Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Birliği Federasyonu ve Erzurum Kültür ve Dayanışma Vakfı Yönetimleri tarafından düzenlenen “Kurtuluştan Kuruluşa Erzurum Tanıtım Günleri“nin bu yılki teması ise "Kuruluştan Kurtuluşa Erzurum-İzmir" oldu.
Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Federasyonu 13-14-15-16
Ekim’de İzmir Kültür Park Fuar alanında “Kuruluştan Kurtuluşa Erzurum İzmir
buluşması” gerçekleştirildi.
Erzurum’un kuzeydoğusunda, yer alan Allahuekber dağlarının
batı eteklerinde bulunan Şenkaya ilçesinin standına konuk oldum. Stantta Erzurum
Şenkaya Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ayhan Karabulut’tan Şenkaya ilçesi hakkında
bilgi aldım.
Erzurum’a 170 km. uzaklıkta okuma yazma oranı yüksek bir ilçeyiz
diyerek sözlerine başlayan Karabulut sözlerini şöyle sürdürdü;
Şenkaya’nın kurucusu gururumuz Hüseyin Köycü’nün (1895-1958) fotoğrafını standımızda görenler merak edip soruyorlar. Biz de kurucumuz medarı iftiharımızı İzmirde haber olarak sizlere de anlatmak istiyorum.
Şenkaya’nın kurucusu gururumuz Hüseyin Köycü(1895-1958) her
zaman halkın ve köylünün yanında olmuştur. 20 Şubat 1895'de Örtülü Köyü'nde
doğmuş (şu anda Erzurum İli'ne bağlı Şenkaya İlçesi). Babası din alimi ve halk
ozanı Hıfzı Efendi, devrin ünlü ozanları olan Sümmani ve Şenliği ile aynı
meclislerde bulunmuştur. Küçük Hüseyin 12 yaşına geldiğinde Kuran'ı hafzetmiş,
Arapça ve Farsça'yı bilen, babası gibi şiirler yazan bir çocuk. Bu arada tarih,
coğrafya, edebi, içtimai ve iktisadi konularda kendini geliştirmesi için
kitaplar getiriliyor, adeta özel bir öğrenim görüyordu. 17 yaşında yörenin en
büyük köylerinden olan Örtülü Köyü'ne muhtar seçiliyor. Köy odasında halkı
eğitmek için öğrendiği bilgileri onlara aktarıyordu. Ülkemizin işgal altında
bulunduğu yıllarda halkın milli şuurunu tetikleyen şiirler yazıyordu. 1916
yılında yazdığı İslam destanını, köyün gençleri yardımıyla çoğaltarak etrafa
yaymaya çalışıyordu. Oltu ve havailisinde düşmana karşı örgütlenme
çalışmalarının tamamında Örtülü Köyü'nden Hüseyin Efendi (Hüseyin Sırrı) başta
geliyordu. 1917'de Oltu Gizli İslam Cemiyeti'nin kuruluşunda yer aldı. Kosor
(Akşar Nahiyesi) ve Örtülü teşkilatlarını kurdu. 1918'de Oltu'nun kurtuluşunda
önemli rol oynadı ve Kosor Nahiye Müdürlüğü görevine tayin edildi. Aynı yıl
Kars'ta milli müdafaa teşkilatı olarak kurulan; Milli İslam Şurası kurucu üyesi
oldu. 1919'da Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti kurucu üyesi, Oltu Milletvekili
ve Meclis İdare Amiri seçildi. Aynı yıl
Allahuekber Cephesi komutanlığı da Hüseyin Sırrı Efendi'ye verildi. Bu
hükumetin İngilizler tarafından dağıtılmasından sonra Oltu Serbest Gençler
Teşkilatı'nı kurdu ve başkanı oldu. İkinci Oltu şurası üyeliğine seçildi. 1920'de Oltu İslam Terakkiperver Cemiyeti'nin
kurucusu ve umumi katibi oldu. Bu yıllarda Kâzım Karabekir Paşa'nın Kars'ta
çıkardığı haftalık Varlık Dergisi'nde makaleler yazmaya başladı. 1920'de
TBMM'de kurulması ve Atatürk'ün ışığının bütün yurdumuzu aydınlatmasından ve
Anadolu'muzun düşman işgalinden kurtulmasından sonra Hüseyin Efendi kendisini
ölümsüzleştiren eserlerini vermeye başladı. Önce köylünün eğitiminden başladı
ve bu yıllarda köye öğretmen getirip, gençleri eğitmek için hususi mektep
kurdu. Savaş bize toplu olarak bilgi dairesinde çalışmamızın gerekliliğini öğretti
diyordu. 1925'te Oltu İlçesi İdare Heyeti Üyesi ve 17 sene müddetle Erzurum İl
Genel Meclisi üyeliğinde bulundu. Bu dönemde yaptığı çalışmalar ve cesaretinin
örnek aneknotları dillerde dolaşmaya başlamıştı. 1928'de köyde halka açık
şirket ve kooperatif kuruyordu. Çevre ilçeler halkınında şirketten hisse
almalarını sağlıyordu. 1929 yılında Örtülü ve havalisine örnek olursam bu
çalışmalar ülkemizin birçok yöresin de emsal teşkil eder diyerek, adına Sarı
Karton Projesi dediği Kalkınma Planını kaleme aldı. Yani zihin haritama
metodunu geliştiren İngiliz bilim adamı Tony Bousan'dan tam 34 yıl önce. Bu
planı bugün inceleyen bilim adamları, öncelikle bu kişinin eğitimini
soruyorlar. Kendini geliştirme için devamlı okuyan, okuduğunu iyi anlayan ve o
bilgileri çevresinin kalkınması için kullanan kişi diye cevap verince
hayretlerini gizleyemiyorlar. Yine 1920'li yıllarda köyüne imece usulüyle
ilkokul yaptırarak eğitim seferberliği başlatıyor. Haydi kızlar okula, baba
beni okula gönder gibi çalışmaları daha o yıllarda yapan Köycü, kalkınma
planında yazdığı aktiviteleri harekete geçirerek köyünü ilçe yapma yolunda
hızla mesafe kaydediyordu. 1930'lu yıllarda eğitici ve öğretici tiyatro
eserleri yazıp sahneye koyarak çevre ilçelerde turne düzenliyordu. Evini
vererek ortaokul açılması yönünde çalışmalara başlıyordu. 1932 yılında Erzurum
Halk Evi Köycülük Şubesi Başkanı olan Köycü, kalkınmanın köyden başlamasının
yılmaz savunucusu olduğundan, 1934'te soyadı kanunu çıkınca kendisine
"Köycü" soyadı veriliyor. Köyün ve yörenin ağaçlandırılmasına çok
önem veriyordu. Bu maksatla tiyatro eserleri, makaleler, şiirler yazarak
ağaçlandırma bayramları düzenler ve devlet yeşil yapraktır derdi. Başta Gazi
Mustafa Kemal olmak üzere TBMM üyelerine mektuplar yazarak kanunlarımızda
yapılmasını istediği değişme ve düzenlemeleri dile getirirdi. Yine bu yıllarda
12 el sanatı dalında usta öğretmenler getirerek köy halkını kabiliyetlerine
göre zanaata yönlendirir. Sergiler, pazar ve panayırlar ihdas eder. 1946'da
Örtülü Köyü ilçe olur ve "Şenkaya" adını alır. Köycü uzun yıllar bu
ilçenin belediye başkanlığını yapar. 1950-55 yılları arasında Şenkaya
Gazetesi'ni çıkarır. 1954'te bağımsız milletvekili adayı olur. 12 oyla seçimi
kaybeder ama üzülmez "Benim asil görevim milletimi mecanni avukatlığıdır"
diyerek çalışmalarını sürdürür. Maddi her imkanını köyü için harcadığından
maddi sıkıntıların yanında şeker hastalığı da yakasını bırakmaz. Bacağı kesilir
ama yine boş durmaz, 1957 yılında Türkiye Ufak Partisi'ni kurar, genel merkezi
il dışında olan ilk partidir ve amblemi kurşun kalemdir.
Bal ormanı kuruldu
Çiçek çeşitliliğin yoğun olduğu Şenkaya’da tamamen doğal
üretilen petek balımız ve çiçek ballarımızı satışını yaptık. Ayrıca Şenkaya
ilçemizin bal ormanı projesi gerçekleşti ve bal ormanı kuruldu.
İzmirliler dut pekmezi, marmelat, vişne, kiraz, kızılcık
kurusu gibi yöresel ürünlerimizi de tanıtıyoruz.
Şenkaya ilçesinin mahallesi olan (köy) eski adı Kosor şimdiki adı Akşar bıçaklarımızı tanıtıyoruz. Çelikten yapılmış sedef kaplamalı uzun yıllar dayanan yöresel bıçağımızı ustamız imal ediyor. Burada onların satışını yapıyoruz.
Halk eğitim merkezlerimizde Bardız kilimleri kursumuzda
dokunan kilimleri standımızda sergiledik. Kilimlerde zemin renkleri, Osmanlı
saray kilimlerinde olduğu gibi genellikle siyahtır. Bununla birlikte kırmızı
veya bordo, mavi, doğal bej, doğal gri renkler az da olsa kullanılmaktadır’
diye konuştu.
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder