31 Aralık 2021

Yeni yıl coşkusu

 


İzmirliler yılbaşı’nda Aydın’ın turistik ilçesi Kuşadası’na yoğun ilgi gösterdi.

Önemli turizm merkezlerinden Kuşadası’nda yılbaşı gecesi açık otellerde doluluk oranı yüzde yüze ulaştı. Son güne kalanlar otellerde yer bulamadı.

Özellikle yakın olduğu için tercih edilen Kuşadası’nda günübirlik konaklamak için gelen İzmirlilerin ilçeye hareket kazandırdığını söyleyen Sunday Beach Hotel Genel Müdürü Mehmet Ceylan yeni yıl programı ile misafirlerine unutulmaz anlar yaşadıklarını söyledi. Ceylan sözlerini şöyle sürdürdü;

“2010 yılından beri Sunday Beach Hotel genel müdürlüğü görevini sürdürmekteyim. Her yıl düzenli olarak yılbaşı organizasyonu düzenliyoruz. İzmir’den yılbaşı programımıza düzenli gelen gruplar var. Bunlardan biri Aydan Erdurak hanımefendi ve grubu bu yıl da yeni yıla bizimle birlikte girmek için geldiler.


Yılbaşı gecesi konaklama ve sabah kahvaltısı dahil “Hoş geldin 2022” programız da canlı müzik ve oryantal eğlencemiz olacak. Bu gece lezzetli yemekler, eğlence ve gece yarısına az bir zaman kala sahilde ateş başında içkilerimizi yudumlayarak yine müzik eşliğinde yeni yıla merhaba diyeceğiz.

İzmirliler otelimize her yıl ilgi gösteriyor. Organizasyonumuz belli olduğu gibi otel ilanlarımız İzmir gruplarında yayınlanıyor. İzmir’den düzenli gelen birkaç grubumuz var. Çok kısa sürede rezervasyon yaptırıyorlar. Otelimizi bu yıl da İzmirli müşterilerimiz doldurdu.

Yaz döneminde ilgi çok fazla

1987 yılından beri hizmet veren Sunday Beach Hotel, Kuşadası Kadınlar Denizi semtinde yer almaktadır. Bazı odalarımızı deniz manzarasına bakmaktadır. Sabah kahvaltımız otel restoranda servis edilir. Otelimiz de sık tadilat yapılarak yenilenen bir oteldir. Müşterilerimiz devamlıdır. Yaz döneminde ilgi çok fazla. Müşterilerimize kaliteli hizmetten ödün vermediğimiz için ve denize sıfır olmamız müşterilerimizin sayısını günden güne arttırıyor.  


Özellikle yaz döneminde tam kapasite çalıştığımız için mutlaka rezervasyon yaptırarak gelsinler.

2022 yılında herkes sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir yıl geçirsin. Neşe dolu bir yıl olsun” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

30 Aralık 2021

‘Boşluk’ sergisi açıldı

 


Sanatçı Hande Bilsel Karaca Kültür Merkezi’nde ‘Boşluk’ isimli sergisini açtı.

24 Eserden oluşan serginin açılışı 30 Aralık Perşembe günü bir kokteyl ile gerçekleştirildi.

Hande Birsel’in ‘Boşluk’ adını verdiği sergide resimler, opensea nft portalında ve mp4 formatlarında da izlenebilecek.

Karaca Kültür Merkezi sanat yönetmeni Meryem İpek, yaptığı açılış konuşmasında; 2021 yılının son sergisinde yeni yıl coşkusuyla birlikte Türkiye’de ilk defa gerçekleşen farklı formatları sanatseverin izlenimine sunmaya ev sahipliği yapıyor olmaktan dolayı çok mutluyuz. Hande Bilsel’in uzun zamandır özenle hazırlanmış olduğu yılsonu sergimize İzmirlileri bekliyoruz dedi.

Eserlerinde boşluğu anlatmak istediğini söyleyen sanatçı Hande Bilsel çalışmalarında herkesin kendinden bir ifade bulabileceğini söyledi. Bilsel sergiyle ilgili şu açıklamalarda bulundu;

‘Bu sergi çok uzun bir hikayesi olan bir sergi oldu. Katalogda hikaye ile alakalı birçok metin var. Herkes kendisiyle ilgili yeni bir hikaye oluşturur diye düşünüyorum. Boşluk, benim için çok değerli bir konuydu. Yeni keşfettiğim, yeni anlamaya çalıştığım, ismini başta koyamadığım bir duyguydu. Sonra ustalara bakınca, biraz okuyunca fark ettim benimle benzer duyguyu yaşamış olan başka insanlar da varmış.


İçimi kocaman kaplayan tanımlayamadığım ama bir o kadar var olduğundan emin olduğum duygunun adını boşluk koydum. Bir hikaye sergisi olan ‘Boşluk’ konusunu, dolularla, benim renklerimle anlatmaya çalıştım. Her boyadığım boşlukla, kendi içimdeki boşluğu da tamamlamaya çalıştım’ dedi.

Sergi 11 Ocak 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.


 

 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

28 Aralık 2021

İpek El Dokumaları Büyük İlgi Görüyor

 


İzmir Alsancak Gar’da düzenlenen yılbaşı alışveriş festivalinde ipek el dokumalarıyla Burhan Murat Eskiocak’ın el emeği ürünleri ilgi görüyor.

İpekli dokumalar üreten Caner İpekçilik sahibi Burhan Murat Eskiocak;

‘Antakya Harbiye’den yılbaşı alışveriş festivaline katılmak için geldik. İzmir’de daha önce de önemli organizasyonlara katılmıştık.


Anadolu’da ilk ipeğin üretildiği bir kentten İzmir’e geldik. Biz ailece ipek el dokumaları üretiyoruz. Yılbaşı festivaline kendi dokuduğumuz el ürünlerini getirdik. Kendi dokuduğumuz pikeler, hediyelik birbirinden güzel renklerde ipek şal modelleri, fular tasarımlarımız satışa sunuldu.  

Caner İpekçilik 1993 yılında, ipek ürünler sektörüne dokuma ve ipek ürünler üreten marka olma amacıyla Hatay’da kuruldu. Kaybolmaya yüz tutmuş el sanatları değişen yaşam koşulları nedeniyle yok oluyor. Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatları ve sanatkarlarının hak ettiği değeri bulması gerekiyor. Yeni nesil ustalar yetiştirmek gerekiyor. El sanatlarını geleceğe taşımak için ben oğluma mesleğimi öğretiyorum. Benden sonra işimizi devam ettirmesini çok istiyorum.


El emeği ile üretilen ürünlerimizi görmek ve satın almak isteyen İzmirlileri yılbaşı festivaline bekliyoruz’ dedi.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Gala Defilesinin Geliri Hasta Çocuk Evlerine

20-23 Ocak 2022 tarihinde sekizinci kez gerçekleşecek olan İzmir Fashion Week’in basın tanıtımı Beyond Otel’de yapıldı.


Basın tanıtımına Rönesans Ajans Başkanı Akif Örük, Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Hayati Ertuğrul, İzmir Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Esin Özyiğit, İzmir Agora Lions Kulübü Başkanı Buket Yitmen, Aldeg Group Başkanı Ali Değirmen, Sedimega Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Güney Avcı ve organizasyona destek veren sponsor firma yetkilileri katıldı.

Her yıl destek verdik vermeye devam edeceğiz
EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul, ‘uzun yıllardır yapılan ve İzmir’in önemli moda etkinliklerinin başında gelen İzmir Fashion Week’e destek olmaktan dolayı mutlu olduklarını söyledi.
EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul sözlerini şöyle sürdürdü; Kentimizin tasarım kenti olarak anılması için bu gibi etkinlikler önem taşıyor. Her sene bu organizasyonun yanında olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Tüm sponsorlara ve bu süreçte bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyoruz’ dedi.

Etkinliğe birçok önemli isim katılım sağlayacak
‘Rönesans Ajans Başkanı Akif Örük sözlerine moda haftasına sponsor olarak destek veren firmalara teşekkür ederek başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Ege Giyim Sanayicileri Derneği ve İzmir Moda Tasarımcıları Derneği’nin her yıl olduğu gibi bu yıl da desteklerini esirgemeyerek çözüm ortakları arasında yer aldığını vurguladı.

Son gün kapanış defilesini yapacak olan Esin Özyiğit’in Agora Lions işbirliği ile defilenin tüm gelirini İzmir Hasta Çocuk evlerine bağışlıyor oluşunun da ayrı bir öneme sahip olduğunu hatırlattı. Dört gün boyunca İzmir’de moda rüzgarları esecek. Birçok ünlü isim de moda severlerle buluşacak’ diye konuştu.

Basın tanıtımının sonunda gazetecilere mini bir defile sunuldu.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


27 Aralık 2021

Ellerden çıkan marifetler sihirlere dönüşüyor

 


Sinal markasının sahibi olan Nursel Sinal, ilk sergisini 27 Aralık Pazartesi günü Bostanlı Sanat Galerisinde açtı.

2014 yılında başladığı cam mozaik kaplama ve su kabaklarından aydınlatma objeleri yapan Sinal, ürünleri tamamen el işçiliği.


Nursel Ünal hobi olarak başladığı işin markalaşma sürecini ise şöyle özetliyor;

"Uzun yıllar devlet memuru olarak çalışıp emekli olduktan sonra kendime yaratıcılığımı kullanacağım bir hobi ararken arkadaşlarımın önerisi ile Halk eğitim merkezi kurslarına başladım. Su kabağı ve cam mozaik kaplama ile burada tanıştım. Tamamen el becerisi ile yapılan bu iki dal oldukça ilgimi çekti ve kısa zamanda hobi olmaktan çıktı. Yaklaşık 1,5 senedir soyadımı taşıyan marka ile özel siparişler üzerine çalışıyor, arta kalan zamanlarımda da kendi tasarımlarımla ilgileniyorum” dedi.

Ellerden çıkan marifetlerin, sihirlere dönüştüğünü görmek için 29 Aralık Çarşamba günü akşamına kadar Bostanlı Sanat Galerisi Cemal Gürsel Caddesi Güzel Sanatlar Parkı’nda ziyaret edebilirsiniz.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

26 Aralık 2021

“Yılbaşı Alışveriş Festivali” başladı

 


İzmir Alsancak Gar’da düzenlenen “Yılbaşı Alışveriş Festivali” 25 Aralık Cumartesi günü alışveriş severlerle buluştu.

Yılbaşı Alışveriş Festivali’nde ziyaretçiler hem kendileri hem de sevdikleri için farklı çok özel hediyeler bulma fırsatı elde edecekler.

Festivalin ev sahipliğini yapan Aybala Aydoğan 40’tan fazla firmanın stant açtığını söyleyerek şu ifadelere yer verdi;

“Antakya’dan ipek firması, el emeği tasarım ürünleri, çiçekçiler, hediyelik eşya, kozmetik, bijuteri gibi her bütçeye uygun ürünler bulunuyor. Ziyaretçiler hediye seçiminde zorlanmayacaklardır. Çok çeşit ürünler bulunuyor. Hediye için mutlaka festivalimizi ziyaret etsinler.

Alsancak Gar İzmirlilerin çok yoğun geçiş yaptığı bir yer. Festivalimizin ilgi göreceğine inanıyorum” dedi.

11.00 – 21.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek festival alanına girişler de ücretsiz.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Aralık 2021

"Tiplemeler" albümünden sürpriz hediye..

 


Değerli arkadaşım, İzmirli Ressam Resa Irmak’ın “Tiplemeler” isimli özel albümünde çok beğendiğim eserler var. Ressam Resa Irmak, bana güzel bir sürpriz yaparak “Tiplemeler” albümündeki çok beğendiğim eserini hediye etti.

Benim için çok değerli bir ressam ve yardımsever bir sanatçı olan Resa Irmak’ın bu güzel eserini evimin en güzel köşesinde sergileyeceğim.

Sanatçı eserini şu sözlerle anlattı;

‘Tuval üzerine, akrilik, karışık bir teknik. “Ayşe Resa Irmak Tiplemeler Özel Albüm”. Fırça darbeleri ve yoğun boya ile özgün bir eser üzerine yarı mat vernik kullanarak çalıştım. Arka planda mavi renk kullanılmıştır, mavi güç, güven, sorumluluk, dürüstlük ve samimiyetin rengidir. Stresi azaltır, sakinlik verir, özgürlüğün simgesidir’ ifadelerine yer verdi.

Sevgili arkadaşım Resa Irmak’a içten teşekkür ederek, başarılarının devamını diliyorum.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

23 Aralık 2021

ADD İzmir Bölge Toplantısı Gerçekleştirildi


Atatürkçü Düşünce Derneği İzmir Bölge toplantısı 24 Aralık Cuma günü Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

İzmir Bölge toplantısı ADD Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt, GYK üyeleri ve 25 şubenin katılımıyla yapıldı.

Program ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın söylenmesi ile başladı.

Toplantıda şubelerde yaşanan sorunlarla ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. ADD’nin gelecek dönemine yönelik fikir alışverişinde bulunuldu.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Gerçek Bir Yaşam Öyküsü; Albümdeki Mucize

 


Bir babanın vasiyeti üzerine kaleme alınmış gerçek bir yaşam öyküsü Albümdeki Mucize. Albümdeki Mucize kitabının yazarı Aysu Kumbaracı Günay aynı zamanda resim sanatıyla da ilgileniyor. Sanatçıyı ziyaret ettiğim evinde kendi resimleri ve sanatçı dostlarının resimlerini sergilemiş. Sanat kokan evinde Aysu Kumbaracı Günay ile ilk kitabı hakkında merak edilenleri konuştuk.

Kitabınızın ortaya çıkış öyküsünü anlatır mısınız?

Babam son krizini atlatıp eve geldiğinde, odasında gözünden bile kıskandığı, hatıralarını toplayıp sakladığı ve her şeyden çok önem verdiği albümü, yırtıp yerlere saçmıştı. Çocukluğumuzdan başlayan fotoğraflar, ailemiz büyüdükçe çoğaldığı için, ince albüm siyah sayfa ilave edilerek kalınlaşmıştı. Her yırttığı sayfada ruhu bir kıyıdan ötekine gitmiş derin yaralar almış olmalıydı. Bizim hayat hikayemiz de bu fotoğraflarda saklıydı.


Babam bu olaydan sonra yanıma geldi. Kızım dedi, ben yolun sonuna geldim. Çok güzel bir geçmişimiz var. İyi bir hayat sürdük. Hayatımızdaki ders verici olayların, yaşadığımız güzel anıların bir kitap haline getirilmesini istiyorum.

Babama o gün kitap yazacağıma dair söz verdim. Yazdıklarım bir roman gibi değil, yaşantımda iz bırakan olayları sıraladığım bir günlük. Geçmişi önce babamdan dinledim. Babamı kaybettikten sonra annem kitabımın oluşumunda çok yardımcı oldu. Annem anlattı ben düne dönük ne varsa araştırdım ve yazdım.

Nasıl çalışmalar yaptınız?

Atatürk’ün Nutuk kitabından tarihimizi anlatan birçok kitap okudum. Notlar aldım. Anne ve babamı anlattıklarıyla tarihin içinde bir aile olduğumuzu biliyordum. Çok fazla kitap okudum ve büyüklerimizden anılarımızı dinledim.

Kitabınızı ne kadar sürede yazdınız?

15 yıl sürdü. Gece gündüz hep okudum. Çok araştırdım. Kitabımı yazmaya başlamadan önce sürekli okudum, anne ve babamdan anlattıklarını dinledim. Daha sonra yazmaya başladım.

Kitabı hazırlarken geçmiş yıllarda yaşadığınız ilginç olaylar da gün yüzüne çıkmıştır diye düşünüyorum. Bu anılardan birini bizimle paylaşır mısınız?

Seneler sonra kendi hayatımı yazarken başrolü ben üstlendim. Ne kadar hassas bir durum olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Sekiz çocuklu bir ailenin en büyük kızıydım. Çocukluk günlerimin gözlerimin önünden gitmeyen görüntüsü de yemek saati geldiğinde, yemek masasının çevresinde gönüllü olarak oluşturduğumuz arılar ordusu görüntüsüdür. Yaşantımızdaki külleri eşeledikçe neler çıktı altından neler.. Ailemin iz bırakan olaylarını sırasıyla yazdım. Yazdıklarımın hepsi benim için çok ilginç ve değerlidir.

Babaannenizin size anlattığı Çanakkale Savaşı’nın başladığı yılları anlatan bölümden bahseder misiniz?

Babaannem Zehra o günleri anlatırken vücudumdan soğuk terler boşanıyor diyordu. 11 Ekim 1914 gecesi davul sesiyle uyandık diye başladı anlatmaya.


“Davul çalıyor, hayırlara vesile olur İnşallah” dedi. Ses yaklaştıkça içimizdeki sıkıntı da artıyordu. Bekçi baba sokaktaki gaz lambasının altında durdu. Davudi bir sesle bağırmaya başladı. Duyduk duymadık demeyin (Hicri yıl 1880-1840) yılları arasında doğanlar 48 saat içinde askerlik dairesine başvuracaklardır. Hepimiz kapıyı açıp dışarı çıktık. Babam, bu ne demek? Dedi. Ne demek olacak, savaş demek. Memleket savaşa girdi beyim.

29 Temmuz 1914 tarihli İlk Adım Gazetesi, İlan-ı Harp başlığıyla çıktı. Bu Birinci Dünya Savaşının resmen başladığını ilan ediyordu. 11 Ekim 1914 Sultan Mehmet Reşad Cihan-ı Ekber ilan ediyordu.

Tarihimize 195’liler olarak geçen 195 kahramanımızın en genci 17, en kıdemlisi 22 yaşındadır. Tümü öğrenci olan orta ve lise öğrencileri, bir bölümü ise öğrenimlerini İstanbul Darülfünun da sürdürmektedir. Olağanüstü vatanseverlikleri ve kahramanlıkları dışında onların ortak özelliği tümünün “maksubeli” oluşudur. Maksubeli sözcüğü yerine bu gün “Tescilli” sözcüğü kullanılmaktadır. Yasalara göre öğrenci olan ve bu sebeple askere alınmayan bu gençler kimliklerini saklayarak askerlik şubesine başvururlar.

Ağabeyim Hayri Kumbaracı da bu grubun içindedir. Büyük abim Fevzi Kumbaracı da Askerlik şubesine başvurmuş. Şimdilik aynı aileden bir gönüllü yeter demişler.

Yıl 1915, babam öleli neredeyse bir yıl oluyordu. Hayri ağabeyi’mden bir haber alamıyorduk. Annemle ben sık sık askerli dairesine uğruyor bir netice alamadan geri dönüyorduk. Üzgünüz, böyle bir bilgi şimdilik elimize geçmedi. Biz sizi daha sonra ararız. Sağ mı, ölü mü belirsiz. Bu belirsizlik bizi kahrediyordu. Annem göz pınarlarında biriken yaşlarını göstermemek için başını yukarı kaldırarak cesur görünmeye çalışırdı. Ama ağabeyim yaşıyordu. Bunu bütün kalbiyle hissediyordu annem”.

Bu bölüm kitabımda yazdığım Çanakkale anılarımızın bir bölümü. Okuyucularım kitabımda Çanakkale anılarımızın daha fazlasını bulabilecektir.

8 yaşında ilk orucunuzu tuttuğunuz ve neler yaşadığınıza dair güzel bir anınız var. Bu anınızı okuyucularımızla da paylaşır mısınız?

Evet, çok hoş bir anıydı. Bu bölümü de kitabımdan paylaşarak okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

“Ramazan’ın bahara rasgeldiği bir Pazar günü, Verda evlerinin arka bahçesinde yaş günü partisi verdi. Mahalleden ve okuldan birçok arkadaşı, akrabaları, aile dostları bahçeyi doldurmuştu. Fotoğraflarımızı çekmek için bir fotoğrafçı tutulmuştu. Biz çocukları eğlendirmek içinse palyaçolar. Temiz beyaz bir örtü serilmiş masanın üzeri çörek, börek, çerezlerle dolmuş, soğuk içecekleri hizmetli bardaklara dökmekle meşguldü. Biz üç kardeş öteki çocuklarla birlikte palyaçoların komikliklerine kaptırmış katıla katıla gülerken, “Pasta Geldi” sesiyle beyaz örtülü masanın etrafında toplandık. Üç katlı çok güzel süslenmiş pastanın yanında Verda duruyordu. Annesi Media Hanım teyze beni de Verda’nın yanına çağırdı. Pastanın üzerine konan mumları Verda bir üflemede söndürdü. Bu arada fotoğrafçı poz poz fotoğrafımızı çekiyordu. Sıra birbirimize pasta yedirmeye geldi. İkimiz aynı anda çatalımıza aldığımız pastayı birbirimizin ağzına götürürken flaşlar patladı. İnanılmaz bir lezzetti. Büyük bir keyifle ağzıma aldığım lokmayı yutarken oruçlu olduğum aklıma geldi. “Eyvah, ben bugün oruçluydum. Orucum bozuldu, diyerek ağzımdakileri tüküre tüküre oradan uzaklaştım. Gözümden ip gibi yaşlar akıyor, gitti güzel orucum diye hayıflanıyordum.

Koşarak eve kendimi zor attım. Beni ninem yatıştırdı. Bilmeden yediğimiz ve içtiğimiz hiçbir şey orucu bozmazmış. Çok rahatladım. Arkamdan gelen Aynur, “Ablam bizi rezil etti” dedi.

İlk aşkınızı anlattığınız bölümde gerçekten aşık olan herkesin kendinden bir şeyler bulabileceğine inanıyorum. Bu anılarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?

İlk defa biri bana duygularını açıklıkla dile getiren bir mektup göndermişti. O gün mektubun cevabını yazmadım. Ardından defterimin arasında saklanan cevabını yazmadığım onlarca mektup almaya devam ettim. Öyle duygulu, öyle güzel sözcüklerle dolu mektupların sahibini çok merak ederek uzun bir süre geçti. Büyülenmiş gibi bana yazılan mektupları okuyarak geçirdiğim günlerimi kitabımda yazdım. İlk aşk hikayem kavuşmadan bitti. Benim penceremden ilk aşkımı anlattığım satırların okuyucuların yüreğine dokunacağına inanıyorum. 

Okurlar kitabınızı nereden temin edebilir?

Galeri Seba’dan temin edebilirler. 0 232 445 3340

İnternet üzerinden aysukumbaraci instagram hesabımdan da bana ulaşabilirler.

Aysu Kumbaracı Günay kimdir?

1951 İzmir doğumlu. Sekiz çocuklu ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası astsubay, annesi ev hanımı.

1969-1970 Hatay Kız İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde iki yıllık öğreniminş tamamlayarak 30 Eylül 1967 tarihinde mezun oldu.

Karaman’da Avukat İsfediyar Günay ile evlendikten sonra öğretmenlik hayatı ile birlikte, kendi atölyesinde resim çalışmalarına başladı. Kısa sürede çiçek ressamı olarak tanındı. İnsanlar arasındaki kardeşliği, barışı ve sevgiyi perçinlemek için seçmişti çiçekleri. Daha sonra gittiği Devlet Resim Heykel Müzesi, Baskı Atölyesi’nde “Çizgisel Düşler” adını taktığı resim yanı sıra babası Zühtü Kumbaracı’nın vasiyeti üzerine ailesinin romanını yazmaya koyuldu. Yazdığı şiirleri birçok yarışmada derece aldı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

 

21 Aralık 2021

“Hayatta Kadın” Fotoğraf Sergisi Açıldı

 


Uluslararası Lions Dernekleri 118R Yönetim Çevresi Federasyonu’nun düzenlediği “Hayatta Kadın” temalı fotoğraf sergisi İzmir Sanat Galerisi’nde 22 Aralık Pazartesi günü açıldı.

''Hayatta Kadın'' teması ile düzenlenen fotoğraf sergisi 35 fotoğraf sanatçısının dünyanın farklı coğrafyalarında yakaladığı kareler ile kadının toplumdaki değeri, yeri ve etkisine dikkati çekiyor.

Sergi İçeriği hakkında yapılan açıklamada,

‘Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını verdiği 5 Aralık 1934 yılından günümüze kadar geçen 81 yıllık süreçte kadınlarımız, eğitimden sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan siyasete, ekonomi, iş dünyası ve sanattan sonra spora, hayatın her alanında başarı ile yer almışlardır.                                                                                 

Dünyanın bugün geldiği nokta, bize gösteriyor ki; hayatın her alanında kadına daha fazla ihtiyacımız vardır. 35 fotoğraf sanatçısı kadının toplumdaki değeri, yeri ve etkisine dikkat çekmektedir’ ifadelerine yer verildi.


Sergi hafta içi 09.00-17.30 hafta Sonu: 10.00-16.00 saatleri arasında 09 Şubat 2022 tarihine kadar gezilebilir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

19 Aralık 2021

“Küçük İşler” sergisi açıldı

 


Seba Sanat Galerisinde 33 sanatçının eserlerinden hazırlanan “Küçük İşler” sergisi açıldı.

Ayla Gedik, Aynur Fidan, Aynur Yalçıner Sencan, Aysu Günay, Beril Yaralıoğlu, Ceyda Kiraz, Çağla Ilgaz, Çetin Erokay, Dilek Üstündağ, Faden Suzan Kudsioğlu, Firdes Arkan, Gözde Uyar, Handan Turhan, Hülya Kuloğlu, Lale Temelkuran, M. Fahri Sever, Melis Erdölek Aykut, Mete Sezgin, Nalan Gördüren, Nevin Önen, Nilgün Ermiş, Nilgün Vural, Perihan Duran, Resa Irmak, Sabiha Gülgün Haksal, Seba Uğurtan, Sevgi Akpınar, Sevil Çaylak, Sezin Haşıcı, Sezin Özelsen Doğan, Tayfur Yağcı, Turan Enginoğlu, Zümrüt Özmen’in eserlerinden oluşan “Küçük İşler” başlıklı karma sergi açıldı.

20 Aralık Pazartesi günü bir kokteyl ile açılan sergiye sanatçılar ve sanatseverler büyük ilgi gösterdi.

Yeni yıla özel karma sergi sanatseverlerin sevdiklerine ve yakınlarına en güzel yeni yıl hediyesi olarak bir sanat eserini satın alması ve yeni yıla güzel bir başlangıç içinde girilmesi düşüncesiyle düzenlendi.

Sergi 3 Ocak 2022 tarihine kadar gezilebilir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

17 Aralık 2021

Christmas Bazaar’da yeni yıl coşkusu

 


İzmir’de yılbaşı eğlenceleri Aralık ayı itibariyle başladı. Hiltown Karşıyaka AVM’de 17 Aralık tarihinde açılan Christmas Bazaar alışveriş stantlarında yılbaşı süsleri el işi ürünler, hediyelik eşya gibi birçok ürün satılıyor. 

Uzun süredir cam sanatıyla ilgilenen Kurtuluş Erdoğdu camları yüksek derecede ateşle çeşitli figürlere dönüştürüyor.

Christmas Bazaar’da stant açan cam sanatı ustası Kurtuluş Erdoğdu İzmir’e yeni yerleştiğini ve yılbaşı için katılmayı düşündüğü birkaç yer olduğunu Christmas Bazaar 17 gün sürdüğü için katılmaya karar verdiğini söyledi.

Christmas Bazaar’da açtığı stantta sergilediği eserlerin ilgi gördüğünü ifade eden Erdoğdu sözlerini şöyle sürdürdü;


İtalyan Murano cam sanatı olan ateşle cama şekil verdiğim ürünler ilgi görüyor. Özellikle geyik, tavşan, kedi gibi hayvan figürlerine talep fazla. Minyatür figürleri özellikle çocuk ziyaretçiler çok beğeniyor. Çocukların cam sanatına ilgisi beni mutlu ediyor.

Ayrıca mine sanatı takı tasarımlar var. Mine sanatı altın, gümüş ya da bakır üzerine uygulanabilen bir çalışmadır. Özel fırınlarda pişirilmesiyle taban malzemesine yapışması sağlanır. Mine sanatı kolye, yüzük tasarımlarımı stantta sergiliyorum.  

Ziyaretçilerin gösterdiği ilgiden çok memnunum. Tüm İzmirlileri Christmas Bazaar’ı gezmeye bekliyorum” dedi.


Bir sokak festivali olan Noel Pazarı 2 Ocak 2022 tarihine kadar sürecek.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

14 Aralık 2021

Ressam Necdet Şen; “Sanatla birlikte yaşam düşündüğünüzden daha güzeldir”.

 


Ressam Necdet Şen’i Narlıdere’deki atölyesinde ziyaret ettik. Sanata dair bir söyleşi gerçekleştirdik.

Söyleşide, çalışmalarını, yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğü projelerini, ilham kaynakları gibi pek çok konuda bilgi aldık.

Keyifli okumalar..


Bize kendinizden bahseder misiniz?

1960 yılında Eskişehir’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Eskişehir’de Lise öğrenimim İstanbul Kuleli’de yaptım. Daha sonra Ankara Kara Harp Okulunu bitirdim. Ülkemizin çeşitli yerlerinde çalışırken de resim yapmaya devam ettim. Emekli olunca İzmir’de bir atölye açarak resme daha fazla ağırlık verdim. Ayrıca İzmir Karşıyaka’da Egeyi Sevenler Derneği’nde  haftada bir gün resim dersleri veriyor diğer günler Narlıdere’deki atölyemde çalışmaya ve ders vermeye devam ediyorum.

Türkiye’de sanat ve sanatçıya verilen değer hakkında düşünceleriniz?

Bana göre, ülkemizde sanat ve sanatçıya verilen değer sözde varmış gibi gözükse de eylemde bunu görmek pek nadirdir. Örneğin tanıdıklarınızdan kaç kişinin evinde özgün bir sanat eseri olduğunu düşünün.

Çalışmalarınızla vermek istediğiniz mesaj nedir?

Çalışmalarımla, resimlerimle bir mesaj vereceğim diye bir kaygım yok. Ama yaşamdan bir parça izler olsun istiyorum.


Hayat felsefeniz nedir?

Yaşam felsefesini birkaç cümleye sığdırmak çok zor. Yaşamı, doğayı, canlıları, insanları seviyorum.

Resim dışında başka bir sanatla ilgileniyor musunuz?

Resim dışındaki sanat dallarında izleyiciyim. Geçmişte uygulamalı olarak bir kısmını denedim. Aralarında kendime en uygun ifade tarzı olarak resmi buldum.

Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje var mı?

Yeni projeler yapmayı her zaman düşünürüm. Zaman ve mekan uygun oldukça hemen uygulamaya geçiyorum. Nisan veya Mayıs ayı gibi yeni sergiler olabilir.

Resme ilginiz ne zaman başladı?

Resme ilgim çocukluk yıllarımda başladı. İlk yağlıboya resmimi 14 yaşında yapmıştım.

Günde kaç saatiniz atölyede geçiyor?

Atölyemde günde 7-8 saat çalışıyorum. Ayrıca atölye dışında da resimle ilgili çalışmalar ve ön hazırlıklar yapıyorum. Resim sadece tuvalin, kağıdın karşısına geçerek çizip boyamak olmadığı için bunun bir düşünce kurgulama, hazırlık süreçleri olduğu için aslında günün büyük bir kısmında resimle ilgileniyorum.

İlham kaynaklarınız var mı?

Yaşam zaten başlı başına bir ilham kaynağı. Yolda gördüğüm bir canlı, bir olay, duyduğum bir söz, okuduğum bir şiir-kitap-paragraf, yaşadığım bir duygu her an bir resmimin başlangıcı olabilir. Bu konuda belli sınırlarım ve kalıplarım yok.

İzmir’de yaşamak sizi sanatsal anlamda nasıl etkiliyor?

İzmir’de yaşamak sanatsal açıdan ele alınabilecek pek çok konu sunuyor. Ama İzmir’in sanata ve sanatçıya verdiği değer biraz sözde kalıyor gibi.

Yaptığınız sanat eserlerinden kazanabiliyor musunuz?

2021 yılı resimlerimin satılması konusunda benim açımdan olumlu geçti.


Hayatınız boyunca öğrendiğiniz en büyük hayat tecrübesi nedir?

Yaşam güzeldir, sanatla birlikte yaşam ise düşündüğünüzden daha güzeldir.

Son olarak sanatseverlere bir mesajınız var mı?

Resimlerimi sözlü olarak pek yorumlamak istemedim. Kişilerin yorumlarını kısıtlamak istemiyorum. Dar bir alanda yorum oluşmasın. Resimlerime baktıklarında kendi yorumları ile değerlendirsinler.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

 

12 Aralık 2021

Kermes Gelirleri Burs İçin Kullanılacak

 


Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği Vakana House Cafe&Hostel’de yılbaşı kermesi düzenledi.

13 Aralık Pazartesi günü açılışı gerçekleştirilen kermes için tüm stantlar özenle süslendi. Kermesi ziyaret edenler satışa sunulan ürünler arasından seçim yapmakta zorlandı.

Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği Genel Başkanı Gülsüm Ormancı ‘Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği olarak yılbaşı öncesi yeni yıl kermesi yapıyoruz. Yapılan her destek öğrencilerimize burs katkısı olacak. Öncelikle kız öğrencilerimize ve tıp fakültesi gibi yüksek ücretli kitapları alamayan öğrencilere destek vereceğiz.

Yeni yıl kermesinde tasarım takı ve dekorasyon ürünleri, giysi, üyelerimizin hünerli ellerinden çıkma lezzetlerin yer aldığı yiyecekler, hediyelik eşyalar öğrencilerimize destek olmak için satışa sunuldu.

Ressamlar, Ayşe Resa Irmak, Yıldız Arun, Seba Uğurtan, Dilek Üstündağ, Handan Atılgan Turhan, Firdes Arkan tablolarını derneğimize bağışlayarak destek verdiler’ dedi.


Kermes 19 Aralık 2021 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

11 Aralık 2021

İzmir Notion

İzmir’e 50 km, Kolophon’a ise 15 km uzaklıktaki bir liman kenttir. Ahmetbeyli köyünün sınırları içinde,  kentin baş tanrıçası Athena Polias’a adanmış olan bir tapınak bulunmaktadır. Kentin akropolünü çevreleyen 4 km uzunluğundaki kale kulelerle desteklenen sur Hellenistik dönemde inşa edilmiş, Roma döneminde de onarılmıştır. Kentin bugün için saptanmış olan ve ikisi de antik limana açılan kapılarından biri kuzeyde, diğeri ise batıda yer almakta, ayrıca surun güneydoğu köşesinde bir de merdivenli giriş bulunmaktadır.

MÖ III. yüzyılda Kolophon ile Notion, ortak vatandaşlık anlaşması yaparak politik bir birlik oluştururlar. Tarihi boyunca Notion bağımsız bir kent olsa da hep Kolophon’un bir parçası gibi görünmüştür.

Roma döneminde ise kentin, akropolün kuzeyinde yer alan tepenin eteklerine doğru yayıldığı anlaşılmaktadır.



10 Aralık 2021

EvrimGökçelik “Işığın Doğuşu” kişisel resim sergisi açıldı

 


İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu Ressam Evrim Gökçelik’in “Işığın Doğuşu” isimli kişisel sergisi Alsancak Vakana Cafe Hostel’de açıldı.

Sanatçı, 10 Aralık Cuma günü açılışı gerçekleşen sergi hakkında şu bilgileri verdi;

Neden Işığın Doğuşu

Gökyüzünde bir bulut parçası. Duru, aydınlık, masmavi gökyüzünde nereden bittiyse bir serseri bulut parçası. Tek başına dağ doruklarına kona göçe, kendi kendine eğleşen. Bir zaman gözleri bu masmavi boşluğu ve boşlukta gezinen o bir yumak bulutu izliyor…

Anlatsam inanmazlar oğul, masal derler; masala inanmazlar, masalı yalnızca dinlerler, sanki hakikati bilirmiş gibi, sanki hakikatin sırrına ermiş gibi, masala inanmayan gerçeğe inanır mı?” (Murathan Mungan)

Benim resimlerimde doğa, mitoloji ve sembolizm var. Bazıları benim kendi iç dünyama ait görüntüler, onları masallardaki arketipler ve bilinçaltının bize sunduğu geçmişten gelen izler sanatsal bir doku içinde birleşiyor.  Geçmişten bugüne, hayalden gerçeğe köprü kurmayı seviyorum çünkü her insan dün, bugün ve yarın arasında köprü gibidir. 

Biz her ne kadar modern hayatın koşturmacasında ve minimalist sanat anlayışıyla mitlerin ve rüyaların artık sadece masallarda kaldığını düşünsek de bir dağın kalbinde gizli olan maden gibi onlar ruhumuzun derinliklerinde uyuyor. Sergimin amacı en azından birazcık tozları eşeyelerek farklı dünyalara açılan kapılara bir anahtar sunmak.  Ruhun gözüne bir pencere açmak.

Resimlerdeki Semboller

Işık Huzmeleri: Dünya ve diğer canlılarla olan bağları, içsel enerjileri ve değişken duyguları ifade ediyor. İnsanların ve hayvanların auraları bizi onlar hakkında düşünmeye, fikir edinmeye itiyor, görünenin ardındaki ruhani yönlerini vurguluyor.

Ağaç/Orman: İnsanlığın kutsallık atfettiği dağ, taş, ağaç, ateş, su gibi varlıkların içerisinde ağaçların ayrı bir önemi vardır. Ağaç her zaman önde gelen kutsal semboller arasındadır. Çünkü o kökleri ile yere bağlıdır, dalları ile göğe uzanır. Kalıcıdır. Her yıl yapraklarını döküp yeniden yeşererek kendini sayısız kez yeniler. Ölümden sonra hayata yeniden dönüşün sembolüdür. Orman ise hem bilinmeyen hem de farklılıkların uyumlu birlikteliğidir. (Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine.)

Geyik: Orta Asya ve  Anadolu'da  ağacın yanı sıra geyik de çok önemlidir. Kışın sürüye önderlik ederken boynuzlarını dökmeyen anne geyik dişil gücün simgesi sayılmıştır. Geyikli Baba gibi derviş örnekleri ve Alageyik Efsanesi de yine bu kutsalın devamıdır. Geyik, ağaç dallarını andıran boynuzlarıyla yaşam ağacının hayvani temsili olarak da görülür. Bazı geyik türlerinin boynuzları Alacahöyük güneş kursunda görüldüğü gibi, çift yay ve hilali andırdığından, kimi geleneklerde bu sembollerle de ilişkilendirilir. Yani ağaç kutsalıyla ayrılmaz bir bütündür. 

Boynuz: Hem geyik mitiyle hem de ağaç dallarına benzerliği, bir de güç sembolü olarak folklor de önemli bir yer tutar. Boynuz aynı zamanda erginlenme, kendi gücünü ele almakla ilgilidir. Bazı Türk dervişleri öldüklerinde geyik boynuzlarıyla gömülmüştür. Şeytan'la ilişkilendirilmesi daha çok keçi ayaklı tanrı Pan yüzündendir, eski mitolojik karakterler kötücül kabul edilmiştir. Koç ve keçi boynuzları daha çok eril güçle ilgili kabul edilirken kadın şamanların da ritüellerinde geyik boynuzu kullandığı bilinmektedir.

Ay: Ay takvimleri Güneş takvimlerinden önce görülmüştür, tarihe pek çok açıdan yön vermiş bir semboldür. Şefkatli bir ışık kaynağı olan ay kadınlığın evreleriyle de benzeşir, kadın gibi gizemli ve etkileyicidir.  Ay, belli aralıklarla değişen yüzüyle karşımıza çıkar. Bu döngü sırasında Ay'ın med-cezir üzerindeki etkisi kolayca gözlemlenebilir. Duygusal fonksiyonların sembolü olarak su örnek gösterildiğine göre Ay'ı duygularla ilişkilendirmek çok doğaldır.  Ay'la ilişkilendirilen en ünlü Tanrıça Artemis'tir, ama Muğla Yatağan'da tapınağı bulunan Tanrıça Hekate daha kadim köklere sahiptir.

Kuş: Kuş tarih boyunca olağanüstü bir yaratık olarak algılanmıştır. Haberci, masumiyet, özgürlük ve çeviklik simgesi olmuştur, Orhun kitabelerinde, Orta Asya Yakut Türklerinin, her insanın kuş şeklinde bir ruhu olduğuna, ölen kişinin ruhunun göğe yükselip kuş gibi uçtuğuna inandıklarından söz edilir. Kartal motifleri 13. yüzyılda Selçuklu Devleti tarafından arma olarak kullanılmıştır.

Balık: Balık dış görünüşü bakımından, genellikle iki yayın birleşmiş biçimini oluşturan baş ve gövdesine, hareketinde en önemli etken olan kuyruğun eklenmesiyle, üç kısımdan oluşan bir canlıdır. Sembolizmde kullanılmasını sağlayan en önemli özelliği, esir ve tesiri simgeleyen bir akışkan olan suda yol alabilmesidir. Bu ortamda, kara hayvanları gibi yalnızca bir düzlem üzerinde hareket etmez, dikey olarak yukarı aşağı hareketlerde yapabilir.  Balık çok yumurta yapar ve sürüler halinde gezer, bu nedenle bir de bereket sembolüdür.

Baykuş:  Baykuşlar bilgeliği, bilgiyi, değişimi, dönüşümü, sezgisel gelişimi ve gizeme güvenmeyi temsil eder. Mitolojide Hekate ve Athena'nın da kutsal kuşlarıdır, çok yöne bakabildiği için başkalarının görmediği şeyleri de görebilir. Sonunda ışığa ulaşmak için karanlıkta yürümek zorunda olduğunuz için bu her zaman hoş bir iş değildir. Ama baykuş yolu aydınlatmak ve yol boyunca size rehberlik etmek için oradadır.


Yelkenli/Sandal/Deniz: Yelken, doğanın önemli iki unsuru kullanır, diğerlerini de vaat eder. Rüzgârla ilerlerken rüzgârı, üzerinde ilerleyebilmek için de suyu kullanır. Bunları kullanırken, bize, hayatımızın akışını düşündürür. Bilinçaltını simgeleyen su, doğumla ve ruhun yolculuğu ile de bağlantılıdır.  Modern gemilerin aksine denize açıldıkça, insanın farkındalığı artar, baktığını görmeye başlar, memeli hayvanlar yunuslarla olan iletişim bize her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu anlatır.

Tilki: Tilkiler çok büyük değildir ve güçlü hayvanlar olarak kabul edilmezler. En büyük güçleri akıllarıdır. Ruhani bir hayvan olarak tilki, size engelleri nasıl aşacağınızı ve herhangi bir zor durumdan nasıl bir çıkış yolu bulacağınızı öğretir. Tilkiler genellikle insanların evlerine girer ve fark edilmeden dışarı çıkarlar, bu da onları ilginç kılar. Uzakdoğu sembolizminde tilkiler aslında bir zamanlar insandı ve ruhları tilkilere dönüştü. Tilkiler hem yoldaş hem de haberci olarak görülürler.

Karga: Kargalar, daha yüksek bir ruhsal varoluşun başlangıcına yol açan bir varoluş durumunun sona ermesini ve ayrılmasını temsil eder. Çoğu zaman bu, keder, kayıp ve kargaşa dolu, zor ve zorlu bir dönem olabilir. Bu nedenle kargalar tıpkı baykuş gibi genellikle olumsuz ya da kötü alâmet enerjisiyle ilişkilendirilir. Ancak, büyüme ancak zorlu dönemlerden geçtiğimizde gerçekleşebilir.

Çalışmalarını halen kendi atölyesinde sürdüren sanatçının sergisi 21 Aralık 2021 tarihine kadar gezilebilir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

9 Aralık 2021

Anne yemeklerinin adresi ‘Sefertası’

 


Anne yemeği hasreti çekenler için aynı lezzette bir mekana konuk oldum. Annenizin yemeklerini aratmayacak lezzette ‘Sefertası Lokantası’nın işletmecisi Çiğdem Çelik güler yüzüyle size sımsıcak bir aile ortamı hissettiriyor.

2011 yılında Bayraklı’da açtığı ‘Sefertası Lokantasını’ Alsancak semtine taşıyan Azeri kökenli Çiğdem Çelik, yaptığı tüm yemeklerin çok beğenildiğini söyledi.


İzmir Lokantacılar Federasyonu tarafından birincilikle ödüllendirilen çok özel laz çorbası ve mantar çorbasının yanı sıra birçok yemek çeşidinin sergilendiği vitrin adeta bir görsel şölen.  

Sefertası Lokantasının hikayesini işletmecisi Çiğdem Çelik’ten dinleyelim.

“Sefertası 16 yaşında. Günümüzde mutfaklar dekor amaçlı kullanılıyor. Ben eski mutfakları, anne yemeklerini unutturmamak istiyorum. Yaptığım işi seviyorum. Tüm yemeklerimi sevgi ile yapıyorum. Fast food yerine mevsiminde sebzeleri kullandığım zeytinyağlı yemekler, çorba çeşitleri gibi sağlıklı bir mutfağım var. Sağlıklı beslenmek için tencere yemeği çok önemli.

Sefertasına gelen herkesi ailemden biriymiş gibi karşılıyorum. Müşterilerime sağlıklı ve taze yemekler sunuyorum. Onların yemekleri beğenerek gitmesi benim için çok önemli. Yemeklerim hakkında hep olumlu dönüşler alıyorum.

Birincilik ödülleri laz ve mantar çorbasına

Mısır, karalahana, buğday karışımında hazırladığım laz çorbası ve yine çok beğenilen mantar çorbası İzmir Lokantacılar Federasyonu tarafından ödüle layık görüldü.


Sosyal medyadan sefertasialsancak olarak menülerimi saat 11.00’de paylaşıyorum. Her gün yaptığım yemekleri sosyal medya hesaplarından takip edebilirler” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

6 Aralık 2021

Miras Meslek; Saz Ustalığı


İzmir Basmane semtinde uzun yıllar atölyesinde bağlama yapan Mustafa Tuncer bağlama yapımını ve mesleğini severek yapıyor.  38 yaşındaki Tuncer, 22 senedir büyük bir aşkla devam ettirdiği saz ustalığını babasından öğrenmiş.

Halk müziğinin önemli enstrümanlarından olan bağlamaları binbir emekle üreten Mustafa Tuncer, bağlama ustalığının çok önemli olduğunu söyledi. Basmane semtinde bulunan ‘Çağlar Müzik Evi’ni ziyaret ederek Mustafa Tuncer ile ekonomik krizi ve saz üreticilerine etkisini konuştuk.

Son aylarda toplumun her kesimi gibi biz de mağdur olduk

Geçmişte işlerimiz çok iyiydi. Geçtiğimiz yıl korona virüs salgını başladı. Müzisyenlerin çoğu sokağa çıkma yasakları nedeniyle iş yapamadı. Bu süreçte internet üzerinden bağlama satışlarını perakende satış yapan firmalar yapmaya başladı. Biz de perakende satış yapan firmalara toptan satışlarımıza devam ettik.


Fakat son 3 aydır döviz kurlarındaki artış bizi de çok etkiledi. Cilasından, tüm malzemeler, ağaçlar her şey Dolar üzerinden satıldığı için fiyatlar çok yükseldi. Petrol’e zam geldiği zaman bizim aldığımız malzemeler de zamlanıyor. Artan maliyetlerden olumsuz etkileniyoruz.  

İnşallah bu günümüzü aramayız. Sattığımızı yerimize koyamıyoruz. 3 lira olmuş bir gevrek. Kiminle konuşsam ekonomik durumunun kötü olduğunu anlatıyor. Esnaf işinin başında ama iş yapamıyor.


Saz üreticisi olarak maliyeti artmış olarak malzeme alıyoruz, şimdilik bunları fiyatlarımıza yansıtmadık. Enstrüman malzemelerinde genelde dut ve ardıç ağaçları kullanılıyor. Bunlar hep yurt dışından geldiği için bizler zamlı fiyat olarak alıyoruz. İşimizin başında ayakta durmaya çalışıyoruz” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Yenipazar Belediye Başkanına Portre Tablosu Hediye Edildi

 


Yenipazar Belediye Başkanı M. Yüsran Erden İzmir Suluboya Ressamlar Derneğini ziyaret etti.

İzmir Suluboya Ressamlar Derneği Başkanı Nimet Topkaç, Yenipazar ilçesinin Belediye Başkanına suluboya portre çalışmasını hediye etti. Kendi portre çalışmasını gören Yenipazar Belediye Başkanı Erden şaşkınlığını gizleyemedi. Tabloyu çok beğenen Belediye Başkanı Erden “çok teşekkür ediyorum, çok başarılı bir çalışma olmuş” diyerek şu ifadelere yer verdi;

“Suluboya da fotoğraf gibi portre çalışması beklemeyeceğimi Nimet hanım ve dernek üyelerinden öğrendim. Portre çalışması bana çok benzemiş. Nimet hanım, benim tecrübelerim olan yüzümdeki çizgileri, bakışımı, gülüşümü ne güzel yakalamış. Normal bir fotoğrafa bakarak böyle bir çalışma çıkmaz. Biraz sohbet ederek, biraz hayatı ve yaşanmışlıklara duygularını da ekleyerek fırçaya dökmüş.  Sayın Topkaç portre çalışmasına kendi sıcaklığını ve gülüşlerini de yansıtmış” dedi.

Yenipazar Belediye Başkanı M. Yüsran Erden’in ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İzmir Suluboya Ressamlar Derneği Başkanı Nimet Topkaç portre çalışmasını hediye ederken duygularını şu ifadelerle dile getirdi;

Yenipazar Belediyesi’nin destek ve katkılarıyla 29 Ekim 2021 tarihinde Belediye açık alanda “Cumhuriyet” resim sergisi açmıştık. Sergi süresince her anlamda bizleri görkemli bir şekilde ağırlayan Belediye Başkanımız, sanat ve kültür insanı Sayın M. Yüsran Erden’e İSRED yönetimi olarak sonsuz teşekkür ediyoruz. Belediye Başkanımızın derneğimizi ziyaretinde kendisine bir sürpriz hazırladık. Başkanımıza suluboya portresini ve Yenipazar ilçesinin yöresel yerlerinin resimlerini de hediye ettik. Yaşasın Sanat diyerek Yenipazar’a uğur getirmesini diliyoruz” diye konuştu.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT







4 Aralık 2021

Kahve Aromalı Sohbet

 


Hepimiz rahatlamaya, dostlarımızla güzel sohbetlere ve yaşadığımız anın keyfini çıkarmaya ihtiyaç duyarız. Böyle anlarda aklımıza hemen kahve içmek gelir. Kimimiz Türk kahvesini tercih eder, kimimiz latte, filtre kahve, soğuk kahve.. 

Kahveden söz etmek için İzmir’in Buca ilçesi’nde hizmete giren Cafe Castro işletmecisi Özkan Yorulmazbaş’ı ziyaret ettik. Yüksek müşteri memnuniyeti ve her geçen gün yeni müşteri ile dünya kahvelerini kahveseverlerle buluşturan Özkan Yorulmazbaş, nitelikli dünya kahveleri, Türk kahvesi çeşitleriyle herkesin rahatlıkla oturabileceği bir mekan açtıklarını söyledi.

Yorulmazbaş sözlerini şöyle sürdürdü;

“Kahvelerimizi kavurduğumuz ve satışını yaptığımız Cafe Castro isimli bir atölyem var. Kahvelerimiz çok beğeniliyordu. Aynı mekanda kahve içmek isteyenler için küçük bir showroom açtık. Müşterilerimize yeterli gelmedi. Daha çok kişiye hizmet verecek bir yer aramaya başladık.


Öğrenci dostuyuz

Ben Buca’da Yanık Kahveler 83 sokağı çok seviyorum. Burada düzgün bir yer aramaya başladım. Ve şu an bulunduğumuz mekanı bulduk. Hızlı bir çalışmadan sonra Eylül ayında Cafe Castro’yu yeni bir şube olarak açtık. İyi kahve içmek isteyen insanlar, öğrenciler bizi biliyor. Tavsiye üzerine yeni müşterilerimiz geliyor. Bir öğrenci merkezi olan Buca’da hedef kitlemiz öğrencilerimiz. Öğrencilerimizi düşünerek fiyatlarımız çok uygun.  

Dünya genelinde yüzlerce kahve çekirdeği var

Dünyadan 25 çeşit kahvemiz var. Nikaragua, Brezilya, Guatemala, Meksika % 100 Arabica, Endonezya, El Salvador kahvelerimiz ve 3 çeşit kafeinsiz kahve çeşitleri ile kahveseverlere sıcak bir ortam hazırladık.

Kahvelerimiz single origin (tek köken) kahvedir. ‘Single Origin’ ifadesi de, kahve çekirdeğinin tek ülke ve belirli bir bölgeden geldiğini anlatan bir ifadedir. Mesela Guatemala kahve aldınız mı tek çeşit Guatemala’dır. Başka hiçbir kahve ile karışmamıştır.


Yanık Kahveler zamana meydan okuyor

Tarihi Yanık Kahveler bölgesi sit alanında bir bölge. Çok güzel bir mahalle. İzmirliler Yanık Kahveler’i görmek için geliyorlar. Buca’nın en eski mahallelerinden olan Yanık Kahveler’de tarihi binalar fazla olduğu için imara izin yok. Mahallemizin dokusu aynen korunuyor. Burada olmaktan çok mutluyuz. Hem Yanık Kahveleri gezmek, hem de dünya kahvelerimizin tadına bakmak için herkesi bekliyoruz” dedi.

Ben Cafe Castro markası olan Paşa Rıza Türk kahvesi’ni denedim. Türk kahvesi sevenler bu lezzeti mutlaka denemeli. Siz de dünya kahveleri çeşitlerini internet üzerinden karşılayabilirsiniz.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

Akıllı Robot Ada İzmir’de

 


İzmir’de kapılarını 15. kez ziyaretçilerine açan Travel Turkey İzmir Uluslararası Turizm Fuarı’nda sergilenen robot Ada katılımcıların büyük ilgisini çekti.

Akıllı robot Ada’nın bulunduğu stantı ziyaret ederek yetkililerden firma hakkında bilgi aldık.

AKINSOFT ve AKINROBOTICS Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Özgür AKIN tarafından 12 Nisan 1995 yılında kurulan AKINSOFT olarak belirlenen vizyonlarımızı tek tek yerine getirdik. 2010 yılı vizyonları içerisinde yer alan robotik teknolojiler konusunda Ar-Ge çalışmalarını başlatma hedefimize bir yıl önce ulaşarak 2009 yılında robotik teknolojiler üzerinde çalışmalara başladığımızı kamuoyuyla paylaştık.

Robotik teknolojiler alanında seri üretime geçilmesi adına 2017 yılında 11.000 m² açık alan üzerine kurduğumuz ve 2750 m² kapalı alana sahip, yeni teknolojileri kullanabilen ve geliştirebilen profesyonel bir teknik ekip ile çalışan AKINROBOTICS İnsansı Robot Fabrikamızın resmi açılışını yaptık.


Gelişen robotik teknolojileri yakından izleyen ve çok yakında da küresel boyutta yüksek teknolojiye yön verecek olan AKINROBOTICS, hizmet sektöründe kullanılacak robotların seri üretimini yapmasıyla dünyada bir ilktir. Yalın üretim sistemini kullanan fabrikamız, idealist bakış açısı ve sürekli geliştirilmeye açık sistematik yapılanması ile hedef kitlenin tüm beklentilerini karşılamayı temel hizmet politikası olarak belirlemiştir.

AKINROBOTICS çatısı altında üretilen robotlar, AKINSOFT’un kendi öz sermayesiyle, bünyesinde barındırdığı mühendislerin Ar-Ge çalışmalarıyla tasarlanmış olup %100 yerli üretim gayesiyle hazırlanır.

İnsanlığa ve bilime hizmet etmeyi amaçlayan firmamız insan ergonomisine aykırı, yaşamı tehlikeye atan işleri robotlara yükleyerek insanların sosyal yaşam kalitesini yükseltmeyi ve daha nitelikli işlerde çalışmalarına imkan tanımayı hedefler. Bu bağlamda; insansı robotlar, sosyal robotlar, hizmet robotları, endüstriyel robotlar, tarım robotları, 4 ayaklı robot ve Endüstri 4.0 kapsamında üretilen sipariş hazırlama otomasyonu, misafir servis robotu ile günümüz koşulları altında en çok ihtiyaç duyduğumuz UV-C sterilizasyon robotu fabrikamızda üretmiş olduğumuz robotlardır.

Sosyal Robotumuz “MİNİ ADA”

Mini Ada Robot, 10 yıldır robotik faaliyetlerini sürdüren AKINROBOTICS Robot Fabrikası’nda üretilen sosyal robottur. 2017 yılında çalışmalarına başlanmış ve 2018 yılında nihai ürün olarak 1. versiyonu satışa sunulmuştur. Geliştirilerek 3. ve son versiyonu da tamamlanan Mini Ada Robot birçok sektörlerde aktif görev almaktadır.

45 kg ağırlığında ve 123 cm boyunda olan Mini ADA, 3 eksenli kol yapısıyla 360 derece serbest dönme yapısına sahiptir. Kafasında bulunan stereo vision kameralar aracılığıyla derinliği algılayarak nesneyle arasındaki farkı hesaplar. Görüntü işleme teknolojisi ile yüz ve nesneleri tanır. Belirli büyüklüğün üzerinde standart fontlarla yazılmış kelimeleri okuyabilir. Üzerinde bulunan 6 adet çok yönlü mikrofonlar sayesinde etrafta bulunan gürültüyü filtreler, sesin geldiği yönü algılayarak yapay zekaya iletir. 2 adet stereo mikrofon ile dışarıdan gelen soru ve emirleri “speech to text” özelliğiyle yazıya çevirerek yapay zekada ayıklayıp, elde edilen bilgileri kullanıcıya ses yoluyla iletir. Gövdesine entegre edilmiş 10.1 inch dokunmatik ekran aracılığıyla insanlarla etkileşime geçerek konuyla ilgili yazı ve fotoğraf sunup, videolar gösterebilir. Bu özelliklerinin yanında QR kod okuyucu fonksiyonu ile ürün bilgisine, yer yön tarifine ve ödeme bilgilerine kolayca erişim sağlar. Üzerinde bulunan 2 adet lidar ve bir adet derinlik kamerası ile otonom gezinme fonksiyonu ve haritalandırma modülü sayesinde tüm işletmenizin krokisini hafızasına yükleme, rotaları öğrenme, yön bulma ve tarif etme gibi özelliklerine sahiptir.

Tüm bu hizmetleri; Türkçe, İngilizce, Rusça ve Arapça olmak üzere 4 ayrı dil seçeneği ile desteklenmektedir.


Mini Ada Robot ilk olarak Havaalanlarında (İGA) hizmet vermeye başlamış, sonrasında turizm, eğitim, sağlık, gıda ve eğlence sektörlerinde yerini almış ve görevlerine başlamıştır. Tüm bu sektörlerde, Mini Ada’yı kendi bünyelerine alarak görevlendiren firmaların yanında, eğitim ve eğlence sektörü başta olmak üzere birçok sektörden gelen yoğun ilgi ve talepleri kiralama modeli sunarak karşılamaktayız. Bu kapsamda doğum günleri, fuarlar, açılış organizasyonları, bilim şenlikleri vb. birçok etkinlikte görev alan Mini Ada sayısız insanla temas kurmuş, birçok ilimizde görev almıştır.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT