16 Ekim 2022

Erzurum Şenkaya İlçesinin Kuruluş Hikayesini İzmir’de Anlattılar


Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Birliği Federasyonu ve Erzurum Kültür ve Dayanışma Vakfı Yönetimleri tarafından düzenlenen “Kurtuluştan Kuruluşa Erzurum Tanıtım Günleri“nin bu yılki teması ise "Kuruluştan Kurtuluşa Erzurum-İzmir" oldu.

Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Federasyonu 13-14-15-16 Ekim’de İzmir Kültür Park Fuar alanında “Kuruluştan Kurtuluşa Erzurum İzmir buluşması” gerçekleştirildi.

Erzurum’un kuzeydoğusunda, yer alan Allahuekber dağlarının batı eteklerinde bulunan Şenkaya ilçesinin standına konuk oldum. Stantta Erzurum Şenkaya Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ayhan Karabulut’tan Şenkaya ilçesi hakkında bilgi aldım.

Erzurum’a 170 km. uzaklıkta okuma yazma oranı yüksek bir ilçeyiz diyerek sözlerine başlayan Karabulut sözlerini şöyle sürdürdü;

Şenkaya’nın kurucusu gururumuz Hüseyin Köycü’nün (1895-1958) fotoğrafını standımızda görenler merak edip soruyorlar. Biz de kurucumuz medarı iftiharımızı İzmirde haber olarak sizlere de anlatmak istiyorum.


Şenkaya’nın kurucusu gururumuz Hüseyin Köycü(1895-1958) her zaman halkın ve köylünün yanında olmuştur. 20 Şubat 1895'de Örtülü Köyü'nde doğmuş (şu anda Erzurum İli'ne bağlı Şenkaya İlçesi). Babası din alimi ve halk ozanı Hıfzı Efendi, devrin ünlü ozanları olan Sümmani ve Şenliği ile aynı meclislerde bulunmuştur. Küçük Hüseyin 12 yaşına geldiğinde Kuran'ı hafzetmiş, Arapça ve Farsça'yı bilen, babası gibi şiirler yazan bir çocuk. Bu arada tarih, coğrafya, edebi, içtimai ve iktisadi konularda kendini geliştirmesi için kitaplar getiriliyor, adeta özel bir öğrenim görüyordu. 17 yaşında yörenin en büyük köylerinden olan Örtülü Köyü'ne muhtar seçiliyor. Köy odasında halkı eğitmek için öğrendiği bilgileri onlara aktarıyordu. Ülkemizin işgal altında bulunduğu yıllarda halkın milli şuurunu tetikleyen şiirler yazıyordu. 1916 yılında yazdığı İslam destanını, köyün gençleri yardımıyla çoğaltarak etrafa yaymaya çalışıyordu. Oltu ve havailisinde düşmana karşı örgütlenme çalışmalarının tamamında Örtülü Köyü'nden Hüseyin Efendi (Hüseyin Sırrı) başta geliyordu. 1917'de Oltu Gizli İslam Cemiyeti'nin kuruluşunda yer aldı. Kosor (Akşar Nahiyesi) ve Örtülü teşkilatlarını kurdu. 1918'de Oltu'nun kurtuluşunda önemli rol oynadı ve Kosor Nahiye Müdürlüğü görevine tayin edildi. Aynı yıl Kars'ta milli müdafaa teşkilatı olarak kurulan; Milli İslam Şurası kurucu üyesi oldu. 1919'da Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti kurucu üyesi, Oltu Milletvekili ve Meclis İdare Amiri  seçildi. Aynı yıl Allahuekber Cephesi komutanlığı da Hüseyin Sırrı Efendi'ye verildi. Bu hükumetin İngilizler tarafından dağıtılmasından sonra Oltu Serbest Gençler Teşkilatı'nı kurdu ve başkanı oldu. İkinci Oltu şurası üyeliğine seçildi.  1920'de Oltu İslam Terakkiperver Cemiyeti'nin kurucusu ve umumi katibi oldu. Bu yıllarda Kâzım Karabekir Paşa'nın Kars'ta çıkardığı haftalık Varlık Dergisi'nde makaleler yazmaya başladı. 1920'de TBMM'de kurulması ve Atatürk'ün ışığının bütün yurdumuzu aydınlatmasından ve Anadolu'muzun düşman işgalinden kurtulmasından sonra Hüseyin Efendi kendisini ölümsüzleştiren eserlerini vermeye başladı. Önce köylünün eğitiminden başladı ve bu yıllarda köye öğretmen getirip, gençleri eğitmek için hususi mektep kurdu. Savaş bize toplu olarak bilgi dairesinde çalışmamızın gerekliliğini öğretti diyordu. 1925'te Oltu İlçesi İdare Heyeti Üyesi ve 17 sene müddetle Erzurum İl Genel Meclisi üyeliğinde bulundu. Bu dönemde yaptığı çalışmalar ve cesaretinin örnek aneknotları dillerde dolaşmaya başlamıştı. 1928'de köyde halka açık şirket ve kooperatif kuruyordu. Çevre ilçeler halkınında şirketten hisse almalarını sağlıyordu. 1929 yılında Örtülü ve havalisine örnek olursam bu çalışmalar ülkemizin birçok yöresin de emsal teşkil eder diyerek, adına Sarı Karton Projesi dediği Kalkınma Planını kaleme aldı. Yani zihin haritama metodunu geliştiren İngiliz bilim adamı Tony Bousan'dan tam 34 yıl önce. Bu planı bugün inceleyen bilim adamları, öncelikle bu kişinin eğitimini soruyorlar. Kendini geliştirme için devamlı okuyan, okuduğunu iyi anlayan ve o bilgileri çevresinin kalkınması için kullanan kişi diye cevap verince hayretlerini gizleyemiyorlar. Yine 1920'li yıllarda köyüne imece usulüyle ilkokul yaptırarak eğitim seferberliği başlatıyor. Haydi kızlar okula, baba beni okula gönder gibi çalışmaları daha o yıllarda yapan Köycü, kalkınma planında yazdığı aktiviteleri harekete geçirerek köyünü ilçe yapma yolunda hızla mesafe kaydediyordu. 1930'lu yıllarda eğitici ve öğretici tiyatro eserleri yazıp sahneye koyarak çevre ilçelerde turne düzenliyordu. Evini vererek ortaokul açılması yönünde çalışmalara başlıyordu. 1932 yılında Erzurum Halk Evi Köycülük Şubesi Başkanı olan Köycü, kalkınmanın köyden başlamasının yılmaz savunucusu olduğundan, 1934'te soyadı kanunu çıkınca kendisine "Köycü" soyadı veriliyor. Köyün ve yörenin ağaçlandırılmasına çok önem veriyordu. Bu maksatla tiyatro eserleri, makaleler, şiirler yazarak ağaçlandırma bayramları düzenler ve devlet yeşil yapraktır derdi. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere TBMM üyelerine mektuplar yazarak kanunlarımızda yapılmasını istediği değişme ve düzenlemeleri dile getirirdi. Yine bu yıllarda 12 el sanatı dalında usta öğretmenler getirerek köy halkını kabiliyetlerine göre zanaata yönlendirir. Sergiler, pazar ve panayırlar ihdas eder. 1946'da Örtülü Köyü ilçe olur ve "Şenkaya" adını alır. Köycü uzun yıllar bu ilçenin belediye başkanlığını yapar. 1950-55 yılları arasında Şenkaya Gazetesi'ni çıkarır. 1954'te bağımsız milletvekili adayı olur. 12 oyla seçimi kaybeder ama üzülmez "Benim asil görevim milletimi mecanni avukatlığıdır" diyerek çalışmalarını sürdürür. Maddi her imkanını köyü için harcadığından maddi sıkıntıların yanında şeker hastalığı da yakasını bırakmaz. Bacağı kesilir ama yine boş durmaz, 1957 yılında Türkiye Ufak Partisi'ni kurar, genel merkezi il dışında olan ilk partidir ve amblemi kurşun kalemdir. 

Bal ormanı kuruldu

Çiçek çeşitliliğin yoğun olduğu Şenkaya’da tamamen doğal üretilen petek balımız ve çiçek ballarımızı satışını yaptık. Ayrıca Şenkaya ilçemizin bal ormanı projesi gerçekleşti ve bal ormanı kuruldu.

İzmirliler dut pekmezi, marmelat, vişne, kiraz, kızılcık kurusu gibi yöresel ürünlerimizi de tanıtıyoruz.

Şenkaya ilçesinin mahallesi olan (köy) eski adı Kosor şimdiki adı Akşar bıçaklarımızı tanıtıyoruz. Çelikten yapılmış sedef kaplamalı uzun yıllar dayanan yöresel bıçağımızı ustamız imal ediyor. Burada onların satışını yapıyoruz.


Halk eğitim merkezlerimizde Bardız kilimleri kursumuzda dokunan kilimleri standımızda sergiledik. Kilimlerde zemin renkleri, Osmanlı saray kilimlerinde olduğu gibi genellikle siyahtır. Bununla birlikte kırmızı veya bordo, mavi, doğal bej, doğal gri renkler az da olsa kullanılmaktadır’ diye konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder