31 Ağustos 2022

Çağdaş Avukatlar Grubu Aday Tanıtım Toplantısı düzenledi


İzmirli avukatlar, yeni başkanını seçmek için Ekim ayını son haftasında sandığa gitmeye hazırlanıyor.

İzmir Barosu Çağdaş Avukatlar Grubu, Av. Sefa Yılmaz başkanlığında düzenledikleri kahvaltılı toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Grup adına açıklama yapan Sefa Yılmaz;

Öncelikle bir arada olmaktan dolayı duyduğumuz memnuniyeti dile getirmek isterim. Bizler bu yıl 22-23 Ekim ayında yapılacak İzmir Barosu seçimli Olağan Genel Kurulunda Çağdaş Avukatlar Grubu olarak seçimlere katılacağız.


Çağdaş Avukatlar Grubu’nun temel ilkelerini, geleneklerini ve bu süreçte İzmir Barosu Yönetim ve diğer kurullarına neden aday olduğumuzu da kısaca özetlemek istiyoruz.

Çağdaş Avukatlar Grubu 1978 yılından bu yana getirdiği ve büyüttüğü değerlerle, ülkemizin insan hakları, demokrasi, laiklik, hukuk devleti mücadelesinin en önünde yer almıştır.  Cumhuriyet değerlerinden asla taviz vermeyen, avukatlara ve avukatlık mesleğine yönelik saldırılara ve itibarsızlaştırma girişimlerine karşı Baro’da, adliyeler de, sokak’ta, meclis’te, her yerde mesleğine sahip çıkan, eylem ve sözleriyle avukatlığın saygınlığına yeniden kavuşması için tüm enerjisiyle çalışan, mağdurun veya failin kimliğine bakmaksızın insan hakları ihlal edilen kimseyi yalnız bırakmayan, büyük veya küçük tek adamlara asla biat etmeyen bir anlayışa sahiptir.

Çağdaş Avukatlar Grubu ve grubumuzun yönetimde olduğu dönemlerde İzmir Barosu;  hiçbir muktedir karşısında eğilmeyen, mesleğimizin ve ülkemizin geleceğini hiçbir gücün keyfiliğine bırakmayan, cübbesine düğme diktirmeyen bir İzmir Barosu olarak ülkemizin aydınlık geleceği için ışık olmaya çalışmıştır. Gücümüzü ve cesaretimizi bizimle yan yana yürüyen İzmir Barosuna üye tüm meslektaşlarımızdan aldık. 

Bizler, avukatlara ve avukatlık mesleğine yönelik saldırıların giderek arttığı, savunma hakkının sınırlandığı, avukatlığın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde, mesleğimizi yapmaya çalışıyoruz.

İzmir Barosu Çağdaş Avukatlar Grubu olarak zamanında alınmayan duruşmaları, mahkemelerde, cezaevlerinde, karakollarda, icra dairelerinde ve diğer kamu kurumlarında savunma hakkının kısıtlanmasını, meslektaşlarımıza yönelik saldırılara karşı verdiğimiz mücadeleyi yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları için yürüttüğümüz mücadeleden ayrı bir yere koymuyoruz.

 

Çağdaş Avukatlar Grubu olarak mesleğimizi icra ederken karşılaştığımız sorunlar, ülkemizin içerisinde bulunduğu siyasi-ekonomik krizden, ülkemizin kaynaklarının talan edilmesinden, insan hakları ve demokrasinin rafa kaldırılmasından, siyasi iktidarın talimatlarıyla hareket eden ve bağımsızlığını tamamen yitirmiş bir yargı düzeninden ayrı düşünülemez. Hepsine karşı ortak, birleşik bir mücadele yürütmemiz gerektiğinin farkındayız. 

Çağdaş Avukatlar Grubu yönetimindeki İzmir Barosu 1978 tarihinden bu yana kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin en önünde yer almıştır. Özellikle son süreçte kadına yönelik şiddetin politik ve kaynağının, siyasal iktidarın kullandığı ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici, kadınları hedef haline getiren dilden aldığını açıkça ifade etmiştir. Kadınların yaşam hakkını koruyan ve insan haklarını korumak için üye devletlere yükümlülükler yükleyen İstanbul Sözleşmesinden hukuka aykırı bir şekilde, tek bir adamın sözüyle ve gece yarısı kararnamesiyle çekilmesine karşı sokakta ve mahkemelerde mücadelesini sürdürecektir.

 

Ve yine Çağdaş Avukatlar Grubu olarak yaşamı ve doğayı savunmadan insan olunamayacağı bilinciyle, tüm canlıların eşit ve özgür şekilde hayatlarını sürdürebileceği bir dünya için verilen mücadelenin parçası olduğumuzu belirtmek istiyoruz.  İklim krizi ve küresel ısınma sorunlarının çözümünde tüm canlıların eşitliğinin korunduğu politikaların üretilmesinin bir zorunluluk olduğu inancındayız.

 

Çağdaş Avukatlar Grubu, İzmir Barosu Yönetiminde olduğu tüm dönemlerde Baroların sadece bir meslek örgütü olmadığını aynı zamanda hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak ve geliştirmek görevlerinin bulunduğunu, Avukatlık Kanunu’nun 76 ve 95. maddelerinden kaynaklı sorumluluğumuzun bilinci ile insan hakları ihlallerinde, hukuk ve demokrasi mücadelesinde sözünü söylemekten bir an geri durmamıştır.

Bu yıl, dünyada eşi görülmemiş, 21.Yüzyıl’ın en görkemli bağımsızlık mücadelesinin sonrasında ilan edilen Cumhuriyetin, Cumhuriyetimizin 99. yaşını kutlayacağız.

Kuşkusuz ki Cumhuriyet, tüm kurum ve kurallarıyla toplumumuzun en büyük değeri, en anlamlı kazanımıdır. Cumhuriyet, soyut bir adlandırmadan, belirsiz bir tanımdan ibaret değildir.

Yaşadığımız çağ, kavramların içinin boşaltıldığı, kelimelerin anlamından uzaklaştığı, uzaklaştırıldığı bir çağ. Ülkemiz tarihinde zaman zaman olduğu gibi bugün de Cumhuriyet, özümsediğimiz niteliklerinden, Cumhuriyeti Cumhuriyet yapan değerlerden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır. Anayasa’da  demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak temellendirilen  Cumhuriyetin ilkeleri ihlal edilmekte olup sürekli bir tehdit altındadır.

 

Siyasal iktidarın kendisine hedef olarak koyduğu, Cumhuriyetimizin 100. yaşında, 2023 yılında gerçekleşecek genel seçimlerden çıkacak sonucun ülkemizin ve toplumumuzun yarını için büyük önem taşıdığı tartışılmaz bir gerçekliktir.

 

Hukuk devletinin ayrılmaz bir parçası olan hukukun üstünlüğünü savunan, bağımsız ve tarafsız yargı düzeninin inşaası için mücadele eden, direnen Çağdaş Avukatlar Grubu olarak, Cumhuriyetin bütünlüğünü, demokrasiyi, laikliği ve hukuk devletini, kısacası Cumhuriyetimizi savunmaya, korumaya kararlı olduğumuzu bildirmek isteriz. 

 

İzmir Barosunun, ülkemizin ve mesleğimizin geleceği için kritik bir döneme girdiğimiz bu süreçte; korkmayacak, teslim olmayacak, biat etmeyecek, mücadelenin en önünde yer alacak, birlikte üretecek, birlikte yönetecek bir Çağdaş Avukatlar Grubu yönetimine ihtiyacı olduğunun bilinciyle; yine, yeniden adayız. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

29 Ağustos 2022

İzmir yeni bir kültür sanat merkezine kavuştu


Minyatür Sanatçısı Arya Kamalı’nın Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda zemin kat dahil 4 katlı tarihi bir binada açtığı sanat galerisinde ziyaret ettik.

Kemeraltı’na yeni bir renk getiren Arya Kamalı Kültür Sanat Merkezi’nde İran’lı sanatçıyla sanat galerisinin oluşumunu konuştuk.

Dar gelirli yetenekli çocuklara ücretsiz Sanat eğitimi vererek yeni sanatçılar yetiştirmek istediğini anlatan Kamalı sözlerini şöyle sürdürdü;

İçinde Kültür, Sanat ve Edebiyat olan bir sanat merkezini hep hayal etmişimdir. Buraya merkez demeye dilim varmıyor. Kalemim de öyle yazmıyor. İnsanlara anlatmak kolay olsun diye  adını “Arya Kamalı Kültür Sanat Merkezi” koyduk. Allah küçük bir yer nasip etti ve dedi ki sen burada oyalan... 

Bu mekan her kese açık. Ressam, heykel tıraş, çağdaş, gelenekselci, fotoğrafçı, modern sanatlar, edebiyatçı sanatsever, koleksiyoner. Ayırım da yok  öncelik de yok. Burası kesinlikle kişisel değil kamusal bir zihniyetle işletilecek. Ve bu mekan bütün sanat dallarına eşit mesafe de olacak.  İlk sergimiz “101 Kemeraltı Efsanesi” projesi oldu. Aslında pandemiden dolayı gecikmiş bir sergi oldu. Ama yine nasip 2022 yılı Haziran ayında bu mekanda oldu.


Mekanı tanıyalım

Mekanımız 3 katlı, eski Cumbalı bir ev , zemin katı kafe art düşündük. Sanat edebiyat çok konuşulacak bir yer olsun buluşma yeri olsun, küçük bir kafe, çay, kahve, meşrubatların yanı sıra kurabiye gibi olabildikçe kaliteli ve sağlıklı gıda servisimiz olacak (elbette uygun fiyatta). Üst katlar 2 antre ve 4 oda biri Cumbalı olmak üzere sergi alanımızı teşkil ediyor. Sergi salonumuz klasik sergi salonlarından farklı çeşitli çiçekler, antika, obje, sehpalarla zenginleştirdik.  Aynı zamanda konsepte uygun her oda iki koltuk bir masa veya iki farklı köşe de birer masa ve ikişer koltuk, sanatsever ziyaretçilerimiz hem oturup sohbet, hem dinlemeleri, hem ortamda zevk almaları, kahve veya çay içmelerini olanak sağlamak istedik. Bir başka hedefimiz butik söyleyişler, toplantılar, küçük performanslar vs...

Bunları haftanın belli akşamlar saat 18.00 – 20.00 gibi düşündük. Şiir geceleri, edebiyat, imza günleri. Güzel önerilere her zaman açık olacağımızı söylemek isterim. Bu mekanımız küçük ama yüreği çok büyük, çalışanların da yüreği büyük, destekleyenleri gibi. Unutmadan bir de Mütevelli heyetimiz olacak. Ve tabi söz verdiğim gibi her yıl, dar gelirli gençlerimize bildiklerimizi ücretsiz aktarmayı unutmadık. Bu sözümüzü de gerçekleştireceğiz.

Bu mekanı açmadan önce hedeflerimden biri dar gelirli yetenekli çocuklara ücretsiz mesleki eğitim vermekti. Bu amaç için Eylül, Ekim aylarında bu özelliklere sahip olan kısıtlı sayıda genç arkadaşları alacağız. Bu sözlerim bir duyuru niteliğindedir.

Kültür sanat merkezimizin, her hangi siyası görüşü yoktur. Bütün sanat dallarına değer veriyoruz.  Sanatçıyı özgür bağımsız cesur tanımlıyoruz. Ve yaptığı eserlerine fikirlerine saygı duyuyoruz.

Merkezimiz belirlediği kurallar çerçevesinde sergi açmak isteyen bütün sanatçılara,  sanat gruplara, kişisel, bireysel, eserlerine sergilemeleri için bekliyoruz.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

28 Ağustos 2022

Tarım ve Hayvancılıkta Heyecan Yaratan Hasat: 1 Dönümde 70 Ton


Girişimci Turhan KENDİRLİ tarafından ülkemizde tescilli yetiştiriciliği başlatılan maralfalfa hayvan yem bitkisinin ölçümleme ve karşılaştırma hedefiyle yapılan ilk hasatı coşkulu bir organizasyon ile İzmir Ödemiş’te Ali Kavak isimli çiftçinin arazisinde gerçekleştirildi.

Basın temsilcileri, çiftçiler, tarım sektörü yönetici ve uzmanlarının katıldığı şenlik havasındaki organizasyonda katılımcıların önünde yapılan hasatta 1 dönümden 70 Ton Maralfalfa Hasatı yapılarak ülke tarımında yeni bir rekor kırıldı. Tasarruflu su kullanımı ile doğa dostu, organik yetiştirme süreci ile toprağı koruyan, hasat süreci ve 13 yıl süren ürün devamlılığı ile ekonomiye yüksek katkı payı sağlayan, çiftçi dostu maralfalfa bölge çiftçilerinde ve uzmanlarda heyecan yaratırken, katılımcılardan alkış topladı.

Etkinlik sürecinde ilgili kişiler Kendirli ve Ekibinden detaylı bilgi aldı.


Muadil ürünlere göre 3’te 1 daha az sulama ihtiyacı, kimyasal gübre ve ilaç kullanılmıyor, yıllık 3 hasat, muadil ürünlere göre ekim alanında 5 kat fazla ürün

Doğal tarım teknikleri ile suyumuza ve toprağımıza sahip çıkılıyor

Maralfalfa bitkisi Napiyer Bitki Ailesine üye, dünya genelinde hayvan kaba yem alanında kullanılan bir ürün. Turhan Kendirli, Türkiye’ye getirdiği ürünün 13 farklı çeşidi üzerinde Ar-Ge yaparak üretimini sağlayan dünyada ilk ve tek kişi. Tarıma adanan bir ömür ve çiftçinin desteklenmesi için üretilen sayısız proje ile geçen yıllar… Tek beklentisi yanlış üretim, dikim ve hasat yöntemleri ile çiftçinin kayıp yaşamaması ve yanlış kişiler ile iş birliğine girmemesi. Maralfalfa bitkisi özellikle damlama yöntemi ile kullanıldığında maddi harcama ve iş gücünün günümüz şartlarının altına gelerek çiftçinin yükünü azaltıyor. Günümüzdeki su kıtlığını hesap edince doğru ürün hayvan yeminde kesinlikle maralfalfa. Yıllardır süregelen toprak defermasyonu (toprağa atılan kimyasal ilaç ve gübreler) ülkemizin genel sorunu oldu. Maralfalfa için hayvan gübresi dışında hiçbir katkı maddesine gerek duyulmuyor. Ek bir maliyet ya da toprağı kirletmek kesinlikle yok. Çelikleme tekniği ile üretilen ürünün muhafazası oldukça kolay ve geleneksel yöntemlerin benzeri. 13 yıl boyunca ürün verebilen, yıl içerisinde yapılan 3 hasat ile muadillerinin açık ara önünde fark yaratan bir ürün.


Çiftçi ailenin Kızı Sümeyra ve Kendirli iş birliği ile başarıya giden yol!

Çiftçilikle geçimini sağlayan Kavak Ailesinin en küçük kızı 10 yaşındaki Sümeyra, ailesine destek olmak için yaşına rağmen oldukça bilinçli ve cesur. Sosyal medyada Turhan Kendirli tarafından yapılan paylaşımları görüyor ve kendisi ile iletişim sürecini başlatıyor. Amacı ineklerine doğal/hesaplı yemler bulmak ve sütte verimi arttırmak. İşte bu küçük kızın cesareti ailesinin de desteklemesi ile Ödemiş’te ülke tarımında hayvan kaba yem alanında rekor hasatın yolunu açıyor. Turhan Kendirli, “Motivasyonum bu ülkedeki bu çocuklar ve yeniliklere açık çiftçiler” diyor. Kendirli etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bugün Sümeyra kızımız burada toplanmamıza vesiledir. İlk iletişime geçtiğimizde şaşkındım ama şimdi gururluyum. Biz geleceğimizi güvence altına almak için tarım alanında projeler geliştirirken, Sümeyra kızımızın yaptığı bu girişim umarım tüm bilinçli çiftçilere ve tarım sektör yöneticilerine örnek olacaktır. Onun küçük kalbinde ailesi ve çiftliğine olan sevgisi, aklında ise bu yaşta aileme nasıl destek olurum bilinci var. Ve ben onun sayesinde bugün burada olmaktan ve ülke tarımında 1 dönümde elde ettiğimiz rekor hasattan onur duyuyor ve kendisine bizleri motive ve teşvik ettiği için teşekkür ediyorum.”


 

Doğal üretiliyor, doğal olarak kendisini haftalarca koruyor

Maralfalfa bitkisinin bir diğer önemli özelliği de hasat sonrası saklama koşullarının sadeliği ve yüksek form dayanıklılığı. Ürün benzerleri ile kıyaslandığında saklama sürecinde hiçbir katkı maddesine ihtiyaç duymuyor, ayrıca özel bir saklama alanı ya da malzemesine de ihtiyaç duymuyor. 3 aya yakın süreyle açık havada kalabiliyor ve günlük olarak hayvanlara sunulan porsiyonların ilk dökümü ve son dökümü arasında tazelik, kalite ve besin değeri açısından eksilme ya da fark bulunmuyor. Hayvancılıkla uğraşanlar için besi alanlarının yakınında belirlenecek alanlarda yüksek verim ile mikro ekim alanlarında istenilen hedeflere hesaplı bütçeler ile ulaşılabilir. Hayvan yemi satıcıları için de benzer bir piyasa söz konusu; saklama ve nakliye standartlarındaki hesaplı maliyetler ile yüksek kar getirisi bu üründe mevcut.


 İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

27 Ağustos 2022

Seferihisar’da Ata Ekmeği ve Armola Şenliği


Ulamış’ta düzenlenen Ata Ekmeği ve Armola Şenliği’nde köyün her sokağından mis gibi yeni pişen ekmeklerin kokusu yükselirken gelen misafirler ata ekmeği ve armola peyniri ile lezzet şöleni yaşadı.

Ata Ekmeği ve Armola Şenliği’ne Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin eşi Fatma Yetişkin, İzmir Köy Koop. Başkanı Neptün Soyer, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Köksal Yıldırım, CHP Seferihisar İlçe Başkanı Senem Gürer Solak, İyi Parti Seferihisar İlçe Başkanı Kürşat Cebeci, Seferihisar Belediyesi Meclis Üyeleri, Ulamış Muhtarı Kadir Girginer ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Şenlik süresince kurulan üretici pazarlarında Seferihisar’a has yerel ürünler satışa sunulurken yerel lezzetler de vatandaşa ikram edildi. Seferihisar Belediye Bandosu ve Ege 5’lisinin müzik ziyafeti sunduğu şenlikte Seferihisar Belediyesi Halk Dansları Topluluğu’nun gösterisi göz doldurdu.

Ayrıca şişme oyun parkurları, kum boyama standı ve çeşitli atölye çalışmalarıyla minik ziyaretçiler de unutmayacakları bir gün yaşadı.


“Tarım da Seferihisarı’ın en değerlisidir”

Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin “Seferihisar’da büyüyenler bilir. Hepimizin çocukluğu bağda bahçede geçti. Bahçede mandalina ağacı sulamak, toprağı çapalamak bizim için oyun gibiydi.

Oyun nasıl bir çocuğun en değerli şeyiyse tarım da Seferihisar’ın en değerlisidir. 2011 yılında bir sandıktan çıkan ve bir metrekarelik toprağa ekerek başladığımız topan karakılçık tohumu bugün 700 dönüm arazide ekili. Yerel tohuma sahip çıkmak için başladığımız hikaye bugün artık tüm dünyada biliniyor. Uluslararası heyetler nasıl başardığımızı görmek için bizi ziyarete geliyor” dedi.

“Toprak ülkenin geleceğidir”

Konuşmalarına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür ederek devam eden Başkan Yetişkin “Tüm bunları başarmamızda elbette Tunç Başkanın çok emeği vardır. Tarım vizyonu ile Seferihisar’a kattığı değerlerden kaynaklı buradan bir kez daha Tunç Başkanımıza teşekkür ederim. Atatürk’ün liderliğindeki İzmir İktisat Kongresi ile tarım politikasının temel ilkesi “Milli ekonominin temeli ziraattır” şeklinde belirlenir. İşte bu yüzden köylü milletin efendisidir demiştir Mustafa Kemal. Milletin efendisi üretendir, toprağına sahip çıkandır. Toprağını işleyen ülkelerin ne kadar kıymetli olduğunu da en iyi bu günlerde görüyoruz. Toprak ülkenin geleceğidir. Bu topraklar bize Atamızdan emanet. Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılına girerken tarıma, tohuma, üretime sahip çıkmak hepimizin sorumluluğu olacaktır” ifadelerini kullandı.



İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

26 Ağustos 2022

Foça BBF 2022 ye ev sahipliği yapıyor


Eylül ayında Foça’da düzenlenecek Bilgelik ve Bilim Festivali (BBF 2022) basın toplantısı İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin Uluslararası Basın Merkezi konferans salonunda yapıldı.

Festivale ev sahipliğini Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz yaparken etkinlik Grimoir Akademi ve SevMedya işbirliği ile hayata geçirilecek.

Toplantıda ilk konuşmayı yapan Sevmedya Yayın Grubu Genel Yayın Müdürü Prof. Dr. Erkan Sevinç 70’ li yıllardan beri İzmir’i marka yapacak etkinliklere imza attıklarını belirterek şunları söyledi:


“Demokrat İzmir ve Karacan Yayınları’nda yöneticimiz olan Attila İlhan’dan çok şey öğrendim.  Bunlardan biri de “Yapacaksan en iyisini yap yoksa hiç yapma” olmuştur. Görev yaptığım medya kuruluşlarında sadece muhabirlik, yazarlık yapmadım, çeşitli etkinlikleri ve festivalleri organize eden ekipler içinde yer aldım. Hep ilklere imza atmaya çalıştım. Bilgelik ve Bilim Festivali de bir ilk olacak. Festivale destek veren tüm kişi ve kuruluşlara ve Foça Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Basın toplantımız Uluslararası Basın Merkezi’nde ilk düzenlenen toplantı. Salonu bizlere tahsis eden İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ve yönetim kurulu üyelerine de teşekkür borçluyuz. Eylülde Foça’da buluşmak üzere”


Festivalin yapılacağı Leon Otel yöneticisi eski Seyrek Belediye Başkanı Nurgül Uçar “Oteli tekrar işletmeye açtığımızda fark yaratmak istedik. Servis ettiğimiz ürünler kooperatiflerden gelmektedir. Bilgelik ve Bilim Festivali’nin yapılacağı mekan olarak otelimizin seçilmesi bizim için çok anlamlı. Kendimi bildim bileli bilimin peşinde olan bir insanım. Festivalin katılanlara çok şey katacağına inanıyorum” dedi.

Festival Genel Koordinatörü Grimoir Akademi kurucusu Selin Acar ““Kelimeler aracılığı ile herhangi birini dünyanın en mutlu veya en kederli insanı haline getirebiliriz. “ diye başladığı konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü:


“ Kadim irfan geleneğini sürdürmek hedefimiz ve özenle seçtiğimiz branslarında üstad çok değerli hocalarımızı misafirlerimiz ile buluşturabilmek çok değerli olacak. Bir öğretici öğrencilerine en değerli bilgileri kelimeler aracılığıyla aktarır. Bir hatibin izleyenlerini sürükleyip götürmesi kelimeler ile mümkündür. Her zaman ve her yerde kararlarımızı, yargılarımızı, inançlarımızı belirleyen ve etkileyen yine o kelimelerdir, gramerdir,’ grimoir’dir. Dil, zihinsel dünya modelimizin oluşumunda en temel bileşenlerden biridir.”


Toplantıda son konuşmayı deneyimli gazeteci ve fotoğraf sanatçısı, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Esat Erçetingöz yaptı. Erçetingöz “Festivalde yılların deneyimini hem teorik hem pratik olarak katılımcılarla paylaşacağım. Fotoğrafa merakı artırabilir, doğru teknikleri aktarabilirsem ne mutlu bana” dedi.

Zafer ve anma yürüyüşü’ne katılımı nedeniyle basın toplantısına mesaj gönderen Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz böyle özel bir festivalin ilçesinde düzenlenmesinden olan mutluluğunu ifade etti.

Bilgelik ve Bilim Festivali çerçevesinde 16-18 Eylül 2022 tarihlerinde felsefeci yazar Ali Naki Gündoğdu, profesyonel koç yazar Belma Alper Uğurlu, hekim gazeteci yazar Prof. Dr. Erkan Sevinç, gazeteci fotoğraf sanatçısı Esat Erçetingöz, felsefeci yazar Göktuğ Halis, nefes yaşam koçu İkbal Kaya, araştırmacı yazar Murat İrfan Ağcabay, mimar sanatçı masalcı Ümit Elgin ve sanat tarihçisi rüya yorumcusu yazar Zeynep Ergen’in eğitim ve workshopları olacak. Festivalin kayıtlarının devam ettiği belirtildi.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

25 Ağustos 2022

Soyer: “O gemiyi geldiği gibi geri göndereceğiz”


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, meslek odaları, sendikalar, barolar, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlarla asbestli olduğu ifade edilen Brezilya’ya ait uçak gemisi Nae Sao Paulo'nun Aliağa’da planlanan söküm işlemini durdurmak için yargıya başvurdu.

Brezilya donanmasına ait asbestli olduğu ifade edilen Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo uçak gemisine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Aliağa’da verilen söküm izni yargıya taşındı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Türkiye Barolar Birliği, EGEÇEP Derneği ve bir grup yurttaş İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nde Brezilya’ya ait Sao Paulo gemisinin Aliağa’da sökümü işleminde yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı açılan davanın 34 sayfalık dilekçesinde söküm işleminin Anayasa, Türk Ceza Kanunu, Çevre Kanunu, Radyasyon Güvenliği Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu, Basel Sözleşmesi, İzmir Protokolü, Rio Bildirgesi ve diğer uluslararası antlaşmalara aykırılığı vurgulandı. Gemideki asbest, madeni yağlar, arsenik, kurşun, krom, bakır, çinko, civa, nikel ve kadminyum gibi ağır metallerin ve radyoaktif kirliliğin toplum ve çevre sağlığına olumsuz etkilerinin altının çizildiği dilekçede, “Yaşam hakkına yönelik tehlikenin büyüklüğü ve sürecin geri döndürülemezliği de dikkate alınarak idarenin savunması alınmaksızın işlemin yürütmesinin durdurulmasına ve davanın esasına ilişkin işlemlerin daha sonra tamamlanmasına karar verilmelidir” ifadelerine yer verildi.


Dava başvurusu öncesinde yurttaşlar, meslek odaları, sendikalar, barolar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla yapılan İzmir Bölge Adliyesi önündeki basın açıklamasında Başkan Tunç Soyer, gemi için “Geldiği gibi göndereceğiz” dedi. Açıklamaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) Üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türk Tabipleri Birliği Merkez Komite Üyesi Nursel Şahin ve KESK Eş Başkanı Şükran Kablan Yeşil, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İzmir Gemi Koordinasyonu, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve yurttaşlar katıldı.

Soyer; Bu şehre hep birlikte sahip çıkmanın gururunu yaşıyorum

Gösterilen çevre duyarlılığına vurgu yapan Başkan Tunç Soyer, “Bu şehre hep birlikte sahip çıkmanın gururunu yaşıyorum. Biz ölüm gemisi diyoruz, toksik gemi diyoruz ama düzeltmeye ihtiyaç var aslında. Gelen gemi falan değil. Gemi olma özelliğini tamamen yitirmiş bir kargo geliyor. Zehir, çöp kargosu... Gelen binlerce tonluk bir çöp, zehir. Öncelikle bunu anlamamız lazım. Bu sabah 850 kardeşimizi İzmir’den Afyon’a yolcu ettik. Atatürk’ün ve ordumuzun yürüdüğü güzergahı yürüyecekler. Çünkü bugün büyük zaferin başladığı ilk gün. Emperyalist şimdi zehirleriyle, çöpleriyle işgal ediyor ülkeleri ama geçit yok. Emperyalizme, faşizme İzmir geçit vermeyecek. Geldikleri gibi geri göndereceğiz. Çünkü bu vatanı bize emanet edenler kanlarıyla, canlarıyla, özgürlüğün, barışın ve cumhuriyetin bedelini ödediler. Bir belediye başkanının asli görevi şehrini korumaktır. Diğer vazifeler sonra gelir. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak söz veriyorum. Son nefesime kadar İzmir’in ağacını, denizini, Aliağa’sını korumak için canla başla çalışacağım. O gemiyi hep birlikte buradan geldiği gibi geri göndereceğiz” dedi.

Yücel; Her yolu deniyoruz

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de, “Bugün burada Türkiye’nin hasret kaldığı bir ilke şahitlik ediyoruz. İzmir’den bir sivil itaatsizlik hareketi başlattık. Bu çağrı Türkiye’ye ilişkindi. Bugün burada bütün Türkiye’yi temsil eder biçimde meslek örgütü temsilcileri ve sendika başkanları burada aynı çağrıya, aynı talebe ortaklık ediyorlar. Bir taraftan sokağı, bir taraftan mahkemeleri onlara dar etmeye kararlıyız. Her yolu deniyoruz. Bunlardan biri mahkeme. Yarın bu mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıkmazsa denizleri de onlara dar etmeye kararlıyız. Hatırlatalım. Onlar da İzmir’de yaşıyorlar İzmir’in zehirlenmesine izin vermemek kendileri için de gerekli bir şey. Gecikmeden karar verilmesi gerekir, savunma hadi alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Çerkezoğlu; Dur demek için buradayız

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise şunları söyledi: “Bugün emeğimizi, doğamızı, insana dair ne varsa her şeyi değersizleştiren düzene karşı buradayız. DİSK olarak burada dostlarımızla birlikte zehir gemisinin topraklarımıza, İzmir’e, ülkemize girmesini engellemek ve dur demek için buradayız. Rant uğruna işçi sağlığını, doğamızı yok sayarak bu geminin gelişine izin veriyorlar. Eğer o gemi su alırsa hepimiz batacağız diyorlar ya herkes bilsin yıllardır bu ülkede emeğimizi değersizleştirenlerin, doğamızı sermayeye peşkeş çekenlerin bu ülkenin tüm değerlerini yok sayanların gemisinde bir hiçbir zaman olmadık, olmayacağız. Onların zihniyetinin gemisidir bu. Bizim gemimiz İzmir’in özgürlük rüzgarı ile yol alan Ege sularında yürüyen yelkenlilerdir. Bu süreçte üzerimize düşeni yapacağız ama biliyoruz ki bizleri yok sayan her şeyi piyasaya açan düzen artık tüm dünya halklarının geleceğini tehdit ediyor. Emek temelinde yeni bir toplumsal düzeni inşa etmek için bugünden yarına daha fazla omuz omuza vererek mücadelemizi büyüteceğiz.”

Yeşil; O gemi gidecek ya da o gemi gidecek

KESK Eş Başkanı Şükran Kablan Yeşil de, “20 yıldır biz bu ülkede bu iktidarın doğayı talanına şahitlik ediyoruz. Bu da yetmiyor, bunlara sahip çıkanların cezalarla karşısında çıkıyor. Bu iktidar kadın düşmanı politikalarla her gün 3 kadının katledilmesinin suç ortaklığını yapıyor, bu iktidar sermayeye peşkeş çektiği ranta krizi derinleştirerek işçilerin ekmeğini her gün masasından çalıyor. Bu iktidarın hayata geçirdiği emek düşmanı politikaları aynı şekilde soluyacağımız doğamızı da sermayeye peşkeş çekerek gösteriyor. Son 16 yılda Türkiye katı atık ithalatında yüzde 196 artışla Avrupa birincisi. Yani çöplüğe çeviriyor bu ülkeyi. Bizim sözümüz kısa açık ve net. Birden fazla da olsa aynı kapıya çıkan tek tercih var. Çocuklarımızın ve bizlerin bugünü ve yarını için varolan tüm seçenekler o gemi gidecek ya da o gemi gidecek veya o gemi her türlü gidecek. Asla o geminin burada sökülmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

Koramaz; Aliağa’ya sahip çıkmak için buradayız

Yaşama sahip çıkmak için İzmir halkıyla yan yana olduklarını söyleyen TMMOB Başkanı Emin Koramaz da, “Bugün yine bir çevre felaketine, halk sağlığına yönelik tehditler içeren bir uygulamaya karşı yine mahkeme önündeyiz. Aliağa’ya sahip çıkmak için buradayız. Yaşamımıza sahip çıkmak için İzmir halkıyla sizlerle yan yanayız. Bu geminin sökümüne yönelik ilk anlaşma yapıldığı andan itibaren İzmir halkı çevre örgütleri ve meslek örgütleri olarak bir dizi açıklama yaptık. Ancak bu konunun kamu nezdindeki en büyük temsilcisi olan bakanlık bu konuda hazırladığımız raporları göz ardı ederek kulağını sadece söküm için anlaştığı firmaya dikti. Bakanlık süreci titizlikle takip ediyoruz diyor. Bu söküm uluslararası mevzuatlara uygun olacak diyorlar. Ama defalarca talep etmemize rağmen bunların hiçbirini ne bizlerle ne kamuoyuyla paylaşıyorlar. O savaş gemisinin nükleer denemelerde kullandığı yüksek oranda radyoaktif içerdiği, 600 ton asbest olmak üzere 1500 ton zararlı madde içerdiğine dair ciddi iddialar var. Ama bakanlık bunlara kulağını tıkıyor, firmanın beyanlarına güveniyor. Bu açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Biz bu filmi defalarca izledik. Hızla tersanelere giriliyor, kimyasal atıklar ülkemize bırakılıyor. Mahkeme süreçleri dahil beklenmiyor. Bugün burada açtığımız davanın sonuçları beklenmeden Türkiye bu geminin sökülmesine asla izin vermemelidir. Gerçek olan tek şey bu geminin ölüm gemisi olduğudur. Türkiye’de gemi söküm sektörün sicili bozuktur. Türkiye’de gemi söküm işletmeleri bir merdiven altı şeklinde çalışmaktadır, bakanlık gerekli denetimleri yapmamaktadır. Bu ülkeyi seven insanlar olarak artık bıktık, bu ülkenin çöplük haline getirilmesine yönelik girişimlerden bıktık. Buna asla izin vermeyeceğiz. O gemi mutlaka gidecek. Brezilya mahkemeleri geminin limandan çıkmasını engelleyen bir karar aldı, ona rağmen geliyor. Adli makamlara sesleniyorum; o gemi Türkiye’ye sokulmamalıdır. Herkesi bu mücadeleye destek vermeye çağırıyorum. O gemi hangi ülkede yapıldı ve kullanıldıysa imha edilmelidir” dedi.


Şahin; Bir ölüm gemisi geliyor

Asbest yüklü geminin insan sağlığı üzerine etkilerine vurgu yapan Türk Tabipleri Birliği Merkez Komite Üyesi Nursel Şahin, “Bir ölüm gemisi geliyor. Tüm uyarılara rağmen ölüm gemisi brezilyadan yola çıktı. Bu geminin söküm işlerini alan şirket henüz ihaleye girdiğinde geminin zehir envanterini bile yeterince incelememişti. Bakan da bizimle asbestin miktarını tartışıyor. 900 ton 9 ton tartışmalarına gerek yok 9 gram asbeste bile karşıyız. Asbest lifleri ile karşılaştığınızda belki 40 yıl sonra bile kansere yakalanacağımızı biliyoruz gemi sökümlerinin şeffaf olmadığını biliyoruz. Denizde yapılacak bu söküm. Besin zincirlerimize ve havamıza karışarak insanlarımıza gelecek. Doğaya da inanılmaz bir tahribat yaratacak. Bu gemide sadece asbest yok. ağır metaller, gazlar, boyalar, nükleer serpintiler var. Bunların numuneleri gerekli miktarda alınıp bize bildirilmemiş durumda. İnsan sağlığı, çocuklarımız ve gebelerimiz için son derece tehlikeli. Bu gemide yüz binlerce metre kablo olduğunu söyleniyor hem kurşun hem plastik kirliliği demek bu. Uranyum ile kamplı ve nükleer denemelerin yapıldığı bir gemiden söz ediyoruz. Gemi söküm şirketini umurunda değil bu, tıpkı iktidarın da olmadığı gibi. Hep birlikte bu gemiyi durduracağımıza inanıyoruz” çıkışını yaptı.

Sağkan; Bizler bu suça ortak olmayacağız

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise, “Aslında bugün bir dava açtık buna ilişkin teknik detayları paylaşmak gerekirdi ama başka bir unsurdan başlamak istiyorum. Burada gördüğüm çok farklı bir mücadele var. En başta kadınlar bu ülkenin doğasına sahip çıkmak için mücadele ediyorlar. Emek ve demokrasi örgütleri, sendikalar, STK’lar bu ülkenin doğal güzelliklerinin ranta kurban edilmemesi için mücadele ediyor. Bu ülkeye yapılan en büyük ihanetlerden biriyle karşı karşıyayız. Tedbir kararına rağmen ülkeye sokulmaya çalışılan bir geminin tüm insanlarının sağlığına yönelik çok olumsuz unsurlara rağmen rant uğruna bunun gerçekleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bizler bu suça ortak olmayacağız. O gemi bu sulardan çıkana kadar mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz” açıklamasını yaptı.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

24 Ağustos 2022

Sevilen Yönetim Kurulu Başkanına Doğum Günü Sürprizi


Efor Fuarcılık Genel Müdürü Nuray Eyigele İşleyen eşi Efor Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Doğan İşleyen’e doğum günü sürprizi yaptı.

24 Ağustos Çarşamba günü Efor Fuarcılık çalışma odasına eşi Nuray İşleyen, kardeşi Nurten Öğüt ve çalışma arkadaşları Mutlu Eyüboğlu, Muhammed Baykal, Bahar Mazlum ve nişanlısı Tugay Ünlü, Serkan Salış doğum günü pastası ile birlikte girerek, sürpriz yaptı.


Nuray Eyigele İşleyen’in pastanın üzerine “Sevgili eşim bir ömür birlikteliğe” notu sürpriz doğum gününe damga vurdu.

Efor Fuarcılık çalışanlarıyla birlikte pastasını kesen Doğan İşleyen  “Doğum günüm nedeniyle arayan sosyal medyadan mesaj gönderen dost, arkadaş ve yakınlarıma çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız sağolun var olun” ifadelerini kullandı.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

23 Ağustos 2022

“Orhun’dan Anadolu’ya II” sergisi açıldı


Sanatçı Barış Bozok’un “Orhun’dan Anadolu’ya II” sergisi 23 Ağustos Salı günü Kemeraltı Yolo art & lounge’da açıldı.

6 Eylül tarihine kadar ziyaret edilebilecek sergide sanatçı doktora çalışması için beş yıl boyunca katıldığı Kütahya Aizanoi Antik Kenti kazı çalışmalarında, tapınak duvarlarında bulunan, Anadolu'nun Türk'leşmesinin önemli kayıtlarından olan Çavdar Tatarlarına ait gaffitilerden etkilenmiş ve sanatın belgesel olma yönünü kullanarak günümüze taşımıştır. Prof. Dr.Mustafa Beyazıt'a ait " Aizanoi Antik Kentinde Bulunan Graffitilerde Kopuz ve Âşıklar" isimli makale ile birlikte ele alınan çalışmaların, gelecek kuşaklara kültürel bir aktarım aracı olarak işlev görmesi hedeflenmiştir.


Barış Bozok kimdir?

Lisans ve yüksek lisans eğitimini Gazi Üniversitesi, doktorasını ise Necmettin Erbakan Üniversitesinde tamamlamıştır. Halen Pamukkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünde görev yapmakta olan sanatçı, Türk Mitolojisi ve İkonografi ile Grafik tasarım derslerini yürütmektedir.

Doktora konusu olan, Görsel Sanatlar ve Arkeoloji İşbirliği Kültürel Miras Eğitimine yönelik çalışma ve araştırmalarına devam etmektedir. 11 yıldır kazı heyet üyesi olarak arkeolojik kazılara katılan sanatçı, eserlerinde de alanda yaptığı araştırmalardan ve İslam öncesi Türk Kültürünün günümüze yansımasına yönelik yaptığı araştırma ve çalışmalardan beslenmektedir.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

22 Ağustos 2022

EBSO Ağustos Ayı Meclis Toplantısı Yapıldı


EBSO'nun ağustos ayı meclis toplantısı, 22 Ağustos Pazartesi günü İZQ İnovasyon Merkezi binasında gerçekleştirildi.

EBSO Meclis Başkanı Salih Esen Türkiye aracılığı ile imzalanan tahıl koridoru anlaşmasının, zorlu dönemde küresel bir gıda krizine karşı önlem alınması bağlamında çok dikkat çekici ve önemli bir örnek olduğunu söyleyerek açılış konuşmasında şöyle konuştu;

Sayın Başkanım, geçmiş dönem başkanlarımız, yüksek, istişare kurulu üyelerimiz, onur üyelerimiz, meclisimizin çok değerli üyeleri, basınımızın kıymetli temsilcileri sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Ağustos ayı Meclis Toplantımıza hoş geldiniz.

Artan vakalar sebebiyle uzun bir aradan sonra, bu ayki meclis toplantımızı hibrit gerçekleştiriyoruz. Geçen ay meclis toplantımızdaki konuşmamda da vurguladığım üzere, pandemi her ne kadar hepimizi yormuş olsa da, yaklaşan sonbahar aylarını da dikkate alarak, en azından temel tedbirleri hiçbirimizin elden bırakmaması gerekiyor. O nedenle de lütfen maskelerimizi takmaya devam edelim.

Değerli Meclis Üyelerimiz,

Toplantıda konuşan Yorgancılar, giderek artan vize şikayetleriyle karşı karşıya olduklarını ifade etti. Schengen vizesiyle ilgili yaşanan sorunların bir rapor halinde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu Üyesi Ziya Altunyaldız tarafından Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'ne sunulduğunu aktaran Yorgancılar, kısa sürede çözüme kavuşmasını diledi.


30 Ağustos Zafer Bayramımızın ve 9 Eylül İzmir’imizin kurtuluşunun 100. yılına erişmenin gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bir asır önce tarihimize kazınan bu eşsiz zaferler, geçmişte olduğu gibi geleceğimizi de aydınlatıyor. 9 Eylül sadece kentimizin değil, Anadolu topraklarının da kurtuluşunu, refaha erişini, yeni ve modern bir Cumhuriyete giden yolu temsil ediyor. 19 Mayıs 1919’da başlattığı mücadeleyi, büyük zorluklar ve fedakarlıklardan sonra 9 Eylül 1922’de mutlak bir zafere eriştiren Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizle gazilerimizi minnetle yad ediyorum. Kurtuluşumuzun 100. yılı kutlu olsun.

Zafer Bayramımızın ve 9 Eylül’ün bu yıl görkemli kutlamalara sahne olacak olması, hepimizi heyecanlandırıyor. Ayrıca, biz iş insanları için çok önemli bir husus var ki; 100. yıl dönümü olması itibarıyla, İzmir İktisat Kongresi de önümüzdeki aylarda yeniden toplanıyor.   

Cumhuriyetimizin çimentosu niteliğinde olan İzmir İktisat Kongresi’nin, 100. yılında “Geleceğin Türkiye’sini inşa ediyoruz” sloganıyla tekrar toplanması çok anlamlı… Tarımdan, sanayiye ve dijitalleşmeye kadar geleceğimize yön verecek iktisat politikalarının, geniş bir katılım esasında ele alınması, içinden geçtiğimiz zorlu dönemde büyük önem taşıyor.

Değerli Arkadaşlar,

Petrol ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, yaz aylarında yerini daha stabil bir seyre bırakmış olsa da, Rusya-Ukrayna savaşının herhangi somut bir çözüme kavuşmadan uzaması, geleceğe ilişkin belirsizlikleri artırıyor. Bunun yanı sıra, geçtiğimiz kış aylarında rekor üstüne rekor kıran küresel gıda fiyatlarının da son 4 aydır aylık bazda düşüşte olduğunu gözlemliyoruz.

Bununla birlikte, aylık bazda ve konjonktürel olarak düşüş gözlemlense de, yıllık bazdaki yükseliş ise devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde, ülkemiz aracılığı ile imzalanan tahıl koridoru anlaşması, bu tür zorlu dönemlerde küresel bir gıda krizine karşı önlem alınması bağlamında çok dikkat çekici ve önemli bir örnek oldu.

Ancak, değişkenliğin bu kadar fazla olduğu günümüzde her zaman teyakkuzda olmak gerekiyor. Sonbahar ve kış aylarına yönelik olumsuz beklentilerin hala varlığını koruması, hepimizin belirsizliklere karşı politika hazırlığı içerisinde olmamızı gerektiriyor.

Özellikle, enerji fiyatlarında artışların devam etmesi beklentisinden öte enerji dar boğazının ve kesintilerin yaşanabileceği yönündeki öngörülere dikkat vermemiz gerekiyor. Enerji hatlarının ve ekonomik ilişkilerin bu kadar iç içe geçtiği bir dönemde, enerji akışındaki bir bozulma, hepimizi ciddi boyutlarda zarara uğratabilir.

Diğer taraftan, pek çok araştırma ve makale, savaşla birlikte gelen bu enerji darboğazının, yenilenebilir enerji kaynaklarını her zamankinden önemli hale getirdiği ve yeşil enerjiye geçişi hızlandırdığı yönünde hem fikirler… Avrupa, iklim kriziyle mücadelenin yanı sıra enerjideki dışa bağımlılığın kırılması için de yeşil dönüşüm politikalarını hızlandırıyor. Bu bağlamda, bizim de EBSO olarak rehber kitabını hazırladığımız, üzerinde önemli durduğumuz yeşil sanayi politikalarına ülke olarak hız vermemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim.

Değerli Meclis Üyelerimiz,

Kentimiz önümüzdeki günlerde, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın 91. kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Tıpkı İktisat Kongresi’nde olduğu gibi Enternasyonal Fuarı da kentimizin ve ülkemizin en önemli simgelerinden biri olarak görüyorum. Ayrıca, fuar kapsamında gerçekleştirilecek İzmir İş Günleri de, kentimizin marka değerlerinden biri haline geldi. Bu yıl, 1-2 Eylül tarihlerinde gerçekleştirecek olan İzmir İş Günleri’nde 1 Eylül’de Odamızın ev sahipliğinde, Sayın Başkanın oturum başkanlığı yapacağı Paneli on line ortamda izleyebilirsiniz.

 

İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl ayrıca dünyanın en büyük gastronomi fuarı olan TerraMadre’ye de ev sahipliği yapacak. “TerraMadre Anadolu” adıyla gerçekleştirilecek olan bu büyük organizasyon, Anadolu’muzun lezzetlerinin dünya ile buluşmasını, yeni işbirliği olanaklarının geliştirilmesini sağlayacak. Kentimizin ve ülkemizin belirli sektörlerde uzmanlaşıp, dünyada markalaşmasını sağlayan bu tür organizasyonların artmasını temenni ediyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Duyurular bölümü ile konuşmamı tamamlamak istiyorum, dedi.

Schengen vizesiyle ilgili yaşanan sorunların kısa sürede çözüme ulaşmasını diliyorum

Toplantıda konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise, giderek artan vize şikayetleri ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Schengen vizesiyle ilgili yaşanan sorunların bir rapor halinde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu Üyesi Ziya Altunyaldız tarafından Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'ne sunulduğunu aktaran Yorgancılar, kısa sürede çözüme kavuşmasını diledi.

Yorgancılar, vize ücretlerinin yüksek olduğunu ifade ederek, "Özellikle AB ve İngiltere siyasi veya farklı nedenlerden ötürü vize başvurularına ya çok geç dönüyor veya çok kısa süreli veriyor. Ne yazık ki, iş dünyası açısından sıkıntılı bir durum. Bununla ilgili en çok sıkıntı yaşadığımız gerek Almanya gerekse de İngiltere konsolosluklarına girişimlerde bulunmamıza rağmen, henüz sürelerde bir iyileşme gözlemlemedik." diye konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

21 Ağustos 2022

El emeği bana özel karakalem portrem

 


Yılın pek çok günü sürekli yakınlarımızın doğum günlerini, sevgililer gününü, anneler gününü, babalar gününü ve evlilik yıl dönümü gibi özel günlerini kutlarız. Sürekli olarak aynı hediyeleri alamayacağımıza göre farklı hediye düşünmek ve bulmak zorunda kalırız. Bazen hediye bulmaya çalışmak oldukça zorlu bir süreç haline gelebilmektedir.

Bu tür hediyelerden olan kişiye özel karakalem portre çalışmalarıyla tanınan İzmirli sanatçı Şahin Sak, bana el emeği karakalem portremi hediye etti.

Geçtiğimiz hafta Sokak Sanatçısı Şahin bey’i Karşıyaka İZBAN durağındaki standında ziyaret ettim. Sanatçı çizmiş olduğu karakalem portremi bana gösterince böyle bir hediye beklemediğim için duygulu anlar yaşadım.  


Benim için çok anlamı olan bu hediye için kendisine teşekkür ettim ve sanatsal çalışmalarında başarılar diledim.

Şahin Sak Karakalem portre çizimleri için İnternet adresi; Portresahin.sak09 

tlf. numarası; 0532 481 46 23


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

20 Ağustos 2022

İYİ Parti, İzmir basınıyla buluştu


İYİ Parti İzmir İl Başkanlığı, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi.

İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar; İstanbul Esenyurt’ta partisinin tanıtım karavanına yapılan saldırıya tepki gösterdi. Kırkpınar, “Biz, ‘demokrasi’ dedikçe bize saldırılar devam ediyor. Bu saldırılar ne kadar sürer bilmiyorum ama demokrasi ve hukuktan asla vazgeçmeyiz. Demokrasi ve hukuk kazanacak, istibdat kaybedecek” dedi.


İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Karaduman basınla bir araya geldiği toplantıda, İYİ Parti'nin yükselen oy oranlarına da değindi. 18 Haziran 2023 yılında yapılacak olan seçimin Türkiye'nin demokrasi ile sınavı olacağını söyleyen Kırkpınar, "Demokrasi için mücadele eden, hürriyet, özgürlük ve adalet için bir araya gelmiş bütün siyasi partiler, AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nı sandığa gömecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu süreç içinde önümüzdeki günlerde nelerle karşılaşacağız, neleri yaşayacağız hepiniz gibi benim de söyleyecek sözüm yok. Çünkü bu ülkede bir saat sonra ne olacağını bilmiyoruz. 2023 seçimlerine kadar nelerle karşılaşacağız, hangi baskı unsurları önümüze set çekecek, mücadelemize ket vuracak bilemiyoruz. Ama biz yılmadan, yorulmadan tek adam rejimini değiştirmek gücünü milletimizden alarak, yolumuza devam edeceğiz." dedi.

Hüsmen Kırkpınar, partilerine yönelik saldırı gerçekleştirildiği söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü;

Üzülerek ifade etmek istiyorum ki, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapılan İYİ Parti Ege Bölgesi il başkanları ve ilçe başkanları toplantısını icraa ettiğimiz Esenyurt'ta İYİ Parti'ye ait saha çalışmasında kullanılan konteynera MHP'liler tarafından saldırı gerçekleştirildi. MHP'lilerin gerçekleştirdiği saldırı aynı zamanda İstanbul Milletvekili Arzu Erdem'in gözünün önünde meydana gelen bir hadisedir. Biz demokrasi, hukuk dedikçe saldırılar devam ediyor. Bu saldırılar nereye kadar, ne kadar sürer bilmiyorum ama hepinizin bildiği bir şeyi söyleyeyim, 'Demokrasi ve hukuktan asla vazgeçmeyeceğiz.' Demokrasi ve hukuk kazanacak, istibdat kaybedecek. Yaşasın demokrasi ve hukuk, kahrolsun istibdat' dedi.

Sıkı bir duruş gösteriyoruz

973 ilçede 81 ilde bütün teşkilatlar olarak, Sayın Meral Akşener'in arkasında sağlam, sıkı bir duruş gösteriyoruz. Bizim bu ülkede yeni bir partiye ihtiyaç duyulduğu için yol başçılığımızı yapan Sayın Genel Başkanımız, bu tip olaylar karşısında bütün teşkilat mensuplarımızı sükunete ve kararlı bir duruş sergilemeye davet ediyor. Biz de o sükunetimize ve kararlı duruşumuza, mücadele azmimizden vazgeçmeden devam edeceğiz.

2017'nin 16 Nisan günü yapılan ve sonuçları tartışmalı olan referandum sonucunda tek parti, tek adam rejimine geçmiş olduk. 83 milyon insanın yaşamış olduğu, 5 milyon sığınmacının yaşadığı bu ülkede bütün devlet bürokrasisini tek bir kişi yönetirse ve bu yönetim şekli de baskıcı bir rejim olursa bunun karşısında elbette ki zaruretten ve ihtiyaçtan doğmuş İYİ Parti kurulacaktı ve kuruldu." şeklinde ifade etti.


2023 seçimlerinde adının milletvekili adayları arasında geçmesi iddialarına da yanıt veren Kırkpınar, adaylık kararını teşkilata danışmadan almayacağını söyledi. Kırkpınar, “Bölgesel toplantıda bu gündeme gelmedi. Gelmesi de doğru olmaz zaten. Bu soru çokça soruluyor. Ben başından beri söylüyorum, 30 ilçe başkanıma ve il yönetim kuruluna bu konuyu danışmadan ve onların görüşlerini dikkate almadan böyle bir karar almam. Bir siyasi partiyi en yukarı taşıyan teşkilattır" şeklinde konuştu.


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

19 Ağustos 2022

Rengarenk Bir Tat; Osmanlı Macunu


İzmir’de yaşayan Gazi Gönülaçar festivallerde, şenliklerde geleneksel Osmanlı macununu hem satıyor, hem de tanıtımını yapıyor.

Manisa doğumlu olan Gönülaçar babasından öğrendiği geleneksel lezzetlerden Osmanlı macununu seyyar arabasıyla satıyor.

Osmanlı macuncusu Gazi Gönülaçar Osmanlı macununun şifa kaynağı olduğunu söyleyerek şöyle konuştu;


“İzmir’de yaşıyorum. Baba mesleği macunculuk işimi devam ettiriyorum. İşimi severek yapıyorum. İzmir’de yapılan tüm festivallere katılarak geleneksel lezzetimizin tanıtımını yapıyorum. Genelde Kemeraltı çarşısı “Kızlarağası Hanının” arka tarafında satış yapıyorum. Hafta içi Kemeraltı çarşısındayım. Hafta sonu festival olursa festivallere katılıyorum. Renkli geleneksel Osmanlı macununun porsiyonu 15 TL.’den satıyorum.

Geleneksel bir lezzetti devam ettiriyorum

Osmanlı macununa yerli turistlerin ilgisi devam ediyor. Osmanlı macunu tadını bilenler çocuklarına bu lezzeti tattırmak istiyor. Çocuklarda geleneksel lezzetimizi seviyor. Yuvarlak bir tepsi içinde rengarenk olması çocuklara eğlenceli geliyor.


Kemeraltı çarşısına gelenler ilgi gösteriyor. Fotoğraf çektiriyor. Ben de bu geleneği devam ettirdiğim için mutluyum. İzmir’de bu işi yapan az sayıda kişi kaldı. Bizden sonra devam ettirecek yok. Umarım bu lezzet yok olmaz” dedi.


 

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

18 Ağustos 2022

Bolluk ve bereketin simgesi Aşure Günü kutlandı


Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi kursiyerleri Muharrem ayı münasebeti ile paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesi olan Aşure Gününü kutladı.

Etkinlikte ayrıca Türkmen geleneksel el sanatları ve takıları sergilendi.


19 Ağustos Perşembe günü Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi bahçesi’nde düzenlenen etkinliğe öğretmenler, kursiyerler, çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı.

Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi Merkez Sorumlusu Sinem Işık etkinlik hakkında şu bilgileri verdi;

“Tüm masraflar kursiyerlerimiz ve çalışanlar tarafından karşılandı. Tam bir birlik aşuresi oldu. Buca Yenigün Mahallesi’nde işlevsellik açısından benzeri bulunmayan ‘Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’ Kadınlarımızın sosyo-ekonomik gelişimlerini sağlayarak, toplumsal yaşama katılımlarını arttırmayı amaçlıyor. 3 katlı merkez, 850 metrekarelik bir alanda çok sayıda aktiviteyi bünyesinde barındırıyor. Bu kurslarımıza katılan tüm kursiyerlerimizin katkılarıyla yaklaşık 900 kişiye aşure ikram ettik. Bugün bu vesileyle aşure etkinliğimizde eğitmenlerimiz, kursiyerlerimiz ve vatandaşlarımız ile bir araya geldik.


Aşçılık Halk eğitim öğretmenimiz Özlem Esen’in hazırladığı aşuremize aşçılık kursiyerlerimiz de destek verdiler. Diğer öğrencilerimiz ikramlarda yardımcı oldular. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim” dedi. 


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

17 Ağustos 2022

İzmir Kitap Fuarı'nın tanıtım toplantısı yapıldı


İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 28 Ekim - 6 Kasım tarihlerinde yazar ve yayınevlerinin İzmirli okurla buluşacağı İZKİTAP - İzmir Kitap Fuarı'nın tanıtım toplantısı yapıldı.

Fuarın tanıtım toplantısı Fuar İzmir’de düzenlendi. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra; İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, SNS Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Saruhan Simsaroğlu, yayınevi sahipleri, yazarlar ve basın mensupları katıldı.


Bu yıl Gaziemir’de yer alan Fuar İzmir’de gerçekleştirilecek olan İzmir Kitap Fuarı tanıtım toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer;

“İzmir hazır bilgilerin tüketildiği değil, tüm dünyaya yön veren eserlerin hayat bulduğu bir kent olmayı hayal etti. Bunu yerine getirmekse bizim asli görevlerimizdendir. Bu duruşumuzun teminatlarından biri olan İzKitap işte bu nedenle çok değerli. Üstelik 28 Ekim-6 Kasım tarihleri İzmir’in ikinci iktisat kongresi çalışmalarıyla örtüşüyor. Özetle İzmir’in ikinci yüzyılı hazırlanırken yer alacak bu fuar başka bir anlam başka bir içerik zenginliği de taşıyor” dedi.


Başkan Soyer sözlerine şöyle sürdürdü;

Bugün izkitap fuarımızın tanıtım toplantısında sizlerle buluşmaktan çok mutluyum. 28 ekim 6 kasım tarihleri arasında Türkiye’nin en yeni ve en modern fuarında gerçekleştirilecek Fuarımız İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ ve SNS Fuarcılık ortaklığında düzenleniyor. 8500 yıldır bir sanat şehri olan İzmir’in ev sahipliği yapacağı fuarımız yayın evleri ile yazarları doğrudan İzmirlilerle buluşturacak. Biliyoruz ki yaşamı dönüştürmek kendimizi ifade etmekle başlar. Kendimizi ifade etmeyi zenginleştirmenin yolu ise kitaplardan geçer. İşte bu nedenle her mahalleye bir kütüphane kampanyası ile İzmir’deki herkesin özgürce kitaba erişmesini sağlamayı hedefliyoruz. Bu konuda İzmir bir kez daha dayanışmanın ruhunu en güzel örneklerinden birini gösteriyor.


 “Vatandaşlarımıza İzmir genelinde kitaplarını bağışlayabileceği kitap teslim noktaları oluşturduk. Büyükşehir belediyesini ziyarete gelecek olan konuklara çiçek getirmeyin, çikolata getirmeyin kitap getirin dedik. Çünkü her kitap tohumdur. Kitaplardaki eşsiz bilgiler geleceğin dünyasını inşa edecek olan gençlerimiz çocuklarımız içindir. Bugün gururla söyleyebilirim ki bağışçılarımızdan gelen kitapların sayısı 30 bini aştı. Biz de vatandaşlarımızdan gelen bu kitapları yine vatandaşlarımıza ulaştıracağımız 50 kütüphaneyi inşa etmek için yola çıktık. An itibariyle 22’si bitti. Diğerlerini de ilerleyen günlerde yetiştireceğiz. Bu çalışma dayanışma ve ortak akıldan aldığımız güç ile devam ediyor. İzmir hazır bilgilerin tüketildiği değil, tüm dünyaya yön veren eserlerin hayat bulduğu bir kent olmayı hayal etti. Bunu yerine getirmekse bizim asli görevlerimizdendir” dedi.


28 Ekim-6 Kasım tarihleri arasında yayıncılık sektörünün tüm bileşenleri buluşturacak fuar, yazarlarla söyleşiler, imza günleri, paneller, canlı yayınlar ve özel etkinlilerle kentin kültür hayatına hizmet verecek.

İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT

 

16 Ağustos 2022

Yayla Gevrek Fırınının kokusunda adeta davet var


İzmir’in Buca ilçesi’nde 1986 yılından beri gevrek, boyoz, börek ve poğaça çıkaran Yayla fırını’nın önünde özellikle sabah saatlerinde uzun kuyruklar oluyor.

Fırından taze çıkmış çıtır gevrek ve boyoz kokusuyla güne başlayanlar, akşamüstü atıştırmalık yapanlar için güler yüzlü çalışanlarına kolay gelsin diyerek boyoz ve gevrek fırınını ziyaret ettik. Yayla Gevrek ve Börek Fırınının önünde 2 küçük masa var. Gevrek ve boyoz siparişimizi verdik. Uzun yoldan geldiğimizi söyledik. Bizim için kahveden çay söylediler. Başta İşletmeci Süleyman bey ve fırında tüm çalışanların işlerini severek yaptığını gördüm.


Odun ateşinde pişen lezzetli boyoz, börek ve gevrekleriyle hem mahalleli hem de İzmir’in başka köşelerinden gelenler için vazgeçilmez bir durak olan Yayla Gevrek ve Börek Fırınının hikayesini işletme sahibi Süleyman Sınur’dan dinleyelim.


Bayındır Zeytinova doğumluyum. Fırıncılık mesleğime 12 yaşında başladım. 1986 yılında kardeşimle birlikte ortak olarak kurduğumuz Yayla Gevrek Fırınını şuan tek başıma sürdürüyorum.

Her sabah sıcak çıtır çıtır gevrek, boyoz, börek ve poğaçayla İzmirlilerin sevdiği lezzetleri sunuyoruz. Kahvaltıların vazgeçilmezi olan Yayla Gevrek ve Börek Fırını 1986'dan beri değişmeyen kadrosu ve samimi aile işletmesiyle tek lezzet olarak önce Buca’lılara ve son yıllarda İzmir'in farklı yerlerinden gelen müşterilerimize hizmet veriyoruz.

İzmir’de de iddialıyız

İzmir’in her yerinden müşterilerimiz var. Sosyal medya hesaplarımızdan bizleri takip eden takipçilerimiz geliyor. Tüm ürünlerimizi çok beğeniyorlar. Aldığınız para helal olsun diyorlar. Buca’da bir tane olduğumuzu söylüyorlar. Artık İzmir’de de iddialıyız.


Farkımız, gevrek ve boyoz yapımının püf noktalarını iyi biliyoruz. Odun ateşinde olması, kaliteli un ve kaliteli yağ kullanıyoruz ve tabi ki sevgimizi katıyoruz. Damak tadı bizim için önemli. Kendim yemediğim bir ürünü müşterime satmam. Özellikle damak tadına düşkün olanları fırınımıza bekliyoruz.

Bir aile gibiyiz

Butik fırın olarak kalmak istiyorum. İşimin başında kendim olmalıyım. Kalitemizden taviz vermeden işimi kendim sürdürmek istiyorum. Yanımda çalışan elemanlarım eski ustalarımız. Emekliye ayrılan ustalarımız yerlerine oğullarını bırakıp gidiyor. Bir aile gibiyiz. Böyle kalsın istiyorum. Biz yeterince büyüdük. Evliyim. Bir kızım var. Hepimiz birlikte işimizi severek yapıyoruz. Bu benim için yeterli.  


İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT