Türkiye’nin dünyanın kuru incir ihtiyacının yüzde 60’ını karşıladığı bilgisini veren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türkiye’de üretilen kuru incirin karanlık odalarda UV lambalar altında ve lazerlerle kontrol edildiğini, bir pestisit olmayan aflatoksinin incirlerden ayıklandığını, Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı gıda ürünleri listesinde yer verdiği kuru inciri herkesin gönül rahatlığıyla tüketebileceğini dile getirdi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı gıda ürünleri listesinde
yer verdiği kuru incirler gıda güvenilirliğinin temini, tüketici sağlığı ve
menfaatlerinin korunması amacıyla uluslararası standartlar dikkate alınarak
gıda kodeksine göre üretiliyor ve tüketicilere sunuluyor.
Cennet meyvesi olarak tanımlanan, noel sofralarının
vazgeçilmezi kuru incirde Türkiye dünyanın kuru incir ihtiyacının yüzde 60’ını
karşılıyor.
Türkiye’de yetişen kuru incir dünyanın en kaliteli kuru
inciri olarak öne çıkarken, Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Japonya
Türk incirini en çok tüketen coğrafyalar olarak öne çıkıyor.
Son dönemde kuru incirin aflatoksin nedeniyle ihraç pazarlarından geri gelmesiyle ilgili haberlerin artması üzerine kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla basın toplantısı düzenleyen Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, “Son dönemde yoğun olarak gündeme gelen kuru incirde aflatoksin, kuru incire insan eliyle konulan zirai ilaç/pestisit değildir. Aflatoksin diğer pek çok tarım ürününde olduğu gibi iklim koşullarına bağlı olarak doğada bulunan saprofit mantarlar tarafından üretim aşamasında meydana gelmektedir. İklim koşullarına bağlı olarak aflatoksin oluşumu her yıl farklılık göstermektedir. Üretim dönemindeki hava koşullarına bağlı olarak toplam üretimdeki aflatoksin varlığı, %0,5 ila %1,5 arası oranlarda değişmektedir. 2024 üretim sezonunda görülen olumsuz hava koşullarından dolayı aflatoksin varlığında önemli bir artış meydana geldi. 2024 yılında aflatoksin ve okratoksin bulaşıklığı nedeniyle AB ülkelerine yapılan ihracatımızda alınan Hızlı Alarm Bildirimi sayısı 2023 yılına göre artış gösterdi” diye konuştu.
Kuru incirde aflatoksin oluşumunun önüne geçmek için,
üreticiler, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Enstitüler,
Üniversiteler, Borsalar ve Tüccarlarla yoğun bir iş birliği yaptıklarını
anlatan Başkan Işık şöyle devam etti; “Aflatoksin sorunu ilk olarak 1987
yılında ortaya çıktı. O andan itibaren Ege İhracatçı Birlikleri tarafından, Ege
Üniversitesi, Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı destekleri ile tüm
kuru incir işletmelerimizde aflatoksin bulaşıklığını ayıklamak amacıyla kontrol
sistemleri oluşturulmuş ve bu sistemin etkinliği denetlenmektedir. Tüm kuru
incir işletmelerimiz hammadde alımlarında aflatoksin kontrolü yapmakta ve
izleme programları yürütmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığımız ve diğer paydaş
kurumlarımız ile birlikte üretim aşamasında aflatoksin bulaşıklığını önlemek ve
azaltmak için yoğun çalışmalar yapıyoruz. Kuru incirde Aflatoksin ve Okratoksin
oluşumunun engellenebilmesi amaçlı her yıl binlerce kurutma kereveti, ilek
filesi, hasat filesi, tuzaklar ve örnek kurutma tünelleri Birliğimizce
yaptırılmakta, Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda üreticilerimize
ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Diğer yandan, örnek bahçeler oluşturarak
bilgilendirici broşür ve kitapçıklar yaptırılarak üreticimize yol
gösterilmektedir.”
Aflatoksinli incirler
24 yıldır imha ediliyor
Ege İhracatçı Birlikleri olarak hedeflerinin sadece ihraç
pazarlarında değil, ülkemizde de tüketicilerin sağlıklı kuru incir tüketimine
katkı sağlamayı misyon edindiklerinin altını çizen EKMİB Başkanı Mehmet Ali
Işık, “Bu amaçla işletmelerimize gelen kuru incirler özel karanlık odalarda UV
lambalar altında ve lazer ayıklama makinelerinde fiziki kontrollerle sarımsı
yeşil renkli ışıma veren aflatoksinli kuru incirler ayıklanıyor. Bu kontroller
sonucunda aflatoksin tespit edilen kuru incirlerin ticarete konu olmasının
önüne geçilmesi için Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliğimizce
2000 yılından beri Aflatoksinli Kuru İncirlerin İmhası Projesi yürütülüyor.
İklim değişikliği ve yaşanan olumsuz hava koşulları nedeniyle bu yıl aflatoksin
oluşumunda artış meydana gelmiştir. Bu nedenle Projemiz kapsamında geçen yıl
0,7 olan aflatoksinli kuru incir oranı %1,5’a çıkarılmış, ayrıca Okratoksin-A
oluşumuna etki ettiği bilinen küflü incirlerin de %1 oranında toplanarak imhası
kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda yılda ortalama 500-600 ton aflatoksinli kuru
incir imha edilirken, önümüzdeki dönemde imha edilecek toksinli incir miktarı yılda
1.500 tona yükselecek. Sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında son 3 yıldır
toplanan aflatoksinli incirler Biyogaz tesislerinde bertaraf ediliyor” şeklinde
konuştu.
Geri gelen kuru
incirler ne oluyor?
Çok yoğun kontroller sonucunda ihraç edilen kuru incir
partilerimiz çeşitli nedenlerle ülkemize geri gelebildiğini aktaran Işık, bu
ürünlerle ilgili takip edilen yolu da şöyle özetledi: “Kuru incirin büyük
taneli ve homojen olmayan yapısı nedeniyle, analiz edilen numunenin içine tek
bir aflatoksinli incirin karışmış olması bile analiz sonucunun olumsuz
çıkmasına yol açabilmektedir. İhracattan Geri Dönen Ürünler Türk Gıda Kodeksi
(TGK) Mevzuatına Uygunsa Ülkemize Girebilmektedir. İhracattan geri gelen kuru
incirler, ülkemize girişte Türkiye’nin ithalat prosedürüne tabi tutulmaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı kontrolünde analiz edilerek sonucu uygun olan
partilerin yurda girişine izin verilmektedir. Bakanlık yetkilileri gözetiminde;
UV lambalı karanlık odalarda ayıklanan ve lazer makineleri ile tesislerimizde
elden geçirilen aflatoksinli kuru incirler tekrar ayıklanmakta, tekrar numune
alınarak analiz edilmekte, TGK mevzuatına göre yasal limitlerin altında olan
kuru incirler ülkemize girebilmektedir. Bu açıdan, çeşitli mecralarda zehirli,
pestisitli kuru incirlerin ihracat pazarlarında tüketilmeyip ülkemiz pazarında
satışa sunulduğuna yönelik tüm iddialar asılsız ve yanıltıcıdır.”
Biz bütün
paydaşlarımızla hem üreticilerimizi hem ülkemizin kalkınmasını devam
ettireceğiz
Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Birol
Celep, “İncirde kalite sorunu yaşanmasının en büyük nedeni Haziran ve Temmuz
ayındaki sıcaklığın 45 derecelere çıkması. Enstitümüz kayıtlarında yaklaşık 300
çeşit incir var. Küresel ısınma ve İklim değişikliği ile sıcaklıklar artmaya devam
ettikçe üretim bölgelerini değiştirerek dengeleyeceğiz. Biz bütün
paydaşlarımızla hem üreticilerimizi hem ülkemizin kalkınmasını devam
ettireceğiz.” dedi.
Tarım üretim
arazileri yer değiştiriyor
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Gabay, “İncir stratejik ürünümüzdü son 5 senedir
prestij ürünümüz oldu. Yıllar geçtikçe ürünün kalitesini artırıyoruz. Türk
incirini prestij ürün olarak satmak istiyoruz. Paydaşlarımızla çalışmalar
yürütüyoruz. Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle kalite sorunları
yaşıyoruz. Tarım üretim arazileri yer değiştiriyor. İncirde ovadan dağa doğru
bir kayma var. Şuan yüzde 70’i dağda, yüzde 30’u ovada yetiştiriliyor. İyi
Tarım Uygulamaları ile bu riskleri bertaraf etmeye çalışıyoruz.” diye
konuştu.
İncirdeki aflatoksin
ve okratoksinin insan sağlığı açısından risk yaratması için bir kişinin günlük
50 kilo incir tüketiyor olması lazım
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim
Kurulu Üyesi Ahmet Göksan, “Aydın’da insanların refahını bu ürün belirliyor.
İncirdeki aflatoksin ve okratoksinin insan sağlığı açısından risk yaratması
için bir kişinin günlük 50 kilo incir tüketiyor olması lazım, bir kişi günde
300 gr incir tüketiyor. Aydın’da sabah öğlen akşam incir yiyor insanlarımız 100
yaşına kadar yaşıyorlar. Rekolte daha da artacak, bizim incirimize sahip
çıkmamız gerekiyor.” dedi.
İzmir Modern / Nurten ÖĞÜT