İzmir Modern olarak Ressam-Karikatürist Ayten KÖSE ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Resme nasıl başladığını, karikatür çalışmalarını, hayvan sevgisine dair pek çok soru sorduk.
Resimlerinde renklerin canlılığı dikkat çeken Ressam-Karikatürist Ayten KÖSE, “Renklerle güreşe tutuşuyorum, renk hırçınlığını seviyorum. Mavi, mor, pembe, kırmızı renk olmazsa olmazım.” diyor…
Ayten Köse kimdir, bize kendinizden bahseder misiniz?
Mardin
doğumluyum. 1976 yılında İzmir Buca Eğitim Enstitüsü’nü bitirdim. 1987’de İzmir
Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Resim Ana Sanat Dalında desen
sınavını ikincilikle kazanarak, lisans tamamlama programına katıldım. 20 yıl
M.E.B. orta öğretim kurumlarında sanat eğitimciliği yaptım.
İzmir Ankara
Üniversitesi TÖMER’de İngilizce dersleri aldım, resim dersleri verdim. Duvar
resimleri yapıyorum. Uçurtma çocuk, İzmir Güzel Sanatlar Merkezi gibi özel
eğitim kurumlarında sanat eğitimciliğini sürdürdüm. 2002 yılında “Ayten
Köse-Şiirli Resimler” adlı albümüm yayımlandı. Bir dönem Batı Radyo’da
“Görselden Sözele” adlı programı sundum. GESAM, İ.S.B.D. ve Karikatürcüler
Derneği üyesiyim.
RENKLERLE GEÇ TANIŞTIM
Resme ilginiz ne zaman başladı?
Çocukluk
yıllarımda yaz tatillerinde babamın köyü olan Maraş’ın Afşin ilçesi şimdiki adı
Hüyüklü mahallesi olan eski adı Tilavşin köyüne giderdik. Annem Mardinlidir.
Babam köy enstitüsünü bitirince Mardin’e tayin oluyor. Annemle tanışıp evleniyor.
Ben karma bir kültürden geliyorum. Ben üç yaşına gelince tekrar babamın
memleketi Maraş’a dönüyorlar. Yaz tatillerimden birinde “Tilavşin Köyü”ünde evlerden
birine soba deliğini örtmek için bir kağıt parçası yapıştırmışlardı. Çini
mürekkep ile yapılmış siyah manda resmini görmüştüm. O resim beni çok
etkilemişti. Ben de resim yapmalıyım, dedim. Bizim ilkokul dönemimizde
defterlerimizin kenarlarına süsler yapardık. Defterlerimi süslemeyi çok
severdim. Ben ilkokul dönemimde iki renk bilirdim. Kırmızı ve mavi kalemlerimiz
dışında renkler yoktu. Renklerle tanışmam geç oldu. Sanatsal çalışmalarımda çok
renkli çalışmalarımın bu yüzden olabileceğini düşünüyorum.
Renklerle geç tanıştım dediniz, kaç yaşında renklerle
tanıştınız?
Öğretmen
okulunda nihayet bir resim öğretmenim olmuştu. İlk öğretmenim sınıfta ödev
verir, karışmazdı. Okulda arkadaşlarım resimlerini bana yaptırıyorlardı. Hayır
demeyi bilmediğim için çok eziliyordum. Kendi derslerime zaman ayıramıyordum.
Bir süre sonra başka bir resim öğretmeni geldi. Ve sınıfta herkese resim
yaptırdı. Çok ilgili bir öğretmendi. Turan Bayer öğretmenim benim için çok
önemliydi. Diğer sene öğretmenim değişti. Ben yine resimlerimi Turan
öğretmenime göstermeye gittiğimde, kızım ben artık senin öğretmenim değilim.
Sınıfındaki öğretmenine resimlerini göstermelisin dedi. Benim öğrencilik
dönemim üzerimde çok derim izler bıraktığı için bende resim öğretmenliği
dönemimde çok dikkatli davrandım. Çocuklarıma benzer tramvaları yaşatmamak için çok dikkatli davrandım. Öğretmen okulunda renklerle tanışmıştım ve yaşamın tek düze ritminden ayrılıp farklı bir alanda kulaç atmaya başlamıştım.
Çalışmalarınızda vermek istediğiniz
mesaj nedir?
Resimlerimde
ben, siz, biz, onlar var. Devinim, dinamizm, içsellik, dışa vurum, bir arada…
Öncesi, kurgusu olmayan, kendiliğin egemen olduğu çalışmalarım bunlar. Yüzey
karşısında iken, her ne kadar dışarı ile iletişimim sürüyor olsa da aslında bir
iç yolculuk başlar benim için. Bu gelgitler içinde renklendirdiğim yüzeyde
kullandığım semboller, özellikle seçtiğim değil, resmin kendi mantığıyla oluşan
biçimlerdir. İçimden gelen seslerin renksel ve çizgisel boyutudur.
Çalışma
biçimim çok kişiye ters gelebilir… Kendime dönüp, birikimlerimi yüzeye döküp,
sonrada “Ben bunlara nereden takıldım diye?” sorgularım kendimi… Sorgu sürecim,
takıntılarımın kaynağını yakalayıncaya ya da yeni bir takıntının peşine
düşünceye kadar resimlerimde boyut kazanır.
Sorgu sürecim, takıntılarımın
kaynağını yakalayıncaya ya da yeni bir takıntının peşine düşünceye kadar
resimlerimde boyut kazanır.
Edilgin ve
direngen yapım, çevremdeki insanların psikolojisini yakından izlememe olanak
tanır. İnsanlar çevresiyle vardır. Etkilenimleri, birliktelik ve yalnızlıkları
iç içe yaşanan olgulardır.
Bitiminde
izleyip de kendimi sorguladığım çalışmalarım öykü anlatmazlar. İzlenime
sunulduklarında, gören her göz ve algılayan beyinler karşısında farklı anlam ve
yorum üstlenirler. Bu nedenle resimlerimde ne anlattığımı sorgulamak yerine
size ne verdiğimi irdelemeniz, daha sağlıklı bir izlenim sunacaktır.
“Birey olma
çabalarımız sürüp giderken, birlikte olma isteği de yoğun biçimde bizi toplum
içinde olmaya zorlar. İşte burada kişiler davranış biçimleriyle diğerlerinden
farklı yollara saparlar, çünkü hedefler değişiktir, tercihler de… Gerçekte
hedefleri büyük olanlar ve buna ulaşabilenler SİMURG’tur. Ya hedef şaşıranlar?
İşte resimlerindeki “İLETİŞİM-SİZ” konusunun kaynağı bunlardır.
Açmazlarımız
ve çözümlü, çözümsüz hallerimiz… Yalnızlığımız, birlikteliğimiz.. Ben, o, biz,
siz, onlar… Birbirini tamamlayan ikili resimlerimde de resimler yer
değiştiğinde, iletişim içindeki ya da iletişimi kopuk olan bireyleri izlersiniz
sergiyi gezerken..
Zaman zaman kendinize dönüp
kapandığınız olmadı mı hiç? Ya yalnızlık duygusuna kapılıp çevrenize
bakındığınız?
Resimlerime
bakarken, siz de biraz bensiniz!
Tercih ettiğiniz bir renk tonu var
mı?
Renkleri çok
seviyorum. Karşıt renkleri çatıştırmak bana keyif veriyor. Renklerle güreşe
tutuşuyorum, renk hırçınlığını seviyorum. Mavi, mor, pembe, kırmızı renk
olmazsa olmazım. Eserimin bir yerlerinde kırmızı rengin mutlaka patlaması
gerekiyor. Bana canlılık ve yaşam enerjisi veren renktir. Ölü renkleri
kullanmıyorum. Siyah ve kahverengiyi
kullanmıyorum.
Karikatür çalışmalarınızdan bahseder
misiniz?
Eğitim
sürecimde öğretmenlerim bana çok ifadeci resimler yaptığımı söylüyorlardı.
İfadeci resimlerin eleştiri aldığını söyleyerek, onlar da beni
eleştiriyorlardı. Karikatür benim hep içimde olan bir ilgi alanımdı. 100’den
fazla yerli ve yabancı albümlerde karikatürlerim yayımlandı. Karikatür
çalışmalarım düşünsel boyutta çok fazla zamanımı alıyor, zihinsel yorgunluğu
daha çok oluyor.
Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
Çalışmayı
çok seviyorum. Ben yüzey karşısına geçtiğim zaman bir sağaltım yaşıyorum, oraya
dökülüyorum. Karikatür çalışmalarım farklı oluyor. Konuları irdelediğim için
yorum katıyorum. Fakat resim yaparken doğaçlama olduğu için zaman veremiyorum.
Bazı resimlerimin tamamlanması çok uzun sürüyor. İki saatlik çalışmalarım
oluyor. Çok doygun bir dönemdeysem çok hızlı üretebiliyorum.
Kendinizi 3 kelime ile nasıl
anlatırsınız?
Kedi, renk,
sağlık..
Sağlığıma
çok özen gösteriyorum. Geçmişte yaşadığım kendi sağlık sorunlarımdan dolayı
yemeklerime çok dikkat ediyorum. Öğrendiğim her şeyi çevremdeki insanlarla
paylaşıyorum.
Sokak hayvanlarıyla ilgili olduğunuzu
biliyorum. Hayvanlarla ilgilenmeye ne zaman başladınız?
Ben
kedilerle büyüdüm. Bahçemizde kedilerimizi beslerdik. Biz ne yersek onlarda
aynı yemeklerden yerdi. O dönem kedi maması yoktu ki. Günümüz de ev’de hayvan
bakımı kolay. Aşıları yapılıyor, mamalar hazır. Veterinerler yakınımızda.
Sokak hayvanlarının sevgiye çok ihtiyacı var. Siz mama vermeye başladığınızda
hemen size sürtünmeye başlıyor. Önce beni sev diyor. Ondan sonra mama yemeye
başlıyorlar. Köpeklerin bakışları beni çok etkiliyor, insanın içine dokunan
bakışları var. Sosyal medyada sürekli dolaşan bir fotoğraf var, kuru ekmek
parçasını kucaklamış bakan bir köpek fotoğrafı var. O fotoğrafa her bakışımda
çok etkileniyorum. Tüm hayvanları seviyorum. Hayvan dostları, benim
dostlarımdır. Hayvan sevmeyenleri, ben de sevmiyorum.
Sizce insanlar hayvanlara yardım
etmek için neler yapmalı?
Onları doğal
ortamlarına kolaylık sağlamalıyız. Beslenmeleri önemli bir sorun. Sokak hayvan
gönüllüleri etraftan çok tepki görüyor. Benim bulunduğum sitede de bazı
sorunlar yaşıyoruz. Kedi evlerini bozup atıyorlar. Bazı esnaflar onları burada
beslememize tepki veriyor. Bu hayvanlar nereye sığınacak. Onların da barınacak
bir yere ihtiyacı var. Yetkili yerlere şikayet ediyorlar. Hayvan sevmeyenin
şikayeti dikkate alınıyor. Hayvan sevenlerin şikayetleri göz ardı ediliyor. Bu çok
üzücü bir gerçek.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Sanatsal
üreti bizleri kendimizle, çevremizle barıştırarak yaşamda denge sağlama
işlevini yerine getiriyor. Birikim ve üretimler paylaşmak içindir. Ürettikçe
zaman içinde derinlik ve güzellik de artar.
Resimlerim
de bir nüans farkı, yorum ve anlatım kendiliğinden giriyor. Doğal olarak tanık
olduğum yaşantılara kayıtsız olamıyorum. Resimlerimde, eninde sonunda tanık
olduklarımla yüzleşmek zorunda kalıyorum. O ifadeler girmezse resim benim için
bitmemiş oluyor. Yaptığım karikatürler de bir resim uzantısı. Resim de serbest
bir alanda olduğum için istediğim gibi gezip at oynatıyorum.
Sanatçı çalışmalarını İzmir’de kendi
atölyesinde sürdürmektedir.
Çalışmalarını
İzmir’de kendi atölyesinde sürdüren ve 60’nin üzerinde kişisel sanat
etkinliğinde bulunan Ayten Köse, sanat organizasyonları da yaptı.
Bugüne kadar
birçok karma sanat etkinliğine katıldı. Sanatçının çok sayıda eseri yurt içi ve
yurt dışı özel koleksiyonlarda yer aldı.
Yerli ve yabancı albümlerde karikatürleri yayımlanmış, festivallerde de yer
almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder