31 Mart 2022

Arya Kamalı “Güzelim İzmir”


Minyatür Sanatçısı Arya Kamalı’nın “Güzelim İzmir” isimli sergisi açıldı.

31 Mart Perşembe günü Türkan Saylan Sergi Salonu’nda açılışı gerçekleştirilen sergiye sanatseverler yoğun ilgi gösterdi.

Açılış konuşmasında Kamalı, sanat’ın medeniyet, insanların özgürlüğü, aydınlık açısından önemini dile getirdi.


Pandemiden ve birçok nedenden dolayı uzun zamandır kişisel sergi açmadığını söyleyen sanatçı, Konak Belediyesi’nden teklif gelince memnuniyetle kabul ettiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü;

Çok keyif aldığım bir açılış oldu.  “Güzelim İzmir” çok özel bir sergi. Sergideki eserler minyatür sanatını çağdaş bir şekilde anlatan eserlerden oluşuyor. Minyatür sanatı, sadece geçmişi değil bugünü ve yarını da anlatır. Mimarı yapıtlara, heykellere, sanat eserlerine, müzelere, sanatçılara ve özellikle yaşayan sanatçılara sahip çıkılmalıdır.

Yeni projeler üretmeliyiz

Türkiye’de İzmir’i bin kişiye sorsanız 950 kişi saat kulesini anlatır. İzmir de en sağlam eser olan “Saat Kulesi” 1901 yılında yapılmıştır. Daha önceki yıllardan kalan tarihi değerlerin çoğu korunamamış, iyi durumda değil. İzmir’e gelen turistler ilk saat kulesini gezmek ister ve kısa bir turdan sonra İzmir’de nereye gideceğini araştırır. Gezmeye gelen kişilerin uzun süre şehrimizde kalabilmesi için saat kulesi gibi sanat eserlerinin daha çok olması gerekir. Saat kulesinden sonra 120 yıl geçmiş İzmir için önemli bir sanat eseri yapılmamış. . İzmir egenin incisi değil dünyanın incisi olabilecek bir şehirdir. Dünyanın incisi bir İzmir için çalışılmalı yeni projeler üretilmelidir,  dedi.

Tadilat çalışmaları sonrası ilk sergi


Konak Belediyesi Kültür Müdürü Abdullah Tunalı, Arya Kamalı ile tanışmalarını anlatarak sözlerine başladı. Bir proje için Teodora Hacudi hanımefendi ile Kızlarağası Hanını gezerken Minyatür Sanatçısı Arya Kamala’nın atölyesini gezdiğini ve tanıştıklarını anlattı. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nin deprem nedeniyle tadilat çalışmaları sonrası ilk sergisini Arya Kamalı’nın “Güzelim İzmir” sergisiyle açtıklarını söyledi.


“Güzelim İzmir” Minyatür Sergisi 12 Nisan tarihine kadar ziyaret edilebilir.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

30 Mart 2022

İzmir Uluslararası Transplant Oyunları tanıtıldı


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Rotary Kulüp ortaklığıyla düzenlenecek Uluslararası Transplant Oyunları kapsamındaki Organ Nakli Anıtı'nın tanıtım toplantısına katıldı. Başkan Soyer etkinliğin önemini vurgulayarak,“Transplant Oyunları’nın yapıldığı ülke ve şehirlerde görüyoruz ki organ nakli bağış oranları en az yüzde 35 oranında artıyor” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Rotary Kulüp ortaklığıyla düzenlenecek İzmir Uluslararası Transplant Oyunları kapsamındaki Organ Nakli Anıtı'nın tanıtım toplantısı Nefes Restoran'da yapıldı.

Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başta olmak üzere Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyonu 2021-2022 Dönemi Federasyon Başkanı Nedim Atilla, Türkiye'nin organ nakli koordinasyon sisteminin kurulmasına önderlik eden Dr. Ata Bozoklar, Organ Bağışı Komitesi Başkanı Merve Baykan, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ertuğrul Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanı Hakan Orhunbilge, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Ersan Odaman, Rotary Kulüp üyeleri ve basın mensupları katıldı.


Başkan Soyer: İzmir organ nakli ve bağışında öncü şehir

Başkan Tunç Soyer, “Böyle bir etkinliğin İzmir’de olması elbette tesadüf değil. Gururla belirtmeliyim ki İzmir organ nakli ve bağışında ülkemizin öncü şehri. Uluslararası Transplant Oyunları ise bu öncülüğümüzü daha da pekiştirecek. Transplant Oyunları dünyada ve Avrupa'da 50 yıldan fazla süredir organize ediliyor. Bu etkinliğin amacı, organ nakli olmuş kişilerin olağan bir yaşam sürdüğünü, kimseden bir farkı olmadığını göz önüne sermek. Transplant Oyunları’nın yapıldığı ülke ve şehirlerde görüyoruz ki organ nakli bağış oranları en az yüzde 35 oranında artıyor. Bu veri, yaptığımız etkinliğin İzmir’de ve ülkemizde organ bağışına ivme kazandırmasını diliyorum” dedi.

“Her zaman hayat kazanıyor”

Organ yetmezliği ve buna bağlı ölümlerin pandemi ile birlikte hızla artmaya başladığını hatırlatan Başkan Soyer, “Organ nakline ihtiyaç duyan yaklaşık 27 bin üstünde hasta var. Yaşama tutunmak için uygun organı beklerken bu canları yitiriyoruz. Her gün, sekiz vatandaşımız organ nakli beklerken yaşamını yitiriyor. Her ne kadar organ bağışı ve nakli konusunda ülkemizde gelişmeler olsa da bu yeterli değil. Organ naklinin gelişmiş olduğu ülkeler ile aramızda halen daha 10-15 kat gibi ciddi bir fark söz konusu. Nakil için gerekli her şeye sahibiz. Ama bağış oranımız çok düşük. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın organ bağışını teşvik eden açıklamalarına rağmen önümüzdeki en önemli engel hala önyargılar. Oysaki bağış yapmak için 18 yaşından büyük olmak ve akıl sağlığının yerinde olması yeterli. Tüm sağlık merkezlerinde, organ bağışı için başvuru birimleri mevcut. Yapılacak tek şey, bir form doldurmak. Ümit ediyorum ki, İzmir Uluslararası Transplant Oyunları ülkemiz ve İzmir’in organ bağışı oranlarını artırmaya önemli katkı sağlayacak ve böylelikle daha fazla hayat kurtulacak. Muhtemeldir ki o gün yine birileri 'İzmir'in her derdi bitti de heykel mi dikiyorsunuz yine' diyecek. Biz hayatı savunmaya devam edeceğiz. Zeytinlikler maden ocağı olabilsin diye kesilmesine izin verilen yönetmelik çıktığında da aynı şeyi söylemişlerdi. Biz hayattan yana olmaya devam edeceğiz. Birileri de bunun karşısında durmaya devam edecek. Kimsenin morali bozulmasın, heyecanı eksilmesin her zaman hayat kazanıyor” ifadelerini kullandı. 

İlklere imza atmaya çalışıyoruz

Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyonu 2021-2022 Dönem Başkanı Nedim Atilla ise “Bu yıl biz Rotary'de ilklere imza atmaya çalışıyoruz ilham kaynağımız Başkanımız Tunç Soyer... Onun döneminde İzmir'de o kadar çok ilke imza atılıyor ki. İlklere imza atarken beraber koşuyor olmaktan gerçekten sevinç ve gurur duyuyorum. Ülkemizin çok büyük sorunlarından biri organ nakli. Biz İzmir'de bir ilke atmaya hazırlanıyoruz. Transplant Oyunları yapılacak. Dünyada ilk kez bir organ bağışı anıtı dikilecek” şeklinde konuştu.

Bozoklar: “İşte İzmir böyle bir yer”

Türkiye'nin organ bağışı konusunda önde gelen isimlerinden Dr. Ata Bozoklar, organ bağışı kavramının altını dünyada İzmir kadar doldurabilecek çok az kent olduğunu belirterek şöyle dedi: “Türkiye'de organ bağışının olmaması için o kadar çok neden vardı ki. Çok enteresan bir şekilde İzmir bir refleks geliştirdi, bütün kurumlarıyla sahip çıktı. Herkes bu işin içinde yer aldı ve destekledi. Türkiye'nin birçok yerinden insan İzmir'den gönderilen organlarla yaşadı. Burada insanlar gönüllülükle bu işin içindeydi. Planlasaydık bu kadar güzel olmazdı. Başkanımız Tunç Soyer'e çok teşekkür etmek istiyorum. İzmirli tutkusuyla, Egeli hevesiyle organ bağışı yaptığına tanık oldum. Gözlerim doldu. İşte İzmir böyle bir yer. Bir başkanın bu hareketi yapmış olması çok kıymetlidir.”

Baykan: “Elimizden gelen çabayı harcıyoruz”

Uluslararası Rotary 2440. Bölge Organ Bağışı Komite Başkanı Merve Baykan ise 27 bin 150 insanın organ nakli beklediğini belirterek “Rotaryenler olarak bu işte etkin rol almak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz” dedi. Baykan’ın ardından sahneye hayatlarına kalp nakliyle devam eden Osman Can ve Burçin Meşe çıktı.  Can ve Meşe, organ naklinin önemine vurgu yaptı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

29 Mart 2022

Çömlekçi Çarkında Seramik Atölyesine çocuklardan yoğun ilgi


‘Geleceği Tasarlayın’ sloganıyla yola çıkan Eğitim Günleri MaviBahçe Alışveriş ve Yaşam Merkezi'nde gerçekleşti.

Bilgilendirirken eğlendiren atölyeler ile uzman konuşmacıların katıldığı seminerlerin yer aldığı program, öğrenciler ve veliler tarafından yoğun ilgi gördü.


25-26-27 Mart tarihlerinde katılımın ücretsiz olduğu ‘Eğitim Günleri’nde Seramik Sanatçısı Mehmet Çıbuk ‘Seramik Torna Eğitimine’ katılım yoğun oldu. Öğrenciler ve velilerin eğlenceli ve eğitici vakit geçirdiklerini söyleyen Seramik Sanatçısı Mehmet Çıbuk şu ifadelere yer verdi;


‘Mavibahçe Kent Meydanı’nda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımız Çömlekçi çarkında verilen şekillerden oluştu. Öğrenciler hem öğrendiler hem de eğlendiler. Çarkın hareketinden dolayı dairesel çalışmalar ürettik. Her çocuk içinden ne geliyorsa onu şekillendirdi. 5-10 yaş arası çocuklar çok ilgi gösterdi. Oldukça yoğun 3 gün geçirdik’ dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

28 Mart 2022

İzmir'de Dünya Tiyatro Günü coşkuyla kutlandı


İzmir'de 27 Mart Dünya Tiyatro Günü, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği etkinliklerle kutlandı. Birbirinden renkli kostümleri ve performanslarıyla sokak sanatçıları Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki yürüyüşü festivale çevirdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nü coşkulu bir programla kutladı. Program Alsancak’taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin liman girişinden kortej yürüyüşü ile başladı. Yürüyüş, tiyatro gruplarının birbirinden renkli kostümleri ve sokak sanatçılarının performansı ile renklendi. Sanatçılara İzmirliler de alkışlarla destek verdi.


İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı Şehir Tiyatroları Şube Müdürü Özkan Ataklı burada yaptığı konuşmada, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e sanata destekleri nedeniyle teşekkür ederek “Tiyatronun aydınlatıcı, iyileştirici duyguları içinde barındıran, naif ama boyun eğmeyen, ideallerinden vazgeçmeyen, çıkarsız, büyüklük taslamayan bir yoldaş olma gerçeğinin unutulmaması gerekiyor. Zira, görevi toplumu dönüştürmek, ona gerçekleri söylemek ve iyileştirmek, daha iyiye götürmek olan tiyatro ancak tevazu, dayanışmayla, iyi niyetle sürdürülebilir ve hedefine ulaşır” ifadelerini kullandı. 

Şehir Tiyatroları'nın üç oyunu ücretsiz sahnelenecek

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kente kazandırdığı Şehir Tiyatroları, Dünya Tiyatro Günü’nü de kapsayan 27 Mart haftasında üç oyunuyla sahnede olacak. Azizname, Mor Şalvar ve Tavşan Tavşanoğlu 29 Mart-3 Nisan tarihleri arasında İzmirliler ile buluşacak.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

27 Mart 2022

“Cam Gibi Tasarım” Festivale Renk Kattı


Bu yıl 11. Kez düzenlenen Alaçatı Ot Festivali’nde birçok el sanatları stantları da ürünlerinin tanıtımını yaptı.

Son zamanlarda sosyal medyada sıklıkla karşılaştığımız, renkleriyle ve dokusuyla bizi büyüleyen sıvıdan, epoksi reçine sanatı standı Alaçatı Ot Festivali’nde ziyaretçilerden ilgi gördü.

“Cam Gibi Tasarım” isimli standı ziyaret ederek Gizem ve Sinem isimli kardeşlerden epoksi reçine sanatı çalışmaları hakkında bilgi aldık.

Asıl işi bankacı olan Gizem hanım ikiz annesi, kurumsal hayattan anneliğe geçmiş ikizlerini de büyütürken hobi arayışında epoksi sanatı ile tanıştığını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü.

Kardeşim Sinem de matematik öğretmeni mesleğini yaparken kurumsaldan yorulmuş genç, dinamik enerjisi ile bana destek olmak istedi. Epoksi tasarımları, fikirleri ile bu yola katılmaya karar verdi.  Yaptıklarımız çok beğeni alıp sevilince bu güzellikleri de sizlerle paylaşmak istedik. “Cam Gibi Tasarımı” kurduk.

Evimize yakın çok büyük bir atölyemiz var. Atölyemizde özel tasarımlar, yıllar öncesine ait evlilik davetiyeleriniz, kitap ayracı, takı, duvar dekorasyon, magnetler, kalemler, banyo dekorasyon gibi kişiye özel ürünler tasarlıyoruz.  1 tane ürün de sipariş alıyoruz, toptan sipariş de alıyoruz. Bizim için her tasarım özeldir. Ürünlerimizi sevgiyle büyük bir merak ve arzu ile tasarlıyoruz.

Epoksi ürünlerinin özellikleri

Ürünlerimiz tamamen el yapımıdır. Solvent içermez. Extra uv korumalıdır. Sararmaması için dirençli epoksi kullanıyoruz. Kokusuzdur elde yıkanabilir. Ürünlerimiz çok ciddi ağır darbe almadıkça kırılmaz.

Ham maddesi epoksidir. Özel boyalar ve pigmentlerle çalışılır. Tasarımı kuruması sağlıklı kullanılabilmesi için yapım aşaması en az 7 gün zaman alır” diye konuştu.


Ürünleri incelemek ve sanatçılarla iletişime geçmek isteyenler “camgibi_tasarim instagram” hesabını takip edebilirler.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

26 Mart 2022

‘Direniyorum’ sergisi açıldı


Küratörlüğünü Emel German Atalay’ın yaptığı Ağaç Baskı Sanatçısı Emine Özdemir’in Özgün Baskı (Ağaç Baskı) ‘Direniyorum’ isimli resim sergisi açıldı.

24 Mart Perşembe günü Yolo Art&Lounge Sanat Galerisi’nde açılışı gerçekleştirilen sergiye sanatseverler yoğun ilgi gösterdi.

Açılış öncesi konuşan sanatçı, ‘bugünlerde her şeye direniyorum. Kadın olarak direniyorum, çünkü yasaların değişmesini istediğini’ belirterek sözlerini şöyle sürdürdü;


Kemeraltı kent merkezinde Tarihî Abacıoğlu hanında bulunan Yolo Art&Lounge Sanat Galerisinde açmış olduğum özgün baskı (ağaç baskı) sergisi ile sanatseverlerle buluşmaktan gurur duyuyorum. Sanatla var olmalı, sanat ile yeşermeli iz bırakabilmeliyiz. Her zaman sanatın ve sanatçının yanında olan Yolo Art&Lounge İşletmecisi Cem Ceylan Beyefendiye bu güzel mekanında sergileme imkanı verdiği için teşekkür ediyorum.

Bugünlerde her şeye direniyorum. Kadın olarak direniyorum, çünkü yasaların değişmesini ve uygulanmasını istiyorum. Yeşil için direniyorum çünkü yeşil hayattır, gelecektir. Çocuklarımıza, torunlarımıza yemyeşil, tertemiz nefes alacakları bir ülke ve dünya bırakabilmek için savaşıyorum, direniyorum.  Ağaçların kıyılmasını kabul etmediğim için ağaçlarla birlikte, dostlarla birlikte direniyorum. Kısacası ben sanatçıyım. Yanlış olduğunu düşündüğüm her şeye sanatımla ve yaptığım eserlerle direniyorum, diye konuştu.


‘Direniyorum’ sergisi 15 Nisan 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilir.

Emine Özdemir kimdir?

1957 yılında Amasya’da doğdu. 1980’de DEÜ BEF’den mezun oldu. 2002 yılında resim öğretmenliğinden emekli oldu. Sanatçı çok sayıda resim yarışmasında jüri üyesi olarak görev almıştır. Katıldığı yarışmalardan 5 ödülü bulunan sanatçının pek çok eseri de sergilenmeye layık görülmüştür. Sanatçının yurtiçi ve yurtdışında, Bulgaristan, Brezilya, Yunanistan, Sırbistan, Tunus, Japonya, Çin, Polonya, Finlandiya, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve daha birçok ülkede eserleri müze ve koleksiyonlarda bulunmaktadır. Ağaç baskılarında dokusal çeşitlilik ve zenginlikle birlikte kurgusal yapıda açık/koyu dengesi, formlar arasındaki yumuşatılmış dokusal geçişler ve sadeleşmeye doğru gidiş görülmektedir. Ustaca bir titizlikle olgun renkler kullanarak formlarda estetik bir yapı oluşturmaya çalışmıştır. UPSD üyesi olan sanatçı, 22’si yurtdışı 20’si özgün baskı olmak üzere 25 kişisel, 130 karma sergiye katılmıştır. HIAA ( Finlandiya Uluslararası Sanatçılar Birliği) üyesidir. İzmir Güzelbahçe’de bulunan atölyesinde çalışmalarına devam etmektedir.


 

Katıldığı sergiler ve çalıştaylar;

1.Uluslararası İzmir Sanat Bianeli konuk sanatçı (2011)

1.Uluslararası Suluboya Derneği Festivali ‘Seferihisar-İzmir’ (2012)

4.Torun Uluslararası Resim Sempozyumu “Malownicza Barbarka” Polonya (2012)

2.Uluslararası Guangzhou Exlibris and Mini-print  Bianeli Çin (2012) sergileme

Karlıkevi Uluslararası Görsel Sanatlar Atölye Buluşması ‘Kapodokya-Nevşehir’ (2013)

2.Uluslararası İzmir Sanat Bianeli (2013)

2.Uluslararası Suluboya Derneği Festivali -İzmir  (2013)

5.Torun Uluslararası Resim Sempozyumu “Malownicza Barbarka” Polonya (2013)

11.Ostraka Sanat Festivali Sharm El Sheikh/Mısır (2013)

Mart 2014 Harran Üniversitesi 1. Uluslararası Sanat Günleri Çalıştayı

26.04-04.05 2014 1. Kuşadası Uluslararası Sanat Kolonisi Resim Çalıştay

20 Mayıs 2014 - Gesam Uluslararası Türk Ressamları Sergisi Kostence-Romanya

11 Mayıs 2014 - HOOM Galeri Uluslararası Özgün Baskı Sergisi Tahran-İran

9-18 Ağustos 2014 1.Taza Bienalli, Morrocco, Fas

Uluslararası Helsinki Sanatçılar Sergisi Finlandiya 2015

1. Uluslararası Kuşadası Çalıştayı 2015

2. Home Gallery Uluslararası Baskı Sergisi-Tahran-İran

7. Uluslararası Resim Sempezyomu Barbarka-Torun 2015

Uluslararası Berlin Potpori Küçükişler Sergisi 2015

15 Nisan Uluslararası Dünya Sanatçılar Günü Sergisi 2016

1. Uluslararası Selçuk Belediyesi Leylek Festivali Sergisi 2016

3. Kuşadası of International Art Workshop in 2016

8-14 Nisan Efeler Belediyesi 1. Uluslararası Sanat Çalıştayı 2016


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

25 Mart 2022

Geçinmek için köyümüzü terk etmek istemiyoruz


Türkiye’nin doğal zenginliklerinin başında gelen göller kuruyor, bölgelerin iklimi değişiyor.

Marmara Gölü de yaşanan kuraklık ve küresel ısınmanın etkisiyle tamamen kurudu. Tekelioğlu köyünde yaşayan Ayşe Doğulu balıkçılıkla geçinen köylülerin köylerini terk etmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Tekelioğlu köyünde doğup, büyüyen bölge sakini Ayşe Doğulu gölün kuruduğunu görmekten duyduğu üzüntüyü şu sözlerle anlattı;

“Tekelioğlu köyünde evlendim. İki çocuğum oldu. Eşimi ve oğlumu çok genç yaşta kaybettim. Bir kızım ve iki torunum var. Küçük torunum okulda çok başarılı. Çok istiyorum iyi bir eğitim alsın. Önümüzdeki yıl liseye başlayacak. Meslek lisesinde okusun istiyorum. Kız çocuklarımızın okumasına çok önem veriyorum. Benim torunumda eğitim alsın meslek sahibi olsun.

Köyümüz balıkçılık ile geçimini sağlıyordu. Göl kuruyunca zor günler geçirmeye başladık. Artık balık yok. Kayıklar karaya oturdu. Gölümüz yeniden canlandırılacakmış. Bizim köy değil civardaki köylülerinde geçim kaynağı balıkçılıktı. O köyler de çok zor durumda.

Şimdi zeytin ağaçları dikildi. Köyümüz zeytinciliğe başladı. Ama biz balıkçılığı çok özlüyoruz.

Ben emekli maaşımla geçinmeye çalışıyorum. Hayat o kadar pahalı ki. Şehirde yaşamak, köyde yaşamak fark etmiyor. Herkes sıkıntılı günler geçiriyor. Fakir daha fakir, zengin daha zengin oldu. Emekli maaşımı alıyorum. Faturalarımı ödüyorum, Salihli’de alışveriş yapıyorum. O gün maaş bitiyor.

Başkan Tunç Soyer’e gölün kurumasına üzüldüğümüzü anlattık

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in öncülüğünde 22 Mart Dünya Su Günü’nde düzenlenen “Marmara Gölü Yaşasın” etkinliği Manisa Salihli’deki Tekelioğlu Köyü’nde yapıldı. Tunç Soyer’in köyümüze ikinci gelişi. Köyümüz duyduğu üzüntüyü anlattı. Kuraklık en çok balıkçılığı vurdu. Çocuklarımızı hep balıkçılık yaparak büyüttük. Gölümüzün yine eskisi gibi olmasını istiyoruz. Kurumuş gölü gördüğüm zaman içim acıyor. İzmir halkının ve Belediye başkanının bize destek vermesinden çok mutluyum” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

24 Mart 2022

Brezilya Kültürü Tanıtıldı


Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM) ve Brezilya İstanbul Başkonsolosluğunun düzenlendiği Brezilya Kültür Günleri, 23-24 Mart tarihlerinde DEÜ Rektörlüğü’nde gerçekleştirildi.

Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM) ve Brezilya İstanbul Başkonsolosluğu’nun düzenlediği; DEÜ Güzel Sanatlar Enstitüsü ve Fakültesi, DEÜ Turizm Fakültesi ile DEÜ Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nun katkı verdiği Brezilya Kültür Günleri, yoğun bir katılımla düzenlenen etkinliklerinin ilk gününde, DEÜ Turizm Fakültesi ile DEÜ Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden akademisyenler ve öğrenciler, Brezilyalı şeflerle birlikte mutfağa girdi. Brezilya mutfağına özgü moqueca (mokeka balık), picadinho (pikadinho etleri), coxinha (tavuklu koxinha), empadhinha (ton balığı mini turta), bolinha de queijo (top peyniri) gibi Güney Amerika kültürüne özgü lezzetler, Brezilya Kültür Günleri’ne katılan konuklara ikram edilirken Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin yer aldığı Capoeira Topluluğu da fuaye alanında bir gösteri sundu.

Brezilya İstanbul Başkonsolosu Regina Maria Cordeiro Dunlop, Brezilya İzmir Fahri Konsolosu Ali Tamer Bozoklar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Suat Çağlayan, DEÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan ve Prof. Dr. Uğur Malayoğlu’nun da katıldığı etkinlik, Brezilya tanıtım filminin gösterimiyle devam etti.


Tanıtım günlerinin açılış gününde düzenlenen etkinlikte kısa bir konuşma yapan Brezilya İstanbul Başkonsolosu Regina Maria Cordeiro Dunlop, “Öncelikle etkinliğimizin düzenlenmesinde emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Bugün burada Brezilya kültürünü yansıtan yemekler hazırlandı ve Capoeira Topluluğu bizlere gösteri sundu. İzmir’de ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde olmaktan çok mutluyum. Burada gösterimi planlanan 4 film vardı. 2 filmin gösterimini daha sonraya bıraktık. Tekrar buraya gelmek için güzel bir fırsat olacak. Biz de Dokuz Eylül Üniversitesi akademisyenlerini Brezilya’da misafir etmek isteriz” dedi.

 

Yeni ortak projelere kapı açmasını diliyoruz

Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM) Müdürü Prof. Dr. Pınar Süral Özer ise DESEM’in eğitim faaliyetlerinin yanında kültürel ve sanatsal etkinlikleri de uzun yıllardır başarıyla sürdürdüğünü ifade ederek, “Brezilya İstanbul Başkonsolosluğu ile birlikte düzenlediğimiz Kültür Günleri’nin iki ülke arasındaki dostluğu pekiştirmesini ve yeni ortak projelere kapı açmasını diliyoruz. Biz bu etkinlikleri düzenlerken desteğini her zaman yanımızda hissettiğimiz Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’a, üst yönetimimize ve DESEM ekibimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT


23 Mart 2022

Cengiz Topel Anadolu Lisesi öğrencilerinin ‘Yeşilin Büyüsü’ resim sergisi


Güzelbahçe Cengiz Topel Anadolu Lisesi öğrencilerinin hazırladığı resim sergisi törenle açıldı.

İzmir Balçova Agora Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen ormanlarımız temalı sergi açılışı 23 Mart Çarşamba günü gerçekleştirildi.

Açılışa, Güzelbahçe Kaymakamı Bülent Bayraktar, Güzelbahçe İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Çevik, Balçova İlçe Milli Eğitim Müdürü Erhan Atilla, Güzelbahçe İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Reşat Palaz, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nden Nevin Bacı, Hüsamettin Poyraz, Cemal Esen, Uğur Zileli, Fikret Kayaalp katıldı.


Görsel sanatlar öğretmeni Yeşim Gülseven “ Her çocuk yaratıcıdır“ cümlesi ile sözlerine başlayarak şu ifadelere yer verdi;

Öğrencilerimizin çalışmalarını okulumuzun diğer Görsel Sanatlar Öğretmeni Nilüfer Puta ile birlikte hazırladık. Yeter ki yaratıcılıkları bastırılmasın, kırılmasın, yaratıcılık ruhları engellenmesin ve içsel özgürlüklerinden yoksun bırakılmasın. Aynı zamanda her çocuğun kendine özgü yaratıcı eserler yaratmalarına olanak sağlansın.

Yaratıcılık bir tablo yaratmak değil, bir şeyleri benzetmek ve kopyasını yapmak hiç değildir. Onun ötesinde kendini yaratmak ve daha iyi bir gelecek yakalamaktır. Sanatın iyileştirici gücünü görmek de bunu besleyen bir unsurdur. Kişi sosyal çevresiyle ve doğayla bir bütündür.  İnsanla doğa arasında köprüler değil daima hızlı ve olumlu geçişler olmalıdır. Doğa insan için sonsuz bir kaynaktı. Rengi, kokusu, sesi, çeşitliliği ve özgür bütünlüğü tarih boyunca insanlığa ilham olmuştur. Sanatçılar bu ilham sayesinde yaratıcılıklarını kullanarak nice eserler ortaya çıkarmışlardır. Bu ilham kaynaklarından onlara yardımcı olan en büyük unsur ormanlarımızdır. 

Ormanlarımız;  hayvanlara, bitkilere kucak açan ve insanlığa hizmeti olan mucizelerdir. Son yıllarda orman yangınlarının artması, iklim değişiklikleri, çevre kirliliği ve insanlığın sorumsuz hal ve hareketleri geleceğimizin tehdit edilmesine sebep olmuştur.


Bizler, gökyüzünün maviliklerinin simsiyah bulutlara dönüşmesini, yemyeşil ormanların çorak araziler olarak görülmesini, meltem rüzgarları ile hafiften dalgalanan masmavi denizlerin, göllerin ve ırmakların çöle dönüşmesini resmetmek istemiyoruz. Buna “DUR!” demenin gücünün sanattan geçtiğini düşünerek “ ORMANLARIMIZ“  temalı resim sergisini gerçekleştirmek adına hummalı bir çalışma başlatarak ortaya çıkan esrelerimizi sizlerle paylaşmaya karar verdik.

Doğanın gücü yok olmamalıydı. Köklerimiz, geleceğimiz, nefesimiz bizim her şeyimizdi. Bu amaçla yeşili tuvallere taşımak ve yeşilin büyüsünü renklerle betimlemek için öğrencilerimizle çalışmalara başladık. Tam sergilerimize bir hafta kalmıştı ki corona salgını tüm dünyayı tehdit etti. Sonuçta resimler depolara kaldırıldı,  okullarımız kapandı. Yeşilden aldığımız nefesi bile alamaz olduk. Evlerimiz kendi gezegenlerimiz oldu,  renklerimiz soldu ve her şey grileşti. Uzun zorlu süreçler geçirdik ama şimdi gökyüzü tekrar maviliğini gösterdi ve sizlerle renkleri buluşturmak için depolardaki resimlerimiz gün yüzüne çıktı. Öğrencilerimiz bireysel ve grup çalışmalarıyla yapmış oldukları yapıtları “YEŞİLİN BÜYÜSÜ“ adlı sergimiz ışığında sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacaklardır.


Bizlerden çalışmalarımız boyunca desteklerini esirgemeyen Okul Müdürümüz Yaşar Karahan ve Müdür Yardımcımız Gözde Özdemirbaş’a teşekkür ederiz” dedi.

Sergide yer alan Eylül Melisa AKİZ ve Reyhan Nazar TEKİN öğrencilerinin ‘Doğa Anne’ çalışması sanatseverler tarafından çok beğenildi. Sergiyi gezen izleyiciler Doğa Anne’ eseriyle birlikte bol bol fotoğraf çektiriyor.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

22 Mart 2022

“Ege’nin tam ortasında bir çölün oluşmasını hep beraber engelleyeceğiz”


Soyer’den Su Günü’nde Marmara Gölü için yüzlerce doğaseverle çığlık

Ege Belediyeler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in öncülüğünde 22 Mart Dünya Su Günü’nde düzenlenen “Marmara Gölü Yaşasın” etkinliği Manisa Salihli’deki Tekelioğlu Köyü’nde yapıldı.

İZSU, Gölmarmara ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi, Gediz Havzası Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma (GEMA) Vakfı, Doğa Derneği, Ege Orman Vakfı ve Naturel Rotary Kulübü ortaklığıyla düzenlenen etkinlikte doğaseverler kurumak üzere olan Marmara Gölü’ne dikkat çekti.

Ege Belediyeler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Manisa Salihli’deki “Marmara Gölü Yaşasın” etkinliğinde konuştu.

Soyer, “Manisa’nın, Ege’nin tam ortasında bir çölün oluşmasını hep beraber engelleyeceğiz. Hiç kuşkunuz olmasın, Tekelioğlu Köyü’nden bir tek kişinin daha gitmesine izin vermemek için gölün suyla buluşmasına elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi.

 

“Kuraklık bir yandan yanlış planlamayla susuz kaldı”

Tekelioğlu Köyü’ndeki etkinlik alanında kendisini bekleyen coşkulu kalabalığın “Manisa seninle gurur duyuyor” sloganları ve “Ege’nin Gururu Halkçı Başkan” yazılı pankartlarla karşılanan Başkan Tunç Soyer, “Tüm medeniyetlerin suyla bir ilişkisi olmuştur. En görkemli medeniyetler su kenarında kurulmuştur ve yine çok sayıda medeniyet suyunu kaybettiği için yok olmuştur. Yaşadığımız çağda elimizde kalan her bir sulak alan hiç olmadığı kadar kıymetli. Medeniyetimizin geleceğini, bu alanları koruyup koruyamamamız belirleyecek. İşte bu nedenle, her gölün, her balığın ve her bir buğday tanesinin çok büyük önemi var. Marmara Gölü, Manisa’nın en büyük gölü. İzmir ve civar illerde bu gölün bir benzeri yok. Birkaç yıl öncesine kadar hemen yanı başımızda görkemli bir şekilde uzanan Marmara Gölü, tarımsal sulamada kullanılıyor, balıkçılara aş oluyordu. Yeraltı sularını beslerken, on binlerce kuşa da ev sahipliği yapıyordu. Gölümüz, Manisa’nın da Ege’nin de göz bebeğiydi. Yazık ki bir yandan kuraklık bir yandan yanlış planlamayla susuz kaldı ve kurudu. Yanlış plan ve kuraklık bir araya gelince göller kurur. Biliyoruz ki bu bir kader değil. Asla böyle bir doğa yıkımına izin vermeyeceğiz” dedi.

“Göl çöl olur, köy boşalır göç olur”

Bir göl kuruduğunda orayı önce balıklar ve kuşların terk ettiğini, sonra o gölden ekmeğini çıkaranlar ve balıkçıların gittiğini söyleyen Başkan Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ardından yeraltı suları çekilir. Tarımsal sulama biter, toprak ve iklim kuraklaşır. Nihayetinde bölgedeki tarımsal üretim durur ve çiftçiler de köylerini terk eder, gider. Göl, çöl olur. Köy boşalır, göç olur. Biz bu felaketi ilk defa burada görmüyoruz. Bu felaketi Konya’da, Ereğli’de, Hotamış’ta, Cihanbeyli’de, Burdur’da ve daha nice yerde yaşadık. Ama bu sefer çaremiz ve çözümümüz var. Manisa’da henüz sona gelmedik. Manisa’nın, Ege’nin tam ortasında bir çölün oluşmasını hep beraber engelleyeceğiz. Devlet Su İşleri ile çalışma arkadaşlarım görüştü. Gördes’ten su aktarmaktan tutun Ahmetli Regülatöründen, Demirköprü Barajı’ndan, derelerin buraya akıtılmasına kadar ne gerekiyorsa yapacağız. Ahmetli Regülatörünün pompaları bozuksa tamir edeceğiz” diye konuştu.  


“Bölgemizdeki bu büyük felaketi engellemekte kararlıyız”

Doğanın avukatı, sendikası, parlamentosu ve meclisi olmadığını söyleyen Başkan Soyer şöyle devam etti: “Doğanın yegâne sözcüsü, yastığa başımızı koyduğumuzda son sözü söyleyen vicdandır. Bu nedenle biz, bu güzel gölün, pelikanların, balıkların, balıkçıların ve çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bölgemizdeki bu büyük felaketi engellemekte kararlıyız. Bundan daha önemli bir işimiz olamaz. Göl ve çevresinde yaşayan vatandaşlarımız, hakları olan suyu alana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Biz bu gölün çığlığını duyuyoruz. Tekelioğlu’nun ve bu gölden ekmek yiyen tüm köylülerimizin çığlığını duyuyoruz. Göreceksiniz, bu çığlığı duyması gereken herkese de biz duyuracağız. Burada bulunan tüm sivil toplum kuruluşları, Cumhuriyet Halk Partisi il ve ilçe teşkilatlarımız bu değerli buluşmanın gerçekleşmesine büyük katkı koydu. Onlarla birlikte yürümekten gurur duyuyorum. Bu göl pırıl pırıl yine kuşlara, balıklara ev sahipliği yapıncaya dek Tekelioğlu’ndan kimsenin gitmesine izin vermeyeceğiz.”

Başkan Soyer, etkinlik alanında yaptığı açıklamada ise gölün kurumasının bir dram olduğunu tekrar vurgulayarak “Artık göl, aş vermekten uzaklaşmış. Bu bir dram. Bu çok üzücü bir tablo. Bunun değişmesi mümkün. Biz de bunu değiştirecek adımları el birliğiyle atacağız. Hep beraber bu trajediyi sonlandıracağız. Buradaki insanlarımız yine ekmeklerini Marmara Gölü’nden çıkarmaya devam edecekler” diyerek sözlerini noktaladı.

“Kurda kuşa sahip çıkan bir başkan var”

Tekelioğlu Köy Muhtarı Selim Selvioğlu gölün kuruması karşısında verilen mücadele için emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Gölmarmara ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Rafet Kerse de “Biz gölümüzü geri istiyoruz. Marmara Gölü göz ardı edilmesin. Etrafında 7 köy var. Destek olan sizlere minnettarım” ifadelerini kullandı. 

Ege Orman Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Yasemin Bilgili ise Marmara Gölü’nün 10 yıllık süreçte yanlış su ve tarım politikaları yüzünden yüzey alanlarının büyük kısmını kaybettiğini belirterek “Sağlıklı göl ekosistemini koruyarak gelecek kuşaklara aktarmak zorundayız” dedi.

Naturel Rotary Kulübü Başkanı Meltem Onay şöyle konuştu: “Ben hayatımda bir gölün kuruduğunu hiç görmedim. İki ay önce buraya geldim ve gördüğüm korkunç bir manzaraydı. Toprağın üzerinde balıkçı teknelerini gördükten sonra burada bir şeylerin yapılması lazım dedim. İmza kampanyası başlattık. Biz sizleri duyduk ve buradayız. Bu göl hepimizin ve hepimize çok iş düşüyor.”

Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Karcı Marmara Gölü’nün sesini duyan herkese teşekkür ederken “Sadece İzmir değil Gediz Havzası Tunç Soyer gibi bir başkana sahip olduğu için çok şanslı. Kurda kuşa sahip çıkan bir başkanı var” dedi.  GEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu ise “Tunç Başkanımız hep yanımızda, tüm Gediz Havzamızı birlikte gezdik. Tüm parlamentodan destek istiyorum” dedi.

İnsan bedeniyle su yazıldı

Etkinlikte İnci Vakfı Çocuk Orkestrası’nın mini konseri, Marmara Gölü film gösterimi yapıldı. Konuşmaların ardından göle doğru pankartlarla kortej halinde yüründü. Program, göl kıyısında insan bedeniyle “su!” yazılmasıyla tamamlandı. 

Üç belediyeye ziyaret

Başkan Tunç Soyer, Manisa programı kapsamında Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve Saruhanlı Belediye Başkanı Zeki Bilgin'i makamında ziyaret etti. Soyer belediye başkanlarına desteği için çok teşekkür ederek “Gerçekten çok güzel oldu. Katılım çok yüksekti. İnsanlar kendi inisiyatifleriyle coşkuyla geldiler. Tüm organizasyona verdiğiniz destek için teşekkür ediyoruz” dedi. 

Kimler katıldı?

Programda köy halkı ve sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere Manisa, İzmir ve çevre illerden yüzlerce doğasever, İzmir Köy Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Saruhanlı Belediye Başkanı Zeki Bilgin, Manisa’daki 17 CHP’li ilçe başkanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bürokratları, genel müdürleri, daire başkanları, İzmir Küçük Menderes Havzası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi başkanları, muhtarlar, vatandaşlar yer aldı. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

21 Mart 2022

ESİAD’ın konuğu Ali Babacan oldu


Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD), Swiss Otel Büyük Efes Otelinde düzenlediği “Liderler Buluşması” toplantısında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı ağırladı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yaptığı konuşmada, hayat pahalılığı ve işsizliğin Türkiye'de büyük sorun olduğunu kaydetti.

Toplantıda konuşan Babacan, “Türkiye’de iyi dönemlerimiz de oldu, kötü dönemlerimiz de oldu. Her açıdan çok büyük sıkıntılar yaşadığımız bir dönem yaşıyoruz. Vatandaşlara, Türkiye’nin en önemli problemleri nedir diye sorulduğunda cevap hayat pahalılığı, ekonomik sıkıntılar oluyor. Sorunların kök sebeplerine baktığımızda son dönemde artan bir şekilde devletin niteliğinin kaybolması, özgürlük ortamının daralması olduğunu görüyoruz” dedi.


Ekonominin temelinde hukuk, adalet, özgürlükler, insan hakları ve demokrasi olduğunun altını çizen Babacan güven ortamının sağlanmasının önemine vurgu yaparak, “Bu temeli sağlam atmadığınız sürece sağlam bir ekonomi inşa etmeniz mümkün değil. Türkiye yatırımla, istihdamla büyümek zorunda ve bunun için önce güven gerekiyor. Güven ortamının oluşmadığı bir ülkede petrol, doğalgaz yoksa yer altı kaynaklarınız sınırlıysa ekonomi bu hale gelir. Ekonomik sorunlarımızın en önemli nedenleri, son yıllarda artan bir şekilde devletin tek bir elde toplanması, hukukun işlememesi…” ifadelerini kullandı.

“Temeli sağlam atmalıyız”

“Hedefimiz, özgür, adil ve zengin bir Türkiye” diyen Babacan, “İnsanlar iktidar partisine, daha kötüsü olursa korkusuyla oy veriyor. Muhalefet partilere oy veren vatandaşlarda da “Kurtulalım da ne olursa olsun” mantığı hakim. Biz bu tabloyu gördüğümüz için siyasete girdik. Partimizin ekonomi programı özgürlüklerle başlıyor. Temeli sağlam atmalıyız. Yoğun biçimde çalışmalara başladık. Ülkemizin yarını için çok detaylı eylem planları hazırladık. Hazırlamaya devam ediyoruz. Her konuyla ilgili detaylı eylem planları hazırlıyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili kendi çalışmamızı hazırladık, ismine demokrasiye geçiş eylem planı dedik. Bizim hazırladığımız doküman 6 siyasi parti ile ortaklaşa hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dosyasının içinde yer aldı. 6 muhalefet partisinin bir araya gelerek bu sistemi hazırlaması, Türkiye’nin siyasi tarihinde bir ilk” diye konuştu.

Yol haritası bugünden çizilmeli

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin, 6 muhalefet partisinin hazırladığı bir hedef olduğunu belirten Babacan, “Seçimlerden sonra Türkiye’nin ulaşmak isteyeceği bir hedeftir. İlk seçimler mevcut anayasaya göre yapılacak. Oluşturulacak meclis, mevcut sisteme göre oluşturulacak. Bu geçiş döneminin yol haritası çok önemli bir konu. Bu süreç için çalışmalar yürütüyoruz” diye belirtti.

Çalışmaların bugünden başlayarak yapılması, yol haritasının şimdiden çizilmesi gerektiğine vurgu yapan Babacan, “Seçim kazanılır ama Türkiye kaybedilir. Seçimi kazanıp demokrasiyi savunanların yönetememesi, becerememesi gördüğüm en önemli tehlike. Bugünden iyi çalışmamız gerekiyor” sözlerine yer verdi.

Karabağlı: En büyük kırılganlık yüksek enflasyon

Türkiye’nin, hükümetin “ısrarla izlediği politikalar” neticesinde yüksek enflasyon ve yüksek döviz kuruna sürüklendiğini belirten ESİAD Başkanı Mustafa Karabağlı, Türkiye’nin en büyük kırılganlığının yüksek enflasyon olduğunu belirterek, “Azalan talebin yanı sıra yüksek enflasyon engellenemediği ve dengeli ve istikrarlı bir kura ulaşılmadığı takdirde sanayi üretiminde aylık bazdaki düşüşün daha da belirginleşerek devam etmesi muhtemeldir” diye konuştu.

Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte dünya genelinde yükselen enerji fiyatları, tedarik zincirlerindeki aksamalar, arz talep dengelerinde ortaya çıkan bozulmalar ve gelişmiş ülkelerde dahi yükselişe geçen enflasyonun Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz yansımaları neticesinde maliyet baskılarındaki artışın devam edeceğini ve daha da artacağını dile getiren Karabağlı, enflasyonun düşürülmesi, döviz kurunda istikrarın sağlanması ve Türkiye üzerinde yeniden güven tesis edilebilmesi için öncelikle kurumsal ve düzenleyici ortamın güçlendirilmesi ve öngörülebilirlik ve şeffaflığın sağlanması gerektiğini ifade etti.


 

Gelişmiş ekonomilerin temel unsurlarından birinin kurumlara duyulan güven olduğunu vurgulayan Karabağlı, “Bu bağlamda Merkez Bankaları en önemli yapı taşıdır. Ülkemizde Merkez Bankasının bağımsızlığının ve güvenilirliğinin sorgulanıyor olması, zaten var olan yüksek ülke risk primleri ve finansal piyasa istikrarsızlığı konusunda etkili olduğunu düşünmekteyiz” diye belirtti.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

20 Mart 2022

Oba Yörük Müzesi'nde coşkulu Nevruz kutlaması


Ülkenin farklı yerlerinde kutlanan baharın müjdecisi olan Nevruz Bayramı kutlamaları Oba Yörük Kültür Merkezi’nde çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlandı. 

İzmir-Manisa yolu üzeri Karaçam Mahallesi'ndeki Oba Yörük Müzesi’nde Bornova Belediyesi, Ege Bölgesi İzmir Yörük Türkmen Federasyonunun işbirliği ile gerçekleştirilen etkinliğe;

CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Bornova Kaymakamı Fatih Genel, Bornova Eski Belediye Başkanı Olgun Atila, Bornova Ziraat Odası Başkanı Cengiz Derici, 4 Yörük Türkmen Federasyonu, 30 civarı dernek ve çok kalabalık halk katıldı.

Kutlamalarda konuşan CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, “Nevruz'un Türk Dünyası için çok önemli bir gün olduğunu belirterek, "Hep birlikte kardeşçe bir yaşam, kimsenin kimseyi ötekileştirmediği bir Türkiye diliyorum. Bugün burada bu amaçla bulunan ve bu anlamlı geleneği yaşatan herkese çok teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Baharın başlangıcı olan Nevruz'un bolluğun, bereketin, barış ve huzurun sembolü olduğunu belirten Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, "Nevruz Bayramı'nın tüm dünyaya barış, sağlık, huzur ve bereket getirmesini, pandeminin ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın son bulmasını diliyorum" diye konuştu.

Diğer konuşmacılardan, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Metin Ekici de Nevruz'ın tarihsel sürecini anlattı.

Ege Bölgesi İzmir Yörük Türkmen Federasyonu Başkanı İsmet İlhan amaçlarının geleneklerini gelecek nesillere aktarmak olduğunu ifade ederken programın çok renkli geçtiğini söyledi.


İlhan sözlerine şöyle sürdürdü; Oba Yörük Türkmen Kültür Merkezi 21 Mart 2019 yılında Bornova – Karaçam Köyü altı, Sabuncubeli mevkiinde açıldı. Ege Bölgesi İzmir Yörük Türkmen Federasyonumuza bağlı derneklerimizle beraber açılan müzemizde binlerce etnoğrafik eserler sergileniyor. Federasyonumuz 2016 yılında kurulmuştur. Bu tarihten beri Ege Bölgesi İzmir Yörük Türkmen Federasyonu Başkanlığı görevimi yürütüyorum.

Oba Yörük Türkmen Kültür Merkezini başta sadece toplantı ve özel günlerde kullanacağımız bir yer olarak planladık. Ancak kültürümüze ait eşyalar gelmeye başlayınca burasının bir müze olması gerektiğine karar verdik. Burada hiçbir ticari amacımız yok. Kimseden ücret talep etmiyoruz. Misafirlerimize kahvaltı ve ikramlarımızı yapıyoruz. Amacımız sadece Yörük Türkmen kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak.

Bu yılda 20 Mart Pazar günü dördüncü kez düzenlediğimiz Nevruz bayramı soğuk havaya rağmen coşkulu kutlamalarla gerçekleştirildi. Seyirlik oyunlar, konserler ve etkinliklerle gün boyu gözleme, ayran, çay ikramlarımızla şölen havasında geçti.

Nevruz 3000 yıldan beri kutlanan bir Türk bayramıdır. Türklerin Ergenekon’dan çıkışını anlatır. Yenigün, Nevruz ve Ergenekon isimleriyle anılmıştır. Bu gelenek yüzyıllardır devam etmektedir. Tüm Türkistan coğrafyasında kutlanır. Biz de bu bayramı her yıl 21 Martta kutlayarak devam ettirmeye çalışıyoruz.

Oba Yörük Türkmen Müzesini herkesin görüp gezmesini istiyoruz. Her gün açık olan Manisa yolu üzerindeki müzemizi tüm halkımızı görmeye davet ediyoruz.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

19 Mart 2022

Ünlü İngiliz Romancı Virginia Woolf 140 yaşında


Kadın Savunma Ağı, 19 Mart Cumartesi günü 15.00 ile 17.00 saatleri arasında Tarihi Bıçakçı Han’da Virginia Woolf’un 140. Doğum yılında bir etkinlik düzenledi. 

Kadınlar haklarını savunmak, özgürlüğünü kısıtlayan, kadınları yok sayan düzene karşı yürüttükleri mücadele de dayanışmayı büyütmek amacıyla bir araya geldi.


Tüm kadınlara açık ve ücretsiz olan etkinlik müzik dinletisiyle başladı. Neden Virginia okumalıyız kısa film gösterimi ile devam etti. Kadınlar serbest kürsüde bağımsızlığa giden yollar hakkında tartıştı.

Etkinliğin önemine vurgu yapan Tiyatro Nienor’un kurucusu Ebru Atilla “Düşünce özgürlüğünün artarak kısıtlandığı günlerde, kadınların düşüncelerini, duygularını açıkça ifade edebilmeleri için gerekli gördük aslında! Haklarımızı savunmak, özgürlüğümüzü kısıtlayan, bizi yok sayan düzene karşı yürüttüğümüz mücadelemizde dayanışmayı büyütmek amacıyla bir araya geldik” dedi.


Savunma ağına katılan özellikle Woolf hayranları kadınlar unutulmaz bir atölye çalışması olduğunu ifade ettiler.

 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

18 Mart 2022

Bozulan çaydanlığa, tencereye hayat veriyor


İzmir’in Buca ilçesi’nde çaydanlık, tencere, tava tamiri yaparak ailesinin geçimini sağlayan Celalettin Dağlı mesleğini severek sürdürüyor.

Müşterileri ve çevresi tarafından çok sevilen Dağlı, söz konusu işi olduğunda oldukça ciddi bir tavır ile disiplinli şekilde çalışmakla birlikte müşteri memnuniyetine de büyük bir önem verdiğini anlatıyor.

Eskimiş ve bir köşeye atılmış çaydanlık ve tencerelerin tamir edilerek hayat bulduğu dükkanında eski eşyaların atılmasını önleyen ve yaptığı tamirat işinin evini geçindirdiğini söyleyen Celalettin Dağlı sözlerini şöyle sürdürdü;


“Böyle bir işe ihtiyaç olduğunu fark ettim. Çoğu insan annesinden, babasından kalma çaydanlıkları, tavayı, tencereyi bize getiriyor. Biz onları itinayla parlatırız, kaynak lazımsa yaparız, saplarını değiştiririz. Bıçak ve makasları bileme işlerini yaparız.

Uzun yıllar iş makinaları tamir ettim

Kırşehir doğumluyum. 3 çocuğum var. Çalışma hayatımın ilk yıllarında iş makinaları tamir ettim. Kuşadası’nda 2 sene kadar iş makinaları tamirine devam ettim.

Çocuğum İzmir’de üniversiteyi kazanınca 6 yıl önce İzmir’e yerleştik. İş makinesi, traktör bakım işlerini İzmir de sürdürdüm.  


Ben aynı zamanda çok iyi aşçıyım. Soğuk çorba çeşitleri işkembe, kelle paça, ayak paça, kemik suyunu dondurulmuş olarak yaptım. Riskli bir işti. Kendime 6 ay deneme süresi verdim. Çünkü çorbaları belli bir zaman içinde satma zorunluluğum vardı. Emekli değilim. Çalışıp kazanmak zorundayım. Bakmak zorunda olduğum ailem var. Soğuk çorba işinde kazanç yoktu. Bu işi mecburen bırakmak zorunda kaldım.

Çaydanlık, tencere tamir işine başladım

Şirinyer PTT’nin arka sokağında bulunan şimdiki dükkanımı açtım. Çaydanlık ve tencerelere kulp, kaynak ve parlatma işlemleri yapıyorum. Bu şekilde hem çalışıyorum hem de halkımıza hizmet veriyorum. Müşterimiz bizden memnun. Bana getirilen her işi yapmaya çalışırım. Tamir işlerine çok meraklıyım.


Günümüzde insanların alım güçleri azaldı. Bu nedenle bozulan küçük mutfak eşyalarını tamir ettirmek zorunda kalıyor.

Şirinyer’de PTT’nin arka sokağında Celalettin Usta dediler mi, beni herkes bilir. Müşterilerimin memnuniyeti önceliklidir. İşimi sevgiyle emek vererek yapıyorum” dedi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

17 Mart 2022

Hem uygun fiyatlı hem doyurucu “Pilavcı Kamo”


İzmir’in Buca ilçesinde 3 sene önce hizmete giren “Pilavcı Kamo Beybi” kısa sürede ciddi bir müşteri potansiyeli oluşturmayı başarmış.

Kuru fasulye ve pilav ikilisini çok sevdiğim için İzmir’de en iyi kuru fasulye ve pilavcıları keşfetmeye devam ediyorum. Damak tadına önem verenler için Buca’da Gezgin arkadaşım Hacer’in tavsiye ettiği bir pilavcıyı ziyaret ettik.

Gezgin arkadaşımla “Pilavcı Kamo Beybi” de öğle yemeği yemek için buluştuk.

Özel biftekle etli kuru fasulye yapıyor

Uygun fiyata karnınızı doyurabileceğiniz etli kuru fasulye ve pilavın tadına diyecek laf yok. Pilavcı Kamo Beybi’nin en önemli özelliği yemeklerinde bulyon gibi herhangi bir katkı maddesi kullanmaması. Pirinç ve kuru fasulyeyi paket olarak marketten aldığını, et olarak her gün Buca’daki kasaplardan özel biftekle etli kuru fasulye yaptığını söylüyor.

Genç işletmeci Özcan bey “Pilavcı Kamo Beybi”nin hikayesini şu sözlerle anlattı;

Ben Buca’da doğdum. Biz çocukluğumuzda arkadaşlarımız arasında lakap takardık. Benim lakabım kamo olmuştu. Bu yüzden işletmemizin ismi Pilavcı Kamo Beybi.

Menüde bulunan yemek isimlerimiz arkadaşlarımın lakapları. Kako, koçi, şako, rimo gibi isimler müşterilerimize ilginç geliyor. Bizlere soruyorlar. Açıkladığımızda müşterilerimizin de hoşuna gidiyor. 


 

Paket servisimiz var

İşin sırrı her gün mutfağa kendim girip pişiriyorum. Kuru fasulyenin etini kasaptan günlük olarak biftek alıyorum. Fasulyede biftek kullanıyorum. Müşterilerim genelde öğrenciler. Paket servisi de yapıyorum. Kuru fasulye ve pilavımızdan tadan herkes mutlaka tekrar bizi ziyaret ediyor. Her gün öğle saatleri 12.00 gibi servis başlıyor. Günlük tüketilebilecek kadar menü hazırlıyorum. Uygun fiyata, temiz, sağlıklı menümüzün tadına bakmak için yolu Buca’dan geçen herkesi bekliyorum” dedi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

16 Mart 2022

Nazmi Uz Fotoğraf sergisi açıldı


Dünyanın pek çok farklı ülkesinde seyahat ederek çektiği fotoğrafları sergisinde buluşturan Kültürpark Tenis Kulübü Danışma ve Seçici Kurul üyesi Nazmi Uz Fotoğraf sergisi açıldı.

Açılışa katılan konukların büyük beğenisini kazanan fotoğraf sergisinde satışa sunulan eserlerden elde edilen gelirle burs imkanı sunulacak.

14 Mart Pazartesi günü Kültürpark Tenis Kulübü’nde açılışı gerçekleştirilen serginin geliri Milli Paralimpik tenisçi Nurşen Şen’e burs olarak verilecek.


26 fotoğraftan oluşan sergi 20 Mart 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

15 Mart 2022

NE KA HEYKEL O KA MASK...


Turhan Ka’nın ‘NE KA HEYKEL O KA MASK ‘ isimli sergisi 15 Mart Salı günü sanatseverlerle buluştu.

Sergi günlük yaşamda insanların çok kolay çöpe atabildiği gereçler ya da eskidiği için artık kullanılmayan parçalardan oluşuyor.


Serginin isminin çok merak konusu olduğunu böyle bir ismi neden koydun diyen çok kişi var diyen sanatçı, ‘Benim için kendimce felsefik bir yorum bu, KA. Heykelini ne kadar yapabiliyorsa o ka heykel, KA maskını ne kadar yapabiliyorsa o ka mask’ dedi.

Turhan Ka sergi hakkında şu bilgileri verdi.

“Yaklaşık otuz iki yıldır resim, çizim, kabartma işler, kolaj, fotopentür, dijital işler yaptım. Ayrıca fotoğraf ve video çekiyorum. Son 5 yıldır da kendimce heykel ve mask yapıyorum. Nasıl başladığıma gelince 2017 yılının ekim ayında sadece atık malzemeler ile açtığım KA.FA CA sergimde sergi mekanındaki 4 adet heykel kaidesi boş kalmasın diye uğraşırken heykel ve mask yapmaya başladım. 2017 yaz aylarından beri bu çalışmaları yapıyorum.


Kullandığım malzemeler günlük yaşamda insanların çok kolay çöpe atabildiği gereçler ya da eskidiği için artık kullanılmayan parçalar örneğin kırık bir makas, bıçak sapı, makara, metal-ahşap plastik parçalar, bilgisayar gereçleri, vida, ip, bez vb. Heykellerimi yaparken kullandığım parçaları satın almıyorum onları ordan burdan, buluyorum, ya da biriktiriyorum. Sadece en son aşamada boya gerekli onun dışındaki her şey bu şekilde tamamen rastlantısal. Kullandığım parçaları tekrar bulma imkanım yok, hepsi özel benim için bu yüzden de yaptığım bir işin ikincisini yapma şansı yok. Bu yüzden de onlara KA.CA heykel, KA.CA maska diyorum.

Bu otuz yıllık süreçte her yaptığım işte önüme çıkan engeller bana hep yeni bir kapı araladı. Hepsiyle tek tek yüzleştim sorguladım. Her yoku bir vara çevirdiğimi, bunun beni tetiklediğini ve hiç bilmediğim taraflarımı fark ettim. Ayrıca bundan da çok keyif alıyorum.

Nasıl olduğunu bilmiyorum genelde bir fikir, malzeme vs. birden ucundan, kıyısından yakalayıp üstüne gidiyorum gerisi yaptıkça şekilleniyor, bütün işlerim öyle… Bir tür taşıyıcılık, onlar benden çıkana kadar bana durmak yok. Kendimce sanat felsefem bilinmeyen üzerine “benim sanatım hiç bilmediğim fakat bulmak için inatla uğraştığım bir yer” demişim yirmi yıl KAdar önce. Bildiğim şeylerden keyif almıyorum, yoksa bu son yaptığım heykeller, masklar nasıl ortaya çıkardı” dedi.


  

Sergi İzmir Türk Amerikan Derneği sergi salonunda 31 Mart 2022 tarihine kadar 10.00-18.30 saatleri arası ziyaret edilebilir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

14 Mart 2022

Tıp Bayramı Törenle Kutlandı


İzmir’in efsane belediye başkanı Dr. Behçet Uz, iki yıl önce trafik terörüne kurban verdiğimiz Dokuz Eylül Üniversitesi önceki Rektörlerinden, D.E.Ü Hastanesinin kurucusu, Başkent Üniversitesi genel koordinatörü Prof. Dr. Namık Çevik ve milli mücadele kahramanı Tıbbiyeli Hikmet Tıp Bayramı’nda düzenlenen törenle anıldı.

Tarihi Basmane Bıçakçı Han’da düzenlenen törene, Başkent Üniversitesi Merkez Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Gülay, Novi Grad Belediye Başkanı Semir Efendic, Atilla Baysak, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Prof. Dr. Suat Çağlayan, Ege Kültür Platformu Başkanı Okan Yüksel, Tabib Odasi Yön. Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Prof. Dr. Necla Çevik, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu adına Esat Erçetingöz, Atilla Köprülüoğlu, Şaban Acarbay, Vehbi Moğol, Cem Seyhun Ünbay ve Sev Medya Grubu Adına Prof. Dr. Erkan Sevinç katıldı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile 14 Mart Pazartesi günü Bıçakçı Han’da programda Dünya Yara Konseyi üyesi Prof. Dr. Ali Barutçu’nun ‘Aydınlık ve Işık’ adlı resim sergisi açılışı ve Prof. Dr. Suat Çağlayan’ın ‘Tıbbiyeli Hikmet’ konferansı gerçekleştirildi.


Prof. Dr. Namık Çevik’in kısa belgesel film gösterimi ile başlayan etkinlik konuk kardeş kent Bosna Hersek Saraybosna Novi Grad Belediyesi Başkanı, Başkent Üniversitesi, İzmir Tabip Odası, Dokuz Eylül Üniversitesi temsilcilerinin konuşmaları ile devam etti.

Ege Kültür Platformu Başkanı Şair-Yazar Okan Yüksel yaptığı konuşmada, “Mazhar Osman, adı Türkiye’nin en ulaşılmaz yerlerine kadar yayılmış, uluslararası alanda da tanınmış bir tıp bilginimiz.

Yüzlerce yılın klasikleşmiş köhne tedavi yöntemlerini kökünden yıkarak ruh ve sinir hastalıkları konusuna çağdaş tedavi sistemini sokan ,’’deli’’ ve ‘’tımarhane’’ kavramlarının yerine ‘’akıl hastası’’ ve ‘’akıl hastanesi’’ tanımlamalarını getiren, kişilerin aşağılanmalarının önüne set geren Mazhar Osman, topraklarımızda ‘’Lokman Hekim’’den bile daha çok tanınır duruma gelmiştir...

Kısaca "Mazhar Osman" olarak ünlenen Mazhar Osman Usman, tıp alanındaki reformları ve atılımları nedeniyle, kendisini çekemeyenler tarafından ‘’Pek sağlam akıllı değildir’’ diye tanımlanmasına karşın umursamazlığını sürdürmesini bilmiştir” ifadelerine yer verdi.

Programda Cem Seyhun Ünbay’ın okuduğu günün şiirleri büyük beğeni topladı.

Prof. Dr. Suat Çağlayan “Tıbbiyeli Hikmet”  Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında henüz askeri tıbbiyede 3. sınıf öğrencisi iken Sivas Kongresi’ne katılıyor diyerek, “Tıbbiyeli Hikmet” in hikayesini anlattı.

İzmir’i Sevenler Platformu Koordinatörü Cevat Ziya Maruflu tüm katılımcılara teşekkür etti.


Tören Okan Yüksel'in Prof. Dr. Ali Barutçuya katkıları nedeniyle verdiği teşekkür belgesi ile sona erdi.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT