tl/kg bandına kadar çıktı. 

Bu günlerde ise fiyatlar 40 lira seviyelerine kadar geriledi. Bu seviyedeki fiyatlar üreticilerin beklentilerini karşılamadığını görüyoruz. Hal böyle devam ederse önümüzdeki sezon üretici pamuktan soğuyabilir ve ekmeyebilir. Sonuç malumunuz yine ekim alanlarının azalması ve rekoltenin düşmesi olacaktır. Son on yılda üretici fiyatlarında bu tür dalgalanmalara sıkça rastladık. Ve haliyle üretimin çok düştüğü yılları gördük. Üreticinin kar etmesi sektörün sürdürülebilirliği açısından oldukça önemli. Bu nedenle tarım politikalarının başta üreticiyi korumaya yönelik geliştirilmeli ve üreticiler desteklenmelidir.

Yeni mahsul pamuk fiyatlarının ne olacağı merakla beklenirken, küresel enflasyonun talep daralmasına yol açacağı tahmin edilmektedir. Dolayısıyla 2022/23 sezonunun olumsuzluklarla başlayan ve üreticisinden iplikçisine sektörün hiçbir paydaşının memnun olmadığı bir sezon başlangıcı olduğunu düşünüyorum.  Bu sezon Türkiye geneli 1 milyon tonun üzerinde üretim beklentisi var. Bu sevindirici bir gelişmedir. Ancak mevcut durumda piyasanın fiyat ve talep ilişkisi sorunlu bir yapıda olduğu görülmektedir.

Yeni sezonda fiyatların düşük olması durumunda, maliyetleri kurtarmayan üretici ürününü satmak istemeyebilir. Diğer taraftan; özellikle iplikçilerin stoklarında bulunan yüksek fiyattan alınmış pamuk ve yüksek maliyetle üretilmiş ipliklerin var olması yeni sezonda yüzde 15-20 oranında talep daralması yaratabilir. Yılbaşından sonra üreticilerin daha iyi fiyatlarla karşılaşacağı beklenmektedir. Bunu hep birlikte göreceğiz.

Yeni sezonda çırçır randıman oranının yüzde 40 olacağı ve bu randıman oranı ile mahlıç pamuk üretiminin 221 bin ton olacağı tahmin edilmektedir.

Yeni sezonun sektörün tüm kesimlerine hayırlı olmasını diliyor, çalışmaya katkılarını esirgemeyen Ege İhracatçı Birlikleri, İzmir Ticaret Odası, Söke Ticaret Borsası ve Aydın Ticaret Borsasına ayrıca, çalışmayı gerçekleştiren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi toprak bölümü hocalarımıza çalışmaya destek veren Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsüne ve arazi çalışmalarına katılan tüm ekibe borsamız adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.


Sonuçların başta çiftçilerimiz olmak üzere tüm sektöre hayırlı olmasını temenni ediyorum, diye konuştu.

Pamuk rekolte tahmin toplantısında söz alan EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi de, “Randıman belli ama bir mutsuzluk var. Bu mutsuzluk tamamen bizden kaynaklanmıyor. Dünyada hepinizin bildiği gibi bir resesyon ortamı ve talep darlığı var. Bunun yanında aslında bizim için sevindirici dünyada bir üretim eksikliği var. Bizde de bu sene bir rekor yılı. Allah nasip ederse sonuna kadar, inşallah yağmur bir şey olmazsa bu sene rekora imza atacağız gibi görünüyor. Bu olayın sevindirici kısmı. Üzücü kısmı fiyatların düşmeye devam etmesi ve çiftçinin emeğinin karşılığını alamaması. Biz taleplerin zaman içinde yükseleceğini ve fiyatların da çiftçimizi mutlu edecek bir yerde oturacağını umuyoruz. Ben bu sezonun ülkemiz için de hayırlara vesile olmasını diliyorum. Çünkü ithalat da azalacak ve azalınca da dövize olan ihtiyacımız da azalacak. Ben bütün bu mahsulün hepimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

12 Ekim 2022

Sağlık Turizminde Örnek Güç Birliği


1991 yılında kurulan, Türkiye’nin İlk El Mikrocerrahi, Ortopedi ve Travmatoloji Özel Dal Hastanesi olma özelliğini taşıyan EMOT'un yeni yatırımı EMOT Plus Hastanesi, Clinic Evoy ile gerçekleştirdiği işbirliğiyle İzmir'de sağlık turizminde örnek bir güç birliğine imza attı.

EMOT Plus ve Clinic Evoy, Konak Best Western Plus Otel'de düzenlenen basın toplantısıyla bu önemli işbirliğini kamuoyuna duyurdu.


EMOT Plus Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. İnan Aysel ve Clinic Evoy Genel Müdürü Buse Tokar, Türkiye'de ilk kez gerçekleşen bu işbirliği modelinin ayrıntılarını aktarırken, örnek güç birliğinin sağlık turizmi sektörüne çok ciddi katkı sunacağına inandıklarını vurguladı.

Mikrocerrahi, ortopedi ve travmatoloji alanındaki üstlendikleri öncü rolü, EMOT Plus olarak Omurga Sağlığı Merkezi ve sağlık turizmi alanındaki iki yeni yatırımla güçlendirdiklerini belirten Başhekim Uzm. Dr. İnan Aysel, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “EMOT Hastanesi, kas ve iskelet sisteminin sorunlarının tümünü çözmeyi hedeflemiş, 30 yıldır dal hastanesi olma özelliğini yitirmeden; ekip çalışması ve bilimselliği temel alan; saygın bir kurum olarak çalışmaktadır. EMOT Plus'ta ise faaliyet alanımız, Omurga Sağlığı Merkezi, Ortopedi ve Travmatoloji, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Nöroloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi, Kardiyoloji, Dahiliye, Kas ve İskelet sistemi Radyolojisi, Diyetetiktir. EMOT Plus olarak İzmir ve bölgemizde iki farklı yeni iş modeline öncülük etmenin gururunu yaşıyoruz”


Omurga Sağlığı Merkezi Avantaj Sağlıyor

EMOT Plus Hastanesi bünyesindeki Omurga Sağlığı Merkezi'nin birçok hizmeti tek çatı altında sunarak hastalara önemli avantaj sağladığına dikkat çeken Başhekim Uzm. Dr. İnan Aysel, sözlerine şöyle devam etti: “Omurga problemi olan hastalar, tümüyle kurumsal muhatap bulma olanağına kavuşacaklar. Omurga Sağlığı Merkezimiz, omurga problemi olan özellikle bel sorunlu hastaları tanı için tek muayene ücretiyle gereğinde bir hekim yerine bir ekip ile değerlendirmektedir. Omurga Sağlığı Merkezi; Ortopedi ve Travmatoloji, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Nöroloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Kas ve İskelet sistemi Radyolojisi, Diyet ve Beslenme uzmanları ile hizmet vermektedir. İzmir’de öncülüğünü yaptığımız bu yaklaşımla sizlerin tanı için birçok kez ödeme yapmamanızı, tedavi için birçok yeri dolaşmamanızı ve zaman kaybetmemenizi, kişi yerine kurumsal muhatap bulmanızı sağlamayı amaçlıyoruz”


Profesyonel İşbirliği

Sağlık turizmi alanında İzmir'in önemli bir potansiyele sahip olduğunu ve bu alanda da örnek bir yatırıma daha imza attıklarını kaydeden Uzm. Dr. İnan Aysel, “İkinci atılımımız, sağlık turizmi faaliyeti kapsamında Clinic Evoy’a “Kuluçka Merkezi” olarak ev sahipliği yapmamızla başladı. Bu iş modelinde, EMOT Plus Hastanesi sağlık hizmetlerinin tümünü, Clinic Evoy ise turizm faaliyetlerinin tümünü üstleniyor. Sağlık Turizmi alanında EMOT Plus Hastanesi ve Clinic Evoy işbirliği modeli, herkesin yetkin olduğu alanlarda faaliyet gösterdiği ve etkin olduğu profesyonel bir kapsamda çalışmalarını sürdürüyor” ifadesini kullandı.

Yeni Kuluçka Merkezi

Sağlık turizminin kapsamlı ve uzmanlık gerektiren bir sektör olduğunu belirten Clinic Evoy Genel Müdürü Buse Tokar da, EMOT Plus Hastanesi ile gerçekleştirdikleri işbirliğiyle İzmir ekonomisine katma değer sağlamak istediklerini kaydetti.

Tokar, örnek işbirliğine ilişkin şu bilgileri verdi: “Sağlık turistine verilecek sağlık hizmetinin de deneyim sahibi, alanında uzman hekimler tarafından verilmesini hedefledik ve böylece EMOT Plus Hastanesi ile yollarımız kesişti. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek sağlık turizmi acentesi ile sağlık tesisi arasında çok kapsamlı bir iş modeli geliştirerek sağlık turizminin her alanını kapsayan ve sağlık turistine özelleştirilmiş sağlık hizmeti sunmayı amaçlayan bir “kuluçka merkezi” oluşturduk. Oluşturulan kuluçka merkezinde Emot Plus Hastanesi'nin 30 yıllık deneyimli kadrosu ile Clinic Evoy’un genç ve dinamik ekibi bir araya geldi ve sektörün büyümesi, gelişmesi ve hizmet standartlarının yükseltilmesine yönelik etkili çalışmaların yapılması planlandı. Bu oluşumun sadece estetik operasyonlar üzerinden ivme kazanan sektöre yeni bir soluk getireceğine inanıyoruz”

Sektöre Katkı Sunacak

Bu işbirliği modeliyle ülkenin sağlık turizmi sektörüne ciddi bir katkı sunacaklarına inandıklarını vurgulayan Buse Tokar sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2022 yılının ilk çeyreğinde 284 bin 577 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan elde edilen gelir 332 milyon 212 bin ABD doları tutarında gerçekleşmiştir. 2022 yılının ikinci çeyreğinde ise 302 bin 177 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan elde edilen gelir 436 milyon 212 bin ABD doları tutarında gerçekleşmiştir. Bu oluşum ile; EMOT Plus Hastanesi’nin bilgi, deneyim ve teknolojik birikiminin olduğu Ortopedi ve Travmatoloji, Mikrocerrahi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ve yeni olarak Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi alanlarında dünyanın her bir yerinde sağlık hizmeti bekleyen hastalara hizmet vermeyi hedefliyoruz. Bu işbirliği dışında Clinic Evoy, diğer sağlık kuruluşlarıyla obezite cerrahisi, diş tedavisi, saç ekimi üzerine de Sağlık Turizm faaliyetini sürdürecektir. Ülkemizde ilk kez gerçekleşen bu işbirliği modeli ile ülkemizin sağlık turizmi sektörüne çok ciddi bir katkı sunacağımıza inanıyoruz. Bu örnek güç birliğinin başta ülkemize, sektöre ve taraflara hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim.”


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT