Korona virüs salgını kapsamında yeniden getirilen kısıtlamalar işletmeleri ikinci kez vurdu. Covid-19 tedbirleri nedeniyle birçok kafe ve restoran kapılarını kapattı. Sadece paket servisi yapmalarına izin verilen kafe lokanta gibi işletmeler zor günler geçiriyor. Kafe ve restoranların ne zaman açılacağı bilinmiyor. Virüse karşı insanlarımızı korumak tabi ki çok önemli fakat bu virüsün sadece kafe ve restoranlarda mı kol gezdiği sorusunu getiriyor insanın aklına.
Sektörde neler olup bittiğini öğrenmek için İzmir Alsancak semtinde faaliyet gösteren Cafe Brownie işletmecilerinden Mustafa Alptekin'i ziyaret ettim. Mustafa Alptekin ile salgın nedeniyle yaşanan kısıtlamaları, sorunları, yeme içme sektöründe değişimleri, sektörün geleceği açısından neler düşündüklerini konuştuk;
Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
1976 doğumluyum. Asıl mesleğim avukatlık. 19 yıldır avukatım. Şu anda içinde bulunduğumuz Cafe Brownie'nin ortağı ve işletmecisiyim. Kafeyi iş ortağım Erkan Kişin ile birlikte yürütüyoruz. Erkan Kişin aynı zamanda inşaat sektöründe de çalışıyor. 1 sene önce Cafe Brownie'yi aldık. Maalesef işletmeyi satın aldıktan kısa bir süre sonra pandemi süreci başladı. Çok düşük iş hacmiyle faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Siz Avukatlık yapıyorsunuz. Ortağınız İnşaat sektöründe. Kafe işletme kararını nasıl aldınız?
İş ortağım Erkan Kişin Cafe Brownie'nin satılık olduğunu birlikte ek iş olarak kafe işletme fikrini bana açıkladı. Ben çok yoğun çalışsam da artakalan zamanımda vakit ayırabileceğimi düşündüm. Cafe Brownie müşterisi oturmuş marka bir işletmeydi. Doğru bir karar verdiğimizi düşünüyorum.
Yeme-içme sektörü pandemi önlemlerinden nasıl etkilendi?
Cafe Brownie'yi aldıktan sonra 2 buçuk ay corona virüs olmadığı için işlerimiz iyi gidiyordu. Şanssız kötü bir döneme denk geldik. İlk kısıtlamalar başlayınca bir çok işletme gibi biz de çok hazırlıksız yakalandık. Ekonomik olarak çok etkilendik. Çok fazla stoklu ürünümüz vardı. Aldığımız mevsimsel ürünler çürüdü. Raf ömrü kısa olan ürünler elimizde kaldı, bozuldu. Pandemi süreci beklediğimizden uzun sürdü. Aylarca kazanç elde edemedik. İşyerleri kapalı olsa da kira, stopaj, vergi, elektrik, su ödemeleri ekonomik zorluklar yaşamamıza neden oldu. İşyerlerimiz açık olunca ciromuzun iki katını yapmalıyız ki açığı kapatalım.
Devletten destek göremiyoruz. Ayakta kalma mücadelesi veriyoruz. Vergi ödemeleri, kira, SGK ödemeleri devam ediyor. Bu ödemeleri kendi öz kaynaklarımızdan karşılıyoruz.
İkinci pandeminin size etkilerini anlatabilir misiniz?
Haziran ayında normalleşme süreci başladı. Normalleşme sürecinde işlerimiz zaten düştü. İlk pandemi kısıtlamalarında devlet gerekli destekleri vererek böyle bir kısıtlama yerine 1 veya 2 aylık tam kapanma yapsaydı işverenler, çalışan kesim herkes için adil bir karar olurdu. Salgın bu boyutlara gelmezdi. İkinci kapanma süreci sektör için daha yorucu geçiyor. Gerçek anlamda ne zaman normalleşeceğiz belli değil. Paket servisin bize bir katkısı yok. Bizim işletmemiz paket servisine çok uygun değil. İşyerimiz kapalı olmasın ve mevcut müşterilerimizle iletişimi koparmamak için gündüz açıyoruz. İşletmeyi çevirebilecek bir iş yapamıyoruz. Pandemi'den önce yanımızda 8 kişi çalışıyordu. Şu an 3 kişi çalışıyor. Çalışanlarımızdan bir kısmı kısa çalışma ödeneği aldı. Pandemi sürecini öz sermayemizden idare edebiliyoruz. Fakat çalışan kesim bu süreci çok zor geçiriyor. İşletmeler yanlarında çalıştırdıkları elemanları bir süre idare etmeye çalıştı. Süreç çok uzadı ve ne zaman biteceği belli değil. Artık işverenin de idare edecek gücü kalmadı. Zaten çok fazla giderimiz var. Gelir gider tablomuz olumsuz yönde etkilendiği için çalışanlarımıza uzun süre destek veremedik.
Kafe, bar ve restoranlar kapalı veya paket servis olarak açık. Birçok insanın bir arada çalışmak zorunda kaldığı fabrikalar, AVM'ler açık. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
İkinci kapanma sürecinin mantığını anlayabilmiş değilim. Kafe ve restaurantlar kapalı AVM, fabrika gibi yoğun çalışma ortamları olan yerlere kısıtlama getirilmedi. Denetimin olmadığı bu yerlerde maske mesafe kurallarının uygulanmadığını basından takip ediyoruz. Toplu taşıma araçlarında sabah akşam insanlar balık istifi gibi mecbur oldukları için işlerine gidip geliyor. Virüsün yayılması bu yerler için uygun. Devlet öncelikle bunlara tedbir almadıkça bu salgın bitmez. Bu tür yerlere göre hizmet sektörünün kurallara uyması daha kolay. Masalar azaltılarak masa arası mesafe, günlük rutin temizlik ve hijyen kuralları, giriş çıkışlara dikkat ederek çalışmalarımıza devam edersek çalışan kesime, devlete ödenen vergilerle mekanizma burada işler.
Çok zorlu günlerden geçen yeme içme sektörünü gelecekte neler bekliyor?
Biz hizmet sektörü olarak mart ayından bu yana halkımızın sağlığı için alınan tüm kararlara uyduk. Artık bu sıkıntılı sürecin bitmesini istiyoruz. Normalleşme dönemine ne zaman geçeceğiz hala belli değil. Bu belirsizlik geleceğe karamsar bakmamıza neden oluyor. Çok sayıda işyeri kapandı ve kapanmaya devam ediyor. Büyük bir kesim işsizlik ve gelecek kaygısı yaşıyor. 2021 zor günleri işaret ediyor. Devlet bizler için de acil destek sağlamalı.
Cafe Brownie olarak covid-19 sonrası planlarınız neler?
Öncelikle salgın nedeniyle değişen tüketici alışkanlıklarını iyi takip ediyoruz. Yenileşmeye birlikte her şeyin bir anda eskisi gibi olacağını beklemiyoruz. Misafirlerimizin ve çalışanlarımızın sağlıkları ön planda olarak, küçük dokunuşlar ve yeniliklerle açılış yapmayı planlıyoruz.
Cafe Brownie'yi diğer kafelerden ayıran özellikler nelerdir?
Cafe Brownie 21 yıllık bir deneyime sahip. Biz 1 yıl önce devraldık. İsmini ve mutfağı, menüsü, çalışan ekibi değiştirmedik. Sürekli gelen müşteriler uzun bir süre sonra el değiştirdiğini öğrendi. Müşterilerimiz eskisi gibi yine gelmeye devam ediyor. Kendi alakart mutfağımız var. Alkolle beraber lezzetli menülerimiz var. Menüleri müşterilerimize en iyi şekilde sunmaya özen gösteriyoruz. İsim olarak tescilli bir markayız. Özenle hazırlanmış et yemekleri, makarna ve pizza çeşitleri misafirlerimiz tarafından çok beğeniliyor. Müşterilerimizden gelen tavsiyelere çok önem veriyoruz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
İşletmelerin pandemi sürecinden sağlıklı çıkabilmeleri için düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bu dönem vergi, SGK prim ödemelerinin alınmaması gerekiyor. Bu süreci yaşayan birçok dünya ülkelerine baktığımızda işletmelere destek veriliyor. Örneğin Almanya'da işletmenin bir önceki yıl cirosuna bakılarak yüzde 75'i kadar devlet destek veriyor. İşletme bu şekilde ayakta kalabiliyor. Çalışamayan işçilerin maaş ödemesi devlete ait. İşletmelerden vergi alınmıyor. Biz de tam tersi. Kendi öz sermayelerimiz ile ayakta kalmaya çalışıyoruz. Fakat bunu kaldıracak gücümüz kalmadı. Dokuz ayı geçen bir süre ve ne kadar süreceği belli olmayan bir süreç içindeyiz. Kira gideri çok yüksek işletmeler var. İzmir'den örnek verirsek kordondaki mekanlar gibi yüksek kira ödeyenler devletin desteği olmadan veya bir çözüm bulunmadan dayanamayacaklarını düşünüyorum. Bu gidiş hiç iyi değil. Artık çözüm bekliyoruz.
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder